Kas 25

BİR KILAVUZ

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BİR KILAVUZ
 
Öğretmen insanlığa yol gösteren kılavuz
Sürdürür kalplere  ideal akışını
Öğretmen Mevlana, öğretmen Yavuz…
Öğretmen bu idrakin sonsuz irfan ışını
Ve bütün insanlığın ustasıdır öğretmen
 
Çeşit çeşit fikirlerin akıl kalesi
Hür düşüncenin coşkun şelalesi
Gönüllere işlenir bir sevginin halesi
Ve bütün fikirlerin hastasıdır öğretmen
 
Akılla berraklaşan zihinlerde billur su
Asırlara hükmeden fikirlerin tek usu
Şahlanan hürriyetin, iradenin muştusu
Çağdaş medeniyetin asasıdır öğretmen
 
Korkusuzca savaşan yiğit, kahraman çeri
O, yüce bir gayenin irfan dolu neferi
Kör cehalete karşı iradenin zaferi
Ve Tanrı sanatının yasasıdır öğretmen
 
24.11.2011
                           
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | BİR KILAVUZ için yorumlar kapalı
Kas 24

Öğretmenler Günü

24-kasim-ogretmenler-gunu-kutlu-olsun-2028
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ÖĞRETMENLER GÜNÜ
 
 BÜTÜN ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
24 Kasım 1928 tarihinde açılan, Millet Mektepleri’nin açılışı ve Atatürk’ün Başöğretmenliği tarihi olan 24 Kasım günü, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. 
Bu vesile ile insanı yüce gayeye ulaştıran bütün öğretmenlere selam, sevgi ve saygılar sunarım..
Öğretmenlik insanlık tarihinin en anlamlı ve ölümsüz vazifelerinden biridir. Öğretmenin vazifesi, onurlu, erdemli bir toplumun yaşam istek ve gayretine sağlam düşünceli fertler yetiştirmektir.
İnsan, yaratılmışların en şereflisidir. En seçkini,  en bilinçli olanıdır. Zira insan aklı olan bir varlıktır. Ancak insan aynı zamanda en vahşi, en acımasız, en anlaşılmaz davranışların da sahibidir . Onun için insanın eğitilmesi mecburiyeti hasıl olmuştur. Eğitim ile doğru davranışlarla birlikte dünya üzerinde şerefli bir şekilde yaşama bilincini kazandırılmaktadır Öğretmen bu görevi yerine getiren sorumluluk bilincinden asla taviz vermeyen bir hassasiyet içerisinde olmak zorundadır.“Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir” sözünde de ifadesini bulan hakikat, mesleğin ne kadar onurlu ve yüce bir gayeye hizmet ettiğini göstermektedir.
Genç nesillere irade, irfan, ideal ve azim aşılayan öğretmen bir milletin özü, mayası ve o milleti çağlara hazırlayan kadim bir insan ustasıdır.
Kazanılması gereken asıl servet; erdem ve bilgeliktir. Yüreğini, ruhunu be bedeninin en büyük erdemlerle teçhiz eden ve bu amaçlarından vazgeçmeden hakikat yoluna devam eden öğretmenlerimizin manevi huzurunda saygıyla eğiliriz. Medeniyet anıtında onurlu yerini alan fedakar, cefakar, hizmetkar öğretmenlerle milletler cemiyetinde en şerefli yeri alacağımıza inanmaktayız.
 
 




Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | Öğretmenler Günü için yorumlar kapalı
Kas 23

Öğretmenler İçin Altın Sözler

 
 images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
          Öğretmenler İçin Altın Sözler
  • Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir.Atatürk
  • Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakar muallim ve mürebbilerini sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Atatürk
  • Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdır. Atatürk
  • Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. Atatürk
  • Bana bir harf öğretenin kölesi olurum. Hz.Ali 
  • Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum. Diyojen
  • Öğrenmek pahalıdır ama cehalet çok daha pahalıdır. H. CLAUSEN
  • Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir. RUFFINI
  • Talebelerine öğrenme arzusu aşılayamayan bir öğretmen soğuk demiri döven bir demirci gibidir. HORACE MANN
  • Okullar demokrasinin kalesidir. HORACE MANN
  • Okumak; haz duymaya, zihnimizi beslemeye, yeteneklerimizi artırmaya yarar. BACON
  • Bir öğretmen ebediyete hükmeden insandır. Tesirlerinin nerede biteceği asla bilinemez. Henry Adams
  • Bütün donanımıyla askere değil de elinde alfabesiyle öğretmene güvenirim. Brougham
  •  Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. Çünkü, onun eseri her şeydir ve hem de hiçbir şeydir.  Socrates
  • Heykeltıraş mermere ne ise; öğretmen de çocuğa odur. Addison
  • Öğretmen ve ağaç ürünlerinden belli olur. Ukrayna Atasözü
  • Öğretmen hata yaparsa cezasını millet çeker  K.Şahbaz
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | Öğretmenler İçin Altın Sözler için yorumlar kapalı
Kas 22

“SALTANAT SÜRÜYORLAR!”

