Kişiye ve duruma bağlı hareket etmeye uzak olanlardan korkak ve ürkek olanlar anlasalar da konuşamazlar, çünkü konuşturmazlar. Bizde okumuşlar arasında ve halkta hâkim olan bazı gruplarda bir bana necilik yaygındır. Bu tavır aydın ve namuslu insan tavrı değildir. Bu yıkıma hizmetin en kuvvetli ayağıdır. Tabii bir vicdan uyanışı geldiğinde her şey değişir, değişecektir.
O silkiniş gelir de zamanı önemlidir. Bizim gibi büyük milletlerde kötünün, kötülüğün hâkimiyeti uzun sürecek sanılır, sürmez. Evet, iki yüzyılı aşan bir süredir bu konuda bocalıyoruz. Arada yaptığımız şahane işler var. Ölüm kalım mücadelesi verdiğimiz İstiklâl Harbi ve sonrasında kurduğumuz devlet onlardandır. Mucize gibidir.
İşte o mucizeler devrini bitirecek aklı hâkim kılmamız gereken yerdeyiz. Tünelin sonundaki ışığı işaret edenler ölüm kalım sancısına düşmeden sonuç alabilmeliler. Bunun yolu da beklentisiz, şimdi çok kullanılan tabirle adanmış nesiller yetiştirecek öncülere, kanaat önderlerine sahip olabilmektir. Bunların sayısı azdır, etkileri bütün çıkarcı grupları ezip geçecek seviyededir.
Kurtuluş, bütün zamanlarda o bir avuç insan eliyledir. Hedefe düz giderler. Bildikleri, gördükleri doğruyu hatırlatırlar. İyiliğin sönmüş ateşini üflerler. Şu veya bu siyasi grubun emrinde değillerdir. Memleket derdiyle çözüm arayışını ateşlerler.
şte asıl yangın bu ve her yeri sarmış durumda. Geçim sıkıntısı had safhada. Her şey güllük gülistanlık gibi gösterilmeye çalışılıyor. Yönetenler kendilerine toz kondurmuyorlar. Geldiğimiz yeri görüyor musunuz?
Biz anlamaya ve anlatmaya çalışanlarız. Bilesiniz ki bu iyi bir psikolojiyi göstermiyor. Sorumluluk üstlenmeyenler, suçu başkasına atanlar; iyiyi, doğruyu, güzeli unuturlar. Çünkü yalnız kendileri vardır. İnsanı kendine kapanması çürütür. Kendisiyle sınırlı hale gelenler başkalarını düşünemezler. O duruma düştük.
Memleket yangın yeri. Ekonomik kriz, sosyal krize dönüştü. İnsan kalitesi yerlerde. Asıl manasında ahlak yerlerde. Kalite istenmeyen bir toplum haline geldik.
Bakalım ve görelim, devletlilere yanaşanlar onlara benziyor. Bozuyorlar. Bozuluyorlar. Tarafgirlikle düşünemiyorlar. Kör gözle bakıyorlar. Üstelik bir de yanlışa ortak oluyorlar. Yanlışları görmemişlikle örtüyorlar. Bazıları orada da kalmıyor, yanlışı yanlış demeden övüyorlar.
Alıntı: Yağmur Tunalı