“Vicdani Red’di RED!…”

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Bizce, şanlı Türk Ordusunu çözme, çökertme oyunlarından biri daha gündeme getirilmiştir. Kasıtlı olduğunu düşünüyorum.
Bazı batı ülkeleri yasal düzenlemelerle “vicdani red”ci denilenlere mecburi devlet görevi yaptırmaktadır.
Türkiye’de bunu uygulamanın nelere mal olacağını düşünmek ve bilmek durumundayız. Asırlardan beri şanlı Türk Bayrağına kanının rengini vermiş, vatan uğruna canından geçmiş olanların can ve kan pahasına kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin topraklarında hür bir şekilde yaşayanların böyle bir hakkı olması mümkün mü? Çanakkale, Sakarya, Anafartalar, Dumlupınar, İnönü savaşları, zaferlerini , şehit ve gazilerini görmezden gelen ve o sayede hür olarak yaşayanların böyle bir hakkı asla yoktur, olamaz. Her milletin, her coğrafyanın farklı özelliklere sahip olduğu muhakkaktır. Anadolu topraklarında yıllarca hüküm sürmüş pek çok devlet tarihin derinliklerinde yok olup gitmeye mahkûm olmuşlardır. İnsan vicdanını maske yaparak asli görevinden kaçan korkaklara, bu bayrak altında, bu vatan topraklarında yaşamak isteğine bugün hangi Gazi, Şehit ve Türk evladı rıza gösterebilir? Vicdanı olanın reddi olmaz. Bu olsa olsa vicdansızların reddidir.
Mustafa Kemal Atatürk çağdaş medeniyeti hedef göstermiş olmasına rağmen çağımızın siyasileri sadece ve sadece Avrupa medeniyetinin hedef alındığı gün gibi aşikârdır.
Bunu düşünen ve savunan tarafından kişilerin Kahraman Gazilerce ve Kahraman Şehit ailelerince ve hatta yüce Türk Milletince dinî, insanî, vatanî ve vicdanî olarak nasıl reddedileceklerini, bu vatanın suyunu içme, havasını soluma, , toprağında yaşama hakkına sahip olamayacaklarını bilmeleri gerekir.

 

İŞTE BU; DİNî, İMANÎ, İNSANÎ, VATANÎ, KALBÎ VE VİCDANÎ REDDİR…
 
Kenan ŞAHBAZ
This entry was posted in Yazılarım. Bookmark the permalink.

Comments are closed.