Oca 15

Şair Nefi

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Hiciv ustası Nef’î (1572-1635)  Nef’î, bir âlem adam…
Okunu fırlatmadığı kimse yok hemen hemen. Sonunda dilinin kurbanı oluyor ve IV. Murad boğdurup Sarayburnu’ndan denize attırıyor.
Nef’î sadrazama bile meydan okumuştur. (Zamanımızla sakın ha bağlantı kurmayın!) Padişahın “Uslu dur!” İkazına rağmen Sadrazam Gürcü Mehmed Paşa’ya “a köpek” redifli hicvini yazmaktan kendisini alıkoyamaz:
 
“Gürci hınzîrı a samsûn-ı mu’azzam a köpek 
Kande sen kande nigehbânî-i ’âlem a köpek
Vay ol devlete kim ola mürebbîsi anun
Bir senün gibi denî cehl-i mücessem a köpek”
 
(Özer Şenödeyici, “Nef’î ve Gürcü Mehmed Paşa Mücadelesinin Tarihî ve Edebî Boyutları”, Gazi Türkiyat, S. 6, Bahar 2010)
 
Nef’înin ne dediği anlaşılıyor. Ama yine size bazı kelimeleri yazayım:
Hınzır: Domuz.
Samsûn: Savaş köpeği
Nigehbânî: Bekçi
Denî: Alçak
Cehl: Cahillik
Mücessem:burada
Sabit: belirli
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , | Şair Nefi için yorumlar kapalı
Oca 14

İstanbul Feneri Gibi ol, Nurlu ol, Mutlu ol.

oto-cibuti-turkleri-bekliyor-5406204_400
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İstanbul feneri gibi ol, nurlu ol, mutlu ol.
Ceddimizin bıraktığı bu müsbet mirasın yansımalarını her yerde görmek mümkün. Orta Doğu’dan Orta Asya’ya, Uzak Doğu’dan Afrika’ya kadar hemen her yerde Osmanlı’yı hayırla yad edenlere rastlamak mümkün.
Doğu Afrika’da küçük bir ülke olan Cibuti Cumhuriyeti’nin devlet eski başkanı Ali Arif Burhan da bu sevgiyi çok dikkat çekici şekilde ifade eden bir isim olmuş. 800 bin kişinin yaşadığı Cibuti; Eritre, Etiyopya ve Somali ile komşu olan bir ülke. Halkın yüzde 95’inin Müslüman olduğu bu ülkenin Devlet eski Başkanı Ali Arif Burhan, Ankara’da katıldığı bir toplantıda Osmanlı sevgisini dile getirmiş. İlgili haber özetle şöyle: “Eski Cibuti Devlet Başkanı Ali Arif Burhan, katıldığı ‘Afrika’daki Sömürgeciliğe Karşı Osmanlı Siyaseti’ konulu konferansta, ‘Biz burada Cibutili değil, Osmanlı olarak oturuyoruz’ dedi. Türk Tarih Kurumunca (…) gerçekleştirilen konferansta Burhan, (…) Afrika ülkelerinin tarihini anlattı. Burhan, Ebubekir Paşa ve oğullarının İngiliz sömürgesine karşı büyük mücadeleler verdiğini belirterek, bu nedenle hâlâ Afrikalıların hayalinde ve hatıralarında Osmanlı Devleti ile Türklerin yaşadığını ifade etti. Burhan, Cibuti’de hâlâ düğünlerde gelinin bağlılığı ve mutluluğu için söylenen ‘İstanbul fanus’ adlı bir şarkıda ‘İstanbul feneri gibi ol, nurlu ol, mutlu ol. İstanbul bizim vilayetimizdir biz oraya bağlıyız’ sözlerinin geçtiğini dile getirdi. Burhan, Afrika’daki Türk sevgisi ve beklentisinin çok yüksek olduğunu da söyledi.
Kaynak: http://risaletalimhaber.com/haber/10739-goz-yasartan-osmanli-sevgisi
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | İstanbul Feneri Gibi ol, Nurlu ol, Mutlu ol. için yorumlar kapalı
Oca 13

Her Şey Para Olmuş

images (2)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Her Şey Para Olmuş
 
Şöyle bir etrafa baktım da bu gün
İnsanda baş, ayak, el para olmuş
Paranın damarda kan olduğu gün
Bütün ağızlarda dil para olmuş
 
