May 21

GÖZLERİNİ GÖRMEK İÇİN

GÖZLERİNİ GÖRMEK İÇİN                                                                                                                                                                   www.kenansahbaz.com

Hacer Nine yine bunalmıştı. İçi içine sığmıyordu. Beş gözlü evinin içi yine birkaç gündür zindan kesilmişti. Düşündükçe yüreği yerinden kopuyordu. Yetmiş yaşındaki bu kimsesizlik ona büsbütün koymuştu.

Kocasını Yemen’de kaybetmişti. Bir oğlu Balkanlarda, ikisi de çöllerde kalmıştı. Bir gelini ile üç torunu vardı. Gelini hastalıktan öldü, torunlarının biri de Büyük Muharebede şehit düştü. Birisi İkinci İnönü’den dönmedi.

En son torununu da Sakarya’ya gönderdi. Bir gün haber aldı ki en son delikanlısı da Duatepe Muharebesinde öteki ağalarının yanına göçüp gitmişti.

Çok ağladı. Fakat Sakarya Savaşı kazanıldı haberi gelince ağlaması durdu, gülmeye başladı.

Ondan sonra vakit vakit böyle bunalırdı. Ve her bunalışında çarıklarını çeker, değneğini alır, Ankara’nın yolunu tutardı. Bu sefer de öyle yaptı. Saatlerce yürüdükten sonra ikindide Ankara’ya geldi, doğruca gitti, Büyük Millet Meclisi’nin kapısı önünde durup çömeldi.

Aradan biraz vakit geçti, sordular:

– Nine, ne istiyorsun?

– Hiç, hiçbir şey!

– Ya neden burada duruyorsun?

– Onun gözlerini görmek için çıkmasını bekliyorum.

– O dediğin kim?

– Gazi Paşa.

Sonunda hikâyesini anlattı ve dedi ki:

– İşte böyle, ara sıra çok bunaldıkça buraya gelirim. O, Millet Meclisi’nden çıkarken gözlerine bakarım. Mavi gözbebeklerinde bütün şehitlerimin gözlerini görür gibi olurum. Son içime bir ferahlık dolar, kalkar köyüme giderim.

İşte siperlerde evlat, torun gömmüş Türk Ninesi buna derler.

N. A. BANOĞLU, Nükte ve Fıkralarla Atatürk, s.29-30

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | GÖZLERİNİ GÖRMEK İÇİN için yorumlar kapalı
May 20

TERÖRLE MÜCADELEDE YAPILAN HATALARDAN ÖRNEKLER…

TERÖRLE MÜCADELEDE YAPILAN HATALARDAN ÖRNEKLER…                                                                                           www.kenansahbaz.com

 

Gençlik yıllarında savaş sanatı kitaplarını okumayan yok gibidir. Oradan akılda kalanları şöyle özetleyelim;

1-Bir savaşta ordunun tüm kademeleriyle aynı canlılık ve ruh bütünlüğü içinde hareket edilmelidir.

(PKK ile topyekûn bir savaş yok. Mücadele yok. Operasyonlar yapılırken bile çözüm/çözülme konuşuluyor. PKK ile masaya oturulma konuşuluyor.)

2-Zor koşullara uygun personel seçimi yapılmalıdır.

(Trafik polisine operasyon bölgesinde görev veriliyor.)

3-Çatışmalar uygun zaman ve yerde yapılmalıdır.

(Koskoca yaz mevsiminde operasyon başlamıyor, kış ortasında başlatılıyor.)

4-Araziyi belirleyen savaşı da kazanır.

(Örgütün başı ve sonu dağda ve kırsalda ezilmiyor, şehre yuvalandıktan sonra operasyon başlatılıyor.)

5-Zaferde düşmanın planlarının önünü kesmek çok önemlidir.

(Örgüt, çözüm/çözülmede şehirlerde yuvalanmayı esas maksat yaparken bu göz ardı ediliyor. Örgüt planını göze soka soka yapıyor.)

6-Düşmanın zayıf yönleri ele alınmalıdır.

