Eyl 09

HANGİ MİLLETİN, HANGİ DEVLETİN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI?

HANGİ MİLLETİN, HANGİ DEVLETİN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI?

 

Bu yıl da camilerimizde 30 Ağustos Türk’süz ve Atatürk’süz geçecekti… Alışmıştık artık Cuma hutbelerinde zaferlerimiz söz konusu olurdu da o zaferin sahipleri olmazdı çünkü!..

Önceden yayınlanan hutbeye göre bu Cuma da durum değişmemişti… Tepkiler oluşunca hutbenin sonuna eklenen bir-iki cümleyle durum kurtarılmaya çalışıldı…

Hutbeye göre, hikâyenin içinde bir ecdat vardı!.. ‘Vatanını ve mukaddesatını koruma uğruna eşsiz kahramanlıklar gösteren,  iman dolu göğsüyle, cesaret ve kararlılığıyla nice Ağustos ayına damga vurup eşsiz zaferler kazanan’ bir ecdattan söz edildi…

O zaferlerin sahibi milletin adı metnin içinde hiç geçmiyordu… O milletin veya ‘bu millet’in adını ya eşkalden çıkarmamız gerekiyordu ya da hiç lüzumu yoktu!..

Sahi kimdi bu millet ve neden kürsüden adının zikredilmesi yasaklı gibiydi? 30 Ağustos zaferini ‘savuştururcasına’ cümlelerle anmak ve bu büyük zaferi Türk’ten ve Atatürk’ten sıyırmak hangi ruh hâlinin eseri olabilirdi?

Malazgirt’ten Kosova’ya, Mohaç’tan, Büyük Taarruz’dan söz edip, zaferlerin sahibini ‘bu millet’e yuvarlamak nasıl bir kompleksin sonucu olabilirdi?

***

Önceki bayramları tarayayım istedim… Meselâ son 19 Mayıs haftasında hutbe nasılmış?

‘Hayırlı Müslüman’ başlıklı hutbede, 100. yıldönümünde konu teğet bile geçmemiş!..

Bir önceki bayrama, millî iradenin tecelligâhı meclisimizin açılış yıldönümü ve bayramı olan 23 Nisan haftasına göz gezdirdim… ‘Omuz omuza saf tutmaktan, birlik ve beraberlikten’ söz edilen hutbede Türk de kayıptı, bayram da!..

Ya Cumhuriyet Bayramı haftası? ‘Ailede şefkat dili ve nezaket dili’ başlıklı bir hutbe vardı… Cumhuriyet ve onun en önemli bayramı yoktu!..

Bu anlayışın ‘millî bayramlarımız’ konusundaki ‘hassasiyet’leri gayet iyi bilindiğinden, Çanakkale Zaferi istisna olabilir miydi acaba?

Evet istisnaydı… 15 Mart 2019 tarihli Cuma hutbesinin konusu ‘Çanakkale zaferi ve birlik ruhu’ydu…

Söz konusu hutbede birileri var savaşan!.. Aynı değerler uğruna baş koyanlar… Dinini, milletini, şeref ve izzetini korumak için şehadet şerbeti içenler… Din, vatan, millet, devlet ve istiklal uğruna anadan, babadan, yârdan, evlâttan hâsılı tüm sevdiklerinden ayrılmayı göze almış, mukaddesatı uğruna gözünü kırpmadan canını feda edenler…

Devam ediyor hutbe eşkal vermeye: Allah’a olan imanları, vatana olan sevdaları, cesaretleri ve fedakârlıklarıyla üzerinde yaşadığımız bu toprakları asırlarca koruyanlar… Tarihin hiçbir döneminde inancından ve bağımsızlığından taviz vermeyenler, zulme asla boyun eğmeyenler… “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” şuuruyla vatanın her karış toprağı için çarpışanlar…  Ne pahasına olursa olsun canından aziz bildiği yurduna düşmanları uğratmayanlar… Tarih, vatanı ve mukaddesatı uğruna her türlü zorluğa göğüs gerenler… 

Ve final: İmanından aldığı güçle bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” diye haykıranlar… Tertemiz alnından vurulup toprağa düşenler… Kalbi vatan aşkıyla çarpıp yedi düvele karşı bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen Çanakkale Zaferi’ni kazananlar…

Hutbede buraya kadar her şey iyi de kimdi bunlar? Aborjinler mi, Pigmeler mi, Vikingler mi? Yok muydu bu milletin bir adı? Varsa neden söylenmiyor, hangi gerekçeyle adı özenle esirgeniyordu?

