Uyan Türkiye!
Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğü açısından tehlike oluşturan hareketlerin gündeme geldiği bu günlerde seçim dönemine bir göz atalım istedim.
İktidar partisi seçimlerde bir yandan muhalefete ağır suçlamalar yaparken, öbür yandan 11 yıllık ortağı olan “cemaatle” kavgayı ön plana çıkarmıştır. Anlaşılamayan bir şekilde seçimlerin “İstiklâl Mücadelesi” olduğunu söyleyebilmiştir. Kafası karışan sade vatandaş düşünüyor ve soruyor, “acaba benim istiklâlimi tehlikeye sokan kimlerdir?” diye. Vatandaş haksız mı? Zira Başbakan; vatanımızı, devletimizi ve milletimizi bölmek için 30 yıldır kan döken ve son 10 yılda Güneydoğu ve Doğu Anadolu’muzda, adım adım hakimiyetini pekiştirip “paralel devlet inşa eden” bölücü terörden niçin hiç bahsetmemiştir? Bölgede kanunlarımız uygulanamaz, vatandaşımızın can-mal güvenliği sağlanamaz, bağımsızlığımızın sembolü bayrağımız dalgalanamaz, güvenlik güçlerimiz görevini yapamaz hale gelmiştir. Bu vahim halimizden, kurşunlanarak, yakılarak şehit edilen kardeşlerimizin durumundan, Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın ve diğer yetkililerin haberleri yok mu? Niçin susmaktadırlar? Niçin, duymazdan ve görmezden gelmektedirler? Türk Milletine niçin bir açıklama yapılmamaktadır?
Bu acı ve geri dönüşü zorlaşan kanlı ihanet, istiklâlimize kastetmiyor da, muhalefet mi ediyor? İktidar teröristbaşının İmralı’daki hücresine giderek neyin pazarlığını yapıyor? “İmralı mutabakatı” olarak yayımlanan anlaşmaya göre; “çatışmazlık”, “özerklik” ,”ana dilde eğitim”, “bebek” katili dahil bütün teröristlerin serbest kalmaları ve “devletimize ortak olacak şekilde PKK’nın temsilcisi olarak Meclise girip siyaset yapmaları”, istiklâlimizin, vatanımızın, devletimizin ve milletimizin bölünmesi olmuyor mu? “Aman süreç bozulmasın” denilen, bu ihanetin adı değil midir?
Evet seçimlerde MHP hariç diğer partiler bu varlık-yokluk meselemiz üzerinde hiç durmamıştır. Buna göre iktidar, bölücü terörün 30 Mart’tan sonra “özerkliği (bağımsızlığı) ilan edeceğiz” dediği ve birlikte oluşturulduğu anlaşılan siyasete devam edecek demektir.
Sonuç: Seçimler bitti, “yola devam.” Türk Milleti uyan!
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/secimler-bitti-ya-turkiye-30343yy.htm
May
29
Uyan Türkiye!
Uyan Türkiye!
Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğü açısından tehlike oluşturan hareketlerin gündeme geldiği bu günlerde seçim dönemine bir göz atalım istedim.
İktidar partisi seçimlerde bir yandan muhalefete ağır suçlamalar yaparken, öbür yandan 11 yıllık ortağı olan “cemaatle” kavgayı ön plana çıkarmıştır. Anlaşılamayan bir şekilde seçimlerin “İstiklâl Mücadelesi” olduğunu söyleyebilmiştir. Kafası karışan sade vatandaş düşünüyor ve soruyor, “acaba benim istiklâlimi tehlikeye sokan kimlerdir?” diye. Vatandaş haksız mı? Zira Başbakan; vatanımızı, devletimizi ve milletimizi bölmek için 30 yıldır kan döken ve son 10 yılda Güneydoğu ve Doğu Anadolu’muzda, adım adım hakimiyetini pekiştirip “paralel devlet inşa eden” bölücü terörden niçin hiç bahsetmemiştir? Bölgede kanunlarımız uygulanamaz, vatandaşımızın can-mal güvenliği sağlanamaz, bağımsızlığımızın sembolü bayrağımız dalgalanamaz, güvenlik güçlerimiz görevini yapamaz hale gelmiştir. Bu vahim halimizden, kurşunlanarak, yakılarak şehit edilen kardeşlerimizin durumundan, Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın ve diğer yetkililerin haberleri yok mu? Niçin susmaktadırlar? Niçin, duymazdan ve görmezden gelmektedirler? Türk Milletine niçin bir açıklama yapılmamaktadır?
