Oca 31

“Çözüm Süreci” Dedikleri “Açılım rezaleti”

02fad071-ded5-4d8e-90cc-e8441bf4adda
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bildirgedeki bazı maddeler.
 
1. Konferansımız, bu bağlamda, müzakere sürecini sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm sürecinin başat aktörü Sn. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep eder.
 
2. Kürdistan halkları kendi tercihleriyle statülerini (özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahip olduğunu, Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması konferansımızda ortaklaşılan bir ilkedir. Konferansımız Kürdistan’ın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır.
 
3. Delegasyonumuz, çağdaş demokratik bir anayasa yapılmasını talep eder. Kürdistan halklarının kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmî dil olarak kabulü, anayasal güvence altına alınmalıdır.
 
* “Son yüzyıl, tekçi sisteme karşı Kürdistan ülkesinde başkaldırı ve özgürlük mücadeleleri içinde geçmiştir. Bu serhildanlar (isyanlar) geleneğinin bir parçası olarak PKK öncülüğündeki Kürt başkaldırısı son 30 yıldır sürmektedir.” Aysel Tuğluk
 images (1)
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | “Çözüm Süreci” Dedikleri “Açılım rezaleti” için yorumlar kapalı
Oca 30

Dalkavukluk Hikayesi

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu da, bir başka dalkavukluk hikâyesi:
Ava olan merakı kadar atıcılıktaki beceriksizliği ile de meşhur padişah günün birinde sürek avına
çıkmış. İleride havalanmış bir ördek sürüsü görmüş, hemen tüfeğini kapmış,
nişan alıp tetiğe basmış ama karavana! Sürü, tek bir noksan bile vermeden kanat
çırpmaya devam etmiş… Padişahın her an yanı başında duran dalkavuğu fırsatı
kaçırır mı? Hemen el kavuşturup boyun bükerek
-“Aman hünkârım!” demiş;
-“Bu garip kuşların da hayatlarını bağışladınız!”…
 
(Dalkavukluk tarih boyunca işte böyle zarif, nükte ile dolu ve hem hazırcevaplık, hem de
parlak zekâ gerektiren bir meslek olmuştur. Bu özelliklere sahip olmayanlara,
yani “İddia ediyorum, Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra partide en güçlü
lider sayın Kılıçdaroğlu’dur” gibisinden bir söz edip ardından
“İnönü’den, Ecevit’ten ve Baykal’dan da güçlüdür” diyerek tüy
dikenler dalkavuk falan değil, eski tâbiri ile “kâselîs”dirIer.
 
“Kâselîs: Farsça birleşik sözcük; çanak yalayıcı, dalkavuk anlamında. Asıl yazılışı kâse-lîs şeklinde. Çoğulu kase – lisan’dır ki pek kullanılmaz.
 
Kaynak: sonkale.org
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , | Dalkavukluk Hikayesi için yorumlar kapalı
Oca 29

EY ADALET İHTİYACIM VAR SANA!

images (1)
             
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
EY ADALET İHTİYACIM VAR SANA!
 
Yiğitlerin ufkusun
Yüreklerde tutkusun
Sen Allah’ın lutfusun
Altın tacım var sana!
 
Ey adalet şan ol gel!
Damarımda kan ol gel!
Bedenimde can ol gel!
 
Hava gibi, su gibi
Akilin usu gibi…
İhtiyacım var sana!
 
Kısrağımsın, tayımsın
Yıldızımsın, ayımsın
Dünyadaki payımsın
Her dem haccım var sana!
 
Ey adalet şan ol gel!
Damarımda kan ol gel!
Bedenimde can ol gel!
 
Hava gibi, su gibi
Akilin usu gibi…
İhtiyacım var sana!
 
Varsın olmasın param
Derin, kapanmaz yaram
Sensiz yaşamak haram
Bir miracım var sana!
 
Ey adalet şan ol gel!
Damarımda kan ol gel!
Bedenimde can ol gel!
 