(Düşmanın en zayıf yönü insan kaynağı ve cephanelik. Çözüm sürecinde bu ikisinden de kat be kat istifade edilmesine izin verildi.)

7-Uzun süren çatışma ortamında galip gelen de mağluptur.

(Şehir savaşlarının uzunluğu yıpratıcı oluyor.)

8-Az kayıpla savaşı kazanmak esastır.

(Şehirlere yuvalanmasına göz yumulan örgüt bir çok şehit verilmesine yol açtı.)

9-Savaşan ordu ve güvenlik güçlerinin gücünün 4/3’ü moral-motivasyon 4/1’i ise teknik teçhizattır.

(Paralel safsatalarıyla ordunun ve güvenlik güçlerinin morali darma duman ediliyor. Bunu kimileri kininden kimileri de ‘derin çözüm/çözülmeciler’ ustalıkla yapıyor.)

10-Zafer önceden kazananındır.

(Elimizdeki zaferi -maalesef- Oslo’da, İmralı’da, Dolmabahçe’de, Kandil’de, Habur’da, Erbil’de masaya oturarak verdik…)

 

Kaynak: Yakın plan Nusaybin’den genele… – Ahmet TAKAN

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | TERÖRLE MÜCADELEDE YAPILAN HATALARDAN ÖRNEKLER… için yorumlar kapalı
May 19

DURMAK SANA YAKIŞIR MI?

DURMAK SANA YAKIŞIR MI?                                                                                                                                                             www.kenansahbaz.com

 

Yedi düvel vatanına el atmış!

Durmak sana yakışır mı yiğidim?

Felek yine dertlerine dert katmış!

Durmak sana yakışır mı yiğidim!?

 

Yanardağlar gibi yakmalısın sen!

Lav olup düşmana akmalısın sen!

Zirveye Hilâli takmalısın sen!

Durmak sana yakışır mı yiğidim!?

 

Hürriyet yüreğin, özün değil mi?

Bayrağın, vatanın gözün değil mi?

Cumhuriyet apak yüzün değil mi?

Durmak sana yakışır mı yiğidim!?

 

Kınalı kurbansın, sen bu vatana!

Layıksın, layıksın şehit yatana!

Haddini bildir şu Türk’e çatana!

Durmak sana yakışır mı yiğidim!?

 

Kur-an’da geçen o, necip ırk sensin…

Üçler, yediler ve hatta kırk, sensin…

Peygamberin övdüğü o, Türk sensin…

Durmak sana yakışır mı yiğidim!?

 

Türk’ün bayrağında al kanlar senin…

Dünya’ya ün salan sultanlar senin…

Tarihteki altın destanlar senin…

Durmak sana yakışır mı yiğidim!?

Kenan ŞAHBAZ

Not: Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , | DURMAK SANA YAKIŞIR MI? için yorumlar kapalı
May 18

Dolandırıcılık 2

Dolandırıcılık 2                                                                                                                                                                                       www.kenansahbaz.com                                                                                                                                                                                   

 

Asıl büyük dolandırıcılığa pek kimse değinmiyor!                                                                                      

Meselâ, Cumhurbaşkanlığı seçiminde “Dindar Cumhurbaşkanı” sloganını kullanmak siyasi dolandırıcılık değil midir?                                                                                                                 

Meselâ, AKP’nin hazırlamakta olduğu açıklanan “Yeni Anayasa”nın “Dindar Anayasa” olacağını iddia etmek, siyasi dolandırıcılık değil midir?                                                                       

Türk Ceza Yasası, dolandırıcılık suçunu 157’nci maddesinde düzenlemiştir.                                            

“Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.”                                                                                         

Eski ceza yasasındaki dolandırıcılık tanımı, “Bir kimsenin hulûs ve saffetinden istifade ederek” diye başlardı…                                                                                                                  

Seçim propagandalarının neredeyse yüzde 90’ı, hulûs ve saffetinden istifade ettikleri Türk halkını aldatmak üzerine kurulu değil midir?                                                                                   

Üstelik ceza yasasının 158’inci maddesi de “nitelikli dolandırıcılık” başlığı altında dolandırıcılık suçunun; “dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle, kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle” işlenmesi halinde artırılmasını da öngörüyor.

