“ÇAKTIRMA! ADINI UNUTTUM, HATIRLAMIYORUM”
Kategoriler
- Atasözleri Vecizeler (575)
- Fıkralar (584)
- Gündem (1.825)
- Hikayeler (639)
- Şiirlerim (714)
- Tarihte Bugün (254)
- Yazılarım (661)
-
Son Yazılar
En Çok Okunan Kategori
Takvim
Kontrol Panel
Müştak Baba Kehanetleri (2)
Beykoz’un ünlü bir tepesine TBMM yapılacak Daha sonra 93 hicri yıl geçince başkentin tekrar İstanbul olacağı söylenmiş. 2012 yılında muhtemelen bir anayasa referandumu yapılacak ve başkent maddesi değiştirilecek. Çünkü İstanbul’un başkent olması kararı Hicri 1433 ve 1434 yıllarına denk geliyor. Beykoz’daki bugün Yuşa Tepesi olarak bilinen geniş ormanlık araziye kompleks olarak inşa edilecek olan TBMM, Genelkurmay ve bakanlıklar, en geç 2015 yılına kadar Ankara’dan İstanbul’a taşınacak. 2015 yılı sonunda Ankara’da devleti idare eden hiçbir kurum kalmayacak.” Tan, Müştak Baba’nın Osmanlı’yı ve Cumhuriyeti tek bir yapı olarak gördüğünü söylüyor: “İsrail’in gelecek 200 yıla ait macerasını aynı zamanda dünyanın gelecek tarihi olarak tasarlayıp anlatmış. İstanbul başkent olduktan sonra 2016’da Musul eyaleti referandum yaparak Türkiye’ye katılmak isteyecek. 2019’da Irak’ın tamamının Türkiye’ye katılmak istemesi de karşımıza çıkıyor. 2021 yılında Suriye ve Lübnan Türkiye’nin himayesi altına girmek isteyecek. 2023’te ise artık İsrail ile sınır komşusu durumuna gelen Türkiye’nin bu konumu ilişkilerin gerilmesine sebep olacak.” Tan, Müştak Baba’nın net ve anlaşılır detaylar söylediğini hatta kesin tarihler verdiğini ileri sürüyor: “Hicri 1314’te öngördüğü, Miladi olarak 1897 yılında gerçekleşen İsrail birinci kongresi, Müştak Baba’nın Hicri 1340 yılında öngördüğü Kurtuluş Savaşı zaferi ve Başkomutanın Mustafa Kemal olması, 1923’te başkent olan Ankara’nın durumunu 1341’de tahmin etmesi gerçekleşen olaylar arasında. Son gerçekleşen öngörüsü ise 1368’de dile getirdiği ve 1948 yılında kurulan İsrail devleti. Ayrıca birçok şiirinde Çanakkale Savaşı ve 1912 yılındaki Balfour deklarasyonuyla İngilizlerin Filistin’i İsrailoğullarına açık hale getirmeleri satır aralarında veriliyor.” Bilinen en ünlü eseri, bu gün Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi’nde bulunan 160 sayfalık Müştak Baba Divanı (Divan-ı Müştak Efendi)’dır. Ankara 1923 yılında başkent olacak ve 93 hicri yıl süreyle öyle kalacaktır. Sonrasında:
“Kimse gücümüzü test etmesin” Ahmet Davutoğlu
Ahmet Davutoğlu, “kimse gücümüzü test etmesin” vecizesini tekrarlayıp duruyor. Fakat ciddiye alınmadığını ya anlamıyor, ya da kabullenemiyor! Oysa dış politika çoktan test edildi, sınandı ve küresel güçlerin yanında solda sıfır kaldığımız sonucuna varıldı! Türk dış politikasının çöktüğünü bütün dünya gördü, hatta bölgemizde aşiret yapılanmaları dahi anladı ve Türkiye ile bilek güreşine kalkışıyor!
Öteden beri devlet aklının derinliklerinde medeniyet coğrafyamıza sahip çıkmak, en azından Misak-ı Milli sınırlarına ulaşmak düşüncesi var olmuştur. Ancak korkular ve yanlış müttefik seçme travmaları baskın gelince düşünceler eylem aşamasına geçememiştir. Öyle ki Komünizm korkusuyla Kiril alfabesi öğretilmediği gibi Turan ideali de ütopya denilerek küçümsenmiştir.
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/test-edildi-sifir-aldi-31093yy.htm
Elf: Bin
Efser: Taç
Günümüz Türkçesine çevirecek olursak:
“Güzeller beldesinin başına elf(bin) efser(taç) olursa”
Bu dize görünürde bir anlam taşımıyor, şimdilik neresi olduğunu bilmediğimiz güzeller beldesinin başına elfin(binin) taç edilmesinden söz ediliyor.
Parçanın içsel ve mecazi bir anlamı olduğu kesin. “Elf” bin anlamına geldiğine göre, bini güzeller beldesine taç etmek ne anlama geliyor? Burada “elf” ve “efser”in şifre sözcükler olduğu ortada. Bunları deşifre etmek için “ebced”e başvuralım
Elf = 1000’dir. Efser ise Osmanlı alfabesinin (Elif), (Fe), (Sin), (Rı) harfleri ile yazıldığına göre rakamsal değerlerini yazıp toplayalım Elif (1) + Fe (80) + Sin(60) + Rı(200) = 341 olur. Bu bilgilerin ışığında mısramıza yeniden bakalım.
“Güzeller beldesinin başına elf (1000) taç(341) olursa”
Burada açıkça 1000 ile 341’i toplanmasına işaret ediliyor. Toplayalım: 1000+341=1341. Bu Hicri bir tarihtir, Miladi yıla çevirirsek 1923’ü elde ederiz.
Taç egemenlik simgesidir ve hükümdarlara özgüdür. Bir insanın taçlanması, onu diğer insanların lideri ya da beyi yapar.
Bir beldenin taçlanması da onu diğer beldelerden farklı bir konuma getirir. Şimdi bu taçlı beldenin neresi olduğunu anlamak için diğer mısralara bakalım.
İkinci mısra söyle diyor:
“Lâ-bûd olur o me’va İslambol ile hemser”
Yani:
“O belde İstanbul gibi olur.”
Hindistan’dan Avrupa’ya hatta Afrika’ya kadar dünyanın her yerini gezen ve buralarda yaşadıklarını “Divan-ı Müştak Baba” isimli bir kitapta toplanmıştır.
Tasavvuf yolunda belli aşamalardan geçenlerin bazılarında gelecekten haber verme, hastaları iyileştirme, maddelere uzaktan etki edebilme gibi hallerin görüldüğü çeşitli kaynaklarda yazılıdır. Müştak Baba’da da bir çeşit duru görü melekesi gelişmiş olmalı ki, Ankara’da Hacı Bayram-ı Veli’nin mezarını ziyaret ettiği günlerde yazmış olduğu bir şiirde yaklaşık yüz yıl sonra Ankara’nın başkent olacağını açıklayarak Kurtuluş Savaşı’na işaret etmiştir. Onun günümüzde ünlü olmasını sağlayan en önemli yanı da budur.
Şiirlerinde ebced şifresini kullanmıştır. Ebced’in esası, alfabedeki her harfe bir rakam değerinin verilmesine dayanır. Kaynak: http://www.orhanyeniaras.com/icerik.asp?id=83