Hava gibi, su gibi
Akilin usu gibi…
İhtiyacım var sana! 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | EY ADALET İHTİYACIM VAR SANA! için yorumlar kapalı
Oca 28

Bir Gazete ve Bir Rüya..

29-04-2010-12-37-52-09258900
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir Gazete ve Bir Rüya..
O gazete öyle bir gazete imiş ki, muhibi oldukları zât-ı âlileri, o gazete için, (son zamanlarda artık hiç işitilmese de), gördüğü bir rûyada Hz. Peygamber’in kendisine, “Zaman gazetesine uzanan el Fâtıma’nın eli olsa keserim” dediği türden bir gazete imiş, zamânının râviyân-ı ahbârı ve nâkilân-ı âsârının dilinden düşmeyen bir rivâyetmiş bu.
Mûtad “sohbet” lerde “Asya’nın bahtının miftâhı meşveret ve şûrâdır” retoriği ile irşad olan gençlerin, “meşveret ve şûrâ” dan savruldukları yerin adı “rûyâlardan devşirilen emirler”miş. Bu satırların yazarının da bir dost dâvetiyle ilk ve son kez iştirâk ettiği yıllar evvel ülkelerinin başkentindeki bir kolejin büyük salonunda tertip edilen “himmet toplantısı”nda, şehrin esnafının, sanayicisinin lebâleb doldurduğu hazirûna va’z eden zât-ı âlileri, kürsüden sâhâbe-i kirâmın ne kadar hudutsuzca “tasadduk” ettiğine dair cümle örnekleri gözyaşları refâkatinde anlatırken, bir rûyasını da naklediyor. Rûyasında bir ormanlık alanda, sisli bir sabahta karşısında silûet hâlinde üç kişi görür, tanımağa çalışır o üç kişiyi. Üç kişiden sağdaki kendisine yaklaşır, o Ömer’dir, “Hulefâ-i râşidinden Ömer”. Ardından soldaki yaklaşır kendisine, o da “İkinin ikincisi Ebû Bekir” dir. Her ikisi de tertîb edilen “himmet toplantısı”nın “sebeb-i hikmetinin makbûl” bulunduğunu söylerler, “Allah mübârek etsin”dir. Zât-ı âlileri, üçüncü kişiyi, ortada duran kişiyi sorar, heyecandan titreyerek, “O derler, O… Hz. Peygamber, o da hayırlı olsun diyor”. Muhteşem kalabalığın ağlamaktan gözleri şişer(bu satırların yazarı ve bir arkadaşı hâricinde herkesler ağlıyordur), cezbeleniyorlar. Ve salonu dolduran esnaf ve sanayiciler “hûlûs u kalp” ile “tasaddukları”nı “lâyık-ı vechi”yle yaparlar. Bu arada salonun kürsüye yakın kısmındaki ara kapı aralanır, içeriye elinde üstü örtülü bir tepsi ile iki “hizmet ehli” öğrenci girer. Ellerindeki tepsiyi “abileri” nden birine verirler, kulağına bir şeyler söyleyerek. “Abileri” de zât-ı âlileri’ne iletir hem tepsiyi hem de mesajı. Zât-ı âlileri, kendisini arkaya atarak hıçkırmaya başlar ve “bizler tasadduk ettiğimizi ve vazgeçebildiğimizi sanıyoruz”, şu sabîler himmet toplantımızın sebeb-i hikmetini öğrenince kollarındaki saatleri sıyırarak bizim de katkımız olsun diyerek bize yollamışlar” der. “Himmet içre bir himmet” daha vukû bulur ve ortadaki büyük masa tapular, araba anahtarları ve çeklerle dolar.
Himmet toplantısının sebebi hikmeti efendim, o şehirde kurulması planlanan Hacı Bayram-ı Veli isimli bir üniversitedir ve o gün bugün o üniversite kurulmayı bekler…
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/madalyonun-diger-yuzu-1-quo-vadis-fe-eyne-tezhebun-29402yy.htm
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | Bir Gazete ve Bir Rüya.. için yorumlar kapalı
Oca 27

Milliyetsiz Sözler

 
JsFWiYAG7j
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
RTE’yi Tanımayan Ülkücülere; Bunları bilin AKP’ye destek veren ülkücüyüm diyenleri de iyi tanıyın!..
 
