Eki 16

YAVRU KUTUP AYISI

YAVRU KUTUP AYISI

Yavru kutup ayısı babasının yanına gelip sormuş “Baba ben gerçekten kutup ayısı mıyım?” “Elbette yavrum nereden çıkardın bunu?” “Allah Allah?!..” deyip gitmiş yavru ayı. Bu sefer annesinin yanına gitmiş ve sormuş, “Anne ben gerçekten kutup ayısı mıyım?” “Tabii evladım kutup ayısısın.” Yine “Allah Allah?!..” deyip, yeniden babasının yanına gitmiş yavru ayı. Bir daha sormuş “Yaa baba Allah aşkına doğru söyle bak beni evlatlık falan almadınız degil mi? Yani ben sizin öz oğlunuzum.” Baba dayanamamış artık “Oğlum dedim ya sana bizim oğlumuzsun diye, hem sen neden ikide bir soruyorsun ki bunu?” Yavru ayı: “Yav donuyorum baba, donuyorum...”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | YAVRU KUTUP AYISI için yorumlar kapalı
Eki 15

ANNELER VE EVLATLARI…

ANNELER VE EVLATLARI…

Cumhurbaşkanı ve İç İşleri Bakanı’nın destek verdiği bu anneler yarın havalar soğuyunca ne yapacak? Kumanyayı kim temin ediyor, nerede kalıyorlar? Daha ne kadar dayanabilecekler?

Önünde eylem yaptıkları HDP il binasından kamyonetlerle battaniye taşındı. Bu devletin istihbaratı, emniyeti, valisi ‘bu battaniyelerin burada ne işi var’ diye neden sormadı? Belli ki, dağa kaçırılanlar burada bekletilip uygun ortamda Kandil‘dekilere teslim ediliyordu. Her yere kamera koyan/kuran bu devlet HDP il binasını gözetleyecek bir sistemi neden kurmadı?

8 Aralık 2016’da TBMM Genel Kurulu’nda konuşan HDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken “Şu anda PKK’nın elinde 20 polis ve asker var. Bir hafta önce PKK’nın alıkoyduğu polis ve asker aileleri Meclis’e geldi. Onlarla ilgili kılınızı kıpırdatmıyorsunuz. Sadece onlar ölecek, onların cenazesi üzerinden hamaset siyaseti yapmakla toplumu kutuplaştırmaya çalışıyorsunuz. Bunlara hiçbir şekilde prim vermeyeceğiz.” demişti.

Şimdi Diyarbakır annelerine destek veren devlet büyüklerine soralım; 20 polis ve asker ailesine o zaman neden destek vermediniz? Bu polis ve askerlerin akıbeti ne oldu? Hâlâ PKK’nın elindeler mi? Sağ mı yoksa şehit midirler? Cenazeleri getirilmiş midir?

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ANNELER VE EVLATLARI… için yorumlar kapalı
Eki 14

İMAM-I MÂTÜRİDÎ

İMAM-I MÂTÜRİDÎ

İmam-ı Mâtürîdi (r.a.) hazretleri , Sünni kelamın kurucusu olup, itikad mezheplerinden ve özellikle de Müslümanların yarıdan fazlasının itikad imamıdır. İşte İmam hakkında detaylı bilgi.

Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî (ö. 333/944)
Mâtürîdiyye mezhebinin kurucusu, müfessir ve fakih.
Nisbet edildiği Mâtürîd (Mâtürît), bugün Özbekistan Cumhuriyeti’nin sınırları içinde bulunan Semerkant’ın dış mahallesidir.

Mâtürîdî hazretleri, Abbâsîler’in merkezî otoritelerinin oldukça zayıfladığı bir dönemde siyasî bakımdan hilâfete bağlı müstakil beyliklerden Sâmânoğulları’nın Mâverâünnehir’e hâkim oldukları devirde yaşar.

Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte hocası Rey Kadısı Muhammed b. Mukātil er-Râzî’nin 248 (m.862) yılında vefat ettiğine dair bilgiden hareketle III. (IX.) yüzyılın ilk yarısının ortalarında dünyaya geldiği ve ömrünün bir asra yakın olduğu tahmin edilmekte.

