Mar 30

ZİYA PAŞA’DAN TERCÎ-İ BEND (4)

ZİYA PAŞA’DAN  TERCÎ-İ BEND (4)

 

Feyz ise maksad mümâşât-ı zamâne mâ’ll ol

Fırka-i yağma-gerân-ı asra sen de dâhil ol

 

Hissene mahsûlden her ne çıkarsa kâ’il ol

Her ne derlerse sana kayd eyleme deryâ-dil ol

 

Hâin ol ister sefîh ister rezil rezîl ü câhil ol

Tek sadâkat fikrini etme merama vâsıl ol

 

Rahat istersen bu pendimle hülâsa âmil ol

Olma mecnûn-ı mu’ânid ben gibi sen âkil ol

 

Derde uğrar kim sadâkat etse elbet Devlet’e

İstikâmet mahz-ı cinnetdir bu mülk ü millete

 

Eğer amaç bolluk, rahat, huzur içinde yaşamak ise. Devrin gidişine ayak uydur, zamanın suyuna göre git. ona uy; sen de yağmacıların, çapulcuların, vurguncuların grubuna gir!.

 

Bu vurgunlardan payına ne düşerse razı ol; sana ne derlerse desinler aldırma, gönlünü geniş tut!

 

Hâin ol, istersen zevk ve eğlenceye düşkün, rezil, bilgisiz birisi ol; tek doğruluk, dürüstlük, Devlet’e ve Millete bağlılık düşüncesini hatırına getirme, sadece amacına erişmeye bak!.

 

Eğer rahat etmek istersen, bu öğüdümle hareket et; benim gibi inatçı bir deli olma, akıllı ol!.

 

Çünkü: Her kim Devlet’e doğrulukla bağlılık gösterirse, hizmet ederse O’nun başı derde girer; bu Devlet’e ve Millete karşı doğru hareket etmek, hâlis cinnettir, yani düpedüz deliliktir!.

 

 

 

Devam edecek

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , | ZİYA PAŞA’DAN TERCÎ-İ BEND (4) için yorumlar kapalı
Mar 29

ÜLKEMİZDE GELİR VE SERVET EŞİTSİZLİĞİ

ÜLKEMİZDE GELİR VE SERVET EŞİTSİZLİĞİ

Paris merkezli World Inequality Lab, her yıl Dünya Eşitsizlik Raporu‘nu açıklıyor. 2022 raporunu da açıklandı. Rapordaki eşitsizlik, gelir ve servet dağılımında eşitsizliği ifade ediyor.

Rapora göre; dünyada en zengin yüzde 1 kesim, dünya servetinin yüzde 38’ine sahip iken, geliri düşük olan yüzde 50’lik kesim tüm servetin yüzde 2’sine sahiptir.

Rapora göre Türkiye’de gelir ve servet eşitsizliği, son 15 yılda arttı.

*             Türkiye’de en yoksul yüzde 50’lik kesim millî servetin yüzde 4’ünü,

*             Ortada yer alan yüzde 40, yüzde 29’unu,

*             En zengin yüzde 10 ise yüzde 67’sini elinde tutuyor.

Gelir ve servet dağılımındaki eşitsizlik için başka veriye gerek yok. Çünkü yaşayarak görüyoruz.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | ÜLKEMİZDE GELİR VE SERVET EŞİTSİZLİĞİ için yorumlar kapalı
Mar 28

DR. ANUŞİRVAN MİYANCI’DAN

DR. ANUŞİRVAN MİYANCI (ANOOŞHİRVAN MİANDJİ)’DAN

İranlı (Güney Azerbaycanlı) bir Türk olan ve halen Ülkemizde yaşayan kimyacı ve felsefeci Dr. Anuşirvan Miyancı (Anooshirvan Miandji)’dan insana ve hayata dair ibretlik tespitleri!

1-?Beyin bir donanımdır, her insanda vardır! Akıl bir yazılımdır, her insanda yoktur.

