Ara 25

Türkiye’de Zembereğin Boşalması

Türkiye’de Zembereğin Boşalması

www.kenansahbaz.com

 

Tayyip Erdoğan’ın “Suriye’ye, devlet terörü estiren zalim Esed’in hükümranlığına son vermek için girdik, başka bir şey için değil” sözleri sorulunca Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, “Biz Suriye krizi çözümü konusunda kimin ne söylediğine değil, üst düzey temaslar sırasında varılan ve imzalanan anlaşmalara bakarız. Bu konu ikili düzeyde temaslar yanı sıra Suriye Temas Grubu toplantılarında da imzalanan belgelerle desteklenmiştir.” dedi!

Kısacası Ziya Paşa’nın dediği gibi “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!”

*** 

Lafa bakmayalım ama Türkiye Cumhurbaşkanı’nın kaale alınmayacak sözler de söylememesi gerekir değil mi?

Biz gerçekte Suriye’de neler olup bittiğini ve bu sırada Türkiye’deki zembereğin nasıl boşaldığını, Remzi Kitabevi’nin yayınladığı, Banu Avar’ın yeni kitabı Zemberek‘ten takip edelim.

Avar, uluslararası ilişkiler konusunda uzman gazeteci olan Andrew Korybko‘nun şu sözlerini hatırlatıyor:

“Türkiye’de denenen darbe, içinde renkli devrim tohumlarını barındırıyor. Hatta örtülü bir operasyonu da… Özellikle Selefîleri destekleyen politikasıyla Suriye’de ABD’nin vekalet savaşını yürüten Erdoğan’a bir kesimin duyduğu öfke haklı olabilir ama bu öfkenin Amerika tarafından ‘sürekli kaos’a dönüşebilecek yaygın bir kalkışmaya evrilerek Türkiye’de ‘yeni bir Suriye’ yaratma ihtimali de vardır. Rusya ve İran, böylesi hassas bir dönemde, Erdoğan’ın darbeyi antidemokratik uygulamalarla sömürmesine rağmen kendisine destek vermektedir. Türkiye’yi yönetenler, bölge ülkeleriyle samimi bir diyaloğa girse, kazanan kendileri ve ülkeleri olacaktır.”

***

İngiltere’den yazan Nergis Ataman ise “Türkiye’yi IŞİD ile oyalıyorlar ve darbeyle zayıflamış ordumuzu daha da güçten düşürmek istiyorlar. Ordumuz Suriye ve Irak’ta iken gizli servislerin Türkiye’deki operasyonları sürüyor. Gizli servisler genellikle yardım derneği kamuflajı ile PKK militanlarına destek veriyor. Bir yardım kuruluşunda tanıdığım kişi bana, Afganistan ve Bangladeş’te çatışma olmayan bölgelere gittiklerini, fakir ailelere gıda yardımında bulunduklarını anlatırken oradaki silahlı çetelere ve onları öldürenlere de yardım götürdüklerini söyledi. Başka bir Londra merkezli İngiliz yardım kuruluşu program müdürü, birkaç gazeteciyle birlikte 14 Kasım’da Şanlıurfa’ya gitti. Bu kişi Orta Doğu görünümlü ama İngiliz vatandaşı. PKK ve PYD’ye yardım amacıyla gittiklerini açıkça söylediler!

Gizli servisler, operasyonlarını uyuşturucu parasıyla finanse ediyor. O yüzden uyuşturucu yolunun da takip edilmesini öneriyorum. Bu İngiliz yardım kuruluşları, Doğu-Güneydoğu Anadolu’da bulundukları sürece terör bitmeyecek.” diye bilgi verdi.

