Nis 29

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

 

* “Eğer yarasına merhem sürüp önüne biraz dünyalık koymayacaksan, zavallı yoksula “nasılsın” diye sorma.” Sadi Şirazi

* “Bir insanda, kendini yüksek görme, hırs ve şehvet varsa, bunlar o konuşurken soğan yemiş gibi kokar.” Mevlana

* “Hiçbir yeteneği olmayan insanlardan her şey beklenebilir.” John Steinbeck

* “Bir topluma danışma hakkından önce, eğitim verilmelidir. Seçmen oy vermeden önce bilgilendirilmelidir. Oy kulübelerinden önce okullar kurulmalıdır. Yeteri kadar eğitim

görmeyenin elinde oy pusulası yalnız faydasız değil, tehlikelidir de” Wells

* “Deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin, geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin? Rastgele ve herhangi bir grup insan tarafından mı

yoksa deniz seyahatleri konusunda deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?” Sokrates

* “Bazen insan sözcüklere dokunmak ister, kitap bunun için önemli.” Anooshiryan Miandii Tebrizli

* “Yalan, konuşarak da söylenir, susarak da.” Adrienne Ric

* “Hayatta karşılıksız elde edilebilecek tek şey, hatadır.” Glosow                                                                                

* “Fazla sevildiği için kimse şikâyet etmemiştir.” Tolstoy                                                                                 

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Nis 28

TÜRKİYE YENİ BİR TERÖR ÇEMBERİNE ÇEKİLMEK İSTENİYOR

TÜRKİYE YENİ BİR TERÖR ÇEMBERİNE ÇEKİLMEK İSTENİYOR

 

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun oğlu Yair, Twitter mesajında, Erdoğan’a hitaben, “Ona, İstanbul’un adının Konstantinopolis olduğunu ve Türk işgalinden önceki bin yıl boyunca Bizans İmparatorluğu’nun ve Ortodoksların başkenti olduğunu hatırlatırım. Türkler, Yunanlara, Süryanilere ve Ermenilere soykırım yapmış, Anadolu’daki tüm Hristiyanlara etnik temizlik uygulamıştır. Onlar etnik olarak bütün Hristiyanları küçük Asya’dan temizlediler.” diye yazmıştı.

Yeni Zelanda’da camilere saldıran ve 50 kişiyi öldüren Tarrant’ın olaydan 10 dakika önce ülkedeki önemli kişilere gönderdiği manifestoda ise “Türklere” başlıklı bölüm şöyle:

“Topraklarınızda huzur içinde yaşayabilirsiniz, size zarar gelmeyecek. Boğaz’ın Doğu yakasında… Ama Boğaz’ın Batı yakasında bir yerde yaşamayı denerseniz, Avrupa’ya gelirseniz sizi öldüreceğiz. Konstantinopolis’e gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinopol hak edildiği gibi tekrar Hristiyan şehri olacak.”

İki mesajda da İstanbul’un bir Hristiyan şehri olduğu öne sürülüyor.

***

Diğer taraftan Yeni Zelanda Başbakanı Ardern, katliamın “ayrıntısıyla planlanmış bir terör saldırısı olduğunu” söyledi.

Teröristin camiye doğru giderken aracında çalan şarkıların birinde ise “Bosna Kasabı” olarak bilinen savaş suçlusu Radovan Karadzic’e yönelik övgü dolu ifadeler yer alıyor.

Teröristin silahının üzerine yazdığı isimler arasında, 1389’daki 1. Kosova Savaşı’nda Sultan Murad’ı şehit eden Milos Obilic’ten başka, Kosova Savaşı’nda Osmanlılara karşı mücadele eden Sırp prens Lazar Hrebeljanovic, 17. yüzyılda Osmanlılara karşı ayaklanan Baja Pivljanin ve daha sonraki dönemde yine Osmanlılara karşı Sırp ayaklanmalarına önderlik eden Novak Vujosevic ve Karadağlı Marko Miljanov ile Arnavut isyanını yöneten İskender Bey de yer alıyor..

Murat Hüdavendigar ve İskender Bey gibi Türkçe isim ve sıfatlar kullanılmış olması da dikkatimi çekti? İsimleri verenin Türk tarihini çok iyi bilen bir kişi olduğu kesin!

