BÜTÜN ÖĞRETMENLERİN ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

BÜTÜN ÖĞRETMENLERİN ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Harf devrimi ile Türkçe’nin kullanımına başlanmıştır. Atatürk Sivas’ta yeni Türk alfabesini tanıtarak Türk Milletine okuma yazma öğretmeye başlamıştır. Bundan dolayı da Başöğretmen unvanını almıştır.

Yıl Okur yazar oranı

1923 %2,5

19271 %10,5 (1927 resmî sayımlar)

19352 % 20,4 (1935 sayımları)

Tabloda da görüldüğü gibi okuma yazma oranı hızlı bir şekilde artmaya başlamıştır. Bu sayede sözlü ve kulaktan kulağa bir iletişimden artık yazılı olarak ve kayıtlara geçecek şekilde Türkçe dili kullanılmaya başlamıştır. Şu anki eğitim öğretim sistemimize bir göz atacak olursak ne öğretmenin ve ne de öğrencinin ve ne de velilerin memnun olmadığı yazılı, görsel ve sosyal medyadan anlaşılmaktadır. Muktedirlerin din eğitimine ağırlık vermesi, fen ve sosyal bilimleri ötelemesi yüzünden dünya sıralamasında gittikçe son sıralarda yerimizi almaya başladığımızı görmekteyiz. Taşımalı eğitim ile köylerdeki eğitime son verilmiş, ücretli öğretmenlerle gençlerin ve atanamayan öğretmenleri umudu söndürülmüş, ne yazık ki eğitimimiz milli (çamur) olmuştur. Bir de tarikatların karıştığı eğitim dünya standartlarında yapılan eğitimden geride kalarak geleceği yakalamak hususunda bir iddiası olmadığı gerçeğini ortaya koymaktadır.

Dert o kadar çok ki yazmak istesek ansiklopediler almaz… Kuan Tzu’nun “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan eğer, tohum ek; On yıl sonrası ise tasarladığın, ağaç dik; ama yüzyıl sonrası için, halkı eğitmeye bak.” Dediğini dikkate almak zorunluluğumuz vardır.

Bu düşünceler doğrultusunda necip Türk Milletine TÜRKÇE DÜŞÜN, TÜRKÇE YAŞA, TÜRKÇE SEV diyorum ve ekliyorum…

ÖĞRETMEN

İlimlerle yoğrulup kapkara beyinlere

Medeniyet ışığı götürmeli öğretmen

Fedakârca çalışıp büyük ve küçüklere

Atide engelleri aşırandır öğretmen

Namerdin değil, merdin gönüllerdir yatağı

İlim irfan yuvası öğretmenin otağı

Kötü düşüncelerin olmamalı tutsağı

Ta ki, yerin dibine batırandır öğretmen

İstemez ki şan, şöhret, ne de bir tek madalya

Her şeyin anahtarı hazinedir akıl ya

Azrail, cehaletin gelir canın almaya

Cehaleti kabrine yatırandır öğretmen

Bir harfi öğretenin kölesi nerde hani?

Arar durur bıkmadan Çin’de olsa da ilmi

Kelepçe takıp kola mahkûm ederek zulmü

Zalimlerin işini bitirendir öğretmen

Kalplerde yaşayan o, zihinlerin güneşi

İstikbale yol bulan ülkünün meşalesi

Kokuşmuş beyinlerden cehalet denen leşi

Çıkarıp atamazsa tükürendir öğretmen

Karanlık gecelerin sönmeyen ışığı o

Dünyanın her yerinde ilimin beşiği o

Her şeyde güzelliğin, doğrunun aşığı o

Gerçekleri insana gösterendir öğretmen

Bütün derde olmalı bir ömür boyu derman

Eylemeli hakkıyla güzel doğru bir ferman

İnsanlar birinden nefret ettiği zaman

Kin, garez duyguların söndürendir öğretmen

Eğitimde oluruz çelik gibi bir nefer

Her toplumda eğitim çirkef illetler keser

Şahbaz yapar gönülden bu çağrıyı son sefer

Huyda kötü yönleri yitirendir öğretmen

Kenan Şahbaz

Eğitimci, Halk Şairi, Araştırmacı, Yazar

This entry was posted in Yazılarım and tagged , , , , . Bookmark the permalink.

Comments are closed.