2-?Evrendeki en mükemmel laboratuvar insan beynidir! İstediğini düşünerek sentezler.

3-?Bilim insanı olmanın birinci şartı, bilmediğini yüreklice söyleyebilmektir.

4?Bir toplumun okuyup geçenlere değil, okuyup düşünenlere ihtiyacı var!

5?Aptallaşmanın en kolay yolu merak etmeyi bırakmaktır.

6-?Karın tokluğuna yaşanan bir yerde ilkeli düşünce üretmek mümkün değildir.

7-?Çocuklar yetişkinlere göre daha iyi akıl yürütürler! Çünkü önyargıları yoktur.

8-?İki yüz kelimeyle düşünen biri, iki bin kelimeyle düşünen birini asla anlayamaz.

9-?Büyük bir güç mü istiyorsunuz? İşte o gücü size gösteriyorum! Hayal gücü.

10-?İçinizdeki çocuk yaşıyorsa, yaşlanmıyorsunuz demektir.

11-?Düşüncen fakir ise diğer zenginliklerin seni kurtarmaz.

12-?Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır! Biri sabır, ötekisi nezaket.

13-?Sessiz çığlıklar sesli haykırışlardan daha etkilidir.

14-?Dilinizi sökün, tamir edin ve yeniden yerine takın! Çünkü bütün sorunların temelinde o var!

15-?İnsan, duymak istediklerinden vazgeçmedikçe uyanamaz.

16-?Doğru sözler karşısında yapılacak en iyi hareket, bir kenara çekilip sessizce dinlemektir.

17-?Uzmanı olmadığınız konularda kendinize yakışanı yapın ve bir kenara çekilip sessizce oturun!

18-?Bir insanı ancak kendisi engelleyip, kendisi durdurabilir.

19-?Önündeki seçeneklerden en zorunu seçen başarılı olur.

20-?Vazgeçmezsen, doğru seni önünde, sonunda bulur.

21-?İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır.

22-?Kendi üzerinizde çalışmaktan vazgeçmeyin! Aksi halde gelişip olgunlaşamazsınız.

23-?Kitaptan ve kütüphaneden uzaklaşıldıkça cehalet artar! Cehalet arttıkça da sefalet ve felaket artar. Sefaletin ve felaketin getirdiği ise acı ve göz yaşıdır.

24-?Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek bir toplumun ahlakını bozar.

25-?Bir toplumun çoğunluğu, olduğundan daha ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse, bilin ki o toplumda ahlak sorunu vardır.

26-?Herkesten ve her şeyden umudunuzu kestiğiniz anda belki de kurtarıcı sizsinizdir! Küsmekten ve kabullenip bir köşeye çekilmekten daha başka bir yol var! Mücadele etmek.

27-?Ekonomik gelişmeyi kişisel ve zihinsel gelişmenin önünde tutan toplumlar, kesinlikle uygarlaşamazlar.

28-?Gönlü güzel olanın niyeti de, söylemi de, eylemi de güzeldir.

29-?Karnı doymayan değil, gözü doymayan insan fakirdir.

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | DR. ANUŞİRVAN MİYANCI’DAN için yorumlar kapalı
Mar 27

GERİ DÖNÜŞÜMÜ

GERİ DÖNÜŞÜMÜ

 

Son yıllarda hemen hemen her an, her vakit, her siyasi ve sosyal kurum ve kuruluşlarda ya da STK’lar ile medya ve sosyal medyada övgülerle bahsedilen proje, GERİ DÖNÜŞÜMÜ ’dür.

Evet, çok duyuyoruz, bu konuda fazlasıyla meşgul ediliyoruz. Hatta oldukça ilgi gösteriyoruz ancak propaganda dan öteye gitmediğine de açıkça şahit oluyoruz. Bir zamanlar belediyemiz tarafından yapılan girişimler sonucunda dağıtılan GERİ DÖNÜŞÜM poşetlerinin çöp poşeti olduklarını gördük.