Yaşadığı Semerkant ve çevresinin Türkler’in çoğunlukta bulunduğu bir bölge olması göz önüne alındığında Mâtürîdî’nin Türk asıllı olduğunu söylemek gerekir.

Mâtürîdî ailesinin fertleri hakkında babası ve dedesinin (Muhammed b. Mahmûd) adından başka bir şey bilinmemektedir.

Mâtürîdî Hanefî mezhebinin dördüncü, hatta üçüncü kuşak âlimlerindendi.

Ebû Hanîfe’nin öğrencilerinden Muhammed eş-Şeybânî’nin öğrencisi Ebû Süleyman el-Cûzcânî’nin talebesi Ebû Bekir Ahmed b. İshak el-Cûzcânî, Nusayr b. Yahyâ el-Belhî ve Nîşâbur Kadısı Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Recâ el-Cûzcânî gibi hocalardan ilim tahsil etmişse de öğrenimini, henüz yirmi yaşlarında iken hocası Ebû Bekir Ahmed el-Cûzcânî ile birlikte ulemâ reisliğini deruhte eden ve Dârü’l-Cûzcâniyye’de ders veren Ebû Nasr el-İyâzî’den tamamlamış…

Eğitim hayatı, seyahatleri ve hacca gidip gitmediği, resmî bir görev alıp almadığı gibi hususlar bilinmemekte…

Ancak zalim olduğu kesinlik derecesinde sübut bulan zamanının sultanına âdil diyen ve dolayısıyla zulmü adaletle vasıflandıran kimsenin küfre girdiği yolunda kanaat belirtmesi, Ebü’l-Kāsım el-Kâ‘bî’yi zalim devlet adamlarıyla ilişki içinde olduğu için kınaması, devrin siyaset ve devlet adamlarıyla münasebetlerinin iyi olmadığını göstermekte…

Ebü’l-Muîn en-Nesefî ve İbn Fazlullah el-Ömerî, tarih belirtmeden Mâtürîdî’nin Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’den (ö. 324/935-36) kısa bir müddet sonra vefat ettiğini kaydederler…

Kureşî de hocaları Ebü’l-Hasan İbnü’s-Savvâf ve Kutbüddin el-Halebî’ye dayanarak 333’te (m.944) öldüğünü belirtir. Kevserî ise Kutbüddin el-Halebî’den 332 tarihini nakleder.  Ayrıca bazı eserlerde 336 (947) tarihi de verilmekte…

Mâtürîdî Semerkant’ın ünlü Çâkerdîze Mezarlığı’na defnedilir.

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , | İMAM-I MÂTÜRİDÎ için yorumlar kapalı
Eki 13

AKP’Yİ KİM AKLAYABİLİR?

AKP’Yİ KİM AKLAYABİLİR?

Şimdi Türkiye’nin uluslararası imajı nedir? Hangi halkla ilişkiler şirketi, Türkiye’yi bir hukuk devleti olarak gösterebilir? Veya hangi halkla ilişkiler şirketi, tek adam yönetimine dönüşmüş Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başarılarını öne çıkarabilir?

Daha özele inersek, hangi halkla ilişkiler şirketi, dağılmakta olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bozulan imajını, halka düzgün gösterebilir?

2002 seçimlerinden sonra, girdiği bütün seçimleri kazandığı söylenen, ancak 7 Haziran 2015’te iktidardan düştüğü halde, o güne kadar terör örgütleriyle masaya oturduğu ve açılım süreci takip ederek Güneydoğu Anadolu’daki, şehirlerin etrafına hendekler kazılmasına, buralara terörist ve silah yığınağı yapılmasına seyirci kaldığı bilinen AKP’yi hangi icraatı temize çıkarabilir?

