Tem 26

“Gençliğe bakın!…”

24bq41y
 
AKP iktidarı, 19 Mayıs’taki konserleri Reyhanlı’daki patlama sebebiyle iptal etti, 29 Mayıs’ta ise fetih şenliği düzenledi! Londra’da bir asker öldürülünce İngiltere Başbakanı gezisini yarıda kesti ama Tayyip Erdoğan, 50’den fazla vatandaş öldüğü halde ABD’ye gitti. Erdoğan, Türkiye’yi artık geri dönülmez bir yere getirdiğine de iyice inandı ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları için “iki ayyaş” diyebildi…
Türk Milleti, bunun hesabını soramaz zannediyor herhalde..
Erdoğan, alkol sınırlaması ile ilgili olarak çıkardığı yasayı savunurken, “Biz bu düzenlemeyi gençlerimiz, çocuklarımız için, sağlıklı nesiler yetiştirmek için yaptık” dedi ama Cargill firmasının ürettiği mısır şurubunun kotasını yükseltti, Mersin’deki GDO’lu pirinçlerin Türk gençlerine yedirilmesi için, İTÜ’nün raporunu iptal ettirdi!
***
Peki, Türk gençliği ne durumda?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, “Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanları, sudan mazeretlerle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı törenlerine katılmayıp, kutlamaları engellemeye çalışırken, Atatürk’ün Cumhuriyet’i emanet ettiği gençliğin durumu hiç de iç açıcı değil” dedi.
Umut Oran, TÜİK verileriyle gençliğin röntgenini çekerken ortaya çıkan tabloyu şöyle özetledi:
* 75 milyonu aşan ülke nüfusunun 6’da birini, 15-24 yaş grubundaki gençler oluşturuyor. Genç nüfusun 4.3 milyonu iş gücünde yer alıyor, bunların 3.4 milyonu çalışıyor, 1 milyona yakını ise iş arıyor.
* Bir işte çalışan gençlerin de 1.6 milyon kişi ile yarıya yakınının sosyal güvencesi bulunmuyor, ucuz iş gücü olarak kayıt dışı çalıştırılan gençlerin emeği sömürülüyor, hakları gasp ediliyor.
* Kayıt dışılık oranı, özellikle ilköğretim mezunlarında yüzde 60’a, ilkokul mezunlarında yüzde 81’e, okur yazar olmayanlarda yüzde 93’e ulaşıyor.
* Gençlerde iş gücüne katılım oranı yüzde 37.5, işsizlik oranı ise yüzde 20.4 düzeyinde. Her 5 gençten biri işsiz.
* İşsizlik oranı genç erkeklerde yüzde 19.1, genç kadınlarda ise yüzde 22.8 düzeyinde bulunuyor.
* İş gücüne dahil olmayan 7.2 milyon gençten 4.6 milyonunu öğrenciler oluştururken, 2.6 milyon genç ise ne çalışıyor, ne de okuyor. Bunların da 2.3 milyonu kız…
* Genç yaştaki kızların kendinden büyük erkeklerle evlendirilme oranı, hâlâ dünyanın en geri toplumlarındakine paralel biçimde çok yüksek düzeylerde seyrediyor.
* Hayatının herhangi bir döneminde eşinden ya da birlikte yaşadığı kişiden fiziksel ya da cinsel şiddet görmüş genç kadınların oranı yüzde 35.3.
 
*“Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletimin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir. Arkadaşlar, gençliğe bakın, Türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin” Mustafa Kemal Atatürk
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=27004
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | “Gençliğe bakın!…” için yorumlar kapalı
Tem 25

Bu Ankara Bizim Mi?

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 Kalmadı hiç bitti güven,
Takdir gördü soyan, söven,
Sevilen yok, yok ki seven,
Bu Ankara bizim mi?
 
Kıpırdamaz ağır mıdır?
Sevenlere zağır mıdır?
Hiç duymuyor sağır mıdır?
Bu Ankara bizim mi?
 
Kaçıncı kez yürek yandı,
Her yan alkana boyandı,
Bıçak iliğe dayandı,
Bu Ankara bizim mi?
 
Sinirleri geriyorlar,
Zamla zulüm veriyorlar,
Her gün bizi yeriyorlar,
Bu Ankara bizim mi?
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | Bu Ankara Bizim Mi? için yorumlar kapalı
Tem 24

“İleri Demokrasi” mi, “Çözüm Süreci” mi, “Çözülme Süreci mi”?…

HaberRes_29544
  Fotograf Ortadoğu Gazetesi’nden alınmıştır.
 
AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana hedeflediği ve bir türlü bitmeyen “ileri demokrasi” propagandası sonsuz bir hızla devam ediyor. İlk zamanlarda KİT’lerin özelleştirme adı altında yabancılara satılmasıyla ülkenin elindeki her şeyi satıldı. Bunların ayrıntısına girmeyeceğim. Ardından ordunun vesayetinden bahsederek orduya müdahale yolları hazırlanmış ve subaylar ” sahte dijital verilerle” tutuklandı. Böylece ABD’nin öcü alınmış oldu. ABD Türk askerinin başına çuval geçirmeyi yeterli görmemiş 1 Mart teskeresinin öcünü bu yolla almış oldu. Kafkaslarda ve orta doğuda etkin olabilecek bir Türkiye hem ABD’yi ve hem de AB’yi rahatsız ettiği bilinmekteydi. Ardından “cesur bir lider” bulunarak ülke içerisinde diğer operasyonlar başladı. Kozmik odaya girildi, Genel Kurmay Başkanı bile “terörist” olarak suçlanarak tutuklandı. “Milli bayramlarımızın kutlanması engellendi. Resmi kurumlardan Türkiye Cumhuriyeti ifadesini belirten T.C.’ler kaldırıldı. Türk Bayrağı tahrik unsuru kabul edildi. “Ne mutlu Türküm Diyene!” sözü ilkellik denildi, “Türk”  demek ırkçılık oldu.” ….
Cani başı  ile müzakereler edildi. Pek çok asker terör suçu dolayısıyla tutuklandı. “Akil adamlar”la aklımızla alay edildi. Terör örgütü ile yapılan müzakere de neler görüşüldüğü ise hep gizlendi. Ülke “ileri demokrasi” yaşayacak ifadesiyle “yeni anayasa” masalları okundu. Cani başının “kanser” bahanesiyle affedilmesi çalışmaları ise hız kazandığı medyada yayınlandı.
Palalılar, eli silahlılar polislerin gözü önünde “Gezi”cilere dehşet saçıyor ses çıkaran yok. Yargı bile tutuklamayıp serbest bırakıyor. Şimdi de bir meslek odası “TMMOB” yetki ve gelirlerinin tamamı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlandı. “Adalet ve kalkınma, ve ileri demokrasi”  ürünleri bunlar!
Cizre’de ardından Diyarbakır’da bölücü terör örgütü sözde “asayiş birimi” toplantı ve tanıtımını yapıyor. “Çözüm süreci” dedikleri “çözülme süreci” olmaya başlamış gibi… Birde 1. aşama, 2. aşamadan bahsediyorlar. Ne olduğu meçhul! 3. aşama tamamen teslimiyet olabilir mi? İktidardan bilgi almak pek mümkün olmuyor da…
 
Korkmaya gerek yok “iyi şeyler olacak!”  Zira “dindar Cumhurbaşkanımız, dindar başbakanımız” var!…
 
Ancak benim aklımın erdiği kadarıyla “kurbanlık koç misali” ülke adım adım bölünmeye doğru götürülmektedir.
“İleri demokrasi”den, “çözüm sürecin”den neyin kastedildiğini vatandaş anlayınca da iş işten geçmiş olacak. Allah korusun!
 
NE ZAMAN UYANACAKSIN NECİP TÜRK MİLLETİ? SEÇİMDE GEREĞİNİ YAPMAZSAN, YAPAMAZSAN BAŞINA NELER GELECEĞİNİ DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUN?!
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , | “İleri Demokrasi” mi, “Çözüm Süreci” mi, “Çözülme Süreci mi”?… için yorumlar kapalı
Tem 22

“Türk Bayrağı açamazsın!”

10333
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Dün, ‘Türk Bayrağı açamazsın!’  ‘Türk Bayrağı tahrik unsuru’ diyenler, bu gün çifte çifte Türk bayrağı asılmasını haykırıyorlar. Meydanları Türk Bayrakları ile dolduruyorlar.
 
Geçmişi bir hatırlayalım isterseniz.
 
