Kas
05
Alçalmanın derecesi!
Hüseyin Nihal Atsız, hatıralarında ( “Türklüğe Karşı Haçlı Seferleri” ), kavgalı olduğu eski arkadaşı Sabahattin Ali’yi anlatırken: “Bütün iradesiz insanlar gibi yükselmek için alçalmağa her an hazırdı.” der.
Zamanımızı düşünüyorum da, bu Ak Parti iktidarı nasıl ayakta duruyor? Yükselmek için alçalan insanların sırtına basarak… Tepedekiler; iradesizleri, bey’atçıları, kerametinden sual olunmaz diyenleri çok iyi kullandılar.
Son gelişmeler medenî bir ülkede olsa, iktidar yerinde kalır mı?
Halk seçimleri beklemez, “demokratik” tavrını koyarak iktidarı indirir, hemen seçime gidilir. Bir üçüncü dünya ülkesinde, haksızlığa, vurdumduymazlığa karşı “kıyam” değil “inkıyâd” esastır. Boyun eğeceksin… Boyun eğdirenlere “ağam, paşam” diyeceksin!
İradesizlerin şahsiyetini eze eze ve üstelik “İslâm”ı kullanarak tepeye çıkanlar, insanları nasıl kuzulaştıracaklarını, nasıl güdeceklerini çok iyi biliyorlar.
Aklım almıyor…
Ak Parti’nin milletvekilleri, il başkanları, ilçe başkanları, bilumum yöneticileri ve hatta bilumum oy verenleri nasıl insanlar öyle!…
En tepeye çıkardığınız adam, 17 Aralık 2013 büyük yolsuzluk operasyonunda ortaya saçılan telefon konuşmalarındaki akıl almaz para trafiklerinin hesabını verdi mi? “Havuz” un hesabını verdi mi?
Abdullah Öcalan’dan medet ummak da bir zillettir. Ayağına, bir görüşe göre MİT Müsteşarı gönderilmiş ve ondan âcil olarak PKK’lıların ikna edilmesi istenmiştir. AKP ve HDP/PKK oyunlarını çok iyi oynuyorlar. Birbirlerine tembih etmişler, Öcalan güya el yazısıyla mektup gönderesiymiş. Madem elinde, çıkar göster mektubu Selahattin Demirtaş! O kısa zamanda helikopterle taşınsalar bile mektup gelmesi güç… Denildiğine göre telefon trafiği işletilmiş, ki bu ağır bir suçtur… Her hareketleri aslında ağır suçtur.
Öcalan’dan medet uman, bu zillete düşen bir hükûmet ülkeyi yönetiyor. Yazıklar olsun.
İşte “çözüm”ünüz!
Kan her yerde! Ülke gitti gidiyor!
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/alcalmanin-derecesi-32265yy.htm
Posted in Gündem
|
Tagged Ak Parti, akp, alçaklık, alçalmak, boyun, çözüm, hainlik, halk, havuz, irade, kan, medya, suç, ülke
|
Kas
04
BU KİMİN İŞİ?!…
Yok, mudur durduracak intihara gidişi?
İmralı’da caniyi beslemek kimin işi?
Bilenlere sorulsun söylesin bilirkişi
Terörizmin başını övmek değil midir bu?
Bak, çağdaş(!) Avrupa’da görünüyor izleri
Amerika denilen devletteymiş gizleri
“Kürt sorunu” diyerek kandırmayın bizleri
Bildiğimce, “ipe un sermek” değil midir bu?
Terör denilen cinnet paçavralar açıyor!
Caniye af isteyen diller salya saçıyor
Hükümet hani, nerde? “Görevinden kaçıyor!”
Bölücü eşkıyayı sevmek değil midir bu?
Vatana ve bayrağa sebil ettik kanları
Toprağa veriyoruz gencecik fidanları
Vatan sağ olsun diyen bunca yiğit canları
En acılı anında dövmek değil midir bu?
Hem yediden yetmişe insanı fişliyorlar
Hem de, vatana olan ilgiyi dışlıyorlar
Vatan, bayrak diyeni bir güzel haşlıyorlar
Vatanını seveni yermek değil midir bu?