Serçeler, leylekler, kazlar, turaçlar
Yeşil olmak sevdasında yamaçlar
Meyveye duracak bütün ağaçlar
Boşa beklemeyin yel para olmuş
 
Gamı ve kederi atacak olan
Çevreye pür neşe katacak olan
Gönülde pervasız yatacak olan
Davul, zurna, keman, zil para olmuş
 
Rengi ile dünya yüzünde taşan
Güzel kokusuyla gönüller aşan
Sevgi ile eşe, dosta ulaşan
Sevgiyi yaşatan gül para olmuş
 
Nedir, insanların uyumsuzluğu?
Gözlerle görülür duyumsuzluğu
Bitmez pınarların doyumsuzluğu
Herkesin bildiği sel para olmuş
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , | Her Şey Para Olmuş için yorumlar kapalı
Oca 12

Hain Nuri’nin torunu, PYD saflarında…

1387179733
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Hain Nuri’nin torunu, PYD saflarında…
1937’nin “Öcalan”ı “Baytar Nuri”nin (Nuri Dersimi) torunu, hainlikte dedesini aratmıyor. Küçük Dersimi, YPG saflarında savaşarak, dedesinin izinde gidiyor. Fransa ve İngiltere’nin adamı Nuri Dersimi, 1937’deki Dersim isyanında hain Seyit Rıza adına emperyalist devletlere Türkiye’yi kötüleyen mektup yazıp, Seyit Rıza’dan “Dersim generali” diye bahsetmişti. “Baytar Nuri”, İngiliz ve Fransızlarla birlik olup Tunceli ve havalisinde devlet kurma hayalindeydi. Ermenilerden büyük destek alırken, bir kolu Fransa’da, bir kolu Suriye’deydi.
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=92242
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | Hain Nuri’nin torunu, PYD saflarında… için yorumlar kapalı
Oca 11

Özlü Sözler

385238_505911896098202_1906807921_n
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* “BİR SOĞAN SOYULUYOR YAŞARIYOR DA GÖZLER, MEMLEKET SOYULUYOR ALDIRMIYOR  ÖKÜZLER..” Şair EŞREF
 
* “YA İSLÂM’LA YÜKSELİR, YA İNKÂRLA ÇÜRÜRSÜN.. BU YOL MEZARDA BİTMEZ, GİTTİĞİNDE GÖRÜRSÜN!” N.F.KISAKÜREK

* “BİR MİLLETİ YOK ETMEK İSTİYORSANIZ, DİLİNİ YOK EDİN YETER !..”  Konfüçyüs

* “Akılsızlığın alameti dörttür:

1- Ahmağa fikir danışmak,
2- Cahile para vermek,
3- Dostların öğütlerini dinlememek,
4- Dünyadan ibret almamak.”   F.Attar
 
* Gayesi olmayan hayat, eğlence bataklığına akar. A. Carrel
 
* ”Türk’e hayat hakkı tanımak bir cinayettir. Dünyada bir Türk kalsa hemen devlet kurar.” Churchill
 
* ”Seni sevmeyene asla sabır gösterme. Çünkü sabrının adı yüzsüzlük, fedakârlığın adı eziklik, sevginin adı kişiliksizlik olur” Boris Vian
 
* Fransa’nın sembolü neden horozdur? Çünkü horoz, iki ayağı pisliğin içinde oluğu halde ötebilen tek hayvandır… Melih Aşık / Milliyet
 
* Siyasetle ilgilenmeyen aydın insanları bekleyen korkunç bir akıbet vardır: Cahiller tarafından yönetilmek!” Aristotales
 
 
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Özlü Sözler için yorumlar kapalı
Oca 10

Ne demek “Kürdistan”?

images-31
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NE DEMEK “KÜRDİSTAN”?
Tarihte Kürdistan adı var, kayıtlara geçmiş ama bu coğrafya değil idari bir yapının adı, onun da ömrü 20 yıl sürmüş…
1847-1867 arasında Diyarbakır eyaletine Osmanlı Kürdistan demiş, coğrafyaya değil, eyaletin adına Kürdistan demiş…
Sonra idari yapıyı değiştirmiş, Diyarbakır eyaletine geçmiş!
Peki, Doğu Anadolu coğrafyasının adı nedir; Kürdistan mı yoksa başka mı?
 
