
6-7 Eylül olayları… 12 Mart… Maraş katliamı… Kanlı 1 Mayıs… 12 Eylül… Gazi Mahallesi provokasyonu…
Güldürmeyin ağlanacak halimize;
MİT’i kim koruyacak?
Türkiye “karanlıklar ülkesi”ne döndüğünde o “karanlıklar”ın “prensleri”; yabancı değil “bizim çocuklar” diye mi teselli edeceğiz kendimizi;
Darbe oldu, cinayet var, kumpas o biçim; ama olsun “bizim çocuklar”ın vurduğu yerde gül biter!
Bu mu sizin “milli”den anladığınız? *** Birkaç yıl önce “ABD’nin Barış Suçları” dizisini hazırlarken kitaplarından/itiraflarından hayli faydalandığım CIA Ajanı Philip Agee’nin metodolojini anlattığı şu satırları enine boyuna bir düşünün derim:
“ CIA, bütün dost, müttefik Üçüncü Dünya ülkelerindeki sivil ve askeri istihbarat teşkilatlarının eğitilmesini ve donatılmasını üstlenir. Buralarda çalışan yüzlerce kişi Amerika’ya götürülüp kurs görürler. (…) Darbe yapıldığında Amerikan aleyhtarları CIA’nın sızdırdığı liste sayesinde tutuklandıklarında, o ülkenin istihbarat teşkilatı üyeleri, kurumlaşmış işkence yöntemlerini bu insanlar üzerinde uygularlar…”
Hazır mısınız buna? *** *** Bir not da siyasi iktidara:
Öyle dış operasyonlar, hesap sorulmazlık filan CIA’ya öykünmek iyi hoş da gözünüzden kaçtı galiba, “kendi devlet başkanlarına suikast” da var dosyalarında! Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yabanci-degil-bizim-cocuklar-30500yy.htm