Saygı yok mu sizde hiç şehide ve gaziye?
Bu haller yakışmıyor bilin şanlı maziye
En gerekli anlarda gidiyorlar geziye
İnsanları yay gibi germek değil midir bu?
Kimler, bu hainlere destek sağlıyor şimdi
Kızılırmak, Sakarya kanlı çağlıyor şimdi
İncindi Anıtkabir ve kan ağlıyor şimdi
Hıyanetin katına ermek değil midir bu?
Hırs için çekilir mi asırlar boyu zillet?
Hürriyeti kullanır terör denen bu illet
Sizce, gereksiz midir; vatan, bayrak ve millet?
Aklı, fikri, vatanı, vermek değil midir bu?
25.11.2008
Posted in Şiirlerim
|
Tagged abd, anıtkabir, baş belası, bela, can, canavar, cani, gazi, hain, hırs, hürriyet, intihar, kan, millet, sabır, şehit, terör
|
Kas
03
TOPRAK SATIŞI (2)
TÜRKİYENİN TOPRAKLARINI SATARAK PARA KAZANAN ŞİRKETLER!!!
Biri yabancı, diğeri yerli iki firma… Türkiye’nin topraklarını satarak para kazanıyorlar. Elbette daha niceleri var, örnek olarak bu ikisini not edelim.
-Coldwell Banker… Türkiye Ülke Direktörü anlatıyor: Hedefimiz markamızı Türkiye’de pazar lideri yapmak… Yıllık 5 milyar dolar gayrimenkul satışı hedefliyoruz. 107 yıldır en çok ciro üreten gayrimenkul danışmanlık markası olan Coldwell Banker dünyada 50 ülkede, 3600’ü aşkın franchise ofisi, 120 bin gayrimenkul danışmanı, yıllık 500 milyar dolar satılan mülk değeri ve 6 milyar dolar alınan komisyon bedeliyle dünyanın en büyük danışmanlık şirketidir.
-Yerli şirket ise, Ağaoğlu İnşaat… Ali Ağaoğlu, yurtdışındaki ilk satış ofisini Dubai’de açmış. Fransa’nın Cannes kentinde yapılan dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM’de de Türkiye için ayrılan alanın yarısını tek başına kapatmış. Ağaoğlu, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ile de anlaşmış bulunuyor. Ağaoğlu İnşaat’ı yurtdışı atağına kaldıran sebep yabancılara yönelik satışlar ve yabancıya yönelik yeni projeler üretmesi… Ağaoğlu yabancıya gayrimenkul satışında mütekabiliyetin kaldırılması sonrası geçen 10 ayda 1 300 rezidans ve ofis satmış, bunun karşılığında 400 milyon dolar gelir elde etmiş. Bunların yüzde 95’i Ortadoğulu ve Araplar, yüzde 5’i ise Azeri, Amerikan ve Rus vatandaşlara satılmış. Öyle ki bir Arap ülkesi vatandaşı kredi kartıyla Ağaoğlu’ndan 10 konut birden almış. Ağaoğlu’nun Londra’da da bir arsası mevcut. Burada 54 katlı olarak şehrin en yüksek binasını yapmasına belediye imar izni vermiyor, ancak 44 kata kadar müsaade ediyor. Bodrum’da milyar dolarlık değere sahip konut arsası bulunan şirket, yurtdışından bir firma ile yabancıya yönelik konut projesi geliştiriyor.
Ne diyeyim, Türkiye’nin, sevgili vatanımızın toprakları üzerinden iyi ortaklık, iyi ticaret, iyi para…
Posted in Yazılarım
|
Tagged 50 ülke, Almanya, arap, ingiltere, israil, para, satılmaz, satışı, şirket, toprak, vatan
|
Kas
02
NE BİÇİM MEMLEKET?!…
Nasreddin Hoca bir kış günü gece yolculuğa çıkar, bir ülkeye gider. Birden etrafını köpekler sarınca, yerden bir taş alıp atmak ister. Ama her yer buz tuttuğundan bir taş alamaz. Sonra kendi kendine söylenir:
-Ne biçim memleket!? Taşları bağlamışlar, köpekleri salıvermişler…
“KUDUZ İTLER! ”
Kemiklere füze gibi fırlayan
Yurdun her yanında “kuduz itler” var!
