Şub 17

TÜRK, TÖRE İLE DİRİLİR!

TÜRK, TÖRE İLE DİRİLİR!

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ayarlarına dönmesi ısrarla savunulmalıdır. Lakin bu savunulurken de kuruluşumuzun ne olduğu çok iyi anlaşılmalıdır. Atatürk’ün öncülüğünü yaptığı devrimlerin yeterince anlaşılmamış oluşu bizleri bugünlere getirmiştir. 

İhanet, dört bir koldan ulusumuzu, vatanımızı, değerlerimizi ve en önemlisi de geleceğimizi sarmış durumda. Yeniden bir varlık mücadelesinin ortasında olan Türk milleti belki de hiç olmadığı kadar umutsuz bakıyor artık geleceğe. Vatanında yalnızlığa terk edildiğini hissetse de hala milyonlar sesini hiç olmadığı kadar gür çıkarmaya çabalarken umutsuzluğa düşmek yapabileceğimiz en büyük ihanettir. Durumumuz umutsuzmuş gibi gözükse dahi umudunu yitirmiş ulusumuzun şevkinin ve ruhunun yerine getirilmesi umudunu yitirmeyenlerin birincil görevidir.

Düşman sanıldığı gibi güçlü, zeki veya her şeye muktedir değil; sadece arsız, pişkin ve kötülükten beslenmektedir. Bu kötülüğün karşısında ancak ve ancak iyi, adaletli ve yiğit olmak bizlere bu mücadeleyi kazandıracaktır çünkü bunları aynı zamanda töremiz bizlere emretmektedir.

Nasıl mı?

Binlerce yıldır atalarımız gelecek nesillere töre ile uyarılarda bulunmuş, Türk’ün devletinin töreye ihanet ile nasıl yıkılacağını anlatmıştır. Adaletten, eşitlikten, iyilikten ve insanlıktan uzaklaşmış yöneticiler ve buna göz yuman uluslar varlığını devam ettiremezler. Yönetenler budunun geleceği için bu kurallara kayıtsız şartsız uymak zorundadır. Uluslar da aynı şekilde hem kendi sosyal ilişkilerinde töreye sadık olmalıdır, hem de töreden uzaklaşan yöneticileri uyarmak ile mükelleflerdir. Şayet Türk’ün töresinin belirlediği bu toplumsal sözleşmeye taraflar saygı duymazsa da kaçınılmaz olarak devletin sonu gelir.

“Türk, Oğuz Beyleri, budun dinleyin:

Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk Budun, El’ini Töre’ni kim bozabilir?”

Bilge Kağan bizlere neden bu uyarıda bulunmuştur? Çünkü yiğit, savaşçı ve adil olan Türk’ün devletini ancak bu yoldan sapmışlar bozguna uğratabilirler. Başka güçlerin Türk’ün devletine zarar vermesi Türk’ün aklına kolay gelecek bir olasılık değildir. Bu yüzden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk de töre ile kurulmuş son Türk devletinin ilelebet payidar kalacağını dünyaya haykırmıştır.

Türk’ün töresi yok etmeyi değil var etmeyi ve varlığa mutlak saygıyı içerir. Göklerden geldiğine inanan Türk yeniden Gök tarafından kabul edilebilmek adına görevini yerine getirir. Bu sebeple tüm kişioğullarına, doğaya ve tüm canlılara, başka inançlara saygı ve sevgi duyar; düşmanına bile. Lakin ne zaman düşman gaddarlık sergilerse o vakit Türk, taş üstünde taş bırakmamayı da iyi bilir.

Büyük Türk hakanları gibi Başbuğ Atatürk de bizleri birçok defa uyarmış ve gelecekteki dahili ve harici düşmanlarımızın neler yapacaklarını söylemiştir. Binlerce yıldır uyarılan Türk ulusu zaman zaman bu uyarıları ve tarihinde yaşananları unutmuştur. Töresine sırtını dönmüş Türklerin başı felaketten hiçbir zaman kurtulmamıştır. Bunu bilmemize rağmen bu uyarılara inatla sırt çevirmekteyiz ve hatayı hep dışarıda aramaktayız. Ulusumuz ne yazık ki fikri yönden işgal edilmiştir. Tarihimiz, kültürümüz, varlığımız bizlere unutturulmaya çalışılmaktadır. Kimileri din ile kimileri ise etnik siyaset yardımıyla kontrol altına alınmıştır. Bizlerin bir araya gelmemesi adına her türlü yola başvurulmuş; kısmi olarak da başarıya ulaşmışlardır. Halbuki oyunun daha devam ettiğinin birçoğu farkında dahi değillerdir.

