Haz 17

BELEDİYESİ İSTANBUL’U “KONSTANTİNAPOLİS” YAPTI!

BELEDİYESİ İSTANBUL’U “KONSTANTİNAPOLİS” YAPTI!

 

Erdoğan,miting meydanlarında bu konuşmaları yaparken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın rezalet ötesi bir skandala imza attığından haberi olan var mı?.. Fotoğraflı belgeleriyle anlatayım;İstanbul’da hava alanlarına yolcu taşıyan HAVABUS firması yolculara ücretsiz olarak “skyroad” adlı dergi dağıtıyor. Bu dergiye ilave olarak” Şehr-i keşfet, EXPLORE the city” broşürü de ücretsiz olarak sunuluyor. “Ee, ne mi var bunda?”..

Skandal ötesi broşürün arka yüzündeki haritada Fener Rum Patrikhanesi “ECUMENICAL PATRIARCHATE” (EKÜMENİK PATRİKHANE) olarak yazılmış. Daha ne olsun?.. Broşürün ön yüzünde de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin nal gibi imzası var!.. HAVABUS firmasına ait otobüsleri, Türk vatandaşları ile birlikte yabancı ülkelerin vatandaşları da kullanıyor. AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fener Rum Patrikhanesini bütün dünyaya “Ekümenik Patrikhane” olarak tanıtıyor ve sözde Konstantinopolis Patrikhanesi’ne açık destek veriyor.Rezalete büyük tepki gösteren Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, “Somut örneklerden anlaşılacağı üzere Erdoğan, ‘İstanbul’u Konstantinopolis yapamayacaksınız’ derken İstanbul, Konstantinopolis olma yolunda hızla ilerliyor” dedi.

Ümit Yalım, “Peki Erdoğan, Fener Rum Patrikhanesi’nin kullandığı Konstantinopolis ismini nasıl izah edecek” diye sorduktan sonra peş peşe örnekler sıraladı:

“Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 3 Ocak 2011’de Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu da 3 Mart 2012’de  Fener Rum Patrikhanesini ziyaret etti. Ziyaret fotoğrafının yayınlandığı internet sitesinde Constantinople-Konstantinopolis yazılmış. İstanbul, Konstantinopolis yapılmış.Patrikhane’nin internet sitesinde Bartholomeos’un biyografisi (özgeçmişi) yayınlanmış. Özgeçmiş sayfasında Bartholomeos’un unvanı, Konstantinopolis Başpiskoposu – Yeni Roma ve Ekümenik Patrik olarak yazılmış.Erdoğan, ‘İstanbul’u Konstantinopolis yapamayacaksınız’ diyor ama Fener Rum Patrikhanesi İstanbul’u Konstantinopolis yapmış. Erdoğan, sözde Konstantinopolis Başpiskoposu Bartholomeos ile değişik zamanlarda bir araya geldi. Erdoğan ve AKP Hükümeti bugüne kadar Bartholomeos ve Fener Rum Patrikhanesi’nin Konstantinopolis ismini kullanmasına engel olmadı. Erdoğan, sözde Konstantinopolis Başpiskoposu unvanını kullanan Bartholomeos’u, 25 Nisan 2018’de, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul ederek Konstantinopolis’i zımnen ve hukuken tanımış oldu.Fatih Sultan Mehmet‘in 1453 yılında tarihe gömdüğü Bizans/Konstantinopolis bayrağı Erdoğan’ın iktidarı döneminde Türk topraklarında dalgalanmaya başladı. Erdoğan, İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içinde dalgalanan  Bizans/Konstantinopolis bayraklarını nasıl izah edecek? Rum cemaatin olmadığı İznik ve Bursa‘da 2004’de kurulan Konstantinopolis Metropolitliklerini nasıl izah edecek?Rum cemaatin olmadığı İzmir‘de 2016’da kurulan Konstantinopolis Metropolitliğini nasıl izah edecek?.”

Atalar ne güzel demiş ya;

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!..

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | BELEDİYESİ İSTANBUL’U “KONSTANTİNAPOLİS” YAPTI! için yorumlar kapalı
Haz 16

Kim lan bu Türkiye’den katılan adam?

 

 

Kim lan bu Türkiye’den katılan adam?

