Mar 18

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

 

* “Sessizlik nedir? O büyük ruh’un sesidir” Ohiyesa  Kızılderili Siyu Kabilesi

* “Biz sessizliği severiz; farelerin küçük oyunlarına aldırmayız; ağaçlar rüzgârda hışırdarken korkmayız”  Kızılderili Reisi Geronimo

* “Koşarken dağın tepesine bak. Gözlerini dağdan ayırma, çalıların, ağaçların altında eriyip gittiğini hissedeceksin. Ne zaman hayatın güçlükleri ile karşılaşırsan dağın

tepesine bak”  Kızılderili Alfonso Ortiz

* “Bütün ateşler, yanmaya başladıklarında aynı boydadırlar” Kızılderili Atasözü

* “Korktuğunuz işi yaparak korkuyu öldürün” Kızılderili Sequichie

* “Hayat çemberdir, başı ve sonu ölçülemeyen bir çember” Kızılderili Sözü

* “Hayat nedir? Hayat geceleyin ateş böceğinin yanıp sönen ışığı, kış ayazında buffalonun nefesi, çayırın üzerinde gezinip dururken gün batımında kendini kaybeden

gölgedir” Kızılderili Karga Ayak

* “Şans bazen, çalışmak her zaman yardım eder.” Hint Atasözü

* “Para arttıkça, kaygı daha da artar.” Oratius

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Mar 17

“ABD Türkiye’yi işgale hazırlanıyor”

“ABD Türkiye’yi işgale hazırlanıyor”

ABD Büyük Ortadoğu Projesi’ni yırtıp attığını söylemediğine göre, ülkemiz için tehlike sürüyor, hem de artarak sürüyor demektir. Nevada çölünde, 2002 yılı 24 Temmuz -15 Ağustos arasında ABD’nin en büyük tatbikatı hangi ülkeye karşı ve niçin yapıldıysa, Eşref Bitlis neden öldürüldüyse, işgal durumunda sivil savunmanın  nasıl yapılacağına dair belgelerin bulunduğu ‘Kozmik Oda’ya neden girildiyse, TSK’nın yurtsever subayları niçin tasfiye edildiyse, etrafımızdaki kuşatma neden tamamlanmak üzereyse, ekonomiyi içerden çökertme plânı adım adım nasıl uygulanıyorsa, Suriye bataklığının içine neden çekilmiş isek, Suriye’ye  IŞİD’in sokulmasına benzer biçimde, yüzbinlerce, milyonlarca insan, ülkemize neden gönderildiyse, bu ve benzer olayların bir hedefi, bir sonucu olmayacak mıdır?

Türkiye’nin Türk vatanı olmaktan çıkarılmasıyla yetinecekler midir? Irak ve Suriye’de yaşananlar Türkiye’ye de yaşatılmayacak mıdır? İşgaller öncesi Saddam olsun, Kaddafi olsun; ülkelerinin ve kendilerinin başına gelecekleri öngörebilmişler miydi? Acaba Saddam ve Kaddafi‘nin komutanları, yüksek hakimleri, istihbarat ve güvenlik görevlileri, can, mal ve namus güvenliklerini koruyabilmişler midir?

Toplumsal yapımız bozuluyor, millet kimliğimiz aşındırılıyor. Hem Irak’ta hem de Suriye’de yaptıklarının ikisini birden ülkemizde uyguluyorlar. İnşallah benimki bir kötü rüyadır.”

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | “ABD Türkiye’yi işgale hazırlanıyor” için yorumlar kapalı
Mar 16

BİR YİĞİT

BİR YİĞİT

 

Bir yiğit

Gönlü olabildiğince engin

Bir vatana, bir hilale sevdalanır

Bir yiğit

Tarihlerde yiğitliğiyle zengin

Yüceliğini dağlar bile kıskanır

 

Bir yiğit

Karanlığın kurşun olduğu yerde

Yüreğinde barındırır milleti

Bir yiğit

Vatan için, bayrak için siperde

Yirmisinde arzuluyor cenneti

 

Bir yiğit

Oğuz’un, Fatih’in, Atatürk’ün neslinden

Vatanına göz koyana kükrüyor

Bir yiğit

Sarsıyor dünyayı yürek sesiyle

Gerçek Atatürkçülük işte bu diyor

 

Bir yiğit

Zalimlere başkaldırmış her zaman

Kanıyla yok ediyor bütün zulmeti

Bir yiğit

Haksızlığa asla vermemiş aman

Esarete denk sayıyor minneti

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | BİR YİĞİT için yorumlar kapalı
Mar 15

AKP iktidarı Türkiye’yi oyalıyor!

