Mar 04

Hayırda Hayır vardır!

Hayırda Hayır vardır!

 

Türk Cumhuriyetini tıpkı kurduğun gibi

 Ey necip Türk milleti başını eğme kaldır

“Beka sorunu var” der yüksek mevkidekiler

 İnsan için mertlikte, hayırda hayır vardır!

 

 Aslında bütün millet aşsız, ekmeksiz açız

 Tarihimize bakın insanlığa bir tacız

 Üç yüz akıl yetmemiş “tek adama” muhtacız

 Her Türk bilir erlikte, hayırda hayır vardır!

 

 Aklına, vicdanına, irfanına bir danış

 Felakete götürür seni bir cahil kanış

 Makam, mevki, çıkara fayda vermez aldanış

 Dirilikte, dirlikte hayırda hayır vardır!

 

 Sizlerden akılsız mı Cumhuriyeti kuran

 Her türlü kötülükten kurtarıldı din, Kur’an 

Türk’ün Kızıl Elması hedefte kutlu Turan

Ancak milli birlikte hayırda hayır vardır!

 

Türk ülkesinde Türk’ün adını anmadılar

Filistin Mısır kadar Türk’e hiç yanmadılar

Bir kez akıllarını Türklüğe banmadılar

Bilesin yiğitlikte hayırda hayır vardır!

 

Unutmadık Oslo’yu, unutmadık Habur’u

Bizim akıllarımız vekillerden de duru

Çalınacak muhakkak Hakk’ın uyaran suru

Hain bil ki; şerlikte, hayırda hayır vardır!

 

Hayır, düşün hayır söyle hayır yap

Hayır, istiyorsan bir Allah’a tap

Hayır, karışmasın saman ile sap

Kurtuluşun Türklükte, hayırda hayır vardır!

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , | Hayırda Hayır vardır! için yorumlar kapalı
Mar 03

ÜLKÜCÜLERİN HİKÂYESİ (2)

ÜLKÜCÜLERİN HİKÂYESİ (2)

Yıl 1979  aylardan Eylül. Bursa’da Taner Kalkancı ülküdaşımız pusuya düşürülür….Sekiz kurşun yarası alır… Hastaneye yetiştirilir…Ameliyata alınır…Ameliyat uzun sürer…Kan yetmez..Acil kana ihtiyaç vardır..İkinci, üçüncü ameliyat gerekmektedir…Gün geceye dönmüştür…
Çevre illere telefon edilir…
İzmir Ocak Başkanı Mehmet Ali Metin, Bursa’dan Himmet Ağabeyin acil kan yetiştirin imdadına 17 ünite kan hazırlar.
Elde taka bir Murat 124…Başka araç yoktur. Bir ağabeylerinin Renault arabasını isterler. Araba geldiğinde çeyrek depo benzin vardır.
Yetmiş beş liraya dolan depoyu tam doldurabilmeleri için elli yedi liraya ihtiyaç vardır. Ocakta bulunan sekiz on arkadaş ceplerini boşaltır, otuz sekiz lira toplarlar. On dokuz liraya ihtiyaç kalır.
Tam bu sırada başkanın odasına Turan İbrim ağabeyleri girer. Eczacı olan Turan Ağabeyleri:
– Hayırdır çocuklar, bu ne telaş?
– Abi, Bursa’ya kan yetiştirmemiz lazım, arabayı bulduk, benzin parasını denkleştiremedik.On dokuz liraya ihtiyaç var.
– Hadi şanslısınız, bizim eczane bugün nöbetçi,arayalım bakalım kasada kaç lira var?
Gültepe’deki eczane aranır…Kalfaya Turan ağabeyleri sorar:
– Kasada kaç lira var?
– 27 lira abi.
– Hemen çırakla ocağa gönder..
– Peki abi.
Para gelir. Turan ağabeyleri cebindeki 20 lirayı da ekler.
– Yolda lazım olur.Allah yolunuzu açık etsin, haydi yola koyulun bakalım…
Sabaha karşı saat 03.30’da hastaneye yetişirler. Hastanede toplanan kan 117 üniteyi bulur.
Ama bu kanlar Taner’e nasip olmaz. 03.05’te ülküdaşları ruhunu teslim etmiş, ülkücü şehitler arasında yerini almıştır.
Ramazan ile Yasin bitkin, yorgun ve üzgün, Öğle namazında Ulu Camii’nden cenazesi kaldırılacak olan Taner ülküdaşlarına son görevlerini yapmak için izin almak üzere İzmir Ocak Başkanı Mehmet Ali Metin’i ararlar.
– Başkanım, yetiştik yetiştik ama maalesef… Taner 03.05’te ruhunu teslim etmiş..Müsaade edersen cenazesini kaldırdıktan sonra yola çıkmak istiyoruz.
Telefonun diğer ucunda Başkanları titrek bir sesle,
– Allah rahmet eylesin. Bursalı ülküdaşlarımız şehidimizin cenazesine yeter. Siz buraya öğlen namazına yetişin, Turan İbrim Ağabeyi eczanesinde kurşunladılar…Şehit oldu…

