Mar 08

“Türkiye Batı’dan Bölündü ” 2

350px-TurkishGrayZoneIslands.svg
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Türkiye Batı’dan bölündü ” 2
Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli kurmay albay Ümit Yalım’dan paralel yargı yorumu gelince; “Türkiye Cumhuriyeti, cumhuriyet tarihinde ilk defa, bu hükumet döneminde, paralel yargıya muhatap olmuştur. Türk mahkemeleri tarafından yargılanması gereken vatandaşlarımız paralel yargı; Yunan yargısı tarafından yargılanmıştır.23 Mayıs 2006 Tarihinde bir Türk savaş uçağı, Rodos ve Kerpe Adası’nın güneyinde, uluslararası hava sahasında uçarken, bir Yunan savaş uçağı tarafından, alttan ve arkadan çarpmak suretiyle düşürülmüştür. Çarpma sonrasında pilotumuz paraşütle atlayarak canını zor kurtarmış, Yunanlı pilot ise uçağı ile birlikte denize çakılarak ölmüştür. Uçağımızın pilotu Atina Ceza Mahkemesi tarafından gıyabında yargılanmış ve yargılama sonucunda, Yunanlı pilotun ölümüne neden olmaktan suçlu bulunarak, Ocak 2009’da 4 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Pilotumuz hiçbir suçu olmadığı halde uluslararası hukuka göre yetkili olmayan Yunan mahkemesinde yargılanmış ve bu paralel yargıya, başta bu Hükümete ve Dışişleri Bakanlığı olmak üzere Türk yargısı sessiz ve tepkisiz kalmıştır. Yunanistan, yargılama sonrasında İnterpol’e başvurarak pilotumuzun yakalanması için kırmızı bülten çıkarılmasını sağlamıştır. Halihazırda pilotumuz bu yüzden AB ülkelerine gidemiyor. Çünkü AB ülkelerinden herhangi birine girmesi halinde tutuklanabilir.
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/farkli-bir-paralel-yorum-29663yy.htm
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | “Türkiye Batı’dan Bölündü ” 2 için yorumlar kapalı
Mar 07

Ziya Paşa’dan

Ziya

 
  •  Ziya Paşa, Türk yazar, şair ve devlet adamı. Asıl ismi “Abdülhamid  Ziyaeddin” dir. 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin en önemli devlet adamlarından birisidir ve en çok eser veren Tanzimat çağı yazarlarındandır.  
 
 
 
 
Gazel 7
1.Diyâr-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm
(Kafirler ülkesini gezdim mamur şehirler saraylar gördüm)
 
Dolaştım mülk-i İslâmı bütün viraneler gördüm
(İslâm diyarını gezdim baştan başa harabeler gördüm)
 
(Terkîb-i Bend’den)
6.Bi-baht olanın bağına bir katresi düşmez
(Bir tanesi bile bahtsız kimselerin bağına düşmez)
 
Bârân yerine dürr-i Güher yağsa semâdan
(Eğer yağmur yerine inci (elmas) yağsa gökten)
 
 
7.Erbâb-ı kemâli çekemez nâkıs olanlar
(Olgunluğa erişmiş kişileri çekemez kıskanç olanlar)
 
Rencîde olur dîde-i huffâş ziyâdan
(Yarasa gözü gibi ışığa dayanamaz gözleri kamaşır)
 
 
11.İdrâk-î meâli bu küçük akla gerekmez
(Bu küçük akıl, o yüce anlamı çözmeye, kavramaya yetmez)
 
Zîrâ bu terâzû o kadar sikleti çekmez
(Çünkü o ağır meseleyi bu terazi kaldırmaz)
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , | Ziya Paşa’dan için yorumlar kapalı
Mar 07

BÜTÜN KADINLARIMIZIN KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN..

