Kas 15

Artık Kirlenmeyeceğim

th (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TBMM’ne artık siyasal bir simge olduğu tescillenen türbanla giren bir AKP’li kadın milletvekilinin sarf ettiği bir cümle beni, af edin ama zıvanadan çıkardı.
“Bir daha başımı açarak kirlenmeyeceğim.” Bu hakareti bir Türk kadını olarak kabul etmem elbette mümkün değildir.
Benim dinim de milliyetim de uludur. Ben 29/Ekim/2004’de Türk ve Müslümanlık aleminin düşmanı, Papa X.İnnocent’in heykeli önünde Birleşik Hıristiyan Devleti’nin (AB) Anayasası’nı imzalayıp, milletin egemenliğini Hıristiyan Avrupa’ya devredenlerin yanında saf tutmadım.
 
Ya sen?
Büyük İsrail Projesi (BOP) Eşbaşkanlığı’nı görev kabul edip, Yahudi Cesaret Madalyası’nı alan bir liderin önünde diz çökmedim.
Sevr Antlaşması’nı hazırlayan İngiliz Kraliyet Ailesi’ne bağlı Chatham House’n madalyasını yakasına takan kişinin de önünde el pençe divan durmadım.
Hele, hele Ekümenik Patrikhane’ye bağlı ve görevi Hıristiyanlığı yaymak olan Aziz Havari Andrew Tarikatı’nın madalyasını sırıtarak Brüksel’de göğsüne takan bir bakanı hiç alkışlamadım.
Milli devletlerin baş belası Türk ve İslam düşmanı W.Wilson Kamu Hizmetleri Madalyası’nı da övünçle kabul eden, adamın arkasında el bağlamadım.
“Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar.
Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.” (Maide, 51)
Şimdi soruyorum sana bacım; Bakara ve Maide surelerindeki ayetlerde belirtilen ALLAH’ın emirlerine uymayan sen mi temizsin, yoksa başı açık olan ben mi?
Dedim ya, “Benim dinim de cinsim de uludur.” Dini alet ederek yabancılarla işbirliği yapanların yanında işim yoktur benim.
Ben yandaş ihalelerden nemalanların Amerikan malı ciplerine de binmem be bacım. Bizim çocuklarımızın düğünlerinde takılmış (!) altınlarla alınmış gemiciklerimiz, holdinglerimiz de yoktur.
Senin sadece yemin ederken kürsüye çıktığın milletvekili maaşını da üstelik verdiğim vergilerle ben öderim. Senin kirlenmiş saydığın başı açık avukat, doktor, öğretmen, mühendis, sera işçisi ve daha nice üreten kadın helal paralarıyla sayarlar binlerce lirayı senin cebine…
Ve sen emek dolu o parayla sadece oturduğun koltukta, düğmeye basarak biat ettiğin liderin, küresel çetelerin “kopyala-yapıştır” yöntemiyle Türkiye’nin çıkarlarını gözetmeyen yasalarına oy verirsin.
Ben “İkiz Yasalar” bölücülüktür derim, sen amenna dersin. Vakıflar Yasası, Türkiye’nin birliğine Hıristiyanlar tarafından indirilen balyozun adıdır diye çırpınırım. Sen türbanının arkasına sığınırsın.
TBMM’de yasalaşan Vakıflar Yasası’nın, Türkiye’deki patrikhane, kilise ve azınlık vakıfları tarafından hazırlandığı gerçeğini, görmezden gelirken sen, çok mu temizdin?
Ülkemizdeki Tarih Vakfı’na para vererek Osmanlı dönemi azınlık tapularının araştırmasını yaptıran Rockefeller Vakfı mutludur…
ABD’deki Evangelist Protestanların egemenliği altında olan, Asya’nın Hristiyanlaşması için Türkiye’nin işgal edilmesi gerektiğini açık, açık söyleyen Dünya Kiliseler Birliği ve Yahudi para sihirbazı George Soros’un vakfı memnun..
Hele, hele resmi paraları avronun üzerinde Türkiye’yi bölünmüş gösteren AB çok mutlu..
15-Mayıs-1919 da ” Elen çocukları!.. Bugün İsa’nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz. Bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girersiniz.” diyen İzmir Metropoliti Hrisostomas artık mezarında, sadece ve sadece başındaki türbanla Müslüman olduğunu zanneden senin sayende, rahat uyuyacaktır.
Satılan vatan toprakları, Kalkınma Ajansları, yok edilen tarım alanları, kapatılan veya yabancılara satılan fabrikalar, limanlar, özelleştirme nedeniyle işten çıkarılan insanlar seni hiç mi rahatsız etmedi başı türbanlı kadın vekil?
 