Tarihe bir bakalım…
Aşiretin beyliğe dönüştüğü yıl; 1514.
Aşireti beyliğe dönüştüren Yavuz Sultan Selim.
Bu coğrafya Kürdistan olsaydı, elbet Yavuz Sultan Selim bir Kürdistan Beylerbeyliği kurardı ama yapmadı. Yerine Diyarbakır Beylerbeyliği kurdu, neden?
Yavuz döneminde ve sonrasında da bu coğrafyanın adı Kürdistan değil!
Bu coğrafyanın adı; “Diyar-ı Bekir, Diyar-ı Mudar ve Diyar-ı Rabia.
Diyarbakır adı zaten buradan geliyor.
Müslüman topraklarına dönüştüğünde bu Haçlı topraklarına, İslam alimleri bu adı vermiş; El Cezire…
 
Bin yıl öncesinden bahsediyoruz.
Sonra bu topraklara Anatoli ve Turcia adı verilmiş, coğrafyanın adı bu; Anadolu ve Türkiye…
Peki ya Kürdistan neresi?
Böyle bir coğrafya yok, İngiliz ve Rusların oyunu bu; Sevr planından ileri geliyor.
Bunlar Anadolu’yu ele geçiremeyince, Türkleri içeriden vurmaya kalkışmış, Sevr Projesiyle “Ermenistan-Kürdistan diyerek, Anadolu ile Asya’nın bağını koparmaya çalışmış, hepsi bu…
Bu İngiliz ve Ruslar devlet vaadiyle kimleri isyana sürüklemedi ki; Asuriler(Nesturiler), Ermeniler, Rumlar ve Araplar…
Kürt diye bir kimlik yok mu?
Elbet var, var da Kürt kim?
Şanlıurfa’da Karakeçili aşireti var, Kürtçe konuşuyor…
Ama tarihe bir baktılar ki hepsi Türk; şimdi Karakeçili şenlikleri düzenliyorlar, Anadolu’nun birçok yerinde Karakeçili köyü var.
Türk coğrafyasını bölmenin planları bunlar, Kürt kökenli insanlar da bu tuzağa çekiliyor, hepsi bu.
Bakın tarihe, tarihte bir Türk-Kürt savaşı olmuş mu?
İsyanlara gelince, o apayrı bir tuzak, onu da konuşacağız…
Binlerce yıldır savaş yapmışız ama Türk-Kürt diye hiç savaşmamışız, bir nedeni olmalı.
Binlerce yıldır birlikte yaşayan bizleriz; ister adı Türk ister adı Kürt, hepsi bir ağacın dalları.
Burada tartışılan ise bir ağacın kökleri…
 
Kaynak: http://www.erdalsarizeybek.com.tr/makaleler/kurdistan-h455.html
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , | Ne demek “Kürdistan”? için yorumlar kapalı
Oca 09

Aranızda Müslüman var mı?

FIKRAGIBIAranızda Müslüman var mı?
 
 
Adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye dalar ve sorar:
 
-Aranızda Müslüman olan var mı?
 
Korkudan kimse bir şey diyemez. Birazdan yaşlı bir adam ayağa kalkar:
 
-Ben Müslüman’ım, der.
 
Bıçaklı adamla yaşlı adam camiden çıkarlar. Adam dışarıdaki inek sürüsünü gösterip:
 
-Amca, şunları kurban edeceğim de, ben beceremem yardım eder misin? Der.
 
Yaşlı adam bayağı bir hayvanı kestikten sonra ‘ben yoruldum başka birini bul’ der.
 
Adam bu sefer kanlı bıçakla yine camiye girer ve sorar:
 
-Aranızda başka Müslüman var mı? Az önceki adamı doğradığını düşünen cemaat çok korkar ve herkes aynı anda imama bakar, imam:
 
-Ne bakıyorsunuz ulan iki rekât namaz kıldırdık diye hemen Müslüman mı olduk yüce İsa aşkına…!
 
