Nis 04

KONTROLSÜZ GÜÇ, “GÜÇ” DEĞİLDİR.

              KONTROLSÜZ GÜÇ, “GÜÇ” DEĞİLDİR.

                (…) Malumunuz 16 Nisan 2017’de “Evet” diyecek olan da, “Hayır” diyecek olan da Türk Milleti’nin bir parçasıdır ve hiç kimse bir diğerinin vatan sevgisini sorgulayamaz.

                Eminim ki siz o gün sandığa giderek oyunuzu kullanacaksınız.

                HAYDİ, O ZAMAN SANDIĞA…

(…) 16 NİSAN’DAKİ HALK OYLAMASI KESİNLİKLE BİR PARTİ MESELESİ DEĞİLDİR.

                Bu oylamada; kim Cumhurbaşkanı, kim başbakan, kim milletvekili olsun kararı verilmeyecektir.

Ben bu değişikliği incelediğimde ve konu hakkında somut bilgisi olanlarla konuştuğumda görüşlerim netleşti. Eğer izniniz olursa, ulaştığım sonuçları kısaca paylaşmak istiyorum.

1-            Anayasa değişikliği paketi Başkana büyük bir güç veriyor. Sorun burada değil. Sorun, bu pakette bu büyük gücü kontrol edecek mekanizmaların kesinlikle bulunmamasıdır.

İlk olarak başkana karşı dik durabilecek milletvekillerinin bulunduğu bir Meclis yapısı öngörülmemektedir. Çünkü mevzuatımızda önseçim zorunluluğu yoktur. Parti genel başkanı milletvekili adaylarını belirler. Başkan da aynı zamanda parti genel başkanı olacağına göre kendi belirlediği milletvekilleri elbette kendisini denetlemez.

Diğer yandan denetimi sağlayacak yargının da maalesef doğrudan doğruya başkana bağlanmış olması, denetlemeyi imkânsız hale getirmektedir. (Anayasa madde 146 ve 159)

***

2-            Hepimizin kabul ettiği gibi Anayasa değişikliği paketi, ülkemizi ne yazık ki daha iyiye doğru götürmeyecek. Bu taslakla Meclis tamamen etkisiz kalacak. Hâkim ve savcılar da bir siyasi partinin genel başkanı olan Başkana bağlanarak kim iktidar partisi olacaksa, onun il ve ilçe başkanının fiilen emrine girecek. (Madde 159)

***

3-            957 İLÇEMİZDE 957 KRALCIK OLACAK… Anayasa paketinde en az bunun kadar tehlikeli bir başka düzenleme daha var. Başkana; Validen kaymakama, il emniyet müdüründen ilçe emniyet müdürüne kadar yaklaşık 3,5 milyon kamu görevlisi hakkında, istediği anda disiplin soruşturması açma yetkisi verilmek isteniyor. (Madde 108)

Bu ne demek biliyor musunuz? İktidar partisi ilçe başkanının; kaymakam veya emniyet müdürüne, örneğin, “şu kahvehaneleri denetleyecek ve canına okuyacaksın, şunları da denetlemeyeceksin” sağlık müdürüne, “şu pastaneleri sıkı denetleyeceksin şunların önünden geçmeyeceksin” talimatını fiilen verebilmesi ve “dediğimi yapmazsan bir telefonla aynı zamanda devlet başkanı olan genel başkanıma seni şikâyet ederim, senin hakkında disiplin soruşturması açtırtırım” diye baskı kurabilmesi demektir.

***

4-            Başkan; Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yoluyla, tek başına asgari ücretin, kıdem tazminatının ne kadar olacağına karar verebilir. Hatta Meclis, “devlet memurlarının hangilerinin kadrolu olmaktan çıkarılıp sözleşmeli hale getirileceğine Başkan tarafından karar verilir” diye bir karar çıkarırsa, Başkan tek başına Türkiye’deki tüm memurları sözleşmeli hale getirerek iş güvencesinden mahrum edebilir, sonra da istediğini işten atar, istediğini alır. (Madde 104)

***

                Gördüğünüz gibi bunlar çok sakıncalı düzenlemeler. Çünkü bugün bu yetkileri belirli bir kişiye vermekte sakınca görmeseniz bile, ilk seçimde ya da sonrasında kimin bu yetkileri sahipleneceğini bugünden bilmek imkânsız.