Kimisi için tarihin tozlu sayfalarındaki beylik laflar artık manasını yitirmiştir. Çünkü onlar umutlarını yitirmiş ve bile isteye sıkıca kapattıkları gözleri yüzünden karanlıktan şikayet etmektedirler. Cesaretini yeniden kazananlar ise gözlerini açmaya başladıkça atalarını tanımaya gayret ederek o gücü içlerinde bulmaktadırlar. Ne Ulu Önder Atatürk’ün ne de cesaretini topladığı büyük Türk bilgelerinin sözleri ve uyarıları boşuna değildi. Tarih sahnesinden Türklüğü silmeye çalıştıkları anda dahi küllerinden yeniden doğmuş bir ulusun mücadelesiyle yedi düvel bozguna uğratılmıştır. Bütün imkansızlıklar içerisinde dahi bir Gökbörü’nün kararlılığı Türk ulusunun yolunu aydınlatmıştır. Türk’ün zaferini kabullenemeyenler, bu zafere kara çalabilmek için yenildikleri günden beri süngüyü bir kenara koymuş ve kaleme sarılmışlardır. Bu sefer amaçlarına ulaşmak için dahili yolları kullanarcaklardı.

İşte bugün yaşanılan umutsuzluğun temek sebebi de budur.

Zihinlerimizi işgal etmek için çabalayanlar, dört koldan umutsuzluk aşılayanlar, halkın feryatlarına kulağını tıkayan yöneticilerin çeşit çeşit laf salatası ile gündemi geçiştirmelerinin temel sebebi bu fikri işgaldir. Cesaret edip gözlerimizi açtığımızda kazanamayacaklarını bildikleri için bizleri kendimize yabancılaştırmak için çabalıyorlar. Herkesin bir rolü var ve hepsi rolü uyarınca ihaneti aramıza zerk etmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ayarlarına dönmesi ısrarla savunulmalıdır. Lakin bu savunulurken de kuruluşumuzun ne olduğu çok iyi anlaşılmalıdır. Atatürk’ün öncülüğünü yaptığı devrimlerin yeterince anlaşılmamış oluşu bizleri bugünlere getirmiştir. Pirincin içindeki beyaz taşlar önce devrimlerin anlamını yitirmesine sebep oldu sonrasında da diledikleri gibi eğip bükme cesaretini kendilerinde buldu.

Atatürk’ün devrimlerinin tamamı Türk’ün binlerce yıllık töresinden geliyordu. Buna rağmen arkasına sığındıkları yalanları toplumun zihnine yerleştirip Türk’ü kendi devrimine yabancılaştırdılar ve hatta düşmanlaştırdılar. Türk tarihine karşı siyasal dinciliği ve etnik ayrımcılığı kuvvetlendirdiler. Altı Ok’u öcüleştirdiler. Laikliği din karşıtlığı, milliyetçiliği  ise ırkçılığa dönüştürdüler. Halkçı olanlar komünist oldu, cumhuriyetçiler ise askeri vesayetçi. Devletçiliği savunduğunuzda da babalar gibi sattılar. Hiçbir devrimin bir manası kalmayana ve tamamen unutulana kadar karaladılar. Önce bizi aramızda böldüler sonra da kendi içimizde hepimizi bir yere savurdular. Tüm mahalleler birbirine düşman olana kadar durmadılar.

Günden güne uydurulan bir tarih ile bizi sahte bir yakın geleceğe hapsettiler ve Bilge Kağan’ın kim olduğunu unutturdular. Binlerce yıllık Türk töresinin emirlerini devrimle yeniden Türkiye Cumhuriyeti’nde dirilten Atatürk’ün Batı hayranı olduğunu uydurdular. Halbuki Fransız Devrimi’nden önce, devrime ilham veren yazarların Tuğrul Bey’in laiklik anlayışını kitaplarda yazdıklarını bilmezler. Türk, uygarlığın yükseldiği yerlere ilham olmuşken bizleri sahte medeniyetlere yem etmeye çalıştılar. Geçmişe bir sünger çekmeye çalışarak yarınımızı çaldılar.

Son Türk kalana dek, Elmadağı’na çıkacaklar bitmez!

“Türk! İrkil! Uyan! Özüne dön!

Bilge ol! Alp ol! Düzgün ol!”

Alıntı: MDM Selçuk Erenerol

Posted in Gündem | TÜRK, TÖRE İLE DİRİLİR! için yorumlar kapalı
Şub 16

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

16 Şubat:

1862 – Fort Donelson Muharebesi sona erdi.

1918 – Litvanya, bağımsızlığını ilan etti.

1959 – Fidel CastroKüba başbakanı oldu.

1969 – İstanbul‘da Kanlı Pazar olarak bilinen saldırı gerçekleşti.

2005 – Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda uluslararası bir sözleşme olan Kyoto Protokolü yürürlüğe girdi.