AKP iktidarı Türkiye’yi oyalıyor!

“Başarısızlığa programlanmış bir darbe girişimi!”

Odatv’nin haberine göre Yıldız, bir sanığın, “Darbe planlaması yapmadınız mı, artılarını eksilerini konuşmadınız mı? Siz amiralsiniz, bunu nasıl sormadınız? Bu darbe başarısızlığa mı endekslenmişti?” şeklindeki sorusuna şu karşılığı verdi:

“Darbe planlamasına tanık olmadım. Bana verilen görevi aldım, ayrıldım. Şimdi kendi kendime sorduğumda evet diyorum, ama o zaman için hayır.”

Şimdi tanık da sizin sanık da! 

İsterseniz sorgulamaya şöyle yardımcı olayım; darbe başarısızlığa programlanmışsa, bu kurgu sadece Türkiye’nin rejimini değiştirmek için mi yapıldı?

 

AKP iktidarı Türkiye’yi oyalıyor!

Türkiye’yi yöneten siyasi kadronun ABD yönetimi ile bir sorunu yok aslında. Gerçi AKP’nin programını gönderen CFR, küresel sermayenin temsilcisidir ama ABD yönetiminin de daha kurulmadan “ılımlı gençler” diyerek AKP’ye Graham Fuller üzerinden destek vermeye başladığı açıktır.

Ankara, şimdi “Suriye’nin kuzeyindeki PKK devletine izin vermeyiz” diyor ve ABD’ye yönelik sert açıklamalar yapıyor ama hiçbir eyleme geçmiyor. ABD ise hiç cevap vermiyor. İktidarın kendi halkını oyalamasını bu şekilde desteklemiş oluyorlar!

TÜSİAD ise evlilik bağı kurduğu küresel sermayeden yana açık tavır almış durumda!

Türkiye’deki taraflar da Trump ve küresel sermaye arasında bölünmüş durumda! İki tarafın da hiçbir millî endişesi yok! Acı ama gerçek bu!

ABD’deki iki kanat Türkiye’nin zayıflatılmasında aynı hedefte birleşiyor. Çünkü hedefleri Orta Doğu Birleşik Devletleri’ni yani Büyük İsrail’i kurmak!

Başarısızlığa programlanmış ve rejim değişikliğinin yolunu açmış darbe bu işin neresinde peki?

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | AKP iktidarı Türkiye’yi oyalıyor! için yorumlar kapalı
Mar 13

ACEMİ AVCI

ACEMİ AVCI

Temel’le Dursun ava çıkmışlar… Dursun doğrultmuş tüfeği gökyüzüne, birinci atış boş, ikinci atış boş, üçüncü dördüncü, beşinci boş…

“Ne yapıyorsun Temel” diye tepki göstermiş Dursun, “Mermileri bitirdin bir tane avlamadın!..”

“-Şşşşttt” diye susturmuş Temel;

“-Dur ula, onları acemi olduğuma inandırmak üzereyim…”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | ACEMİ AVCI için yorumlar kapalı
Mar 12

FEDERASYON MU, KONFEDERASYON MU?

FEDERASYON MU, KONFEDERASYON MU?

 

MİT Başkanı Hakan Fidan, Kanada ve ABD’deki temasları hakkında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ı bilgilendirmiş olacak. Tabii Hakan Fidan‘ın ABD Senatosu istihbarat komisyonu üyeleri ile ne konuştuğunu kamuoyuna açıklayacak değiller ama konunun Kaşıkçı cinayeti ile sınırlı olduğunu kimse düşünmüyordur herhalde. 

Çünkü Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, bir televizyon programında, “Türkiye hakkında, İngiltere’de, Chatham House bünyesinde, ‘federasyon mu olsun konfederasyon mu?’ tartışmaları yapılıyor” dedi.

Neden böyle bir tartışma yapabiliyorlar? Neden Türkiye’de bir düşünce kuruluşu, “Birleşik Krallık” üzerinde benzer bir tartışma yapmıyor da “Kraliyet enstitüsü”, Türkiye’ye gelecek tayin etmeye kalkışıyor?

Çünkü, Turgut Özal‘ın “federasyonu tartışalım” dediği yıllardan önce de Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Türkiye’yi sekiz eyalete ayırma projesini gündeme getirmişti:

Kenan Evren, “Türkiye’yi sekiz eyalete bölelim” dediğini kendisi itiraf etmişti!

