Ağu 19

Rusya Ukrayna’da Türkleri ölüme gönderiyor.

Rusya Ukrayna’da Türkleri ölüme gönderiyor.

 

Tuva Türklerinin bir uçak dolusu cenazesi memleketine gönderildi.

Gazeteci Khalilova, Rusya’nın Ukrayna’da ölüme gönderdiği Tuva Türklerini cenazelerini paylaştı. Görüntülerde, bir uçak dolusu cenaze görülüyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle, savaşın başından beri bölgeden gelişmeleri aktaran gazeteci Gülsüm Khalilova, Rusya’nın savaş meydanına gönderdiği azınlıkların videosunu yayınladı. Khalilova, özerk bir Türk Cumhuriyeti olan Tuva’ya getirilen bir uçak dolusu cansız bedenin görüntülerini yayınladı.

Twitter hesabından paylaşımda bulunan Khalilova, “Rusya Ukrayna savaşında azınlıkları ölüme göndermeye davam ediyor…” diyerek şu ifadeleri kullandı:

“Rusya’da Nüfusu sadece 313.000 olan (Rusya nüfusunun %0.22’si) Özerk Türkiye Cumhuriyeti Tuva’ya bir uçak dolusu ceset daha geldi.”

 

Alıntı: Yeniçağ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | Rusya Ukrayna’da Türkleri ölüme gönderiyor. için yorumlar kapalı
Ağu 18

ÖDENEMEYEN BORÇLAR…

ÖDENEMEYEN BORÇLAR…

Sene 1915… Bir tren, Bilecik İstasyonu’ nda beklemektedir. Sevkiyat subaylarından Abdülkadir Bey, vagonların arasında sessiz, hareketsiz bir gölge görür. Merakla ve şüpheyle yaklaşır. O anda çakan şimşeğin aydınlığında şunlara şahit olur: Ak saçlı, beli bükülmüş, soluk benizli, başı beyaz yaşmaklı ihtiyar bir Türk anası, çakılmış gibi orada durmakta ve yağmurdan sırılsıklam olmasına rağmen, huşû içinde beklemektedir. Anadolu’nun cefakâr, vefa timsali ve sabırlı anası ile Abdülkadir Bey arasında şu konuşma geçer:

– Valideciğim, yağmurun altında niye böyle bekliyorsun?

– Trende oğlum var. Onu selametlemeye geldim.

– Oğlun kimdir; nerelisiniz?

– Söğüt’ün Akgünlü Köyünden Mehmed oğlu Hüseyin.

– Onu görmek ister misin, çağırayım mı?

– Sana dua ederim. Ona bir çift sözüm var.

Hüseyin, kısa zamanda bulunup getirilir. Elini öpen oğlunu bağrına basan ana, ona son olarak şu nasihati yapar:

-Hüseyin’im, yiğit oğlum benim!.. Dayın Şıpka’da, baban Dömeke’ de, ağaların Çanakkale’de şehit düştüler. Bak son yongam sensin. Eğer minarelerden ezan sesi kesilecekse, caminin kandilleri sönecekse sütüm sana helal olmasın! Öl de köye dönme. Yolun Şıpka’ya düşerse dayının ruhuna bir Fatiha okumayı unutma. Haydi oğul! Allah yolunu açık etsin.

Hüseyin, anacığının elini öper; ancak bunun son öpüşü olduğunu nereden bilebilirdi ki!.. Yaşlı gözlerle oğluna bakan bu ana, son evladını da dualarla bu şekilde cepheye uğurlar…

İşte aşağıdaki resim bu abidevi kahramanlığın, din ve millet, vatanseverlerinin günümüze kalmış, kalp burkan içli bir hatırasıdır.

“Oğlum sende bizim İsmail’ imizsin, seni Allah için vatan için kurban gönderiyoruz” diyerek evladını şehit verip, 14 yaşındaki son evladını cepheye uğurlayan ellerinden öpülesi anamız.

Şu garibanlığa bakın; üstte yok, elde yok, ayakta yok!