* “Bozkurt, Sen bozkurtla mı dolaşıyorsun. Ben bozkurtla dolaşmıyorum. Ben insanlarla dolaşıyorum. Benim illegal örgütlerin gençleri aldatarak yürütmesi karşısında, biz de gerekirse 5-10 bin genci yürütürüz dememizin nedeni kavga değil. Bizim gençliğimizin hiçbir illegal işi olmamıştır.” RTE
 
* “Erciyes’te uluyanlar gelsinler Mecliste ulusunlar” Bekir Bozdağ
 
Başbakanın Devlet Bahçeli’ye söylediği sözler: 
* “Irkçı… Kafatasçı… Edepsiz… Ahlaksız… Eli kanlı katil… Kasap… Ruh halin hastalıklı… Cibiliyetsiz… Fırıldak… Köstebek… Faşist… Morg bekçileri… vb.” RTE

* “Ülkücüler fatihayı bilmiyorlar” RTE

* Bahçeli, ellerinde laptop olan bir gençlik istiyorum’ diyordu. “Ellerinde laptop olacaktı. Ancak muşta, bıcak ve suç aletleri var. Demek ki değişmemişler. Şehit cenazelerini bile istismar ediyorlar; slogan atıyorlar.”12 eylül 2006 RTE

 
* “Bunların eli sıkılmaz, bunlara Mecliste selam bile verilmez. Önce bir kere saygıyı öğren. Bir defa diplomasideki saygıyı öğren. Partiler arasındaki saygıyı öğren. Yanına mafya kopuklarını toplamışsın, onlarla birlikte her tarafta konuşuyorsun.”14 Temmuz 2007 RTE
 
* “Provokasyonları kim niçin yapıyor, milletimiz biliyor. Cenazelerde slogan olmaz, bağırıp çağrılmaz, tekbir bile getirmez. Onlar bakıyorsunuz oradan siyasi rant peşine düşüyorlar. Onlar cenaze namazına da durmazlar. Bırak slogan atmayı… Bütün yaşananları sabırla karşıladık.” 8 Ekim 2009 RTE
 
* ” ‘Evet Sayın Bahçeli, biz faşizmi sizin kadar iyi bilmeyiz. Çünkü faşizm ile bir ilişkimiz, bir bağlantımız yok. Siz ne olur şunu bir anlatın, faşizmin özelliklerini bir açıklayın da biz de sizin nasıl bir zihniyete sahip olduğunuzu daha iyi anlayalım. Çünkü siz, hem teorisyenisiniz, hem bu işin pratisyenisiniz.”   RTE
 
*”Şehit cenazelerini istismar ederek rant elde etmek isteyenler var. Şehitler musalla taşında sadece dua bekler. Onların genel başkanlarına sesleniyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı?na başvursunlar da cenazelerde nasıl davranılır öğrensinler. Bunlar bayrağımızı da istismar ediyorlar, şehitlerimizi de, Tekbir de getirmezler.” 14 Haziran 2010 RTE
 
* ” PKK ile görüşmemizi Türk hükümeti istedi Talabani’nin hiç bir şeyi yalınız başına yapması söz konusu değildir. Bizim PKK ile masaya oturmamızı isteyen Türk yetkililer şimdi ağızlarını açmıyorlar. Hatta dahası sayın Talabaniye saldırıyorlar. Çıkıp her şeyi ve herkesi isim isim açıklayacağım. PKK ateşkes kararını ilan edecek . Her şey Türk yetkililerle kararlaştırıldığı gibi adım adım ilerliyor. Bu durumda Talabani’ye yönelik saldırılar da neyin nesi oluyor” Behruz Galali Yıl 2006 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Milliyetsiz Sözler için yorumlar kapalı
Oca 26