Oysa ülkemizde üretim yetersizliğinden pek çok tüketim mallarını ithal ettiğimizi biliyoruz. Son zamanlarda kurun aşırı yükselmesinden dolayı ithal girdilerin de yükseldiği görülmektedir.

Pek çok atık maddeler GERİ DÖNÜŞÜMÜ sayesinde ekonomimize kazandırabiliriz. Bu konuda ülkemizde görülen geçim sıkıntısı yüzünden birçok vatandaşımız istemeye, istemeye kendi imkânlarıyla kâğıt, pet şişe ve cam şişe toplamaktadırlar. Atık deyice akla sadece bunlar mı geliyor. Katı atık olarak tahta ya da ağaç atıkları, kâğıtlar, kartonlar, pet ve cam şişeler, kumaş atıkları, piller, elektronik alet parçaları, eski TV’ler, Eski masa üstü bilgisayarlar ve yazıcıları gibi atıklar. Bunun yanında meyve ve sebze atıklarının da vatandaş bilgilendirilmeli, çürümemesi için önlemler alınmalı, en azından yem ya da gübre yapımı için ilçe tarım müdürlükleri, belediyeler ve devlet kurumları, vb. kurumlar tarafından, toplamak isteyen vatandaşlara yetki verilmeli toplatılarak ekonomiye kazandırılmalıdır.

Medya da, sosyal medyada, siyasi açıklamalarda GERİ DÖNÜŞÜMÜ reklamı yapmak yerine herkesi ciddiyete davet ediyor ve ciddiyetle acilen gerekeni yapmasını diliyorum.

GERİ DÖNÜŞÜM malzemeleri için mahallelerin ve hatta köylerin belirlenecek ortak yerlerine, sitelere, birçok apartmanın ortak uygun bulunacak yerlere set plastikten yapılmış birbirinden bağımsız kutular konulmalıdır. Her ilçemize, illerimize acil GERİ DÖNÜŞÜMÜ işleme alanları yapılmalı, yaptırılmalıdır.

Atıkları değerlendirmek her vatandaşın ilgi duyduğu ve destek vereceği bir çalışma olacağına inanıyorum Yeter ki bilgililer, ilgililer, yetkililer ciddi, samimi, dürüst ve disiplinli bir şekilde gayret göstersinler.

 

DOĞADA HİÇ BİR ŞEY YOK OLMAZ ANCAK DÖNÜŞÜR…

 

Kenan Şahbaz

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | GERİ DÖNÜŞÜMÜ için yorumlar kapalı
Mar 26

“DENKTAŞ’IN BİR ANISI”

“DENKTAŞ’IN BİR ANISI”

“Rauf Bey, 24 Temmuz 1974 müdahalesinden çok önce zor günlerden birinde, uyku ile uyanıklık arası bir halde iken birden karşısında Atatürk’ü görür. Atatürk, kendisine, ‘Konjonktüre dikkat et Denktaş, konjonktüre’ der ve kaybolur. Kendisi bu rüyayı bir şeylere yoramaz ama unutmaz da… Aradan belli bir zaman geçer. Zaman 1974 yılının Temmuz ayıdır. Ada’nın güneyinde Nikos Sampson darbesinin yol açtığı karmaşa bütün şiddetiyle devam etmektedir. Denktaş’a göre Türkiye’nin Ada’ya müdahale etmesi için şartlar uygundur, hazırdır; yani gün o gündür. Zamanın zor şartlarında, bir ara Başbakan Bülent Ecevit’e telefonla ulaşmayı başarır ve düşündüklerini biraz da telaşla ona aktarmaya çalışır. Bir ara Ecevit, ‘Anlıyorum Sayın Denktaş, anlıyorum ama konjonktürü hazırlamak zorundayız.’ gibi bir şeyler söyler ve telefon bağlantısı kesilir. Rahmetli Rauf Denktaş, bu anısını anlattığında hafiften heyecanlanmış, ve ‘Geçmişte yaşadıklarımıza baktığımda, Türkiye’nin müdahale edeceğinden pek emin olamıyordum ama zihnimin bir köşesinde çakılı o sihirli kelimeyi, konjonktür sözünü duyduğum an Türk askerinin yakında Ada’ya ayak basacağına kani oldum’ demişti.”

