Haz 26

TÜRK’ÜN YÜREĞİNE SAPLANIR HANÇER!!!

 
20090601111541
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TÜRK’ÜN YÜREĞİNE SAPLANIR HANÇER!!!
Mehmetçiğim şehit serhat boyunda
Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!
Kırım’da, Kerkük’te ve Türkiye’de
Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!
 
Zihniyeti Haçlı iğrenç hesaplar
Kirletir yurdumu böyle mikroplar
Yok, edilmedikçe tüm ıstıraplar
Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!
 
Özbek, Türkmen, Tatar, Kazak soyu bir
Kitabımız Kur-an ilim dolu, bir
Emperyalistlerin hain kolu bir
Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!
 
Korudu, gözetti Türk’ün neferi
Türk’ün ekmeğini yedi serseri!
Türklük suç olduğu yıllardan beri
Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!
 
Uyuyan uyansın bu sinsi düşten
Her fert sorumludur kötü gidişten
Bir grup it soyu, bir grup piçten
Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!
 
Gaflet değil, hayır, hıyanettir bu!
Türklüğe, ecdada ihanettir bu!
Türk yurdunu ‘bölmek,’ cinayettir bu!
Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!
 
Tarih okumaya gelmez mi bunlar?
Zihinde perdeyi silmez mi bunlar?
Türk’ün hiddetini bilmez mi bunlar?
Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!
 
08.11.1991
 
 
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | TÜRK’ÜN YÜREĞİNE SAPLANIR HANÇER!!! için yorumlar kapalı
Haz 25

Doğu Türkistan’da Çin Zulmü

cin_zulmu
        36236d01d3f18b08c33c24bdcbc87520
 
 Doğu Türkistan’da Çin Zulmü
 
Çin’in kuzey batısındaki Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de geçen hafta 39 kişinin öldüğü bombalı saldırının faillerini arayan Pekin yönetimi onlarca kişiyi stadyumda yargılamaya başladı.
Urumçi’deki stadyumda kurulan mahkemeye kamyonlarla getirilen tutuklulardan 55’i  “kasten adam öldürmek, bölücülük ve terör faaliyetine karışmak” suçlarından yargılanırken 3 kişi idam cezasına çarptırıldı. 
Resmi Şinhua ajansının haberine göre, Yüksek Halk Mahkemesi’nde görülen duruşmanın eyaletin İli Kazak Özerk Bölgesi’ndeki bir stadyumda kamuya açık yapıldığı vurgulandı ancak isnat edilen suçlardan hüküm giyenlerin kaç yıl hapis cezası aldığı bilgisi verilmedi.
Mahkemenin ayrıca 65 kişi hakkında çeşitli suçlardan yakalama kararı verdiği bildirildi.
Stadyumdaki duruşmayı 7 bin kişi izlerken, mahkemenin, toplu duruşmada, geçen yıl aynı bölgede bir olaya karıştığı iddia edilen üç kişi hakkında da idam kararı aldığı açıklandı.
Zanlıların, geçen yıl eyaletin Yining kentinde, “ellerindeki bıçaklarla aralarında 3 yaşındaki bir kız çocuğunun da bulunduğu aynı aileden dört kişiyi öldürdüğü” öne sürüldü.
’39 kişi ölmüştü’
 Urumçi’de geçen hafta bir pazar yerine düzenlenen bombalı saldırıda 39 kişi hayatını kaybetmişti.
Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı, saldırının ardından “polisin, ülke genelinde bir yıl boyunca terörle mücadele operasyonları düzenleyeceğini” açıklamıştı. Güvenlik güçlerinin, şüpheli durum ve şiddet unsurlarıyla alakalı bilgileri bir havuzda toplayacağı duyurulmuş, farklı eyaletlerde de silahlı devriyelerin ve güvenlik kontrollerinin artırılacağı kaydedilmişti.
Yerel makamlar, Doğu Türkistan’da Mayıs ayında 200 kişinin gözaltına alındığını açıklamış ancak tutuklamaların tarihleriyle ilgili ayrıntılı bilgi vermemişti.
 