  • Pamuk prenses, süpermen ve pinokyo yürüyüşe çıkmışlar…
    Yürürlerken önlerine bir tabela çıkmış.” Dünyanın en güzel kadını” yarışması…yazıyormuş üstünde.

    – Bu yarışmaya katılıyorum, demiş pamuk prenses..
    Yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen Pamuk prenses’e sormuş
    Süpermen ve Pinokyo.
    – Eeee, nasıl gitti?
    – Birinci oldum, demiş pamuk prenses.

    Yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış.
    “Dünyanın en güçlü adamı” yarışması…yazıyormuş üstünde.
    -Bu yarışmaya katılıyorum, demiş Süpermen.
    Yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen süpermen’e sormuş
    Pinokyo ve Pamuk prenses.
    – Eeee, nasıl gitti?
    – Şüpheniz mi vardı?, demiş Süpermen.

    Yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış.
    “Dünyanın en yalancı insanı” yarışması…yazıyormuş…
    -Bu yarışmaya katılıyorum, demiş pinokyo.
    Yarım saat sonra arkadaşlarının yanına gözyaşları içinde dönen pinokyo’ya sormuş süpermen ve pamuk prenses.
    – Ne oldu?
    Pinokyo sormuş bu defa ” kim lan bu Türkiye’den katılan adam?!?

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , | Kim lan bu Türkiye’den katılan adam? için yorumlar kapalı
Haz 15

ARAPLARDA NUMARALI ADLAR.

ARAPLARDA NUMARALI ADLAR.

 

Rabia Arapça’da “dördüncü” demektir.
Öyle sanıldığı gibi mübarek ve anlamlı bir isim değildir.
Çünkü Arap kültüründe, kız çocukları insandan sayılmadığı için, kızı olanlar isim vermez numara verirlerdi.

Vahide isim değildi, birinci demekti. İlk doğan kıza verilen numaraydı.

Saniye ikinci demekti, ikinci kızı olana verilen numaraydı.

Selase ve Bite isimleri üçüncü demekti, üçüncü doğan kızlara verilen numaraydı.

Rabia da dördüncü demekti, dördüncü doğan kıza verilen numaraydı.
Bizimkilerde Rabia’yı çok mübarek ve çok dini içerikli bir isim zannederler, bilmiyorlar ki Araplar, insandan saymadığı ve isim vermeye lüzum görmediği kız çocuklarına işte böyle numara takarlardı, tıpkı otomobillere takılan plakalar gibi.!

Dünya kurulduğundan beri kız çocuklarını, diri diri toprağa gömen kültüre sahip tek millet Araplardı.
Bunun esas sebebi ise, tefecilik yapan, fahiş faizlerle verdikleri paraları ödeyemeyen kişilerin kızlarına, karılarına el koyup pazarlayan insafsız ve ahlaksız, Arap egemenlerinin eline düşmesinden korkan Araplar, yeni doğan kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek bu akıbetten koruduklarını zannederlerdi..

Peki, o çağlarda Türk’ler nasıldı?
Türk’ler kız çocuklarına, hatunlarına değer veren, onları önemseyen, insan yerine koyan, komutanlar ve hakanlar gibi yetiştiren tek tanrılı dine mensup bir milletti.
Ve insan hakları açısından da çağdaş kültürün örneklerini vermiş önder uluslardandı.

Eski Türkçe’de “namus” sözcüğü yoktu çünkü namussuzluk nedir bilmezlerdi!

Türk geleneğinde kadın arkadaştı, kadın anneydi, kadın sevgiliydi, tek başına bir devletti.

Ne zaman ki Türkler Müslüman oldu, Arap kültürü geldi, kadın, kadın olduğuna bin pişman oldu.!
Kadın dövmek maalesef Türklerin Arap kültürüyle tanıştıktan sonra başlayan bir olaydır.
Eski Türk kültüründe, örfünde kadın her zaman el üstünde tutulurdu.
Tarihe geçmiş Cengizhan’ın eşi için söylediği
“Ben sizin Hanı’nızım, bu da benim Han’ım” sözleriyle dilimize yerleşen “hanım” kelimesi de bunu göstermektedir!

Yani KADIN EVİN HANIYDI.