Kaynak: Milliyetçilik, dindarlık ve dolandırıcılık! – Arslan BULUT

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | Dolandırıcılık 2 için yorumlar kapalı
May 17

Hz Ali’den Altın Sözler

Hz Ali’den Altın Sözler                                                                                                                                                                           www.kenansahbaz.com

* AkıIIı kişi ancak üç şey için yoIcuIuk eder: geçimini sağIamak, ahiretini eIde etmek, yahut da haram oImayan zevk ve IezzetIerden faydaIanmak.

* Bir gerçeği savunurken, önce kendimiz inanmaIıyız, sonra da başkaIarını inandırmaya çaIışmaIıyız.

* ÇocukIarınızın yarın söz sahibi oImasını istiyorsanız, daha bugünden onIara iyi kitapIar hediye ediniz.

* DostIukta iIeri gitme, oIur ki o dost bir gün düşman kesiIir; düşmanIıkta da haddi aşma, oIur ki o düşman bir gün dost oIur.

* Eğer birgün dünyaya ait derdin oIursa, rabbine dönüp rabbim çok büyük derdim var deme.

* Derdine dönüp çok büyük rabbim var de.

* FazîIet, en iyi maIdır. CömertIik, en güzeI mücevherdir.  AkıI, en güzeI zînettir. İIim, en şerefIi meziyettir. GüzeI ahIak, en iyi arkadaştır; Mü’minin ameI defterinin nişanesi güzeI ahIakıdır.

* CömertIik, ıstemeden vermektir. İstendikten sonra vermemekse utançtandır ve kötüdür.

* HaIk iIe dostIuk ve samimiyeti, AIIah’ın itaati üzere oIan kimseye ne mutIu. Dünyada hiçbir şeye minnet etme, özgürIüğünü ancak bu şekiIde koruyabiIirsin.

– Hasetçinin huzuru, çabuk darıIanın dostIuğu, yaIancının ise yiğitIiği oImaz.

* Biri sana sırtını çevirirse üzüIme, böyIece dostunIa düşmanını ayırt etmiş oIursun. Rabbin rızasını kazanmak isteyen, zuImeden buyruk sâhibine karşı adaIet sözünü söyIemeIidir. Korku ümitsizIiğe eş oImuştur; utanç mahrûmiyete.

* Fırsat buIut gibi geçip gider; hayırIı fırsatIarı eIde etmeye çaIışın.

Kaynak:Hz. Ali Sözleri  http://www.neguzelsozler.com/dini-sozler/hz-ali-sozleri.html

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | Hz Ali’den Altın Sözler için yorumlar kapalı
May 16

Dolandırıcılık 1

Dolandırıcılık  1                                                                                                                                                                                             www.kenansahbaz.com

Financial Times gazetesi, Türkiye’de son dönemde milliyetçilik duygularını istismar ederek yapılan dolandırıcılık olaylarının arttığını yazdı.                                                                                                   

BBC’nin nakline göre gazetenin haberi, kalp ve iç hastalıkları profesörü Canan Karatay‘ın yaşadığı dolandırıcılık olayının aktarımıyla başlıyor:                                                                  

“Teröristleri yakalamak için yardımınıza ihtiyacımız var. Bu, gizli bir operasyon… Kimseye söylemeyin, kocanıza bile…”                                                                                                      

Canan Karatay, bu sözlerle hipnotize olduğunu söylüyor.                                                                

Nasıl kandırıldığı sorulduğunda Karatay şu cevabı veriyor: “Ben devlet için çalıştım, annem devlet için çalıştı. Devletin hiçbir zaman kötü bir şey yapmayacağını düşünerek beynimiz yıkandı. Ülkeye yardım ettiğimden çok emindim. Hiçbir soru sormadım. İtaat ettim.”                                                                                                                                                      