Barzani’ler Kimdir? (2)

141120131249023512512_2  Barzani Ailesi Yahudi Mi?, İşte Belgeler…(2)
 
                                                                        “2. BELGENİN ASLI”
                                                 2. BELGENİN YENİ YAZIYA GEÇİRİLMİŞ HALİ”
2
  
Atûfetlû Efendim Hazretleri!
 
Musul hahamlarından olup, nâ sezâ bâ’zı tefevvühâta ibdârından tolayı; bundan akdem, Selâniğ’e nefy olınmış olan SALLUM YEHUDİNİG, Kudüs-i Şerîf’de iskân etdirilmesi, istid’â olınmış ve bu makûlelering tebdîl-i menfâları; emsâl-i iktizâsından bulınmış oldığına mebnî, mersûmıng, müteallikâtıyla beraber Kudüs-i Şerîf’de iskân etdirilmesi bâbında, Fermân-ı Âlî Isdarı Tezekkür Olındığı, Mutazammın Meclis-i Vâlâ’dan kaleme alınan mazbata, HAHAMBAŞINING melfuf takrîriyle Manzûr-ı Âlî Buyurılmak içün Arz ve Takdim Kılınmış olmağla, ol babda her ne vech ile İrâde-i Seniyye-i Pâdişâhî; Müteallık Buyurılur ise, anga göre hareket olınacağı Beyâniyle. Tezkere-i Senâverî Terkim kılındı.   13/Şaban/72 {1856}
  
                                                           “2. BELGENİN SÂDELEŞTİRİLMİŞ HÂLİ”
 
Şefkatli, Merhametli Efendim Hazretleri ‘
 
“Musul HAHAM’LARINDAN olup, pek çok isnatlarla münasebetsiz ve çirkin sözler söylediğinden dolayı, bundan önce Selanik’e sürülmüş olan SALLUM YAHUDİ’NİN, KUDÜS-Ü ŞERİFTE ikâmet cezası verilmesi için dilekçe ile başvurulan, sözü edilen YAHUDİ’NİN, sürgün yerinin değiştirilmesi hakkında, daha önceki örnekleri de bulunmuş olduğundan, adı geçen YAHUDİ’NİN çoluk çocuğuyla birlikte Kudüs-ü Şerifte ikâmet ettirilmesi hakkında, Yüce Fermân çıkartılmasının görüşüldüğünü bildirir, Meclis-i Vâlâ’dan kaleme alınan tutanak, HAHAMBAŞININ dosya içindeki yazısı ile birleştirilerek; Yüce Görüşleri için Arz ve Takdim Kılınmış olmakla, o hususta Padişah’ın Yüce ve Kutlu İrâdesi, hangi Yönde olursa, ona göre hareket olunacağı, açıklamasıyla övünç Tezkeresine tarih atıldı.   13/Şaban/72{1856}
 
(Devam Edecek) 
 
 Kaynak: http://tarihgazetesi.net/index.php/belge-vesika/81-tarih-gazetesi
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | Barzani’ler Kimdir? (2) için yorumlar kapalı
Oca 25

Türkiye’yi AB’ye Alacak mıyız?