 

(*Mustafa Durmuş’ un Tomris’ ten Rabiya’ a adlı kitabından)

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , | ARAPLARDA NUMARALI ADLAR. için yorumlar kapalı
Haz 14

BEHLÛL DÂNÂ’NIN HALİFE HARUN REŞİT’E HİTABEN YAZDIĞI MEKTUP

BEHLÛL DÂNÂ’NIN HALİFE HARUN REŞİT’E HİTABEN YAZDIĞI MEKTUP

Leyse’l-‘îdü li-men lebise’l-cedîd/İnnemâ’l-‘îdü li-men emine mine’l-va’îd//Leyse’l-‘îdü li-men yetebahharu bi’l-‘ûd//İnnemâ’l-‘îdü li-men tâbe ve lâ-ye’ûd//Leyse’l-‘îdü li-men zeyyene’l-kusûr//İnnemâ’l-‘îdü li-men zeyyene’l-kubûr//Leyse’l-‘îdü li-men rakibe’l-metâyâ//İnnemâ’l-‘îdü li-men tereke’l-hatâyâ//Leyse’l-‘îdü li-men ânese bi’l-gılmân//İnnemâ’l-‘îdü li-men ânese bi’l-Kur’ân//Leyse’l-‘îdü li-men celese ‘ale’l-bisât//İnnemâ’l-‘îdü li-men câveze’s-sırât…

TERCÜMESİ

Yeni elbiseler giyen, güzel kokular sürünen, evlerini ve villalarını donatan, lüks araçlara binen, ay yüzlü güzellerle gezen ve nefis yemeklerin bulunduğu sofralara oturan kişiler için değildir bayram…

Azaptan emin olan, bir daha yapmamak üzere günahlarına tövbe eden (töbe-i nasuh), kabrini mâlî ve bedenî ibadetlerle süsleyip hazırlayan, hatalarını terk eden, dâimâ Kur’ân’ın hükmüyle amel eden ve sıratı şimşek hızıyla geçecek olan sâlih kulların hakkıdır bayram…

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | BEHLÛL DÂNÂ’NIN HALİFE HARUN REŞİT’E HİTABEN YAZDIĞI MEKTUP için yorumlar kapalı
Haz 13

ADI MİLLÎ, ADALAR İŞGAL ALTINDA

ADI MİLLÎ, ADALAR İŞGAL ALTINDA

 

Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım der ki;

“Hürriyet Gazetesi Yazarı Fatih Çekirge bir yazısında önemli bir noktaya değindi ve dedi ki;

-Av sezonu açılınca elbette bizim balıkçılar balığın en verimli olduğu yerleri seçiyorlar. Bunlardan birisi de Didim açıklarıdır. İşte orada da Bulamaç Adası diye bir ada var. Yunanlılar nedense bu adaya takık. Onların generalleri, sahil güvenlik botları, gemileri oraya yaklaşınca. Biz de boş durmuyoruz elbette. Geçenlerde bizden en üst düzeyde komutan oradaydı.

Yazıda bahsedildiği şekilde Türk Deniz Kuvvetleri’nin Türk balıkçılarına sahip çıkması son derece memnuniyet vericidir.

Bulamaç Adası, 6 millik Türk karasuları içinde olup 2004’den beri, yani tam 14 yıldır Yunan işgali altındadır. Adaya Yunan askerleri ile birlikte top, uçaksavar ve tanksavar silahları yerleştirilmiş ve namluları Türkiye’ye çevrilmiştir.

Bulamaç Adası’na Yunan Savunma Bakanı, Hollandalı Bakanlar, Yunan Genelkurmay Başkanı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları, hiçbir engelle karşılaşmadan gelip gitmektedir.

İngiliz ve Amerikan haritaları ile Türk Deniz Kuvvetlerinin haritalarına göre Bulamaç Adası Türk Adası olup, adanın egemenliğinden Ege Ordu Komutanlığı, adadaki kamu düzenini sağlamaktan Jandarma Genel Komutanlığı, adanın karasularında kamu düzenini sağlamaktan da Sahil Güvenlik Komutanlığı sorumludur.

