“Din bezirgânlarına kanmayın”

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Müslümanlar olarak İslamiyet’in yayılmasından büyük haz ve heyecan duymaktayız. Bütün insanlığa gönderilmiş olan Kuranı Kerim bütün Müslümanlar için en değerli ve en seçkin dini kitap olarak gönüllerimizde yerini almış bulunmaktadır. Hatta dünyada yaşayan diğer insanların da Kuranı Kerim’den faydalanmaları için çeşitli dillere çevrilmesi her Müslüman’ı duygulandırmaktadır. Çeşitli milletlerden Müslüman olan insanlar kendi dilleri ile Kuranı okuyabilsin diye İngilizceye, Almancaya, Fransızcaya, Rusçaya vb…dillere çevrilmiş, son zamanlarda da Kürtçeye çevrilmiştir.
Türk Milleti Kuranı okumak istediğinde ise Türkiye çapında Kuran kursları açılmakta, Kuranı Kerim’in aslından okunması –keşke tavsiye edilmekte olsa – zorlanmaktadır. Allahu Teâlâ yarattığı insanların dilleri hakkında bilgiye sahip bulunduğu halde Türk Milleti’nin kendi diliyle anlayarak Kuran okuması engellenmektedir. Bütün millete Arapçayı öğretmek doğru mu dur? İlahiyatçıların ve din adamlarının bilmesi yeterli değil midir?
Bu konuda Yaşar Nuri Öztürk Yurt gazetesindeki yazısında şöyle söylüyor:
“Din bezirgânlarına kanmayın”
“Ramazan her şeyden evvel Kur’an ayıdır. Bunu unutmayalım ve gereğini yapalım yani Kur’an’ı her zamankinden daha çok ve daha dikkatli okuyalım. Arapça bilenler özgün metinden, bilmeyenler Türkçe çevirisinden okuyacak. Önemli olan ne dediğini anlayarak okumaktır. Sakın ha, Arapçı-Emevîcî din bezirgânlarının, “Tercümesinden okursanız hatim sevabı alamazsınız” yalanlarına itibar etmeyin. Onların bu söylemi dine de Kur’an’a da iftiradır. Esas hatim sevabı, ne dediğini anlayarak okumakla alınır. O da bildiği dildeki çeviriyi okumakla olur.”
 
* İnnallahe şediydül’ıkaâb (Maide Suresi 2. ayet)  Allah her şeyi bilendir.(K.Ş)
This entry was posted in Yazılarım. Bookmark the permalink.

Comments are closed.