Akşemseddin (Ö. 1459)

Octave Mirbeau (Ö. 1917)

Kim Jong-il (D. 1941)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Şub 16

BEN ORUÇLUYUM

“BEN ORUÇLUYUM”

Öğrencinin biri sürekli yaramazlık yapıyormuş. Öğretmen dayanamamış kulağından yakalamış. “Bana bak! Uslu durmazsan dayak yersin.” deyince, öğrenci;
“Ben oruçluyum!” der. Öğretmen;
“Eee oruçluysan ne yapalım?” deyince, öğrenci;
“Annem bana sakın bir şey yeme dedi evden çıkarken. Eğer bir şey yersem orucum bozulurmuş.” “O yüzden dayak yiyemem Öğretmenim”

Posted in Fıkralar | BEN ORUÇLUYUM için yorumlar kapalı
Şub 15

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

15 Şubat:

706 – II. Justinianos, gaspçı imparatorlar III. Tiberios ve Leontios‘u idam ettirdi.

1952 – Birleşik Krallık Kralı VI. GeorgeWindsor Kalesi‘nde defnedildi.

1999 – Terör örgütü PKK‘nın kurucusu ve ilk lideri Abdullah Öcalan, Türk güvenlik güçleri tarafından Kenya‘da yakalandı.

2005 – Video paylaşım sitesi YouTube kuruldu.

2013 – Rusya‘ya meteor düştü, yaklaşık 1500 kişi yaralandı.

Galileo Galilei (D. 1564)

Nat King Cole (Ö. 1965)

Orhan Asena (D. 2001)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Şub 15

“TÜRK DEVLETİ İNTİHAR EDER Mİ?”

“TÜRK DEVLETİ İNTİHAR EDER Mİ?”

Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nün tarihi açıklaması:

“Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Kürt topluluğunun ana yurdu değildir.

10. yüzyıl ve sonrasındaki Müslüman Arap kaynakları Kürtlerin ana yurdu olarak Fars eyaletini, yani İran’ı gösterirler. Kürtler Anadolu’ya, Türk yönetimleri döneminde gelmişlerdir.

1965’teki nüfus sayımında ana dili Kürtçe olanların oranı yüzde 7.07’dir. Daha sonraki nüfus sayımlarında ana dil sorulmamıştır. Buna karşılık yapılan birçok araştırma ve anket vardır. Bunların da sonuçları çoğunlukla birbirleriyle çelişmektedir. Devletçe ciddi bir sayım yapılarak gerçek sayı ve oranlar ortaya çıkarılmalıdır.

Türkiye için örnek gösterilmek istenen ABD, Almanya, İngiltere gibi devletlerde federalizm, bütünden parçaya gitmenin değil, parçadan bütüne gitmenin sonucudur.

Yani bu ülkelerde ayrı ve bağımsız devletler birleşerek federatif devlet hâline gelmişlerdir. Bunlara karşılık Türkiye’nin federatif yapıya geçmesi, bütünden parçaya doğru bir gidiş olur.”

Yani intihar olur! Peki Türk devleti intihar eder mi? Burası Suriye mi?

Kaynak: Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü

Posted in Gündem | “TÜRK DEVLETİ İNTİHAR EDER Mİ?” için yorumlar kapalı
Şub 15

TÜRK MOTİFİ SEVGİLER

TÜRK MOTİFİ SEVGİLER

* * *

Türk motifi sevgileri

İşleyelim gönüllere

Desen desen…

Olmasın dargınlıklar

Olmasın kırgınlıklar

Olmasın küsen…

Bütün insanlara…

Her mevsimde

Kalplerdeki Türk motifi sevgimizi

Yağdıralım püssen, püssen*…

* * *

Güneş doğsun gönüllere

Dağılsın gönüllerin sisi

Kanımıza işlemeli

İnsanların sevgisi

Türk motifi sevgileri…

İşleyelim gönüllere

Desen, desen…

Olmasın dargınlıklar

Olmasın kırgınlıklar

Olmasın küsen…

Bütün insanlara…

Her mevsimde

Kalplerdeki Türk motifi sevgimizi

Yağdıralım püsen, püsen*…

* * *

Dünyanın bir gerçeği bu

Sevgisiz canlar yaşarken ölür

Duru saf, pırıl, pırıl sevgiler

Güneş gibi gölgesiz olur

Türk motifi sevgileri…

İşleyelim gönüllere

Desen, desen…

Olmasın dargınlıklar

Olmasın kırgınlıklar

Olmasın küsen…

Bütün insanlara…

Her mevsimde

Kalplerdeki Türk motifi sevgimizi

Yağdıralım püsen, püsen*…

* * *

*TDK: Yöre ağzı (püsen ya da püsem) ince ince yağar yağmur, çiğ, kar

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | TÜRK MOTİFİ SEVGİLER için yorumlar kapalı
Şub 14

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

14 ŞubatSevgililer Günü

1556 – Ekber ŞahBabür imparatoru oldu.