 

Kaynak: Bahçeli niyet etti ve uydu imama! – Arslan BULUT

Posted in Gündem | Tagged , , , , | Türkiye’de Zembereğin Boşalması için yorumlar kapalı
Ara 24

Muallim Naci (Terkîb-i Bend’den) (Büyük Türk Klasikleri)

Muallim Naci (Terkîb-i Bend’den) (Büyük Türk Klasikleri)

www.kenansahbaz.com

1. Bölümden
3.Beyt-i dilini dâniş ile etmeyen âbâd (Gönül evini bilgiyle süslemeyenler)
Ma’mûr sanır sadrını her hâne hârabın (Her köhne evin(gönlün) başköşesini mamur sanır)

2. Bölümden

6.Hükmeylemese âteşi itfâ edemez âb (Allah kudretini göstermese su ateşi söndüremez)
Emretmese bayrağı tahrîk edemez bâd (Yine o buyurmasa rüzgâr bayrağı dalgalandırmaz)

7. Bölümden

5. Dânâ ile et sohbeti yâ kûşe-nişîn ol (Ya bilginlerle sohbet et ya da köşene çekil)
Nâ-dânlar ile muhtelît olmak ne belâdır (Bilgisizler ile haşır neşir olmak ne belâdır!)

Fürûzân’dan Lisân-I Fâtih’ten

7.Keşf-i hikmet san’atımdır,feth-i kişver âdetim (Hikmetleri keşfetmek sanatım, memleketleri fethetmek adetim)
Seyr edin âsârımı da’vâlarım bürhânlıdır (Seyredin eserlerimibütün davalarımın delilleri mevcuttur!)

Görün

5.Biraz mülâhazanız yok mu, dinleyin, okjuyun (Biraz olsun düşünceniz yok mu, dinleyin, okuyun!)
Ne söylüyor ukalânın sühanverânı görün (Bir de âlimlerin iyi düzgün konuşanları ne diyor onu dinleyin)

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , | Muallim Naci (Terkîb-i Bend’den) (Büyük Türk Klasikleri) için yorumlar kapalı
Ara 23

“Çözüm süreci”!..