Azmin ve imanın her türlü güce galebe çaldığı, tarihte eşine az rastlanan, namusu, vatanı ve milletinin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını veren yüz binlerce kahramanın eseri Çanakkale Zaferi ile 106 yıl önce destan yazan tüm kahramanlarını bir kalbî buruklukla, rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.

ÖDENEMEYEN BORÇLAR

Komutanına, erine; kadınına, erkeğine, bütün cephelerde Çanakkale ‘ de, Sakarya’da, Büyük Taarruzda kanı-teri dökmüş her yüreğe vefa, minnet ve hürmetle…

 

Alıntı

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , | ÖDENEMEYEN BORÇLAR… için yorumlar kapalı
Ağu 17

BUĞDAY TARLALARI NİÇİN YAKILIYOR?

BUĞDAY TARLALARI NİÇİN YAKILIYOR?

 

Son iki haftada Anadolu Ajansı bültenlerinde yayınlanan buğday tarlası yangını haberleri özetle şöyle:

*Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde, Mülkiye Kadın mevkisindeki buğday tarlasında henüz belirlenemeyen sebeple yangın çıktı. Alevler, rüzgârın etkisiyle yakındaki ekili alanlara da sıçradı. Uzun uğraşlar sonucu söndürülen yangında, buğday ekili yaklaşık 300 dönüm alan zarar gördü. (23.06.2022)

*Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi ilçesinde çıkan yangında, 15 dönüm buğday, 15 dönüm kanola ekili alan ile 20 dönüm biçilmiş buğday tarlası zarar gördü. (02.07.2022)

*Manisa’nın Yunusemre ilçesinde, Güzelyurt Mahallesi Manisa Muradiye yolu yakınındaki buğday tarlasında henüz belirlenemeyen sebeple yangın çıktı. Alevler, rüzgârın etkisiyle yakındaki otluk alana sıçradı. Yaklaşık 2 saatlik çalışmayla söndürülen yangında, buğday ekili yaklaşık 3 hektar alan zarar gördü. (01. 07. 2022)

*Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinin Karaevli Mahallesi’nde buğday tarlasında çıkan yangında, bir kısmı biçilmemiş yaklaşık bin dönüm buğday tarlası zarar gördü. (04.07.2022)

*Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesinde İsmailli ve Generli mahalleleri arasında bulunan buğday tarlasında henüz belirlenemeyen sebeple yangın çıktı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangını söndürdü. Yangında 130 dönüm ekili buğday tarlası yandı. (04. 07. 2022)

*İstanbul Silivri’de. Gümüşyaka Mahallesi Mustafa Kemal Caddesi’ndeki buğday tarlasında henüz belirlenemeyen nedenle sebeple çıktı, 150 dönüm ekili buğday tarlası ve bazı ağaçlar zarar gördü. (05.07. 2022)

*Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinin Karaağaç köyünde henüz bilinmeyen sebeple çıkan anız yangını buğday tarlalarına sıçradı. Yangında 25 dekar buğday ile 30 dekar anız zarar gördü. (06.07.2022)

***

Bir de Ali Osman Önder‘in Twitter’da paylaştığı haberler var:

*Çatalca’da 500 dönümlük buğday tarlası yandı. Hasat için buğday kalmadı. Buğday yoksa un, un yoksa ekmek, ekmek yoksa kıtlık kasten getiriliyor. En önemli konu bomboş konular arasında kaybolup gidiyor. Ne Meclis’ten, ne bakanlıktan ses var! (01.07 2022)

*Batman Beşiri İlçesi Esence köyünde koca bir buğday tarlası yanıyor. Bu konuya dikkat çekmeyen STK’lar, Meclis’teki partiler birlikte imzaladıkları Paris İklim Anlaşması gereği sus pus davranıyor. Diğerleri de seyrediyor! Bile isteye kıtlık geliyor. (05.07. 2022)

Murat Akan‘ın haberi de şöyle:

*Tekirdağ Çorlu’da çıkan yangın sonucu biçilmemiş 130 dönüm bezelye tarlası ile 40 dönüm buğday tarlası küle döndü… Siz “komplo teorisi” demeye devam edin. Tekirdağ bölgesinde bu kaçıncı tarla yanışı?  (05.07.2022)

Başka bir haber:

