ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ?
ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ?
Elbette her ülkenin bir ana dili vardır. Bu kastedilen dil analarımızın kullandığı dil değil, o ülkede yaşayanların ortak olarak kullandıkları lisanın ta kendisidir. Bu dil, edebiyatta, sanatta, hukukta, inançta, örf ve adetlerde, geleneklerde yıllar boyu ilmek ilmek işlenmiş olarak kendini gösteren bir dildir.
Yoksa analarımızın kullandığı ağız ya da şive değildir.
Gürbüz Azak ana dil ve ana dili konusunda şöyle söyler; “Ana dil bir ülkede edebiyata, hukuka, sanata, tefekküre girmiş ve binlerce yılda oluşmuş esas ve tek lisandır. Diğer yöre, şive ve ağızlar bu ana dile yönelerek süzülür, güzelleşir.”
“Ana diline gelince her ülkede sayısız şive ve ağız bulunur. Bunu ana dil ile karıştırmamak gerekir.” Hele hele Türkçe, Arapça, Farsça, Süryanice, Ermenice vs. dillerin karışımından oluşan ve adına “Kürtçe” dedikleri bir dil değildir. Yöresel bir ağızdır. Her yöremizde benzer ağızları alarak dil diye kabullenmek “dile, lisana” iftiradır.
ARGO VE DİL HAKKINDA Cemil Meriç diyor ki;
“Kamus bir milletin hafızasıdır. Kamusa uzanan el, namusa uzanmış demektir.”
Argo, kanundan kaçanların dili,Uydurma dil ise tarihten kaçanların dilidir.
Argo, korkunun ördüğü duvar,Uydurma dil ise şuursuzluğun ördüğü duvardır.
Biri günahları gizleyen peçe, Öteki irfanı boğan kementtir.
Argo, yaralı bir vicdanın sesi,Uydurma dil hafızasını kaybeden bir neslin sesidir.
Argo her ülkenindir, uydurma dil ülkesizlerindir.
This entry was posted in
Yazılarım. Bookmark the
permalink.