“Çözüm süreci” !..
www.kenansahbaz.com

Başkanlık senaryoları ile en yüksek perdeden tartışmaya devam ettiğimiz; “teröre yardım ve yataklık”…
Cumhurbaşkanlığı görünümlü başkanlığı her derde deva diye sunanlara, projeye ortaklık edenlere ;
* 20 Eylül 2011, R.T. Erdoğan – Dönemin Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı: “PKK ile biz değil devlet görüştü, görüşecek!” (Oslo görüşmeleri ses kayıtlarının 13 Eylül 2011’de internete düşmesinin ardından yapılmıştır)
* 26 Eylül 2011, R.T. Erdoğan – Başbakan: “Biz İmralı olsun, Oslo olsun çok açık, net bu adımları attık. MİT Müsteşarı Emre Taner zamanında başlattık bu görüşmeleri, Hakan Fidan zamanında da sürdürdük.”
* Nisan 2012, R.T.Erdoğan – Başbakan: “MİT Müsteşarımızı İmralı’ya gönderen benim, Oslo’ya gönderen benim. O benim sır küpüm.”
* 27 Eylül 2012, R.T. Erdoğan – Başbakan: “PKK ile görüşme talimatınıbizzat ben verdim.”
* 18 Ekim 2012, R.T. Erdoğan – Başbakan: “PKK ile görüşülmesini ben istedim, sıkıntısı olan bana söylesin. MİT her an her türlü hareketi yapabilir. Mesela yarın İmralı’ya gitmek gerekiyorsa Müsteşarıma gerekeni yap derim.”
* 28 Aralık 2012, R.T. Erdoğan – Başbakan: “Ben risk alıyorum, müsteşarım risk alıyor. Ben siyasetçi olarak bu görüşmeyi yapamam, ama onların eli ayağı durumu olan devletteki ajanları, temsilcileri vardır ve bunları yapar.”
* 26 Ocak 2013, Sadullah Ergin – Adalet Bakanı: “Öcalan bölgenin reel politiğini sağlıklı değerlendiriyor” (CNN Türk, Eğrisi Doğrusu programı)
* 1 Mart 2013, Galip Ensarioğlu – AKP milletvekili: “Ne PKK’nın, ne devletin çözümden başka şansı yok. Öcalan Türkiye için bir şanstır.”
* 28 Haziran 2013, Abdurrahim Boynukalın – AKP milletvekili: “Barışı ne uğruna harcamak istiyorsunuz? En azından Abdullah Öcalan kadar ilkeli olun.” (Twitter mesajı)
* 18 Temmuz 2013, Yiğit Bulut – Cumhurbaşkanı Danışmanı: “Abdullah Öcalan, Ortadoğu’da Türkiye’nin önünü açıyor.” (A Haber, Deşifre Programı)
* 28 Kasım 2013, Bülent Arınç – Başbakan Yardımcısı: “Sayın Öcalan demeyi, Öcalan posterleri taşımayı ve PKK bayrağı açmayı suç olmaktan biz çıkardık.”
* 7 Haziran 2014, Efkan Ala – İçişleri Bakanı: “PKK ile AKP doğrudan görüşüyor.”
* 8 Haziran 2014, Yalçın Akdoğan – Başbakan Yardımcısı: “Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var. Mesajlarında sürecin geleceğini düşünen bir hassasiyeti var…”
* 5 Ağustos 2014, Beşir Atalay – Başbakan Yardımcısı: “Öcalan ile direkt diyaloğumuz var”
* 24 Kasım 2014, Bülent Arınç – Başbakan Yardımcısı: “(HDP’ye) Öcalan’ı zor duruma düşürdüğünüzü bilmiyorsunuz. Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan’ı itibarsız hale getirmek istiyorsunuz?” (Bakanlar Kurulu sonrası açıklama)
* 10 Ocak 2016, Efkan Ala – İçişleri Bakanı: “Çözüm sürecinde müsamaha gösterdik, örgüt ise bunu istismar etti.” (AKP Afyon kampındaki açıklaması)
* 31 Mayıs 2014, Hasan İpek – Şırnak Valisi: “Çözüm sürecini bu aşamaya getiren Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ı ve bu konuda ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan’ı takdirle karşılıyorum.
* 9 Ocak 2015, Muhammed Dervişoğlu, MİT eski Müsteşar Yardımcısı, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı: (Öcalan’a) ” Siz buradan örgütü yönetiyorsunuz. Buna müsaade ediyoruz. Bir Öcalan imajı adeta yeniden oluştu. Daha önceki değerlendirmelerden çok farklı olarak burada yürütülen çalışmalarla bugün kamuoyu sizi çok farklı değerlendiriyor ” (‘İmralı Notları’ kitabında yayınlanan Öcalan ile görüşme tutanaklarından) ”
Aklıyla alay edilen millet olduğumuzdan, aksini ispat için; yukarıdaki tarihli alıntıları, CHP’nin “AKP teröre yardım ve yataklık ediyor” adlı kitapçığından alıntıladım.
Daha neler var neler!..

Kaynak: Kaçak çay içmeyin!.. – Ahmet TAKAN

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | “Çözüm süreci”!.. için yorumlar kapalı
Ara 22

Çağın İtleri!

Çağın İtleri!                                                                                                                                                                                                                                                    www.kenansahbaz.com

 

Çeyrek lokma yala kuyruksallayan

Çağın itlerine bakınız hele…

Canice kan içen kudurmuşların

Kızgın zincirini takınız hele…

 

İllet vekiline fırsat vermeden

Yılanı deliğe tıkınız hele…

Ardına bakmayan kahraman gibi

Bütün köprüleri yıkınız hele…

 

Makamdan, mevkiden nutuk atmadan

Erkekçe meydana çıkınız hele…

Fiske ile değil demir yumrukla

Topunun suyunu sıkınız hele…

 

Bana ne demeden üstüne varıp

Asıl tavrınızı takınız hele…

İlimden, imandan güç, kuvvet alıp

Hemen çırasını yakınız hele…

 

Çeyrek lokma yala kuyruksallayan

Çağın itlerine bakınız hele…

Canice kan içen kudurmuşların

Kızgın zincirini takınız hele…

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , | Çağın İtleri! için yorumlar kapalı
Ara 21

