May 21

Halkımız, hatta ortalama aydınımız bunları biliyor mu?

Halkımız, hatta ortalama aydınımız bunları biliyor mu?

Başbakan yok artık. Bakanları Cumhurbaşkanı kendisi seçecek Meclis içinden ya da dışından, Meclis içinden seçilenler milletvekilliğinden istifa edecekler. Güvenoyu yok, gensoru yok. Cumhurbaşkanına TBMM Başkanı değil kendi yardımcılarından biri vekalet edecek gerektiğinde. Milletvekili sayımız 600’e çıktı, 18 yaşındakiler de milletvekili olabilecekler.

Bunlar biliniyor genel olarak, gelgelelim iş bu kadarla kalmıyor, bu değişikliklerin ayrıntısına inildiğinde “Şeytan ayrıntıda gizlidir” sözü bir kez daha doğrulanmış oluyor.

Bu konuda yeterince yayın da yok. MHP’de siyaset yapıp şimdilerde İYİ Parti saflarına geçen Eskişehirli 47 yıllık bir avukat, bir araştırmacı-hukukçu yazar bu “ayrıntıdaki gizlemeleri ve gizleri” bir bir ortaya döken bir kitap yazmış. Kitabın adı “Ortak Aklımıza Ne Oldu?/2017 Anayasası Türkiye’yi Nereye Götürüyor?”, Yason Yayınlarınca yayımlanmış. Yazarın adını da yazalım: Av. Ahmet Vural.

Kitaptan ayrıntılar:

-Milletvekillerinin cumhurbaşkanına soru sorma hakkı yok. Mecliste soruşturma açma ve Bakanların Yüce Divan’a sevki neredeyse imkânsız (ağır koşullara bağlanmış).

-Cumhurbaşkanı yasaları veto edebiliyor. Bunu çoğumuz, şimdiki gibi tekrar görüşülmek üzere Meclis’e geri gönderme sanıyoruz. Hayır değil. Veto yedi mi bir yasa, tek yol kalıyor Anayasa Mahkemesi. O mahkemenin üyelerinin çoğunu ise Cumhurbaşkanı seçiyor, dolayısıyla bu yol da kasislerle, uçurumlarla dolu.

-Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yasa gücünde. Kanunların üstünlüğü artık lafta, kanunlar kararnamelere eşit bile değiller.

-Cumhurbaşkanına bağımsız tüzel kişilikler kurma yetkisi verilmiş. Bu uygulamanın açacağı yaralar ileride görülecek kanımızca.

-Yürütmede cumhurbaşkanına sınırsız ve denetimsiz yetkiler tanınıyor. Yargı neredeyse tamamen cumhurbaşkanının güdüm ve denetiminde ya da -hadi daha iyimser düşünelim- çizgisinde olacak.

-Cumhurbaşkanının olağanüstü hal ilan etme yetkisi var.

-“Cumhurbaşkanı etnik tavizlere zorlanacak” diyor yazarımız “Tek adamı kim nasıl durduracak” diye soruyor, “Devlet=Tek Adam” olgusunun geldiğini ifade ediyor; çözüm yolu olarak da, ortak akla dönmek gerektiğini vurguluyor.

Getirilen bu sistemi diğer ülkelerdeki başkanlık sistemleri (özellikle de ABD Başkanlık sistemi) ile de karşılaştırıyor ve böyle bir sistemin dünyada olmadığını kanıtlıyor, uyarıyor.

Kitabın bundan sonraki bölümünde yazar; milliyetçilik, laiklik, din, bilim, hukuk konularına giriyor. Müslüman aklının mühürlendiğini, ABD’li yazar Robert Reilly’nin sözleriyle ifade ediyor. Akılcılığı rehber ve yöntem edinen Mutezile Mezhebi ile Maturidiliğe değiniyor, Maturidi’nin “Düşünmemeyi telkin eden her türlü his, şeytan işidir” sözüne dikkati çekiyor haklı olarak.