 
Kaynak:http://www.yurdumacanfeda.com/tr/?p=15819
 
Posted in Yazılarım | Artık Kirlenmeyeceğim için yorumlar kapalı
Kas 14

“Zavallı Yenikler!” (“Vaevicts”)

1520
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Vaevicts” (“Zavallı Yenikler!”)
 
Romalıları dize getiren Galyalı komutanı bilir misiniz?.
Galyalılar tarihte Keltler olarak bilinir. Kelt’ler M.Ö. 4. Yüzyılda, Roma’yı kuşatmışlardır. Yedi aylık direnişten sonra, tükenen Romalılara Kelt’lerin başbuğu belli ağırlıkta altın verirlerse kuşatmayı kaldıracağını bildirir. Ancak altınlar tartılırken Keltler hile yaparlar. Kaçmayıp kentte kalan 80 Romalı senatör bu hileye karşı çıkınca, Keltlerin başbuğu, ağır kılıcını terazinin öbür kefesine koyarak haykırır: “Vaevicts”. Yani “zavallı yenikler!”.’
 
Fatih’in Hocası Akşemsettin’e dediği gibi; ”Hocam, kılıcın hakkını unutma!”
 
Unutmayalım ki, Ortodoks Karaman Türkleri 1924 Mübadelesiyle Yunanistan’a gönderilmişlerdi. Bu açıdan da soy bağımız vardır.
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , | “Zavallı Yenikler!” (“Vaevicts”) için yorumlar kapalı
Kas 13

Zinayı Serbest Edenler Ahlâktan Bahsedemez!..

th
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  
Toplumun ahlâkı her zaman birince derecede önem arz eder. Fakat bir toplumda ahlâksızlığa, çürümeye sebep olan ekonomideki zinadır, partizanlıktır, kayırmadır, rüşvettir, torpildir, siyasetteki zinadır, dış politikadaki zinadır, ikiyüzlülüktür, kalleşliktir!
Siz “kardeşim” dediğiniz insanları arkadan hançerliyorsanız, namus bekçiliği yapamazsınız. Silah ve eğitim vererek teröristleri komşularınızın üzerine salıyorsanız, Türkiye’nin Müslüman ülkelerde artık “kalleş bir ülke” olarak anılmasına sebep oluyorsanız, yurt sorununu halletmeyip sokakta bıraktığınız üniversite öğrencilerinin ahlâkına sahip çıkma görüntüsü ile kendinizi temize çıkaramazsınız.
Ülkenin 80 yılda oluşturduğu ekonomik değerleri, yabancılara sattıktan sonra, sularını, dağlarını, yaylalarını da peşkeş çekme hazırlığı yapıyorsanız, ağaçlarını bile katlediyorsanız, namustan bahsedemezsiniz. Çünkü vatan namus demektir. Vatanını satanlar beyindeki namusunu satıyor demektir.
 
***
Namus, sadece belden aşağısı ile ilgili bir kavram değildir. Namus, ilk olarak Yunancada Tevrat’ın adı olarak kullanılmıştır ki, “toplum düzeni” demektir. Siz, bırakın bu uydurma tartışmaları da toplumun düzenini bozduktan, halkı referandumda aldatarak hukuk devletini tamamen ortadan kaldırdıktan, sahte delillerle masum insanları hapse atan ama katillere beraat kararı veren bir düzen kurduktan sonra, kızın erkeğin namusuna sahip çıkıyor görüntüsü vererek oy avcılığı yapmaya ne denilir onu tartışalım!
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=28698
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | Zinayı Serbest Edenler Ahlâktan Bahsedemez!.. için yorumlar kapalı
Kas 12

Hiç bu kadar büyük adam ölmedi…

 
 th (5)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Atatürk’ün öldügü 1938 yilinin 10 Kasım günü, Istanbul Üniversitesi’nde ders okutan bir Alman profesörü, derse girdiginde ögrencilerinin üzgün halini görünce, yüregi paramparça olmus bir halde, üniversite rektörüne telefon ederek:
-Bugün ders vermeyecegim, ne yapayim dersiniz?
-Sizin memleketinizde büyük bir adam ölünce ne yapilirsa onu yapin.
Rektörün bu sözlerine karsilik profesörün cevabi su olur:
-Almanya’da hiç bu kadar büyük bir adam ölmedi…
 