“Bilen ve öğrenenler müstesna, gerisi kaba bir sürü.”(2) Hz. Muhammed

“Bilen ve öğrenenler müstesna, gerisi kaba bir sürü.”(2)  Hz. Muhammed

www.kenansahbaz.com

 

Bebeklerin en büyük şarkısı olan ağlama sesi…

Bebek ağlamasının gizleri çözülmüş… Bir haberden kısa bir alıntı yapayım: Pediatri Uzmanı Şükran Yıldırım, bebeklerin sıkıntı ve ihtiyaçlarına göre değişik şekillerde ağladıklarını söyleyerek, ‘Araştırmalar, ağlamanın da bir beden dili olduğunu gösteriyor’ dedi. Yıldırım, bebeklerin ağlama türlerini ve ne anlatmak istediklerini şöyle sıraladı:

Acı çektiğinde; keskin bir feryat, nefes almadan devam eden kısa periyod bir çığlık, içe doğru çekilerek ağlama.

Acıktığında; düşen ve yükselen ses tonuyla kısa ağlama.

Yorulduğunda; uykusu geldiği zaman yumuşak, şarkı söyler gibi ritmik bir şekilde ağlar.

Sıkıldığında; yankı yapan bir ses tonu çıkarır, bu durumda ağlamasını kucağa alınıncaya kadar kesmez. Rahatsız olduğunda; huysuz ve aksi bir ses tonu…

Yıldırım, ‘Bebekler sandığımızdan daha duyarlıdır, aile içi gerginlikleri hissederler. Mutsuz bir annenin bebeği de huzursuzdur’ dedi.

İşte böyle… Biz Cübbeli Ahmet’in güya her derde deva, “Nal-ı şerif”i (ya da Nal-ı Nebi) ve Nihat Hatipoğlu’nun aynı anlamdaki “Kadem-i şerif’i” ile uğraşır, bunlardan yarar ve medet umar, şifa bulma, korunma ve peygamberi rüyada görme uğruna bunlara korkunç paralar dökerken, gerçek kurtarıcı olan bilim, neler keşfediyor neler…

Ve ve… Adeta bir “Yarı Tanrı” konumuna sokup, ayak izine yazılan bazı metinlerden medet umulan o Peygamber, Yaşar Nuri Öztürk’ün bulduğu (bunların dillerine almadıkları) bir hadiste şöyle demekte: “Bilen ve öğrenenler müstesna, gerisi kaba bir sürü.”

 

Kaynak: Kambur balinaların kur şarkıları nal-ı şerif ve bebek ağlaması… – Cazim GÜRBÜZ

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , | “Bilen ve öğrenenler müstesna, gerisi kaba bir sürü.”(2) Hz. Muhammed için yorumlar kapalı
Ara 20

MİT

MİT

www.kenansahbaz.com
Bilim adamları, bir gün mağarada yaşı 1.582.903 olan bir insan fosili bulur, bu fosili istihbarat teşkilatlarını sınamak amacıyla kullanma kararı alırlar. Önce Japon istihbaratı mağaraya girer ve 15 dk sonra dışarı çıkıp derler ki;

– Bu fosilin yaşı 1.400.000 ila 1.600.000 arasında…

Daha sonra CIA girer ve 12 Saat sonra baya bi havalı şekilde çıkarlar:

– Bu fosilin yaşı 1.500.000 ila 1.600.000 arasında, derler…

Hemen ardından KGB girer ve sırf Amerikalılara inat içerde 2 Gün kalırlar. 49. Saatte çıkar derler ki;

– Bu fosilin yaşı yaklaşık olarak 1.550.000 ila 1.600.000 arasında…

En son olarak bizim MİT girer. Aradan bir hafta geçer mağaradan ses yok, 1 Ay olur ses yok, 1.5 ay olur ses yok. Mağaranın dışında bekleşen gazeteciler daha fazla beklemeyip içeri girerken bizimkilerden biri çıkar dışarıya… Yaka paça dağılmış gömleğin yarısı dışarıda… sigarası için bir ateş ister, sigarasını yakar, o sırada gazeteciler heyecanla;

– İçeride çalışmalar nasıl efendim? Fosilin yaşını bulabildiniz mi?

