Oca 05

Bu Yüzyılda Lider Türkiye’m

 
images-24
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu Yüzyılda Lider Türkiye’m
 
Başlar fazlaca dik ukalâ gibi
Her şeyde sessizlik pekâlâ gibi
Mikrop içimizde bir bela gibi
Bıçağın sırtında gider Türkiye’m
Bu yüzyılda lider, lider Türkiye’m
 
Bekler tüm korkular en yüce dağı
Sarmış dört yanını örümcek ağı
Pek çok aydınımız fikir tutsağı
Yılan çöreğinde gider Türkiye’m
Bu yüzyılda lider, lider Türkiye’m
 
Bölmekteler yurdu hep azar, azar
Türk’e, Türk düşmanı kuyular kazar
Bu millet daha çok destanlar yazar
Türk asrında Türk’e gider Türkiye’m
Bu yüzyılda lider, lider Türkiye’m
 
Dün, bir vatan, bayrak için öldüler
Kürt, Alevi, Sünnî diye böldüler
Türk’ü öldürerek Türk’ten bildiler
Yengeç kıskacında gider Türkiye’m
Bu yüzyılda lider, lider Türkiye’m
 
Eriyoruz, güngörmüş buzlar gibi
Yurda saldıranlar kuduzlar gibi
İnandık Göktürkler, Oğuzlar gibi
Bir it dalaşında gider Türkiye’m
Bu yüzyılda lider, lider Türkiye’m
 
Demokrasi rahim kanseri olmuş
Laikliğin bekâreti bozulmuş
“İnsan hakları”ndan tuzak, kurulmuş
Ateş çemberinde gider Türkiye’m
Bu yüzyılda lider, lider Türkiye’m
 
Köşe dönün diye vermedik oyu
Teröriste teslim ettik doğuyu
Bitecek bu zillet, özgür Türk soyu
Bir kısır döngüde gider Türkiye’m
Bu yüzyılda lider, lider Türkiye’m
 
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , | Bu Yüzyılda Lider Türkiye’m için yorumlar kapalı
Oca 05

MEZHEPLER (6)

images (1)              hanbeli_mezhebi_nedir     
 
MEZHEPLER (6)
 
AMELDE HAK MEZHEPLER (A)
 
3. Şâfiî mezhebi
Mezhebin kurucusu İmam Şâfiî’dir. Hicri 150 tarihinde (M. 767) Filistin’in Gazze şehrinde doğmuş, 204’te (M. 819) de Mısır’da vefat etmiştir (rh.). İmam Mâlik’ten Hicaz fıkhını, Ebû Hanîfe’nin talebesi olan İmam Muhammed’den de Irak fıkhını öğrendi. Mezhebinin en önemli özelliği, âdeta Hanefî ile Mâlikî fıkhının terkibi/sentezi (birleşimi) niteliğinde olmasıdır. Şâfiî mezhebi genellikle Mısır, Suriye, Irak, Horasan’da yaygındır. Ayrıca Türkiye’nin Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde de epeyce mensubu bulunmaktadır.
 
4. Hanbelî mezhebi
Mezhebin kurucusu İmam Ahmed b. Hanbel’dir (rh.). Hicri 164’te (M. 780) Bağdat’da doğmuş, 204’te (855) de yine Bağdat’ta vefat etmiştir. İmam Ahmed b. Hanbel ibadet ve muamelat konularında iki ayrı usûl benimsedi. İbadetle ilgili hususlarda ayet ve hadislere çok sıkı sarılmakla birlikte, muamelat(3) konularında (günlük hayatın icapları) bir şeyin haram olduğuna dair ayet ve hadislerde açık bir delil yoksa, onun mubah olduğuna hükmederek daha serbest bir anlayış geliştirdi. Mezheb genellikle Hicaz, Filistin, Mısır gibi ülkelerde yaygındır.
Bu dört hak mezhepten başka daha otuza yakın amelde hak mezhebin olduğu bilinmektedir. Ancak bunların bağlıları kalmadığı için kitaplarda sadece isimleri vardır.
 