*Tekirdağ’da kısa süre içinde iki ayrı buğday tarlasında yangın çıktı. Birinde 400, diğerinde 80 dekar alan kül oldu. Köylüler, bu yangınlar nasıl çıkıyor sorusuna cevap arıyor. (30. 06 2022)

Romanya‘dan da benzer haberler yağıyor:

*Romanya’nın Transilvanya bölgesinde binlerce dönüm buğday tarlası kimliği belirsiz kişilerce ateşe verildi. (06. 07. 2022)

***

Bütün bu haberler sizce neyin işareti? Hükümetler, buğday ve pancar ekmeyene para veriyordu şimdi buğday tarlası yakana para verenler mi var?

 

Alıntı: Arslan Bulut

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | BUĞDAY TARLALARI NİÇİN YAKILIYOR? için yorumlar kapalı
Ağu 16

SENİ YARADAN’A KURBAN OLURUM

SENİ YARADAN’A KURBAN OLURUM

 

Seyrine doyulmaz güzelliğin var

Seni Yaradan’a kurban olurum

Dilerim Mevla’dan bana yazsın yar

Seni Yaradan’a kurban olurum

 

Güneş gibi doğar yanağın alı

Tatlı dili, hangi çiçeğin balı?

Yar varken gönlümde neyleyim malı

Seni Yaradan’a kurban olurum

 

Sevgine köleyim ömrümle bile

Aşkınla yoğruldum ne yapar çile?

Kaçamam ki senden artık nafile

Seni Yaradan’a kurban olurum

 

Gönülde her mevsim sevgi harmanı

Gül dudaklı yardır derdin dermanı

Aşkın padişahı verdi fermanı

Seni Yaradan’a kurban olurum

 

Özü kamaştırır her daim nuru

Bu aşk için paspas ettim onuru

Çalsın artık gayri vuslatın suru

Seni Yaradan’a kurban olurum

 

Tüm varlıklar kâinatta sen diyor

Hasret ile tenim ipek ten diyor

Ruhumu, ruhunla bir öpsen diyor

Seni Yaradan’a kurban olurum

 

Mihrabımsın dedim ben, seni seçtim

Aşkın şerbetinden kanarak içtim

Yar senin uğruna canımdan geçtim

Seni Yaradan’a kurban olurum

 

Kenan Şahbaz

 

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , | SENİ YARADAN’A KURBAN OLURUM için yorumlar kapalı
Ağu 15

TÜRK’ÜN OCAĞI

TÜRK’ÜN OCAĞI

Milliyetçiliğin kayıp ruhu

Kültür, çoğumuz için, önünde sonunda yaşadığımızdır.  Milliyetçi, milletin bütün fertlerinin görüşlerini benimsemese de kendisinden kabul eden kimseye denir. Tarihimiz bütünüyle nasıl bizimse, dinlisi-dinsizi, iyisi-kötüsü, bileni- bilmeyeni, kabul edeni-inkârcısıyla yaşayanlar da bizimdir. Millet gerçeğine, dolayısıyla tarihe, bugüne ve geleceğe bizim gibi bakmayanlarla çeşitli derecelerde ayrılıklarımız olur. Farklılıkları kavga konusu edenlerimiz de vardır. Elbette bu şerefli milletin mensubu olmanın yüksek şuuruyla hareket edilmesini bekler, ister ve bunun için çalışırız.

Yaşadığımız yaygın bir durum var ki çok tehlikeli ve milliyetçiliğin ruhuna da ters görünüyor. Yanınıza yörenize bakın, şahıslar, dernekler, partiler, gruplar… Herkes diğerlerini suçlamak ve dışlamakla meşgul. Herkes birbirini kötülüyor. Dış güçler meselesi gibi bu da kendi suçunu başkasına atma psikolojisini gösteriyor. Yarattığı hastalıklı ruh hali toplumu zehirliyor. Gardını almış, nereden yumruk geleceğini bekleyen mutsuz yüzlerle çevriliyiz. Dışlama ve ötekileştirme furyasında yapıcılığı unuttuk. Yaptığımızı yıkıyoruz. Olumsuz bakış her davranışımıza ve hayata bakışımıza hâkim hale geldi. Buradan yapıcı-oldurucu bir fikir de, irade de çıkmaz.

