
Yaşanmış bir hikâyenin bayrağın önemini anlamanıza vesile olmasını dilerim.
Bundan yıllar önce İZMİR, 15 Mayıs 1919’da başlayan Yunan işgalinden 9 Eylül 1922’de kurtuldu. 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da Yunan ordusunu yenerek zafer kazanan Türk ordusu, 1 Eylül’de “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emrini alınca, Afyon Cephesinden Ege’ye, Akdeniz’e, Marmara’ya ulaştı. 9 Eylül sabahı İzmir’e ilk önce atlı birlikler girdi. Vilayet Konağı’na Türk Bayrağını çeken ise Yüzbaşı Şerafettin (İzmir) Bey oldu. 9 Eylül’de ikindi vakti Belkahve’deki gözetleme yerine gelen Mustafa Kemal Paşa, geceyi o zamanki adı Nif olan Kemalpaşa’daki Başkomutanlık Karargâhı’nda geçirdi. İzmir’e 10 Eylül sabahı hareket ederek, önce Vilayet Konağı’na ardından Karşıyaka’ya geçti. Mustafa Kemal Paşa, Karşıyaka’da İplikçizade Köşkü’nde konaklayacaktı. Önünde toplananları selamladıktan sonra köşke yönelen Mustafa Kemal Paşa, geçeceği yere boylu boyunca serilen Yunan Bayrağını fark etti. Bayrağın neden yerde olduğunu sorunca, Mustafa Kemal Paşa’yı karşılayanlar, “Yunan Kralı Konstantin’in 1921’de İzmir’e geldiğinde bu köşkte ağırlandığını, kralın içeriye yere serilen Türk Bayrağını çiğneyerek girdiğini” anlattılar. Fakat Mustafa Kemal Paşa, “Yunan Kralı hata etmiş. Çünkü bayrak bir milletin onurudur. Ben bu hatayı tekrarlamam” diyerek, bayrağı kaldırttı.