Nis 10

ZİYA PAŞA’DAN TERCÎ-İ BEND (5)

ZİYA PAŞA’DAN  TERCÎ-İ BEND (5)

 

Millet-i İslâm’da evvelki gayret kalmamış

Eski iffet eski namus eski himmet kalmamış

 

Cehle düşmüş halk fikr-i istikâmet kalmamış

Za’f gelmiş dîne âsâr-ı metânet kalmamış

 

Eski mecnûnlardaki gayret hamiyyet kalmamış

Şimdi herkes âkil olmuşlar o cinnet kalmamış

 

Kimsede evvelki ikdâm ü sadâkat kalmamış

Hâsılı ahlâk bitmiş mülk ü millet kalmamış

 

Derde uğrar kim sadâkat etse elbet Devlet’e

İstikâmet mahz-ı cinnetdir bu mülk ü millete

 

 

Müslümanlarda eski gayret, temizlik, namus, yüksek irade, yardımseverlik kalmamış.

 

Halk bilgisizliğe düşmüş, doğruluk düşüncesi kalmamış; dine zayıflık gelmiş ve sağlamlığın, gücün, kuvvetin izleri kalmamış.

 

Eski delicesine çalışan kimselerdeki gayret, heyecan ve hamiyyet; millî gurur, haysiyet kalmamış; şimdi herkes akıllı (!) olmuş ve o, bütün benliğiyle gayret gösteren kimseler artık kalmamış.

 

Kimsede, eski çalışma, çabalama ve -Devlet’e, Millete- bağlılık kalmamış; sonuç olarak ahlâk bitmiş, tükenmiş, Devlet ve Millet diye bir şey kalmamış!

 

Çünki: Her kim Devlet’e doğrulukla bağlılık gösterirse, hizmet ederse O’nun başı derde girer; bu Devlet’e ve Millet’e karşı doğru hareket etmek, hâlis cinnettir, yani düpedüz deliliktir!

 

 

 

 

Devam edecek

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | ZİYA PAŞA’DAN TERCÎ-İ BEND (5) için yorumlar kapalı
Nis 09

DOSTOYEVSKİ PANSLAVİSTTİR

DOSTOYEVSKİ PANSLAVİSTTİR

Dostoyevski‘nin günlüklerini okudunuz mu? Ben bahsetmeye fırsat bulamadan, Yeni Türk Edebiyatı sahasının yetkin ismi Prof. Dr. Alaattin Karaca, onun Türkiye hülyasını hatırlattı:

“Dostoyevski’yi okurken Rusya ve Putin’in politik hamlelerinin arkasındaki ‘ulusal rüya’yı ve ‘düşman’ imgesini gördüm diyebilirim. / Ünlü yazar günlüklerini 1876-1881 yılları arasında yazmış. (…) ‘Slav davası’na, Şark Meselesi’ne ve Rusların millî ideallerine geniş yer vermiş. Bu arada Türklere bakışını da dile getirmiş. (…) Dostoyevski çok sıkı bir Rus milliyetçisi ve panslavisttir. Ama aynı zamanda Rusların önderliğinde ve koruyuculuğunda kurulmasını arzuladığı ‘Ortodoks birliği’ idealine de sıkı sıkıya bağlıdır. (…) Dostoyevski’nin Slav ve Ortodoks birliğinin merkezinde İstanbul vardır. Ona göre İstanbul, er geç Rusların olacaktır. Dileğini günlüğünde defalarca tekrarlar. Örneğin bir yerde şunları yazar: / ‘İstanbul bizim olmalıdır evet, İstanbul Ruslar tarafından fethedilecektir. Türklerden bize sonsuza dek geçecektir. (…) sahip olduktan sonra biz bu kente Slavları ve sonra kimi istiyorsak onları sokacağız. (…) İstanbul’a, Boğazlara ve körfezlere sadece Rusya sahip olacaktır. İstanbul’da bir ordu ve filo bulundurulacak, kaleler, tabyalar inşa edilecektir; uzun, çok uzun bir süre bu önlem sürdürülecektir…'” (“Dostoyevski’den Putin’e Rusya’nın millî rüyası…”, Karar, 28 Mart 2022)

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | DOSTOYEVSKİ PANSLAVİSTTİR için yorumlar kapalı
Nis 08

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Yürü bre Hızır Paşa, Senin de çarkın kırılır, Güvendiğin Padişahın, Gün gelir o da devrilir” Pir Sultan Abdal

* “Hezekiel (as) Peygambere Allah der: Kurbanlarınızı benden uzaklaştırın, sizin kurbanlıklarınız bana kerih geliyor.”