Alıntı:  Ertuğrul Kumcuoğlu“Bir Büyükelçinin Gözünden Kıbrıs ve Diplomasi”

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | “DENKTAŞ’IN BİR ANISI” için yorumlar kapalı
Mar 25

“BÜYÜK TÜRKİYE RÜYASI”

“BÜYÜK TÜRKİYE RÜYASI”

Mehmet Kaplan’ın rüyasını gördüğü büyük Türkiye bu makalede şöyle tasvir ediliyor:

“Üç yeni ve yaratıcı kuvvet, demokrasi, okul ve teknik, Türkiye’nin çehresini her gün değiştirmektedir. Bunların yüzyıllarca işlediği Türkiye, eski Türkiye’den hiç şüphesiz çok farklı olacaktır. Bütün hareket, düşünce hatta hülya ve rüyalarımızı bu ‘yeni Türkiye ideali’ne göre ayarlamak bizim için bir vazife ve gaye olmalıdır.

Sağlam bir şekilde demokrasiyi benimsemiş, parlamentosu en olgun siyasî şahsiyetlerle dolu, köy çocuklarına varıncaya kadar, bütün vatandaşları okumuş, dağları taşları çağdaş ilmin mucizeli tesiri ile yemyeşil, yeraltı ve yerüstü servetleri altın nehirler gibi akan, sıhhatli, aydın, mesut, müreffeh bir Türkiye… İşte bugün bizim için görülebilecek en tatlı rüya.”

“Dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir devirde büyük bir fikir adamının, filozofun veya âlimin bir devleti, bir partiyi ve bir orduyu idare ettiği görülmemiştir. Dünyanın her yerinde ve her devirde fikir adamları, aksiyon adamlarının yanında bulunsalar bile, doğrudan doğruya harekete karışmamışlar, kendilerine akıl danışılınca düşündüklerini söylemekle yetinmişlerdir.”

Bu ifadeler bana Hz. Peygamberimizin bir hadisini hatırlattı: “Benim ashabım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız doğru yolu bulursunuz.”

Gece karanlıkta yol alan kervan için yıldızlar nasıl yol gösterici oluyorsa iktidar için fikir adamlarının fonksiyonu da yıldızlar misali sadece rehberlik etmek, yol göstermek olmalıdır. Aydın/fikir adamı bu fonksiyonunu bir kenara atarak kervana/iktidara katılırsa menfaati için dalkavukluk yarışına girecektir ki İmam-ı Azam bu yüzden “Sultanın sofrasına oturan âlimin fetvasına itibar olunmaz” demiştir.

Okumak lazım

Bu vesile ile 23 Ocak 1986’da Rahmeti Rahman’a kavuşan M. Kaplan Hocamızı rahmetle anıyoruz. Ruhu şâd olsun…

 

Alıntı: Ahmet Sevgi

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “BÜYÜK TÜRKİYE RÜYASI” için yorumlar kapalı
Mar 24

ANNESİ BABASI ISRAR EDİYOR…

ANNESİ BABASI ISRAR EDİYOR…

 

Yaşlı bir Kafkasyalı mağazaya girer, tezgâhtara 2 adet takım elbise almak istediğini söyler. Tezgâhtar;

-Dede, sen zaten 80 yaşındasın. 2 tane takım elbiseyi ne yapacaksın? Bir tane al, sana ömrünün sonuna kadar yeter.

-Birini kendime, birisini babama almak istiyorum da.

Tezgâhtar, şaşkınlıkla;

-Siz 80 yaşında olduğunuza göre, babanız 105 yaşında olmalı?

-Evet, dedemin düğününe gideceğiz de.

-Aaaa, babanız 105 yaşında ise dedeniz o zaman 130 yaşındadır.

-Evet.

