Haz 11

Kırılan yumurta ile kırılan hayal!

indir

indir (1)

 

 

 

 

 

 

 

 

Kırılan yumurta ile kırılan hayal!

Yoksul bir köy, seçim sabahı. Karı koca sandığa oylarını atmışlar, eve dönüyorlar… Kahvenin önünden geçerken adama bağırmışlar:
“Gel ülen, bi çay iç!”
Adam karısını eve yollayıp, kahveye takılmış. Akşam üzeri dönmüş, elinde bir yumurta, karısı sormuş:
“Ne elindeki?”
“Yumurta, görmüyon mu?”
“Gördümde neyin nesi anlayamadım!”
* * *
ADAM başlamış anlatmağa:
“Kahvede otururken biri geldi, bana bir yumurta verdi. Hediye!”
“İyi de ne olacak bu yumurta?”
“Zengin olacağız… Yumurtayı karşı komşunun kümesindeki tavukların altına koyacağım, civcivler çıktıktan sonra bir tane dişi alacağım. Bu dişi büyüyüp tavuk olacak, bir sürü yumurtlayacak. Onları da kuluçkaya yatıracağım, yine civcivler gelecek. Sonunda o kadar çok civciv, tavuk, yumurta olacak ki, bunları satıp bir inek alacağım!”
Karısı “eee!” diye meraklanmış:
“İneği, komşunun öküzüyle çiftleştirip, doğan buzağıyla yine çiftleştireceğiz. O kadar çok ineğimiz, öküzümüz olacak ki, satıp bir ev, bir kaç tarla alacağız. Sonunda çok paramız olacak. Paranın üçte biriyle yine ev ve tarla, üçte biriyle üst baş, üçte biriyle mobilya, beyaz eşya alırız.”
“Sonra?”
“Üçte birden kalan parayla da, ben biraz gezip tozacağım!”
Kadın hırsla yerinden kalmış:
“Gezip tozacaksın öyle mi?”
“Öyle!”
Kadın yumurtayı kapıp, yere atmış kırmış…
Kırılan yumurta mı, yoksa hayal mi?

Kaynak:http://www.milliyet.com.tr/-/hasan-pulur/yasam/magazinyazardetay/29.03.2009/1076680/default.htm

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , , , | Kırılan yumurta ile kırılan hayal! için yorumlar kapalı
Haz 10

Paul, senin çocuk Kenan Evren öldü…

utanc-muzesi-antalyada-aciliyor-20121127-000705-1-t-728x728images (1)

 

 

 

 

 

 

 

 

Paul, senin çocuk Kenan Evren öldü…                                                                                                                                                                               www.kenansahbaz.com

Ali Bülent Orkan İdamı bir hafta ertelenince şunları yazmıştı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na: “Çok sevinçliyim. Aldığım idam cezası 1 hafta ertelendi. Ben 1 hafta sonra öleceğim diye sevinmiyorum. Hatim indiriyordum yarım kalmıştı. Onu tamamlamaya fırsat kazandım ona sevindim!”

Dönemin Adalet Bakanı bile idamını durdurmak istemişti de Kenan Evren’den kurtaramamıştı Ali Bülent’i…

Sonra Mustafa Pehlivanoğlu: “Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah’ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah’ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah’tan bulsunlar.” Suçsuzum demişti de bir türlü dinletememişti kendisini. Askeri savcının “suçsuz” olduğuna dair yazdığı yazıya rağmen katletmişlerdi Mustafa’yı…

Belki de kâğıt yokluğundan veya cellatların acelesinden tek mektupla helallik isteyen Selçuk ve Halil’in mahzun bakışları geldi gözlerimin önüne…

Elazığ Barosu’nda kendisini savunacak avukat bulamayan Cevdet…

“Ve ben şimdi yaşamımın en güzel, en tatlı, en dinlendirici uykusunu uyuyabilirim” diyerek darağacına yürüyen Fikri…

Ve daha nicesi…

Kenan Evren öldü dedi ajanslar…

Tebessüm ettim. Cevdet, Ali Bülent, Fikri, Halil, Selçuk, Mustafa, Cengiz, İsmet ve Ahmet geldi aklıma.