Gazete, 10 yıldan fazladır dolandırıcılıkla ilgili araştırma yapan ve bununla ilgili bir de kitap yazan emekli polis İsa Altun‘la da görüşmüş.                                                                                                  

Altun, “Türk çocukları küçük yaştan itibaren korkuyla yetiştirilir. Polis korkusu, asker korkusu, mahkeme korkusu, savcı korkusu… Mesele terörizm olduğundaysa herkesin bir şehit tanıdığı vardır ve bu onları duyarlı yapar. Bu, onların devlete yardım etmek istemelerine sebep olur” diyor.                                                                                                                            

Gazete, Türkiye’de son dönemde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil siyasetçilerin destekçilerini daha fazla milliyetçiliğe yönelttiğini bunun da dolandırıcıların hareket etmesi için bereketli bir ortam yarattığını da yazdı.                                                                                  

Kaynak: Milliyetçilik, dindarlık ve dolandırıcılık! – Arslan BULUT

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | Dolandırıcılık 1 için yorumlar kapalı
May 15

General Electric

General Electric                                                                                                                                                                                         www.kenansahbaz.com

Temel askere gitmis.Mutfakta çalismaya baslamis.

Mutfaga her girdiginde buzdolabina selam veriyormus.

Bir gün komutan sormus:

-Niye buzdolabina selam veriyorsun?

Temel cevap vermis:

-General Electric

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | General Electric için yorumlar kapalı
May 14

Polatlı’ya gelmeleri mi bekleniyor?..

Polatlı’ya gelmeleri mi bekleniyor?..                                                                                                                                                 www.kenansahbaz.com

17 adamızı teslim ettik… Her gün, hava sahamızda, kara sularımızda cirit atıyorlar. Savaş uçaklarımıza, gemilerimize bizim sahamızda/sınırlarımızda  önleme yapıyorlar. Üstelik!.. Arsız bir şekilde resmi internet sitelerinde  durumu Türkiye’nin ihlalleri gibi tüm dünyaya ilan edip resmileştiriyorlar. Fena yol aldılar, tam gaz gidiyorlar!..

“Başbakan” Ahmet Davutoğlu Yunanistan Başbakan’ı Çipras’a İzmir’deki ofisini açmıştı. “Burayı istediğiniz zaman kullanabilirsiniz” demişti. Boş konuşmamış Ahmet Davutoğlu!..

Yunanistan’ın, Ayvalık semalarımızda Türk savaş uçaklarına önleme yaptıktan (11 Nisan) sonra 14 Nisan’da İzmir sınırlarımız içinde kara tatbikatı gerçekleştirdiği ortaya çıktı.

Yunan Kara Kuvvetleri birlikleri, 14 Nisan’da, İzmir’in Koyun Adası’nda “Hava Savunma Tatbikatı” icra etti. Tatbikata, Yunan Savunma Bakanı Kammenos ile birlikte Genelkurmay Başkanı Oramiral Apostolakis ve Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Tellidis de katıldı. Tatbikatla ilgili haber ve resimler Yunan Savunma Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde  yayımlandı.

Yunan Savunma Bakanı Kammenos, kararlılığını (!) göstermek için 14 Nisan Perşembe günü sabah saatlerinde, Bakanlıktaki makamına askeri üniforma ile gitti. Bunu bir yazı ile tüm dünyaya ilan etti.

Daha sonra Atina’dan Sakız Adası’na ve oradan da helikopter ile İzmir/Koyun Adası’na giden Kammenos, Genelkurmay Başkanı Apostolakis ve Kara Kuvvetleri Komutanı Tellidis ile birlikte PYRPOLİTİS Tatbikatı kapsamında icra edilen Hava Savunma Tatbikatı’nı izledi. Tatbikata katılan Yunan askerlerini tebrik eden Kammenos’un Yunan bayrağı altında askeri üniforma ile poz vermesi dikkat çekti. Kammenos, fotoğraf çektirirken bilinçli bir şekilde bulunduğu noktadan gözle çok rahat görülen İzmir/Karaburun’u arkasına aldı. Arkada İzmir. Yanda Yunanistan bayrağı… Gerisini yorumlamak da size kaldı!..

