1 Mayıs
Yaşama standartlarımız her geçen gün gerilerken 1 Mayıs’ı bayram olarak kutlamanın ne anlamı var. Çalışanların emeğinin tam olarak verilmediği, hakkının tam karşılığını almak istediğinde suçlandığı, hatta dövüldüğü, öldürüldüğü bir devirde bayram yapmak benim haddim değil. Hele hele dünyayı komünist yapmak isteyen komünist liderlerin resimlerinin gölgesi altında 1 Mayıs’ı kutlamak ya da yazmak bana göre değil.
İnsanların emek harcayarak insanca yaşanabilen bir dünyayı oluşturduklarında bayram yapma hakları olacaktır vesselam.
TÜİK’in Aşağıdaki tablosunu iyice bir inceleyelim bakalım… Bayramı hak etmiş miyiz?
Nüfusun % 16,9’u yoksulluk sınırının altındadır.
Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin % 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun % 16,9’u yoksulluk riski altındadır. Kentsel ve kırsal yerler için ayrı ayrı hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde bu oran % 14,3 iken, kırsal yerlerde % 16,6’dır.
Sürekli yoksulluk riski altında bulunanların oranı %18’dir.
Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan “sürekli yoksulluk” oranı, dört yıl boyunca hanenin üyesi olan fertlerden en az üç uygulamada yoksulluk riski altında olanlar olarak tanımlanmaktadır. Sürekli yoksulluğun hesaplanmasında eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin % 60’ı dikkate alınmaktadır.
Buna göre, araştırmanın 2009 yılı dört yıllık panel sonuçlarından hesaplanan sürekli yoksulluk oranı % 18’dir.
Nüfusun yaşam koşulları göstergeleri
Kurumsal olmayan nüfusun;
-
% 60’ı kendilerine ait konutta oturmaktadır.
-
% 43,8’inin konutunda “sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi vb.” sorunlar söz konusudur.
-
% 43,3’ünün oturduğu konutta “izolasyondan dolayı ısınma sorunu” yaşanmaktadır.
-
% 61,4’ünün hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) bulunmakta, bu borç ödemeleri, % 28,3’ünün hanesine çok yük getirmektedir.
-
% 87,5’i “evden uzakta bir haftalık tatili”, % 65,7’si “beklenmedik harcamalarını” ve % 81,7’si “yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını” ekonomik nedenlerle karşılayamamaktadır.
Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan “maddi yoksunluk” oranı 2009 yılında % 63, 2010 yılında ise % 63,5 olarak hesaplanmıştır.
Geceler yârim oldu anam anam garibem
Ağlamak kârım oldu anam anam garibem
Evvel böyle değildim anam anam garibem
Sebebim zalim oldu anam anam garibemBayram gelmiş neyime anam anam garibem
Kan damlar yüreğime anam anam garibem
Yaralarım sızlıyor anam anam garibem
Gülmek benim neyime anam anam garibem
‘1 Mayıs’ bana bu türküyü söyletti. Haydi iyi bayramlar!…
This entry was posted in
Gündem. Bookmark the
permalink.