SORU 1: Bulamaç Adası’na giden en üst düzey komutan Genelkurmay Başkanı mıdır? Anılan komutan Bulamaç Adası’na çıktı mı, yoksa adanın etrafında tekne ile gezinti mi yaptı?

SORU 2: Yunan Sahil Güvenlik Botlarının Türk karasularında ne işi var? Anılan botların Türk karasularına girişi neden engellenmiyor?”

Ümit Yalım bu durumda birçok adanın olduğunu ve hepsinde de işgalin sürdüğünü belirtiyor..

Ümit yalım devam ediyor: “Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Harp Okulları mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, “Bazıları ‘askeri okullar kapatıldı’ diye propaganda yapıyor. Halbuki burada olduğu gibi harp okullarımız, astsubay meslek yüksek okullarımız, enstitülerimiz faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak günümüz şartlarında ihtiyaç kalmadığı için Askeri LİSELER kapatıldı” dedi.

Şimdi biz de Erdoğan’a soralım, Askeri Liseler ihtiyaç kalmadığı için kapatıldıysa, “İzmir, Aydın ve Muğla’daki Yunan Liseleri ihtiyaçtan mı açıldı?” Eğer böyleyse, bu neyin ihtiyacıdır..”

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ADI MİLLÎ, ADALAR İŞGAL ALTINDA için yorumlar kapalı
Haz 12

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Bilmeye cesaret et…” Horatius * “Özgürlük ve hukuk ikiz kız kardeşlerdir. Özgürlük sadece sağlam bir düzen içinde gerçekleşebilir.” Friedrich EBERT

* “Her ferdi, hatta cemiyeti, sevdiği yem ile avlarlar.” Hüseyin Rahmi Gürpınar

* “İstekleri kontrol eden, yeterince zengindir.” Voltaire

*Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinde yazan Kai Strittmatter, 2009 Aralık ayında Patrik Bartholomeos’un sözcüsü Dositheos Anagnostopulos’un kendisine, Erdoğan

hakkında şöyle der; “Bu insan tarihe geçecektir. Hıristiyanlar için böylesine girişimde bulunan bir Başbakan görmedim”

* Lawrence’e, “Bana bak İngiliz.. Her şey bitti sanıyorsun… Ama başına öyle iş açacağız ki, 100 yıl uğraşacaksın” Kuşçubaşı Eşref

* “Hayat, tüm seçimlerimizin toplamıdır.” Albert Camus

* “Hırs ile mutluluk, birbirlerini hiç görmez.” Benjamin Frankli

* “Hakikat şimşeği fikirlerin çarpışmasından doğar” Namık Kemâl

* “İnsan gelişmemiş bir canlı. Çünkü kendi türünü öldürüyor” Lamark:

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Haz 11

“Erdoğan’ın Ülkesi”

“Erdoğan’ın Ülkesi”

“Bundan 12 yıl önce Türkiye’de insanlar kendilerini rahatça ifade edemiyorlardı. Dindarlar ‘Dindarım’ diyemezdi bu ülkede, fısır fısır konuşulurdu. Biz o günleri unutmadık. 12 yıl önce Alevîsi ‘ben Aleviyim’ diyemezdi, Kürt’ü ‘Ben Kürdüm’ diyemezdi. Etekliler İstanbul’da rahat gezemeyecekler” diyorlardı.Tayyip Erdoğan’ın ülkesinde bugün herkes kendisini ifade ediyor. Kimse korkmuyor, kimse çekinmiyor…”

Fakat, İstanbul Kartal’da bir hakim, kadın avukatın etek boyuna karıştı, yazı işleri müdürünü çağırıp, eteğin fotoğrafının çekilerek Baro’ya bu kıyafetin uygun olup olmadığının sorulmasını istedi.

Bir ülkede bir siyasi parti liderinin evi gece yarısı basılabiliyor, bir başka lider şehit cenazesinde linç edilmek isteniyor, üç gazeteciye saldırı düzenleniyor ve bütün bu olayların failleri yakalanır yakalanmaz serbest bırakılıyorsa, o ülkeden elbette hukuk devleti diye değil, “Tayyip Erdoğan’ın ülkesi” diye söz edilir!

Aslında Tayyip Erdoğan da ülkeyi Süleyman Soylu‘dan farklı görmüyor. Zaten Erdoğan‘dan cesaret almasa, Soylu böyle konuşamazdı.

