KERKÜK KATLİAMI

“14 Temmuz 1959 tarihinde Türkmenler, Cumhuriyetin ilanının birinci yıl dönümü için bayram hazırlığı yapmış ve kutlama töreninin yapılmasını bekliyorlardı. Tüm Türkmenler, bürokrat ve meslek sendikaları mensuplarından oluşan doktorlar, avukatlar, öğretmenler, memurlar ve işçiler, hazırlık komitesinin düzenlediği resmî geçide katılacaktı.

Türkmenler bayram sevinci içerisinde türküler söylüyor, millî oyunlar oynuyordu. Saat 19.00’da resmî geçidin başlamasıyla resmi ve sivil komünist gruplar slogan atmaya başladı ve otomatik silahlar art arda ateşlenmeye başladı.

Silahsız ve sadece cumhuriyetin ilanının birinci yıl dönümünü kutlamaya çıkmış bulunan Türkmenler, otomatik silahların taraması ile dağılmaya başladı. Kadınlar, çocuklar panik içinde koşuşmaya ve şaşkınlık içinde sığınacak yer aramaya koyuldu.

3 gün 3 gece süren ve tarihe “Kerkük Katliamı” olarak geçen soykırım başlamış oldu. Halkın panik içinde köşe bucak saklanmaya çalışması üzerine, 2. Tümen Komutanlığı’nın emriyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ancak çok geçmeden, bu yasağın sadece Türkmenler için ilan edilmiş olduğu anlaşıldı.

Daha sonra Türkmenler kurulan sözde halk mahkemelerinde, beş-on dakika içinde yargılanarak, kurşuna dizildiler. Ordu, polis ve sivil teşkilâtlar ile komünist partinin üyeleri el ele vererek, evlere baskınlar yaptılar ve yüzlerce Türkmen’i tutukladılar. Bir kısmını barakalara doldurarak katlettiler. Evlerinden alınan bazı Türkmen liderleri, ailelerinin gözleri önünde makineli tüfeklerle şehit edildiler. Daha sonra ayaklarına ipler takılarak, motorlu araçlarla cesetlerini sokak sokak sürüklediler.

Ölenlerin yanı sıra, binlerce Türkmen, çeşitli biçimde yaralanmıştı. Bu vahşeti gören bazı kişiler, aklını kaybederek çıldırdı. Korku ve dehşet yüzünden bazı hamile kadınlar da çocuklarını düşürdü. Hastanelerde yaralılardan yer kalmadı.
İnsanlık tarihinde benzeri görülmemiş bu kanlı olayların duyulması, bütün Irak’ta büyük yankı uyandırdı ve şok etkisi yarattı. Irak’ın dışında duyulan bu soykırım haberi, dış basında da geniş biçimde yer aldı.

Ve geride kalan Türkmenler, kalbi kırılmış, gururu incinmiş, yalnız ve kimsesiz bir millet olduklarını hissettiler. Anavatana kırılmış ama Türklüğe iman ve inancı bir kat daha artmış ve her şeyi kendisinin yapmak mecburiyetinde olduğunu kesinlikle anlamışlardı.

Kerkük Katliamı’nın yıl dönümünde şehit edilen tüm soydaşlarımızı rahmet ve dua ile anıyoruz.”

This entry was posted in Gündem. Bookmark the permalink.

Comments are closed.