 B19_gxHCQAAH_zo
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“SALTANAT SÜRÜYORLAR!”
 
“Sahipli köpekler” hep ürüyorlar
“Çağdaş hırsızlar” para dürüyorlar
İpe un serdiler hatta yıllarca
“Bizim beyler saltanat sürüyorlar!”
 
İmansız gelmiyor yine imana!
Kazık çakmaktalar hâlâ samana
Bugünde kıydılar altın zamana
“Bizim beyler saltanat sürüyorlar!”
 
Kimi olmuş birer kukumav kuşu
Kimi harabede gece baykuşu
Nasıl aşacaklar bunca yokuşu
“Bizim beyler saltanat sürüyorlar!”
 
Cannes’te, Havai’de, Diyar-ı Rum’da
Tatil yapar Antalya’da Bodrum’da
Sersefil yaşarken asil bodrumda
“Bizim beyler saltanat sürüyorlar!”
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | “SALTANAT SÜRÜYORLAR!” için yorumlar kapalı
Kas 21

TOPRAK SATIŞI (4)

2013-01-10_SatılanTopraklar
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TOPRAK SATIŞI (4)
 
Türkiye’de 2003-2012 yıllarında yabancılara toplam 137 milyon  192 bin 231 metrekare taşınmaz satıldı. Bunun 126 milyon 119 bin 800 metrekaresi  ana taşınmaz, 11 milyon 72 bin 430 metrekaresi ise kat mülkiyeti şeklinde  gerçekleşti. Söz konusu satılan taşınmazlar, 153 bin 183 adet olurken bu  taşınmazlara 139 bin 828 kişi sahip.
 Bu dönemde en fazla taşınmaz satılan il Yozgat oldu. Yozgat’ta 2003-20012  arasında 9 milyon 601 bin 463 metrekaresi ana taşınmaz olmak üzere toplam 9  milyon 615 bin 443 metrekare taşınmaz satıldı. İstanbul’da 2003-2012 yıllarında 2  milyon 522 bin 376 metrekaresi ana taşınmaz, 671 bin 959 metrekaresi kat  mülkiyeti olmak üzere toplam 3 milyon 194 bin 335 metrekare taşınmaz satışı  gerçekleştirildi. İstanbul’da 4 bin 588 ana taşınmaz 5 bin 488 kişiye, 12 bin 255  kat mülkiyeti 10 bin 254 kişiye yapıldı.
         En az taşınmazın satıldığı il ise 362,99 metrekare ile Siirt oldu.
         Aynı dönemde en fazla taşınmaz satılan diğer iller şunlar:
         – Konya: 8.306.788 metrekare
         – Antalya: 7.399.117 metrekare
         – Ankara: 7.068.942 metrekare
         – Muğla: 6.806.499 metrekare
         – Kırşehir: 5.816.039 metrekare
         – Aydın: 4.617.313 metrekare
         – Nevşehir: 4.478.220 metrekare
         – Kahramanmaraş: 4.129.774 metrekare
         – İzmir: 3.918.768 metrekare
 
     (SON)
 
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/iste-yabancilarin-en-cok-mulk-edindigi-il/ekonomi/ekonomidetay/04.02.2013/1664380/default.htm
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | TOPRAK SATIŞI (4) için yorumlar kapalı
Kas 20

Birinin Anası Ağlayacak

    nasreddin_hoca_and_his_donkey_5381055
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
   Birinin Anası Ağlayacak 

       Hoca’nın oğullarından biri yakın köylerin birinde çömlekçilik yapıyormuş. Bir gün Hoca yanına gidince : 
      – “ Baba, bütün paramı şu çömleklere yatırdım” demiş. “ Hava güneşli olurda zamanında hepsi kurursa zengin olacağım. Ama yağışlı olursa anam ağlayacak!” 
      Hoca oradan ayrılıp başka bir köyde oturan büyük oğluna uğramış. 
      Oğlu : 
      – “ Baba, varım yoğum şu tarlada, zamanında rahmet yağarsa zengin oldum gitti. Kuraklık olursa anam ağlayacak” demiş. 
      Hoca eve canı sıkkın dönmüş. 
      Karısı : 
      – “Hayrola efendi, yüzün neden asık” demiş. 
      – “Benimki bir şey değil” demiş Hoca, “asıl sen kendi halini düşün. Yağmur yağsa da yağmasa da bizim oğlanlardan birinin anası ağlayacak”. 



Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | Birinin Anası Ağlayacak için yorumlar kapalı
Kas 19

Cezzar Ahmet Paşa (2)

Adsız“Cezzar Ahmet Paşa, Yenilmez Denilen Napolyon’u Bozguna Uğrattı
 
—Akkâ’yı almak için kalenin duvarlarını değil, Cezzar Ahmet Paşa’nın azmini kırmak lâzımdır. Bu ihtiyar meğer ne çetin şeymiş.
Bonapart kaleye bu sefer yüksek rütbeli bir subayını yolladı. Eğer kent hemen teslim edilirse, paşa, askerleri ve ağırlıkları ile birlikte dilediği yere serbestçe gidebilecekti. Bu kendisi için büyük bir sonuç sayılmazdı. Çünkü zaferden zafere koşmuş bir ordu karşısında bulunuyordu. Cezzar, Fransız subayının sözlerini sükûnetle dinledi, her zamanki gibi şu kısa cevabı verdi: 
—Biz ki, vezir Cezzar Ahmet Paşayız, devlet bizi bu kaleyi düşmana teslim etmek için vezir yapmadı. Biz, şahadet rütbesini kazanmadan bir karış toprak vermeyiz. Varın, kumandanınıza böyle söyleyin. 
Günler gelip geçiyordu. Fransız topçusunun kalede açtığı gedikler, piyade hücumunu kolaylaştırıyordu. Ama, şehre giren Fransız askerleri hemen ve şiddetle karşılanıyor ve süngü hücumu ile dışarı atılıyordu. Napolyon çileden çıkıyordu. 
—Kader, diyordu, beni bir ihtiyarın oyuncağı yaptı. Bu kadar savaş verdim, bu kadar zafer kazandım, böylesini görmedim. 
Akkâ savunması daha inatçı ve daha kanlı olmaya başlamıştı. Fakat sonuç yoktu. Fransızlar planlarında değişiklik Müslümanların hava karardıktan sonra savaşa ara verip dinlenmeye çekildiklerini göz önünde tutarak hazırlandılar. 2 Mayısta hava karardıktan sonra, hücuma geçtiler. Topçu ateşi ile açılan gediklerden piyadelerini şehre sokmaya başladılar. Napolyon yine aldanmıştı. Türkler gündüz olduğu gibi gerekirse, gece de savaşmasını pekâlâ biliyorlardı. Şehre meşalelerin ışıkları ile giren Fransızlar, ihtiyar Cezzar Ahmet Paşa’yı yalın kılıç, askerlerinin başında ceylân gibi seker buldular : 
—Koman aslan sütü emmiş gazilerim, koman! 
Diye naralar atıyordu. Savaşa şevk ve heyecan katıyordu. Askerleri ile omuz omuza gidiyor, bazan genç bir yeniçeri neferi gibi kılıcını düşman kılıçları üzerinde gezdiriyordu. Küfürler, naralar birbirine karışıyor : 
—Allah, Allah!.. 
Sesleri, surların dışında bekleyen Napolyon’u manen öldürüyor, bitiriyordu. 
Fransızlar sabaha karşı savaşı silâhlarımıza terk ederek, çekilmişlerdi. 
Akkâ kuşatması başlayalı iki aya yaklaşıyordu. Topçunun açtığı gediklerden şehre girenler, Türk süngüsü karşısında kendilerini dışarıya zor atıyorlardı. 9 Mayısta da göğüs göğüse savaşlar olmuş, yine de bir sonuç alınamamıştı. Fransız ordugâhında Cezzar’ın hayali bir heyula gibi dolaşıyordu. 
Napolyon 10 Mayısta talihini son bir kez daha denemek ne bahasına olursa olsun Akkâ’yı düşürmek için hazırlanmıştı. Şöhreti tehlikede idi. Hiçbir fedakârlıktan çekinmeyecek, en ağır kayıplara bile aldırmayacak, en namlı generallerini dahi ateş hattına sürecekti. Şimdiye kadar ne kaleler, ne kentler almış, ne kalabalık ve güçlü ordular dize getirmişti… 
Sabahın ilk ışıkları ile birlikte Akkâ kuşatmasına katılan bütün Fransız kuvvetleri saldırıya geçtiler. Fakat bu son taarruz da semere vermedi hezimetle sonuçlandı. Cezzar Ahmet Paşa, topçu ateşi ile bir harabe haline gelmiş olan Akkâ’yı şanla savunuyordu. 
—Biz veziriz, devlet bize bu kaleyi emanet etti. Allah ve Peygambere iman edenler son nefese kadar dövüşürler. 
Diyordu. Bıyıkları henüz terlemiş bir delikanlı gibi askerleri ile karşı hücumlar yapıyor, Napolyon’un ünlü generallerini dehşet içinde bırakıyordu. 
Akkâ savunması 31 Mayısa kadar sürdü. Kaleye her hücumda ihtiyar Cezzar Ahmet Paşa’dan tarihî bir sille yiyen Napolyon Bonapart, cihangirlik hülyalarından vazgeçerek, iki gemiyle gizlice Mısır’dan kaçarken, ordusunu Mısır’da bırakmış bir başkomutan ve hayatını en büyük dersini Osmanlı’dan almış olarak acılar içindedir. 
Savaş * tarihlerinin en ünlü generallerinden biri olan Napolyon, söz ne zaman Akkâ’dan açılsa:
 “Akka’da durdurulmasaydım, bütün Doğu’yu ele geçirebilirdim!..” Türk askerinin dalkılıç edecek kadar üzerine düşmemelidir, derdi. Bir kere dalkılıç olmayı göze almış birkaç yüz Türk meydana çıkarsa, önlerinde mağlûp olmamak mümkün değildir.
 