 

 

 

Alıntı:  

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | HANGİ MİLLETİN, HANGİ DEVLETİN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI? için yorumlar kapalı
Eyl 08

GÖRDÜM…

GÖRDÜM…

 

Gördüm ihtişamı ibretler aldım

O canı yaratan kudreti gördüm

Bir canda kâinat seyrine daldım

O canı yaratan kudreti gördüm

 

Gönül aynasına daldım bir anda

Sanki uzaylarda kaldım bir anda

Müthiş bir irfanla doldum bir anda

Kudretin özünde rahmeti gördüm

 

Her an yaratılır canlar, cananlar
 
Her yerde bir başka kutlu ilhanlar
 
Rabbini her zaman, her an ananlar
 
Tükenmez bir derya nimeti gördüm

Fikre, şükre, zikre sevgisi bitmez

Kullarını bir an bile incitmez

Hakikat sırrına hiç akıl yetmez

Büsbütün tapındım hikmeti gördüm

 

Ayrılıklar azap getirir size

Hor bakmayın yetim ile öksüze

Çevirir anında dağları düze

Gazaba gelmeyen vahdeti gördüm

 

Her an varlığını kula duyurdu

Sizin Rabbinizin dedi, buyurdu

Ayırmadı hiçbir kulu, doyurdu

Kâinata Hâkim devleti gördüm

 

Kaç dilde ulaştı tüm insanlara

Halkına zulmeden zalim Hanlara

Peygamber gönderdi müşrik canlara

Azgın nefislerde zulmeti gördüm

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | GÖRDÜM… için yorumlar kapalı
Eyl 07

BU SALDIRI TÜRK ORDUSUNA TÜRK MİLLETİNE YAPILMIŞTIR.

BU SALDIRI TÜRK ORDUSUNA TÜRK MİLLETİNE YAPILMIŞTIR.

 

Ömür Karaman…

Ömür, 2000 yılında Irak’ın kuzeyinde onbaşı rütbesiyle askerlik görevini tamamlamak üzere. Örgütün beslendiği ana kaynakları tespit ve imhası için uğraş veriyorlar.

Keskin nişancı olarak birçok başarılı göreve katılmış. 6 Mayıs 2010 tarihinde arkadaşları operasyona çıkıyor. Komutanı “Ömür sen kal, tezkerene sayılı gün kaldı, biz hallederiz” diyor.

Ömür, “Komutanım ben ne sizi ne de arkadaşlarımı yalnız bırakmam, ben de geleceğim” diyerek askeri araca biniyor.  

Ömür’ün de içinde bulunduğu askeri aracın yolu tuzaklanmış. Tam zırhlı aracın geçişi sırasında uzaktan kumandalı bomba ile patlatılıyor.

O saldırıda bir şehit, çok sayıda gazi veriyoruz. Ömür de o gazilerimizden biri…

Ömür Karaman’ın ayağa kalkabilmesi tam 2 seneyi buluyor. Bu sürenin 6 ayı yoğun bakımda geçiyor. Vücudunda 34 şarapnel parçası var. O parçalardan biri de kafasının içinde…

Yüzde 92 engelli raporu veriliyor.

Yaşananlara rağmen dimdik ayakta, gururu güçlü, psikolojisi sağlam, belli etmemeye çalışıyor. Ağrılarını, yorgunluklarını sık sık mola vererek unutuyor.

Kurban Bayramı dolayısıyla yeğenlerini görmek istiyor. Ankara’dan Bursa’nın Gemlik ilçesine gidiyor. Yaşadığı saldırının izlerini beyninden silmek istese de vücudu sinyal veriyor. Ayakları dayanılmaz bir şekilde ağrıyor.

Önünden geçtiği belediyeye ait sosyal tesislere oturup, yeğenleriyle görüşmeden önce dinlenmek istiyor. Bir kahve ve su siparişi veriyor. Bu sırada ayaklarını sandalyeye uzatıyor.

Olaylar tam da bundan sonra başlıyor

Birçok sahil mekânında göreceğimiz gibi ne idiği belirsiz bir “işletmeci maganda” geliyor.

Gaziye “ayaklarını bu şekilde uzatamazsın” diye bağırmaya başlıyor. Gazimiz son derece kibar bir tonda ve alttan alacak sözlerle “Beyefendi, ben gaziyim, yüzde 92 de engelliyim, o yüzden ayaklarımı uzatmak zorunda kaldım” diyor.