***

İktidardan düştüğü halde, büyük terör saldırılarının ardından, muhalefete hükümet kurdurmayıp terörle mücadele başlatarak 1 Kasım 2015 seçimlerini icat eden, böylece yetkiyi yeniden ele geçiren, 2001’den beri işbirliği yaptığı cemaatin darbe girişimini “Allah’ın lütfu” olarak değerlendirerek, tek adam sistemine geçiş yapan AKP’yi kim aklayıp paklayabilir?

Ülkenin bütün stratejik kuruluşlarını satan, ormanları, suları, yaylaları satmaya hazırlanan, bir kısmını satan, Ege’de 18 Türk adasını ve çok sayıda kayalıkla birlikte 85 kilometrekarelik denizi Yunanistan’a terk eden, ABD’nin Truva atı olarak Libya ve Suriye’yi parçalayan, bu politika ile Türkiye’nin güneyinde bir terör örgütünün devlet kurmasına yol veren, Türkiye’nin nüfus yapısı ile oynayan, eş zamanlı olarak devletin kuruluş felsefesine savaş açan, her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına aldığını söyleyen, “Ne mutlu Türküm diyene” yazılarını, “TC” ibarelerini ve Andımız’ı kaldırarak, İhvanı Müslimin ideolojisi ile devlet yöneten bir anlayışı kim temize çıkarabilir? 

***

Devletin bütün kurumları, milletin bütün milli ve manevi değerleri çökertilir, bunlara bağlı olarak kadın cinayetleri, çocuklara tecavüzler yoğunlaşırken bütün bunların, Türkiye’yi Darülharp olarak görmekten ve bu yüzden her türlü hırsızlık ve yolsuzluğu meşru kabul etmekten ve sapık dini anlayışlardan kaynaklandığını göstermeden hangi halkla ilişkiler şirketi AKP’nin imajını düzeltebilir?

Ve iktidardan daha kötü yönetilen bir kısmı iktidarla bütünleşen muhalefet partilerini, hangi halkla ilişkiler kampanyası, AKP’nin enkazını kaldırmak gibi bir göreve hazırlayabilir?

 

Alıntı: A. Bulut

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | AKP’Yİ KİM AKLAYABİLİR? için yorumlar kapalı
Eki 12

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Kadın beyni daha iyi plan yapar. Siz siz olun, sakın bir bayanın düşmanlığını kazanmayın.” Prof.Dr. Tayfun Uzbay

* “Pirincin içindeki siyah taştan değil beyaz taştan korkun…” Japon Atasözü                                                              

* “Benim anlayışıma göre demokrasi, en zengine ve en fakire aynı fırsatları bahşeder. Bu amaca da sadece barışçı yollardan ulaşılır.” Mahatma Gandhi

* “Düş gücü, ruhun gücüdür.” Joseph Joubert                                                                                                          

* “Uçmayı öğretemediklerine, çabuk ve hasarsız düşmeyi öğret.” Nietzshe                                                                 

* “Yapabilen yapar, yapamayan öğretir.” G. Bernard Shaw                                                                                      

* “Fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi ifade edebilmeniz için canımı bile veririm.” Evelyn Beatrice Hall                                                                       

* “Su kabının, insan muhitinin şeklini alır.” Bıçakçızade                                                                                    

* “Halkın sesi, kutsaldır.” Seneca  

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Eki 11

KENDİ SOYDAŞLARINIZI KAÇA SATTINIZ?..

KENDİ SOYDAŞLARINIZI KAÇA SATTINIZ?..

Despotizm, devlet terörü, farklılıklara saldırılar, asimilasyon… Bunlar Çin’in görünmeyen, gösterilmeyen yüzü…

Çin’de, “Türklükle mücadele” bir devlet politikası haline gelmiş.

Doğu Türkistan olarak adlandırdığımız Türk coğrafyasını işgalle yetinmediler. Oradaki Türk nüfusuna yarım asırdan fazladır akıl almayacak uygulamalar yapılıyor. Bölgenin adına da Sincan Uygur Özerk Bölgesi adını verdiler.

Ezandan, oruçtan tutun toplama kamplarına, çocuklara Türkçe isim verilmesinden sakal bırakmaya kadar birçok yasak ve insanlık dışı uygulama var.