Kaynak: F.F. Tülbentçi    https://www.facebook.com/notes/osmanl%C4%B1-imparatorlu%C4%9Fu-ottoman-empire/cezzar-ahmet-pa%C5%9Fa-yenilmez-denilen-napolyonu-bozguna-u%C4%9Fratt%C4%B1-osmanl%C4%B1y%C4%B1z-pek-%C5%9Fanl/221314877894875
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , | Cezzar Ahmet Paşa (2) için yorumlar kapalı
Kas 18

Hakkari – Çukurca..

hakkarideki-askeri-birliklerÇUKURCA

 

 

 

 

 

 

 

 

Hakkari – Çukurca..

Güvenlik koridorlarına ulaşan son istihbarat notlarından;
“Son bir yıl içinde Çukurca’ya tayin olup da emekli olan devlet memuru  sayısı 21. Bunlardan bir kısmı tayini duyar duymaz emekli oldu, hiç gitmeden.. Bir kısmı da gidip göreve başlamayı müteakip son donemdeki olayları görüp emekli oldu..
Terör örgütü, Çığlı köyündeki kaçakçılıktan çok para kazandığından, Çığlı köyü, Çukurca merkeze göre daha militanlaşmış durumda. Örgüt, Çığlı’daki kaçakçılığın emniyetle devamını sağlıyor. Bu sayede de militan sayısı her geçen gün artıyor. Yüksekova da aynı şekilde örgütün gelirinin çok yüksek olduğu yer. Kaçakçı da nemalanıyor, örgüt de. Örgütle para kazanmak için iş birliği yapan köylü, para kapısı kapanmasın diye örgüt militanı haline geliyor. Çark devam etsin diye köyün çoğunluğu örgüt yanlısı oluyor. Devlet tarafından da en ufak bir yakınlık görmeyince her şeyleri örgüt haline geliyor.
İçeride karışıklık çıksa da sınır hattında kaçakçılık yapılan ve örgüte gelir getiren yerlerde çarkın devam etmesini sağlayacaklar. Çünkü buradan örgütün kazancı çok.
Çukurca’nın doğusunda bulunan ve Çayırlı üs bölgesinden başlayarak doğuda Dağlıca’ya kadar olan bölge tamamen boş ve hiçbir birlik tarafından tutulmuyor. Normalde hudut birliği ile tutulması lazım. Ancak Uzundere ve Pirinçeken bölgelerindeki jandarma karakolları da kaldırıldıktan sonra bu 40 kilometrelik hudut hattı tamamen boş. Örgüt burada istediği gibi at oynatıyor. Burayı zaten yıllardır kurtarılmış alan olarak kullanıyor. Örgüt buraya otoban diyor. Bu bölgeye şu anda kimse giremiyor, Giren araç ve şahıslara örgüt mensupları tepelerden ateş ediyor. Operasyon talebi daha önceden yapıldı, yinelenmek istendi. ’Biz ihtiyaç olunca sizden talep edeceğiz boşuna yazışma yapmayın’diye yazı yazdı Valilik.
Yine bölgede hemen kuzeyde Kazan Vadisi; bu bölge de örgütün kurtarılmış alanlarından birisi. Yaklaşık 25 kilometre  uzunluğa sahip, 10-15 kilometrelik iki-üç kola da ayrılan bu vadinin içinde bulunan çoğu köy, terk edilmiş. Bazı köylüler geri dönmüş yerleşmiş. Şu anda buraya giren hiçbir devlet unsuru yok. Köylüler giriyor, onlar da örgütün denetiminde giriyorlar. Kazan Vadisi’nde örgüt elemanları hem eğitim yapıyor, hem yaşıyor, orada yerleşik bazı köylüler de yardım ve yataklık ediyor. Meşelik denilen mezrada da örgüt, sözde şehitlik inşa ediyor. Kimse giremediği için bunun kontrolünü yapan olmuyor.”
Hani ünlü bir soru var ya!..
“Nerede bu devlet?..”  diye..
Buhar olmuş gitmiş..
Ak Sarayın altından hangi sular akıyor?..
Yat yat uyu!..                                                                                                                                                                                                                                               Uyu uyu yat!..