Kaynak:http://tarihgazetesi.net/index.php/haberler/1045-uygur-tuerklerine-cin-zulmue
Posted in Gündem | Tagged , , , , | Doğu Türkistan’da Çin Zulmü için yorumlar kapalı
Haz 24

Altın Sözler

kralciplak_i-300x224                                

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  • Şerefli bir ölüm, şerefsiz bir ömürden daha iyidir. TACİTÜS
  • Fenalıkların ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır. EFLATUN
  • Tilki, kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılır mı? TRUMAN
  • Dehanın ilk ve en büyük şartı hakikati sevmektir. GEOTHE
  • Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir. M. EMİN YURDAKUL
  • Türk ulusunun tarihsel bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onlarda yükselmektir. M. KEMAL ATATÜRK
  • Yalanı söküp atmadan gerçeği dikmeye çalışma ! tutmaz. CENAP ŞAHABETTİN
  • Suçu toplum hazırlar, suçlu işler. BUCKLE
  • Zevke esir olan değil, hakim olan mesuttur. ARISTIPPAS
  • Susan bir bilgin, bir kelime söylemeyen aptaldan farksızdır. MOLİERE
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Haz 23

Hangi Erdoğan’a İnanalım

23839
 
 
 
 
 
 
 
 

Erdoğan ‘bayrak’ konusunda böyle yalpaladı !

Diyarbakır Lice’de yaşanan ‘bayrak indirme’ olayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısındaki bir numaralı gündem maddesiyle. Erdoğan olaya ilişkin yaptığı iki farklı yorumla şaşırttı.
Başbakan grup konuşmasında arka arkaya öyle şeyler dedi ki.. Ak dediğine bir sonraki cümlede kara, kara dediğine adeta ak dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında Diyarbakır Lice’de yaşanan ‘bayrak indirme’ olayı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan’ın konuşmasındaki iki cümle,“Hangi Erdoğan doğru söylüyor?” sorularının sorulmasına neden oldu.Başbakan Erdoğan konuşmasında önce “Orada sen oraya girip bayrağı indirene gereğini yapmıyorsan suçlusun. Heralde ben Ankara’dan gelipte ben direğe çıkanı indirmeyeceğim. Gereği neyse bunu yapmaya mecbursun. Askerin polisin böyle bir bahanesi olamaz” ifadelerini kullandı.Erdoğan konuşmasının devamında ise “Yazılan senaryo çok açık, o maşa orada vurulursa terör örgütü ve HDP tarafından kitleler provoke edilecek. Eylemi yaparsa MHP ve CHP tarafından istismar edilecek. O hain vurulsaydı doğu karıştırılacaktı”ifadelerini kullandı.
 
Kaynak:http://www.haberfedai.com/haber/16827/erdogan-bayrak-konusunda-boyle-yalpaladi
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | Hangi Erdoğan’a İnanalım için yorumlar kapalı
Haz 22

Kültürün Ülke İçin Önemi..

 

türk-kültürü-ve-tarihinde-bozkurt_475404
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kültürün Ülke İçin Önemi..
 
Rivayet ederler ki Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle, hükümetten gelen kararnameleri Kültür Bakanı’nın imzası olmadan imzalamazmış. Bir gün önüne ekonomi ile ilgili bir kararname gelir, De Gaulle mutadı üzere yine imzalamaz. İlgililerin  “Efendim, bu ekonomik bir mesele, kültürle bir ilgisi yok”  demeleri üzerine Cumhurbaşkanı De Gaulle şu tarihi cevabı verir: “Fransa’da Fransız kültürünü ilgilendirmeyen hiçbir şey yoktur.”
Bu anekdot, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca neşredilen ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI (Ankara 2013, 470 s.) 
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/abdulbaki-golpinarliya-armagan-30421yy.htm
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | Kültürün Ülke İçin Önemi.. için yorumlar kapalı
Haz 21