Zonguldak’ta, Türk bayrağı açarak slogan atan bir grup genç, izinleri olmadığını söyleyerek kendilerini uyaran polislerle tartışmıştı.
Madenci Anıtı önünde toplanan 12 genç, yanlarındaki büyük Türk Bayrağını açarak slogan atmaya başlamışlardı. Gelen polis ekibi, izinleri olmadığı gerekçesiyle gençleri uyarmıştı. Türk Bayrağı açmak için izin almayacaklarını söyleyen gençler, bayrağa sahip çıkmayı amaçladıklarını belirterek, çevredekilerin de bayrak etrafında toplanmasını istemişlerdi.
Bayrak açılmamasında ısrar eden polisin: “Her önüne gelen, bayrağı seviyorum diye bayrak açamaz, başımızda büyük insanlar var, onlar karar veriyor!” demesi ise dikkat çekmişti.
Polisin ısrarına rağmen bayrağı toplamayan gençler, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez!”, “Her Türk asker doğar!”, “Bu bayrağı tutmayan eller utansın!”, “Zonguldak uyuma bayrağına sahip çık!” sloganları atmıştı. Polisin müdahale etmediği gençler, yaklaşık yarım saat sonra bayrağı toplayarak dağıldı.
 
 Bir başka konu:
Kanal A’da “Sormak Lâzım” isimli bir canlı yayın yapılıyor. Programda, emekli Müftü Osman Albayrak Hocaya, seyirciler karşılaştıkları fıkıh meseleleri hakkında soru yöneltiyor.
Ben de hem kahvaltımı yapıyor, hem bu programı seyrediyorum.
Geçtiğimiz haftaların birinde Ankara’dan bir seyirci bağlandı. İsmini vermemişti. Özetle ve mealen, ben diyordu, bir bakanlıkta, özelleştirme ve ihalelerin alınıp verildiği bir birimde yetkili bir bürokratım. Abdestli, namazlı, hacı-hoca müteahhitler ve onlarla iş yapan abdestli namazlı bürokratlar, haksız kazanç sağlıyor; yetim hakkı yiyor. Bu ihalelerin ve özelleştirmelerin verildiği birimlere, bu işlere olur diyecek bürokratların gelmesini sağlıyorlar. Engellemek için elimden geleni yapıyorum, amma gücüm yetmiyor. Yapılanlarda benim de bir sorumluluğum var mıdır?
 
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=26440
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | “Türk Bayrağı açamazsın!” için yorumlar kapalı
Tem 21

HOŞ GELDİN, MÜBAREK GÜZEL RAMAZAN!

 
ramzan-ne-zaman-basliyor 
Oruçtur insanı melekleştiren
Ölüm ötesini güzelleştiren
Bir iç aydınlığı gerçekleştiren
Hoş geldin mübarek güzel Ramazan
 
Mana âleminden derya sunan dil
Aşk ile ağlayan ruhlara mendil
Oruç gönülleri ışıtan kandil
Hoş geldin mübarek güzel Ramazan
 
Mukabele yapıp, meşveret kurun
Tüm kötülükleri zincire vurun
Esiri olmayın nefsi durdurun
Hoş geldin mübarek güzel Ramazan
 
Mağfiret ayının çalmakta suru
Bütün müminlerin sonsuz gururu
Allah’ın zamana akseden nuru
Hoş geldin mübarek güzel Ramazan
 
Bu ay günahlardan arınmaya koş
Rabbi’nin evine barınmaya koş
Hak ile secdede sarınmaya koş
Hoş geldin mübarek güzel Ramazan
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | HOŞ GELDİN, MÜBAREK GÜZEL RAMAZAN! için yorumlar kapalı
Tem 20

Hadis-i Şerifler

 

1988fs5

 
 
 
 
* “Kişinin namazına, orucuna bakmayın; konuştuğunda, doğru konuşup konuşmadığına, kendisine emniyet edildiğinde, güvenilirliğini ortaya koyup koymadığına; dünya kendisine güldüğünde, takvayı elden bırakıp bırakmadığına (menfaat anındaki tavrına) bakıp öyle değerlendirin.”

