Ağustos böceğinin keyfi için ‘içeri tıkılan’ karınca
JAPON UYARLAMASI:
Karınca, bütün yaz boyunca çalışır çabalar, kışı sağ salim atlatabilmek için ’karınca kararınca’ hazırlıklar yapar.
Ağustos Böceği ise çalar saz, bütün yaz. ‘Vur patlasın çal oynasın’ gününü gün ettiği, ‘yan gelip yattığı’ yetmezmiş gibi bir de Karınca ile alay eder.
Ve nihayet kış gelir, kapıya dayanır.
Karınca sıcacık yuvasında karnı tok, sırtı pek bir şekilde kışı geçirirken, Ağustos Böceği açlık ve soğuktan helak olup gider.
FRANSIZ UYARLAMASI:
Karınca, bütün yaz boyunca çalışır çabalar, kışı sağ salim atlatabilmek için ‘karınca kararınca’ hazırlıklar yapar.
Ağustos Böceği ise çalar saz, bütün yaz. ‘Vur patlasın çal oynasın’ gününü gün ettiği, ‘yan gelip yattığı’ yetmezmiş gibi bir de Karınca ile alay eder.
Ve nihayet kış gelir, kapıya dayanır.
Karıncanın aniden kapısı çalar.
Söylene söylene kapıya koşan Karınca bir de ne görsün. Son model bir limuzinden inen Ağustos Böceği, şaşkınlıktan gözleri faltaşı gibi açılan Karıncaya gülümser:
– “Ne o komşu, yine yiyecek isteyeceğimi mi zannettin yoksa? Korkma, kışı geçirmek üzere Paris’e gidiyorum da, bir isteğin var mı diye sormaya geldim.
Bir son model jipe, bir de ona bakan karınca, öfkesinden ağzını bozmamak için azami gayreti gösterip “Ulan” diye bağırır:
– “Eğer o La Fontaine’ni görürsen, kendisine en güzel selamlarımı ilet.
* * *
TÜRK UYARLAMASI:
Karınca, bütün yaz boyunca çalışır çabalar, kışı sağ salim atlatabilmek için ‘karınca kararınca’ hazırlıklar yapar.
Ağustos Böceği ise çalar saz, bütün yaz. ‘Vur patlasın çal oynasın’ gününü gün ettiği, ‘yan gelip yattığı’ yetmezmiş gibi bir de Karınca ile alay eder.
Ve nihayet kış gelir, kapıya dayanır.
Kar ve tipi ortasında bir basın toplantısı düzenlenen Ağustos Böceği, “Etrafta onca aç ve üşüyen varken, Karıncalar nasıl bir vurdumduymazlıkla sıcak yuvalarında yaşayabiliyorlar” diyerek olayı kamuoyunun vicdanına sunar.
Malzeme sıkıntısı çeken gazete ve televizyonlar, aç ve açıktaki ‘zavallı’ Ağustos Böceği ile ‘karnı tok sırtı pek’ Karıncanın resimlerini yan yana yayınlayarak tarafları ‘tartışmaya’ davet ederler.
Türkiye olayın şokunu yasamaktadır.
‘Nerededir’ bu devlet?
Yeşil Böcekleri Koruma Derneği temsilcileri, Yenişafak, Star, Bugün, Zaman ve Türkiye’ye verdikleri röportajlarda, Kanal 7, ATV, Samanyolu, Kanal 24, TGRT, Ülke TV’de katıldıkları açık oturumlarda, 30 yıldan beri çektikleri sefaletin tek nedeninin ‘sırf yeşil renkli’ olmalarından kaynaklandığını anlatırlar.
Karıncayı canlı yayına çıkaran bir medya cambazı, “Ey Karınca, kendi reklamını yapmak için zavallı bir Ağustos Böceğinin içler acısı durumundan yararlanmaya utanmıyor musun?” diye bir güzel haşlar.
Ertesi akşam bir başka programa konuk olan Karınca, “Ağustos Böceğinden yürüttüğün para ve yiyecekleri nerede akladın, öt çabuk” diyen medya cambazından bir güzel dayak yer.
Mesele, Bakanlar Kurulu’nda da ele alınır.
Yandaş medyaya çok özel demeç veren iktidarın başı, “Daha önceki hükümetler tarafından bunca yıldır sorunları göz ardı edilen değerli Ağustos Böceği kardeşlerimizin bundan böyle huzur ve refah içerisinde yaşamaları için gerekenler yapılacaktır” diye buyurur.
Ve en nihayetinde Taraf alır sazı eline:
– “Böcek harekatında ayrıntılı şok belgeler!..”
– “Ağustos Böceği olayında asker parmağı!..”
– “Karınca cuntasının son ihtilal planları!..”
‘Suçlu’ ilan edilen Karınca apar topar içeri tıkılır.
Ağustos Böceği, Karıncanın yuvasına yerleşir, yiyeceklerine konar, eşyalarının üzerine yatar ve ‘ak günlerin’ huzuru içerisinde gül gibi yaşayıp gider.
This entry was posted in
Hikayeler. Bookmark the
permalink.