Haz 01

SATILDIK!… UYUYORUZ!… UYUYORUZ!…

oqM66

 

 

 

 

 

 

 

SATILDIK!  UYUYORUZ!… UYUYORUZ!…

Güvercin Geçidi romanlarının yazarı merhum Şerif Benekçi (1952-2008)’den bir anekdot vermesi beni düşündürdü:

 “Şerif Benekçi, İstanbul’da Beyazıt’taki bir camide imamlık yapıyordu. Bir gün öğlen ezanını sabah ezanı gibi okur ve (sabah ezanında yer alan) ” Namaz uykudan hayırlıdır “ bölümünü de ezana ekler.

Bunun üzerine cemaatten gayretkeş birisi itiraz eder.

“Hocam bu ne iştir? Sabah ezanı öğle ezanı gibi okunur mu?

Şerif Benekçi hazır cevaptır. Bozuntuya vermeden itiraz edeni susturur.

 “‘Okunur okunur, nasıl olsa hepiniz ayakta uyuyorsunuz.’” .

Hepimiz ayakta uyumasaydık, Türkiye bu hâle gelir miydi?

Hepimiz ayakta uyumasaydık, vurgunu, soygunu yapabilirler miydi?

Uyuyoruz, uyuyoruz!…

 “Hırsızlık etseler de, Türkiye’yi satsalar da, ülkeyibölseler de oyumuz bunlaradır.”  diyenler derin uykularında bile bileötenezi razı oluyorlar.

 

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/utanilacak-halimiz-34260yy.htm

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , | SATILDIK!… UYUYORUZ!… UYUYORUZ!… için yorumlar kapalı
May 31

Erdoğan gibisi bir daha gelmez!(2)

AKP nin KÖKENLERİ

 

 

 

 

 

Erdoğan gibisi bir daha gelmez!(2)

“Erdoğan tipi” zihniyet AKP’ye hâkim olmuş ki, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi alıyor bazı gazetecileri karşısına, “Muhalefet güçlü olsa, terör böyle cesaretli olmaz” diyor, diyebiliyor. Tamam, bizce de muhalefet zayıf amma el insaf, muhalefet zayıf olduğu için mi Ağrı’da PKK’lılar dört askeri yaraladı?
“Yeni Türkiye” diyorlar ya, “Eski köye yeni âdet” olarak gelen şey, Sayın Erdoğan’ın devleti normal işleyişine bırakmaması, kurumların da ne yaparlarsa Cumhurbaşkanı’nın gözünün içine bakarak yapmaları, Cumhurbaşkanı’nın da bu işi memnuniyetle karşılaması, fakat netice kötü olunca dönüp kurumu yerden yere vurması…
İşte “Yeni Türkiye’nin yeni âdeti” bu.
Bu “âdet” tıpkı “bidat” gibi bir şey… Bidat nasıl dini bozduysa, yeni âdet de devleti işte öyle bozdu maalesef…
En tuhaf olanı ise “Başkanlık sistemi” derken, “Amerika’daki gibi mi” denildiğinde “Hayır” diyor. “Fransa’daki gibi mi” diye sorulduğunda, “Hayır” diyor ve ağzındaki baklayı çıkartıyor:
“Türk tipi!”
Hani milliyetçilik ayaklar altındaydı? Hani bu toplum 36 etnik yapıdan oluşuyordu?
Madem öyle, niye Laz tipi, Çerkez tipi, Ermeni tipi değil de “Türk tipi?”
Bütün bunları yan yana getirip toptan baktığımızda “Türk tipi” demesinden anlıyoruz ki, “Erdoğan tipi” bir başkanlık, zat-ı âlilerinin istediği…
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdogan-gibisi-bir-daha-gelmez-34133yy.htm

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , | Erdoğan gibisi bir daha gelmez!(2) için yorumlar kapalı
May 30

Sana Gülüm, Sana Canım Diyemem!

papatya2

 

 

 

 

 

 

 

 

Sana Gülüm, Sana Canım Diyemem!

 

İşledim aklıma nadide teni…

Gülüm de, diyerek kınama beni…

Canımdan ötesin, yürek sesimsin

Canım, canım deyip sınama beni… 

 

Sana gülüm, sana canım diyemem!