“Hesap”  dedim, nihayet hesap…

*  *  *

Sonra, 12 Eylül darbesinin karakterini gözler önüne seren, Türk siyasi tarihine de geçen CIA Ankara Bürosu şefi Paul Henze’e Beyaz Saray’ın verdiği müjdeli haberi hatırladım: “Paul, senin çocuklar başardı.”

Hatırlayınca gayriihtiyari boşluğa doğru seslendim…

“Paul, senin çocuk öldü”…

*  *  *

Arif Paşa’yı hatırlar mısınız bilmem.

Onu bir rahleye diz çökmüş, daha henüz aldığı, kendisi için hayırlı bulduğu bir habere sevinmeye fırsat bulamadan kabir ahalisine üzülürken buldum karşımda…

Halet Efendi’nin zülmünden “İllallah” eden, öldüğü zaman kabir ahalisinin durumuna üzülmekten kendi kurtuluşuna sevinemeyen Arif Paşa’yı rahlesine diz çökmüş o muhteşem beyti karalarken görüyor gibiydim:

“Ne kendi eyledi rahat, ne halka verdi huzur,

Yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehl-i kubur.”

*  *  *

Kenan Evren tek başına bir anlam ifade etmiyor. O eserleri ile değerlendirilmeli; her insan gibi.

Eser deyince aklınıza hemen Bodrum sırtlarında çizdiği “nü” resimleri gelmesin…

Yüzlerce kişinin kanı ile olgunlaştırdığı bir darbe.

Durdurmakla vazifeli olduğu siyasi çatışmaları seyrederek tırmandığı iktidar koltuğu.

650 bin gözaltı.

210 bin dava, 230 bin yargılanma.

7 bin idam talebi.

517 idam cezası.

49 idam…

300 kuşkulu ölüm…

İşkencelere dayanamayıp hayatını kaybeden 171 can.

1 milyon 603 bin fişlenen hayat.

Dönemin alamet-i farikası olan Filistin askısı, elektrik, falaka ve akla gelmeyecek değişik işkence yöntemleri.

Beslemektense asılan gencecik çocuklar.

Mamak, Ulucanlar, Metris, Diyarbakır…

Tüketilen bir nesil…

Hasılı Türk tarihinin en kanlı darbesi…

Kenan Evren denince ilk etapta aklıma gelen şeyler bunlar.

Bunların yanında…

1980’de bozulan ve o gün bugündür bir türlü dengeye kavuşmayan iç siyaset.

Topyekûn mağduru olduğumuz toplumsal depolitizasyon süreci.

Önünde düğme ilikleyip Paşalarının nü resimlerini temaşa eyleyen siyasetçiler.

Darbeciden şirin bir ihtiyar çıkartmak için Bodrum yollarında ömür tüketen gazeteciler…

Kişisel iktidarlarını tesis etmek için binlerce insanın ölümünü seyreden fukaradan da fukara “yok hükmünde” vicdanlar.

Benim aklıma bunlar geliyor…

*  *  *

Derler ki Mamak Cezaevi’nde işkenceleri ile meşhur C-5 hücrelerinin koridorlarında “Burada Allah yok! Peygamber izinde!”  yazarmış…

O yazının yazılmasına sebep olan iklimin yaratıcısı muhtemelen neyin olmadığını, kimin izinde olduğunu an itibari ile idrak etmektedir.

Kenan Evren’e beddua etmiyoruz.

Çünkü beddua bizim inancımıza yabancı. Biz herkesin, er veya geç layığını bulacağına inanan bir inancın mensubuyuz.

Kısa ve öz: Hakkımız helal değildir.

Ruz-i mahşerde başının kalabalık olmasına bakmayacağız, sıramızı sabırla bekleyip hakkımızı alacağız.