İşletmeci ses tonunu yükseltip “Bana ne gazi olduysan… Gazi oldun da benim için mi gazi oldun” diyerek dayılanıyor.

Gazimiz, olayı uzatmamak için ağrıyan ayaklarını indirip, kahve siparişini iptal ederek oradan ayrılmak istiyor.

Az gelişmiş, soluk alıp vermekten başka bir işlevi olmayan “maganda işletmeci” birilerine talimat veriyor. 

Gazimiz, mekandan ayrıldığı sırada bir çalışan gelip “ne diyon lan sen” diyerek yüzüne yumruk atıyor. Saldıranların sayısı bir anda 10-15 kişiye çıkıyor. Gazimiz bir süre halter sporu ile uğraştığı için yıkılmıyor. Bu sefer demir sopalarla saldırmaya başlıyorlar.

Teröristlerin bombayla yıkamadığı Gazi Ömür Karaman, olduğu yere çöküyor. 

Çevreden sadece tek kişi geliyor! Genç bir çocuk. “Gaziye nasıl bunu yaparsınız” diyerek yerden kaldırmaya çalışıyor, belediyeye ait kafeteryayı işleten magandalar bu sefer de yardım etmek isteyen gence saldırıyorlar.

Sonuç dramatik…

Gazimizin yüzü morarmış, bir gözü kapanmak üzere, dudağı patlamış, ayakları ezilmiş! Yardım etmek isteyen gencimiz de çenesinden yaralanmış. Önce hastaneye sonra da karakola gidip şikayetçi oluyorlar.

Yaşanan hain saldırıdan sonra gazimiz Ömür Karaman ile görüştüm. Yukarıda ifade ettiğim bilgileri de kendisinden aldım. Son derece tepkili. “Belediye yeri olduğu için güvenip girdim, hayatımda yaşamadığım bir saldırıyla karşılaştım” ifadelerini kullanıyor.

Söylediklerinden en çarpıcı bölümü ise “Gazi olduğumu öğrendikten sonra tüm bakışlar değişti, saldırıya o an karar verdiklerini anladım” sözleri oldu.

Kendisi saldıranlardan bir tanesinin tutuklandığını ifade etti.

Hâkim ve savcılara sesleniyorum: “Kahraman gazimize bunu yapanları girdikleri delikten çıkartmayın.”

Lakin eminim ki 1 aydan fazla içeride kalmazlar!

İşte bu millet olamadığımızın resmidir!

 

 

Alıntı: Batuhan Çolak

Posted in Gündem | Tagged , , , , | BU SALDIRI TÜRK ORDUSUNA TÜRK MİLLETİNE YAPILMIŞTIR. için yorumlar kapalı
Eyl 06

RÜYA TABİRLERİ

RÜYA TABİRLERİ

Kadın uyanır ve kocasına:

– Kocacığım, gece rüyamda ne gördüm biliyor musun?

Adam sorar:

– ne gördün hayatım?

Kadın başlatır anlatmaya:

– Akşam olunca elinde çok güzel bir paketle geliyorsun.

Adam:

– eeee

Kadın devam eder:

– Ben de paketi heyecanla açıyorum ve içinden bir inci kolye çıkıyor.

Sence bunun anlamı ne olabilir?

Adam cevaplar:

– Bu akşam anlamını öğrenirsin aşkım.

Akşam olur, adam elinde güzel bir paketle eve gelir.

Kadın gözlerine inanamaz ve çok heyecanlanır.

Paketi heyecanla açar.

Kutunun içinde bir kitap vardır ve üzerinde;

” Rüya tabirleri ” yazmaktadır…

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | RÜYA TABİRLERİ için yorumlar kapalı
Eyl 05