Kokladığım bütün güller soluyor!        

Tanıdığım bütün canlar ölüyor!

 

Gönlüme, ömrüme gelişin yeter

Özlemle koynuma girişin yeter

Ömür hafızama kazındı adın

Candan öte, özden sevişin yeter

 

Sana gülüm, sana canım diyemem!

Kokladığım bütün güller soluyor!        

Tanıdığım bütün canlar ölüyor!

 

Fikrine, gönlüne düşür yüreğim

Kaynat sevgin ile pişir yüreğim

Ömrümün batmayan sevgi güneşi

Sensizlik; kara kış, üşür yüreğim

 

Sana gülüm, sana canım diyemem!

Kokladığım bütün güller soluyor!        

Tanıdığım bütün canlar ölüyor!

 

Teni koklayınca gülden usandım

Sensiz söz söyleyen dilden usandım

Her an, her dakika özledim seni

Sana getirmeyen yoldan usandım

 

Sana gülüm, sana canım diyemem!

Kokladığım bütün güller soluyor!        

Tanıdığım bütün canlar ölüyor!

07.01.2015

 

 

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Sana Gülüm, Sana Canım Diyemem! için yorumlar kapalı
May 29

GENÇ BEYİNLERE SAHİP ÇIKMAK!

201020121311169420223_2

 

 

 

 

 

 

GENÇ BEYİNLERE SAHİP ÇIKMAK!

Bir eğitimci olarak zeki öğrencilerimizin yetersiz eğitim- öğretimden dolayı zeka düzeylerine uygun bir şekilde eğitilmediklerini, öğretilmediklerini düşünür ve üzüntü duyardım. Hala da üzüntü duymaktayım.

Geçmiş yıllarda iki yıl etkinlik düzenleyerek lise 1., 2. ve 3.’süne ödüller veren biri olarak hala aynı düşünceleri ve duyguları yaşamaktayım. Bir memleketin uluslar arası düzeyde bilim adamı yetiştirmesinin ilk basamağı zeki öğrencilere sahip çıkmaktan geçmektedir. Bu vesileyle başarılı öğrencilerimize kitap ve çeyrek altın hediye ettiğimiz o günlerde devamını getiremediğim için, niçin bu ve benzeri etkinliklere yardımcı olmazlar da sanatçılara dünyanın parasını verip eğlence kültürüne önem verirler diye düşünmüşümdür.
Kendi düşüncemizin halk nezdinde ilgi görmesini, düşüncemizin zirvelere taşınmasını istiyorsak ilkokuldan başlamak üzere üniversiteye kadar bilhassa zeki öğrencileri ödüllendirme çalışmalarına hız verilmelidir. Türkiye çapında yapılacak böyle güzel bir uygulama hem öğrencileri, hem aileleri memnun edecek ve hem de başarıyı ödüllendirenlere ilgiyi artıracaktır.
Böyle bir güzelliği iki yıl yaşadığım için hala unutmadım ve unutacağımı da zannetmiyorum…
Saygılarımla…

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , | GENÇ BEYİNLERE SAHİP ÇIKMAK! için yorumlar kapalı
May 28

TÜRKLER HAKKINDA ALTIN SÖZLER (3)

indir (1)

 

 

 

 

 

 

 

 

TÜRKLER HAKKINDA ALTIN SÖZLER (3)

* “Türk hakanının gece uyumaması ve gündüz dinlenmemesi yanlız fakir tebasını besleyip giydirmek için değildir; O, Türkün şöhreti ve milletinin şanı ve şerefi için gece gündüz çalışmış ve çarpışmıştır. Mısır firavunu, İran şahı ve yahut Asur hükümdarı kendi sahısları uğruna yahut ilahlarının kudretini göstermek amacıyla milletlerini yok ettiği halde, Türk hakanı milletinin hüsn-i şöhretinden başka birşey düşünmemiştir.” LEON CAHON

* “Türkler yaltaklanma, yaldızlı sözler, münafıklık, kovuculuk, yapmacık, yerme, riya, dostlarına karşı kibir, arkadaşalarına karşı fenalık, bidat nedir bilmezler. Çeşitli fikirler onları bozmamıştır. Türkler pek namuslu insanlardır.” ARAP ALİMİ CAHİZ