Kaynak: http://www.mollacami.com/konu/m-e-z-h-e-p-l-e-r-12644.html
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , | MEZHEPLER (6) için yorumlar kapalı
Oca 04

Türkler 3

images (3)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Osmanlı teb’asına Türk denirdi. Bunu, Güney Amerika’da “Türk” sıfatını taşıyan insanlardan anlayabiliriz. Soyca veya dilce Türk olmadıkları hâlde Osmanlı coğrafyasından giden herkes Türk olarak anılmıştır. Mesela 1989-99 arasında Arjantin devlet başkanlığı yapan Carlos Saul Menem’in lakabı el-Turco idi; bunun sebebi de babasının Osmanlı Suriye’sinden Arjantin’e gitmiş olmasıydı. Osmanlı döneminde, Balkanlarda farklı dil konuşan Müslüman ahali de aynı şekilde Türk diye anılmıştır.
Fethi yaşayan dönemin tarihçisi Aşıkpaşazade fethin ertesini şöyle anlatır: “Fethin evvel Cuma günü Ayasofya’da Cuma namazı kılındı ve hutbe-i İslam okundu. Sultan Gazi Mehmet adına kim ol Murat Gazi Han oğludur. Ve ol Gazi Mehmet Han oğludur. Ol dahi Sultan Beyazıt han oğludur ve ol dahi Murat Gazi hünkar oğludur. El Halil Gökalp neslidir kim Oğuz Han oğludur.” Batı kaynaklarında Anadolu 11. Yüzyıldan itibaren Türkiye, 15. Yüzyıldan itibaren Batı haritalarında Osmanlı devletinin bulunduğu coğrafyanın adı “Türk İmparatorluğu” adını taşıyor. Sultan Abdülhamit Han’a anayasa getirildiğinde “Bu Türk’ün menfaatine olur mu?” bilmiyorum” diyor. Avusturya Arşidükü Birinci Ferdinand’ın elçisi Busbecq şöyle demektedir: “Fakat bu düşman Tanrı’nın gazabı sonucunda bize karşı gönderilmiş bir bela ise, eski zamanlarda Atilla, büyük babalarımız zamanında Timur, şimdi de Osmanlı tufanları gibi… Böyle müthiş akınlara karşı hiçbir şey set oluşturamaz.” Yani Batılı; Atilla, Timur ve Kanuni’nin aynı milletin çocukları olduğunu biliyor.
Taraf gazetesinde Yasin Aktay’a destek veren, karısının başından aşağıya insan pisliği dökmekle meşhur Sevan Nişanyan da Orta Asya’dan gelenlerin Türkiye’de oranı ancak % 5-10. Türkleşme devlet baskısı ve İslam ile oldu diyor. Oysa Selçuklular konusunda dünya tarihinin en önemli ismi Prof. Dr. Osman Turan, Batı vesikalarından hareket ile bunun ne kadar büyük bir yanlış algı olduğunu onlarca sene önce ortaya koymuş: “Gerçekten tarihinde birçok kavim ve medeniyetlere sahne olan Anadolu’nun etnik siması, 1071’den sonra, öyle sür’atle bir değişikliğe uğradı ki bu büyük muhaceret ve iskân hareketi araştırılmadığı ve anlaşılamadığı için Türkleşme hadisesi bir muamma halinde kalmış ve çok defa yerli halkların toptan ihtida veya imhasına atfolunmuştur. İhtida ve karşılıklı nüfus zayiatları mevzuu olmakla beraber büyük muhacereti ve etnik değişmeleri itibara alamayan bu tahmini görüşlere artık bir ehemmiyet verilemez.” Bütün bunları bilen şair “Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakarya’nın Türk tarihi vurulur” demekte.
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=29002
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | Türkler 3 için yorumlar kapalı
Oca 03

Altın Sözler

180931_Ozlu_Sozler_n
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* “Bir insanın gölgesinin boyu kendisini geçtiyse o insan için güneş batıyor demektir.” Çin Atasözü
 
* “Çok iyi mazeret bulmayı başaranların başka bir şey başarabildikleri nadiren görülür.” Benjamin Franklin
 
*“En büyük vatanseverlik mesleğini en iyi şekilde yapmaktır.” Alman Atasözü
 
* “İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadığı gibi inanırlar.” Goethe
 
*“Amacımız imkânsızı mümkün, mümkünü kolay, kolayı zarif ve zevkli yapmanın yollarını bulmaktır.” Dr. Feldenkrais
 
* “Dünyada değişiklik yapmakla başarılı olanlar, işe kendilerinden başlayanlardır.”
Bernard Shaw
 
*“Tembellik vücudun aptallığı, aptallık da zihnin tembelliğidir.” Shakespeare
 
*“Her şeye homurdanmaya alışmış bir kimse, fırsat kapıyı çaldığında bile gürültüden yakınır.” Conidences
 
* “Fedâ+kâr;  kâr elde etmek için feda etmek lazımdır.”
 