Partili milletvekilleriyle bir araya geldiği toplantıda 23 Haziran seçiminde Kürt kökenli seçmenden oy alınabilmesi için bir şeyler yapılması gerektiği yönündeki görüş üzerine Erdoğan, “Sultanbeyli’de ne kadar oy aldınız? Oysa oraya ne kadar hizmet yapıldı. Ama onlar yüzde 15 oy aldılar. Sultanbeyli’ye o kadar hizmet yaptın, Kürtler ne yaptı, o kadar oy çıktı orada. Mideye değil artık buraya (kafasını işaret ederek) bakacağız. Herkesin midesini doyurduk, ama neticede durum böyle. Karnını doyuruyorsunuz, her türlü ihtiyacını karşılıyorsunuz yine de oy vermiyor” demişti.

Kim kimin karnını doyuruyor ayrı bir konu ama Erdoğan, bu sözlerle ülkeyi bir çiftlik, kendisini çiftliğin sahibi, vatandaşları da boğaz tokluğuna çalışan ırgatlar olarak gördüğünü göstermiş oldu.

***

Bütün icraatlar işte bu zihniyetle yapılıyor. Hukuk devleti anlayışı bir kültür işidir. Erdoğan, zaman zaman Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğundan da söz etmiştir ama icraata baktığınız zaman, hukuk devletinin tamamen rafa kaldırıldığını görüyoruz. Bunun sebebi, Erdoğan ve ekibinin ideolojisidir. İşte, kadın avukatın etek boyunun fotoğrafının çekilmesini isteyen hâkim de böyle bir iklimin ürünüdür. Hâkim bile hukuk devletini anlayamamışsa, kime neyi anlatacaksınız?

“Erdoğan’ın ülkesi”ni yeniden Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapmak için, kaybedilen nesilleri bir kenara bırakarak gençlerle ilgilenmek gerekiyor. Kendisini namus bekçisi sayan bu anlayış sahipleri, bıraksanız ülkeyi bir günde Suudi Arabistan’a çevirir. İstanbul bunu mu istiyor, Türkiye bunu mu istiyor?

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “Erdoğan’ın Ülkesi” için yorumlar kapalı
Haz 10

ESMAÜ’L HÜSNA – 99 HAZiNE

ESMAÜ’L HÜSNA – 99 HAZiNE
“En güzel isimler (Esmaü’l Hüsna) Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin.” [ ArafSuresi,180 ]
“Allah’ın 99 ismi vardır, Kim bunları sayarsa [Ahsaha] cennete gider” [ Buhari, Müslim ]

Olmalı değil mi insanda azim?                                                                                                                                                                                                                        Büyüktür, yücedir, birdir El-Azîm
34- El-Azîm: “Büyüklükte benzeri yok. Pek yüce.”

 

Kul şeytana uyup eylese küfür                                                                                                                                                                                                                             Kulu affetmeyi sever El-Gafûr
35- El-Gafûr: “Affı, mağfireti bol.”

 

Sayısız nimete etmeli şükür                                                                                                                                                                                                                              Birlere bin verir elbet Eş-Şekûr                                                                                                                                                                                                                              36- Eş-Şekûr: “Az amele, çok sevap veren.”

 

Peygambere Hak’tan geldi ol vahiy                                                                                                                                                                                                                          Tartışılmaz şanı yüce El-Aliyy
37- El-Aliyy: “Yüceler yücesi, çok yüce.”

 

Kula yakışmaz riya ve kibir                                                                                                                                                                                                                                  Ezeli, ebedi sonsuz El-Kebîr
38- El-Kebîr: “Büyüklükte benzeri yok, pek büyük.”

 

İmanın, vicdanın olsun muhafız
Her vakit, her yerde mevcut El-Hafız                                                                                                                                                                                                                      39- El-Hafîz: “Her şeyi koruyucu olan.”

 

Zikre davet eder ezan beş vakit                                                                                                                                                                                                                             Her canlıya rızık sağlar El-Mukît
40- El-Mukît: “Her yaratılmışın rızkını, gıdasını veren, tayin eden.”