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , | ÜLKÜCÜLERİN HİKÂYESİ (2) için yorumlar kapalı
Mar 02

“Köyün namusunu kurtarmak için oyları düzelttik.’’

“Köyün namusunu kurtarmak için oyları düzelttik.’’

Ayrıdamlı Pala, gerçek adı ile Mustafa Altınok köyün muhtarıdır.
Muhtar dediysek öyle yaşlı başlı da değildir ha. Belki de Yozgat’ın en genç muhtarıdır. Kendisine çok yakışan pala bıyıkları sayesinde; ‘’ Pala’’ lakabı ile tanınır. Civanmert, hanedan, nüktedan bir kişidir.
O gün 1982 anayasası için referandum yapılıyor. Elbette bizim tüm Yozgatlılar olduğu gibi, Ayrıdamlılar da toptan ‘’ eveti’’ çekiyorlar anayasaya.
Akıllı adamlar, biraz da el mecburlar. Öyle bir referandum ki lehte propagandası serbest, alyhte konuşulması yasaktır.
Hani bir zamanların şeflik döneminin; ‘’

– Açık oy gizli tasnif’’ garabetinin bir küçük uygulaması gibi bir şey.
Tabi arada, demokratik haklarını kullanmak isteyen ‘’ sivri zekalılar’’ da çıkmıyor değil. Sekiz on Ayrıdam’lı ‘’ hayır ‘’ oyu vermişler.
Bizim Pala muhtar. Şimdi bu iki yüz üç yüz oyun içinde, sekiz on ‘’ hayır ‘’ oyunu hazmedemiyor. Öyle ya, hakime ne diyecek. Ola ki işe karakol kumandanı karışır.
Referandumdan sonra köylüyü evlerine gönderir. Sandık memuru ve ihtiyar heyetiyle birlikte işi halleder. ‘’ hayır ‘’ oylarını ‘’ evet ‘’ ile değiştirerek, Ayrıdam’ın namusunu (?) kurtarır.

Ayrıdam’dan Sorgun’a, Sorgundan Yozgat’a, Yozgat’tan Angara’ya giden referandum sonucuna göre, vatansever tüm Ayrıdamlılar, 1982 anayasasına yüzde yüz ‘’ evvet’’ demişlerdir.
Referandum sonuçlarını teslim alan hakim pek memnun.
Pala’ya gülümseyerek sorar:
‘’ – Senin köyün maşallahı var Pala. Anladığım kadarıyla Ayrıdamlılar çok bilinçli; fakat hiç mi yaşlı yok, hiç mi okuryazarlığı olmayan yok. Hiç mi yanlışlık olmadı da yüzde yüz evet oyu çıktı’’
Pala kendine özgü cevabı verir:
‘’ – Sekiz on yanlışlık oldu efendim. Sandık açıldıktan sonra, köyümüzün namusunu kurtarmak için kendi elimizle düzelttik.’’
Hakim şaşırır. İşte karşısındaki Pala bıyıklı muhtar, seçimde yolsuzluk yaptığını ağzıyla itiraf etmektedir.
Kızgınlıkla sorar:

‘’ – Efendim efendim ne yaptınız?’’
Pala kırdığı potu anlar ve hemen çark eder:
‘’ – Hakkınız var hakim beyim, bizim köy Pariz gibidir.’’
Hakim ısrar eder:
‘’ – Yok yok, az evvel dediğini söyle?’’
Pala hiç duymaz:
‘’ – Olur mu hakim beyimn, bizim köyün demokrasiyasına kim söz edebilir.’’
Hakim bağırar:
‘’ – Yahu şu oy meselesini nasıl düzelttiğini anlat.’’
Pala o taraklara bir daha basar mı:
‘’ – Haklısınız hakim beyim .Biz de aynen Evran Paşamız gibi düşünüyoruz.?’’
Onları dinlemekte olan savcı, Pala’yı tanıyor.
Hakimin onu konuşturamayacağını anlar:
‘’ – Boşuna yorulma hakim bey. Lafı palanın ağzından motorla çekseniz bile geçti, artık konuşturamazsınız.’’

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , , , | “Köyün namusunu kurtarmak için oyları düzelttik.’’ için yorumlar kapalı
Mar 01

“Aktrollerin övdüğü insanı MHP’den ihraç ederim”

            “Aktrollerin övdüğü insanı MHP’den ihraç ederim”

             7 Haziran sonrası Bahçeli muhalifi bazı MHP’liler için AKP’nin Aktrol diye nitelenen unsurlarının övücü ve takdir edici sözlerine karşı Bahçeli çok açık bir biçimde şunları söyler: “Aktrollerin övdüğü insanı, ben MHP’den ihraç ederim”.

MHP’nin temsil ettiği Türk Milliyetçiliğini “ayakları altına” alan, MHP zihniyetini “kafatasçı” olarak suçlayan Erdoğan Anayasa değişikliğine destek veren Bahçeli ve ekibi için şunları söylüyor: “MHP’nin gerçeği görmesi sayesinde yeni sisteme uygun değişikliklerin yapılabilme yolu açılmıştır. Ben milletim adına MHP liderine ve ekibine özellikle teşekkür ediyorum”.

MHP’yi siyaset sahnesinden silmeye azmetmişlerin Devlet Bahçeli’yi takdir, alkış ve teşvik etmelerinin bir nedeni olsa gerek.

Görüldüğü gibi gelinen aşamada AKP’nin aktrolleriyle birlikte ne kadar yeminli MHP karşıtı varsa Devlet Bahçeli’yi öve öve yere göğe sığdıramıyor.

Ne dersiniz bugün de AKP’nin aktrollerinin övdüğü bütün MHP’liler MHP’den ihraç edilsin mi?

“Yüce Divan’a göndereceğiz” derken gerçekte ‘yüce makama çıkartacağız’ diyormuş. ‘Cumhurbaşkanı’nı anayasal sınırlar içine çekeceğiz’ derken aslında ‘anayasayı Cumhurbaşkanı’nın davranışlarına uygun hale getireceğim’ demek istiyormuş. Birileri birilerini yanlış anlamış!

Sonuç: Aslına dönüşemeyen her hareket eninde sonunda zıddına dönüşür.

 

Özcan YENİÇERİ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | “Aktrollerin övdüğü insanı MHP’den ihraç ederim” için yorumlar kapalı
Şub 28

Bize de gitmek düşer

Bize de gitmek düşer

Behlül hazretleri halife Harun Reşit’in arkasında namaz kılmıyormuş. Bir gün yanındakiler bu durumu halifeye açmışlar.
“Efendim Behlül sizin arkanızda namaz kılmıyor halk arasında dedi kodular çoğalmaya başladı. Siz en iyisi Behlül’le bu durumu bir görüşün” derler. Halife bunun üzerine Behlül’ü çağırır ve durumu anlatır: “Hiç olmazsa Cuma namazlarında arkamda namaz kıl.” der. Behlül kabul eder. Halife namazın ikinci rekâtında iken Behlül namazı terk eder. Bu durum halifeyi iyice kızdırır ve Behlül’ü yanına çağırır sebebini sorar.
Behlül Dana hazretleri anlatmaya başlar ve halifeye sorar:
– “Efendim siz tekbir alıp namaza başladığınızda vergileri arttırdınız mı artırmadınız mı?”
Halife:“Evet arttırdım.” der.
Behlül Dâna: “Peki, Fatihayı okurken orduyu topladın mı toplamadın mı?
Halife yine :”Evet topladım” der.
Behlül Dâna :“ Peki, Rukûya gittiğinde komşu ülkeye savaş açtın mı açmadın mı?
Halife yine: “Evet açtım” der.
Behlül Dâna : “Peki, secdeye gittiğinde savaşı kazandın ve savaşı kazanmış bir komutan edası ile işgal ettiğin ülkeye girdin mi girmedin mi? der.
Halife yine: “Evet girdim.” der.
Behlül Dâna: “İkinci rekata kalktığında o ülke padişahının kızı yanına geldi ve sen onu cariye olarak aldın mı almadın mı?” diye sorar.
Harun Reşit: “Aldım” der.
Behlül Dâna: “Peki der, sen o kıza nikah kıydın mı kıymadın mı?
Harun Reşit : “Kıydım” der.
Harun Reşit dayanamaz sorar : “İyi de bütün bunların bizim konumuzla ne alakası var?
Behlül Dâna şöyle der: “Eh bu durumda bize de gitmek düşer.”