Bununla da bitmedi!..

Türk uçaklarının, Yunan millî hava sahasını ihlal ettiğini iddia eden Kammenos, bütün ihlallerin NATO’ya ve Avrupa Birliği’ne rapor edildiğini ve askeri seviyede şikayet edildiğini belirtti.

Buraya kadar aktardıklarımızın hepsini ve daha fazlasını Yunanistan Savunma Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde bulabilirsiniz. 

Daha fazla ayrıntıyı Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım YENİÇAĞ’a anlattı;

Bakan Kammenos’un İzmir/Koyun Adası’na geldiği gün, ada üzerinde uçan 2 Türk F-16 uçağına, Yunan savaş uçakları tarafından 6 sefer önleme yapıldı. Önleme haberleri Yunan Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde yayımlandı. Buna karşılık Türk hava sahasını tam 3 mil ihlal eden ve Koyun Adası’na inen Kammenos’un helikopterine hiçbir önleme yapılmadı. Hava sahamızın ihlal edilmesi Türk Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımlanmadı. İhlal Türk kamuoyundan gizlendi.

Yunan Kara Kuvvetleri, Yunan bayrağı altında, İzmir/Koyun Adası’nda gövde gösterisi yaparken Başkomutan olduğunu iddia eden Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ve Savunma Bakanı Yılmaz olanı biteni turist gibi izliyor. Tatbikatın yapıldığı yer Ege Ordusu Karargâhının burnunun dibinde olan Koyun Adası. Başta Koyun Adası olmak üzere, hâlihazırda işgal altında olan 17 Türk adası ve 1 kayalık Ege Ordusu’nun ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın sorumluluk alanında bulunuyor. Anayasanın 5’inci maddesi ve İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesine göre Türk vatanını savunmakla görevli Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ve Ege Ordusu Komutanı Abdullah Recep’in bu olaylardan haberi yok mu?.. Yunan Kara Kuvvetleri Türk topraklarında tatbikat yapıyor, Yunan Deniz Kuvvetleri Türk kara sularında tatbikat yapıyor, Yunan Hava Kuvvetleri ve Genelkurmay Başkanı Türk hava sahasında uçuyor, TSK’nın komuta kademesi olanı biteni sadece izlemekle yetiniyor. TSK’nın komuta kademesindeki general ve amiraller, askerliğe girerken ettikleri yemini unuttular mı?

Yazının başlığına bakınca belki de hayret etmiştiniz. Öyle mi!..

Kaynak: Polatlı’ya gelmelerini mi bekleyeceğiz?.. – Ahmet TAKAN

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | Polatlı’ya gelmeleri mi bekleniyor?.. için yorumlar kapalı
May 13

“Ata yalan söyleyen bana da yalan söyler.”

“Ata yalan söyleyen bana da yalan söyler.”                                                                                                                                   www.kenansahbaz.com

 İslam dininin kutsal kitabı Kur’an’dan sonra en çok itibar gören eserSahih-i Buhari’dir. 6 ciltten meydana gelen bu eser İmam Buhari’nin araştırmacı kimliğinin ve ilim haysiyetinin abide eseridir. Buhari öyle hassas ve öyle yüksek bir dikkatle çalışarak yüce Peygamberin hadislerini toplamıştır ki eseri asırlardır hizmet veriyor. İmam Buhari, çok hadis bildiğinden bahsedilen bir kimseyi tanımak ve bildiklerini öğrenmek için O’nun köyüne gider. Evinde olmadığını mezarlığa kaçan atını yakalamakla meşgul olduğunu söylerler. O da köy mezarlığının yolunu tutar. Bakar ki bir adam elinde yün külahla “geh, geh” diyerek ata yaklaşmaya çalışıyor. O külahta ne var? diye sorar. Adam; “İçi boş ama at ne bilsin. Yeter ki bana yaklaşsın ben anında yuları boynuna geçiririm” der. Buhari; “Ata yalan söyleyen bana da yalan söyler. Senin naklettiğin hiç bir hadis’e itibar etmiyorum” der ve köyden ayrılır.