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/paul-senin-cocuk-oldu-34419yy.htm

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | Paul, senin çocuk Kenan Evren öldü… için yorumlar kapalı
Haz 09

Türk’e Kefen Biçenin Ölümü Korkunç Olur!

images (3)

 

 

 

 

 

 

 

 

Türk’e Kefen Biçenin Ölümü Korkunç Olur!                                                                          

www.kenansahbaz.com

Kürşat Marşı
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz
Çünkü bu yol kutludur, gider tanrı dağı’na
Halbuki yoldaşını bırakıp kaçanların
Değişilir topu da bir sokak kaltağınaKürşad’ın narasıyla indik tanrı dağı’ndan
İuhumuzu kandırdık orhun’un kaynağından
Bu kaynaktan içenin yürekleri tunç olur.
Türk’ e kefen biçenin ölümü korkunç olur.

Delinse yer, çökse gök, yansa kül olsa dört yan
Yüce dileğe doğru yürürüz yine yayan.
Moskoflardan, yankeden, masonlardan yılmayan
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli türkleriz.

 

Kapgan Kağan, Yü eyaletinde Fey-hu kazasını ele geçirdi. İlerlemeye devam etti; Ding eyaletini yakıp yıktı; vali Sun Yen’i öldürdü ve evleri, barakaları yaktı; köyleri yağmalattırdı. Sonra Köktürkler Çav eyaletini kuşattı. Şehre girdiler ve valiyi öldürdüler. Sonra ilerlemeye devam ettiler ve Siang eyaletine saldırdılar. Çin imparatoriçesi, Kapgan’ı durdurmak için altı generali görevlendirdi. Onlar henüz yola çıkmadan Kapgan bundan haberdar oldu; Çao ve Ding eyaletlerini ele geçirdi. Seksen doksan bin erkeği ve kadını kaçırdı ve onları canlı canlı gömdü…

Bu nedir biliyor musunuz? Bir zamanlar Çinliler, Türk milletiyle oynamaya kalkıştı. Kardeşi kardeşe düşürerek bin bir hile ve hurda ile Türklerin bağımsızlığını ortadan kaldırdı ve tam elli yıl Türkler, Çin’de tutsak kaldılar; Çin için çalıştılar. Ama 682’de önce İlteriş çıktı. Sonra da arkasından Kapgan. Yukarıda anlattıklarım, Kapgan’ın yaptıklarının sadece küçük bir kısmıdır. Ve bunları biz değil Çin tarihleri yazıyor. Türk ile oynamaya kalkışanın akıbeti budur.

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/efendiler-turk-milletiyle-oynamaya-yeltenmeyin-34189yy.htm

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , | Türk’e Kefen Biçenin Ölümü Korkunç Olur! için yorumlar kapalı
Haz 08

ŞEYTAN’IN İŞRET SOFRASI!…CIA’nın Çetecileri (1)

cıa

 

 

 

 

 

 

 

ŞEYTAN’IN İŞRET SOFRASI!…CIA’nın Çetecileri (1)                                                                                                                                                 www.kenansahbaz.com

Tarihin çöplüğünden çıkarılmış Mondros Ateşkes ve Sevr Antlaşması,OSLO-İMRALI-KANDİL-ERBİL şeytan dörtgeninin oluşturduğu masanın üzerindedir.

Cehennemin gayya kuyusundan duyulan Wilson‘un hırıltıları, toprak üzerinde seslendirilmektedir. Büyük Kürdistan ve Ermenistan…

Ayna kırılmış ve sırlı yüzdeki bütün gizler, kirli iş ve anlaşmalar ortaya dökülmüştür.

ABC(İspanya gazetesinin haberine göre; Kamu Güvenliği Müsteşarı Mehmet Ulvi Saran (2007 AKP aday adayı), PKK ile yapılan barış (!) görüşmelerinde IRA (Kuzey İrlanda) örneğini araştırmak üzere Londra gidecektir.

