GAFLETLE, DALALETLE HAİNLERİ, BÖLÜCÜLERİ BİRLETMEYİN ŞEHİT ATALARIMIN KAN RENGİ ŞANLI BAYRAĞIMIZI KİRLERMEYİN (K.Ş)
BAYRAK, “ŞEHİDİMİN SON ÖRTÜSÜ” DEĞİL MİYDİ? Arif Nihat Asya, Türk bayrağı için “şehidimin son örtüsü” demişti ama o bayrak artık ömrü boyunca ona karşı mücadele edenlerin cenazesine sarılabiliyor… Böyle günlerde, Pençe-Kilit Harekâtı’nın Metina Bölgesi’nde 2022’de şehit olan Piyade Uzman Çavuş Nurettin Tokyürek’in naaşı iki yıl dokuz ay sonra bulunabildi. Tokyürek’in cenazesi, önce İstanbul’a oradan da Türk Hava Kuvvetleri’nin Türk Yıldızları uçağıyla Erzurum’a ulaştırıldı.
Tokyürek için Erzurum’da düzenlenen karşılama törenine askeri ve mülki erkânın yanı sıra şehidin babası Süleyman, annesi Lütfiye Tokyürek, kardeşleri, eşi ve yakınları katıldı.
Piyade Uzman Çavuş Nurettin Tokyürek için Narmanlı Camisi’nde tören yapıldı. Şehidin Türk bayrağına sarılı tabutu, kar yağışı altında düzenlenen törende, şehit düşmeden bir gün önce kardeşi Yusuf ile konuştuğu gibi “Şehit olursam bizim köyün güzel bir yerine defnedin” vasiyeti üzerine köyüne getirildi ve toprağa verildi.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, “Mezarı bile olmayan bir yiğit için yazmaya başladım, yıllar sonra ben cezaevinde, o ise toprağa kavuştuğunda bitirdim şiiri.” diyerek Nurettin Tokyürek için yazdığı şiiri paylaştı:
Bir yiğit gezdi bu dağlarda…
Vatanının tek bir çakıl taşını vermeyen…
Anacığının hasreti yüreğinde,
Ruh havalandı, bedeni toprakta…
Bir eve ateş düşmüştü artık,
Çakıl taşını vermeyen Nurettin canını vermişti vatan için.
Bir baba ocağı yandı kavruldu.
Sadece bir isim değildi Nurettin;
Seven, sevilen bir ana kuzusuydu
Tüm hayallerini mağarada bırakmıştı…
Bir tarafta uğruna gözünü kırpmadan can verdiği bir vatan vardı ama
Bir tarafta bayrağa sarılı bir bedeni yoktu.
Tüm aramalara rağmen bulunamayan bir beden…
Normalleşen caniler, normalleşen süreçler…
İkinci bir ateş düştü sevdiklerinin yüreğine…
Aradan yıllar geçti…
Mezarı yoktu Nurettin’in,
Mezarını bile sevemediler…
Nurettin’in iki yıl dokuz ay sonra bir mezarı oldu ama Malazgirt’ten 954 yıl sonra tarihin seyrini tersine çevirmek ve Anadolu’yu Türklere mezar yapmak isteyenler, yine aynı yerden başlayıp, dünyanın büyük güçlerinin desteğini de arkalarına alarak “barış” adı altında Türklere kefen biçmeye çalışıyor…
Terör örgütü silah bırakacak da, bunun için de Malazgirt’te kongre yapacak öyle mi?
“Özel kuvvetçiler hiçbir zaman emekli olmaz” şiarıyla Taner Baş ve arkadaşları da yollara düştü, Malazgirt’te basın açıklaması yaptılar ve “Bizim emperyalizmin kanlı maşası olan terörist başına ve teröristlere ikram edecek bir vatanımız yoktur.” dediler…
https://www.youtube.com/watch?v=cLz5t13-nY8-
Terörist başı için “babam” diyen cumhuriyetin hiçbir hayrını görmediğini söyleyen Sırrı Süreyya Önder’in cenazesi Türk bayrağına sarılarak, Atatürk’ün adını taşıyan kültür merkezine getirildiğinde bir başka uzman çavuş Önder Özen, Kuzey Irak’ta mayın patlaması sonucu şehit oldu… Şehit Özen, son yolculuğuna uğurlanırken, 4 yaşındaki kızı küçük Alya’nın yakasına babasının resmini toplu iğneyle takmaya çalışan kadın subay “Dikkat edelim iğne sana batmasın” deyince, Alya: “Toplu iğne babama batıyor…” diye cevap verdi. Kadın subay, “Babaya batmadan kenardan yapalım…” diye cevap verdi…
O babayı şehit eden mayını barıştan bahseden PKK döşemişti…
Nihat Genç’in belirttiği gibi “Barış kelimesi PKK jargonunda topraklarımız üzerinde bayrağı ordusu egemenliği olan ayrı bir PKK devleti kurmak anlamı taşıyor! Mesela, ‘tamam, hadi barış yapalım’ dediğinizde, ‘anayasayı değiştirip Kürt statüsünü tanıyın ve ayrı bir ordu ve bayrak açmamızı TBMM onaylasın’ diyorlar!
Pek tabii taziyenin saygı sınırları içinde bir arada yaşanılan insanlar için nezaket diline dikkat etmek yüksek bir gelenektir ancak arkasına emperyalizmin silahlarını, parasını alıp ülkeyi ortadan ikiye bölen bir zihniyete-oluşuma yerli ve milli demek, kendi milli ruhunuzu kaybettiğinizi gösterir; delilik, ihanet dedikleri şey, tam da bu!”
Arif Nihat Asya, Türk bayrağı için “Barışın güvercini, savaşın kartalı” da demişti. Yani, Türk bayrağı barış içinde yaşamanın güvencesidir. Onun için şehitlerin son örtüsüdür…
ADIYLA SANIYLA TÜRKOĞLU TÜRK’ÜM!
* * *
Irkım özgürlüğe her an müptela
Adaletim asrın aklında hâlâ
Hakk’a adanmışım vız gelir bela
Çağlar ötesine geçmektir ülküm
Adıyla, sanıyla Türkoğlu Türk’üm!
* * *
Dünyaca bilinir benim erliğim
Dile mi, göze mi geldi dirliğim?
Peygamber ocağı ordu birliğim
Millî devlet benim en büyük ülküm
Adıyla, sanıyla Türkoğlu Türk’üm!
* * *
Sabrım sınanmaya gelmez hiç benim
Dört bir yanı şehit dolu ülkemin
Çağdaş medeniyet özü ilkemin
Türklük ülküsüdür gönülde ülküm
Adıyla, sanıyla Türkoğlu Türk’üm!
* * *
Ruhumdaki volkan kaynayıp durur
Bu ümit bu özlem sanmayın kurur
Yiğitler can verir vatan kurtulur
Benim ilelebet Turan’dır ülküm
Adıyla, sanıyla Türkoğlu Türk’üm!
* * *
Başka bir ad yakışmaz ki hiç bana
Türk adıyla tarih yazdım her yana
Soyum ile kucaklaşıp can, cana
Tam hür ve bağımsız Türkiye ülküm
Adıyla, sanıyla Türkoğlu Türk’üm!
* * *
Kenan Şahbaz