Eşrefi Mahlûkat suça münasib                                                                                                                                                                                                                     Mahşerde mizanı kurar El-Hasîb
41- El-Hasîb: “Kulların hesabını en iyi gören.”

 

Eyleme dünyada kendini zelil                                                                                                                                                                                                                                Her iki cihanda ulu El-Celîl
42- El-Celîl: “Celal ve azamet sahibi olan.”

 

İki cihanda da yalnız Hak derim                                                                                                                                                                                                                         Kolay, güzel eder işi El-Kerîm
43- El-Kerîm: “Keremi, lütuf ve ihsanı bol, karşılıksız veren, çok ikram eden.”  

 

Ol sende Şeytana her zaman rakip                                                                                                                                                                                                                    Fazla yük yüklemez kula Er-Rakîb
44- Er-Rakîb: “Her varlığı, her işi her an görüp, gözeten, kontrolü altında tutan.”  

 

Âdemoğlu değil midir ki necip?                                                                                                                                                                                                                               Kulun dileğini bilir El-Mucîb
45- El-Mucîb: “Duaları, istekleri kabul eden”.

 

İnsan olan insan olamaz asi                                                                                                                                                                                                                           Kuşatmış ilmiyle canı El-Vâsi
46- El-Vâsi: “Rahmet, kudret ve ilmi ile her şeyi ihata eden'”

 

Kayıtlıdır her an gerçek öz çekim                                                                                                                                                                                                                   Bilgelikte eşsiz tektir El-Hakîm
47- El-Hakîm: “Her işi hikmetli, her şeyi hikmetle yaratan.”

 

Yarattıklarında rahmeti mevcut                                                                                                                                                                                                                              Sevgiye, övgüye layık El-Vedûd
48- El-Vedûd: “Kullarını en fazla seven, sevilmeye en layık olan.”

 

Ruhlar âleminde yapılmış ahid                                                                                                                                                                                                                           Ahide uymayı ister El-Mecîd
49- El-Mecîd: “Her türlü övgüye layık bulunan.”

 

Nefsine hâkim ol çalmasın iblis                                                                                                                                                                                                                             Şüphesiz diriltir daim El-Bâis

50- El-Bâis: “Ölüleri dirilten.”

 

Her canlı, her beden, her uzuv şahit                                                                                                                                                                                                                     Şüphesiz her yerde hazır Eş-Şehîd
51- Eş-Şehîd: “Her zaman her yerde hazır ve nazır olan.”

 

Dünyaya, uzaya bir kendine bak

Bunları yaratan değil mi El-Hakk?
52- El-Hakk: “Varlığı hiç değişmeden duran. Var olan, hakkı ortaya çıkaran.”   

 

Kaygı yok, tasa yok, en güzel vekil                                                                                                                                                                                                                         Kusursuz yaratmış Hak’tır El-Vekîl                                                                                                                                                                                                                       53- El-Vekîl: “Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran.”   

 

Takva elbiseni tereddütsüz giy                                                                                                                                                                                                                                     Kudretli kuşkusuz daim El-Kaviyy
54- El-Kaviyy: “Kudreti en üstün ve hiç azalmaz.”

Bu hayat imtihan çetindir çetin                                                                                                                                                                                                                              Bak gör kâinata güçlü El-Metîn
55- El-Metîn: “Kuvvet ve kudret kaynağı, pek güçlü.”

 

İnsanlığa müjdedir Kur’an ve vahiy                                                                                                                                                                                                               Kimsesiz değil kul, sahip El-Veliyy
56- El-Veliyy: “İnananların dostu, onları sevip yardım eden.”

 

Asla yaratandan kesilmez ümid                                                                                                                                                                                                                                   Layık şükre, zikre yalnız El-Hamîd                                                                                                                                                                                                                       57- El-Hamîd: “Her türlü hamd ve senaya layık olan.”

 

Olmalı değil mi, Müslüman kutsi?                                                                                                                                                                                                                                 Bilir, yaratmıştır, şaşmaz El-Muhsî
58- El-Muhsî: “Yarattığı ve yaratacağı bütün varlıkların sayısını bilen.”

 

Hayat bir kul için ciddidir ciddi                                                                                                                                                                                                                       Yaratmış mahlûku eşsiz, El-Mübdi
59- El-Mübdi: “Maddesiz, örneksiz yaratan.”