IRA örneği, teröristlerin siyasi aktör ve terörizmin devlet yönetiminde etkin olması, Türkiye’nin belirli bir bölgenin (Güneydoğu ve Doğu Anadolu) kendi toprakları olmadığını kabul etmesi ve öldürülen teröristlerin ailelerine tazminat ödenmesi, adı geçen bölgelerde ÖZERK BİR YÖNETİM’in kurulması demektir.

Şeytanla işret edilen müzakere masalarının gerçek efendisi küresel çetelerdir. Küresel çetelerin tüm amacı başta Türkiye olmak üzere tüm ulus devletleri parçalayarak, kolayca sömürecekleri şehir devletlerine dönüştürmektir.

Türkiye en önemli hedeftir. Bu nedenle Türkiye’nin ve Türklerin genleriyle oynanmalıdır. Bu değişim ve dönüşüm olayı 10 Kasım 1938’de Gazi Paşa’mın HAKK’a yürümesiyle başlamış, sinsice devam etmiş, ellili yıllarda başını topraktan çıkarmış, 1960 yılının mayıs’ndan sonra bir müddet duraklama devresine girmiş, sinsice yoluna devam etmiş ve 12 Eylül Amerikan cuntasıyla da zirve yapmış ve hiç bir engel tanımadan ilerlemiştir.

Bu öylesine bir ilerlemedir ki, emperyalizmin üretim hatası olan milli cenahlar dahi bu dönüşümü seyretmekle yetinmişlerdir.

Kaynak: Figen ÖZEN -İLK KURŞUN GAZETESİ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | ŞEYTAN’IN İŞRET SOFRASI!…CIA’nın Çetecileri (1) için yorumlar kapalı
Haz 07

İHTAR!

images (3)

 

 

 

 

 

 

 

İHTAR!                                                                                                                                                                                                                                           www.kenansahbaz.com 

Hani, izin vermemiştin yapıma

Hastalandım, vergi koydun hapıma

Hangi yüzle geleceksin kapıma

Sana oy namına zırnık koklatmam!

 

Yapacaklarım der, bir bir dizerdin

Çok söyledin, bugüne dek ne verdin?

Kese doldurmaktır en büyük derdin

Sana oy namına zırnık koklatmam!

 

Menfaat deyince şahin ol, fırla

Hatırımı sorma iki satırla

Seçimden seçime beni hatırla

Sana oy namına zırnık koklatmam!

 

Ucuzlatacağım dedin, zam yaptın

Herkesi sinirden bir adam yaptın

Her şey berbat oldu, şimdi tam yaptın

Sana oy namına zırnık koklatmam!

 

Yetim hakkı boğazında, kesende

Kan üstüne, koltuk kavgası sende

Boyun ölçülecek istemesen de

Sana oy namına zırnık koklatmam!

 

Bizden vergi aldın, şirket kurtardın

Mühür sende, her davadan yırtardın

Bizler kan ağlarken sen hep sırtardın

Sana oy namına zırnık koklatmam!

 

Müslüman’ım diye nutuklar atma

Çirkin görüşünü bizlere satma

Sakın bu millete bir daha çatma

Sana oy namına zırnık koklatmam!

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , | İHTAR! için yorumlar kapalı
Haz 06

EGE’DEKİ 16 TÜRK ADASINA NE OLDU?

indir (2)indir (1)

 

 

 

 

 

 

 

 

EGE’DEKİ 16 TÜRK ADASINA NE OLDU?                                                                                                                                                                             www.kenansahbaz.com