 

Alıntı: Cazim GÜRBÜZ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | Halkımız, hatta ortalama aydınımız bunları biliyor mu? için yorumlar kapalı
May 20

“Babasız bırakmadım”

“Babasız bırakmadım”

Atatürk‘ün vefatından sonra TBMM, İ. İnönü’yü Cumhurbaşkanı seçti. İnönü bu görevi 12 yıl sürdürdü. II. Dünya Savaşı’nda Roosevelt ve Churchill, İnönü’yü savaşa sokmak için çok uğraştı. 1943 yılı başında Adana’da, sonuna doğru da Kahire’de bu konuda görüşmeler yapıldı. Kahire müzakerelerinde Churchill “neden inat ediyor savaşa katılmıyorsunuz?” diye ısrarla sorunca İnönü “Alman panzer tümenleri tamamen motorize ve zırhlı.  Benim askerim yaya, bizim için bu savaşa girmek intihardır. Alman orduları vatanımızı işgal eder” dedi. Churchill; “Ruslar da gelir sizi kurtarır” deyince İnönü “Peki Ruslardan bizi kim kurtaracak?” diye karşılık verdi. Diplomaside kesin başarılı olan İnönü’nün şüphesiz eksikleri, yanlışları da vardır.

Heyhat yıllar geçer 1950 seçimlerini kaybeden İnönü, CHP’nin 27 yıllık iktidarının tek sorumlusu olarak görülür, tenkitler insaf tanımaz, Çankaya’dan kendi köşküne iner. Bu depremi kolay atlatmasının sebebi Mevhibe Hanım’ın desteğidir. İnönü emekli maaşını almak için Ulus’a gider, şuursuz bir grup kendisine sataşır. Paşa, Başbakan Menderes’e durumu kısaca anlatan, can güvenliğinin sağlanmasını isteyen bir telgraf gönderir.

Bir Anadolu seyahatinde Sivas’ta iki kız çocuğu CHP’nin il merkezinde oturan İnönü’nün huzuruna çıkarılır ve ellerindeki kuru deve dikenlerini Paşa’ya verirken “Sen bizi ekmeksiz, şekersiz bıraktın” derler. Paşa gayet sakin “Evet yavrum doğrudur, sizi ekmeksiz, şekersiz bıraktım ama babasız bırakmadım” der.

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , | “Babasız bırakmadım” için yorumlar kapalı
May 19

İSRAF HARAMDIR

İSRAF HARAMDIR

Seçimlerin ramazan ayına rastlamış olması israfı biraz daha artıracaktır şüphesiz. Seçim yatırımı için belediyeler/siyasiler tarafından devlet hazinesinden finanse edilerek kurulan iftar çadırlarındaki israfı görüp de Ziya Paşa’nın şu beytini hatırlamamak mümkün mü?

“Taş bağladı mecâa ile batn-ı pâkine//Dünyâya rağbet eylemedi seyyidü’l-beşer.”

Evet, bugün Müslümanlar -özellikle de siyasiler- hatırlamasalar da bizler açlık yüzünden karnına taş bağlayan bir Peygamberin ümmetiyiz. O Peygamber ki sofradan doymadan kalkar, hasır üzerinde yatardı. Vefat ettiği zaman zırhı, ailesinin iaşe bedeli karşılığında bir Yahudi’de rehindi.

Gel gör ki bugün yöneticilerimizin iftar sofralarında bir kuş sütü eksik. Uçaklarla, lüks araçlarla seyahat ediyorlar. Etraflarında bir güvenlik ordusu var. Allah kabul etsin, Cuma namazlarını aksatmıyorlar. Fakat bir kişi namaz kılsın diye bin kişi namazsız kalıyor.

Gel de Mehmet Akif’in II. Abdülhamid için söylediği şu beyti hatırlama:

“Neye mal olmada seyret, herifin bir namazı//Sade altmış bin adam kaldı namazsız en azı.”

Velhasıl; ramazanda öyle veya böyle israf oluyor. Seçimlerin ramazan ayına denk gelmesi dolayısıyla israfın boyutunun daha da artmaması için siyasileri ilk günden uyarıyor ve bu konuda onları biraz duyarlı davranmaya davet ediyoruz.