 * “Allah – Allah! nidalarıyla ve yiğit yüreklerindeki imanın kudreti ile Rus süngüleri üzerine öyle atılışları vardı ki, İngiltere tarihinde gördüğümüz kahramanlardan hiçbiri bu Türk askerlerinden fazla şecaat göstermiş olamazdı. Silah arkadaşım olmuşş bu insanların sahip bulundukları yüksek nâmus ve şeref duygularını, engin şecaat ve sadakatlerini, üstün vatanseverliklerini gönlümde gururla muhafaza etmekteyim.” Plevne de Gazi Osman Paşa emrinde hizmet görmüş ve sonradan general rütbesine kadar yükselmiş Avusturalyalı bir Dr. General)CHARLES ROYAN

* ” Avrupa da hiçbir asker yoktur ki, (Bu sözlerimin altını çiziyorum), savunmakta Türklerle kıyaslanabilsin. Örnek olarak Çanakkale yi göstermek isterim. Orada, bizim gemi ateşlerimizle büyük kayıplara uğramış olan kıtalar Türk olmasalardı yerlerinde kalamaz ve derhal değiştilirlerdi. Oysa Türkler tüm savaş boyunca siperlerinden ayrılmadılar.  (Birinci Dünya Savaşında Irak Cephesi komutanı iken Türk ordusuna yenilerek esir düşmüş İngiliz Generali) General TAVSHEND

* “Çok cesur savaşan ve iyi sevk ve idare edilen Türk Ordusu karşısında bulunuyoruz…” General HAMİLTON (Çanakkale ye taarruz eden müttefik orduların Başkomutanı)

* “… Bizler o yarımada dan kahraman Türk Milletine duyduğumuz takdirle ayrılmışızdır… Sonuç olarak belirtmek isterim ki, sizler kahraman olduğu kadar insan ve uygar bir milletin evlatlarısınız… Lord CASEY (1967-71 arasında Avrustralya Genel Valisi ve Çanakkale de savaşmış bir Anzak)

* Çelikten, mânevi güçten, vatan aşkından bir insan yapısı ne demektir? Bu sorunun cevabı işte şu gösterişten uzak, mütevekkil ve sâkin Anadolu  çocuğunun kendisi idi!… 

* Tarih kitaplarında Türkler hakkında yazılı olanlar, hatta onlarla savaşanların anlattıkları gerçekleri ifadeden acizdir. Mutluluk Türklerle aynı safta savaşmaktır. Bu şerefi ömrümün sonuna kadar taşıyacağım.

* Taş üzerinde yatıyor, Güneşe, fırtınalara, soğuğa, yağmura karşı korunmasız siperlerde çamur ve toz içinde günler geçiriyor, fakat dünyanın bütün vasıta ve imkânlarına sahip düşmanlarıyla arslanlar gibi döğüşüyorlardı. Bu ne sessiz, gösterişsiz bir yurt sevgisi idi!…

* “Allah adını yürekten tekrarlaya rak saldırganın üzerine atılıyorlardı. Düşmanları da onlara hayrandı. Yıllar süren silah arkadaşlığımız döneminde, kendisini öldürmeye, yurdunu elinden almaya gelenlere karşı hiçbir gaddarlıklarını görmedim. Yaralı düşmanlarını sırtlarında siperlerine getiriyor, sargı bezi olmadığı zaman, yedeği bulunmayan gömleklerini yırtarak onları sarıyorlardı…” Alman tarihçi HAMMER

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | TÜRKLER HAKKINDA ALTIN SÖZLER (3) için yorumlar kapalı
May 27

Erdoğan gibisi bir daha gelmez!(1)

 

clip_image0201

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erdoğan gibisi bir daha gelmez!(1)

Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, devletin koruyamadığı, teröristlerin öldürdüğü savcının şehit olduğu olayda, teröristlerin teslim olmaları için devreye giren, yalvaran, ağlayan İstanbul Barosu Başkanı’na veriyor veriştiriyor:
    “Ey Baro Başkanı” diyor, “Sen de telefonla görüştün teröristlerle! Hangi neticeyi aldın? Hiçbir netice alamadın. Hani senin sözün dinleniyordu ya, alsaydın bir netice. Bu terörist, terörist, bunu bileceksin, bunu göreceksin!”
    Gerçekten sabır!
    Siz devlet olarak ne netice aldınız ki, İstanbul Barosu Başkanı’nı “Ne netice aldın?” diye ayıplayabiliyorsunuz? Adam dedi mi ki, “Onlar benim sözümü dinlerler!” diye. Yo, öyle bir iddiası yok. Ama olması gerekmez… Baro Başkanı dedi mi ki, “Bunlar terörist değil!” diye… Yo, demesi gerekmez…  
Bir yandan “Devlet benim” havalarında olacaksın…
 Diğer yandan, Devletin Adliye Sarayı’nda Devletin Savcısını koruyamayacak, üstelik olaya karışan herkesin öldüğü ve iddialara göre yüzlerce kurşunun kullanıldığı bir “kurtarma operasyonunun” Adli Tıp Raporu için “Yayın yasağı” getireceksin, sonra da tutacak, “yapmayın, etmeyin” diyen Baro Başkanı’nı neredeyse olayın en büyük sorumlularından biri ilân edeceksin… 
Dünyanın neresinde böyle bir devlet ve böyle bir Cumhurbaşkanı var, yahut var da biz mi bilmiyoruz, gerçekten çok merak ediyoruz

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdogan-gibisi-bir-daha-gelmez-34133yy.htm

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Erdoğan gibisi bir daha gelmez!(1) için yorumlar kapalı
May 26

KURUMUNDAN BELLİ

yeniceriler1

 

 

 

 

 

 

 

 

KURUMUNDAN BELLİ

 Hüseyin Fahrettin Dede, Bahariye Mevlevîhanesi’ndeki odasında sohbet ederken Yenikapı Mevlevîhanesi Şeyhi Mehmed Celaleddin Dede gelmiş. Herkes ayağa kalktığı halde sarayın koyun yetiştirici ağası (Ocak Ağası) büyük keyifle kurulduğu köşeden kımıldamamış. Durumu fark eden Celaleddin Dede kibarca sormuş:

‘-Bu kişi kimdir?’ Birisi cevap vermiş:

‘-Ocak Ağası’dır efendim!’

Celaleddin Dede sözünü şöyle tamamlamış:

‘-Kurumundan belli!’

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | KURUMUNDAN BELLİ için yorumlar kapalı
May 25

Türk Millî Eğitim sistemi bütünüyle çökmüştür…

4+4+4-nedir

 

 

 

 

 

 

 

Türk Millî Eğitim sistemi bütünüyle çökmüştür…                                                                                                                                                                                   www.kenansahbaz.com

Türk Millî Eğitim sistemimin artık maalesef bütünüyle çökmüş bulunduğu bir kere daha resmî belgelerle tescillenmiş bulunmaktadır. ÖSYM verilerine göre, 15 Mart 2015’te yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavına giren 1 milyon 987 bin öğrenciden 575 bini 180 barajını aşamadı. 2010 yılında 180 puan barajını aşanların oranı % 82’den     % 64’e geriledi. Bütün derslerde son yılların en düşük net ortalaması gerçekleşti. 2010’da 11,4 olan temel matematik ortalaması bu yıl 5,2’ye, fen bilimleri 4,6’dan 3,9’a Türkçe 21,9’dan 15,8’e inerken, sosyal bilimler 10,7’de kaldı.
Bu sonuçlara göre 1 milyon 987 bin 488 adayın 145 bini, 140 puan alamadığı için ön lisans ve açık öğretim fakültelerine girme hakkını kaybetti. 575 bin 768 aday da 180 taban barajını aşamadığı için Lisans Yerleştirme Sınavına (LYS) girme hakkını elde edemedi. Geçen yıl 477 bin kişi 180 puan barajını aşamamıştı, bu yıl rakam 575 bine çıktı. Yani 180 barajına takılan öğrenci sayısı 2014 yılına göre 100 bin kişi daha arttı. Bu sonuçlar gösteriyor ki, orta öğretim sisteminde “eğitimdeki nitelik kaybı” hızla artmakta, “eğitim çöküşe doğru” hızla sürüklenmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek anlamıyla bir “Millî Eğitim Politikası” kalmamıştır. Türk Millî Eğitimi, uzun yıllardan beri her gelen siyasî kadrounun ve değişen her bakanın oyuncağına dönüştürülmüştür. Her iktidarın kendi ideolojisine, parti ve dünya görüşüne yön vermek istediği, özellikle de AKP Hükümetleri döneminde  ve bilhassa bu son dönemde Milli Eğitim mensuplarını sürgünden sürgüne gönderdiği, ezdiği, kıydığı, zulmettiği, haklarını gasp ettiği ilk ve en büyük kurum Millî Eğitim Bakanlığı olmuştur.