 

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/cukurca-32582yy.htm

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | Hakkari – Çukurca.. için yorumlar kapalı
Kas 17

Altın Sözler

10383005_730539543707746_2945240580678490706_n

 

 

 

 

 

 

           Altın Sözler
  • Allah, dolu ellere değil, temiz ellere bakar. P.SYRUS
  • En büyük acı, acıtmaz olmuş zincirlerin acısıdır; köleliği kabul etmenin, başkaldırmaktan vazgeçmenin acısıdır. A. NİHAT ASYA
  • Alışkanlıklar bırakılmazlarsa, zamanla ihtiyaç haline gelirler. ST. AGUSTİNE
  • Akıllı olmak da bir şey değil, mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır. DESCARTES
  • Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. HZ.ALİ
  • Bir kişiye yapılmış haksızlık, bütün topluma yöneltilmiş bir tehdittir. MONTESQUİEU
  • Hepimiz kahkahalarımızı göz yaşlarımızla ödüyoruz. PEYAMİ SAFA
  • Dedikodu, basit ruhlu insanların eğlencesidir. JORNEİLLE
  • Geç kalan teselli, idam dan sonraki affa benzer. SHAKESPARE
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Kas 16

“Dersim Kerbelâ’dır…” Ahmet Davutoğlu

dersim_kerbela_ise_yezid_ataturk_mu_h41105
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Dersim Kerbelâ’dır…”  Ahmet Davutoğlu Başbakan
 
Başbakan Davutoğlu,  “Dersim Kerbelâ’dır…”  diyor. Bu hezeyânın içinde, Seyit Rıza da Hz.Hüseyin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Yezid’ mi oluyor, onu mu ima ediyorsun?
 
Bu nasıl bir belâgat şehvetidir, bu nasıl bir aymazlıkır? Bu nasıl bir câhilliktir?
Eğer belâgat şehveti, aymazlık, boşboğazlık ve câhillik değilse, bu nasıl bir ihânettir?
Seyit Rıza dindar olduğu için değil, mazlum olduğu için değil, seyyit olduğu için değil, Alevî olduğu için değil, eşkıya olduğu için değil, bölgedeki ağalık yapısının statüsünü korumak için ayaklanmış, isyan etmiş, isyan çıkarmış bir çetenin sembolü ve lideri olduğu için asılmıştır.  “Biz Osmanlıya da isyan ederdik, Osmanlıyı da arkasından vururduk, sizi de vururuz”   dediği için asılmıştır.
“Eğer ceddim Muhammed’in dini benim bedenim üzerinden yükselecekse, gelin ey kılıçlar, gelin doğrayın bedenimi”  diyen Hz. Hüseyin ile Seyit Rıza gibi bir eşkıyâyı, bir haydudu mukâyese etmek, hele hele aynı safta hizâlamak hangi akıl tutulmasının ya da hangi ‘üst aklın’ ürünüdür?
 
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/dersim-kerbela-ise-seyit-riza-da-hz-huseyin-mi-32588yy.htm
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , | “Dersim Kerbelâ’dır…” Ahmet Davutoğlu için yorumlar kapalı