Geçtiğimiz aylarda, Doğu Türkistan’da yaşayan ve zaman zaman ülkemize de gelen ünlü halk ozanı Abdurrehim Heyit’in öldüğü haberleri gelmişti. Hepimiz kahrolduk… İşin kötüsü, haberi doğrulatma imkânı da bulamadık. Çünkü bölgeden haber alınması çok güç. Büyük bir iletişim kısıtlaması var.

Sonrasında Çin Büyükelçiliği’nden “İddialar gerçek dışıdır, Abdurrehim Heyit, eğitim kamplarımızda topluma entegre edilmesi için eğitime tabi tutulmaktadır” açıklaması geldi.

Dünyaca ünlü bir halk ozanını “eğitime tabi tutuyoruz” diyerek, toplama kamplarında olduğunu itiraf edecek kadar insanlık dışı bir devletten bahsediyoruz.

Öyle büyük dramlar yaşanıyor ki, haberimiz bile olmuyor. Geçtiğimiz günlerde, Doğu Türkistan’ın Turpan kentinin Karahoca köyünden 3 yaşındaki Ferhat, suda boğulup can verdi. Uygur çocuğun hem annesi hem babası toplama kampında olduğu ortaya çıktı.

Toplama kamplarıyla ilgili uluslararası bazı medya kuruluşları yayınlar yapmaya başladılar. Kamplara alınan insanların akıbetinin meçhul olduğu ve insanlık dışı uygulamaların; işkence, hücre hapsi, ölüm gibi eylemlerin sistemli bir şekilde yapıldığı belgelendi.

Çin, bu gerçekleri örtbas etmek için büyük bir medya kampanyası başlattı. Birçok ülkede kendisine yakın gördüğü gruplara para ve finansal yardımlar yaparak imajını düzeltmeye çalışıyor. Ne kadar güçlü olursa olsun uluslararası arenada yalnız kalmaktan, ekonomik ambargolara uğramaktan çekiniyor.

Önce İngiliz medya kuruluşu BBC, kamplara davet edildi. BBC’nin kamplarla ilgili haberi son derece çarpıcıydı. Haberde, sadece bir kampa girmelerine izin verildiği, kamptaki Türklerin robot gibi hareket ettikleri ve kesinlikle ikili diyalog kurulamadığı vurgulanıyordu. Farklı bir kampa gitmek istediklerinde ise yetkililer, panikleyerek kapı girişlerine bile yaklaştırmamışlardı. Çin’in parası BBC’ye sökmediği için objektif bir haber yapılmıştı.

Bu arada kamp dediğime de bakmayın yüksek duvarlı, devasa hapishaneler.

Ama BBC’ye yaptırılamayan işler Türkiye’de olduğu gibi medyası sınırlı, değer yargısı ve omurgası olmayan şahıslara yaptırılabiliyor.

Önceki gün “Aydınlık” grubunun dergisi (bu arada ilk kez oluyor) ismime kargolanmış. Araştırdığım kadarıyla birçok medya kuruluşuna, STK ve kişiye gönderilmiş.

Kapak konusu “Kuşak-Yol’un Kalbi Sinciang…”

Derginin sayfalarını çevirdikçe manipülasyonun sınırları zorlanıyor. Dergi komple yalanlarla dolu.

Uygur Türkleri, Çin ve Doğu Türkistan için atılan başlıklardan bazıları:

“Türkiye ve Çin’in güvenliği ve refahı için Ayrılıkçı ve dinci teröre karşı ortak mücadele”

“ABD’nin Doğu Türkistan projesi”

“Sinciang’da kişi başı gelir 66 yılda 300 kat arttı”

“Türkiye’de Uygur sorunu bir NATO imalatı”

“İsa Yusuf Alptekin ile ayrılıkçı merkez kuruldu”

“Bir Uygur kızı beni dansa davet etti”

“Çin’i Çin yapan etnik çeşitliliğidir”

“Her Türkçe konuşan Türk değildir”

“Çin anayasası etnik azınlık haklarını korur”

“Çin milleti kavramı”

“İpek yolu Uygurların umut kaynağı”

“Sinciang’da çağdaşlaşma atılımı”…

Çin Devleti tarafından Aydınlık’a çıkartılan bültenden bazı bölümler paylaştım!