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/egitim-egitimden-habersiz-kiselerin-eliyle-cokertildi-33985yy.htm

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | Türk Millî Eğitim sistemi bütünüyle çökmüştür… için yorumlar kapalı
May 24

Türklerin Ortak Tarih Kitabı (2)

türk_473643

 

 

 

 

 

 

 

 

Türklerin Ortak Tarih Kitabı (2)

Türk dil yaklaşımı
Altay dilleri ailesine mensup Türk dilleri veya Türk lehçeleri, Doğu Avrupa’dan Sibirya ve Çin’in batısına dek uzanan bir alanda ana dil olarak 180 milyon kişi tarafından, ikinci dil olarak konuşanlar da sayılırsa yaklaşık 250 milyon kişi tarafından konuşulan, 30 ayrı yazı diline bölünen bir dil kümesi olarak tanımlanmaktadır. En çok konuşulan Türk dilinin Türkiye Türkçesi olduğu bilinir. Kitapta Türk dili konuşan halklar coğrafyası temel olarak şu şekilde ayrılıyor: 1) Orta Asya, 2) Sibirya, 3) Altaylar, 4) Doğu Türkistan, 5) İdil-Yayık, 6) Kuzey Kafkasya, 7) Kara Deniz’in kuzeyi, 8) Anadolu, 9) Balkanlar… 
Türk dünyası bilinci
 Türk Dünyası’nın tarihi aynı zamanda insanlık tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır. Günümüzde bu ailenin parçaları Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan ve KKTC gibi 7 bağımsız Cumhuriyet ve Doğu Türkistan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Tataristan, Karaçay-Çerkez, Kabardin-Balkar, Altay, Hakasya, Tuva, Saha, Dağıstan, Gagauz-Yeri, Karakalpakistan gibi özerk cumhuriyet veya özerk bölgelerde yaşamaktadırlar. Bunun yanı sıra Çin, Afganistan, İran, Irak, Suriye ve Balkanlar’da Türk halkları bulunmaktadır.
Türk Devlet ve toplulukları sadece ortak tarih değil, diğer alanlarda da müşterek değerlere sahiptirler. Eğer onların kültürel hayatı, yaşam tarzı, edebiyatı, folkloru, etnografyası, örf-adetleri, milli bayramları, efsane ve masalları, fıkraları, kıyafetleri, süslemeleri vb. özellikleri göz önüne alınırsa bu ortaklık açık bir şekilde görülecektir. Buradan hareketle hazırlanan ortak tarih kitabında Türk halklarının ortak destanları, manevi değerleri, maddi kültürü ve milli oyunlarına da önemli ölçüde yer veriliyor.
Nasıl ve ne zaman okutulacak?
Türk Keneşi üyesi ülkeler başta olmak üzere süreç içerisinde tüm Türk Dünyasında okutulacak ders için ilke hedef,  8. sınıflar… Bu kapsamda “Ortak Türk Tarihi Eğitim Programı” nın haftada en az 1  saat ve bir eğitim yılında  34  saat olması düşünülüyor. Kitap, okutulacak her ülkenin kendi resmi dilinde basılacak. Ancak önümüzdeki seneye yetişebilmesi için bu yıl Astana’da yapılacak Türk Konseyi Zirvesi’nde nihai kararın alınması gerekiyor.

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/iste-turklerin-ilk-ortak-tarih-kitabi-33839yy.htm

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , | Türklerin Ortak Tarih Kitabı (2) için yorumlar kapalı
May 23

ÜLKÜCÜNÜN ÇİLESİ

indir (2)

 

 

 

 

 

ÜLKÜCÜNÜN ÇİLESİ                                                                                                                                                                                                              www.kenansahbaz.com

Gün olur, ülküsüz insanlara gıpta ile bakasınız gelir. Rahat yaşarlar. Tıpkı Şairin söylediği gibi: “Akl-ı şuur” ları vardır, güzel severler. “Bade” içerler ve nihayet göçüp giderler.