Musul ve Kerkük Türkiye’den Nasıl Koparıldı? (2)

harita3
 
Musul ve Kerkük Türkiye’den nasıl koparıldı? (2)
Lozan’da tıkanan görüşmeler ve beliren savaş ihtimali
Lozan konferansındaki görüşmelerin önemli başlıklarından biri Musul meselesi oldu. İsmet Paşanın başkanlığındaki heyet konferansta Musul, Kerkük’ün demografik yapısını rakamlarla ifade ederken bölgenin çoğunluğunun Türk olduğunu, Kürtler ve Araplarla beraber ise Anadolu’nun bir parçası olduğunu savunuyordu. Lord Cruzn ise İsmet Paşanın istatistiklerinin doğru olmadığını bölgede Türklerden çok Kürtlerin ve Arapların bulunduğunu öne sürmekteydi. Musul üzerinde bu tartışmalar yaşanırken gündeme gelen konulardan bir tanesi de bölgenin petrol zenginliğiydi. İngilizler, Türklerin petrol zenginliği için Musul’u istediklerini öne çıkartarak konferansa katılan diğer devletleri de kendi taraflarına çektiler ve diplomatik üstünlüğü ele geçirdiler. 
‘Paşa ordunun başına otur’
Konferansta Musul konusunun bu şekilde hararetle tartışıldığı günlerde 2 Ocak 1923’te Mustafa Kemal Paşa TBMM’de şunları söylüyordu: “…Musul vilayetinin hudud-ı millimize dahil araziden olduğunu biddefaat ilan ettik. Lozan’da elyevm (bugünkü günde) karşımızda ahz-ı mevki etmiş olanlar bunu pekala bilirler. Vatanımızın hudutlarını tayin ettiğimiz zaman büyük fedakârlıklara katlandık. Menafiimize mugayir (menfaatlerimize aykırı) olmakla beraber müsalemet perverane (barıştan yana) hareket ettik. Artık milli arazimizden en ufak bir parçasını bizden koparmaya çalışmak pek haksız bir hareket olur. Buna kat’iyen muvafakat etmeyiz”.  Mustafa Kemal Paşanın bu açıklamalarının benzerleri milletvekilleri tarafından da ifade edildi. Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Bey, TBMM’de yaptığı heyecanlı bir konuşmada; “Paşa, ordunun başına otur, başka işin yoktur. Başkumandanlık vazifesini ifa et ve hudutlara bayrağımızı rekzet, bayrağını süngünü İngiliz’in gırtlağına daya! diyordu. 
Lozan’daki görüşmelerin çıkmaza girmesi, Özdemir Bey’in Musul’da yoğunlaşan faaliyetlerine karşı İngiliz ordusunun saldırılarının artması Türkiye’yi İngiltere ile savaş noktasına getirmişti. 
Sonu belirsiz savaş yerine diplomasi
İngilizlerle savaş ihtimalinin belirdiği 1923 Şubatında Mustafa Kemal Paşa ise savaştan uzak durulması düşüncesindeydi. Musul’a yapılacak bir harekatın ülkeyi sonu belirsiz bir savaşa sürükleyeceğini ifade etmeye başlayan Mustafa Kemal Paşa askeri seçenek yerine konunun konferansta çözülmesinin gerekliliğini öne çıkarmaya başladı. Kesilen Lozan görüşmelerinin tekrar başlamasının ardından Musul’un geleceği sonraya Türkiye ve İngiltere arasında yapılacak görüşmelere bırakıldı. Buradan bir netice çıkmaması halinde ise konunun Cemiyet-i Akvam’a götürülmesine karar verildi. 
Lozan konferansından sonra başlayan ikili görüşmelerden de bir sonuç çıkmadı. İngilizler petrol bölgesi olan Musul ve Kerkük civarını Türkiye’ye bırakmayacaklarını açıkça ifade ettiler. Türkiye bölge ile ilgili tezlerini Cemiyet-i Akvam’da da savundu. Ancak bu tarihlerde Türkiye’nin doğusunda çıkan Şeyh Sait isyanı ve hemen ardından bölgeye yönelik uygulamalar, Türkiye’nin öne sürdüğü en önemli tezin yani Kürtlerin de Türkiye’ye bağlanmak istediği tezinin zayıflamasına sebep oldu. Nihayetinde Türkiye 1926 yılında Ankara Antlaşması ile Musul üzerindeki haklarından vazgeçmek zorunda kaldı.  
 