Alıntı: Ahmet SEVGİ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | İSRAF HARAMDIR için yorumlar kapalı
May 18

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Yalnızca hava, ışık ve dostun varsa hiç üzülme” Goethe  

* Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır. Namık Kemal

* “Askerlik öldü general! Sinsi siyasetçilere sırf üniformalı oldukları için asker diyemem!” Hüseyin Nihal Atsız

* “Benim en kötü hikâyemi, en güvendiğim insanlar yazdı”. Cemal Safi                                                          

* “Satılık Parti olsa onu da siz yandaşınıza satın aldırırdınız. Hem de 2 yıl ödemesiz kamu bankası kredisiyle…” Cem Toker                                                                   

* “Kurtuluş doğruluktadır” Hz. Muhammet                                                                                                          

* “Küçük hanımlar, küçük beyler. Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, ikbal ışığısınız. Yurdu asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey

bekliyorum” Mustafa Kemal ATATÜRK                                                                                                                                               

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
May 17

RİYAKÂRSIN

RİYAKÂRSIN

 

Kerkük, “kütük/sandık marifetiyle” zapt ediliyor!

Nüfus dağılımları uyarınca çok sayıda milletvekili çıkarması gereken Türkmenler “buharlaştırılıyor“!

Var olduklarını kanıtlamak üzere sokağa çıkanlar terörün hedefi oluyor!

200 kişilik Türkmen aşiretinin hep birlikte oy kullandığı sandıktan 5-6 oy çıkıyor!

5 bin Türkmen’in sandığa gittiği Altunköprü’den 100 oy çıkmıyor!

Kerkük, “cebren ve hile ile” bir kere daha işgale uğruyor!

Ve…

Misal Irak Büyükelçiliği’nin önünde in-cin top oynuyor!

Demem o ki…

Bugüne kadar düşsün diye elinden geleni ardına koymadığın halde düşmeyen, direnen Kerkük’e kapattığın gözlerinden akıtıyorsun ya o yaşları Gazze’ye…

Riyakârsın.

 

Alıntı: Selcan TAŞÇI HAMŞİOĞLU

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | RİYAKÂRSIN için yorumlar kapalı
May 16

MÜBAREK SEVGİLİ YOK!

MÜBAREK SEVGİLİ YOK!

 

Susturuldu,  en güzel sesler, her nedense;

Bülbülün, kanaryanın ve sakanın dili yok!

 

Ölüyü hatırlatır sessizlikleri her an

Galiba insanların enerjisi, pili yok!

 

Bozuldu, mutluluğu anlatan tüm resimler

Ressamın fırçası yok, resim yapan eli yok!

 

Biz şartlı yaşamaya alıştırılmışız hep

Sosyal hayatımızın acil çalan zili yok!

 

Başarının önsözü bilinçli yaşamakta

Zannetme ki hayatın hedefi, menzili yok!

 

Yoklukta ve ölümde varlığını hissetmek

Bilen, gören, anlayan mübarek sevgili yok!*

 

Kenan ŞAHBAZ

 

*Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , | MÜBAREK SEVGİLİ YOK! için yorumlar kapalı
May 15

KIBRIS’TA NELER OLUYOR

KIBRIS’TA NELER OLUYOR?

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kanımızı donduran bir teklifte bulundu. Akıncı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Anastasiadis’e çağrıda bulunarak “Guterres Belgesi”nin kabul edilmesini istedi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in hazırladığı belgeye göre, Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi ve yerine çok uluslu BM gücünün konuşlandırılması öngörülüyor. Türkiye’nin Kıbrıs garantörlüğü kaldırılıyor. Guterres Planı, 2004 Annan Planı’ndan çok daha ağır tavizler içeriyor. AKP iktidarı, 2004 Annan Planı ile Kuzey Kıbrıs topraklarının dörtte birini Rumlara vermeyi taahhüt etmişti.

AKP iktidarı Annan Planı’nı kabul ederek, Rumlara, Erenköy, Günebakan, Yeşilırmak, Ömerli, Güzelyurt, Kırklar, Gaziler, Akıncılar, Paşaköy, Akdoğan, Türkmenköy, Korkuteli, Düzce, Güvercinlik ve ara bölgeyi bırakmıştı.Akıncı’nın önerdiği 2017 Guterres Planı ile Annan Planı’ndan daha ağır toprak tavizleri veriliyor. Annan Planı’nda verilenlere ilave olarak Dipkarpaz, Açık Maraş ve Kapalı Maraş bölgeleri de Rumlara teslim ediliyor. Kuzey Kıbrıs topraklarının yarısı kadar toprak Rumlara teslim ediliyor. Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin yaşam alanı daraltılıyor. Türk milletinin vergileri ile inşa edilen Geçitköy Barajı da Rumlara veriliyor.

Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, yeni şer planında gözlerden kaçan bir hinliğe de “Türkiye’den gönderilen su, önce Rumlara daha sonra da İsrail’e gönderilecek” diyerek dikkat çekti. Yalım, “Kıbrıs’taki Türk askerinin sayısı 650’ye indirilecek. Türkiye’nin garantörlük hakkı sona erecek. Mustafa Akıncı’nın akıl hocasının Tayyip Erdoğan olduğu açıkça görülüyor. Çünkü aynı önerileri geçen yıl Tayyip Erdoğan yapmıştı. Akıncı, papağan gibi Erdoğan’ın söylediklerini tekrar ediyor” dedi.

Ümit Yalım, Mustafa Akıncı’nın, Güney Kıbrıs’taki Rum millî muhafız ordusu ve EOKA terör örgütünü görmezden geldiğine işaret ederek şunları söyledi;

“Akıncı, Guterres Planı’nı savunurken ‘barışçı çıkış yollarını el birliği ile bulmamız lazım ki bir daha bu ada kana bulanmasın’ diyor. Kuzey Kıbrıs’taki Türk askerinin sayısının 650’ye düşürülmesini öneren Akıncı, Güney Kıbrıs’taki Rum Millî Muhafız Ordusu’nu görmezden geliyor. Mevcut askerlere ilave olarak Rum Millî Muhafız Ordusu’na 2016’da 3 bin, 2017’de 4 bin olmak üzere toplam 7 bin sözleşmeli asker alındı. Akıncı, Rum tarafının askeri varlığını sürekli olarak artırmasını eleştiri konusu bile yapmıyor.

Güney Kıbrıs’ta, yapılan EOKA Terör Örgütü’nü anma törenlerine GKRY Lideri Anastasiadis de katılıyor. Törenlerde EOKA terör örgütünün bayrakları dalgalanıyor ve örgüt mensupları EOKA şapkasıyla boy gösteriyor. Akıncı, Güney Kıbrıs’ta halâ çalışmalarına devam eden EOKA terör örgütünü de görmezden geliyor.

Akıncı, EOKA terör örgütünün Türk soydaşlarımıza karşı yaptığı katliamları ne çabuk unuttu. Asker sayısını 650’ye indirerek Türk soydaşlarımızı yine EOKA terör örgütünün eline mi teslim edecek?

Akıncı’ya bir kez daha hatırlatalım. Eğer Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm isteniyorsa Kıbrıs Adil Yerleşim Planı uygulanmalıdır. Çünkü toprak isteme hakkı, savaşı kazanan tarafa aittir. Şehit kanlarıyla sulanmış Kıbrıs topraklarını ve ecdat yadigârı Osmanlı vakıf arazilerini Rum tarafına vermeye kimsenin hakkı yoktur, haddine de değildir!..”

 

Alıntı: Ahmet TAKAN

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | KIBRIS’TA NELER OLUYOR için yorumlar kapalı
May 14

“AHIRA DÖNÜYORUM”

“AHIRA DÖNÜYORUM”

“İran şahlarından biri şiir yazıyormuş ama şiire hiç kabiliyeti yokmuş. Şiirlerini dalkavuklarına okur, onlar da mecburen alkışlarmış.
Bir gün İran’ın ileri gelen şairlerinden Kâni ile karşılaşmış. Şiirlerinden birini okumuş. Kâni’ye nasıl bulduğunu sormuş. Kâni de:
– Çok berbat Şah Hazretleri, çok berbat! Demiş.
Şah öfkeden küplere binmiş:
– Atın şu hayvan herifi ahıra! Buyruğunu vermiş.
Kâni’yi ahıra kapatmışlar. Uzun zaman sonra, bir bayram günü şairin yakınlarından birinin tavassutuyla Kâni’yi affetmiş. Sarayına çağırmış.
Kâni ahırdayken yazdığı şiirleri eline tutuşturduktan sonra şunları söylemiş:
– Kâni! Sen ahırdayken ben şiirlerimi geliştirdim. Şu şiirlerimi oku, bana kanaatini söyle!
Kâni, şiirleri okumuş. Kanaatini şu sözlerle ifade etmiş:
– Şah Hazretleri, ben yine ahıra dönüyorum!.”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | “AHIRA DÖNÜYORUM” için yorumlar kapalı
May 13

“Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.”

“Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.” Atatürk

Lozan Barış Anlaşması’nın 12’nci maddesi şu ifadelerle sonlanır: Asya sahilinden 3 milden az mesafede bulunan adalar, işbu anlaşmada tersine açıklık bulunmadıkça Türkiye egemenliği altında kalacaklardır. Yani, Türkiye-Yunan ilişkilerinde devamlı bahsi geçen ‘Asya sahilinin 3 mil sınırı içinde’ yer alan 18 ada ve kayalık Lozan Anlaşması’nın 12’nci maddesi ile Türkiye’nin egemenliğine bırakılan yerler.

Peki, Lozan’dan kaynaklanan haklarımızı ne kadar savunabiliyoruz? Hiç… Aksine kaybedilen adalar için Lozan’ı suçluyoruz… Lozan’ı revize etmekten bahsediyoruz… Henüz daha, içte Lozan’ı benimsemiyorken, Yunanistan’ın Lozan’ı tanımasını bekliyoruz…

İşgal altında olan adalarımız için Lozan’ı suçlamak, Lozan’ın da Cumhuriyet tarihinin de bilinmemesinden kaynaklanıyor. 24 Temmuz 1923’te Lozan imzalandıktan yalnızca üç ay sonra Cumhuriyet ilan edildi. Bağımsız varlığımızın uluslararası hukuktaki başlıca argümanı olan Lozan’ı tartışma konusu yapmanın Türkiye’ye hiçbir faydası yoktur. Görüyorsunuz ki biz içte bu tartışmalarla meşgul olurken, dışta ‘atı alan adaları geçiyor’ bile.

***

Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.Atatürk

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | “Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.” için yorumlar kapalı
May 12

BERLİN’DE HÂKİMLER VAR

BERLİN’DE HÂKİMLER VAR

 

Alman Kralı II. Frederick 1750 yılında Potsdam’dan geçiyor. Orayı çok beğeniyor ve “Bana şuraya bir saray yapın” diyor. Ertesi gün adamları gidip bakıyorlar, Kral’ın beğendiği yerde bir değirmen.

​Adamlar kapıyı çalıyor, yaşlı değirmenci açıyor.

– Buyrun?
– Bizi Kral gönderdi. Burayı görüp çok beğendi, satın alacak. Kaç para?
– Satmıyorum ki ne parası?
– Saçmalama Kral istedi.
– Bana ne! Ben satmadıktan sonra kimse alamaz ki!

​Adamları gelip Kral’a diyorlar ki;

– Efendim beğendiğiniz yerdeki değirmenci deli. “Satmıyorum” dedi.
– Çağırın bakalım bana şu adamı.

​Değirmenci gelip, Kral’ın karşısında duruyor. II. Frederick:

– Yanlış anladınız herhalde beyefendi, ben satın almak istiyorum orayı. Kaç para?
– Yoo yanlış anlamadım, adamların da dün bunu söyledi. Satmıyorum!
– Beyefendi inat etmeyin, paranızı fazlasıyla vereceğim.
– Sen koskoca Kralsın, paran çok. Git Almanya’nın her yerine saray yap. Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım. Satmıyorum!

​II. Frederick ayağa kalkıyor;

– Unutma ki ben Kralım!

​Değirmenci bakıyor ve diyor ki;

– Asıl sen unutma ki Berlin’de hakimler var! Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz. Orada oturamaz.

Potsdam’da Sansosi Sarayı. Saray ve değirmen yan yana. Kral ve değirmenci adaletle komşu oluyor.

​Sabahları II. Frederick arka bahçeye çıktığında değirmenci sesleniyor;
– Hey Frederick, ekmek yaptım göndereyim mi?

​II. Frederick diyor ki;
-“ADALET HER SABAH bana, SICAK BİR EKMEK kokusuyla gelirdi.”

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | BERLİN’DE HÂKİMLER VAR için yorumlar kapalı