Bu acı ve geri dönüşü zorlaşan kanlı ihanet, istiklâlimize kastetmiyor da, muhalefet mi ediyor? İktidar teröristbaşının İmralı’daki hücresine giderek neyin pazarlığını yapıyor? “İmralı mutabakatı” olarak yayımlanan anlaşmaya göre; “çatışmazlık”, “özerklik” ,”ana dilde eğitim”, “bebek” katili dahil bütün teröristlerin serbest kalmaları ve “devletimize ortak olacak şekilde PKK’nın temsilcisi olarak Meclise girip siyaset yapmaları”, istiklâlimizin, vatanımızın, devletimizin ve milletimizin bölünmesi olmuyor mu? “Aman süreç bozulmasın” denilen, bu ihanetin adı değil midir?
Evet seçimlerde MHP hariç diğer partiler bu varlık-yokluk meselemiz üzerinde hiç durmamıştır. Buna göre iktidar, bölücü terörün 30 Mart’tan sonra “özerkliği (bağımsızlığı) ilan edeceğiz” dediği ve birlikte oluşturulduğu anlaşılan siyasete devam edecek demektir.
Sonuç: Seçimler bitti, “yola devam.” Türk Milleti uyan!
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/secimler-bitti-ya-turkiye-30343yy.htm


Devlet Adamı Siyaset Adamı
Devlet adamı ile siyasetçiyi birbirinden ayıran temel özellikler:
Devlet adamı yaşatmak için vardır, siyasetçi yaşamak için…
Devlet adamının özel hayatı yoktur, siyasetçi özel hayatı için vardır.
Devlet adamı yakmamak için yanar, siyasetçi yanmamak için yakar.
Devlet adamını hakperestler destekler, siyasetçiyi fanatikler.
Devlet adamı hak ve adalete dayanır, siyasetçi sandığa güvenir.
Devlet adamı birleştirir, siyasetçi ötekileştirir.
Devlet adamı toplar, siyasetçi böler.
Devlet adamı uzlaşmacıdır, siyasetçi insanlar arasındaki ihtilaftan beslenir.
Devlet adamı sevdirir, siyasetçi korkutur.
Devlet adamı mütebessimdir, siyasetçi mağrur ve asık suratlı.
Devlet adamı öfke ile kalkanın zararla oturacağını bilir, siyasetçi öfkenin de bir sanat olduğunu sanır.
Devlet adamında tedbir, teenni vardır, siyasetçide cahil cesareti.
Devlet adamı konuşur, siyasetçi bağırır.
Devlet adamı vicdana hitap eder, siyasetçi cüzdana…
Devlet adamı gelişir, siyasetçi değişir.
Devlet adamının düşüncelerinde istikrar vardır, siyasetçi gömlek değiştirir gibi fikir değiştirir.
Devlet adamı tek yüzlüdür, siyasetçi çok yüzlü…
Devlet adamı dik durur, siyasetçi diklenir.
Devlet adamı kendini milletin hizmetine adar, siyasetçi ise millet kendine itaat etsin hatta minnet etsin ister.
Devlet adamı yanlışları anında görür, siyasetçi atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra fark eder.
Devlet adamı din ile politikayı ayırır, siyasetçi dini politikaya âlet eder.
Devlet adamı liyakate bakar, siyasetçi sadakate.
Devlet adamı icabında “hayır” diyebilenleri sever, siyasetçi “evet efendim” cileri…
Devlet adamı millete hesap verir, siyasetçi seçmenine…
Devlet adamı rüyasında milleti görür, siyasetçi seçmenini…
Devlet adamı emin adımlarla ilerler, siyasetçi zikzak çizerek yürür.
Devlet adamı uzun vadeli düşünür, siyasetçi günlük yaşar.
Devlet adamı görür, siyasetçi bakar. “Bakanlar”ın siyasetçiler arasından seçilmesinin hikmeti bu olsa gerek.
Devlet adamı düşünür, siyasetçi eşinir veya kaşınır.
Devlet adamının etrafında vatandaşlar vardır, siyasetçinin yanında yandaşlar…
Devlet adamı vatan tutar, siyasetçi taraf tutar.
Devlet adamının adı ebedî kalır, siyasetçi koltuktan düştüğü gün kaybolur.
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/devlet-adami-siyasetci-30498yy.htm