Yunanistan; 2004 ve sonrasında Ege’de Kanuni ve IV. Mehmet döneminde fethedilen, Atatürk’ün Lozan’da vermediği ve 1936 yılında Şükrü Kaya’nın T.C. envanterine kaydettiği, İngiliz ve Amerikan haritalarında Türk Adası olarak gösterilen 16 ada ve bir kayalığı AKP döneminde Ekim-Kasım 2004’ten başlayarak işgal ve fethetmiştir.
31 Aralık 2008’de Yunan helikopterinin, Bulamaç Adasında Türk hava sahasını ihlali üzerine Genelkurmay Başkanlığı ihlali sitesine koymuştur. Türk Dışişleri Bakanlığı ihlal haberinin siteden çıkarılmasını Genelkurmay Başkanlığı’ndan istemiştir. Bunu üzerine Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı’ndan toplantı istemiştir. Bu toplantıda Dışişleri Bakanlığı’ndan katılan diplomatlar işgali kabul ederek, işgalin sonlandırılması için siyasi karara ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir. Toplantı arasında  “Türk”  diplomatlar Türk subaylarına  “işgalin hükümetin bilgisi dahilinde”  yapıldığını açıklamışlardır. Yapılan araştırmada Yunanistan’ın Lozan Anlaşması’nda (12. ve 15. Maddeler) verilmeyen 11 ada 1 kayalık ile 17-30 Mayıs 1913 Londra Anlaşması’nda verilmeyen 5 ada olmak üzere 16 ada ve 1 kayalığı işgal ve ilhak ettiği ortaya çıkmıştır. AKP Hükümeti bu işgale AB tam üyeliği sürecini rahatsız etmesin diyerek göz yummuştur.   İşgal altındaki adalar şunlardır: Ege Denizi’nde; Koyun, Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba ve Ardacık adaları ile İzmir ilimizin sınırları içinde olan Venedik Kayalıkları…  Akdeniz’de, Girit Adası etrafındaki Yunan işgali altında olan Türk adaları; Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi adaları… Adaların bazılarını işgalden sonra Yunan Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı ziyaret etmişlerdir.
Bazıları Aydın il sınırları içinde kabul edilen ve resmen sit alanı olan Yunan işgali altında olan adalara, hızlı bir biçimde kilise inşa edilmiştir. Anılan kiliseler Fener Rum Patriği Bartholomeos’un doğrudan yetkisi altında, ruhani/dini otorite alanı içindedir. Yani, Patrik Bartholomeos, Türk adalarındaki Yunan işgaline ortak olmuş ve kendi nüfuz alanını genişleterek adalarımızı kendi ruhani otorite alanına katmıştır.
TRT, 26 Aralık 2012 tarihinde “16 Ada Yunanistan’a geçti” haberini vermiştir.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na, işgal edilen adalar ile ilgili olarak MHP ve CHP milletvekilleri tarafından soru önergesi verilmiştir. Davutoğlu, bazıları Büyükada’dan daha büyük adalar için  “adacık”  demiş, Dışişleri Bakanlığı TBMM’ye verdiği cevapta “Görüşmeler devam ediyor” diyerek TBMM’yi yanıltmıştır. Çünkü Yunan Dışişleri Bakanlığı iki gün sonra bu cevaba atıfta bulunarak; “Herhangi bir görüşme yok. Adalar, Yunan adasıdır” cevabını vermiştir. MGK üyesi Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a, CHP Milletvekili Nurettin Demir tarafından soru önergesi veriliyor. Önerge’deki 4 sorudan birinci soru, işgal edilen adalar ile ilgili. Yılmaz, 24 Eylül 2012 tarihinde verdiği yazılı cevapta, birinci soruyu pas geçip diğer üç soruya cevap veriyor. Ne de olsa işin ucunda TCK 302’den, ‘Vatana İhanet’ suçundan yargılanmak var.
Bu konuyu Türkiye’nin gündemine taşıyan ve mücadelesini en ön safta yapan kişi ise emekli Kurmay Albay Ümit Yalım. Ümit Yalım, 2008’den itibaren işin içinde toplantılara katılan heyetin bir üyesi. Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri.
Şimdi Davutoğlu’nun cevaplaması gereken soru, Ege’de Yunanistan’a teslim ettiğiniz adalar karşılığında hangi toprakları aldınız? 