KİŞİYE GÖRE SİSTEM OLMAZ, OLMAMALI…

 Bu değişiklik, Türkiye’yi zayıflatır, istikrarı bozar ve biz vatandaşları da pek çok hakkımızdan mahrum bırakır.

                (…)

                Her vatandaşımızın vatandaşlık makamının kıymetini bileceğine ve üzerine yüklediği sorumluluğun gereğini, evlatlarının geleceğini düşünerek yapacağına inanıyorum. Türk Milleti’nin yapacağı tercihe güveniyorum. 

                Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.

Kaynak: Vatandaştan vatandaşa mektup – Selcan TAŞÇI

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | KONTROLSÜZ GÜÇ, “GÜÇ” DEĞİLDİR. için yorumlar kapalı
Nis 03

Keçecizade Fuad Paşa’dan

Keçecizade Fuad Paşa’dan

Sultan Abdülaziz’in 1867’deki Avrupa seyahati esnasında Keçecizâde’ye sorarlar: “En güçlü devlet hangisidir?” Keçecizâde Fuad Paşa, “Şüphesiz ki Devlet-i aliye-i Osmaniye’dir. Çünkü yıllardır siz dışarıdan, biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz ama bir türlü yıkılmıyor” şeklinde cevap verir.

Fransız İmparatoru III. Napolyon, bir gün opera salonuna girerken, Osmanlı sefiri Keçecizâde Fuat Paşa’nın ayağa kalkmadığını görür ve protokol nâzırı olan memura der ki: “Gidip sorun bakalım. Yoksa kendisini Kanunî’nin elçisi mi zannediyor?” Bu suale Keçecizâde’nin cevabı tokat gibidir: “Hâşâ! Eğer ben Kanunî’nin sefiri olsa idim, sizin kralınız, benim olduğum yere, benden izin almadan girebilir miydi?”

Keçecizade Fuat Paşa bir gün Babıali’de yürüyordur. Muhaliflerinden birisi ise Babıali’nin parke döşetilerek genişletilen caddesini överek “Çok münâsip, gerekli bir iş yapmışsınız Sadrazam Hazretleri” türünden bir lâf eder. Nüktedan Paşa’nın cevabı hazırdır: “Bize atılan taşlarla döşettik…”

Paşaya sormuşlar; “Paşam, gerçek dostların kimler?”

“Şimdi iktidardayım, bilemem!”

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | Keçecizade Fuad Paşa’dan için yorumlar kapalı
Nis 01

“OHAL” de önleyemeyenler BUHALDE (BAŞKANLIK’ta) mı önleyecekler

“OHAL” de önleyemeyenler BUHALDE (BAŞKANLIK’ta) mı önleyecekler

“PKK başta olmak üzere terörün sandıklara baskısına mani olmak için”

“İnsanların özgürce, kendi hür iradeleriyle sandığa gidebilmeleri” için

“Herkesin özgür iradesiyle oy kullanmasını sağlamak” için, “OHAL’i getirdiklerini iddia edenler

***

İstanbul’un göbeğindeki dünyaca ünlü gece kulübüne IŞID’li terörist, üzerinde envai çeşit/etkide silah, bombayla girip birkaç dakika içinde onlarca insanı katlettiğinde “OHAL” yok muydu?

Beşiktaş’ta, maçtan sadece dakikalar sonra, stadyumun yanında görev yapan çevik kuvvet ekipleri ve oradan geçmekte olan siviller katledilirken “OHAL” yok muydu? zannetmiyor

Kayseri’de çarşı iznine çıkan askerler bombalanırken,

Mardin’de Derik Kaymakamı suikasta maruz kalırken,

Adana Valiliği’ne bombalı araçla saldırılırken,

Elazığ Emniyet Müdürlüğü bombayla saldırılırken,

İzmir Adliyesi’ne yapılan saldırı ve orada görev yapan kahraman polisimiz Fethi Sekin şehit edilirken “OHAL”? Teminatı altında değiller miydi?

 

OHAL’de önleyemediğinizi BU HALDE (BAŞKANLIK’ta) mı önleyeceksiniz?

 

LÜTFEN AKLIMIZLA ALAY ETMEYİN!