Hemen itiraz etmeyin, düşünün! Biz bunu yaşadık, yaşıyoruz. Türkiye’de kimlik tartışması varsa bizim biz olmayışımızdandır. Dünya Tarihi’nin Türksüz yazılamayacağı açık gerçeklikse, kimliğinden şüphe ettiren bir Türk ve Türkiye nasıl olabiliyor? Böyle bir durumun eşi benzeri var mıdır bilmiyorum.

Devlete Türk egemenliğini tartıştıran bir idare anlayışı hâkimdir. Çevremizde olan bitenler de açıktır. Dolayısıyla, çağımızın şartlarına göre kuvvetle Türklük edilecek zamandır. Ölçü bellidir: Türk Ocağı herkesi Türklük etmeye davet eder. Etmeyenleri dışlamaz ama karşı hareketlere karşı tetiktedir. Türklüğün aleyhinde tavır alışlara göğüs gerecek ilk ocak Türk Ocakları‘dır. Açık söyleyeyim, bu özden uzağa düşmüş görünüyoruz.

Örnek çok: Biz bu memlekette “Biz milliyetçiliği ayaklar altına aldık” dendiğinde kıyamet koparmayan milliyetçileriz. Türk yurdunda, “Kimse bana Türklükle gelmesin!” dendiğinde de ağzımızı açmadık. Ağız dolusu “Burada 37 etnik grup var” diye bağırılırken, “Türk de onlardan biridir” denirken, egemenlik hakkımıza karşı çıkılırken gerekenleri yapmadık. Dünya yeniden kurulurken ortaya çıkan büyük Türk gücünü donatacak akıl gücünü gösteremedik. Meseleler böyle sıra sıradır. Kişilerin kendi durumlarını gözeten darlığın bizi boğduğu yerdeyiz.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | TÜRK’ÜN OCAĞI için yorumlar kapalı
Ağu 14

TOLSTOY’DAN ALTIN SÖZLER

TOLSTOY’DAN ALTIN SÖZLER

“ Bir tren garında ölen Rus edebiyatının dev ismi Tolstoy’dan

1-  En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır.

2-  Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez

3-  Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür.

4-  Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın.

5-  İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değil, sarsılmaz duruştadır.

6-  Bozuk para insanın cebini deler, bozuk insan da kalbini. Bu yüzden harcayın ikisini de gitsin.

7-  Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor.

8-  Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.

9-  Ne diye şeytana kızarsın? Bir iyilik yap da, o sana kızsın.

10- Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma: önce senin ellerin kirlenecek.8. Bil ki, yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve Unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın.

11- Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.

12- Bir insanı bulunduğu mevkiyle değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmek gerekir.

13- Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır.

14 İnsanların çoğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz.

15- İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir.

  1. Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin.

17- Bil ki, yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve Unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yarsın.

 

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , | TOLSTOY’DAN ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Ağu 13

ACABA NEDEN?

ACABA NEDEN?