1660600_592575640825751_502134250_n
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kadın…
 
Hasreti, özlemi, vefası duru
Onurun, şerefin güneşi kadın
Bir azmin hayata akseden nuru
Sevginin, şefkatin kardeşi kadın
 
Odur insanlığın yakuttan taşı
Yükselmekte arşa onurlu başı
Bütün ailenin sonsuz sırdaşı
İrfanın sönmeyen ateşi kadın
 
Korkmaz, gerekirse her zehri içer
Vatanı uğruna canından geçer
Her haliyle vakur, erdemi seçer
Evlerin sultanı, evdeşi kadın
 
Geleceğe dönük gözlerinde fer
Yuvaya gönülden bağlı bir nefer
Yiğitçe yuvayı kollar her sefer
Erkeğin baş tacı ve eşi kadın
 
08.12.2012
Kenan ŞAHBAZ
 
Hava, su ve güneş canlıların hayat kaynağıdır. Toplumların hayat kaynağı da kadınlardır. Hayat kaynaklarımızı korumanızı diler, sonsuz saygı ve sevgilerimle kadınlar gününüzü kutlar, kabulünü önemle rica ederim. www.kenansahbaz.com.
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , | BÜTÜN KADINLARIMIZIN KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN.. için yorumlar kapalı
Mar 06

Devletin Onuru Böyle Çiğnendi!..

Payanda_Turkiye

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Devletin Onuru Böyle Çiğnendi

4 Temmuz 2003 tarihinde Süleymaniye’de Amerikan askerleri Özel Kuvvetlere bağlı 11 Türk askerinin başına çuval geçirdiğinde ABD, ‘1 Mart tezkeresi’nin intikamını almakla kalmıyor, belki de bütün Türk tarihinin en büyük hakâretine mâruz kalıyordu, Türk ordusu ve onun şahsında Türk devleti…

Türk subaylarının başına çuval geçirildikten sonra dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Ne notası verecektik, müzik notası mı?” dediğinde, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, “Büyük devletler özür dilemezler” dediğinde, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün, “Bu ABD’li için çok normal. Göz bağlamak yerine tamamen pratik bir çözüm” dediğinde ayaklar altına serilmişti…

19 Ekim 2009’da ellerinden bebeklerin, kadınların, çocukların, otobüste yakılan Aysel’in, dershane önünde bombalarla parçalanan anne ve çocuğunun ve binlerce askerimizin, polisimizin, korucumuzun, öğretmenimizin, mühendisimizin, imamımızın ve vatandaşımızın şehit kanları akan PKK’lı katillerin Habur’dan giriş yaptığında âlâ-yı vâlâ devlet töreniyle karşılandığında ve ülkenin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu haysiyetsizliği “Güzel manzara…” olarak nitelediğinde hak ile yeksân olmuştu…

30 Eylül 2012 tarihinde düzenlenen AKP kongresinde onur konuğu olarak davet edilen Barzani, “Tüm halkların özgürlükleri için savaşmalarına destek oluruz” dediğinde “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları arasında alkışlandığında onuru zedelenmişti…

Oslo görüşmeleri öncesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Terör örgütüyle görüşen şerefsizdir” deyip, görüşmeler ayyuka çıktığında ise, “MİT, Hakan Fidan Oslo görüşmelerinde benim talimatımla rol almıştır” dediğinde çiğnenmişti…

16 Kasım 2013’te Diyarbakır’da sahnelenen ve adına ‘barış süreci’ denen rezâlette başrol alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Sayın Mesud Barzani Kuzey’deki vatanınıza hoş geldiniz” pankartı altında “Kürdistan” sözcüğü telâffuz edildiğinde zil takılarak oynanmıştı…

“Türk diye bir ırk yoktur” diyen Yasin Aktay, “Beğenin ya da beğenmeyin, Apo Kürtlerin lideridir” diyen Beşir Atalay, “Yıllarca Kürt olduğumu söyleyemedim” diyen Zafer Çağlayan, “Her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık” diyen Recep Tayyip Erdoğan…

Kaynak: http://www.haberfedai.com/yazi/452/ve-devletin-dususu#.UuaDStJag4g

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Devletin Onuru Böyle Çiğnendi!.. için yorumlar kapalı
Mar 04

“Paralel Algılama”