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yıl 2050. AB Komisyonu Başkanı odasında otururken, yardımcısı içeriye heyecanla girer:
-Efendim, Türkiye tüm isteklerimizi yerine getirdi. Onları AB’ye alacak mıyız?
AB Başkanı:
-Yok canım, henüz olmaz. Git, duyur, tüm Türkiye İngilizce konuşacak Türkçeyi yasaklıyorum.
-Efendim onu 5 sene önce yaptılar. Hatırlamıyor musunuz?
-O zaman söyle, kokoreç yasaklansın.
-Aman efendim, onu yemeyi 2005’te bıraktılar.
-Ya ne bileyim? Kınayı yasaklayın.
-Ooooo. Beyefendi. Onu çoktan bıraktılar.
AB Başkanı düşünüp taşınmış ve;
-Dağıtın lan Avrupa Birliği’ni!..
AKP’nin kuruluş yıldönümü törenleri sırasında bir ihtiyar taşıdığı pankartla ilgi çekmiş.
“Çocukluğumuzu bize bağışlayan Tayyip’e teşekkürler!!”
İhtiyarı sorguya çekmişler…
– Sen kiminle alay ediyorsun? Sen çocukken Tayyip henüz doğmamıştı bile…
– İşte onun için teşekkür ediyorum ya!..
 
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | Türkiye’yi AB’ye Alacak mıyız? için yorumlar kapalı
Oca 24

Türkiye’nin Çıkmazı..

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Türkiye’nin Çıkmazı (K.Ş.)
 
Bütün dünya ülkelerinin yaptığının tersini yapan Türkiye kendi hainlerini kucaklamakta milliyetçilerini de süründürmektedir. (K.Ş.)
Türkiye’nin milli menfaatleri için çalışan aydınlar, gazeteciler, (hatta son dönemde askerler bile) her kim olursa olsun, ödüllendirmek şöyle dursun, cezalandırılmaktadır. (Hangi aydının, hangi gazetecinin, hangi askerin ne şekilde cezalandırıldığı konusu, müstakil bir çalışma olarak düşünüldüğünden burada detaya girilmemiştir.)
Türkiye’de Türkiye’ye küfredenlere yurt dışında ödüller verilirken, (Örnek, O. Pamuk, E. Şafak vb.) yurt içinde de televizyonlara çıkartılarak reklâmları yapılmakta, gazete köşelerinde ise, haklarındaki övücü haberlerle onurlandırılmaktadırlar.
Türkiye dışındaki Türklere yönelik, moral yerine ya vurdumduymaz politikalar izlenmekte ya da hangi ülkenin vatandaşıysanız o ülkeye hizmet edin nasihatleri verilmektedir. (Örnek, Başbakan Erdoğan’ın Yunanistan/Batı Trakya gezisi…)
Yurt dışında birçok ülkede Ermeniler, Türkiye’ye/Türklere yönelik kampanyalar düzenleyerek Türkleri katil olarak gösterirken, Türkiye’nin tarihi boyunca görmediği şekilde, benzer konferanslar Türkiye’de bizzat Başbakan’ın onayı ile tertip edilerek düzenlenmekte ve “Türkler katildir” sloganı Türkiye’deki çeşitli üniversitelerin işbirliği ile seslendirilmektedir. (Örnek, Bilgi üniversitesi 2005 Ermeni Konferansı…)
Türkiye’de yayın yapan televizyon ve gazeteler Avrupa Birliği konusundan, Ermeni sorununa, Kıbrıs konusuna ve daha birçok konuya kadar, Türkiye’nin milli menfaatleri yerine AB’nin ve ABD’nin milli menfaatlerini savunur yayınlar yapmakta ve Türk halkı bir şekilde uyumakta/uyutulmaktadır…
 
http://www.senolkantarci.com.tr/ Kaynak: http://tarihgazetesi.net/index.php/yazilar/makaleler/460-ermeniler-cal-s-yor-peki-ya-biz-tuerkler
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | Türkiye’nin Çıkmazı.. için yorumlar kapalı
Oca 23

AKLA EN UYGUN KUSURSUZ DİN; İSLAM!

kitap
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AKLA EN UYGUN KUSURSUZ DİN; İSLAM
 
Yüce Peygamber’imiz, “La İlale İllallah” demesine rağmen “kafirdir” diye birisini öldüren Usame’ye, “Kelime-i Tevhid’i söylediği halde onu niçin öldürdün?” diye sormuş, “O bu sözü, kendisini ölümden kurtarmak için söyledi” cevabını alınca, “Onun kalbini yarıp da imanı var mı diye baktın mı?” buyurmuşlardır.
“Başını örtmeyen kadın dinden çıkar” diyenler, başını örtmeyen kadınların kalplerini yarıp imanı var mı diye bakmışlar mıdır?
Sözde Müslüman olmak kolaydır, ama özde Müslüman olmak zordur.
 