***

Bu saldırının, ciddi bir tarih bilinci ile yapıldığı ve en ince ayrıntısına kadar planlandığı dikkate alınırsa, Türkleri Avrupa’dan atmak stratejisinin yeniden başlatıldığını ve bunun için “silahlı propaganda” yönteminin seçildiğini söyleyebiliriz. Böylesine bir saldırının, İsrail, Türkiye ve Balkan ülkelerinde bulunmuş 28 yaşındaki bir ruh hastasının tek başına giriştiği bir eylem olduğunu zannetmek saflık olur.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | TÜRKİYE YENİ BİR TERÖR ÇEMBERİNE ÇEKİLMEK İSTENİYOR için yorumlar kapalı
Nis 27

KIYAMAM

KIYAMAM

 

Şakıyan can dilini

Esen, sevgi yelini

O, gönlümün gülünü

Koklamaya kıyamam

 

Dikensiz gülü sevdim

Hak övmüş ki ben övdüm

Yüreğimde yer verdim

Yoklamaya kıyamam

 

Sevgiler coştu, taştı

Ünü arşa ulaştı

Canla can kucaklaştı

Saklamaya kıyamam

 

Sevmeli hepisini

Hak yapmış yapısını

O gönül kapısını

Tıklamaya kıyamam

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , | KIYAMAM için yorumlar kapalı
Nis 26

KÜLTÜR İSTİLASI

KÜLTÜR İSTİLASI

Üniversite birinci sınıftan 103’ü kız, 47’si erkek öğrenciye Yunan mitolojisi kıyaslanarak Türk mitolojisine ait figürleri tanıyıp tanımadıkları soruluyor:  %7,5, Tulpar %3,2, Pegasus %38,25, Hades %75-50, hiçbiri 27,18.

“Türk mitolojisinin önemli figürlerinden olan Umay ve Tulpar’ı toplam sadece 10 öğrenci duymuşken Yunan mitolojisine ait Hades’i 75 öğrenci tanıyor veya duymuştur. Bu durum şimdiki gençlerin çocukluk çağlarında izledikleri ‘Selena’ adlı Türk yapımı diziyle ilintili olsa gerek. Öğrencilerin okul dönüş saatlerinde yayınlanan dizi, Türk yapımı olmasına rağmen Yunan mitolojisine ait figürleri, Türk çocuklarına izletmekte bir sakınca görmemiştir. O dönemi yaşayan her çocuk Hades’in Yunan mitolojisine ait kötülüklerin kahramanı olduğunu maalesef bilmektedir. Fakat eminiz ki sorular arasına Hades’in karşılığı olan Türk mitolojisindeki Erlik’i koysak sonuç yine değişmeyecekti. Yine medya ve çeşitli Türk şirketlerin isim verirken hassasiyet göstermemeleri neticesinde Pegasus, Tulpar’dan 13 kat daha fazla bilinir durumdadır. Ankete katılan öğrencilerin üçte ikisi kız öğrenci olmasına rağmen, Türk mitolojisinde kadının ve çocuğun koruyucu ruhu Umay figürünü 143 öğrencinin duymamış olmaları son derece düşündürücüdür.” (s. 22)

Kendi kendimizi nasıl kültür istilasına “uğrattığımızı” görüyorsunuz!

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | KÜLTÜR İSTİLASI için yorumlar kapalı
Nis 25

NEFS KONUSU

NEFS KONUSU

Bir gün bektaşi ile bir din istismarcıyı karşılaşırlar. Aralarında din ve dünya hakkında sohbet etmeye başlarlar. . Konu konuyu açar.. Bektaşi, inançların alet edilip şahsi propagandaya dönüşmesinden hoşlanmadığını söyler. Din istirmacısı  “30 yıldır ağzıma, doyuncaya kadar lokma koymadım” diye bir laf eder Bunun üzerine Bektaşi  din istismarcısına sorar :”Demek oluyor ki bu zamana kadar sen sadece işkembeni ıslah etmişsin. Nefsini ne zaman ıslah edeceksin?”. der.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , | NEFS KONUSU için yorumlar kapalı
Nis 24

“TÜRKİYE İTTİFAKI”

“TÜRKİYE İTTİFAKI”

 

Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı ve Cumhur İttifakı’nın lideri olarak seçim sürecinde karşı tarafta oluşan Millet İttifakı’nı “zillet ittifakı” gibi ağır sözlerle eleştirdikten sonra nihayet Cumhurbaşkanı şapkasıyla konuştu ve “Seçim tartışmalarını geride bırakarak, ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere asıl gündemimize odaklanmamız şarttır. Dönem, kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir.” dedi.

