YETİŞKİNLERDEKİ YETERSİZLİK

YETİŞKİNLERDEKİ YETERSİZLİK

“Misafirliğe gelen 3 yaşında çocuk elindeki telefonu fırlattı ve televizyonumuz kırıldı.
Babası özür dilemek şöyle dursun bu kırdığı
4. telefon 2’de televizyon diye pişkin pişkin güldü.”
* “6 yaşındaki çocuk pazar tezgâhındaki dolmalık biberleri parmağıyla tek tek popit
gibi deldi, pazarcı ardından ürünleri tek tek ayıklayıp kaldırmak zorunda kaldı ve annesi
bir kere bile yapma demedi.”
* “Evimize gelip tuvalete çocuğunun peşinden “özgüveni kırılır” diye gitmeyen anne sayesinde, çocuğun batırdığı tüm banyoyu ben temizledim.”
* “Elinde kıyır kıyır elmalı kurabiyeyle evin içinde dolaşan çocuk için “örtü sereyim de
öyle yesin” dedim. Annesi “Oturup yemez ki” diyerek omuz silkti.”
* “Komşu çocukları bahçe aydınlatmalarını kırıyor. Söyleyince, “Çocuğumdan daha kıymetli değil” yanıtını alıyorsun.”
* Camilerde çocuklar alışsın diye teravih namazına götürülüyor, ama namaz boyu cami YouTube keşfetine dönüyor.
Bu çocuk camiye mi alışıyor gerçekten?
Böyle yapınca sevap kazandığını mı zannediyor bu insanlar?
* Sorun çocuklarda değil. Sorun, kitap okumayan, pedagojiden bihaber ama Instagram’da izlediği iki videoyla kendini “çocuk ruhundan anlayan ebeveyn” ilan eden yetişkinlerde.
* Neymiş efendim, çocuk özgürmüş, keşfederken engellenmezmiş, hayır denmezmiş, yoksa özgüveni kırılırmış.
* Peki hangi psikoloji, hangi din, hangi kültür, hangi örf bu vurdumduymazlığı meşrulaştırıyor?
* Yeni bir akım icat ettiler: “sorunlu davranışları özgürlük sanan bir ebeveynlik”
Disipline “travma”, sınır koymaya “baskı” adını verdiler bir de…
* Çocuk merkezli olmak; her şeyi çocuğa bırakmak değil, onun iyiliği için sağlıklı sınırlar çizebilmektir.
* Özgürlük; başkasının hakkını çiğnemek değil, saygı duyarak var olabilmektir.
* Ebeveynlik; sadece sevmek değil, yön gösterebilmek ve sorumluluk vermektir.
* Çocuklarımızı özgürleştiriyoruz sanırken, aslında onları ölçüsüzlüğe teslim ediyoruz.
* Topluma, hayata, başkasının varlığına karşı duyarsız bireyler yetiştiriyoruz.
* Ama unutmayın, çocuklar her zaman öğrenir. Ya sorumluluğu ya sorumsuzluğu…
* Ve çoğu zaman derslerini öğretmenlerinden değil, ebeveynlerinden alırlar.
* O yüzden mesele çocuk değil. Mesele aynaya bakmayı reddeden yetişkinlik.
* Yeteeer diye bağırmak gelmiyor mu içinizden!

Alıntı: Şeyma Çekici

This entry was posted in Gündem. Bookmark the permalink.

Comments are closed.