350148723902
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Paralel Algılama”
14 Haziran 2012… Yer; Türk Telekom Arena Stadı… Türkçe Olimpiyatları’nın kapanış gecesi. O zaman çok saygın bir cemaat olarak kabullendikleri “Hizmet Hareketi” nin önemli organizasyonuna Recep Erdoğan onur konuğu olarak katılmıştı. Eşi Emine Erdoğan da oradaydı. Mahşeri kalabalığın önünde öyle bir konuşma patlatmıştı ki Erdoğan, gözyaşları sel olmuştu. O konuşmasının ardından tertip komitesi başkanı AKP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam’ın elinden “10. Yıl Özel Ödülü” nü almıştı, Başbakan.
Gazeteler manşet atmıştı; “Başbakan Hocaefendi’yi Türkiye’ye davet etti” diye.
“Kardeşlerim, gurbet hasrettir. Hasretin bedeli çok ağırdır, faturası çok ağırdır. Biz, gurbette olup, şu vatan topraklarının hasreti içerisinde olanları aramızda görmek istiyoruz. Gurbet aynı zamanda garipliktir. Zaten oradan anlamını yükleniyor. Onun için de biz garipliğe tahammül edemeyiz. Diyoruz ki, bu sıla hasreti artık bitmelidir, bitsin istiyoruz. Doğrusu ben şu andaki tavrınızla hep birlikte bu hasretin bitmesini istediğinizi anlıyorum. Öyleyse bitsin bu hasret diyelim. Bu anlamlı gecede kadim bir medeniyetin evlatları olarak, zengin bir kültürün diliyle, Türkçeyle bize ve dünyaya seslendiğiniz için sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Gurbeti bir kenara, hasreti bir kenara bırakalım diyorum.”
Türkçe Olimpiyatlarının tertip heyetinin listesini (internet sayfasında da bulabilirsiniz) arz edeyim;
Başkan – Prof. Dr. Mehmet Sağlam – TBMM Başkanvekili
Üye – Bülent Arınç- Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü
Üye – Yıldırım Akbulut – Eski Başbakan
Üye – Vehbi Dinçerler – Eski Millî Eğitim Bakanı
Üye – Işılay Saygın – Eski Devlet Bakanı
Üye – Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin – Türk Dil Kurumu Başkanı
Üye – Mehmet Küçük – MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü
Üye – Dr. Mehmet Yılmaz – TİKA Dış İlişkiler ve Ortaklıklar Daire Başkanı
Üye – Doç. Dr. Temel Kotil – Türk Hava Yolları Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi
Üye – Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan – Uluslararası Üniversiteler Birliği Başkanı
Üye – Hüseyin Erdem – Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Sekreteri
Üye – Mustafa Yeşil – Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı
Üye – Ekrem Dumanlı – Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü
Üye – Dr. Hidayet Karaca – Samanyolu Yayın Grubu Genel Müdürü
Genel Koordinatör – Dr. Ali Ursavaş – TÜRKÇEDER Başkanı Genel Sekreter – Tuncay Öztürk – TÜRKÇEDER Başkan Yardımcısı
Gördüğünüz gibi, Mehmet Sağlam (şu anda TBMM Başkanvekili değil) ve Bülent Arınç, AKP’nin iki ağır siyasi topu. Vee Mustafa Kaçalin, Mehmet Küçük, Mehmet Yılmaz, Temel Kotil gibi önemli bürokratlar. Hâlâ görevdeler!..
Erdoğan’ın “ajanlık,”haşhaşilik” ve “vatan hainliği” ile suçladığı bir yapının içinde en yakınlarının neden hâlâ görev yaptığı merak konusu… Hepimizin “paralel algılamasını” alt-üst eden bir durum..
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/cok-paralel-hareketler-bunlar-29584yy.htm
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , | “Paralel Algılama” için yorumlar kapalı
Mar 03

Türk Bayrağının Dalgalanmasını İstiyorum!

türkbayrağı
 
Türk Bayrağının dalgalanmasını istiyorum! 
 