Hatta “Bavyera’da üç bayrak gördüm. Nedir diye sordum, ‘AB bayrağı, Almanya bayrağı ve Bavyera bayrağı’ dediler” sözleriyle de projenin propagandasını da yapmıştı. Kısacası sekiz bölgeli, sekiz bayraklı bir Türkiye istiyordu.

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | FEDERASYON MU, KONFEDERASYON MU? için yorumlar kapalı
Mar 11

Diktatörler

Diktatörler

Artur Conte, Diktatörler Yüzyılı kitabında diktatörleri incelerken diyor ki; ”Diktatörlerin genel özelliğine bakılınca, eski ve zengin aileden gelmiş hiçbir diktatör yoktur. Çocukluğunda travma geçirenler, psikolojik sorunu olanlar Tiranlığa kadar ulaşınca birikmiş komplekslerini insanlıktan çıkarıyorlar. ”

Yine “Tiran bir demagogdur. Özgüven sorunu yaşar. Korkaktır ve korkusunu bastırmak için korku imparatorluğu yaratır. Seçilse bile kendini korumak için sonunda diktaya gitmek zorundadır.” diye ilave diyor.

diktatörler genel olarak eğitimini yarı bırakmış ve geçmişlerinde travma yaşamış ve adeta insanlığa düşman olmuş insanlardır.

Hitler, Avusturyalıdır. 1925-1932 vatandaşsız bir statüdedir. Lisede sınıf tekrarı yaptı. Maddi sorunlar nedeniyle okuluna devam etmedi. 1907’de Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’ne kabul edilmedi. 1909’da evsizler yurduna yerleşti.

Mussolini, ilk ve orta okulda, disiplinsizlik ve saldırganlık gerekçesi ile 2 defa okuldan atıldı. 8 yaşında annesinin gittiği kilisede insanlara taş attığı için, kiliseden kovuldu. Yatılı okulda arkadaşını yaraladı. Öğretmenine mürekkep hokkası fırlattı. 11 yaşında okuldan atıldı. Sonradan mezun oldu. Askerlikten kaçmak için İsviçre’ye gitti. Orada yakalandı ve bir gece hapiste kaldıktan sonra sınır dışı edildi.

Stalin, 7 yaşında çiçek hastalığı geçirdi, yüzünde çiçek izleri kaldı. 12 yaşında araba kazası geçirdi sol kolu yaralandı ve ölünceye kadar sakat kaldı. Ortodoks rahip okuluna gitti ve huzursuzluk çıkardığı için ayrıldı.

Saddam Hüseyin, 1937 tarihinde, Irak’ın Tikrit kentinin bir köyünde fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası, henüz Saddam Hüseyin dünyaya gelmeden vefat etti. Annesi ona Arapçada “karşı koyan” anlamına gelen Saddam adını verdi.

Geçim sıkıntısı içindeki annesi doğumdan sonra onu Dicle kıyısındaki Tikrit’te yaşayan dayısı Hayrallah’ın yanına gönderdi. Subay  olan dayısı 1941’de Irak’taki Britanya etkisine karşı gerçekleştirilen bir isyana katıldı. Britanya tarafından bastırılan bu başarısız ayaklanmaya katılan Hayrallah görevinden alınıp hapse atıldı. Saddam annesinin yanına döndüyse de kısa süre sonra dayısının yanına döndü.

Çağımızda her zamankinden daha fazla demokrasiye ihtiyaç duyulmaktadır.

 

Alıntı

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , | Diktatörler için yorumlar kapalı
Mar 10

DİNDE ZORLAMA YOKTUR

DİNDE ZORLAMA YOKTUR

 

Dindarlığın ilmi kaynaklarda açıklaması:

“Dindarlık, dindar olma, kişinin herhangi bir dinî yapıya bağlı olma ve dinin emirlerini gayretle yerine getirme durumu; kişinin mensubu olduğu dine ait inanç, ibadet ve sembollere ilişkin kabul, yoğunlaşma ve meşgul olma derecesi…”

“Din ve dindarlık, kendi irade ve tercihiyle dindar olmayı benimseyen kişiye hayatını nasıl devam ettirmesi gerektiğine dair bir çerçeve çiziyor.”

“Din, baskıyla benimsenemez.”

“Din ve dindarlığı önemseyen samimi dindarlar ciddi sorumluluklar taşır.”