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | “OHAL” de önleyemeyenler BUHALDE (BAŞKANLIK’ta) mı önleyecekler için yorumlar kapalı
Mar 31

Altın Sözler

Altın Sözler

 *“#HAYIR diyebiliyorum o halde varım.” Kenan.ŞAHBAZ

*”Düşünüyorum, o halde varım.” Rene Descartes

*”Hissediyorum o halde varım.” Andre Gide

*”İsyan ediyorum o halde varım.” Albert Camus

*”Sevgi ile yaratıcı oluruz. Sevgi ile başkaları için özveride bulunabiliriz”Kızılderili Atasözü

*”Duada kendini gösteren sevgi, mucizeler yaratır” Goethe

*”Hiçbir şey bilmeyen hiçbir şey sevmez. Hiçbir şey yapmayan hiçbir şey anlamaz. Hiçbir şey anlamayan değersizdir. Ya anlayan? O hem sever, hem bakar, hem görür… Bir şeyde ne denli çok bilgi varsa, o denli büyük sevgi vardır” Paracelsus

*”Ütopyası olmayan insan, burunsuz insandan daha korkunçtur” Gilbert Chesterton.     

*”İnsan, uğrunda ölümü göze alabileceği bir şey bulmadığı sürece, insan değildir. J.P.Sartre 

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Mar 30

# HAYIR, DİYORUZ ÇÜNKÜ! (1)

# HAYIR, DİYORUZ ÇÜNKÜ! (1)

* “Üçüncü havalimanımız Frankfurt’un tekelciliğine son verecek” diyene soralım. Frankfurt ile İstanbul komşu il mi ki, son versin? AB ülkelerine gidecekler, İstanbul’daki üçüncü havalimanımıza neden insin?

* “Türkiye asırlardır süren boyun eğmeciliği sonlandırdı. Bu yüzden engelleniyor” diyene soralım. Madem artık boyun eğmiyoruz 1984 yılından beri bebek, çocuk, kadın demeden binlerce insanımızı katleden, emniyet güçlerimizi şehit eden, komşumuz Irak’ta konuşlanan ve IŞİD terör örgütünden daha fazla zarar veren PKK terörünü neden bertaraf edemiyoruz? Niçin kara operasyonu yapamıyoruz? PKK, IŞİD ve PYD terör örgütleri için yıllardır giremediğimiz Suriye’ye 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden sonra ABD/AB izin vermese girebilir miydik? Madem boyun eğmiyorsak, daha önce neden giremedik? Uçağımızı düşürüp, pilotlarımızı şehit edenlere ne yapabildik? Hem “PYD terör örgütüdür” diyoruz o halde peşmergenin PYD’ye yardım için geçişine neden izin verdik?

* “Tencere dibin kara, seninki benden kara” misali, iktidarın salon ve miting toplantılarını yasaklayan ülkelere demokrasi dersi verenlere soralım, Sayın Akşener’in salon buluşmalarını iptal edenlere, Çanakkale’de elektriğini kesenlere, CHP milletvekilinin toplantı yapacağı yere bordür taşı yığan belediyeye, MHP’den ihraç edilen milletvekili Ümit Özdağ’ın radyo programını engelleyene ne yaptınız? “Hayır”cılara toplantı için salon verilmesi neden engelleniyor? İktidarı destekleyen bunca kanalın hangisinde “Hayır”cıların görüşüne yer verdiniz? Eskiden her seçim öncesi açık oturum yapılırdı milletin doğru ve yanlışı görmesi sağlanırdı. Hem millet/millet diye yırtınıyorsunuz hem millet aydınlanmasın diye açık oturumlar yapmıyorsunuz. Bu ne yaman çelişkidir? Kitapevlerine saldıranlar nerede? Muhalif gazetelere ilanlara neden mani oluyorsunuz?