Nurettin Topçu, felsefeden sanata, dinden ekonomiye ve eğitime kadar pek çok sahada kendine has tahlilleri, bakış açıları ve önerileri olan, hem Batı düşüncesini bilen, gözlemleyen, hem de geleneksel yapı ve değerleri tanıyan aydınlarımızdan.
Çağdaş Türk düşüncesinin seçkin isimlerinden Nurettin Topçu, Anadolu’da Türk milletinin yeniden dirilişinin ilham kaynaklarını arayacak münevver zümre meydana getirmeye çalışmış, eğitimde, sanatta ve bilimde “Türk Rönesansı”nı gerçekleştirmek için çaba sarf etmiştir.
 
Fransa’da, Strazburg’da tamamladığı doktorasını 1934 yılında Sorbonne Üniversitesi’nde veren Nurettin Topçu doktora savunmasını, o sırada Paris’te bulunan Abdülhak Adnan Adıvar ile eşi Halide Edip Adıvar da büyük bir ilgiyle izlemiştir. Böylece o, Sorbonne Üniversitesi’nde doktora yapan ilk Türk öğrenci olmuştur. Doktora çalışması “Confirmisme et Revolte” ismindedir. 1934 yılında Paris’te Fransızca olarak yayınlanmış olan eser, yıllar sonra “İsyan Ahlâkı” ismiyle Türkçe’ye de çevrilmiştir.
 
Doktora çalışması Sorbonne Üniversitesi Felsefe Jürisi tarafından yılın en başarılı doktora tezi seçilir. Üniversitenin geleneklerine göre birinci olan öğrenciler mutlaka ödüllendirilmektedir.
Bunun üzerine yetkili Profesör, Nurettin Topçu’nun yanına gelerek durumu anlatır ve ödül olarak isteğini sorar:
– Efendim, bir altın saat mi? Amerika veya Kuzey Avrupa’ya bir mavi yolculuk mu? Hangisini tercih ederseniz onu alacaksınız veya o ülkeye seyahat edeceksiniz!
Nurettin Topçu, kararlı ve gayet kendinden emin bir şekilde bu soruya şöyle cevap verir:
– Hiçbiri değil!
– O zaman ne istiyorsunuz onu söyleyin?
– Sorbonne Üniversitesi’nin giriş ve çıkış kulelerinde yirmi dört saat ay yıldızlı Türk bayrağının dalgalanmasını istiyorum! 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | Türk Bayrağının Dalgalanmasını İstiyorum! için yorumlar kapalı
Mar 02

“Türkiye Batı’dan Bölündü” 1

350px-TurkishGrayZoneIslands.svg
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Türkiye Batı’dan bölündü ” 1
Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli kurmay albay Ümit Yalım; “Türkiye ilk önce Batı’dan bölündü ” diye feryat etti. Anlatamadım, anlatamadık galiba diyor!..
“Paralel devlet var mı sorusuna; Evet var” cevabını veriyor. Türkiye’nin bir kısım toprakları 2004 yılından beri işgal altında ve bu topraklar 10 yıldır paralel devlet; Yunanistan tarafından yönetiliyor. İzmir’in Koyun Adası ile Venedik Kayalıkları. Aydın’ın Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç Adaları. Muğla’nın Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık Adaları ile Girit Adası’nın etrafındaki 5 Türk Adası, 2004 yılından beri tam 10 yıldır Yunanlı Vali ve Yunanlı Belediye Başkanları tarafından yönetilmektedir.”
ADSIZ’da sıkça bu konuya yer veriyorum. Devam da edeceğim. Ta ki, vatan toprakları işgalden kurtulana kadar.Bedeli ne olursa olsun!..
Ümit Yalım devam ediyor;
“27 Ocak 2014 Tarihli Hürriyet Gazetesi’nde, Yorgo Kırbaki tarafından verilen haberin girişinde (YUNANİSTAN’ın Bulamaç (Farmakonisi) Adası) ifadesine yer verilmiştir.Haber ile ilgili olarak gazetenin okur temsilcileri ile temasa geçip haberin düzeltilmesi talebinde bulundum. Ancak burada dikkat çeken konu, haberin muhatapları tarafından tekzip edilmemiş olmasıdır. Haber, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri, İçişleri, Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı tarafından tekzip edilmemiştir. Burada akla gelen soru; AKP Hükümetleri döneminde alenen Yunanistan’a verilen adalardan birisi olan Bulamaç Adası’nın şimdi de hukuken verilip verilmediğidir. Mevcut Hükümeti’n yerine gelecek yeni hükümet, işgal edilen adalar konusunu Uluslararası Adalet Divanı’na taşıması halinde davayı kaybedebiliriz. Çünkü, Yunanistan, her iki gazetede çıkan haberleri aleyhimize delil olarak kullanacak ve haberlerin Türk Hükümeti tarafından tekzip edilmemesini gerekçe olarak gösterecektir.” Açıklaması yapıyor.
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/farkli-bir-paralel-yorum-29663yy.htm
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | “Türkiye Batı’dan Bölündü” 1 için yorumlar kapalı
Mar 01