* “Aşkta sıradan bir insan kendine uygun birini bulmaya çalışır, büyük insan ise kendini…”
 
*“Hayatın asıl amacı bilgiye dayalı eylemdir.” Kenan Şahbaz 
 
*“Bilgisiz eylem vahşettir.” Kenan Şahbaz
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Oca 02

Dört Adımda Ak-Bop Tutar mı?

cilgin_proje_dort_adimda_ak_bop_h453
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu bir çılgın proje, .çünkü dört adımda en aşağı yedi bin yıllık Türk tarihini ve Müslüman Türk milletini tarihten silmek istiyor…
 
Birinci Adım:
Hedef ülkelerin yönetimlerini ele geçirmek:
‘“Doğrudan işgal’ tıpkı Irak’ta yapıldığı gibi; ya ‘iç karışıklık- iç çatışma’ çıkartmak yoluyla yönetimleri alaşağı etmek tıpkı Libya ve Mısır’da yaptıkları gibi; ya ‘dış baskı- iç savaş’ sonrası yönetimleri istifaya zorlamak tıpkı Suriye’de halen yaşanmakta olduğu gibi ya da demokrasi eliyle demokratik seçimlerle o ülkenin yönetimini işbirlikçiler vasıtasıyla ele geçirmek tıpkı Türkiye’de yaşanmakta olduğu gibi.”
 
İkinci Adım:
Hedef ülkelerin kaynaklarının yönetimini ele geçirmek:
“’Özelleştirme- yabacı sermaye diyerek’ diyerek, o ülkenin stratejik kaynaklarını doğrudan satın almak ya da işbirlikçi yerli sermaye eliyle kaynakları dolaylı satın almak tıpkı Türkiye, Libya ve Mısır’da görüldüğü gibi; ya da doğrudan müdahale ile işgal edilen ülkelerdeki kaynaklara silahlı güçleriyle el koymak tıpkı Irak’ta olduğu gibi. Böylece yeraltı ve yerüstü ekonomik hatta insan kaynaklarının yönetimini ele geçirmek.”
 
Üçüncü Adım:
Hedef Ülkelerdeki insanları ayrıştırmak ve ayrışan gurupları güçlendirmek:
“Hedef ülkelerde birlikte yaşamakta olan insanları, teo-stratejik bir yaklaşımla etnik, dinsel ve mezhepsel farklılıklar temelinde, ‘ileri demokrasi, insan hakları ya da özgürlükler’ diyerek ayrıştırmak tıpkı Türkiye’de yönetici siyasetin yaptığı gibi. Bu amaca uygun olarak yasal düzenlemeler ya da uygulamalarla ayrışan gurupları güçlendirmek tıpkı Türkiye’de bir olan insanların ‘Türk-Kürt, Alevi-Sünni’ diye ayrıştırma gayretlerinin görüldüğü gibi.”
 
Dördüncü ve Son Adım:
“ İşbirlikçi yönetimler eliyle ele geçirilmiş olan hedef ülkelerdeki devlet mekanizmasının ve kaynak yönetiminin gücünü kullanarak ya anayasal düzenlemelerle ya da ayrışan ve güçlendirilen gurupları çatıştırmak yoluyla bir iç kargaşa yaratarak, bunun sonucunda yine anayasal düzenlemeyle hedef ülkeleri parçalamak. Kopan parçalardan da, İsrail’e müttefik tampon devletçikler kurmak.”
 
Bu pencerelerden bakıldığında, Türkiye’nin son aşamada bulunduğu açık. ABD Başkanı Obama’nın buraya kadar gelerek, Türkiye için ‘model ülke’ demesinin altında da bu yatıyor. Model, çünkü demokratik görülen bir yoldan süreç işletiliyor. Kesintisiz işlediği için de, diğer ülkelere model gösteriliyor.
 