-Dedeniz, evlenmek mi istiyor o zaman?

-Yooo, kendisi pek istemiyor ama annesi ve babası ısrar ediyor.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | ANNESİ BABASI ISRAR EDİYOR… için yorumlar kapalı
Mar 23

TAASSUP YA DA HAMİYETE’L- CÂHİLİYE (3)

TAASSUP YA DA HAMİYETE’L- CÂHİLİYE (3)

 

Ne yazarsam yazayım, kalın bir duvara çarpıp, bir tek hecesi işitilmeden gerisin geri döneceğini bildiğimden, muhataplarınca, görece makbul sayılabilecek, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayınlanan İslam Ansiklopedisi‘nin “Taassup” maddesinden, “aynen” aktararak izaha çalışacağım kapıldıkları musibeti.

İslam Ansiklopedisi’nde “Taassup”la ilgili olarak deniyor ki;

“Bir âyette geçen (el-Feth 48/26) “hamiyyete’l-câhiliyye” sözü taassuba yakın bir anlam içermektedir.”

“İyilik ve takvâ üzerinde yardımlaşın, kötülük ve düşmanlık yönünde yardımlaşmayın” meâlindeki âyetle (el-Mâide 5/2) tartışmaların doğru bilgilere, kanıtlara, aydınlatıcı kaynağa dayandırılması (Âl-i İmrân 3/66; el-Hac 22/3, 8) ve güzellikle yapılması (en-Nahl 16/125; el-Ankebût 29/46; Fussılet 41/34) gerektiğini, dinde zorlama olamayacağını (el-Bakara 2/256) bildiren âyetlerde dolaylı biçimde taassup reddedilmektedir.”

Elmalılı Muhammed Hamdi, son âyetin insanları zorla bir dine sokma çabasını yasaklaması yanında hürriyet alanına giren konularda kimseye baskı yapılamayacağı anlamına geldiğini belirtmektedir (Hak Dini, II, 860-862).”

“Taassup kavramının, bir inancı körü körüne kabul edip başkasına dayatma ve başkalarının inanç ve düşüncelerini aşağılayıp baskı yoluyla yok etmeye çalışma gibi sonuçlar içerdiği dikkate alınırsa hadislerdeki müsamaha, hilim, teenni, sabır, sekînet vb. kavramlara yapılan vurgularla Hz. Peygamber’in bu yöndeki davranışlarını anlatan ifadelerin Câhiliye geleneğinde köklü bir yeri olan taassup ruhunu yıkmayı ve yerine müsamahakâr bir anlayış koymayı amaçladığı ortaya çıkar.”

“Gazzâlî, insanların bir yandan hak mezhebin bir olduğunu söylerken diğer yandan kendi ataları, hocaları veya beldelerinin mezhebine taassupla sarıldıklarını belirttikten sonra şöyle der: “Mezheplere yönelmeyi bırakıp gerçeği düşünce yoluyla kendin bul ki sana ait bir görüşün olsun. Kılavuzunun koluna takılıp giden kör gibi olma!.. Kurtuluş bağımsızlıktadır… Yalnız kuşkular insanı gerçeğe götürür, çünkü şüphe etmeyen gerçeği göremez.”

***

Anneler…

Babalar…

“Kılavuzunun koluna takılıp giden gibi kör olmayın…”

Çocuklarınızı duyun, görün…

Onların “Hoca”ları, “Başkan”ları, “Reis”leri, “Ağa”ları, “Şeyh”leri, “Patron”ları, “Komutan”ları, “Amir”leri, “Üst”leri değil her şeyden önce ve sonra, “anne” ve “babaları” olmayı deneyin.

***

Ya da siz bilirsiniz…

Ezberletildiğiniz yolda, bir an “şüphe” duymadan, aynen devam edin;

Yeryüzünün en iyi müminleri olduğunuzu düşünürken, ne yaman ironidir ki, aslında tepeden tırnağa “müşrik” mizacına büründüğünüzü bile fark edemeden!!