AMERİKAN ASKERLERİNE YOĞUN OLARAK TÜRKÇE EĞİTİMİ VERİLİYOR, EĞİTİM AYRINTILARI İÇİNDE TÜRK TOPLUMUNA HİTAP ETME (TÜRK HALKINI HER YÖNDEN KANDIRMA)-GÜVEN VERME (ABD’DEN-İNGİLTERE’DEN-FRANSA’DAN-İSRAİL’DEN VE BATI ÜLKELERİNDEN SİZE KÖTÜLÜK GELMEZ KONULARININ İŞLENDİĞİ) VE TOPLULUĞU SAKİNLEŞTİRME (ÜLKENİZ İŞGAL EDİLSE DE SAKİN OLUN VE TELAŞA KAPILMAYIN) DERSLERİ VERİLİYOR.
ABD askerlerine neden Türkçe konuşma eğitimi veriliyor?
Çok merak ettim.
Conilerin bütçesindeki en yüksek kalem Türkçe konuşma eğitim masrafı.
Bir de bütçeye ayrıntı düşülmüş.
Türkçe dilinde topluluğa hitabet, topluluğa güven verme ve topluluğu sakinleştirme eğitimi.
Böyle bir eğitim ABD askerlerine neyin ufkunu açmak için acaba?
Ey Millet !!!
Kendi kendinize, kendi elinizle zarar verip duruyor, ne gariptir ki bundan zevk alırcasına gaflet icersinde uyuyorsunuz !
Törenizi, ilinizi hatta dilinizi yok etmeye çalışanları kendinize örnek alıp, lider seçip sanki yok olmak için yarışıyorsunuz !
Bir acayip akıl ve duruş.
Gecenin en karanlık anında,
Sarp yokuşların en dik yamacında,
Unutulmuş dünlerin acıları, Daha beteri gelecek sanki yarınlarda.
Bir sen var, senden öte, birde ben var, benden öte.
Benden ziyade diyelim.
Çok canlar yanacak, çok acılar yaşanacak.
NOT: YUNANİSTAN’A ASKERİ ÜS KURAN ABD’DEN AYRI OLARAK, TÜRKİYE-YUNANİSTAN SINIRINA 40 KİLOMETRE UZAKLIKTA BULUNAN DEDEAĞAÇ’A  ABD TAKVİYELİ YUNAN ORDUSU DA TÜRK SINIRINA 20 KİLOMETRE DAHA YAKLAŞTI. YUNAN ASKERLERİNİN BURADA SİPER KAZDIĞI AÇIKLANDI. ABD-İSRAİL’Lİ YETKİLİLER İSTANBUL’DA BULUNAN VATANDAŞLARINDAN İSTANBUL’U TERKETMELERİNİ İSTEDİ, RUSYA 15-30 TEMMUZ 2022 TARİHLERİ ARASINDA TÜRKİYE-YUNANİSTAN ARASINDA BİR GERGİNLİK YAŞANABİLECEĞİNİ ÖNE SÜREREK VATANDAŞLARININ EGE BÖLGESİ KIYILARINDAN UZAKTA TATİL YAPMALARINI İSTEDİ.

 

Alıntı:

#Atabey19HHK
#HüseyinHakkıKahveci

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ACABA NEDEN? için yorumlar kapalı
Ağu 12

ÇADIRI ÇALMIŞLAR

ÇADIRI ÇALMIŞLAR

Arkeoloji profesörü asistanıyla araziye çıkmış. Antik kent kalıntıları üzerinde çadırı kurmuşlar. Harika bir manzara.
Profesör başlamış konuşmaya:
– “Bak dostum, yemyeşil bir ova. Karşıda ağaçlar. Şu göğe değecek gibi duran dağlar. Sürüsünü otlatan çoban. Ekmek pişiren köylü kadınlar. Bütün bunlara hep ibret nazarıyla bakacaksın. Her birinin arkasında, bir başka gerçek gizlidir.”
Asistan, kafasını sallayarak hocasına hak vermiş. Akşam çadıra girip uyumuşlar. Gün ağarmadan profesör, asistanını uyandırmış:
– “Kalk, kalk bak ne görüyorsun?”
Asistan başlamış anlatmaya:
– “Çoban yıldızı. Yalnız gibi duruyor fakat o aslında uzayın içinde. Ufuk çizgisi gece ile gündüzü buluşturuyor. Tabiat birazdan yeni bir güne hazırlanıyor.”
Profesör hışımla asistanı susturmuş:
– “Felsefe yapma birader, çadırı çalmışlar.”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | ÇADIRI ÇALMIŞLAR için yorumlar kapalı
Ağu 11

“BAŞÖĞRETMENLİK Mİ, BOŞ ÖĞRETMENLİK Mİ?” (K.Ş.)

“BAŞÖĞRETMENLİK Mİ, BOŞ ÖĞRETMENLİK Mİ?” (K.Ş.)

Burhaniye’de bir aile dostumun yanına gittiğimde yanında sürekli bir videonun açık olduğunu gördüm. Arada bir baktığı videonun açık kalması gerektiğini öğrenince şaşırdım.

Meğerse Millî Eğitim Bakanlığı, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sınavlarına girecek adaylara 180 saatlik eğitim videosunu izlemeyi zorunlu tutmuş.