Soru ise şu; bu plan ve projeler Anadolu’da tutar mı?
 
Öyle ya, Türk tarihi böylesi stratejilerle çok karşı karşıya kalmış, hepsini de aşmasını bilmiştir. Şimdi, Türk Milleti karşılaştığı bu yeni savaş oyunlarının işletilmesine izin verecek midir?
 
Türk Milleti, ne zaman ki bu gerçeği gördüğünde, bu sinsi planı yok edeceğinden kuşku yoktur çünkü bu millet gücünü en aşağı yedi bin yıllık tarihinden alıyor.
 
 
 
Kaynak:Erdal Sarızeybek-SARIZEYBEK HABER
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | Dört Adımda Ak-Bop Tutar mı? için yorumlar kapalı
Oca 01

Biraz Mizah

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Biraz Mizah
 
Yaşlı adam başbakanlık konutuna gider;
Kapıda ki polise der ki:
-Evladım Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmek istiyorum.
Polis:
-Amca Tayyip Erdoğan seçimleri kaybetti burayı boşalttı O artık başbakan değil der.
Ertesi gün aynı amca,aynı polise,Başbakanlık konutu kapısında;
Evladım Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek istiyorum.
Polis bunadığını düşünerek aynı cevabı verir:
-Amca Recep Tayyip artık başbakan değil,dolayısıyla burada oturmuyor,sen artık gelme,der.
Ertesi gün aynı amca,aynı polise:
-Evlladım Recep Tayyip Erdoğan’la görüşebilir miyim?
Polis sinirlenerek:
-Eeee! bunak mısın nesin? Üç gündür aynı şey.Kardeşim Recep Tayyip Erdoğan seçimi kaybetti,artık başbakan değil!Burada oturmuyor.
Yaşlı amca:
-Kızma! evladım biliyorum,DUYMAK HOŞUMA GİDİYOR sadece.
-Polis esas duruşa geçerek, yarın görüşürüz amca; der.
 
*Kahrolsun akp! Ne mutlu Türk’üm Diyene!
 
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | Biraz Mizah için yorumlar kapalı
Ara 31

“Eşşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri”