Karnı tokken, sırtı pekken hırlayan
Yurdun her yanında “kuduz itler” var!
Bir ayağı topal, bir gözü kördür
Dostluktan anlamaz o bir nankördür
Şeytanlar diyor ki acıma öldür
Yurdun her yanında “kuduz itler” var!
Boyuna, posuna bakmadan havlar
Masumu, mazlumu yakalar, avlar
Birkaç ağa bulur yalanır, tavlar
Yurdun her yanında “kuduz itler” var!
Yine kuduzluğu tuttu bakınız
Yeter artık Türk tavrını takınız!
Sizler beyler, sizler kına yakınız!
Yurdun her yanında “kuduz itler” var!
Kenan ŞAHBAZ
Posted in Hikayeler, Şiirlerim
|
Tagged bağlamışlar, buz, itler, kına, köpekler, kör, kuduz, memleket, nankör, nasreddin hoca, salmışlar, şeytan, tas, türk, yalanır, yurt
|
Kas
02
“Selçuklu Devletinden Günümüze Öğretmen” (2)
Cumhuriyetin ilk yıllarında bir öğretmen 23 cumhuriyet altını alabilecek kadar maaş almaktadır.
1980 – 1990 yılları arasında öğretmen, subay, doktor maaşı eşit düzeyde bulunmaktadır.
Yıl 2004 -2005 polis, imam, öğretmen maaşı eşit düzeydedir.
Yıl 2011 eşit işe eşit ücret uygulamasıyla öğretmen maaşı memur, hizmetli maaşından düşük hâle gelmiştir.
MEB tarafından yapılan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) Açık Lise, İlköğretim ile Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı (MTSK) gibi sınavlara ödenen ücretler şöyle sıralanmaktadır:[3]
İl İlçe Milli Eğitim Müdürü: 111.64TL
Şube Müdürü: 106.07TL
Şef: 89,31TL
Memur-Hizmetli: 66.99TL
Şoför: 55.82TL
Emniyet Amiri: 72.56TL
Polis Memuru: 55.82
Öğretmen:40 TL[4]
Yukarda açıklamaya çalıştığımız Selçuklu ve Osmanlı döneminden beri devam eden Cumhuriyet ile birliktede devam eden öğretmen ücret politikalarının 1990’lı yıllardan itibaren öğretmenler aleyhine değişim gösterdiğini görüyoruz. Bunun sonucu öğretmenler ay sonunu getiremez duruma gelmiştir. Türk Eğitim-Sen’in 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yaptığı anket çalışması sonuçları bu paralelde önemli veriler sunmaktadır bizlere. Ankete göre öğretmenlerin % 89,2’sinin borcu vardır.[5]
Bir ülkede öğretmen mutsuzsa, o ülkede toplumun mutlu olmasını beklemek hayalcilik olur. Bu tabloya göre sizce öğretmenlerimiz mutlu mu?
(Son)
Kaynak: Kaynak: www.tarihgazetesi.net Yusufhan KEPEZLİ
[1]İbrahim Balık, Anadolu Selçuklu Medreselerinin İdareci Ve Hizmetli Kadrosu, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,Yıl 2001 , Cilt 3 , Sayı 2
[2]Hasan Akyol, Osmanlı Devletinde Eğitim Öğretim, Türk Eğitim Tarihi, Otorite Yay., s.133
[3]http://egitim.bugun.com.tr/ogretmenlerin-sinav-ucreti-isyani-haberi/197605
[4]http://kamugazetesi.com/haber/sinav-gorev-ucretine-ogretmen-isyani-12212.html
[5]http://www.turkegitimsen.org.tr/haber_goster.php?haber_id=15454
Kas
01
ANKARA’DAKİLERİN DİKKATİNE!!!