Bizimki sigaradan bir fırt çeker ve;

– Fosilin yaşı tam olarak 1.582.903, der.

Bunu duyan gazeteciler şaşkınlıkla sorarlar:

– Nasıl başardınız bunu, fosilin yaşını tam olarak nasıl tahmin ettiniz?

Bizimki sigaradan derin bir nefes çeker ve derki;

– Zor oldu ama “Konuşturduk alçak herifi…”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | MİT için yorumlar kapalı
Ara 19

“Şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi”!

“Şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi”!

www.kenansahbaz.com

 

Türkiye Cumhuriyeti’ni “şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi” yaptırmamakla da görevli TBMM’nin “yasa yapıcı” koltukları yıllar boyunca “parsel parsel” bu yapıların kontenjanları arasında paylaştırıldı!

Zaten “Siyasal İslam”ın ete kemiğe bürünmüş hali gibi göstere göstere yaptıklarından mevcut iktidarı suçlamak en kolayı;

Ya kendinize batırmak çuvaldızı?

Misal, bu olayla gündeme gelen cemaatin kurucu liderinin damadı Adalet Partisi milletvekiliydi, bugünkü lideri ANAP döneminde bakanlık yaptı, kardeşi de AKP de milletvekilliği!..

Sonrasını araştırsak daha neler çıkar da elimin altında hazır bulunan bir araştırmadan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden örnek vereyim:

(Şeyh) Eyyüp Cenap Gürpınar: ANAP Milletvekili Adayı.

(Şeyh) Abdülkadir Seyitoğlu: ANAP Milletvekili Adayı.

(Şeyh) A.Veli Seyda: AKP Milletvekili Adayı.

(Şeyh) Mehmet Beşir Hamidi: AKP Milletvekili Adayı.

(Şeyh) Abdulhaluk Mutlu: Saadet Partisi Milletvekili Adayı.

(Şeyh) Faruk Septioğlu: Bağımsız Aday.

Bunlar sadece bir cemaatte “makam” sahibi olanları; “yakinimdir/müridimdir” kontenjanları ayrı!

 

Kaynak: Kanunu tanımıyorlar ki uysunlar! – Selcan TAŞÇI

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | “Şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi”! için yorumlar kapalı
Ara 18

Tarih-i Taberi’den Hurafe severlere

Tarih-i Taberi’den Hurafe severlere                                                                                                                                                                                                               www.kenansahbaz.com

 

Tarih-i Taberi 4 ciltlik bir İslam ve Peygamberler Tarihi’dir, önemli başucu kaynaklarından sayılır. Ebû Cafer Muhammed bin Cerir’üt Taberi tarafından yazılmıştır. Önemli ve doğru bilgiler de bulunmakla birlikte, özellikle 1. Cildi akıl ve bilim dışı safsatalarla doludur. Yakın zamana kadar vaizler camilerde aşağıya yazacağım bu safsatalardan örnekleri cemaate anlatılardı.

Sözü uzatmayalım, hemen geçelim alıntılara önce güneşin nasıl doğup battığına nasıl tutulduğuna bakalım:

Güneş her gün taşıtı üstünde bir pınardan doğar. O taşıtı da 360 melek enginliğin içinden çekerler ve her bir melek o taşıtın bir köşesine yapışmıştır. Allahü Teala kullarına hangi gün yardım edecekse onlara kendi ayetini, burhanını gösterip, güneşe: ‘Seni taşıyan taşıtından dışarı çık’ der. Güneş engine düşer, o taşıtı çeken 360 melek şaşkınlaşırlar. O vakit insanlar ‘Güneş tutuldu’ derler. Dünyaya karanlık dolar. Sonra Hak Teala buyurur, güneşi engin sudan çıkarırlar yine taşıtına koyarlar. O vakit halk ‘Güneş tutulmaktan kurtuldu’ derler.