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/suriyede-toprak-kaybetmedik-peki-egede-33686yy.htm

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , | EGE’DEKİ 16 TÜRK ADASINA NE OLDU? için yorumlar kapalı
Haz 05

TÜRKLER HAKKINDA SÖYLENEN ALTIN SÖZLER(4)

images (1)indir

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 TÜRKLER HAKKINDA SÖYLENEN ALTIN SÖZLER(4)                                                                                                                                                       www.kenansahbaz.com

* “Bence insanlığa şeref veren Türk Milletinin düşmanı olmak insanlığın düşmanı olmaktan farksızdır.” La MARTİN

* “Ey Almanlar, bırakınız Türkler Almanyayı istila etsinler, hakkın, adaletin ne olduğunu Türkler size öğreteceklerdir.” Martin LUTHER Almanlara hitap ederken.

 * “Türkler, Asyanın En güçlü ulusudur.” Albert SOREL

 * “Türkler, bilime saygılı ve ince duygulu bir ulustur.” Baron BUSBEK

* “Kılıcı insafsız bir ustalıkla kullanan Türkün eli, yendiği insanların yarasını sarmakta da ustadır.” Lord BYRON

* “Türklerin doğruluklarıyla, namusları ne kadar övülse yeridir.” Charles McFARLANE

* “Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker yoktur.” HAMİLTON

* “Her Türk kendini aslan, düşmanını av, atını ceylan bilir.” Semame İbni EŞREŞ

* “Türk korkmaz korkutur, bir şey isterse onu yapmadıkça vazgeçmez. Hangi işe el atarsa başarır.” Semame İbni EŞREŞ

* “Savaşın zevkini almak isteyenler Türklerle savaşsınlar.” TOWSHEND

“Türklerin tek sevdikleri şey haktır, gerçektir ve hiçbir haksızlık yapamadıkları halde haksızlığa uğramışlardır.” WİLLİbiiip!!! PİTT

“Eğer bir Türk devleti olmasaydı yaratmak gerekirdi.” THIERS

* “İnsanlari yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler”  Napoleon Bonaparte – Fransız İmparatoru 

*”Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilmeyecek olan yalnızca Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan bir köye gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu orada görüp öğrenirsiniz.” William Martin  

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | TÜRKLER HAKKINDA SÖYLENEN ALTIN SÖZLER(4) için yorumlar kapalı
Haz 04

ETNİK TUZAK!!!

images (2)

 

 

 

 

 

 

 

ETNİK TUZAK!!!

Geçtiğimiz günlerde malum havuz medyasından  (Sabah Gazatesi yazarı) Hilal Kaplan şöyle demiş:                                                                                     “Okuyucularım soruyorlar: İspanyol bayrağı, Alman bayrağı, İngiliz bayrağı var da neden Türk bayrağı olmasın? İlk bakışta haklılar ama hatırlatalım: İspanya, farklı etnik unsurları anayasasında tanımış, Bask ve Katalonya bölgelerinde olduğu gibi özerkliklerini teslim etmiş, onların kendi bayraklarını dalgalandırmalarına, kendi meclislerini kurmalarına müsaade etmiş bir ülke.                                                                                           Almanya, 13 federal bölgeden oluşan bir tür eyalet sistemiyle yönetilen, yine farklı sembollere yer açan bir ülke.                                                               İngiltere ki aslında malumunuz ‘Birleşik Krallık’. İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’nın kendi hükümetleri, bayrakları ve genişliği değişse de merkezî hükümetten bağımsız yetki alanları var.

Bayrak hepimizin, bu ülke hepimizin, bu vatan hepimizin. Ve hepsinin de adı Türkiye…”

***

Bir konuşmasın da da; “…Türk bayrağı demeyi de artık tartışmamız lâzım. Herkesin aidiyet bağı hissedebileceği bir sembolse Türkiye bayrağı demeyi ben öngörüyorum ya da [Selahattin] Demirtaş’ın dediği gibi ’devlet bayrağı’demeyi öngörüyorum.” Demiş. (A Haber TV, 28 Mart 2013).