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | Bize de gitmek düşer için yorumlar kapalı
Şub 27

ÜLKÜCÜLERİN HİKÂYESİ (1)

ÜLKÜCÜLERİN HİKÂYESİ (1)

1973 seçimleri öncesiydi.
MHP seçimlere hazırlanıyordu…
Yüreği, fikri, bileği güçlü onbinlerce gence sahip ülkücü harekette cep delik cepken delikti.
Yusuf İmamoğlu İstanbul Edebiyat Fakültesi’nin önünde bir sabah pusu kurularak şehit edilmişti….
Cebinden çıkan bütün parası sadece 35 kuruştu…
Otopsi raporunda iki gündür bir şey yemediği, midesinin boş olduğu yazılıydı. Şehit olduğu gün de bir simit alacak parası olmadığı için, okuluna aç gidiyordu.
Gerçek ülkücülerin “parayla” arası ne zaman iyi oldu ki?
İşte bir seçim daha gelip çatmıştı ama yine MHP’nin kasası tamtakırdı…
Ramiz Ongun, Muhittin Çolak, Mithat Evci, Salih Dilek arkadaşlarıyla oturmuş, eller şakaklarda: ÇARE….
Ongun: “ Kanlarımızı satacağız.”
Hepsi hayretle gözlerini başkanlarına çevirdi.
– “Kızılay’la görüşelim.”
Onlar ne ihale komisyonculuğunu, ne kara para mafyacılığını, ne haraççılığı ne de temsil ettikleri güçlü makamların üzerinden maddi çıkar sağlamayı düşünemezlerdi.
Çünkü iman ettikleri davaları böyle kirli düşünceleri akıllarından bile geçirmelerine izin vermezdi.
Güçleri ancak kanlarına yetiyordu….
Bazen dökerler, bazen de teşkilatlarının ihtiyacı için Kızılay’a satarlardı…
Kızılay’la görüşüldü, anlaşıldı.
Her ülkücü makbuz karşılığı kanlarını Kızılay’a verecekler, makbuzları teşkilatlarına getireceklerdi.
Kızılay Kan Merkezleri önünde uzun “Ülkücü Kuyrukları” oluştu…Kan vermek için…
Şevkle, heyecanla kanlarını verdiler. Makbuzlarını teşkilatlarına getirip teslim ettiler.
14 Ekim 1973 seçimleri öncesi toplanan kan bedelleri bir milyon lirayı aştı.
Bir gün kan verenlerin kuyruğunda “aksakal” bir ihtiyarı sıra beklerken gördüler. Tanıdılar, yanına geldiler.
– Amcacığım,senin burada ne işin var?
– Kan vermeye geldim.
– Ama?…
– Ne aması ben kan veremez miyim?
– Ama amca…
– Ne oldu? Benim oğlum ülküdaşınız, kardeşiniz bütün kanını bu dava için döküp şehit olmadı mı? Onun fedakarlığı yanında ben bir ünite kan vermişim çok mu gördünüz?…..
21 Mart 1970 günü komünistlerce işgal edilen Yüksek Öğretmen Okulu’nda esir edilerek şehit edilen Süleyman Özmen’in babasına sarıldıklarında MHP’nin gelecekteki iktidarının müjdecisi yaşları göz pınarlarından boşalmış, boğazlar düğümlenmişti…..