indirİstanbul’da, Kadir Topbaş’ın adaylığını açıklayan Başbakan Erdoğan, konuşmasında şöyle dedi;
“Eşşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri”
Söz şu; insan ölür, kalır eseri…
Erdoğan’ın, bize yaşattığı on bir yıla bakalım …
Elimizde belge var. 12 Nisan 2007, Genelkurmay resmi basın açıklamasıdır bu, bu belge diyor ki;
“Daha önceleri PKK ile mücadele içinde olan Kuzey Irak’taki Kürt gruplarından bir tanesi ki bir zamanlar KYB, PKK ile birlikte o Kürt grubuna saldırıyordu, şimdi doğal bir müttefik haline gelmiştir ve Kuzey Irak’ta çok büyük bir hareket serbestisine sahiptir. Eskiden katırlarla gittikleri yere şimdi taksilerle gidiyorlar.Buna ait görüntüler elimizde. Bu da ikinci Körfez harekâtının Türkiye açısından olumsuz bir sonucu olmuştur”.
Bu belge insan olan Erdoğan’ın ilk eserinin resmini çiziyor.
Belge devam ediyor;
“ Kuzey Irak’a baktığımız zaman şöyle bir durum ortaya çıkıyor; hazırlanmış olan bir taslak anayasa var. Bu iyi incelendiğinde şu görülmektedir: Kağıt üzerinde federal bir yapı oluşturuluyor. Güney Şii bölgesi, Sünni bölgesi ve Kürt bölgesi diye üç bölge. Ama anayasanın içindeki hükümleri iyi incelediğinizde, bunun değil federasyon, konfederasyon bile olmadığı, gevşek bir konfederasyon yani kopmaya hazır bir konfederasyon şeklinde olduğu görülmektedir. Zaten tarihe de baktığımızda konfederasyonların uzun süreli yaşamadıklarını görüyoruz. Ya kopmuşlardır ayrı devletçikler kurmuşlardır ya da üniter bir yapıya kavuşmuşlardır. Bunların örnekleri var.”
Resim biraz daha netleşiyor ve biz, insan olan Erdoğan’ın kalacağı eserini artık görebiliyoruz;
“Bugün Süleymaniye hava meydanına indiğiniz zaman, ziyarete gidiyorlar, onu sadece Kürt bayrakları karşılar. Irak bayrağı yoktur. Karşılama töreninde de Kürt milli marşı çalar. Irak’ın marşı yoktur. Şu anda Kuzey Irak’ta durum budur. Federal bir yapıda bazı şeyler merkezi olur. Kuzey Irak’ta merkez bankası kuruldu. Bunun anlamı her yönüyle diğerlerinden ayrı müstakil bir yapı oluştu. Merkez bankası para basıyor. Kendi parasını kullanıyor. Böyle bir yapı var.”
Erdoğan’ın gelecek nesillerimize bırakacağı eser, tam ve net olarak şimdi ortaya çıkıyor, şöyle ki;
“Şu soruyu bana sorabilirsiniz: ‘Peki Kuzey Irak’a bir operasyon yapılmalı mı?’ Yapılmalı. Olayın iki boyutu var. Birincisi sadece asker olarak baktığım zaman, evet yapılmalı. Fayda sağlar mı? Evet, sağlar. Olayın ikinci boyutu, siyasi olaydır. Bir hudut ötesi operasyon yapılması için bir siyasi kararın ortaya çıkması lazım. TSK, yasal zeminde görev verildiğinde bu operasyonları yapma gücüne fazlasıyla sahiptir.”
Şubat 2008’de Irak kuzeyindeki Zap terör kampına yapılan yedi günlük bir güç gösterisini saymazsanız, Kuzey Irak’a hiç askeri harekât yapılmadı. Neden?
Peki, harekatı yaptırmayan kimdi?
Harekat yapılmadığı için, Dağlıca ve Aktütün’de askerlerimizi vuran kimdi, buna göz yuman kimdi?
Erdoğan doğru söylüyor;
“eşek ölür, kalır semeri; insan ölür, kalır eseri”…
Burada cevap bulması gereken konu şudur; Erdoğan’dan geriye kalacak olan, semer midir yoksa eser midir?
Buna çocuklarımız karar verecek; yarın Barzani çıkıp da Kuzey Kürdistan deyip Türk topraklarını istemeye başladığında, çocuklarımız kendilerini bu noktaya taşımış olan siyasetçileri öğrendiğinde, semer mi eser mi, o zaman karar verilecektir.
Yeter ki bu karar süreci uzamasın, gelecek için geç olmasın!
 
Kaynak:Erdal Sarızeybek-SARIZEYBEK HABER
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , | “Eşşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri” için yorumlar kapalı
Ara 30

Damat Rüstem Paşa

Rüstem_Paşa

Damat Rüstem Paşa
Rivayet odur ki, galiba Hırvat dönmesi olan Rüstem Paşa’yı padişaha kötüleyenler “Bu adam cüzzamlıdır, kızınızı vermeyin!” demişler, padişah Diyarbakır’a bir hekim göndermiş…

Rüstem Paşa’nın cüzzamlı olup olmadığı araştırılacak…

Eğer elbiselerinde “bit varsa” paçayı kurtaracak, o günkü tıbba göre bit, cüzzamlıya gelmezmiş…

Diyarbakır’dan haber ulaşmış:

“Paşa’nın samur kürkünün yakasında bit var!”

“Demek paşa cüzzamlı değildir!”

 

Rüstem Paşa halkın ağzına düşmüş:

 

“Olacak bir kişinin bahtı kavi, talihi yar

Kehlesi dahi mahallinde anın işe yarar!”

Yani, adam talihli olunca, bit bile onun işine yarar!

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Rüstem Paşa, Osmanlı vezirinin en rüşvetçisi, devleti soya soya, öyle bir servet sahibi olmuş ki:

“815 çiftlik/476 su değirmeni (bu ikisi Rumeli’de ve Anadolu’da)/1700 köle/2900 at/1106 deve/100 gümüş eyer/500 altın ve değerli taşlarla donatılmış eyer/2000 zırh/1500 gümüş kaplı bihtak/130 çift altın üzengi/760 murassa kılıç/1000 gümüşle donatılmış mızrak/800 Mushafı Şerif (130 adedi ciltli)/5000 çeşitli kitap/78000 düka altını/11.200.000 akçe değerinde 32 cevahir…”

Eee, bal tutan parmak yalar, devletin malı deniz, yemeyen domuz oğlu domuz…

Çok şükür, o devirler geride kaldı, kim artık devleti soyabilir ki!