Bende bu densize diyorum ki: Hani bayrak, ülke, vatan hepimizindi!!                                                                

Sayyılan ülkelerin hepsi de Hıristiyan.. Bunlar tarihte bir millettir ve bir devlet kuranlardır.                                                                                                           Oysa etnik neleri varsa yaşayan, hatta devletin en üst makamına gelen, askerlik yapmayan, böylece zenginleşen o savunduğunuz etnik kökenliler Osmalı İmparatorluğu’nu yıkan o hainlerdir… Onlara hak verilecekmiş. Ne hakları varsa!…

Avrupa’dan almanız gerekenleri almaya çalışmak yerine her ne hikmetse AB’nin, ABD’nin dayattığı sistemleri ülkemize getirmek için sonsuz bir geyret içinde oluyorsunuz. Niçin? Onlara akıldan mı, göbekten mi, cüzdandan mı, bağımlısınız? Havuz medyasında boy gösterenlerin kimin ve kimlerin borozanı olduğunu çok çok iyi biliyoruz.

Bir de yazısına not düşerek ukalaca MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’ye dil uzatmış. “MHP lideri Devlet Bahçeli, ismimi vermeden, mezkûr sözlerimi eleştirmiş ve ‘benim gibilere göz açtırılmayacağını’ ilan etmiş. Fikirleriyle çarpışamayanların acziyetinin bir göstergesi olarak okuduğum bu tehdide karşılık, Hz. Ali’nin şu sözü, sanıyorum cevap olarak kâfidir: ‘Ecel benim zırhımdır. Onun geleceği vakte kadar, bütün dünya bir araya gelse, bana kimse bir şey yapamaz. Onun vakti geldiğindeyse, bütün dünya bir araya gelse kimse beni kurtaramaz” demiş.

MHP’liler, Ülkücüler aklı ipoteklilerin fikirleri ile değil tarihteki ünlü Türk liderlerin öncülüğünde onların fikirleri ışığında geleceğe yönelmiş Türk Mehmetçikleridirler. Yukarıdaki söz ülkücüler tarafından sana aynen  iade edilmekle birlikte o mübarek şahsiyeti Hz. Ali’yi kirli emellerine alet etmene, kirli ağzınla kirletmene de müsaade etmeyeceklerdir…

Kenan ŞAHBAZ 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | ETNİK TUZAK!!! için yorumlar kapalı
Haz 03

Allah affeder

indir (1)

 

 

 

 

 

 

 

Allah affeder                                                                                                                                                                                                                                 www.kenansahbaz.com

Zamanın birinde ayyaş bir adam, köyün imamına gitmiş ve günahlarını anlatmaya başlamış.
-İmam efendi ben çok içki içiyorum.
-Sorun değil Allah affeder.
-İmam efendi ben hırsızlık yapıyorum.
-Sorun değil yavrum Allah affeder.
-İmam efendi ben zina yaptım.
-Sorun değil Allah affeder.
Adam da imamın bu söylediklerinden sonra gazını alamamış,  “Nasıl olsa Allah affeder”  diye, köye dönüp daha çok içki içmiş ve hırsızlığı daha çok alışkanlık haline getirmiş.
Köylüler buna tepki göstererek,  “Utanmıyor musun bunları yapmaya” deyince de,  “Valla kafama göre bir imam buldum, her şeyi yapıyorum. Nasıl olsa Allah affeder”  diyor demiş.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , | Allah affeder için yorumlar kapalı
Haz 02

DİN MASKESİ ALTINDA TÜRK DÜŞMANLIĞI VE BÖLÜCÜLÜK

dc3bcnyadaki-yac59famin-sc3bcrebilmesi-ic3a7in-insan-evladi-olan-herkesin-international-birlikte-yoketmekle-gc3b6revli-olduc49fu-c59feytan-imparatorluc49fu-mensuplari2