* “Zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner” Victor Hugo

* “Kuyunun dibinde yaşayanlar, gökyüzünü kuyunun ağzı kadar görürler” Konfüçyüs

* “Ey millet; İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat, medeniyet tarikatıdır…” Gazi Mustafa Kemal Atatürk

* ”Deneysel genetik aşıları, hayvana bile enjekte etmem!” Dr. Brun

* “İnsanın gittiği yerde ağaçlar ölür.” Ursula K. Le Guin

* “Kimiŋ yaşı altmış tüketse sakış

Tatığ bardı andın yayı boldı kış

Bugünkü Türkçesi: Kimin yaşı altmışı doldurmuş ise (hayatın) tadı ondan gitmiş, yazı kış olmuştur.”

Kutadgu Bilig

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Nis 07

“Uluslarası Güvenlik, Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye”

“Uluslarası Güvenlik, Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye” 

Hüsamettin İnaç, eserinde “AB Politikalarına Cevap: Yeni Bir Türk Kimliğinin İnşası” başlığı altında, Batı’nın üzerimizdeki emellerini İngiliz Başbakanı Llyod George‘un şu sözleriyle özetler: “Türkleri mağlup etmenin yegâne yolu onların elinden kutsal kitaplarını ve dinlerini almak ve geçmişlerini kötülemektir.” (s. 134)

Hüsamettin İnaç“Uluslararası Proje Bir Örgüt Olarak FETÖ ve Yeni Dünya Düzeni” başlığı altında, özellikle FETÖ ve ABD ilişkisi üzerinde durur:

“Gülen’in ABD’de tutulmaya ve desteklenmeye devam edilmesi, AB’nin Türkiye’nin yaşadığı travmayı hiç dikkate almadan sadece OHAL ve idam cezasına odaklanması, NATO’nun Türkiye’deki müttefiklerini kaybettiklerine dair feryatları, FETÖ’cü teröristlerin Almanya ve Fransa başta olmak üzerine pek çok AB ülkesinde Türkiye’nin imajına yönelik manipülasyonlarda istihdam edilmesi göstermektedir ki FETÖ, tamamen uluslararası nitelikte bir terör örgütüdür.” (s. 288) hükmüne varır.

“Uluslarası Güvenlik, Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye” şu zamanda okunacak kitap.

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | “Uluslarası Güvenlik, Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye” için yorumlar kapalı
Nis 06

BAR ÖNÜNDE BALIK AVI!

BAR ÖNÜNDE BALIK AVI!

 

Barın önünde bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağmaktadır…

Orta yaşlı bir adam, elinde bir sopa, sopanın ucunda bir ip, bir adım ötesindeki su birikintisine salmış beklemektedir…

Bu hal, 30’lu yaşlarda bir gencin dikkatini çeker, “ne yapıyorsun abi burada” der… Adam: “Balık avlıyorum” der…

Delikanlı bu duruma çok üzülür… “ Gel abi bara geçelim, burada üşüme, bir şeyler içelim, yiyelim sonra devam edersin, ne dersin” Adam kabul eder ve içeri girerler, yemek yiyip, içeceklerini içerler…

30’lu yaşlardaki genç bu arada merakla sorar: “ Abi bugün hiç balık yakalayabildin mi?”…

Adam gayet sakin:

“Sen bugün sekizincisin” der.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | BAR ÖNÜNDE BALIK AVI! için yorumlar kapalı
Nis 05

PUTİN’İN NİHAİ HEDEFİ!

PUTİN’İN NİHAİ HEDEFİ!

Putin‘in akıl hocası Aleksandr Dugin“Kazanamazsak dünyayı yok ederiz.” diyor.

Dugin, çarlığın gücüne erişebilmek için Avrasyacı jeopolitik diriltilmelidir, der. Atlantik eksenli Batı ittifakına karşı Avrasya güçlerinin yükselişi stratejisini belirler. Bir kitabı “Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklaşım” başlığıyla Türkçeye de tercüme edildi.