“Müslümanların ve dini temsil makamında bulunanların olumlu ya da olumsuz davranışlarının üreteceği sonuçlar vardır ve bu sonuçlar sadece kendilerini bağlamaz; sergilenecek olumlu davranışların İslâma yönelik peşin hükümleri bertaraf etmesi mümkündür; olumsuz tutum ve davranışlar İslâm hakkında asılsız, yanlış, sübjektif kanaatlerin oluşmasına sebep olması da mümkündür.”

Ayet-i kerime (Bakara, 2/256). “Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır…”

Din konusunda araştırma yapanlar, bu ayetin, başka dinden olanlar veya İslâm dinini henüz kabul etmeyenler için gönderildiğini, dine girenlerin ise kaidelere uymaları gerektiğini bilirler.

Ayetin ilk cümlesi: “Lâ ikrâhe fi’d-dîn.”dir!

“İkrah” zorlamak, tiksinti uyandırmak anlamınadır. Yani dinde tiksintiye yol açacak davranışlardan kaçınacaksın, din değnekçiliği yapmayacaksın arkadaş!

Tebliğ konusu var bir de: Âl-i İmrân 3/20. ayet: “… fe-İnnemâ aleyke’l-belâg” (“Artık sana düşen yalnızca tebliğdir.”)

Gaşiye, 88/ 21-22. ayet: “Fe-zekkir innemâ ente müzekkir. Leste aleyhim bi-musaytır.” (“Artık sen öğüt verip hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın. Onlara baskı kullanacak değilsin.”)

Demek ki, hiçbir surette zorlama yok!

Ankara Sincan’da bir ilkokulda, okul müdürü kadın öğretmenlerin topuklu ayakkabı giymelerinin dinen caiz olmadığına dair bir metni öğretmenlere okutturuyor, ardından da topuklu ayakkabıların dersin ahengini bozduğuna dair resmî yazı gönderiyor.

Ahenk bozma işin kılıfı.

Din böyle mi anlatılır? İnsanlar böyle mi ikna edilir? Ve sen kimsin? Din âlimi misin? Diyanet görevlisi misin? Nesin sen!

Sen bir yalancısın!

Bahsedilen ayet Nur surenin 31. ayetidir. Tefsirleri okuduğunuzda izahının bambaşka olduğunu göreceksiniz.

Akif’le bitirelim:

“Tevekkülün manası hiç öyle değil

 Yazık ki beyni örümcekli bir yığın cahil

Nihayet dine oynayarak en rezil oyunu  

Getirdiler, ne yapıp yaptılar, bu hâle onu.”

Türkiye’de Suudi Arabistan’daki gibi din değnekçiliği aldı yürüdü!

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | DİNDE ZORLAMA YOKTUR için yorumlar kapalı
Mar 09

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Yaşamak için mücadele şarttır.” M. Kemal Atatürk

* “Delilik, şüphesiz aptallıktan iyidir. Delilik var olmuş bir zekânın yok oluşudur; aptallık var olmamış bir zekânın var olmamaya devam edişidir. Deliliğin hiç olmazsa mazisi

şanlı. Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok…” Peyami Safa

* “Milleti kederde ve tasada birleştirene ‘profesyonel politikacı’, neşede ve kıvançta birleştirene ‘sanatçı’ denir.” Müfit Can Saçıntı

* “Özgür insanlar hatırlayın bu düsturu; özgürlüğe sahip olabiliriz. Ancak bir kere kaybedildiğinde bir daha asla geri gelmez.” Jean Jacques Rousseau

* “Herkes düşündüğü kadar anlayabilir.” Nüvit Osmay

* “Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir.” Mahatma Gandhi

* “Nasıl ya da ne zaman öleceğinizi seçemezsiniz. Ama şimdi nasıl yaşayacağınızı seçebilirsiniz.” Joan Baez

* “Kötü yasalar en korkunç zulüm biçimidir.” Edmond Burke

* “Sen tembel tembel yatarken, Tanrı’nın senin için uğraşacağını sanmak… İşte bu, birçok krallıkların, birçok devletin yıkılışının sebebi olmuştur.” Makyavel

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Mar 08

“İşgal Suriye’de mi Türkiye’de mi “

“İşgal Suriye’de mi Türkiye’de  mi ”

 

Akdeniz ve Güneydoğu’da dehşet verici nüfus artışıyla, ekonomiden sosyal alanlara kadar yaşama egemen olmaya başlayan göçmen yoğunluğuna ve yol açtığı sorunlara ne demeli?..