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/vatan-sevdalilari-37235yy.htm

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , | “Ata yalan söyleyen bana da yalan söyler.” için yorumlar kapalı
May 12

AKP’NİN MİRASI…

AKP’NİN MİRASI…                                                                                                                                                                                   www.kenansahbaz.com 

Müyesser Yıldız’dan “ERGENEKON, PARELEL, KUMPAS” daki unutulmayan acılar:

İktidarın “paralel” dediği operasyonlar kapsamında tutuklanan Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi eski Bilgi İşlem Daire Başkanı Halil Karakoç‘un, kendisini cezaevinde ziyarete gelirken geçirdikleri trafik kazasında hayatını kaybeden anne ve babasının cenazesine katılırken, savcılığın geç izin vermesinden ötürü aynı kazada vefat eden kız kardeşi ve eşinin cenazesine katılamamışır

…Engin Alan Temmuz 2011’de damadını genç yaşta kaybetti. Oğlu gibiydi. “Savcılık kesinlikle izin vermez” diyerek, cenazeye katılma teşebbüsünde dahi bulunmadı. Cenazede kendisi değil, çelengi vardı… Aralık 2013’te annesini kaybettiğinde Sincan Cezaevi’ndeydi. Ankara’dan İstanbul’a onlarca jandarma nezaretinde götürüldü…

Dursun Çiçek Mart 2012’de annesini kaybetti. Annesi onu yurt dışında biliyordu. Ağırlaşınca onu son kez görmek için mahkemeye başvurdu. İzin vermediler. Öldükten sonra cenazesine gidebildi. Yine onlarca jandarma eşliğinde…

Prof. Mehmet Haberal; O da Nisan 2012’de annesini kaybettiğinde Silivri Cezaevi’ndeydi. İstanbul’dan Zonguldak’a gitti. Etrafında tam 25 jandarma vardı.

Ve en acı iki cenaze;

Yarbay Mustafa Dönmez Eylül 2012’de oğlunu kaybetti. Azerbaycan’da şüpheli bir trafik kazasında… Ki, Dönmez kazılardaki kumpasların ham görüntülerini elde ettiği için oğlunun öldürüldüğüne inanıyor. Oğlunun cenazesine gitmek istedi. Bandırma’ya yaklaşık 2 saat süren deniz yolunun “güvenli olmadığı” ve “kaçabileceği” gerekçesiyle 7 saatlik kara yolundan götürüldü. Dönmez, ikindi üzeri kılınan cenaze namazına yetişemedi. Mezarlıkta cenaze 2.5 saat bekletildi de oğluna son görevini yapabildi. Sonra mezarın başında düşüp, bayıldı…

İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu da evlât acısını yaşadı cezaevindeyken. Dünyalar güzeli oğlu Emir, Ankara’da bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Ankara’daki cenaze töreninde jandarmalar eşliğinde getirildi. Dahası “kaçabilir” denilerek, geceyi evinde geçirmesine izin verilmedi, Sincan Cezaevi’ne kondu.

Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel anası gibi sevdiği kayınvalidesini Ağustos 2013’te kaybettiğinde Mamak Cezaevi’ndeydi. Aksaray’daki cenaze törenine gitmek için izin istedi. Jandarma komutanı Önsel’i tam 5 jandarmayla gönderdiler. Fatih Hilmioğlu’na yapılanlara gösterilen tepki üzerine, geceyi cenaze evinde geçirme izni çıkmıştı. Önsel’e bu izin verildi, ama o 5 jandarmayla “göz teması” içinde olmak şartıyla. Kasabada, iki gözlü bir gecekondu evinde, göz göze… Savcıya durumu aktardılar, Nuh dedi, Peygamber demedi. Önsel de durumu protesto için eşini cenaze evinde bırakıp, Mamak’a döndü…

 

Kaynak: Bu acılar “rüya gibi(!)” geçmişti ! – Selcan TAŞÇI

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | AKP’NİN MİRASI… için yorumlar kapalı