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , | ÜLKÜCÜLERİN HİKÂYESİ (1) için yorumlar kapalı
Şub 26

HÜSEYİN NİHAL ATSIZ’DAN ALTIN SÖZLER

HÜSEYİN NİHAL ATSIZ’DAN ALTIN SÖZLER

» Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlakı, soyunun karışması ile değişebilir.

» Ahlak, millet yapısının temelidir. O olmadan hiç bir şey olmaz.

» Aslında beynelmilelci olan sosyalizmin, Türkiye’deki mümessilleri de milliyetçi olduklarını söylerler. Hatta Orta Asya’daki atalarımızla ilgimizi inkar edip bu topraklar üzerinde Hititler’den başlayarak üst üste yığılmış olan etnik döküntülerin karması olduğumuzu ileri sürenler de milliyetçilik davasındadır.

» Komünistlikten hüküm giymiş olanlar, Türk Milliyetçiliği’nin kökünü kazımak için kampanya açmış olan partiler, İslam beynelmilelciliği davası güdenler de hep milliyetçi olduklarını söylerler. Türkçülük bu türlü eksik ve yanlış milliyetçiliklerin hepsini reddeder.

» Bana göre Ticanilik, Nurculuk, yobazlık, komünizm ve partizanlık gibi hastalıkların sebepleri, milli ülküden yoksunluktur.

» Barış, savaşın başka metotlarla devamı ve silahlı savaşa hazırlığın ayrı bir şeklidir.

» Ben, yabancı kaynaklı hiçbir fikri benimsemeğe tenezzül etmeyecek kadar millî şuur ve gurura malik bir Türk‘üm. Siyasi, içtimai mezhebim Türkçülük‘dür.

» Bir gün ülkede milliyetçi geçinen politikacılar, yöneticiler, sanatçılar, aydınlar hiç bir çıkar kaygısına düşmeden, yiğitçe, korkusuzca Türkçü söylemlerde, Türkçü tavırlarla milletin karşısına çıkarlarsa o gün Türkçülük büyük bir utkuya yaklaşır.

» Bir millet bağımsızlığını, hürriyetini ve sınırlarını kaybedebilir, hatta yıllar boyunca başka bir milletin esareti altında yaşamak zorunda kalabilir ama bütün bu unsurlar o milletin yok olmasına etken olamaz. Ancak kendi dilini kaybetmiş bir millet yok olmaya mahkumdur.

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , | HÜSEYİN NİHAL ATSIZ’DAN ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Şub 25

Milliyetçilik bir infaza, bir imhaya, bir intihara mı götürülüyor?

Milliyetçilik bir infaza mı, bir imhaya mı, bir intihara mı götürülüyor? (K.Ş)

 

Bir “milliyetçi”, “her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldığını” en üst perdeden ilan etmiş bir ideolojik menzili nasıl “ikinci adresi” görebilir?

Bir “milliyetçi”, iktidar olduktan sonraki vazifelerini “ulusçuluk/milliyetçilikle hesaplaşma zamanı geldi” diye duyuran bir zihniyetle hangi zeminde yakınlık kurabilir?

Türkiye’deki milliyetçi kitle -evet- hiç azımsanmayacak oranda muhafazakârdır da aynı zaman da; ama asla “dinci” değildir! İnancını, kimseye bulaşmadan, kimsenin yaşam tarzıyla uğraşmadan yahut kendi yaşam tarzını “sermaye” olarak kullanmadan, kitabı uyarınca yaşayan samimi dindarlardan müteşekkildir.

Türkiye’deki milliyetçi kitle için -evet- “ecdad” metaforu önemli bir dipnottur; lakin hiç kimsenin “Yeni Osmanlıcılık” afyonuyla, “bölünmez bir bütün” olarak benimsediği “üniter/millî devlet”i, “ümmet” bazlı, “ademimerkeziyetçi” yani özerkliğe, federasyona teşne bir modelle -ne pahasına olursa olsun- takas etmez.

Siyasi partiler arasında konjonktürel flörtleşmeler; bir ideolojik infaza, bir ideolojik imhaya bir ideolojik intihara razı olunduğun da tehlike oluşturur.