Sahte Para
Marketin birinden alışveriş yapan turistin Türk parası yetişmeyince dolar uzatmış kasiyere.Adam para sahte mi, değil mi diye kuşkuya düşmüş.Ve parayı sıradaki Temel’e uzatmış.Temel paranın bir altınabir de üstüne bakmış,sonra masanın üstüne atmış:
-Bu para sahte!”demiş.herkes şaşırmış.
-Nasıl bu kadar çabuk anladın?”
-Anlamayacak ne var,bunun üstünde Atatürk resmi yok
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , , | Hiç bu kadar büyük adam ölmedi… için yorumlar kapalı
Kas 11

Ata’dan Altın Sözler

 75092_3
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
*Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir.
 
*Milli Eğitim programımızın, Milli Eğitim siyasetimizin temel taşı, cahilliğin yok edilmesidir. Cahillik yok edilmedikçe, yerimizdeyiz…
 
*Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın (kültürün) müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik (uygulama) mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir.
 
*Aydın ve dindar olan milletimiz, ilerlemenin sebeplerinden biri olan heykeltıraşlığı en üst derecede ilerletecek ve memleketimizin her köşesinde atalarımızın ve bunlardan sonra yetişecek evlatlarımızın hatıralarını güzel heykellerle dünyaya ilan edecektir.
 
*Türk sosyal bünyesinde spor düzenlemekle vazifeli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yüceltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak azmiyle spor yaptırmazlar. Esas olan bütün yaştaki Türkler için beden eğitimi ve terbiyesini sağlamaktır.
 
*Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir! Allah’ın emrettiği şey erkek ve kadın müslümanların ilim ve irfan edinmeleridir. Kadın ve erkek bu ilim ve irfanı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak mecburiyet’indedir
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , | Ata’dan Altın Sözler için yorumlar kapalı
Kas 10

EBEDİ ÖMÜR TÜRKİYE’M *

943307_602816826449044_236374696_n

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gök bakışlı kurtarıcı

İlkelerin sığmaz bu dünya dar!
 
Zihinlere yazılmalı fikirlerin
Sonsuza kadar!…
 
Şehitlerle, gazilerle,
Kalplerdedir, gönüllerdedir yerin!
 
Sana saygı, sana sevgi,
Sana özlem duymaktayız en derin!
 
Yalnız senin düşünce seherinde
Mutlu, hürdür TÜRKİYE’M!
 
Ve adınla AY YILDIZ!
EBEDİ YAŞAYACAK BİR ÖMÜRDÜR TÜRKİYE’M!… *
 
08.10.1985

Kenan ŞAHBAZ

 
(*)Devlet ve İmparatorluk ömrü kastedilmektedir.
 
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , | EBEDİ ÖMÜR TÜRKİYE’M * için yorumlar kapalı
Kas 09

Cami yıkma rekoru şimdilik Menderes’te!

th (3)
           th (4)
 