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DİN MASKESİ ALTINDA TÜRK DÜŞMANLIĞI VE BÖLÜCÜLÜK

Ülkemize karşı yıkıcı bölücü faaliyet gösteren iç tehdit unsurlarından biri olan irticai terör örgütleri ise Türk halkının dini duygularını istismar ederek hedeflerine ulaşmak için “dini” maske olarak kullanmaktadırlar. Dini semboller ile halkın karşısına çıkan ve devleti “din düşmanıymış” gibi gösteren bu örgütler bilinçsiz halk kitlesini devlete karşı kışkırtmaya çalışmaktadırlar. Türkiye’de din maskesi ile ortaya çıkan Hizbullah, İBDA/C, Tevhid-Selam, İslami Hareket gibi terör örgütleri laikliği dinsizlik olarak göstererek toplumu kamplara bölmeye çalışmaktadırlar. Bununla birlikte, bu terör örgütlerinin gerçek yüzleri medyaya yansıyan mezar evler ve katliamlar ile ortaya çıkmıştır.

Türkiye’de rejimi değiştirip şer’i hükümlere dayalı bir devlet kurmayı hedefleyen başta Hizbullah terör örgütü olmak üzere İBDA/C, Tevhid-Selam, İslami Hareket, Hizb-Üt Tahrir, Acz-i Mendi gibi irticai örgütlerin üst düzey yöneticileri ve kilit noktalarındaki mensupları Ermeni ve Süryani asıllılardan oluşmaktadır. Yine bu örgütlerin üst düzey sorumlularının yanı sıra yapılan eylemlere karışan mensupları arasında da çok sayıda Ermeni ve Süryani asıllı provokatörler bulunduğu tespit edilmiştir.

Dini maske olarak kullanan terör örgütü Hizbullah’ın üst düzey yöneticileri Ermeni ve Süryani

Hizbullah terör örgütünün lideri Hüseyin Velioğlu’nun eşi Hayriye Velioğlu’nun dedesi Favlus ve ninesi Saro Hıristiyan Süryani’sidir. Ayrıca, Hüseyin Velioğlu 1978 yılında Durmaz olan soyadını Velioğlu olarak değiştirmiştir. Velioğlu’nun ninesinin ismi olan Suse, Ermeni ve Süryani asıllılar tarafından kullanılmaktadır.

Hizbullah terör örgütünün doğal lideri 1961 Batman-Gercüş doğumlu İsa Altsoy’un dedesi Melküm ve ninesi Mence Ermeni asıllıdır.

Hizbullah terör örgütünün para kasası 1961 Mardin-Mazıdağı doğumlu Sulhadin Ürük Ermeni asıllıdır. Sulhadin Ürük, Adana’nın Pozantı İlçesi’nde terör örgütü Hizbullah’a ait yayla evine düzenlenen baskında ölü ele geçirilmiştir.

Hizbullah terör örgütünün askeri kanat sorumlularından olan 1972 Diyarbakır-Silvan doğumlu Mahsum Barut’un dedesi Astur ve ninesi Kute Ermeni asıllıdır.

Hizbullah terör örgütünün askeri kanat sorumlularından olan 1971 Van doğumlu Gürsel Aldemir’in dedesi Akup ve ninesi Sirpahi Ermeni asıllıdır.

Hizbullah terör örgütünün arşivcisi 1977 Mardin-Nusaybin doğumlu Abdulhalim Türe’nin büyük dedesi Birhu ve ninesi Delu Süryani asıllıdır.

Hizbullah terör örgütü lideri Hüseyin Velioğlu’nun kayınbiraderi ve İslami Hareket Örgütü Şura üyesi olan İhsan Deniz Süryani asıllıdır.

Alıntı: Ay Yıldız Turuk

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | DİN MASKESİ ALTINDA TÜRK DÜŞMANLIĞI VE BÖLÜCÜLÜK için yorumlar kapalı