Güneşin karar kıldığı, durduğu yer arş’ın altıdır. Allahü Teala doğuda, karanlıkta bir perde yaratmıştır. Ona bir meleği vekil bırakmıştır. Güneş her gece dolanınca, o melek, o karanlıktan bir avuç alır, sonra avucunu açar, o karanlıktan parmakları arasından parça parça karanlık cihana saçılır. Şafak kaybolunca da avucunu bütün açar. O meleğin kanadı doğudan batıya yetişir ve kanadı ile o karanlığı doğudan batıya kadar sürer. Dünyayı karanlık basar. Sabah vakti erişince de o melek o karanlığı yine kanadıyla sürüp doğudan batıya iletir.”

Peki domuz, sıçan ve kedi ilk kez ne zaman ve ne sebeple yaratılmışlar? Onu da Nuh’un gemisine bağlayarak şöyle anlatıyor Taberi:

Din bilginlerinden şöyle nakledilmiştir: İnsan ve hayvan dışkısından geminin içi kokmuştu. Halk kokudan bunaldı. Nuh (a.s)’a şikâyet ettiler.

-Bize medet eyle, bu kokudan bıktık! Dediler.

Nuh, eliyle fil’in arkasını sığadı. Allahü Teala’nın emriyle fil’in ardından bir domuz çıktı, o dışkıları yedi. Halk da o kokudan kurtuldu. Sonra domuzu sığadı, sıçan çıktı, Müslümanların rızkını yedi, elbiselerini kemirdi. Halk yine Nuh’a şikâyet etti, o da aslanın arkasını sığadı, aslan aksırdı, burnundan kedi çıktı, o da sıçanları yedi.”

Yaaa işte böyle, neler olmuş neler…

Bu safsatalara hâlâ inananlar var.

 

Kaynak: Tarih-i Taberi’den güneş, domuz, kedi, sıçan safsataları… – Cazim GÜRBÜZ

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | Tarih-i Taberi’den Hurafe severlere için yorumlar kapalı
Ara 17

BOP Kazanındaki MHP

BOP Kazanındaki MHP

www.kenansahbaz.com

 

Başbakan Yıldırım şöyle der:

“… Son günlerde Sayın Devlet Bahçeli, sağduyusu ile vatansever ve ülkenin geleceğini dikkate alarak, her türlü siyasi hesaplardan öte Türkiye’nin bu önemli meselesinin çözümü için sorumluluk aldı ve bu konuda inşallah MHP ile beraber anayasa yapacağız. Başkanlık sistemini getireceğiz. Meclis’e getireceğiz. Meclis’ten sonra iş bitmiyor. Sahibine getireceğiz. Sahibi kim? Sizsiniz. Millete gelen iş yolda kalmaz”

Demek ki toplum, güvenlikten, ekonomiye derin sorunlarla boğuşurken Başbakan’ın ifadesi ile Devlet Bahçeli, Türkiye’nin “önemli meselesini” çözmek için sorumluluk aldı!

Oysa, ne başkanlık sistemi, ne de yeni anayasa Türkiye’nin önemli meselesi…

Memleket bölünmenin eşiğine gelmiş, TSK hem içerde hem sınır ötesinde IŞİD’den PKK ya her türlü terör ile mücadele ediyor, güvenlik güçlerimiz, devlet aklının da nihayet tehdit olarak gördüğü FETÖ’yü etkisizleştirmekle uğraşıyor…

Ama Bahçeli ve Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı başkan yapmak ve yeni anayasa için zaman harcıyor…

Aileler geçim derdinde, borç batağında, bir avuç devlet zengini, ihale zengini yüzsüz; Türkiye’yi saran mutsuzluk, kaygı, endişe denizinde mavi yolculuğa çıkmış!