Kaynak: Selcan TAŞÇI

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | Milliyetçilik bir infaza, bir imhaya, bir intihara mı götürülüyor? için yorumlar kapalı
Şub 24

Vurgunum Ey Türkiye’m!

Vurgunum Ey Türkiye’m!

 

Güzelliğini dilim anlatamaz tutulur

Huzuru bütün insanlar hep sende bulur

Gönüller dupduru sana akar sende durulur

Ey Türkiye’m!

Dağlarının ovalara bakışına vurgunum!

Sularının denizlere akışına vurgunum!

 

Vurgunum gönül sazım, inceden ince

Beni, güçlü olmak boğar sonsuz sevince

Şahadet parmaklı nice camilerince

Ey Türkiye’m!

Arşa kilitlenen o ezanlara vurgunum!

Adımı Türk diye yazanlara vurgunum!

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | Vurgunum Ey Türkiye’m! için yorumlar kapalı
Şub 23

“BU MHP ÜLKÜCÜLERİN MHP’Sİ DEĞİL!”

“BU MHP ÜLKÜCÜLERİN MHP’Sİ DEĞİL!”

 

“MHP çizgisine geldiler”öylemi?

Genel Merkez, “Başkanlık ihanete ortak olmaktır” diye propaganda yaparken, partililerden de böyle oy topladı, vatandaşla kavga etti, işlerinden oldular. Ama enteresan bir şekilde onları bu uğurda harcayanlar, tam tersi istikamette hareket etmekten gram çekince duymuyor. Bir de üzerine “MHP çizgisine geldiler” sözleriyle partilileri de saf yerine koyup, yaptıkları eylemi meşrulaştırmaya çalışıyorlar.

*Çok değil birkaç yıl öncesine kadar; Türk bayrağını değiştirmeyi teklif edip, sözde Ermeni soykırımını tanımak isteyenler,

*Türklüğü ayaklar altına alıp, Türkiye kelimesi içindeki “Türk”ü çıkarmak isteyenler, *Dağlarda terörist aramak yerine “Ne mutlu Türk’üm diyene” yazılarını arayıp, kaldıranlar, *Çözüm sürecinde PKK’yı şehirlere indirip, temsilcileriyle mutabakat yapanlar,

*FETÖ’cüleri en kritik yerlere getirip, organizasyonlarında başrol oynayanlar mı milliyetçi çizgiye gelmiştir?

*Tunceli’ye “Dersim” diyerek, Atatürk‘ün katliam yaptığını iddia edenler,

*PKK’nın sahnelerinden inmeyen Ahmet Kaya’ya onur ödülü verenler,

*“Keşke Yunan galip gelseydi” diyen hainleri Saraylarda ağırlayanlar mı MHP’nin çizgisine geldirler?

*15 Temmuz’dan sonra Lozan üzerinden Cumhuriyet’i, Irak-Suriye ve Rusya’daki başarısızlıklar üzerinden sadece “dış güçler”i sorumlu tutanlar mı milliyetçi bir dış politika benimsemiştir?

En nihayetinde ağızlarındaki baklayı çıkarıp anayasada bayrağımızın, dilimizin, sınırlarımızın güvencesi ilk 4 maddeyi hedef aldılar, hem de TBMM tarihinde eşi görülmemiş bir şekilde, Meclis kürsüsünden…

Bu ihanet sözlerine, bu hain girişimlere rağmen, o gece tüm maddeler MHP’nin desteğiyle geçti.

Tüm bunlar yaşanırken, Kocaeli’de konsey seçimlerini kazanan Ülkücüler ters kelepçeyle gözaltına alındı. Dün de Ankara DTCF’de PKK’lılar tarafından duvarlara fotoğrafları asılıp, tıpkı Fırat Çakıroğlu gibi hedef gösterilen öğrenci tutuklandı. Onların siyasi temsil noktası olan MHP’den tek bir tepki bile gelmedi!

Bu dramı tarih tüm ayrıntılarıyla, kayıtlarıyla yazacaktır.

 

Alıntı:  Batuhan ÇOLAK

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | “BU MHP ÜLKÜCÜLERİN MHP’Sİ DEĞİL!” için yorumlar kapalı