ABD’yi Rusya’yla karşı karşıya gören Dugin, bu mücadelede üstünlük sağlamak için merkezinde Rus İmparatorluğu’nun yer aldığı bir Avrasya İmparatorluğu’nun kurulması gerektiğini belirtir. Daha önce “Rus Jeopolitiği” adlı kitabını çıkarmıştı. Türkiye’yi büyük tehdit olarak görmüş, sonra Türkiye’nin Batı’yla yaşadığı problemleri göz önüne getirerek, Türkiye’yi bir “ortak” olarak Avrasyacılığa dâhil etmiştir. “Ancak Orta Asya bölgesine yönelik Pan-Türkizm temelli bir bakış açısına sahip bulunmadığı ve daha çok Orta Doğu (Suriye olayında görüldüğü üzere) yönelimli politikalar takip ettiği sürece Rusya Federasyonu’na yönelik bir tehlike arz etmeyeceğinden, Türkiye-Rusya Federasyonu ilişkileri de büyük ölçüde sorunsuz olacaktır. Ancak Türkiye’nin coğrafi konumu değişmediği (sıcak denizlere açılan yolun üzerinde bulunması) ve Orta Asya bölgesindeki önemli sayıdaki Türk etnisite de varlığını koruduğu sürece, iki ülke arasındaki ilişkiler jeopolitik yasalar çerçevesinde şekillenmeye devam edeceğinden Dugin’in temelde Türkiye’yi Avrasyacılık projesine yönelik bir tehdit olarak görmeyi sürdüreceği söylenebilir.” (Doç. Dr. Selim Kurt, “Dugin’in Avrasyacılık Anlayışında Türkiye’nin Yeri”Güvenlik Stratejileri, C. 15, S. 31, 2019)

Turancılık Dugin‘in korkulu rüyası. Ve içimizde maalesef Duginciler var. Dugin‘in, Ukrayna saldırısına dair açıklamaları insanı dehşete düşürüyor: “Bu askerî operasyon bizim için varlık yokluk meselesi. Ya var olacağız ya da yok olacağız. (…) Yenilgi ihtimalini düşünmüyoruz. Çünkü bu olamaz. Olursa Putin, Rusya ve bildiğim kadarıyla dünya da olmayacak. (…) Bu operasyonun ‘son nefesimize kadar devam etmesi’ kararı çoktan alındı ve kazanmaktan başka çaremiz yok.”

Dugin‘in kendi tarihlerinden ilham alıyor.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , | PUTİN’İN NİHAİ HEDEFİ! için yorumlar kapalı
Nis 04

PADİŞAH VE LAFTER EĞRİSİ

PADİŞAH VE LAFTER EĞRİSİ

“Padişahlardan biri, yeni vergiler koyduğunda ya da mevcut vergileri artırdığında, sadrazama;

– Git bakalım, halkın arasında bir dolaş. Vergilere alışmışlar mı dermiş. Sadrazam da halkın arasında dolaştıktan sona padişaha;

– Padişahım, halkın suratı biraz asık, canı da sıkılmış durumda ama işlerine devam ediyorlar…

Dediğinde padişah da şu şekilde yorum yaparmış.

– Tamam, demek ki sorun yok. Alışırlar, alışırlar…

Bir süre sonra yine vergiler artırıldığında, padişahın talimatı üzerine sadrazam halkın arasında dolaşır ve izlenimlerini aktarırmış;

– Padişahım, bu kez suratları çok asık. Merhaba desen, yüzüne dik dik bakıyorlar. Sonraki her an kavga edecek gibiler. Suratlarından düşen bin parça. Galiba bu kez vergileri çok artırdık.

– Yok yok. Merak etme sen. Önemli bir şey gözükmüyor. Alışırlar, alışırlar…

Bu böyle devam etmiş gitmiş.

Günlerden bir gün, yine yeni vergiler getirildiğinde, sadrazam halkın arasına karışmış, dolaşıp geldiğinde şaşkın bir vaziyetteymiş.

– Padişahım hiç sormayın. Bu kez kafam karmakarışık. Çünkü hiçbir şey anlamadım. Herkes çok neşeli, gülüyor hatta sokaklarda dans ediyorlar, oynuyorlar…

‘Aman’ demiş padişah.