Anlaşılan o ki geçmişin MAO’cu zihniyeti ekmek bulamayınca sırtını komple Çin’e dayamış. Bunu yaparken de Uygur Türklerini “terörist”, insan avcısı Çin yönetimini ise “çağdaş” olarak tanımlamış.

Akılla değil, parayla izah edilebilecek bu onursuz duruşu unutmayacağız.

Uygur Türkleri, soydaşlarımıza yönelik içerideki bu operasyonu unutturmayacağız.

Kendi yanında çalışanlara maaş ödemeyip “Çin’den yakında yüklü bir bütçe alacağız” açıklaması yapanlar bu bütçeyi açıklasınlar?

Kendi soydaşlarınızı kaça sattınız?..

 

Alıntı: B. Çolak

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | KENDİ SOYDAŞLARINIZI KAÇA SATTINIZ?.. için yorumlar kapalı
Eki 10

İKİ CİHANDA

İKİ CİHANDA

 

Ak özüme aşkla coşkun sel gibi

Sar kokunla her yanımı gül gibi

Aşk bağından sun şerbeti bal gibi

Karılsın ruhumuz iki cihanda

 

Gönül bahçesinin harmanı sen ol

Yanan yüreğimin dermanı sen ol

Kutsal saltanatın fermanı sen ol

Sarılsın ruhumuz iki cihanda

 

Her işte, her aşta doğru zemine

Bağlı kalmalıyız her an yemine

Yalana, harama, fitneye, kine

Darılsın ruhumuz iki cihanda

 

Her gönülde vicdan bir ömür savcı?

Aşkın ateşini kavlayan kavcı

Ne bir av olalım, ne de bir avcı

Vurulsun ruhumuz iki cihanda

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , | İKİ CİHANDA için yorumlar kapalı
Eki 09

HANGİ “ÜMMET?”

HANGİ “ÜMMET?”

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da iki ajan yakalanmıştı. Bu ajanlar İstanbul’daki muhalif Arapları izleyeyip fişleyen ve Türkiye’ye karşı casusluk faaliyeti yapan kişiler olduğu ifade edildi. Daha sonra ajanlardan birisinin intihar ettiği açıklandı.

Yapılan soruşturma sonrasında Türkiye’ye karşı casusluk yapan bu kişilerin Birleşik Arap Emirlikleri istihbaratına mensup olduğu ortaya çıktı.

Türkiye’ye karşı casusluk yapanların devlet olarak dahi nitelenemeyecek bir emirliğin mensubudur. Bu kişilerin kiralık katil Muhammed Dahlan’ın adamları olduğu iddiası da var. Bu Dahlan denilen Mossad ve CIA’nın adamının 15 Temmuz darbe girişimini finanse ettiği de biliniyor.

Bir bilgi daha verelim: Arabistan, BAE, Mısır ve Ürdün -tabii ki İsrail’in- Dahlan’ın Mahmud Abbas’tan sonra Filistin’in lideri olmasını istiyor. Türkiye ise Filistin’de Hamas’ı destekliyor.

Dahlan’ın, Mısır’da Mursi’nin devrilmesinde etkin bir rol oynayan ‘Temerrüd’ hareketinin bir benzerini Türkiye’de kurmak için çalışmalar yaptığı da söyleniyor.

Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması için ABD/İsrail, Mısır ve Suudi Arabistan Dahlan gibileri tetikçi olarak kullandığı çok açıktır. 

Geçtiğimiz günlerde yalnız Dahlan değil BAE’nin dış işleri bakanı da Türkiye konusunda zehir zemberek açıklamalar yapmıştı. O “1916 yılında Türk Fahri Paşa’nın Medinetü’l Münevvere halkının hakkına girdiğini ve onların mallarını çaldığını, onları kaçırdığını, Şam’dan İstanbul’a “Seferberlik” ilan ederek, Medine’deki el yazması eserleri çaldığını” söylemişti. BAE Dış İşleri Bakanı, İngilizlere karşı Medine’yi savunan Türkleri hırsız ilan ediverdi.