Erdoğan, “Türkiye’nin bekası, vatandaşlarımızın birlik ve beraberliği her türlü politik hesabın üstündedir. Ülkenin bekasını ilgilendiren konularda siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyup 82 milyonla Türkiye ittifakı olarak hareket etmeliyiz. diye birleştirici mesajlar verdi.

***

“Yunanistan’a beş ada ile birlikte bırakılan 92 bin kilometrekarelik kıta sahanlığı ne olacak? ABD şantajına boyun eğilerek S-400’ler Azerbaycan veya Katar’a yönlendirilecek mi? Ekonomik krizin altından nasıl kalkılacak?” gibi sorular ve sorunlar ise ortadadır.

Fırat’ın doğusunda sınır boyunca oluşturulacak bazı cep bölgelere ABD’nin PKK/PYD’ye baskı yapmasıyla TSK’nın yerleşmesi ne anlama geliyor? Türkiye, Girit Adası güneyindeki egemenlik alanını Yunanistan üzerinden Amerikan şirketlerine devrederken, TSK, Suriye sınırında bazı bölgelere yerleşirse beka sorunu çözülmüş mü olur?

***

Erdoğan, “Türkiye ittifakı” dedi ya, bir okurumuz ise önce ittifaklar konusunda bir değerlendirme yaptı.

“2015 seçimlerinden beri Türkiye’de artık saklanamayacak ölçüde bir çehre değişikliği yaşandı. Sıralı kumpas davalarında da 15 Temmuz sonrasında yaşanan sözde FETÖ ile mücadele operasyonlarında da devletin bürokratik hafızasının nasıl tarumar edildiği, direnç noktalarının nasıl dağıtıldığı artık yadsınamaz bir gerçek olarak karşımızda durmakta. Ekonomik talanı dile getirmek ise izahtan varestedir. 2015 yılı ile birlikte biz aslında 1915 şartlarına geri döndük ve bugün yıllardan 1919 benim nezdimde.

Ancak açıklanmaya muhtaç bir siyasi durum söz konusu. Görünen o ki bundan sonraki dönemde, eğer devlet yapısı ve yönetim şekli kurucu Cumhuriyet ayarlarına geri döndürülmez ise yaşanacak sıkıntıları aşmanın ve birlikteliği sağlamanın bir yolu kalmamış görünüyor.

Bunu neden söylüyorum? Türk Milleti’nin demokrasi adı altında mecbur bırakıldığı ittifakları değerlendirirsek durum şudur:

1- Cumhur İttifakı: Siyasal İslam (AKP) – Milliyetçilik (MHP) – Ulusalcılık (Vatan Partisi)

2- Millet İttifakı: Siyasal İslam (SP) – Milliyetçilik (İYİ Parti) – Ulusalcılık (CHP)

Hangi irade birbiriyle aynı kaynaktan beslenmiş iki ittifakı iktidar ve muhalefet olarak dizayn etmiş ve Türk Milleti’nin karşısına birbirlerinin alternatifi olarak çıkartmıştır. Aynı akarsuyun beslediği gölü ikiye bölseniz ne olacak ki? Su yine aynı su, kaynak yine aynı kaynaktır.

AKP eyalet modeli ve federasyon için zemin hazırlarken, CHP, ‘Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na Türkiye’nin koyduğu çekinceleri kaldıracağız‘ derken, MHP ‘Büyükşehir belediye başkanı seçilsin ilçe belediye başkanlarını o atasın’ söyleminde bulunurken, İYİ Parti’nin kuruluş aşamasında parti programına benzer fikirler sokuşturulmak istenirken, Gaziantep’te sizin dile getirdiğiniz yerel başkanlık modeli ortadayken kimi nereye konumlandıracaksınız..

Şu an yıllardan 1919 ise Kız Kulesi’ne bakıp tek kurşun atılmadan işgal edilmiş bir ülkenin yasını mı tutacağız, yoksa çok geç olmadan içinde bulunduğumuz bu durumdan kurtulmanın anahtarı olan gençliğe hitabenin gereklerini mi yerine getireceğiz?”

***

Şimdi, “Türkiye ittifakı” şart ama hangi temelde?