– Eğer halk dans etmeye ve oynamaya başladıysa, demek ki durum çok kötü. Hiçbir şeyi umursamıyorlar demektir. Galiba vergileri çok artırdık. Hemen vergileri indirelim. Yoksa perişan oluruz…”

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | PADİŞAH VE LAFTER EĞRİSİ için yorumlar kapalı
Nis 03

“KARDEŞ KATİLİ”

“KARDEŞ KATİLİ”

Ukrayna ve Rusya heyetlerinin İstanbul’da toplanması ve iki tarafın da mesafe aldıklarını söylemesi, bundan sonra netice ne olursa olsun, ileride çok konuşulacaktır.

Türkiye Ukrayna’yı korurken, Batı ülkeleri gibi Rusya’yla köprüleri atmadı, ağzına geleni söylemedi. Türkiye’nin şartları farklı.

Ukrayna yakıldı, yıkıldı. Ukrayna yetkilileri 500 milyar dolarlık bir kayıptan bahsediyor. Maddî yitim nasıl olsa karşılanır. Putin, binlerce insanı katletti ve milyonlarca Ukraynalıyı göçürttü. Tarihe “Ukrayna katliamcısı” notunu düşürttü. Ukraynalılarla Ruslar birbirlerinden ayrı düşünülemezdi. “Kardeş katili” yaftası boynunda ebedî asılı kalacaktır.

Stalin döneminde, 1932-1933’te, Ukraynalılar açlığa terk edilmiş, milyonlarca insan hayatını yitirmişti.

(Şu notu eklemeliyim: Savaş bitecek. Ukrayna’nın hayat bulması gerekiyor. Bütün ülke yeniden inşa edilecek. Allah bilir Saray’daki öncelikle, bu “inşa” ameliyesini göz önünde tutuyordur. Müteahhitleri Ukrayna’ya gönderecek, onlar da Türkiye’den binlerce mühendis, işçi taşıyacak.  Batı ülkelerinin yardım paraları, ister istemez, Türkiye’ye akacak! Hesap muhakkak böyledir. Belki çiftçilerimiz bile Ukrayna’ya gönderilecek, tarlaları ekip biçin, denecektir!)

Ukraynalılar, geçmişe açlıktan kırdırılmışlardı. O Açlık yılları “holodomor” (aç bırakarak öldürme) diye adlandırılır. Bunu “soykırım” olarak tescillemişlerdir.

Sovyet yönetiminin o zamanlardaki politikası köylülerin elindeki kendilerine ait toprakları alıp kolektif kooperatifler kurmaktı.

Ukrayna’daki köylüler direndiler. Sovyet memurlarının gelip ürünlerini almalarına fırsat vermediler; tarlalarını ateşe verdiler. Bir tarafta kuraklık, bir tarafta direniş, çok insanın canına mal oldu. 5 ilâ 10 milyon insanın ölümünden bahsediliyor. Öyle ki, bu rakam, Ukrayna nüfusunun dörtte birine tekabül ediyordu.

Moskova’nın açlığı hiç umursamadığı yazılagelmiştir. İnsanlar can çekişirken, bir başka yere gitmelerine izin verilmemiştir.

O dönemde, Ukrayna valisi kimdi? Nikita Hruşçov. Hruşçov, Stalin’in 1953’te ölümünden sonra  Sovyetlerin başına geçecek ve Stalin’e karşı ağır ifadeler kullanacaktır. Hruşçov’un, 1956’ta SSCB Komünist Partisi’nin 20. kongresinin gizli oturumunda yaptığı konuşma meşhurdur. Stalin’i ağır dille suçlamıştır ve hatta Lenin Vasiyeti’ni dağıttırmıştır. O vasiyette, Lenin, Stalin’in parti genel sekreterliğinden (yani başkanlığından) alınmasını istemektedir.

Bu Hruşçov, Ukraynalıların açlıkla cezalandırma yıllarında Stalin’in bütün emirlerini harfiyen uygulamıştır. İsterse uygulamasın! Kellesi giderdi.

Komünist yönetimin Ukraynalıları açlıkla terbiyesi asla unutulmamıştır. Ukraynalılar, hiçbir surette Rusya’nın uzantısı olmak istemezler.

Pek bilinmeyen bir şeyi söyleyeceğim. Sovyetler’de 1921-1922 yıllarında kıtlık baş göstermiş ve bu kıtlıktan en çok İdil havzası ve Ural Dağları eteklerindeki Türk toplulukları etkilenmiştir.