Kaynaklar:  Atataürk Araştırma Merkezi,
Özdemir Bey’in Musul Harekatı ve İngilizlerin Karşı Tedbirleri (1921-1923),
Mim Kemal Öke, Musul-Kürdistan Sorunu
Cemal Kemal, Birinci Dünya Savaşı ve Sonrasında Musul Meselesi
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri,                                                                                                                                                                                                            Kaynak: http://www.dunyabulteni.net/tarihten-olaylar/223260/musul-ve-kerkuk-turkiyeden-nasil-koparildi-
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Musul ve Kerkük Türkiye’den Nasıl Koparıldı? (2) için yorumlar kapalı
Haz 20

Paranın Seyri

55707

Paranın Seyri

Deniz kıyısında bir kasaba, kış sezonu hava soğuk ve dolayısıyle kasaba bomboş. Herkesin birbirine borcu var ve zor durumdalar. Şans eseri kasabaya bir turist geliyor ve bulduğu ilk motele giriyor. Resepsiyona 100 lira bırakıp odalara bakmaya çıkıyor.
Motel sahibi hemen parayı alıp, market sahibine borcunu ödüyor. Market sahibi o parayla toptancıya olan borcunu kapatıyor. Toptancı sevinçle parayı alıp nakliyeciye olan borcunu ödüyor. Nakliyeci parayı alıp benzinlik sahibine olan borcunu ödüyor. Benzinlik sahibi de o parayla motele olan borcunu ödüyor. Ve o sırada turist odadan geri dönüyor ve odayı beğenmediğini söyleyip 100 lirasını geri alıyor. Turistin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor. Fakat kasabalılar borçlarından kurtuluyor
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | Paranın Seyri için yorumlar kapalı
Haz 19

Musul ve Kerkük Türkiye’den Nasıl Koparıldı? (1)

harita3
 

Musul ve Kerkük Türkiye’den nasıl koparıldı? (1)

Gazi Mustafa Kemal Meclis kürsüsünden şu şekilde ifade ediyordu: “hudud-u millîmiz, İskenderun’un cenubundan (güneyinden) geçer, şarka doğru uzanarak Musul’u, Süleymaniye’yi, Kerkük’ü ihtiva eder. İşte hudud-u millîmiz budur dedik!”
 
Ömer Aymalı/ Dünya Bülteni / Tarih Dosyası
23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Ankara’da açılmasının ardından kurulan hükümetin hedefi, düşmanı “harîm-i ismet”inde boğarak, Misâk-ı Millîyi gerçekleştirmekti. Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalandığı gün Osmanlı ordusunun denetiminde bulunan bölgeleri ifade eden Misâk-ı Millînin güney sınırlarını TBMM’nin açılışından yaklaşık  bir hafta sonra Gazi Mustafa Kemal Meclis kürsüsünden şu şekilde ifade ediyordu: “Hep kabul ettiğimiz esaslardan birisi ve belki birincisi olan hudut meselesi tayin ve tespit edilirken, hudud-u millîmiz, İskenderun’un cenubundan (güneyinden) geçer, şarka doğru uzanarak Musul’u, Süleymaniye’yi, Kerkük’ü ihtiva eder. İşte hudud-u millîmiz budur dedik!”  Misâk-ı Millî sınırlarını bu şekilde netleştiren Mustafa Kemal Paşa, Musul’u Kerkük’ü ve Süleymaniye’yi Anadolu’nun bir parçası olarak tanımlıyordu.
 