Türk esnaf ve sanayici vergi baskısı altında inlerken, vergisiz, SSK’sız, belgesiz iş yeri açan Suriyelilere gösterilen ayrıcalık yalnızca haksızlık ve ayrımcılık nedeniyle öfkeye yol açmıyor, Antep, Urfa, Hatay ve Adana gibi neredeyse 2 milyon sığınmacının bulunduğu kentlerde ciddi sosyal çatışmaları da körüklüyor…

Sığınmacıların açtığı dokunulmaz özellikli iş yerlerine yurttaşlarımızın “işçi” olarak sığınması ise çarpık bir vahametin sonucu…

Peki, Adana‘da anlatılanlara ne demeli?..

Yurttaşlarımızın muayene ve ilaç “kesinti”sinden kurtulmak için ilaçlarını hiçbir sağlık harcaması yapmayan Suriyelilere yazdırtmak zorunda kalması kimin utancı?..

Kendi ülkelerinde, mültecilerin ilaç-muayene ayrıcalığına sığınmak zorunda kalan yurttaşlarımızla ilgili anlatılanlar gerçekten kahredici… Örnek mi?.. Adana’nın Sarıçam ilçesi, Buruk Mahallesi’ndeki Suriyeli kampında yaşayan sığınmacıları hastanelere göndererek kendileri için ilaç yazdırtmak zorunda kalan yurttaşlarımızın içine düşürüldüğü rezalet konuşuluyor… Üstelik sığınmacılara verilen 5-10 TL “bahşiş” karşılığında!..

Ve şu soru her şeyi anlatıyor; “Bedava sağlık hizmeti alan Suriyeliler, Türklerin sağlığı üzerinden de ticaret yapıyor!.. Bu sosyo ekonomik rahatlık varken, Avrupa’ya giden Suriyeliler boşuna mı geri dönüyor Türkiye’ye?..”

 

Diploma çetesi mi var?..

Türkiye’nin neredeyse her köşesindeki kamu birimlerinde doktor ve öğretmen adı altında binlerce Suriyeli istihdam ediliyor…

Kadrolaşma İstanbul’da da yaygınlaşıyor…

Öğretmen adayı Türk yurttaşlar işsizlik nedeniyle intihar ederken, yaşamın her alanında torpille dolaşan, hatta hastanelerde “yasal öncelikli hasta” diye muayene kuyruğunda, devlete 30 yıl SSK primi ödeyen 70-80 yaşındaki yurttaşlarımızın önüne geçirilen Suriyeliler yalnızca “yasal ayrımcılık”la mı yaşıyorlar?.. Ne yazık ki değil…

 

Gözlemlerimiz Hatay’dan

Neler oluyor Reyhanlı’da?..

Bölgedeki kimi Suriyelilerin “devlette istihdam uğruna bin dolar karşılığında sahte diploma” ürettiği, bunların noter onayından sonra istihdamda ve “vatandaşlık alınmasında” kullanıldığı doğru mu?..

İstihdam edilen Suriyelilerin diplomalarını, kariyerlerini ve eğitim süreçlerini kontrol eden bir sistem var mı Türkiye’de?..

Cilvegözü’nde neler oluyor?..

Şu soru da dehşet uyandırıcı; “Ambulanslar insan kaçakçılığı mı yapıyor?..”

İddiaya göre, “hasta Suriyelileri taşıma iddiasıyla İdlib’e giden ambulanslar dönüşte Türkiye’ye kaçak getiriyor!..”

Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan giren ambulanslar kontrol ediliyor mu acaba?.. Bölgede “3000 dolara insan kaçakçılığı” yapıldığı, bu olayların özellikle saat 12.00 ve 17.00’de, yani “mesai gevşekliği sırasında” devam ettiğini konuşuyor Hataylılar…

Tek sorun insan kaçakçılığı mı sorusuna bölgedeki bir kaynak şu yanıtı verdi;

“Kimin bu ambulanslar?.. Her seferde Türkiye’ye 6-7 kişi kaçıran ambulanslarla ilgili iddialar bölgedeki askeri ve sivil yetkililere nasıl ulaşmaz acaba?.. Peki, İdliî’deki garajdan taşınanlar hasta değillerse kim?.. Türkiye’ye teröristleri de sızdırırlarsa kim bunu tespit edecek?..”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Genelkurmay’a ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘ya da geliyor mu bu ürkütücü bilgiler?..

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | “İşgal Suriye’de mi Türkiye’de mi “ için yorumlar kapalı