“DİN, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Biz sadece din işlerini devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz. Kaste ve fiile dayanan taasupkar hareketlerden sakınıyoruz. Gericiliğe asla fırsat vermeyeceğiz.”
Bu sözle, bu ülkeyi kurtaran ve Cumhuriyet’i kuran Büyük Atatürk’e aittir.
Kendini Atatürk’ten büyük görüp, vicdanımız olmaya veya vicdanlarımıza hükmetmeye çalışmak kimsenin haddi değildir.
Büyük Gazi’nin dediği gibi:
“Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa, ulusun yararına, İslâmlığın yararına uygunsa, hiç kimseye sormayın, o şey dindir. Eğer bizim dinimiz akla, mantığa uygun bir din olmasaydı, kusursuz olmazdı, dinlerin sonuncusu olmazdı. “
 
Kaynak: 23.01.2008 Tercüman Gazetesi
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , | AKLA EN UYGUN KUSURSUZ DİN; İSLAM! için yorumlar kapalı
Oca 22

Barzani’ler Kimdir? (1)

141120131249023512512_2

 Barzani Ailesi Yahudi Mi?, İşte Belgeler…(1)
 
Ahmet Uçar tarafından Tarih ve Düşüne adlı Derginin 2003 Şubat 36 sayı sh: 31 de yayınlanan şu anda da Rüstem Kocadurmuşoğlu’na ait internet sitesinde bulunan Osmanlı Arşiv Belgeleri Barzanı ailesinin Yahudi asıllı olduğunu açıkça gösteriyor. 
 
“Barzani âilesinden Yahudi hahamları çıktığı ve bölgede Yahudiliğe eğitim, öğretim faaliyetleri konusunda bu hahamların çok büyük hizmetler ettiğine dâir bilgi yalnız, Kürtçe konuşan ve Yahudilerle ilgili önemli bir uzman olan Prof. Jona Sabar’a âit değildir. Osmanlı arşivinde bulduğumuz bir vesikada bu âileden hahamların olduğunu te’yid etmekte, âdetâ bizim yazımızı sorgulayanlara cevap vermektedir.
 
1856 yılına ait bu belgede ileride de ayrıntılarını nakledeceğimiz gibi, Musul’dan Selanik’e, oradan da Kudüs’e sürülen Sallum Barzani’den bahsetmektedir. Barzani sözünün son harfinin Osmanlıca yazılışındaki ‘Y’ harfi, ‘İ’ okunur. Bilindiği gibi nisbet ‘Y’ sıdır. Kişinin mensub olduğu şehir, boy veya âileyi belirtir. Dolayısı ile Barzan’ın, 1856’daki nüfusu, herhalde on’lu rakamlarla ifade ediliyordu. Dahası burada hâkimiyet Barzani âilesinde idi. Bölgede ‘Barzan’, adıyla başka bir yerleşim birimi de yoktu. Kaldı ki, yörede Barzaniyle ilgili dini kuşkular ve gizli kitap iddiaları, yıllardır söylenmektedir.”[1]
 
Dünyada en güvenilir kaynaklar Osmanlı arşivleridir. Aşağıda sunacağımız Belgeler, arşiv belgeleridir. Bu belgelerde Musul Kazasında Hahamlık yapan Barzani’lerden bir hahamdan söz ediliyor.
 