AYDIN’IN İŞGALİNİ ALKIŞLAYANLAR…

AYDIN’IN İŞGALİNİ ALKIŞLAYANLAR… 

Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı, işgal altındaki 3 Türk adasına gelerek Türkiye’ye meydan okudu. Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Georgios Kambas, 8 Ağustos’da Aydın il sınırları içinde bulunan Hurşit, Eşek ve Nergizçik adalarına gitti… Korgeneral Kambas’a, Adalar Yüksek Komutanı (ASDEN Komutanı) Korgeneral Georgios Dimitropoulos da refakat etti. Ziyaret ve denetleme ile ilgili haber ve resimler Yunan Kara Kuvvetleri Komutanlığı resmi internet sitesinden tüm dünyaya duyuruldu.İşte, fotoğraflı belgeleriyle 8 Ağustos günü yaşanan büyük rezaletin ikinci perdesi;ahmet-1-001.jpgKorgeneral Kambas, hiçbir engel ile karşılaşmadan askeri helikopter ile Aydın Hurşit Adası’na gelerek işgalci Yunan askerlerini denetledi.ahmet-2-001.jpgHurşit Adası’na yerleştirilen sivil Yunan vatandaşları da milis askerleri olarak eğitiliyor. Korgeneral Kambas, Aydın Hurşit Adası’nda görevli Yunan milis askerlerini de denetledi.ahmet-3.jpgHurşit Adası’ndan askeri helikopterle Aydın Eşek Adası’na geçen Kambas, işgalci Yunan askerlerini denetledikten sonra adanın sözde Belediye Başkanı Evangelos Kottoros’a plaket verdi.ahmet-4.jpgZiyaretinin son durağı olan Aydın Nergizçik Adası’ndaki işgalci Yunan askerlerini de denetleyen Korgeneral Kambas, egemenlik ve bayrak gösterisi yaptı.Yunanistan işgal ettiği adalarımızda açtığı askeri üsler ve adalarımıza yerleştirdiği askerler vasıtasıyla Ege Denizi’ndeki askeri faaliyetlerimizi sürekli olarak izlediğine dikkat çeken Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, şu değerlendirmeyi yaptı;”Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Kambas, askeri helikopter ile Türk Hava Sahasını ihlal ederken ve bir günde 3 adamızı ziyaret edip Türkiye’ye meydan okurken, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Savunma Bakanı Hulusi Akar olanı biteni turist gibi seyretti. Yunanistan’a müzik notası bile verilmedi.”Şimdi soruyorum, işgalci, Türk Düşmanı Dimitris’i alkışlayan Türk Büyükelçilerine; diplomaside bunun karşılığı nedir?.. Vicdanınız rahat mı?.. Yurt dışında, Türk milletinin parasıyla gayet konforlu bir şekilde yaşadığınız rezidanslarda huzur içinde başınızı yastığa koyup uyuyabiliyor musunuz?.. Neden, o gün içinizden biri çıkıp da “Ben bu Türk düşmanına alkış tutmam, Bu adamın buraya getirilip bize nutuk attırılmasına tepki gösteriyorum. Bu bir skandaldır. Konferansı terk ediyorum” diyemedi?.. Siz, kimin elçisiniz?.. Sarayın mı, Türk milletinin mi?.. Türk milleti, Türk vatanı uğruna seve seve can veren, şehit diplomatlarımızın ruhlarını incittiniz!

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | AYDIN’IN İŞGALİNİ ALKIŞLAYANLAR… için yorumlar kapalı
Eyl 03

Cengiz TOPEL.

Cengiz TOPEL.

 Adı tam 607 tabelada (Okul, mahalle, cadde, sokak, havaalanı vb.) verilen kahraman Kıbrıs şehidi.

* Uçağı arızalanınca paraşütle atlayan Topel Rumların kontrolündeki bölgeye iner. 
Rumlar barış gücü askerlerinin gözü önünde onu esir aldıktan sonra Lefkoşa’ya götürürler.
Türkiye Lefkoşa BE aracılığıyla Yüzbaşının serbest bırakılması istenir. 
Rumlar Yüzbaşı Cengiz Topel’in hayatta olduğunu ve sorgulandığını bildirirler.
* Fakat beş gün sonra cesedini Birleşmiş Milletler barış gücü askerleri vasıtasıyla Türk yetkililere gönderirler. 
Ceset üzerinde işkence gördüğü anlaşılır. 
Rumlar Cenevre Sözleşmesini hiçe saymışlar, genç Yüzbaşıyı korkunç işkencelere tâbi tutarak öldürmüşlerdir. 
* Cesedi inceleyen Eşref Düşenkalkar’ın ifadesi gerçeği bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır.
* Eşref Düşenkalkar der ki
“Türk doktorların ve Birleşmiş Milletler askerlerinin huzurunda Topel’in cesedini dikkatle incelediğimde, 
Sol gözünün Rumlar tarafından tahrip edilmiş ve her iki kolunun pazusunun matkapla delinmiş olduğunu gördüm. 
Edep yerleri ezilmiş, 
Kafatasının sol tarafına bir beton çivisi çakılmıştı. 
Sol ayağı da kırılmıştı.
Bunlar yetmezmiş gibi, boğazından göbeğine kadar göğsü yarılmış ve çuval diker gibi yeniden dikilmişti.
İç organlarını çalmışlardı, akciğeri ve kalbi noksandı…”
Yaşadığımızı acıları seslendirmeyi kahramanlarımızı tanıtarakyeni nesillere aktarmayı maalesef beceremiyoruz.
Balkanlar’da 
Azerbaycan da
Girit te 
Ve bir çok yerde çektiğimiz acıları unuttuğumuz için bugün bir çok saldırılara karşı gerekli birlik ve beraberliği sağlayarak gerekli cevabı veremiyoruz………..
Pilot Yüzbaşı,
Kıbrıs Şehidi,
Cengiz TOPEL Başta Olmak Üzere;
Vatan Uğruna,mukadderatımız uğruna,Şehit Olan Tüm kardeşlerimizin Ruhu Şad Olsun…!!!!