 
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | Aranızda Müslüman var mı? için yorumlar kapalı
Oca 08

AKP’nin Açılımı; “Kürdistan”

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AKP’nin Açılımı; “Kürdistan”
 
AKP, kendi kendine yalan söyleyen bir makineye dönüşmüş bulunmaktadır. Çözüm süreciyle terör örgütünün yaktığı yangına adeta benzin dökmüştür.
AKP iktidarı açılım teraneleri altında TSK’yı bölgede “meşru müdafaa” yapar konuma sokmuştur. Halbuki İmralı’daki bebek katili; “Gerçek çekilme olmayacak, çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz” demişti. Gerçekten de öyle oluyor.
Başbakan Erdoğan, demokratik açılım sakızı ile toplumu oyalarken terör örgütü her alanda ve her anlamda örgütlenmesini tamamlamış, mevzilerini de güçlendirmiştir.
Tayyip Erdoğan, açılım, paket ve “Kürdistan” derken İmralı’daki elebaşı “Yüksekova Modeli”nden ve “Demokratik Özerkliğin” en iyi uygulandığı yer olarak da Yüksekova’yı göstermiştir.
Öcalan, “kent meclisleri ve öz savunma gücü”nden de söz etmişti. Kentlerde “öz savunma birlikleri” nin oluşturulmasını isteyen Öcalan, “Her yer, Yüksekova’yı örnek almalıdır” diye talimat vermişti. Talimat aynen yerine getirilmiştir.
Yüksekova, Öcalan’ın bahsettiği modeli uzun süredir uygulayan bir merkez. KCK kurduğu “halk meclisleri” ile ilçeyi yönetiyor, vatandaşları “KCK mahkemeleri”nde yargılıyor, “öz savunma birlikleri” olarak oluşturulan YDG-H de ilçenin silahlı “asayiş” birliği olarak faaliyet gösteriyor.
YDG-H aracılığıyla bugüne kadar kent merkezlerinde molotofkokteylli ve havai fişekli eylemler düzenliyordu. Önceki gün ise uzun namlulu silahlar kullandı. Yani, “öz savunma birlikleri” ilk defa kent merkezlerinde açık açık polisle çatışmaya girdi.
09 Aralık 2013’te akşam saatlerinde Fis Ovası kesiminde karayolunu kesen bir grup PKK’lı terörist, durdurdukları aralarda bulunanların kimliklerini kontrol etti. Araçları yakmış, araçlardaki 2 astsubay ve 2 uzman çavuşu kaçırmışlardır.
Başbakan Erdoğan, çaresizlik içinde PKK’dan kaçırılanların serbest bırakılmasını istiyor. Demek ki PKK’nın kaçırma, öldürme, baskın, kitleleri provoke etme ve eylem kapasitesi olduğu yerde duruyor. Başbakan Erdoğan ancak PKK’nın inisiyatifine seslenerek askerlerin serbest bırakılabileceğine inanıyor. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti için utanç verici bir haldir.
Bu arada, BDP Diyarbakır il başkanının temasları sonucu kaçırılan 4 askerin serbest bırakıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için daha da utanç verici bir haldir.
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=29046
 1284947720
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , | AKP’nin Açılımı; “Kürdistan” için yorumlar kapalı
Oca 07

HANGİSİ DAHA ÖNEMLİ; CİBİLLİYET Mİ, EĞİTİM Mİ ?

images-25
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HANGİSİ DAHA ÖNEMLİ; CİBİLLİYET Mİ, EĞİTİM Mİ ?
Padişah vezire sormuş: Vezir, demiş!
-Eğitim mi önemli, cibilliyet (soy-sop-asalet) mi?
Vezir düşünmeden cevap vermiş:
-Cibilliyet padişahım.
Padişah memleketin her yerine tellallar çağırtmış.
-Duyduk duymadık demeyin en iyi hayvan eğiticisine yüz kese altın…
En iyi hayvan eğiticisi padişahın huzuruna çıkarılmış.
Padişah hayvan eğiticisine sormuş:
-Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretebilirsin?
-Altı ayda öğretirim padişahım.
Altı ay dolmuş, huzura alınmış.
Padişah:
-Öğrettin mi?
-Öğrettim padişahım.
Saray erkanı toplanmış, kedi elinde tepsi servis yapmaya başlamış, tam vezirin önüne gelmiş; padişah yine vezire sormuş:
-Vezir! demiş.
-Eğitim mi önemlidir cibilliyet mi?
Vezir padişahın sorusuna cevap vermeden önce cebinde hazır tuttuğu fareyi yere bırakmış. Kedi tepsiyi attığı gibi farenin peşinde koşmaya başlamış. Tabi altı aylık eğitimde boşa gitmiş.
Vezir cevap vermiş.
-Cibilliyet padişahım.
Önüne bir fare düştüğünde,
Eline bir fırsat geçtiğinde,
Çıkarı için vatanını satmaktan, halkını harcamaktan tereddüt etmeyecek yüksek eğitimli kedilerden,
Rabbimiz bu memleketi, bu milleti muhafaza kılsın…
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , | HANGİSİ DAHA ÖNEMLİ; CİBİLLİYET Mİ, EĞİTİM Mİ ? için yorumlar kapalı
Oca 06