SON

 

Alıntı: Selcan T. Hamşioğlu

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | TAASSUP YA DA HAMİYETE’L- CÂHİLİYE (3) için yorumlar kapalı
Mar 22

KÜSTAH CEHALET

KÜSTAH CEHALET

Hilaf ile yaşayan hilafet bende diyor

Sordum modacılara kıyafet bende diyor

Kütük gibi duranlar zarafet bende diyor

Bir lokma ikram eden ziyafet bende diyor

 

Yaşıyor, düşünmüyor Rabbin hikmetlerini

Unutmuş Yaratan’ın bütün nimetlerini

 

Utanmak nedir bilmez, tüm hadleri aşmakta

Hor görmeyle, kibirle dolup dolup taşmakta

Arsızca, hayâsızca tükenişe koşmakta

Ben akıllıyım deyip hayal ile uçmakta

 

Öyle bir haldeyiz ki gizlice kanıyoruz

Ateşsiz ve dumansız aslında yanıyoruz

 

Bu dünya, bu kâinat, bu insanın değil ki;

Bir harf ile bir sözcük, tek lisanın değil ki;

Bu ilkbahar mevsimi bir Nisan’ın değil ki;

Hiçbir suç, hiçbir vebal, Hak yasanın değil ki;

 

Ya akıllar almıyor, ya da vicdanlar nankör

Ya sağır şu kulaklar, ya da bütün gözler kör

 

İnsan bu, hem iyiye, hem kötüye alışır

İşine gelmez küser, gelir ise barışır

İnsandaki organlar bilmez nasıl çalışır?

Birazcık ilgi görsün edepsizce yılışır

 

Aklı olduğu halde sapıtandır, azandır

İnsanoğlu dünyanın düzenini bozandır

 

Sakal, cübbe, sarığı cesaret zanneden var

Şıh’ın siyasetini Diyanet zanneden var

Ocağı görür görmez hararet zanneden var

Bir takke, bir külahı keramet zanneden var

 

Cennete bilet keser, cehennemle korkutur

Kendinden başkasını kâfir diye okutur

 

Makama güvenerek ancak mazlumu ezer

Utanmadan, hadsizce cahile övgü dizer

Boynuz kulağı geçmiş şeytandan önce sezer

Aklı, çıkar peşinde beden mağripte gezer

 

Cahil, hat nedir bilmez her vakit çıkar sağar

Cahilin cesareti dünyayı kana boğar

 

Pek çoğu yeryüzünde hem de iktidar bunun

Hüneri kullanılmak, sahte itibar bunun

Cahil dedim ama ben okumuşu var bunun

Siyaset yollarında hemen hepsi yar bunun

 

Beğenmez hiçbir şeyi akıl verir âlime

Emir aldığı anda başlar hemen talime

 

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | KÜSTAH CEHALET için yorumlar kapalı
Mar 21

“KIR ÜLKESİ” UKRAYNA

“KIR ÜLKESİ” UKRAYNA

“Ukrayna” kelimesinin Rusça’da “sınır ülkesi” anlamına geldiğini söyleyenler var. Çünkü Vikipedi bu tanımı veriyor! Ruslar, Ukrayna’ya ne anlam verirse versin, bu kelime öz be öz Türkçe’dir. “Krain”“kır ülkesi” demektir ve tarih boyunca Türkler, göç yolları üzerinde bulunan, devletler kurdukları bu coğrafyayı “kır” olarak görmüş ve öyle de ifade etmiştir. Heredot tarihinde de büyük Pers ordusunun İstanbul Boğazı ve Tuna’yı geçerek Karadeniz’in kuzeyindeki İskitleri yok etmeye çalışması anlatılır. İskitler sayıca az oldukları için meydan savaşına girmeden, gerilla savaşı vererek vur-kaç taktikleriyle Pers ordusunu yıldırır. Persler aynı yoldan geri dönmek zorunda kalır…

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “KIR ÜLKESİ” UKRAYNA için yorumlar kapalı