 * “Kim yarım kelime ile dahi olsa bir mü’minin öldürülmesine yardım ederse kıyamet günü, alnında ‘Allah’ın rahmetinden mahrumdur.’ yazılmış şekilde Allah’ın huzuruna çıkar.” (İbn Mace, Diyât, 1)

 
* “İnsanlardan Allah’ın en çok buğz ettiği (sevmediği) üç kişi vardır:
– Harem bölgesinde (Mekke’de) olup da inkârcı olan,
– Müslüman olduğu halde cahiliye adetini benimseyen,
– Haksız yere bir Müslüman’ın kanını dökmek için kan davası peşine düşen.” (Buhari, Diyât, 9)
 
* “Kim katil olmayan ve yeryüzünde fesat çıkarmayan bir kişiyi öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir adamın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış olur.” (Maide sûresi, 5/32)
 
* “Haramdan bir lokma yiyenin kırk gün namazı ve sabah duası kabul olmaz. Haramın bitirdiği et, cehenneme layıktır.”
 
* “Kim on dirhem bir elbise alır da onda bir dirhem haram bulunursa o elbise üzerinde bulunduğu sürece Allah onun hiçbir namazını kabul buyurmaz.”
 
* -Allah: “İyi iş işleyene iyi hayat yaşatırız.” (Nahl 16: 97)
 
* – İşlenen kötülükler kalbi kirletir.” (Mutaffifin 83: 14)
 
* “-Haram da bellidir, helal de. Bunların arasında şüpheli şeyler vardır. Bunu çokları bilmez. Şüpheli şeylerden sakınan dinini ve ırzını kurtarır. Şüpheli şeye düşen harama düştü demektir. Yasaklanmış bir koru kenarında sürü güden çoban gibi. Uyanık olun, her melikin bir korusu vardır. Allah’ın korusu da haramdır. Bedende bir et parçası vardır. O iyi olursa, bütün beden iyi olur. O bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte o da kalptir.”
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , | Hadis-i Şerifler için yorumlar kapalı
Tem 19

Özgür Suriye!

ozgur-suriye-ordusu_429819ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Washington Enstitüsü’nden Andrew Tabler ise Esad’ın gitmesi konusunda eskisi kadar ümitli değil. Ve şöyle diyor: Esad iktidarda kalsa da bir çok bölge Esad’ın kontrolü dışında kalacak. Elimizde yeterince kötü olan, terörizme destek veren Suriye var iken şimdi üç parçaya ayrılmış Suriye olacak. Ve hepsinde terörist gruplar var olacak. Ve Suriye bölgede en fazla kimyasal silah stokuna sahip olan ülke.
AKP Hükümetinin izlediği Suriye politikasının sonucudur yukarıdaki resim. Çünkü, Suriye’nin bu hale gelmesine; isyancılara, en fazla da El Kaide’ye destek vererek AKP Hükümeti yol açmıştır. Ancak retoriğin arkasına kendi ordusunu tarumar ettiğinden güç koyamadığı için Şam’ın indirdiği ağır darbeler karşısında da sessiz kalmak zorunda kalmıştır. Uçağımız düşürüldüğünde susmuştur, sınır kapımız bombalandığında susmuştur, Reyhanlı bombalandığında susmuştur. Yunanlar Ege’de Türk adalarını işgal ederken susmuşlardır.
Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir hükümet, içeride kendi vatandaşına karşı bu kadar bölücü ve baskıcı, şiddet uygulayan, dışarıda da bu kadar korkak olmamıştır. İçeride halkı birbirine karşı kışkırtır iken % 50’yi sokağa çıkmaktan zor alıkoyuyorum der iken söyledikleri konusunda ise Ahmet Hakan 27 Haziran 2013 günü Hürriyet’te şöyle demektedir; “Son söz: Müslüman’a yalan söylemek, iftira atmak ve gerçeği çarptırmak yakışır mı? Biz böyle bir dine mi iman ediyoruz? Allah’ın Resulü böyle mi yaptı?”
Taksim’de silahsız gençler karşısında şahin kesilenler, PKK’ya karşı ordunun kendisini savunmasını engellemişlerdir. Barzani’yi en iyi ortakları yapmış, Kerkük’ten Telafer’e uzanan çizgide Türklerin ezilmesine göz yummuşlardır. Selcan Taşçı, 27 Haziran 2013 günü Yeniçağ’da; “Stratejik Derinlik diye yaptığınız Orta Doğu’da Türk’e kazılan mezarların tarifi miydi!” derken durumu anlatmaktadır.
Peki, bütün bunlar neden böyle olmaktadır diye sorarsanız; bence verilebilecek en iyi cevabı Teğmen Cihan Arık, Ergenekon Davası’nda son savunmasında vermiştir. İşte genç teğmenin söyledikleri; “Ben, iktidar olmak için başkalarının rütbelerini söken adamla değil; vatanını kurtarmak için kendi rütbelerini söken bir liderle aynı okuldan mezun oldum.”
 