Bakın önermiş demiyorum. İzlemeyen adayların sınava girme, kazanma şansları yok.

Sınav 19 Kasım 2022 Cumartesi günü yapılacak.

Ama mesele şu…

Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı, öğretmenlere sormadan, eğitim sendikalarının görüşünü almadan, masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitimcilerin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenlemeye kalkıyor.

Tabii ki de başlıca amacı kadrolaşmak.

Bu kanun, muhatabı olan öğretmenlerin ve sendikaların iradesi dışında, onların hakları ve taleplerini dikkate almadan hazırlanmışken eğitim emekçilerinin ve sendikaların bütün eleştirilerine rağmen, iktidara yakın Eğitim-Bir-Sen’in desteği ile öğretmenlerin önüne getirildi.

Burhaniye’de konuştuğum öğretmenlere göre sınava girseler bir dert, girmeseler ayrı bir dert olduğunu dile getiriyor.

Bu düzenlemenin amaçlarından bir tanesi de kesinlikle Başöğretmen Atatürk‘ün sıfatını yok etmek. Atatürk‘e ait ne varsa silmeye çalışan bu iktidarın başöğretmen diye torpille sınıflara sokacağı, okullara yönetici diye sokacağı “şakirt” bozması tipler mesleğin değerini bitirmekle kalmayacak Atatürk‘ün çok anlamlı o “Başöğretmen” sıfatının da içini boşaltacak.

Üstelik şu an konu Anayasa Mahkemesi’nde…

Bakanlık da Anayasa Mahkemesi iptal kararı verirse diye, alelacele kanunu Meclis’ten geçirip öğretmenleri sınava sokma peşinde.

Anayasa Mahkemesi’nin bir an önce bu haksız süreci durdurmaya yönelik olarak karar sürecini hızlandırması büyük önem taşıyor.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | “BAŞÖĞRETMENLİK Mİ, BOŞ ÖĞRETMENLİK Mİ?” (K.Ş.) için yorumlar kapalı
Ağu 10

KUŞKONMAZ CAMİSİ

KUŞKONMAZ CAMİSİ

Bilim ve aklın birleşmesiyle bir Mimar Sinan şaheseri: 442 yıldır kuş konmayan cami

Üsküdar’daki Kuşkonmaz Camisi’ne 1580 yılından bugüne tek bir kuş bile konmuyor. Caminin bilinmeyen hikâyesi ise büyük ilgi çekti.

Osmanlı Dönemi’nden kalan ve İstanbul’un Üsküdar ilçesinde yer alan Kuşkonmaz Camisi, hikâyesiyle de büyük dikkat çekti.

‘Şemsi Paşa Camii’ adıyla da bilinen Kuşkonmaz Camisi, 1580 yılında Şemsi Ahmed Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırıldı. Cami yaptırmayı isteyen Şemsi Ahmed Paşa, titizliği nedeniyle Mimar Sinan’dan yalnızca, ‘kuşların pisletemeyeceği bir cami’ istedi. Bu isteğin üzerine uzun süre düşünen ve araştırmalarına başlayan usta mimar ise çözümü bilimde buldu.

 

KUZEY GÜNEY RÜZGÂRLARININ KESİŞTİĞİ NOKTA

Derin araştırmalar içerisinde giren Mimar Sinan, kuşların rüzgârların yönünden etkilenmesi sebebiyle, camiyi kuzey ve güney rüzgarlarının kesiştiği ve dalgaların kıyıyı dövdüğü bir noktayı tercih etti. Bu titreşim seslerinden kuşların rahatsız olacağını düşünen usta mimar, sahilin kıyısındaki yeri tespit ederek caminin yapımına başladı.

 

442 YILDIR KUŞLAR YAKLAŞMIYOR…

Usta mimarın 442 yıllık eserine, tamamlandığı günden bu yana hiçbir kuş konmuyor.

Mimar Sinan’ın şaheseri, günümüzün en önemli eserlerinden biri olmaya devam ederken ilmin sunduğu imkânları da gözler önüne serdi.

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | KUŞKONMAZ CAMİSİ için yorumlar kapalı