Cumhuriyetin kurucu ayarlarına dönülmezse, Türk Milleti, egemenliğini kaybeder. 7’den 70’e herkesi tekrar uyarıyorum!

 

 

Alıntı:Arslan BULUT

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “TÜRKİYE İTTİFAKI” için yorumlar kapalı
Nis 23

VELİ ÇAVUŞ’UN HAZİN VE GURUR DOLU HİKÂYESİ…

VELİ ÇAVUŞ’UN HAZİN VE GURUR DOLU HİKÂYESİ…

Anadolu’nun her köşesinde nice Veli Çavuşlar yaşamıştır.

1890 yılında, Çukurova’nın sıcağından uzak ve en yüksek rakımlı yoksul bir dağ köyü olan Çukurbağ’da dünyaya geldi.
Tarsus’a 55 km uzaklıkta ve rakımı 1000 metrenin çok üzerinde olan bu köyde herkes kendi yağıyla kavruluyordu. Herhalde şanslı oldukları tek nokta, eve giren tüm yiyeceklerin köyde ürettikleri yerli ve %100 organik ürünler olmasıydı. Tabii bunun yanında o yıllarda şeker, sıvı yağ, çay gibi ancak şehirden alınabilen ürünlerle daha hiç karşılaşmamış olmaları da ayrı bir mahrumiyetti…

Gelelim asıl hikâyeye…
Veli, 1910 yılında yirmi yaşındayken askere gittiğinde, askerliğinin 13 yıl süreceğini bilmeden uzun, zorlu, tutsaklık ve gurur dolu bir yolculuğa çıkıyordu…
O yıllarda Osmanlı İmparatorluğu, Arap yarımadasında zayıflamış ve İngilizlerin ayak oyunlarıyla mücadele ederken Veli Çavuş, bir asker olarak kendini bu ateş çemberinin ortasında buldu ve 10 yıl aralıksız bu coğrafyada kaldı. Zaman zaman Yemen’de ata topraklarının savunmasında canı pahasına savaşlara katılan Veli Çavuş, şimdiki Filistin bölgesinde Arapların İngilizlerle bir olup kalleşçe tuzaklarından birisi sonucunda tam 4 yıl Gazze’de esir tutuldu…
İngiliz esir kampında birçok asker hastalıklara ve açlığa direnemeyip yaşamını kaybederken o, tüm olumsuzluklara karşın yaşama direndi ve belki de bünyesinin çok sağlam olması sayesinde yaşama tutunabildi. 
Veli Çavuş’un altı yıl cephede ve dört yıl esir kampında geçirdiği bu çileli hayat, İngilizlerle yapılan karşılıklı bir anlaşmayla sonuçlanmış ve 10 yıllık Arap çöllerindeki askerlik macerasının ilk etabı tamamlanmıştı.
Veli Çavuş, köyüne döndüğünde onu kimse tanıyamamıştı. Çünkü o zamanlar askere gidip te dönemeyenlerin dönemiydi. Veli Çavuş’u bütün köylü şehit oldu diye biliyordu. Zaten köye döndüğünde kesmeye imkân ve zaman bile bulamadığı uzun sakalıyla girmiş ve onu tanımak ve hatırlamak köylüler için kolay olmamıştı…
”Ben Veli’yim Veli!..” deyip insanların gözüne baktığında onu öldü bilen herkes mutluluk ve gözyaşıyla ona sarılıyordu.
Veli Çavuş, köye döndükten sonra 3 yıl daha yerel karakollarda yurt savunması yapmış, Torosların Karboğazı mevkisindeki ünlü Fransız bozgununda da rol almış meçhul bir Kurtuluş Savaşı kahramanıdır aslında…
Hayatının en güzel yıllarını 13 yıl boyunca vatan savunmasına harcayan, filmlere konu olabilecek derecede bir askerimiz ve hemşerimiz.
Ruhu şad mekânı cennet olsun…

 

Alıntı

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , | VELİ ÇAVUŞ’UN HAZİN VE GURUR DOLU HİKÂYESİ… için yorumlar kapalı
Nis 22

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Yasalar, evler gibi birbirlerine yaslanır.” Edmond Burke.                                                                     

* “İşsizliğe karşı en büyük silah, eğitimdir.” S. Daniel 

* “İnsan terazi üzerinde otursa ve kitap okusa ağırlığı değişmez ama düşünceleri gelişir.” Anooshiryan Miandhii Tebrizli Türk

* “Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını

bilmezsen, her savaşta tehlikedesin.” Sun Tzu

* “İnsanların ne kadar kötü olduğunu görmek beni şaşırtmıyor, fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce hayretler içinde kalıyorum.” Goethe

* “Hür olarak düşünmek, hür olarak yaşamak, insanı çoğunlukla çatışan bir kişi konumuna sokar.