Siyasetin çözmesi gereken demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, adalet, bağımsız yargı, bilimsel eğitim, özgürlük, yolsuzluk, yoksulluk gibi sorunları dururken, Türkiye’nin fabrika ayarlarından ülkücü camianın partisi MHP, Saray’ın yelkenlisinin dümen suyuna girmiş… acı bir fotoğraf…

Hem yeni anayasa, hem de başkanlık sistemi emperyalizmin Türkiye’ye dayattığı bir model ve içeriktir. En saf yurttaşımız bile; başkanlık sisteminde iki ana akım siyasi parti olduğunu, Türkiye’de bu bölünmenin bir tarafında AKP’nin diğer tarafında CHP’nin kalacağını hesap edebilir.

Peki Bahçeli MHP’nin oylarının AKP’de eriyeceğini bildiği halde neden bu sürecin koç başı olarak ortaya çıktı? Yanıtını bulamadığımız bir sorudur…

Türk siyasetinin taşıyıcı kolonlarından ülkücü camia için de, AKP’de erimek kabul edilemez bir durumdur. Erime öylesine ortada ki; Sabah Gazetesi haberine göre Bahçeli’ye destek için seçim barajı yüzde 5’e düşürülecek. Yani Bahçeli liderliğindeki MHP’nin yüzde 5’i zor bulacağının bir itirafıdır bu girişim…

Devlet Bahçeli’nin tutumunu eleştiren, MHP’de yaptırılmayan kurultayın başkan adaylarından Meral Akşener, Bahçeli’nin bir sözünü hatırlatmış:

“Öcalan ile Erdoğan Başkanlık için söz kesmiş..” diyerek Erdoğan’ı ağır dille eleştiren Bahçeli, bugün “anlaştık” açıklaması yapıyor…

Bahçeli’nin bu savrulması AKP’de ülkücü oyların, BOP kazanında ise Milliyetçi Hareket Partisi’nin erimesine neden olacak.

 

 

Kaynak: MHP’yi BOP kazanında eritmek… – Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | BOP Kazanındaki MHP için yorumlar kapalı
Ara 16

Ziya Paşadan Altın Sözler

Ziya Paşadan Altın Sözler

www.kenansahbaz.com

Allah’a sığın şahs-ı halîmin gazabından
Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir.

(“Huyu yumuşak kişilerin gazabından Allah’a sığın;  yumuşak huylu atın çiftesi çok serttir.”)

Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efraz
Birkaç kuruşu mürtekibin cây-ı kürektir.
(Milyonla çalanlar yüksek ve şerefli mevkilere yükseltilerek baş tacı edilir; birkaç kuruş çalan hırsız ise kürek cezasına çarptırılır.)

Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma
Zer-dûz palan vursan eşek yine eşektir
(Kötü asıllı -soysuz¬- birine üniforma soyluluk mu verir; eşeğe altın işlemeli semer vursan yine eşektir. )

İkbâl için ahbabı siayet yeni çıktı
Bilmez idik evvel bu dirayet yeni çıktı
(Yüksek mevkilere erişebilmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı; önceden bilmezdik, bu türden hüner ve beceri yeni çıktı.)

 

Sadıkları tahkir ile red kaide oldu
Hırsızlara ikram ü inayet yeni çıktı

Hak söyleyen evvel dahi menfur idi gerçi
Hainlere amma ki riayet yeni çıktı

Milliyeti nisyan ederek her işimizde
Efkâr-ı Frenge tebaiyyet yeni çıktı

(Allah’a ve vatanına sadık olanları aşağılamak ve onları reddetmek kural hâline geldi, hırsızlara ikramda bulunmak ve yardım etmek yeni çıktı.)
(Gerçi eskiden de doğruyu söyleyenlerden nefret edilirdi ama hainlere saygı göstermek, onları koruyup kollamak, onların emirlerine uymak yeni çıktı.)
(Yaptığımız her işte millî birlik ve şahsiyeti unutarak Avrupalıların fikirlerine uymak yeni çıktı.)

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , | Ziya Paşadan Altın Sözler için yorumlar kapalı