Ülkücülerin hayatı bambaşkadır. Sözlüklerinde rahatlık kelimesinin yeri yoktur. Daimi bir mücadele içinde ömür tüketirler. Hemen herkesle, her şeyle zaman zaman çatıştıkları görülür. Arkadaşları ile, aileleri ile, hatta sevdikleri ile.. Belli bir ülkünün esaslarından ziyade politikanın değişen icaplarına uymayı tercih eden kudret sahipleri ile de sık sık ihtilafa düşerler. Çok defa, başları belaya girer; gene de sinmezler. Bu halleri ” kalabalık” a göre uslanmamaktır; kendilerine göre de, yılmamak. Ülkücü dünya nimetlerinden yana nasipsizdir. Gözü yoktur ki, nasibi olsun. Bir lokma, bir hırka ona yeter. Paraya karşı o kadar müstağnidir ki, halkın hayretine sebep olur. Herkesin istediğini istemez, ne istediğini de herkes anlayamaz. Kendi zevkleri dışında zevk tanımayanların gözünde “zevksiz” bir adamdır! Küçümserler onu, hayatı anlamamakla, üç günlük dünyanın hakkını vermemekle itham ederler. Böyle davranışlara hiç önem vermez. Elverir ki, inandığına dokunulmasın! 

Kalabalığın nazarında o, zavallı bir hayalperesttir. Olmayacak fikirlerin rüyasına dalmış öylece uyumakta, başkalarını da uyumaya teşvik etmekte… Bir gün fikirlerinin gerçekleştiği görülse bile, Ona hiç kimse “aferin” demez. Üstelik, “böyle olacağı zaten belli idi” buyurulur. Ülkücünün, ülküsü ile münasebeti, hakiki bir aşkta sevenle sevgilinin münasebetine benzer. Hep verir, hiç almaz. Sevgili nazlıdır, sitemi eksik etmez, incinmeğe de hiç gelemez.

Diğer sahalarda umumiyetle dikkatsiz hareket eden Ülkücü, sevgili bahis konusu oldu mu baştan başa haysiyet kesilir. Şahsına fenalık yapanlara pek aldırmaz ama, ülküsüne yan gözle bakanlara tahammülü yoktur. Sadakati için karşılık beklemez, mükafat istemez, bir garip kişidir… Ülküsüne hizmet edenlere son derece hürmetkardır. Gerçek aşıklar gibidir; kıskanmaz. Sevgilisinin sevildikçe güzelleşeceğini bilir. Sevmenin gururu yegane süsüdür.

Ülkücünün en çok dinlediği “nasihat” tır. “Yapma ” derler, ” hayatını heba etme” derler, “gününü gün et ” derler. O kadar çok şey söylerler ki, hiç bitmez. O hepsini dinler, ama hiçbirini tutmaz, gene bildiği gibi yaşar. Ülkücülerin en amansız düşmanları “eyyamperest” lerdir. Menfaatlerine tapan bu adamlar, daha çok kazanmalarına, daha rahat yaşamalarına mani olacak sanırlar da, ülkücüleri ezmeğe çalışırlar! Ne garip tecellidir ki, ülkücünün gayretlerinden en çok faydalananlar da “eyyamperest” lerdir.

Gün gelir, ecel hükmünü icra eder, ülkücü dünyasını değiştirir. “Kalabalık” o’na acır, daha iyi yaşamış olmasını temenni eder. Halbuki o, inançları uğrunda yaşamanın hazzını tadamadıkları için ömrü boyunca “kalabalık” a acımıştır.’’

 Kaynak: Galip ERDEM                                                                                                                                                                                  https://www.facebook.com/notes/gazi-%C3%BCniversitesi-%C3%BClk%C3%BCc%C3%BCleri/%C3%BClk%C3%BCc%C3%BCn%C3%BCn-%C3%A7ilesi-galip-erdem/519119738103876

 

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | ÜLKÜCÜNÜN ÇİLESİ için yorumlar kapalı