İngiliz İşgali
Osmanlı Devletinin I.Dünya savaşının sonunda yaptığı Mondros Mütarekesi sırasında Kerkük merkez hariç, Süleymaniye ve genel olarak Musul vilayeti 6. Ordu komutanı Ali İhsan Sabis Paşanın denetimi altındaydı. Ancak mütarekenin 7.maddesi itilaf devletlerine gerekli gördükleri yerleri işgal yetkisi vermekteydi. İngilizler de bölgedeki Hristiyan halkın katledildiği bahanesi ile Musul’un boşaltılmasını Ali İhsan Paşadan istediler. Ali İhsan Paşa her ne kadar bu teklifi reddetmiş ve direnmişse de sonrasında İstanbul’dan gelen emir üzerine kuvvetlerini Musul’dan Nusaybin’e çekmek zorunda kaldı. Şehrin boşaltılmasının ardından İngilizler 10 Kasım günü Musul’u işgal ettiler.
İngilizler Musul işgal etmelerine rağmen uzunca bir süre bölgeye hakim olamadılar. Bölgedeki aşiretler özellikle Kerkük ve Süleymaniye halkı İngiliz hakimiyetine sıcak bakmıyorlardı. Nitekim bölge halkı Kürtler, Araplar,Türkmenler Türkiye’nin tarafında yer aldılar ve  TBMM’nin açılmasıyla beraber Milli Mücadeleyi desteklediler.Bölgede hakimiyet sağlamakta güçlük çeken İngilizler Nasturi ve Asuruileri himaye etmeye başlarken Fransızlar da Ermenilere dayanmak zorunda kaldılar.
 
İngilizlerin Musul, Kerkük ve Süleymaniye şehirlerinde hakimiyet kurmak için gerektiğinde havadan bombalamalar yaptığı tarihlerde Anadolu’da Milli Mücadele başlamıştı. Doğuda Ermenilere karşı Batıda ise Yunanlılara karşı önemli başarılar kazanılmaktaydı. Anadolu’da mücadelenin başarıyla devam ettiği bu tarihlerde milli sınırlar içinde ifade edilen Kerkük, Süleymaniye ve Musul da TBMM’nin hedefi arasındaydı. Bölgenin İngiliz işgalinden kurtarılması için 1 Şubat 1922 tarihinde Milli Savunma Bakanlığına Revandiz bölgesine bir kısım kuvvet gönderilmesi emri verildi ve bu görev için Milis Yarbayı Özdemir Bey görevlendirildi.  
   
Özdemir Bey’in Faaliyetleri
TBMM hükümeti Özdemir Bey’i görevlendirmeden önce de Musul konusu sürekli bir şekilde TBMM’nin gündemindeydi. Revandiz bölgesindeki aşiretlerin TBMM’den yardım talepleri vardı. Bölgede yaşanan düzensizliğin kalkması için memur ve asker gönderilmesini istiyorlardı. TBMM de bölgeye belli sayıda asker göndermekten geri durmamıştı. Hatta bu askerler aşiretlerle beraber Revandiz’e saldıran İngilizlere karşı mücadele etmişlerdi. 
Mustafa Kemal Paşanın ve TBMM hükümetinin Musul, Kerkük, Süleymaniye konusunda gösterdiği kararlılığın teşebbüse dönüştüğü en önemli hareket ise Özdemir Bey’in buraya gönderilmesi oldu. Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti bölgeyi, bölgedeki aşiretleri bilen ve yine bununla beraber çete faaliyetlerinde başarılı, Antep’te Kuvay-ı Milliye komutanlığı yapmış Milis Yarbayı Özdemir Bey’i bu göreve atadı. Özdemir Bey bu göreve gönderilirken aynı zamanda Musul’a taarruz için hazırlıklar da yapılmaktaydı. Özdemir Bey 22 Haziran 1922de Hakkari üzerinden Revandiz’e ulaştı. Bölgedeki aşiretlerle birlikte İngilizlere karşı önemli başarılar elde ederek Süleymaniye’ye girdi. İngilizlerin hiç beklemedikleri bu mücadeleye karşı yapabilecekleri ise sınırlıydı. Yeterli askeri kuvvetleri bulunmadığından bu şehirleri günlerce havadan bombalamak yoluna gittiler. 
Özdemir Bey’in bölgedeki bu faaliyetleri sırasında Anadolu’dan Yunan kuvvetleri atılmış ve Lozan Konferansı başlamıştı. TBMM Musul, Kerkük ve Süleymaniye’nin konferansta Türkiye’ye bırakılabileceğini düşündüğünden geniş çaplı askeri bir operasyonu istemiyordu. Yine de Lozan’da görüşmelerin çıkmaza girme ihtimalinin yükselmesi üzerine Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, El cezire cephe komutanlığına Musul’a yapılacak muhtemel bir taarruz için hazırlıkların yapılması emrini veriyordu. 
 