Kaynak: http://gundem.milliyet.com.tr/muhtesem-yuzyil-rustem-pasa-ve-dalkavuklar-/hasan-pulur/gundem/gundemyazardetay/23.02.2011/1355771/default.htm

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | Damat Rüstem Paşa için yorumlar kapalı
Ara 29

Operasyon ve Net Hata Noksan kalemi

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Operasyon ve Net Hata Noksan kalemi
Net Hata Noksan kalemi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası için hep muhteşem bir hata-noksan olmuştur. Bir nevi kurtarıcı da diyebiliriz.
17 Aralık’ta patlayan yolsuzluk operasyonunda rüşvet kadar kara para aklama iddiaları da yer alıyor.
Kesin olmamakla beraber bu rakamın 85 milyar euro civarında olduğu basında yazıldı çizildi.
Şimdi iktisatçılar yolsuzluk haberinden çok bu rakamın telafuz edilmesiyle ilgileniyorlar. Çünkü yıllardır aranan kaynak bu olabilirdi. İktisatçılar her ay neredeyse 5 milyar dolara ulaşan net hata noksan kaleminin kaynağının kara para olma ihtimalinin üzerinde duruyorlardı ama bu kadar büyüğünün yapılması için çok büyük bir organizasyon olması gerekiyordu.
Yani bu iş için büyük bir banka ve sistemden büyük bir destek alınması gerekiyordu.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda gözaltına alınan önemli zanlılardan biri rüşvet ve kara para aklama ile suçlanıyor. Suçlandığı rakam Türkiye’yi yıllardır cari açık tehlikesinden koruyan net hata noksan kalemi ile neredeyse örtüşüyor.
Türk ekonomisini bugüne kadar kurtaran bu zanlı ise bundan sonra ne olur?
Cari açık tehlikesi
Türkiye’nin kasım ayı itibariyle cari açığı 60 milyar dolar civarında. Eğer komplo teorileri doğru çıkar ve 17 Aralık’ta yapılan operasyonla net hata noksan kalemine giren paranın kaynağı kesilirse Türkiye için oldukça sıkıntılı bir süreç ortaya çıkar.
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=29174
cari-acigin-finansmaninda-net-hata-ve-noksan--5059088_o
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , | Operasyon ve Net Hata Noksan kalemi için yorumlar kapalı
Ara 28

Tarsus’um

images (5)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Renklerin her tonu vurgun güneşe
Bölgede Tarsus’um cennetten köşe
Daldım senin ile bir tatlı düşe
Hasretin bağrıma batar Tarsus’um
 
Berdan, tarihlerle bugüne akan
Kleopatra’ nın gönlünü yakan
Bilal-ı Habeş-i damarında kan
Gözümde, özümde tüter Tarsus’um
 
Parkta, şelalede aşklar seslenir
Güzeller, yiğitler sende beslenir
Yüce Toroslar’a sırtın yaslanır
Yüz binler nabzında atar Tarsus’um
 
Kızların gencecik yayla bakışlı
Ölümsüz sevgiler kalpte nakışlı
Kanarya ötüşlü, keklik sekişli
Hep güneyde nöbet tutar Tarsus’um
 
Yaşanır, her mevsim bir başka güzel
Kaynaşmış iç içe gelecek, ezel
Seni anlatmaya yetmez ki gazel
Dünya’ya sebzeler satar Tarsus’um
 
Nice il bilirim hep sana hayran
Gezmeli, görmeli, etmeli seyran
Her günün güzeldir, her günün bayram
Her anına sevgi katar Tarsus’um
 
Peygamber yatağı adın söylenir
Erenler Eshab-ı Kehf’te eğlenir
Senden uzak, sensiz bilmem neylenir
Yediler sinende yatar Tarsus’um
 
Takıp takıştırmak yakışır sana
Her yerden insanlar akışır sana
Dikkat et, kem gözler bakışır sana
Bu güzellik sana yeter Tarsus’um
 
01.01.1987
Kenan ŞAHBAZ 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , | Tarsus’um için yorumlar kapalı