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | Cengiz TOPEL. için yorumlar kapalı
Eyl 02

“İSLAMIN TRUVA ATI”

“İSLAMIN TRUVA ATI”

 

Herkes biliyor ki “güvenli bölge” ile ilgili öneri paketini PKK/PYD hazırladı, James Jeffrey üzerinden Ankara’ya gönderdi ve sonunda bu paket üzerinde mutabakata varıldı.

İktidar ABD’nin getirdiği PKK/PYD önerileri üzerinde biraz tartışma yaparak, 5 kilometrelik şeridi 30 kilometreye çıkarmaya çalışıyor ama Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD devletine dokunmamayı da kabul etmiş oluyor.

Bu durumda, terör örgütü ile bağlantılı olan bir partinin üç belediye başkanını görevden almak, bu arada Irak’ın kuzeyine hava harekâtları düzenlemek ne işe yarıyor?

“Dostlar, terörle mücadelede görsün”e yarıyor! “İktidar terörle mücadele ediyor” zannedilmesine yarıyor.

Gerçekte ise terör örgütünün Suriye uzantısının devlet olmasına onay veriliyor!

***

Görevden alınan belediye başkanlarından Ahmet Türk, 2009 yılının Eylül ayında, Erbil’de yaptığı konuşmada  “Avrupa Birliği bir birliktir. Neden Ortadoğu halkları arasında da bir birlik oluşmasın ve birbirlerini tanımasınlar. Dört parça Kürdistan’da Kürtler zorluk içinde ve baskı görüyor. Bu baskılar kalkmalıdır ve bu baskılar da demokrasi ile kalkar. Herkes kendini demokrasi ile ifade eder” demişti.

Ahmet Türk, bu konuşmayla ilk olarak Abdullah Öcalan‘ın seslendirdiği, ama teorisyeni Bernard Lewis olan ve “Orta Doğu kimliği” temeli üzerinde, “Türk, Kürt, Arap Konfederasyonu” modelini savunmuştu. Ahmet Türk şimdi görevden alındı ama “Dört Parça Kürdistan” dediği parçalardan ikincisinde de devlet kurulduğu bir sırada…  Üstelik o devletin kurulmasına Suriye politikası ile hizmet eden ve şimdi de fiilen kabul eden AKP iktidarıdır.

***

2009’da konu, “Ahmet Türk ve Öcalan’ın emelleri de sınırlarını MOSSAD’ın çizdiği ‘Büyük Kürdistan’ hedefi ile aynıdır! Bu haritayı eski Amerikan Büyükelçisi Pearson, ‘Erzurum’dan Bağdat’a uzanan bölge tek bir ekonomik bölge olacaktır’ diye açıklamıştı. Barzani’nin İnternet sitesinde de haritaların altına, ‘Bu bölge sadece ekonomik bir bölge olarak kalmayacak, tek bir siyasi bölge haline gelecektir. İşgalci Türk Ordusu, Kuzey Kürdistan’dan çekilecektir’ yorumu yapılmıştı.” diye değerlendirmişti.

Şimdi Ahmet Türk‘ü görevden alsanız ne olur, almasanız ne olur? 

***

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise İçişleri Bakanı Beşir Atalay‘ın 15 Ekim 2009 tarihinde, kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk ile yaptığı toplantıda neyin pazarlığını yaptığını açıklamasını isteyerek “AKP hükümetleri yeni emperyalizmin dayatmalarına ülkemizi hazırlama görevini içerden üstlenen tam bir Truva atı haline gelmiştir” demişti.