Burhan AYERİ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | # HAYIR, DİYORUZ ÇÜNKÜ! (1) için yorumlar kapalı
Mar 29

Sevgi Cumhuriyeti

Sevgi Cumhuriyeti

Bilsin, kavrasın yürek akıldaki sevgiyi
Yaşasın gönüllerde sevgi cumhuriyeti
Her bir zaman her canlı hak etmekte övgüyü
Yaşasın gönüllerde sevgi cumhuriyeti

Sen, sen ol sevgi ile yaşa bir ömür boyu
Huzur mutluluk vermek gerçek sevginin huyu
Kurulsun yeryüzünde sevginin coşkun toyu
Yaşasın gönüllerde sevgi cumhuriyeti

Şahlansın tüm yürekler dünyamız sevgi dolsun
Öyle bir şahlasın ki şeytansaçını yolsun
Ancak varislerine mirasın sevgi olsun
Yaşasın gönüllerde sevgi cumhuriyeti

Sevginin eseridir yaratılan kâinat
Sevmektedir her canlı hem de şeytana inat
Bilirim sevgidendir canlıdaki her kanat
Yaşasın gönüllerde sevgi cumhuriyeti

Tarih boyu hasmıdır haset, kan, kin ve nefret
Gönüldeki sevgiyle haydi dünyayı titret!
Korkma, çekinme asla gerekirse savaş et
Yaşasın gönüllerde sevgi cumhuriyeti

Yılanı deliğinden çıkardığı bilinir
Tartışmasız dünyaya sevgi ile gelinir
Çile dolu dünyada tek sevgiyle gülünür
Yaşasın gönüllerde sevgi cumhuriyeti

Sonsuz hayat iksiri çocuğa, yaşlıya, gence
Onsuz geçen her ömür bil ki cana işkence
Vasiyetiniz olsun gelecek nesle bence
Yaşasın gönüllerde sevgi cumhuriyeti

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , | Sevgi Cumhuriyeti için yorumlar kapalı
Mar 28

“Başkanlık veya Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi”

“Başkanlık veya Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”

“Başkanlık veya Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”, hatta federasyon adı verilen rejim, aslında dünyada bir benzeri daha görülmeyen ve “keyfiliğe” dayanan “tek adam” yönetimidir. Bu konudaki çalışmalar çok eskiye gitmektedir. Bazı örnekler verelim:

Erdoğan’ın 1991 yılında merhum Erbakan hocaya verdiği “Kürt Raporu“nda aynen şöyle denilmektedir:

“‘Kürt Sorunu’… gerçekte ulusal bir sorundur… herkese ana dilde eğitim haklarını verelim… devlet terörünü de kınayalım… devletin eleştiri üslubunu benimsememek; “bölücü”, “terörist”, “ayrılıkçı” vs. dememek … Özal’ın ilk defa Kürt varlığını tanıdıklarını söylemesi “Federasyon da dahil her konu tartışılmalıdır” türünden demeçler vermesi… Celal Talabani ve Mesud Barzani’nin temsilcisiyle en üst düzeyde görüşmeler yapması, Kürt sorununun yeni bir bakış açısı temelinde konuşulmasına rahat bir imkân sağlamıştır.”

Yine Erdoğan’ın 1993’te yapılan mülakatta ileri sürdüğü görüşler şöyledir: “Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nde 27 etnik grup yaşamakta. Bu 27 etnik grubun da varlıklarının tanınması gerekmektedir. ‘Türkiye Türklerindir’ gibi tezler yanlıştır. Türkiye, Türkiye’de yaşayan herkesindir.” (“2. Cumhuriyet Tartışmaları, s. 422, 1993”

Alıntı:  Sadi SOMUNCUOĞLU

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | “Başkanlık veya Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi” için yorumlar kapalı
Mar 27

“HAYIRRRRRRRRRRRRRRRRRR!”

“HAYIRRRRRRRRRRRRRRRRRR!”
Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler, bavullarını gösteriyorlar.
Bir bakmışlar, uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş.
İçinden Kaptan pilot ile Yardımcı Pilot inmiş.
Yolcular fena halde şaşırmış.
Nasıl şaşırmasınlar?!
Kaptan pilotun elinde beyaz bir baston, kolunda 3 noktalı bant.
Yardımcı pilotun elinde bir köpek tasması, ucunda bir köpek, sağa sola çarpa çarpa uçağa doğru ilerliyorlar…

Günlerden 1 Nisan değil ama şakadır herhalde demiş yolcular.
Doluşmuşlar uçağa.
Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış.
Bütün yolcuların gözü camda, uçak daha da hızlanmış.
Pistin sonuna yaklaşmaya başlamış ama uçak daha da hızlanmış.
Bazı yolcular korku ve panikle dua etmeye başlamış.
Uçak son hıza ulaşmış ve pistin sonuna iyice yaklaşmış.
100 metre sonra pistin beton kısmı bitip, çimlere doğru ilerlediklerini gören bütün yolcular dehşet içinde çığlığı basmış:

– HAYIRRRRRRRRRRRRRRRRRR!..
Tam o sırada kaptan pilot levyeyi kendine doğru bütün kuvvetiyle çekmiş ve uçak pistten havalanmaya başlamış.
Tekerlekler pistten havalanmış ve kaptan pilot arkasına yaslanmış derin bir nefes alıp yardımcı pilota dönmüş;

– Biliyor musun? Bir gün çığlık atmakta ya da #HAYIR diye bağırmakta gecikecekler ve hep birlikte geberip gideceğiz!..
Hepimiz aynı uçaktayız ve tam zamanında hepimiz “HAYIR!” diye bağırmazsak sonumuz felaket olacak…

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | “HAYIRRRRRRRRRRRRRRRRRR!” için yorumlar kapalı
Mar 26

“Milletin istiklâlini milletin azim ve kararı kurtaracaktır!” 2

“Milletin istiklâlini milletin azim ve kararı kurtaracaktır!” 2

Türkiye çapındaki hayır ekiplerini de önceden kimse programlamadı, buna rağmen anayasa değişikliklerinde Sevr kokusunu alan her aydın, birbirini benimseyen insanlardan ekipler oluşturarak, kendileri gibi gruplarla sanki sözleşmişçesine ve tek bir beyin gibi aynı kararları alıyor, benzer söylemler kullanıyor. Hiçbirinin lideri yok veya hepsi lider!

Türk ordusunun kozmik odasına girenler, milletin örgütlenmiş direnç sistemini ve isim listelerini yabancı istihbarat servislerine verenler, yine Türk ordusunu içine eşek arılarını sokarak 15 Temmuz ve sonrasında dağıtmaya çalışanlar, siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarını emir komuta zincirine bağlayanlar, millî direnci kırdığını zannediyor ve böyle bir hareketi hiç beklemiyordu.

40 miting değil 400 miting yapsalar boş.

İşin sonuna geldiklerine inandıkları için milliyetçileri uyandırmak pahasına, onların, uğrunda istikballerini harcadıkları partilerini, özerklik adı altında Türkiye’yi bölmek için kullanmaya kalkıştılar.

Bir musibet bin nasihatten evladır!

“Milletin istiklâlini milletin azim ve kararı kurtaracaktır!”

 

 Arslan BULUT

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | “Milletin istiklâlini milletin azim ve kararı kurtaracaktır!” 2 için yorumlar kapalı
Mar 25

“Beni de döver”

“Beni de döver”

Öğretmene, âlime itibar bizim milli geleneğimizdir ve iftiharımızdır. Karahanlı, Selçuklu ve Osmanlı asırları bu güzel geleneğin taçlanmış örnekleriyle milli tarihe mal olmuştur. Fevkalade zeki ama yaramaz bir çocuk olan Çelebi Mehmet dersleri ihmal edince kendisinin hocası Molla Gürani sopasını kaldırır; “Bir daha ödevini yapmaz, defterin boş gelirsen seni bu sopayla döverim” der. Gözleri yaşaran 6 veya 7 yaşındaki Çelebi Mehmet cami kapısından Babası Sultan Murat’ın girdiğini görünce koşar, sarılır ve “Baba öğretmenim beni dövecek!”  der. Padişah Sultan Murat; “Aman oğlum sen dikkatli ol, öğretmenini kızdırma. Beni de döver” der. Bu sözleri işiten Molla Gürani talebesine öyle bir muhteşem eğitim ve ilim şuuru verir ki 21 yaşında matematikte havan topunu icat edecek kadar gelişmiş 5 dil bilen geleceğin Sultan Fatih’i yetiştirilir. Nitekim Padişah olunca İstanbul fethedilir ve Sahn-ı Seman Üniversitesi kurulur. Bu üniversiteye çağın büyük matematikçisi Ali Kuşçu davet edilir. Davete icabet eden bu güzide alime; Tebriz İstanbul arası kaç adımdır? diye soran Sultan Fatih hocanın her adımına bir altın hediye eder. Atalarımız asırlar öncesinden üniversitenin temelinin ilme ve ilim adamına mutlak saygı olduğu kuralını koymuş ve buna titizlikle riayet etmiştir.

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , | “Beni de döver” için yorumlar kapalı