Kaynaklar:  Atataürk Araştırma Merkezi,
Özdemir Bey’in Musul Harekatı ve İngilizlerin Karşı Tedbirleri (1921-1923),
Mim Kemal Öke, Musul-Kürdistan Sorunu
Cemal Kemal, Birinci Dünya Savaşı ve Sonrasında Musul Meselesi
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri,
Kaynak: http://www.dunyabulteni.net/tarihten-olaylar/223260/musul-ve-kerkuk-turkiyeden-nasil-koparildi-
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | Musul ve Kerkük Türkiye’den Nasıl Koparıldı? (1) için yorumlar kapalı
Haz 18

TÜRKÇE DÜŞÜN, TÜRKÇE YAŞA, TÜRKÇE SEV!

 efe44
      246936_221745067849462_7552185_n
 
 
TÜRKÇE DÜŞÜN, TÜRKÇE YAŞA, TÜRKÇE SEV!
 
Aklını, fikrini kullan arkadaş
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
Özünle gönülde ballan arkadaş
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
Unutma ırkının özgür sağını
Milli kültür ile yücelt çağını
Her an gönderde tut Türk bayrağını
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
Bayrağa renk veren kanın var senin
Çağlara hükmeden şanın var senin
Fatih Sultan Mehmet hanın var senin
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
Sevgisi şafağı andıran yiğit
Gönlünü sevgiye bandıran yiğit
Ruhunu aşk ile kandıran yiğit
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
Cenneti Âlânın gülü seninle
Bülbülün, sakanın dili seninle
Üçlerin… Kırkların… Eli seninle
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
Kendini tanımak bilmek adına
Hem de kör talihi silmek adına
Huzurlu bir halde ölmek adına
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
Türklük, gözlere fer, gönüllere kan
Türklükle canlanır atıl olan can
Doğacak seninle karanlığa tan
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
Irkına sahip çık yaşat özünde
Bir başka değeri halkın gözünde
Ben varım diyorsan bu yeryüzünde
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
Aklın da, fikrin de Türk’tür güneşi
Her çağda her ırkın o’dur kardeşi
Yakmak için Türklük adlı ateşi
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
Olmasın çağlarda sensiz bir anın
Varlık sebebidir ırkı insanın
Gereğini yaşayarak ulvî yasanın
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
Aklını kullanıp ilimle yaşa
Sorumluluk gelsin ayaktan başa
Her çağda kazıyıp dağa ve taşa
Türkçe düşün, Türkçe yaşa, Türkçe sev!
 
05.12.2008
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , | TÜRKÇE DÜŞÜN, TÜRKÇE YAŞA, TÜRKÇE SEV! için yorumlar kapalı
Haz 17

Lozan’da Musul Tartışmaları(2)

3Lozan’da Musul tartışmaları(2)

Referandumu isteyen Ankara’dır; Kürtler hiçbir zaman referandum istememişlerdir. Bu zavallı halk, bunun ne anlama geldiğini de bilmemektedir… Kürtlerden çoğunluğun ve Araplardan büyük kısmının okuma yazması yoktur. Nasıl oy verileceğini bilemeyeceklerdir; çünkü bütün ömürleri boyunca hiçbir seçim sandığı görmemişlerdir; böyle bir sandık gördükleri zaman bunları kaldırıp insanın başına atmaları beklenebilir” gibi Meşrutiyet seçimleri ve sandık tecrübesine sahip Müslüman halkların zekâsıyla alay eder ve aşağılarcasına kullandığı sözleri Türkiye’de vekilleri ayağa kaldırdı ve Mecliste Lord Curzon’a karşı bir nefret dalgası yükseldi.  