İktidar Ahmet Türk‘ü ve diğerlerini görevden almakla, ABD dayatmalarını kabul ettiğini örtmeye çalışıyor; hepsi bu!

 

Alıntı Yeniçağ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “İSLAMIN TRUVA ATI” için yorumlar kapalı
Eyl 01

RUS EDEBİYATININ DEV İSMİ TOLSTOY’DAN

RUS EDEBİYATININ DEV İSMİ TOLSTOY’DAN

* Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.

* Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın.

* Bozuk para insanın cebini deler, bozuk insan da kalbini. Bu yüzden harcayın ikisini de gitsin.

* İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir.

* Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.

* Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu hiçbir şey kaybettirmez.

* Ne diye şeytana kızarsın? Bir iyilik yap da, o sana kızsın.

* Bil ki, yaşadıklarınla değil yaşattıklarınla anılırsın. Ve Unutma; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın.

* Bir insanı bulunduğu mevkiyle değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmek gerekir.

* En güçlü iki savaşçı sabır ve zamandır.

* Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır.

* İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değil, sarsılmaz duruştadır.

* Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan insan kötüdür. 

* İnsanların çoğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz.

* Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin.

* Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma: önce senin ellerin kirlenecek.

* Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor.

 

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , | RUS EDEBİYATININ DEV İSMİ TOLSTOY’DAN için yorumlar kapalı
Ağu 30

YÜZDE YÜZ DOĞRU TARİF. (K.Ş)

YÜZDE YÜZ DOĞRU TARİF. (K.Ş)

“Milliyetçiliği kulüp üyeliği zannedenlere söylüyorum.

Milliyetçiliğin sahibi bellidir.

Türk milliyetçiliğin tapusu, Türk milletine aittir.

Gerçek milliyetçiler, ilim irfan dağıtmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına dağılan öğretmenlerimizdir.

Asıl milliyetçi;

Milletini aydınlatmak, eğitimli gençler yetiştirmek için Batman’a giden, bu uğurda şehit olan Aybüke öğretmendir.

Sizin nereniz milliyetçi?

Bir kişiye, beş kişi saldıran haydutlardan, ne milliyetçi olur, ne de adam olur.

Siyasetçi yetiştireceğine, haydut yetiştiren zihniyetten, ne milliyetçi olur, ne de adam olur.

Çözüm sunacağına, nefret saçanlardan, sokakta terör estirenlerden, ne milliyetçi olur, ne de adam olur.”

BU İFADELERE İSTER KATIL, İSTER KATILMA… (K.Ş)

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | YÜZDE YÜZ DOĞRU TARİF. (K.Ş) için yorumlar kapalı
Ağu 29

KARA EYLÜL!

KARA EYLÜL!

 

Her kahraman bir Türk’tü, yalnız Türk’e âşıktı

Ezelden ebede o hiç sönmeyen ışıktı

Türk’ün Ülkücülüğü en ideal öz şıktı

Hainler hep bir olup çullandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Hainlerdi idamlık o sehpayı kuranlar

Türk’ün aziz yurdunda Türk’e sövüp vuranlar

Zeytinyağı misali hep tepede duranlar

Ne kadar dönme varsa yollandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Tertemiz alınlara kara yazı yazdılar

Kahraman evlatları sıra sıra dizdiler

Adice vicdansızca nice mezar kazdılar

Giyotin gibi darbe sallandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Her şey Türklük içindi, Türk’e göreydi hem de

Ay yıldızlı al bayrak başını eğdi hem de

Millî öz bu ülküye bir nazar değdi hem de

O mübarek kanımız allandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Ne Rusya, ne ABD, ne de sömürgeci Çin

Hepsi de emperyalist, hepsini de bir geçin

Dedik ki Türkçülüğü, Türk ülküsünü seçin

Kanser mikrobu gibi abandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Türk ülkesinde Türk’e çattılar utanmadan

Bütün değerleri tek tek sattılar utanmadan

Yiğit Türk’ü zindana attılar utanmadan

Vahşice saldırarak dadandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Gözyaşıyla birlikte kanımız aktı o gün

Nice yiğit canları zalimler yaktı o gün

Türk’ün öz evladına urganlar taktı o gün

O gün Türk’ün bekası adandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | KARA EYLÜL! için yorumlar kapalı