İstimlak cinayetleri
Adnan Menderes döneminde yıktırılan camileri tek tek belirleyebilmek çok zor. Bunu belirleyebilmek için Vakıflar’da geniş bir çalışma yapılması gerekiyor. Ancak bazılarının adlarını şöyle sıralayabiliriz:
*1465 tarihinde inşa edilmiş olan tarihi Murat Paşa Camii (Bir bölümü), Vatan Caddesi yapılırken 1957’de yıkıldı.
*Pertevniyal Lisesi yakınlarında bulunan Tarihi Oruç Gazi Camii, 1956 yılında yol yapım çalışmaları sırasında yıktırıldı.
* Yenikapı yakınlarında 1479 tarihli Çakır Ağa Camii, yol yapım çalışmaları nedeniyle 1958’de yıkıldı.
* Aksaray’da Vatan Caddesi’nin başlangıcındaki Fatih döneminden kalma Camcılar Camii ve çeşmeleri, 1957 yılında yol yapım çalışmaları nedeniyle yıkıldı..
* Aksaray’da 1555 yapımı Kazasker Abdurrahman Camii 1957’de yol yapım çalışmaları nedeniyle yıkıldı.
* Karaköy Kabataş arasında bugünkü Mimar Sinan Üniveristesi’nin tam karşısındaki Salıpazarı Süheyl Bey Camii 1957’de yol yapım çalışmaları sırasında yıkıldı.
* Karaköy Kabataş arasındaki 1878-1879 yapımı, özgün mimariye sahip nadide bir eser olan Karaköy Mescidi, 1958’de yol yapım çalışmaları sırasında yıkıldı.
* Karaköy Kabataş arasındaki 2.Mahmud döneminden kalma, 1826 yapımı tarihi Nusretiye Camii ve sebili 1958’de yol yapımı sırasında tahrip edildi.
* Karaköy Kabataş arasındaki Mimar Sinan eserlerinden, Kılıç Ali Paşa Camii ve müştemilatı 1958’de yol yapım çalışmaları sırasında tahrip edildi.
Yol yapılırken yıkılanlar bunlarla sınırlı
değil elbette. Bakın daha neler var…
* Hoca Sinan tarafından yaptırılan Azepler Mescidi Fatih’li yıllardan kalmadır ama hamamı ile birlikte yola katılır.
* Kanuni devri hatırası Tüfenkhane Mescidi üç kuruşa satılır.
* Saraçhane Mescidi’nin üzerinde ise şu an resmi daireler vardır.
* Zeytinciler Mescidi 1957’de yok edilir..
* Unkapanı’ndaki Voynuk Şücaeddin Camii’nin yıkım emrini kimin verdiği hiç anlaşılamaz. Hazire bile darma duman edilir, İstanbul’un ilk Belediye Başkanı Hızır Bey’in mezarı ortada kalır. Arsalar tekrar camileştirilemesin diye hızla betonlaştırılır ki bu alanda İMÇ blokları yayılır
* Mimar Ayas Mescidi (Saraçhane Mescidi) ise 1953’te toprak olur.
*1953’teki yıkımdan Karagöz Mescidi de nasibini alır.
Yıkılanlar sadece cami ve mescidler değildir. Hanlar, hamamlar ve de
çeşmelerden katliamdan kurtulamaz. İşte onlardan da birkaçı:
* 2. Abdülhamid Çeşmesi; 1319 yılında İtalyan Mimar Raimondo d’Aronco’ya yaptırıldı. Mermerden oluşan bu çeşme, Osmanlı mimarisinin barok usulü mimarisinin terk edildiği dönemde yaptırılmış olsa da önünde bulunan Nusretiye Cami’ne uyum sağlaması açısından bu üslupla tasarlandı.
* Sultan Bayazıd devrinde inşa edilen Karabaş Hamamı ise, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun muhafaza kararına rağmen yıktırılır.
* Emin Ağa Sebili ve Çeşmesi; Dolmabahçe Camii karşısında yer alan bu yapı da 1957 yılında yol yapım çalışmaları sonucu yıkıldı. 1964 yılında ise yerine monte edildiyse de eskisi gibi pek bir anlamı kalmadı.
 
El apardı, yel kopardı, derya yuttu
Yıkılmış olan camiler ve ecdat eserlerinin İnönü zamanında, tek parti oligarşisi devrinde yok edildiği iddia edilir durulur. Ancak Adnan Menderes’in 1950 ile 1960 yılları arasındaki demokrat iktidarı devrinde de hayli tarihî eser kıyımı yapıldı. Karaköy meydanındaki, Sultan Abdülhamid Han’ın Sermimarı İtalyan Raimondo D’Aranco’nun projesini çizdiği art nouveau stilindeki güzelim cami de kör kazmaya kurban gidenler arasındadır. O cami yıkılırken, doğan tepkileri yumuşatmak amacıyla “taşlarını numaralayıp, Burgaz adasına götürüp, camiyi aynen orada kuracağız” denmişti. Sonra numaralı yapı taşları da yok ettiler. İddiaya göre camiden kalanları yükledikleri mavna Marmara’da çıkan fırtınada batmıştı.
 
Hollandalı için cami yıkılır mı?
Başbakan Erdoğan, “Yol medeniyettir. Önünde cami bile olsa yol oradan geçecekse o camiyi yıkarım!..” dedi ya… AKP iktidarının sadece yol için cami yıkmadığı, AVM’ler için de cami yıktığı belirlendi. Türkiye’de bazı illerde alışveriş merkezlerini çalıştıran ve aynı alışveriş merkezini Malatya’da kurmak için eski hal binasının bulunduğu alan içindeki cami ve sosyal tesisleri 52 milyon 500 bin TL’ye satın alan Hollanda kökenli bir şirket, alandaki inşaat çalışmaları kapsamında Hal Camii’ni yıktı. Çevredeki vatandaşlar Nisan ayındaki yıkıma tepki gösterirken, yıkılan Hal Camii’nin 12 yıllık imamı Recep Gök, yaşanan durumdan dolayı çok üzüldüğünü ve 20 günden beri uyuyamadığını ifade etti.
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=28550

