TÜRK, ATATÜRK VE CUMHURİYET DÜŞMANI KANSIZLARA

TÜRK, ATATÜRK VE CUMHURİYET DÜŞMANI KANSIZLARA

 Abdülhamit döneminde Şeyh-ül İslamlıkta görev yapmış ŞEYH RAMİ BABA, 1930 yıllarında, KAHHARİYE okunması için bir kasabaya davet edilir. Yani ‘’Ya Kahhar- Ya Kahhar- Ya Kahhar’’ diyerek Kahhar zikri çekilecektir.
Helâk olması için Atatürk’e topluca beddua edilecektir. Kahhariyenin okunacağa yâni bedduanın edileceği sabaha çok kısa bir zaman kala Şeyh Rami Efendi bütün niyetleri altüst eden bir rüya görür ve gördüğü bu rüyasında “Peygamberimiz, dünya üzerinde eli ile işaret ederek burayı şuna verin” diye buyuruyorlar.

Peygamberimizin; Burası dediği Türkiye’dir. Şu dediği Mustafa Kemâl’dir.

Bu rüya üzerine Şeyh Rami Baba Atatürk’e beddua için kendisine yapılan daveti kabul ettiğinden dolayı fazlasıyla müteessir olur. Yatağından kalkıp giyinerek gizlice evi terk eder.

1938 de Atatürk’ün ölümü dolaysıyla İran’ın Tahran Gazetesinde yayımlanan bir yazıda şöyle söylenilir;
‘’Allah bir millete yardım etmek ve elinden tutarak yok olmaktan kurtarmayı murat ederse o milletin başına M. Kemâl gibi bir deha lider getirir’’

ABD’li tarihçi, Prof. Dr. Justin McCarty der ki;
“Atatürk olmasaydı, Türk belki Özbekistan’da olurdu, ama Trakya ve Anadolu’da kalamazdı. 100 yılın sonunda tüm civar büyük coğrafyadan sürülmüş ve katledilmiş Türklerin Konya Ovası’ndan sürülmeleri ve atılımları ne kadar sürerdi sanıyorsunuz? Ne Türk ne de Türkiye kalırdı. Mustafa Kemal sadece ülkeyi kurtarmadı, Türk neslini de kurtardı!”

Hintli Mahatma Gandi ise;
”Mustafa Kemâl İngilizleri yenen kadar, Tanrı’nın dahi İngiliz olduğunu zannederdim” der.
Atatürk gibi bir güneşi iğrenç dillerinizde ki İngiliz, Yunan çamuruyla sıvayarak, O’nun tükenmez ziyasını söndüreceğinizi mi sandınız?

 

Alıntı. Orhan Kılıçoğlu

This entry was posted in Gündem and tagged , , , , . Bookmark the permalink.

Comments are closed.