ANKARA’NIN HÜRRİYET DOLU HAVASI
İngilizler 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ettiler. İstanbul’un işgalini Sadık Paşa kabinesinde (8 Mart 1920-2 Nisan 1920) Harbiye Nazırı olan Fevzi çakmak şöyle anlatır. Son Osmanlı Meclis-i Meb’usan’ına Gebze mebusu olarak iştirak eden Fevzi Paşa, Salih Paşa tarafından Harbiye Nazırlığına getirilmiş, o Harbiye Nazırlığı’nda istifa ederek 27 Nisan 1920’de Anadolu’ya geçip Ankaraya gelir. B. M.M.’nin Anadolu’dan seçilenler ile İstanbul’dan iltihak eden son Osmanlı Meclis’i Meb’usan azalarından oluştuğu bilinmektedir.) Dört gün önce teşekkül etmiş olan B.M.M. tarafından karşılanır.
Mecliste İstanbul’un işgalini şöyle anlatır:
“Efendiler! Önce İstanbul’un esaret hayatından kurtulupAnkara’nın hürriyet dolu havasına kavuştuğum için Allah’a şükrederim. (Alkışlar) Hepimiz, 470 senelik bakir, düşman ayağı görmemiş payitahtımızın işgale uğradığını görmek bedbahlığına uğramış felaketzedeleriz…Her yeri işgal eden düşmanlar Harbiye Nazırı olan benim odama da geldiler. Göğsüme süngülerini dayayarak lazım gelen emirleri tebliğ etmemi, Türk ordusunun her yerde silahlarını teslim etmesini emretmemi söylediler. Kendilerine bu şartlar altında bir Harbiye Nazırı’nın hiçbir emir veremeyeceğini söyledim. O zaman süngülerini göğsümden çektiler.Kahrolsunlar.Bâbıâliye gitmeme müsaade ettiler. Koridora çıktım,merdiven başına geldim. Her yerden süngülerini batırmaya hazır düşmanlar arasından geçtim.Kapının önüne toplanan Rumlar, Ermeniler tezahüratla tahkir ettiler. Kahrolsunlar., sonra öğrendim ki İngilizler, Osmanlı devlet adamlarını gece evlerini basarak yalın ayak başı kabak yataklarından kaldırıp, kamyonlara doldurup alıp götürmüşler. Bundan Padişah’da, hepimizde müteessir olduk. Padişah, “elli senedenberi memleketteki durumun bir enkaz halinde Padişah olarak benim, Hükumet olarak sizlerin üzerine yıkılmış olmasından dolayı üzgünüm” diyordu. Yine Padişah “Anadolu ile irtibat temin ve irtibata devam edin. Hiç olmazsa bu suretle düşmanlar işgalden beklediklerini ellerine alamazlar.” Dedi. Fakat İngilizler durmaksızın bizi tehdit ediyorlar. “Kuvvâ-yı Millîye’yi dağıtın” diyorlardı. Kendileri dağılsınlar başımızdan!… Biz de Kuvvâ-yı Millîye’nin sizlerinmütarekeyi perde edinip hile ile memleketi ye yer işgal etmenizden, İzmir’in işgalinden Şark vilayetlerimizin Ermenilar’e Karadeniz havalisinin Pontuscu Rumlar’a verilmek istenmesinden doğmuş, nefsi müdafaadan ibaret olduğunu, bu teşebbüşlere devam edildikçe Kuvvâ-yı Millîye’nin daha da kuvvetleneceğini, dağılmalarına imkan olmadığını” söylüyorduk. (Alkışlar) İstifa edip işte buraya geldik. (Alkışlar)
Kaynak. Türk Siyasi Tarihi/ Tahsin Ünal
Kas
01
Hakkari’de Hain Saldırı 3 Asker Şehit!
Geçtiğimiz günlerde Hakkari’de hain saldırı sonucu 3 askerimiz alçakça, adice şehit edilmiş, bir geçici köy korucumuz ise direğe bağlanıp kurşuna dizerek şehit edilmiştir.