Kaynak:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=27290
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , | Özgür Suriye! için yorumlar kapalı
Tem 17

Öfkeli Erdoğan

430138_442574765812955_950125647_n
Âdem (a.s) bu yana kimi peygamber evlat ve eşleri suç işlemediler, günahkâr olmadılar mı? Şimdi biz bu evlat ve eşler yüzünden masumiyetleri Allah(c.c.)’ın kefaleti altında olan peygamberleri suçlayacak mıyız?
Öfkeyi siyaset sanatı zanneden Sayın Erdoğan, Gezi Parkı eylemcileri ile Gezi Parkı eylemlerini desteklemeyenler arasında öfke ile hüküm veriyor. Milletin bir yarısı leh ve aleyhine öfke ile hüküm vermenin mânevî mesuliyetinin altından hangi ruh, hangi beden kalkabilir?
İmam Hatip kökenli Sayın Erdoğan’ı ve onun bu öfkeli kararlarına destek veren bütün Müslümanları Hz.Muhammed(s.a.v.)’le baş başa bırakıyoruz:
Ebu Bekre (r.a)’dan rivayet edilmiştir:
“Abdurrahman b. Ebi Bekre der ki: Babam, Sicistân’da kadı olan Abdullah ibn Ebi Bekre’ye: sen, öfkeli olduğun halde, iki kişi arasında hüküm verme! Çünkü, Resulullah (s.a.v)’i: ‘Hiçbir kimse öfkeli olduğu halde, iki kişi arasında hüküm vermesin!’buyururken işittim’ diye mektup yazdı. Mektubu, onun namına ben yazdım.
Konu ile ilgili bir rivayet ise şu şekildedir: “Hakim, öfkeli iken, iki kişi arasında hüküm veremez.
Bu hadis(in bu şekildeki metinlerin)i; Buhârî, Müslim, Tirmizî ile Nesâî rivayet etmiştir.
Ebu Davud’un konu ile ilgili rivayeti ise şu şekildedir: Ebu Bekre, (Sicistân’da kadılık görevinde bulunan Abdullah/Ubeydullah isimli) oğluna bir mektup yazarak, Resulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu bildirmiştir:
Hâkim, öfkeli iken, iki kişi arasında hüküm veremez. Nesefi’nin diğer bir rivayeti ise şu şekildedir: Abdurrahman b. Ebi Bekre der ki:
“Babam, (Sicistân’da kadı olan Abdullah/Ubeydullah’a hitaben) bana şu mektubu yazdırdı: Öfkeli iken, davacıların/bir davada birbirine zıt iki hüküm konusunda (kesinlikle) hüküm verme. Çünkü Resulullah (s.a.v)’i: Hiçbir kimse, öfkeli iken, hasımlar arasında (kesinlikle) hüküm vermesin buyururken işittim.”
İslâm hukukunda kadıların hüküm verirken öfkeli olmamanın yanında, yorgun, uykusuz ve çok aç olmamaları konusunda da hükümler mevcuttur.
Başbakan hem öfkeli, hem yorgundur.
Gelin görün ki milletin yüzde ellisi hakkında bu öfkeli ve yorgun haliyle günde birkaç defa hüküm vererek adaleti ortadan kaldırmaktadır.
Ülkeleri çökerten en müessir fiil ise adaletsizliktir. Tarih, adaletin ortadan kalktığı devlet ve milletler çöplüğüdür. Çünkü adalet kalkınca mânevî değerler dâhil her şey tahrip olur.
Türkiye’de adaletin ortadan kalkıp kalkmadığını görmek için, yolsuzluk, boşanma ve alkol tüketimi, emanetlerin ehline verilmemesi, zinanın artması ve hatta suç sayılmaması, helâl ve haramın önem taşımaması, verilen sözde durulmaması, borçların ödenmemesi gibi hususların geldiği boyuta bakmak yeter de artar bile.
Allah(c.c.) milletimizi ve bütün insanlığı adaletsizlikten, adaletsiz yöneticilerden korusun.
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=27231
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | Öfkeli Erdoğan için yorumlar kapalı