 

Bu dünya secdegâh, yaşanan muhit                                                                                                                                                                                                               Öldüren, dirilten elbet El-Muîd
60- El-Muîd: ”Yarattıklarını yok edip, sonra tekrar diriltecek olan.”

 

Kaplar kâinatı o yüce vahyi                                                                                                                                                                                                                          Saymakla nimeti bitmez, El-Muhyî
61- El-Muhyî: “İhya eden, dirilten, can veren.”

 

Hiç yoktur haramda, helalde limit                                                                                                                                                                                                                           Her canlıya müddet vermiş El-Mümît
62- El-Mümît: “Her canlıya ölümü tattıran.”

 

Gelmişi geçmişi ne var ise say                                                                                                                                                                                                                           Ezelden ebede can verir El-Hayy
63- El-Hayy: “Ezeli ve ebedi hayat sahibi.”

 

Aç gözlerini sen, ister isen yum                                                                                                                                                                                                                            Seni canlı tutar her an El-Kayyûm
64- El-Kayyûm: ‘Varlıkları diri tutan, zatı ile kaim olan.”

 

Vermiş kullarına sıfatı mucid                                                                                                                                                                                                                                  Her şeyden haberdar aziz El-Vâcid
65- El-Vâcid: “Kendisinden hiçbir şey gizli kalmayan, istediğini, istediği vakit bulan.”

 

İki cihanda da eylesin Mecid                                                                                                                                                                                                                        Kadrinden lütfetsin şanlı El-Macîd
66- El-Macîd: “Kadri ve şanı büyük, keremi, ihsanı bol olan.”

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , | ESMAÜ’L HÜSNA – 99 HAZiNE için yorumlar kapalı
Haz 09

“KORKUTARAK VE KANDIRARAK YÖNETMEK..”

“KORKUTARAK VE KANDIRARAK YÖNETMEK..”

 

Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in Bugün Bile Geçerliliğini Koruyan Siyasi Propagandası

* “İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabiliriz”

* “Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa, yalana devam edin”

* “Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar”

* “Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur”

* “Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır”

* “Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin”

* “Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır”

* “Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin”

* “Asla rakibinizin üstün bir yanı olduğunu kabul etmeyin”

* “Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın”

* “Asla kabahat ve suç üstlenmeyin”

* “Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın”

* “Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır”

* “Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım”

* “Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun”

* “Prestij ve karizma sahibi lider, propaganda işini çok kolaylaştırır”

* “İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır”

* “Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak çok kolay”

 

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , | “KORKUTARAK VE KANDIRARAK YÖNETMEK..” için yorumlar kapalı
Haz 08

Karagümrüklü Bilet Atmaz!

Karagümrüklü Bilet Atmaz!

 

Otobüs şöförü yola çıkar. Sorunsuz bir şekilde bir duraktan diğerine ilerler.  Derken; durağın birinde iri yarı, güçlü kuvvetli ve oldukça tehlikeli görünüşe sahip bir adam otobüse biner. Şöföre sert bir  bakış fırlatır ve, “Karagümrüklü bilet atmaz.” diyerek arkadaki bir koltuğa  geçer ve oturur.

Ertesi gün, ondan sonraki gün ve hergün aynı şey tekrar olur.  Bu durum otobüs şoföründe kompleks oluşturmaya başlar. Hat değiştirme dilekçesi de red edilince son çare olarak bir jimnastik kursuna yazılır. Artık kendine güveni gelen iyi bir dövüş ustası haline gelmiştir.

Ertesi günü tekrar otobüsüyle yola çıkar. Uzaktan, Karagümrüklü’nün durakta beklediğini görür otobüsün kapısını açar. Karagümrüklü otobüse biner, şöföre sert bir bakış fırlatır ve, “Karagümrüklü bilet atmaz.” diyerek ilerleyecekken tam o sırada, sıkı bir kavgaya hazır olan şöför birden koluna yapışır:

– “Neden atmıyormuşsun?”

Şöföre şaşkınlıkla bakan adam şöyle der: 

– “Karagümrüklü’nün mavi kartı var.”

 

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , | Karagümrüklü Bilet Atmaz! için yorumlar kapalı