Çoğunluk, babadan kalma geleneklere uyarak düşünür ve yaşar.

* Azınlığa düşmek, insanı nevroza elverişli bir iklime sokar. Kurallara baş kaldıranla deli (eksantrik) arasında bir adım mesafe vardır. Toplumun düşmanca baskısı bu

mesafeyi hemen aştırır insana”. Cemil Meriç

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Nis 21

MEŞRU BİR ŞEKİLDE AKP’DEN KURTULMAK!

MEŞRU BİR ŞEKİLDE AKP’DEN KURTULMAK!

 

Ergenekon kumpası hâkim ve savcılarının yargılanmasına devam edildi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde görülen davanın -21’inci celsesinde, Başkan Haydar Metiner, Ergenekon savcılarından Mehmet Ali Pekgüzel‘i kürsüye davet etti. Pekgüzel, Ergenekon iddianamesini savundu ama bazı itiraflarda da bulundu.

Pekgüzel, “Israrla bazı gazetecilerin, muhalif gazetecilerin alınması istendi” deyince şu diyaloglar yaşandı:

Başkan Metiner: Nereden geldi?

Pekgüzel: Zekeriya Öz söylüyordu. Bazı kişilerle görüşüyordu.

Başkan Metiner: Hani bağımsızdınız? Kimlerle görüşüyordu?

Pekgüzel: O zaman sadece hükümet yetkilileri diyeyim. Efendim bağlantıları yok, niye alalım diyordum, ama “İlla şu, şu alınsın” deniyordu. Bunlar uzun süre kafamızı meşgul etti.

Pekgüzel, asıl bombayı sona sakladı ve “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kapatılmaması, bu davanın yüzü suyu hürmetinedir.” dedi.

***

Pek güzel söylemiş! AKP, bu davalar sayesinde, Türkiye’de milli direnci bir süreliğine de olsa kırdı ve çözüm sürecine geçti. Uzun süre kimse muhalif bir eylem yapamadı. AKP, bu davalar sayesinde üniversiteleriyle, ordusuyla yargısıyla, emniyetiyle, devleti FETÖ’ye teslim etti. Sonra da FETÖ darbe girişimini bastırarak, ülkenin yönetim sistemini değiştirdi.

Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti olarak varlığını devam ettirmek istiyorsa, AKP’yi meşru yoldan devletin başından uzaklaştırmalıdır. Yoksa rejimi de değiştirecekler. Hem de bu defa ekonomik kriz, bu iş için fırsat olarak kullanılacak!

 

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , | MEŞRU BİR ŞEKİLDE AKP’DEN KURTULMAK! için yorumlar kapalı
Nis 20

ÖLÜMSÜZ SEVGİ

ÖLÜMSÜZ SEVGİ

 

Bırakamazsın asla beni perişan böyle

Kararan gökyüzümden mutluluk yağacak mı?

Sensizliğe yüreğim nasıl dayansın söyle?

Sensizliğin ufkundan güneşim doğacak mı?

 

Birer birer kapandı sana açılan yollar

Bak hala beklemede o yürekler, o kollar

Leylasına tutulmuş Mecnun zannetti çöller

Sana duyduğum hasret sevgimi boğacak mı?

 

Aklım, ruhum, bedenim bir periyle kaplandı

Adın, aşkın, bakışın yüreğime saplandı

Bu isabetli tavır nerede hesaplandı

O özlemle bekleyiş ruhuna ağacak mı?

 

Maksadın kıyameti yaşatmak mıdır bana?

Bunca aymazlık niçin candan seven bir cana?

İçer mi doyasıya, içer mi kana kana?

Özümdeki ölümsüz sevgiyi sağacak mı?

 

Her aydınlık gecede yıldızı arıyorum

Bir serapmış gördüğüm boşluğu sarıyorum

Kelebekler gibiyim aşkından yanıyorum

Yanışımı insafsız o ruhun duyacak mı?

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , | ÖLÜMSÜZ SEVGİ için yorumlar kapalı