Rusya Müslümanları Nezaret-i Diniyesi nezdinde Açlara Yardım Komisyonu kurulmuştu. 17 Nisan 1922 tarihinde Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne (Kızılay’a) bir mektup gönderilerek yardım istenmiştir.

Mektupta “Bu yerler pek eski zamanlardan beri Türk kabileleri Müslüman kavimlerinin oturağıdır. Hâl-i hazırda Tatar, Başkırt ve Kırgız Türk Müslüman kavimlerinden on iki milyon nüfusun açlık yüzünden ölümü beklemekte olduğu tahmin edilmektedir. Böyle ki İdil havzası ve Ural boylarında yaşayan Müslümanlar, Rusya açlarının en sefillerini teşkil ediyorlar. Hakikaten bu yerlerdeki İslâmların geçirmekte oldukları facialar Rusya açlığının en korkunç tablosunu teşkil ediyorlar.” ifadesi kullanılıyor. Ve Türkiye o yokluk, o savaş yılarında kardeşlerine yardım götürüyor.

Savaş bitecek; ama Ukrayna ile Rusya arasında kapanmayacak bir uçurum açılacak.

Putin! Eserinle övüne bilirsin!

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | “KARDEŞ KATİLİ” için yorumlar kapalı
Nis 02

RAMAZAN’A MERHABA

RAMAZAN’A MERHABA
Recep ile Şaban’ı
Üç ayları bil, tanı
Onbir ayın sultanı
Ramazan’a merhaba
Güzele alıştıran
Küsleri barıştıran
Allah’a yaklaştıran
Ramazan’a merhaba
Güzel göz, güzel bakış
Kula işlenmiş nakış
Bu ayda ulvi akış
Ramazan’a merhaba
Aşk ile ağlandığı
Sevaplar sağlandığı
Şeytan’ın bağlandığı
Ramazana merhaba
Bu ay rahmet ayıdır
Hepsi otuz sayıdır
Müminlerin payıdır
Ramazan’a merhaba
İnsanı arlandıran
Kalpleri nurlandıran
Dilleri ballandıran
Ramazan’a merhaba
Söylesem tesiri yok, Sussam gönül razı değil
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | RAMAZAN’A MERHABA için yorumlar kapalı
Nis 01

DÜNYAYI BEKLEYEN TEHLİKE 10 YILDA 15 KAT ARTTI

DÜNYAYI BEKLEYEN TEHLİKE 10 YILDA 15 KAT ARTTI
BM’ye göre yaşanan iklim krizinde herkesin etkilendiği söylenirken bazı coğrafyalardaki kişilerin çok daha fazla etkilendiği vurgulandı. BM’nin raporunda, artan sıcaklıklardan kaynaklı çok sayıda insanın ölmesi de ele aldı.

Rapor özetle şu tehlikeleri sıraladı:

*2010 ve 2020 arasında, Afrika, Güney Asya ve Orta ve Güney Amerika dahil olmak üzere çok hassas bölgelerde sel, kuraklık ve fırtınalardan dolayı dünyanın diğer bölgelerine göre 15 kat daha fazla insan öldü.

* Pek çok ağaç ve mercan resifleri artan sıcaklıklardan dolayı yok oldu.

* Küresel sıcaklığın 1,1 dereceden 1,5 dereceye çıkması iklim olaylarına yansıdı.

*Bir milyardan fazla insanın kıyıya özgü iklim tehlikelerinden kaynaklı risk altında.

*Sıcaklıkların 1,7 ila 1,8 derecenin üzerine çıkması insan nüfusunun yarısının yaşamını tehdit edecek.

*Dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasının iklim değişikliğine karşı yüksek derecede savunmasız.

* İklim sıcaklıklardaki artışın 1.5 derecenin altında tutulması durumunda kayıplar azaltılacak.

* İlk kez, iklim değişikliğinin stres ve travma dahil olmak üzere zihinsel sağlık sorunlarını şiddetlendirebileceğini belirtti.

*2030 yılına kadar aşırı yangınlarda küresel olarak yüzde 14’e, 2050’ye kadar ise yüzde 30’a varan bir artış olacak.

*2050’ye kadar 1 milyardan fazla insanın sel tehlikesi altında olacak.

*Bazı iklimsel olaylarda geç kalındı, artık geri döndürülemez.

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | DÜNYAYI BEKLEYEN TEHLİKE 10 YILDA 15 KAT ARTTI için yorumlar kapalı