                                                       OSMANLI ARŞİV’İNDE BARZANİ BELGELERİ 
                                                                                    
                                                      “1.BELGENİN YENİ YAZIYA GEÇİRİLMİŞ HALİ ” 
                                                Hıtâb-ı Müşîrânelerine; Ma’rûf-i Abd-i Ma’rûz-ı Çâkerlerine!
 
MUSUL KAZÂSI HAHAMLARINDAN HAHAM SALLUM BARZANİ; NAM YAHÛDİ: gûya İslâm taifesinden birine ıtale-i lisan etmiş diyerek Yehûdiy-i mersûm-ı, kâtil nâmiyle derdest-i zencîr-i bend olarak mahpus ve ba’dehû Dersaâdete celb ve keyfiyeti Meclis-i Vâlây-ı Ahkâm-ı Adliye’de bittezekkür, Yehûdiy-i mersûm-ı, bâ Fermân-ı Âli; Selânik cânibine tard ve teb’îd Buyrularak ve el- hâlet-hâzihî, ol cânibde bî’kes ve perîşan hal ve hevâsını dahî imtizâc edemediğinden, mersûmıng vefâtına sebep olacağından; Çâkerlerine Hıtâben Vürûd eden Mektublarından Müstebân oldığı, Mâ’lum-ı Ilm Ârây-ı Rahîmâneleri Buyruldıkda, Merâhim ve Eşfeha-i Seniyyeleri, Mülûkânelerinde meşgul ve mebâhî olınması husûsunda îcab eden Emirnâme-i Hazret-i Vekâletpenâhî Isdarına; İnâyet buyurılması bâbında.
Fermân: Hazret-i Men Lehül
22 / cemaziyel Âhir/72{ 1856 }
 
                                                     “1. BELGENİN SADELEŞTİRİLMİŞ HÂLİ” 
                                          Mareşallara Yakışır Hıtâbıyla Bilinen, Bende’lerine Arz Olunur!
 
MUSUL KAZÂS HAHAM’LARINDAN; HAHAM SALLUM BARZÂNÎ ADLI YAHÛDİ: Müslüman ahâliden birisine dil uzatmış { kutsal değerlerine sövmüş} denilerek, adı geçen YAHÛDÎ’Yİ, kâtil nâmiyle yakalayarak zencire vurup hapsedilmiş, sonra da Başkent İstanbul’a getirilmiştir. Durumu, memurların durumunun görüşüldüğü Meclis-i Vâlâ’da incelenmiş, adı geçen Yahûdi’ye; Yüce Fermân gereği, Selânik tarafına sürülmesi, orada ikâmet cezâsı verilmesi kararlaştırılmış idi. SALLUM BARZÂNÎ, Selânik’in havasına uyum sağlayamadığı, bundan ötürü hastalandığı, bu durumun ölümüne sebep olacağı, bundan başka, Musul’da bulunan çoluk-çocuğu da mübârek ekmeğe muhtaç oldukları, bu kere: Selânik ve Musul HAHAM’larının Kulunuza hitaben gelen mektuplarından anlaşılacağı; Bilginiz dâhilinde olduğundan, Şefkatli İrâdeniz Buyurulursa, Kutlu Merhametinizden umulur ki, anılan YAHÛDİ, çoluk, çocuğuyla birlikte, Kudüs-ü Şerif’te ikâmet ettirilmesi, bu kişinin gece gündüz yüce Padişah’ın Saltanatına duâcı olması ve bununla övünmesi husûsunda, Yüce Vekâletten {Dışişleri Bakanlığı’ndan} gerekli Buyurultunun çıkartılmasına, Yardım Buyurulması Hakkında…
Fermân: Yüce Buyruk Sâhibi’nindir…        22 / Cemaziyel-Âhir / 1272. { 1856 } 1_1
                                                                 1. BELGENİN ASLI
 
Kaynak: http://tarihgazetesi.net/index.php/belge-vesika/81-tarih-gazetesi
(Devam Edecek) 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , | Barzani’ler Kimdir? (1) için yorumlar kapalı