1876 – Alexander Graham Belltelefon patenti için başvurdu.

1949 – İsrail parlamentosu Knesset, ilk toplantısını yaptı.

1961 – Lavrensiyum elementi Kaliforniya Üniversitesi‘nde ilk defa sentezlendi.

2005 – Lübnan‘ın eski başbakanlarından Refik el-Hariri, düzenlenen bir suikast sonucu öldürüldü.

II. Richard (Ö. 1400)

James Cook (Ö. 1779)

Alan Parker (D. 1944)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Şub 14

SEVGİ GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

SEVGİ GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

Sevgi, bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu olarak tanımlanır.

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) şu öğüdünü asla unutmayınız.

 “Sevdiğini ölçülü sev, belki bir gün düşmanın olur. Nefret ettiğine de ölçülü davran, belki bir gün dostun olur.”  Hadîs-i Şerîf, Tirmizî

“Sevilmek umuduyla sevmek insanidir. Fakat sevmek için sevmek, meleklere özgüdür.” Der Alphonse de Lamartine

Bobby Womack da “Herkesin sevecek birine ya da bir şeye ihtiyacı vardır.” Der.

İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır. İyilik de kişinin vicdanından, yüreğinden gelen sevginin yansımasıdır.

Sorumlu bir insan olarak diyorum ki, sevmediklerinizi de sevin, size kötülük edenler için ıslah olmaları dileğiyle dua edin. Öyle ki, göklerden gönlünüze bir ferahlık gelecektir. Çünkü O (Allah), güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır. Bütün nimetlerinden hem Müslümanlara hem Hıristiyanlara hem Yahudilere hem Budistlere hem Şintoistlere vb., Hem de kafirlere verir. Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, sevgide cimrilik etmiş olursunuz ve asıl ödülü kaybedersiniz. Pek çok insanın yaptığı gibi yapmamak hayatı sevgi ile kuşatmak gerekmez mi? Yalnız kardeşlerinize, dostlarınıza iyilik eder, selam verirseniz, fazladan bir şey yapmış olmazsınız. Bu sebeple, Her şeyi yaratan Allah’ın sevgisini, rızasını kazanarak sevginizi yüceltin. Bütün yaratılanları O’nun rahmeti, fazileti, hidayeti ile sevin… Sevin… Sevin ki sevilin…

Sevginizi kalbinizden bir güneş gibi çıkarın çevreye sevgi yayın ve lütfen sevginizi, iyiliğinizi kalbinize hapsetmeyin ve onu hiç kaybetmeyin.

Sevgi, sermayesi gönülden, yürekten gelen bir fazilettir.

SEVİN, SEVGİYLE KALIN…

Posted in Gündem | SEVGİ GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN için yorumlar kapalı
Şub 13

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

13 Şubat:

1258 – Hülâgû HanBağdat‘ı işgal etti. 200 bin Bağdatlı öldü.

1542 – VIII. Henry‘nin eşi Catherine Howard idam edildi.

1668 – İspanyaPortekiz‘i ayrı bir devlet olarak tanıdı.

1925 – Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ilk isyan olan Şeyh Said İsyanı başladı.

1975 – Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi meclisi, Kıbrıs Türk Federe Devleti‘nin oy birliği ile kurulduğunu ilan etti.

Richard Wagner (Ö. 1883)

Kim Novak (D. 1933)

Füruğ Ferruhzad (Ö. 1967)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Şub 13

ÖZLEDİM SENİ!

ÖZLEDİM SENİ!

* * *

Sevgi sağanağı, sevgi buğusu.

İşledim gönlüme sevda dokusu…

Taze bir sevginin eşsiz kokusu…

Özledim… Özledim… Özledim seni!

* * *

Gel, yavuklum, aşkım, yârim ol var ya!

Gel de şu gönlüme hemen dol var ya!

Sana hasret beden, sarsa kol var ya!

Özledim… Özledim… Özledim seni!

* * *

Aşka davet eder şu yârin sesi

Sevene ilaçtır her an nefesi

Yakıp da kavurur alev busesi?

Özledim… Özledim… Özledim seni!

* * *

Aşk şerbeti yudum, yudum içilir

Aşk ufkuna nice sevgi biçilir

Öyle bir aşk ki bu candan geçilir

Özledim… Özledim… Özledim seni!

* * *

İsraf etmeyelim her bir anını

Birlikte yaşasak şafak, tanını

Hava olup sarsam altı yanını

Özledim… Özledim… Özledim seni!

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | ÖZLEDİM SENİ! için yorumlar kapalı