Eğitimde Tükeniş…

Eğitimde Tükeniş…
 1.520px
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) yaptığı “İnsani Gelişmişlik Endeksi” nde Türkiye 185 ülke arasında 92. sırada yer almıştır.
Türkiye’de halen okur-yazar olmayan 10 milyon kişi vardır. Oysa sanayileşmeyi tamamlamış ülkelerde artık okur-yazarlık değil, eğitimin kalitesi tartışılmaktadır.
Birleşmiş Milletlere bağlı Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) dünya ekonomisinin % 80’ine sahip toplam 65 ülkede yaptığı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” (PISA)’var. Bu program kapsamında sondaj yoluyla seçilen 15 yaşındaki öğrenciler üzerinde matematik, metin anlama, fen bilimleri kategorilerinde yapılan sınavlarda, Türkiye bu 68 ülke içinde sondan üçüncü olmuştur.
Çukurova Üniversitesinden, Prof. Dr. İbrahim Ortaş, bu sınav sonuçlarını şöyle değerlendiriyor:
“Dünyanın en kapsamlı ve orta öğretimdeki eğitim kalitesi üzerine yapılan en önemli referans kabul edilen PISA sonuçları eğitim sistemimizin şekillendirdiği çocuklarımız matematik, metin anlama (edebiyat) ve fen bilimleri kategorilerinde nitelikli insan yetiştirmekten uzak görülüyor” ve başarısızlığı da “Eğitim harcamalarının OECD standartlarının altında olmasına, bakanlığın program yapmak yerine İmam Hatip Liseleri, 4+4+4 sistemi ile uğraşmasına, Tükiye’nin ciddi bir eğitim politikasının olmamasına” bağlıyor.
Genel olarak eğitimle ilgili bugünkü sorunlar:
1. Eğitime ayrılan kaynaklar giderek azalmaktadır. Örneğin 1992 yılında konsolide bütçe harcamalarının yüzde 20’si eğitime ayrılmıştı.. Bu pay 1997 yılında yüzde 12’ye geriledi. Bugün de 440 milyar liralık 2014 bütçesi içinde eğitime ayrılan pay 55.7 milyar lira ile bütçenin yüzde 12.6’sıdır.
2. Siyasi görüşler ve eğitimi kullanmak isteyen siyasi guruplar, eğitimde etkinliği de düşürmektedirler. Eğitimi Türkiye’nin ihtiyaçlarına, verimlilik ve etkinlik kriterlerine göre değil, kendi siyasi şartlanmalarına hizmet edecek şekilde yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Söz gelimi, İmam Hatip eğitimine daha fazla önem verilmektedir. Buna karşılık günlük olaylardan anlaşıldığı kadarıyla modern eğitime, modern fen bilimlerine ayrılan imkanlar daha dar tutulmaktadır.
3. Siyasi iktidar eğitime yeterli kaynak ayıramayınca, paralı eğitimi teşvik etti. Eğitimin kişiye giden özel faydası yanında topluma giden topluma sağladığı sosyal faydası da vardır. Özel sektör eğitimin sosyal faydasını dikkate almaz. Kârını maksimize etmek için kişiye giden özel fayda kadar kaynak ayırır. Söz gelimi Vakıf Üniversiteleri içinde araştırma görevlisi alıp yetiştiren üniversiteler az sayıdadır. Birçok Vakıf Üniversitesi, kadrolu akademisyen yerine ders ücreti ile çalıştırdığı öğretim görevlisini tercih etmektedir.
Ayrıca, paralı eğitim, eğitimde fırsat eşitliğini ortadan kaldırmıştır. Zira özellikle yüksek öğretimde fırsat eşitliği, parası olan veya olmayana bakılmaksızın toplumda en yetenekli olanlara eğitimin verilmesidir.
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=29075
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | Eğitimde Tükeniş… için yorumlar kapalı