Yetkililerden gelen açıklamalar aşağıdadır. Fakat ben bu açıklamaları yeterli bulmuyorum.Açıklama istemiyor icraat istiyorum
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Yüksekova’da 3 askerin şehit edilmesine ilişkin “Bu büyük bir alçaklık, korkaklıktır. Sivil giyinimli, silahı olmayan insanların gidip kafasına kurşun sıkmak, bu korkaklığın, alçaklığın en büyüğüdür” dedi.Akdoğan, partisinin Adana İl Danışma Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, dün yaşanan olayda hayatını kaybeden Mehmetçiklere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.
Yeter mi? Yetmez! Yetmez! Yetmez! Onlar, o çakallar yakalandıkları anda idam edilmeliler…
Allah aşkına bu milleti oyalamayın, uyutmayın!
Ben de, o çakalların leşleri serilmeli diyor ve bu konuda sorumlulukları olan yetkilileri bütün yüreğimle, bütün imanımla kınıyorum, kınıyorum, kınıyorum…
Üç askeri ve geçici köy korucusunu şehit eden teröristlerle hala müzakere edenleri kınıyorum. Bu kadar acı yeter. Millet cinnet geçirme noktasına gelmiş durumda. Ülkede yaşananlar vatandaşı psikolojik olarak cinnet sınırına sürüklüyor. Fakat yetkililer, ilgililer maalesfe taziye dileme kuyruğuna giriyorlar. Ey yönetenler artık taziye dilemekten vazgeçin ve bir an önce yapılması gerekeni yapın!. Terörle mücadele eden batılı ülkelerin teröristleri nasıl etkisiz hale getirdiği bilinmektedir. Almanya gibi… Bu teröristler niçin İran’a’ geçemiyorlar. Çünkü yakalandıkları anda bir meydanda vinçlere asılarak idam ediliyorlar. Biz ise hala beslemekte ve hatta terörist başından akıl almaktayız. Allah sonumuzu hayır eylesin!.
Eki
31
Cumhuriyet Bayramı.
Kadın sabah kahvaltıda kocasına sorar;
“-Eminimsen bugünün ne olduğunu hatırlamıyorsun bile” der..
“Tabii ki, hatırlıyorum” der adam… Çıkar, gider.
Öğleye doğru kapı çalınır.. Çiçekçi çocuk harika bir kırmızı gül buketi getirir…
Az sonra kapı tekrar çalınır, bu defa köşedeki pastahanenin çırağıdır gelen… Kocaman bir çikolata kutusu bırakır gider.
Öğleden sonra gelen kutudan da, olağanüstü güzel bir elbise çıkar…
Kadın kocasının dönmesini zor bekler ve daha kapıdayken boynuna sarılır.. “-Önce çiçekler, sonra çikolata ve sonra da elbise.. -Seni çok seviyorum hayatım..
-Bu hayatımdaki en güzel Cumhuriyet Bayramı…” der.
Adam:
“-Hadi beeeeee!” diye şaşkın şaşkın cevap verir.
Kaynak:http://www.erguven.net/bgun/29-Ekim-Cumhuriyet-Bayrami-Ile-Ilgili-Fikra158
Eki
30
TOPRAK SATIŞI (1)
Fethiye’nin Yeşilüzümlü beldesinde Bir kahvede kalabalık bir grup sohbet ediyor. Köylüler, geçmişte tütün, üzüm ve badem ürettiklerini anlatıyorlar. Adı üstünde, Yeşilüzümlü’de ev şarapçılığı da yaygınmış. Ancak tütün üretimi bitmiş. Arazilerin bir kısmı İngilizlere satılmış. Yeşilüzümlü’de yaklaşık 400’e yakın İngiliz villa yaparak yerleşmiş durumda. Kıyılardaki ortak slogan buraya da sıçramış: “Eskiden araziler bizimdi, yabancılara sattık. Şimdi onlara hizmetçilik ediyoruz.”
İNGİLİZ DAİLY TELEGRAPH GAZETESİNDEN TÜRKİYE’DEN TOPRAK ALMALARI KOUSUNDA DAVET!