Suud medyasında ise Türk tarihi aşağılanıyor ve Osmanlı aleyhtarlığı zirveye vurmuş durumdadır. Hani ez-Zahiri adlı zat yazdığı makalede şunları söylüyor: Osmanlı’yı “DEAŞ’tan önce kuruluşu, suçları, katliamları ve hatta yıkılışından sonra askerlerini tıpkı fareler gibi Arap dünyasından çekme aşamalarından geçen bir devlet” olarak tanımlayarak Osmanlı Devleti’ni  “DEAŞ’ın birinci devleti” olarak ilan etti.

Suudi Arabistan’da veliaht Muhammed bin Selman, nam-ı diğer Kaşıkçı cinayetindeki baş rölü nedeniyle tanınan şahıs da Türkiye’nin Katar ve İran ile birlikte “şeytan üçgeni”ni oluşturduğunu ve “Erdoğan’ın yönettiği Osmanlılar, Müslüman Kardeşler’i de kullanarak halifeliği yeniden getirmek istiyor” diyor.

 

Alıntı: Ö.Yeniçeri

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | HANGİ “ÜMMET?” için yorumlar kapalı
Eki 08

ALLAH ŞİMDİ NE YAPIYOR?

ALLAH ŞİMDİ NE YAPIYOR?

 Bir gün yolda yaya giden bir dervişin önüne bir atlı çıktı:

– “Derviş baba” dedi, “bir müşkülüm var. Beni aydınlatır mısın?”

Derviş yanıt verdi: – Elimden gelen bir şeyse, hay hay oğlum.

– Şunu öğrenmek istiyorum: Şu anda Allah ne yapıyor?

Sualin münasebetsizliğine içerleyen derviş, hiç belli etmemiş:

– Cevap veririm ama bir şartla, sen o attan in, ben bineyim.

– Niçin?

– Böyle yüksek bir suale yüksekten cevap vermek gerekir de ondan!

Adam attan inmiş, derviş binmiş.

Adam: – “Hadi” demiş “söyle bakalım. Allah şimdi ne yapiyor?”

Dervişi: – “Ne yapacak” demiş, “atı senin gibi bir budalanın elinden alıp, benim gibi bir akıllıya veriyor”.

Ve çalakamçı uzaklaşmış.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , | ALLAH ŞİMDİ NE YAPIYOR? için yorumlar kapalı
Eki 07

İNTİHAR

İNTİHAR

Duyulmasıyla birlikte bütün insanları nasıl bir çıkmaz sürüklediği müthiş bir üzüntü ve sıkıntıyı yaşatan ihtihara sebep olan özeliklerin özeti.

Çok boyutlu psiko-sosyal bir olgu olan intihar tehlikeli ve bulaşıcıdır.

Zihinsel/ruhsal özelliği kadar biyokimyasal ve sosyal nedenlere de dayanır. Bireysel ve toplumsal stresle tetiklenir.

İntiharlarda kendini ya da dış dünyayı cezalandırma mesajı olabilir. Kendini cezalandırıcı intiharda ise, pişmanlık ve özrün kabulü isteği vardır (Lebra).

Tedavisi genellikle mümkün olan diğer hastalıkların üzücü bir sonucu -önlenebilir bir trajedi- olarak görülmektedir (Battin).

İntihar edenlerle ilgili yapılan araştırmalarda en sık olarak görülen hastalık kategorileri şunlardır:

1 – Duygudurum bozukluğu;

2 – Alkolizm;

3 – Antisosyal kişilik bozukluğu;

4 – Anksiyete bozuklukları;

5 – Madde bağımlılığı;

6 – Eşcinsellik;

7 – Fobik bozukluk;

8 – Şizofreni (Robins).

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | İNTİHAR için yorumlar kapalı