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | Cami yıkma rekoru şimdilik Menderes’te! için yorumlar kapalı
Kas 08

‘Ne kadar çok hain varmış’

th (2)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Tepebaşı’ndaki İngiliz Elçiliği’nin önünde bavullu, torbalı, çantalı, sarıklı, fesli insanlardan oluşan bir kalabalık toplanmıştı. Birbirleriyle itişerek panik halinde içeri girmeye çalışıyorlardı.
Düşmanla işbirliği eden bu hainler arasında kimler yoktu ki… Eski Şeyhülislam Mustafa Sabri, eski Adliye Nazırı Ali Rüştü, Maarif Nazırı Fahrettin, Sevr’i imzalayan filozof Rıza Tevfik, her karanlık işte parmakları olan Ayan’dan Vasfi Hoca ile Zeynel Abidin, İngilizci Hürriyet ve İtilaf Partisi Başkanı Albay Sadık, bu partinin yöneticileri, İzmir’i Yunanlılara teslim eden Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa, eski İstanbul Emniyet Müdürü Arnavut Tahsin, yazarlar Refik Halit Karay, Refi Cevat Ulunay ve Mevlanzade Rıfat…
Çevredeki esnaftan biri dayanamayıp öfkeyle “Ne kadar çok hain varmış” diye söylendi. İngilizler kendilerine hizmet eden bu insanları hava kararınca siyasi sığınmacı olarak Taşkışla’ya gönderdiler.
İngiliz Yüksek Komiseri Sir Rumbold Halife Vahidettin’in görüşme isteğini öğrenince 6 Kasım 1922 günü tercümanı ile birlikte kendisini ziyarete gitti.
Vahdettin sözü uzatmadan sordu:
“İki yıl önce yetkili makamlarınız, bir tehlike olduğu takdirde, beni koruyacakları hakkında söz vermişlerdi. Bu söz şimdi de geçerli mi?”
“Evet efendim şimdi de geçerli.”
Vahdettin 10 gün sonra General Harrington’a gizli bir mektup gönderdi:
“İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devlet-i fahimanesine iltica ve bir an evvel İstanbul’dan Mahall-i ahara naklimi talep ederim, efendim. 16 Kasım 1922. Müslümanların Halifesi Mehmet Vahdettin.”
Ertesi sabah saat 06.00’da İngilizlerin gönderdiği iki ambulansla iki otomobile bindirildiler ve Kabataş rıhtımına getirildiler.
Oradan İngiliz bayrağı taşıyan bir motora bindirilerek açıkta bekleyen Malaya Zırhlısı’na götürüldüler.
Motor, Malaya Zırhlısı’na yanaştığında Vahdettin General Harrington’a teşekkür ettikten sonra “Eşlerimi size emanet ediyorum general” dedi. İngilizlere sığınarak ülkesinden kaçtı. Bu kaçışla Osmanlı İmparatorluğu tarihe gömülmüş oldu.
 
Kaynak: Turgut Özakman’ın Cumhuriyet Türk Mucizesi kitabından alınmıştır.Tufan Türenç / Hürriyet
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , | ‘Ne kadar çok hain varmış’ için yorumlar kapalı
Kas 07

Saflar Belirlenmiştir!..

th
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ya Milliyetçisiniz ya da Hainsiniz!.. (K.Ş)
 