İngiliz Daily Telegraph gazetesi okurlarını hararetle toprak satın almaya davet ediyor, nerede? Tabi ki Türkiye’de, İstanbul’da, kıyı bölgelerimizde. Yabancıların gayri menkul almasını kolaylaştıran yasal değişiklikleri vurgulayan gazete, haberinde ülke genelinden en çok emlak alanların Ruslar ve İngilizler olduğuna dikkat çekiyor.
ALMANLAR NEDEN TÜRKİYEDEN TOPRAK SATIN ALIYOR?
Almanların İlgileri yalnız kıyılarımız mı, yalnız Antalya mı, Alanya mı? Hayır, bir de Batman sevdaları olduğu anlaşılıyor. Orhan Özkaya çekiyor dikkatimizi: Batman’da 2 milyon 71 bin metrekare alana tekabül eden 244 taşınmazın Almanlar tarafından satın alındığı açıklandı. Bu durum Batman ve Raman havzasının çok verimli ve kaliteli petrol yataklarına sahip olduğunun bir belirtisi olarak algılanmalı. Mayınlı arazilerde daha yakın zamanda bulunan petrol yataklarının kalitesi ve genişliği düşünüldüğünde ve ülkenin bir petrol denizi üzerinde yüzdüğü, bulunan petrol yataklarının vanalarının betonla kaplandığı iddiaları tarihsel süreçte ortaya konan raporlarla kanıtlandığı bilinirken, bu savlar göz ardı edilerek, söz konusu toprakların satılması büyük bir aymazlıktır.
İSRAİL TÜRKİYEDEN NERELERDEN TOPRAK SATIN ALDI?
Toprak deyince, mutlaka karşımıza çıkan İsrail… Bu kez CHP Muğla milletvekili Tolga Çandar’dan alıyoruz haberi: Karacahisar Köyünün, termik santralin yapılacağı yerden Bodrum’a kadar olan arazisi bir firma tarafından satın alınmış bulunuyor. Önemli bir bölümü birinci derecede doğal SİT alanı olan araziye metrekaresi 2-3 liradan yok pahasına el konuluyor. Çandar soruyor: Söz konusu firma hangi ulusundur? Iğdır Ovasının tamamını satın alan ulusla aynısı olabilir mi? Iğdır Ovasının tamamını İsrailliler aldı. Harran Ovası’nın yarıdan fazlasını da… Türkiye’deki ekili alanlarımızın önemli bir bölümünü İsrailliler satın aldı, alıyor. Ya kendileri tarafından ya da buradaki ortak firmaları tarafından…
İsrail’in dosyası hayli kabarık, Konya’da, Mersin’de de iş başında, Orhan Özkaya’dan öğreniyoruz: “İsrail’in, Konya Karapınar ve çevresinde onlarca köyün arazisi ve Mersin Alata Çiftliği’nin 4056 dekarlık arazisini satın almak için giriştiği faaliyetler bilinmektedir.”
AKP hükümetinin mütekabiliyet ilkesini kaldırması, İsrail’e yaptığı en büyük ihsanlardan biri oldu bence. İsrail bu ilke yüzünden daha önce doğrudan alım yapamıyordu. Artık önünde hiçbir engel kalmadı.
Eki
29
• Gençler! Cumhuriyeti biz kurduk, onu siz yaşatacaksınız.
• Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.
• Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet sekli demektir.
• Cumhuriyet, yüksek ahlâkî deger ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.
• Cumhuriyetimize vereceğimiz en büyük armağan, gençlerin eğitilmesi olacaktır.
• Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.
Mustafa Kemal ATATÜRK
• Demokrasi, halkın halk tarafindan, halk için yönetimidir. Lincoln
• En iyi hükümet, bize kendi kendimizi yönetmesini öğreten hükumettir. Goethe
• Cumhuriyet, erdemli insanlarin yönetimidir. Montesquieu
• Cunhuriyet ile cehalet, ikisi aynı yerde barınamaz. Lamartine
• Halk yöneticilere, yöneticiler de yasalara saygı duydukları zaman, toplum iyi yönetiliyor demektir. Aristipper
Kaynak:http://www.e-sehir.com/29-ekim-cumhuriyet-bayrami/cumhuriyet-ile-ilgili-ozlu-sozler.php#.VE0oKCKsUxB