“Yusuf Ziya Bey (Bitlis)-Lozan Sulh Konferansında esnay-i müzakeratta İngilizlerin Baş murahhasları Lord Curzon bizlere evet Kürd arkadaşlarınıza tecavüz, taarruz, hakaret ediyor. Ve buna maatteessüf murahhaslarımız lâzımı veçhile cevap vermemişler. Müsaade-i aliyenizle bu kürsüden Lord Curzon’a cevap vermek istiyorum… Lord Curzon Kürdistan’dan gelen mebuslar Mustafa Kemal Paşa tarafından tayin edilmiştir diyor. Kürd arkadaşlarınız için cahil ve Kürdleri temsil etmiyor diyor. Cehaletin manası eğer İngiliz siyasetine uymamak ise biz itiraf ederiz ki: Cahiliz. Cehalet İngilizlerin senelerden beri ilkaat ve ifsadatına kapılmamak demekse biz itiraf ederiz ki cahiliz. Arkadaşlar burada, Millet Meclisi’nde Mustafa Kemal Paşa’nın tâyin ettiği mebuslar, uşaklar yoktur.  Burada büyük bir milletin vekilleri vardır, öyle bir milletin ki, senelerden beri İngilizler bütün mevcudiyetleriyle bütün varlıklarıyla onları ifsada çalıştığı halde yine onlar Lord Curzonların ifsadatını dinlememiştir ve onlar, âtisini müdrik bir milletin vekilleridirler Arkadaşlar, Kürt vatandaşlar, bütün kanaatlerini bir umdede topladılar, o umde, o gaye ise Türklerle tevhid-i mukadderat. Çünkü mevcudiyet, çünkü varlık, çünkü esaretten kurtulmak bu umdeye muhavveldir.Arkadaşlar; eğer Lord Curzonlar Kürdlerin hak ve hukukundan bundan on beş sene evvel bahsetseydiler korkarım ki, bir tesir bırakır, bâzı dimağları ifsad edebilirlerdi. Fakat Kürdler, Kürd münevverleri Arnavutluk’un akıbetini görüp dururken Irak’ın, Suriye’nin akıbetini görüp dururken, İrlanda’nın saday-ı matemini işitirken hiçbir akıbete, hiç iğfalâta doğru gidemezler. Hiçbir gaye gütmezler. O sadalar, o yalancı sesler hiçbir kimseyi iğfal edemez ve mücerret kendi kendilerini aldatırlar… Milletin biz vekilleri Lord Curzon’a bağırıyoruz ki; biz Kürdistan’ın hakiki vekilleriyiz. Senden ve senin siyasetinden Musul’u istiyoruz ve alacağız!..

Hacı İlyas Efendi (Muş)-… Kendi çıkarını Türk’ün kurtu­luşunda bulan Kürtler, mutluluğu da Türklerle Kürtün birliğinde bilirler.

Mazhar Müfit Bey (Hakkâri)- Lord Curzon, Kürtler’in aslında Turanlı yani Türklerin amcaoğlu olduklarını ve bugüne kadar Türklerle beraber yaşadıklarını, memleketin felaketleri­ne birlikte katlandıklarını bilmiyor mu? Curzon, Kürtlerin ne düşüncede olduğunu anlamak istiyorsa, bir gün için Musul’daki uçak ve askerlerini çeksin ya da kamuoyuna başvursun. Görsün ki ahali onları mı, bizi mi istiyor?

Rauf Bey (Başbakan)- Lord Curzon, Musul bölgesinin çoğunluğunun Kürt olduğunu söylüyor. Zaten bizde onun için Musul’u istiyoruz. Burası Arap yurdudur, dese idi, tartışma ola­bilirdi. Fakat çoğunluğu hangisinde olursa olsun Türk ve Kürt vatanı olduğunu söylediğine göre bize verilmesi gerekir.” Şeklinde konuşmuşlardı.

Kaynaklar: Zekeriya Türkmen, Musul Meselesi, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2011. Atatürk Araştırma Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, c. I, Ankara, 2006. TBMM Zabıt Ceridesi. H. Bülent Demirbaş, Musul Kerkük Olayı, İstanbul, 1995.

Kaynak: http://www.dunyabulteni.net/tag/5914/musul

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | Lozan’da Musul Tartışmaları(2) için yorumlar kapalı