Durum vahimdir. 
1. Mesele hak istemek meselesi değildir; mesele ülke topraklarını bölmek ve Türkiye’den ikinci bir devlet çıkarmak meselesidir. Bölücüler artık bunu saklamıyorlar. Bugünlere PKK’nın silahlı mücadelesi sayesinde geldiklerini; süreç durduğu takdirde tekrar silaha sarılacaklarını alenen ifade ediyorlar.
2. Çözüm süreci, demokratikleşme paketi denilen şeyler bölücülerle yapılan anlaşmaların sonucudur. İmralı’nın mektupları Kandil’e, Kandil’in mektupları İmralı’ya götürülmektedir. İmralı’da ağırlaştırılmış müebbede mahkûm bölücübaşı ile bürokratların görüşmelerini de, BDP’lilerin görüşmelerini de hükümet düzenlemektedir; İmralı’ya kimin gidip gidemeyeceğine ancak hükümetin karar verebileceğini bizzat başbakan açıklamıştır.
3. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir Türk devleti ve bu devletin sahibinin Türkler olduğu ülkemizi yönetenlerin ağızlarıyla inkâr edilmektedir. Anayasanın hâlen yürürlükte olan 66. maddesinde ifade edilen “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.” hükmü bizzat başbakan ve bakanları tarafından inkâr edilmekte; ağızlar her açıldığında “Türk, Kürt, Çerkez, Arap…” denilerek anayasanın bu maddesi çiğnenmektedir. “Türküm” diye başlayan andımızın kaldırılması da bu anlayışın sonucudur.
4. Mahkeme, yargı… Şu veya bu gerekçe… Hepsi görünüşten ibarettir. Türk subaylarına karşı yürütülen operasyon, Türklüğü ortadan kaldırmaya ve bölücülüğü meşrulaştırmaya karşı durabilecek güçleri tasfiye etme hareketidir. Nitekim şu anda bölücülerle silahlı mücadele etmesi yasaklanmış bir ordu vardır.
5. On binlerce insanın kanına girmiş PKK’lılar meşru bir güç gibi kabul edilmekte ve Türk askerini, öğretmenini, esnafını, mühendisini, korucusunu öldüren caniler şehit sayılmakta; onlar için “şehitlikler” yapılmasına izin verilmektedir.
6. Türkiye’nin sınırları, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş şekilde hallaç pamuğuna döndürülmüştür. Atlı ve silahlı kaçakçı birlikleri sınırlarımızdan girmeye yeltenmekte; sınıra çekilen duvar, bu ülkenin milletvekillerinin başında bulunduğu gruplar tarafından önlenmeye çalışılmakta ve bu konuda sınırın öte tarafındaki PYD’liler ile bu tarafındaki PKK’lılar iş birliği yapmaktadırlar.
7. Eline silah tutuşturulan üç beş çapulcu, sınırımızın hemen öte tarafında devlet kurduğunu ilan etmekte; PYD adlı çapulcu örgüt, Türkiye hükümetinin görüşmeler yaptığı PKK tarafından beslenmekte ve desteklenmektedir. Üstelik Türkiye’nin yetkili makamları bu örgütün başını Türkiye’ye çağırıp görüşmektedir. Daha önce Irak’ta da aynı oyun oynanmış ve orada bir Kürdistan kurulmasına müsaade edilmiştir. Buna karşılık, Orta Doğu’da oyun kurucu olduğu iddiasındaki hükümet, Irak ve Suriye’de bulunan Türkler için hiçbir şey yapamamıştır; daha doğrusu yapmamıştır.
8. Durum açıktır, ortadadır ve şakaya gelir yanı yoktur. Hâlâ “hakkaniyet, eşitlik” gibi safdilce lügatler paralamanın da zamanı değildir. Hiçbir ülkede, o ülkeyi bölmek niyetinde olanlara karşı “hakkaniyet, eşitlik” gibi sözlerle destek verilmez. Siz de ya ülkeyi bölenlerden, onlara taviz verenlerden yana olacaksınız, ya da ülke bütünlüğünden yana.
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=28578
 
th (1)
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | Saflar Belirlenmiştir!.. için yorumlar kapalı
Kas 06

Milliyetçi, Ülkücü sözler..

th (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* “İdealler yıldızlar gibidir. Onlara belki ulaşamazsınız ama bakarak yönünüzü tayin edebilirsiniz”…”Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ
 
* “Ve tarih bir gün, acz içinde kıvrana kıvrana şehadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilemediğini yazmak zorunda kalacaktır”… S.Ahmet Arvasi
 
* “Düşmanın ülkesi viran olacak,
    Türkiye büyüyüp “TURAN” olacak.” Ziya Gökalp
 
*”Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan,
   Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir; TURAN”… Ziya Gökâlp
 
* “Zafer ülkü kaynağının çeşmesidir,
    Zafer gönüllerin birleşmesidir.
    Gönülleri birleşenler, selam sizlere,
    Uzaktan dertleşenler, selam sizlere.”  H.Nihal Atsız
 
* “Tükürün cephe-i lâkaydına şarkın, tükürün,
    Kuşkulansın, görelim gayretleri halkın,
    Tükürün milleti alçakça vuran darbelere,
    Tükürün onlara alkış tutan kahpelere!”.. Mehmet Akif Ersoy
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , | Milliyetçi, Ülkücü sözler.. için yorumlar kapalı