Tükür Suratına Bacım,Gardaşım

mehmetcik_1919
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Tükür Suratına Bacım, Gardaşım
 
Seni senden almak isteyenlerin
Tükür suratına bacım, Gardaşım
Namus ve ırzına göz dikenlerin
Tükür suratına bacım, gardaşım
 
Yalana, hileye kanma sakın ha!
Çalış milletini çalış ıslaha
Irkına küfreden satılmış aha!
Tükür suratına bacım, gardaşım
 
Bu ülkü senindir çabucak kavra
Girerler düşmanlar tavırdan tavra
Bayrağına kim diyorsa paçavra
Tükür suratına bacım, gardaşım
 
Kendi benliğini inkâr edenin
Mao’ya, Lenin’e lider diyenin
Her türlü İzm’leri boyun eğenin
Tükür suratına bacım, gardaşım
 
Hele vicdanına danış bir kere
Sıkı tut sancağı düşürme yere
Al bayrağı çekmezlerse göndere
Tükür suratına bacım, gardaşım
 
Unutulmaz Kırım, Kerkük, Azeri
Gelmez başımıza bundan beteri
Ayırırsa Türk’ten Kürdü, Tatarı
Tükür suratına bacım, gardaşım
 
Bağlanmadan elin, ayağın, kolun
Gayesi ne idir bilesin solun
Komünist, Faşistin birde Masonun
Tükür suratına bacım, gardaşım
 
Türk’tür Müslüman’dır Şahbaz biline
Bağlıyız biz candan Türk töresine
Türk’e dil uzatan itin leşine
Tükür ha, tükür ha, bacım gardaşım 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Tükür Suratına Bacım,Gardaşım için yorumlar kapalı
Şub 28

Anadolu’da “Kürdistan” Nasıl Uyduruldu? (4)

kurdistan
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Anadolu’da “Kürdistan” Nasıl Uyduruldu? (4)
Sonuç:
Mükrimin Halil Yinanç “Anadolu Türklüğü’nün Tarihi” teziyle meşhur bir tarihçi olarak Anadolu’nun bütünlüğü konusunda kaygılarla yüklü şu hükmü vererek makalesini bitirmektedir:
“Şu açıklamalar bize gösteriyor ki, Anadolu’da bütün mânasıyla tam bir birlik mevcuttur. Bu birlik, bin seneden beri devam edip gelmiştir. Anadolu’nun her tarafı ‘Anadolu’ adıyla adlandırılmıştır. Anadolu’da hiçbir bölgenin ‘Kürdistan’ adını taşıdığı görülememektedir. İlmî ve tarihî hiçbir değeri olmayan böyle bir tabirin (1925 yılı şartlarını kastederek-MK) bundan böyle anılmaması, hem ilmî gerçekler adına, hem de ülke bütünlüğü adına temenniye şayandır.”
Merhum Mükrimin Halil ve benzeri tarih bilginlerimiz, yani sade o değil Osman Turan’lar, Faruk Sümer’ler, İbrahim Kafesoğlu’lar, M. Altay Köymen’ler, bugünün Türkiyesi’nde ülke bütünlüğü adına yaşanan son tartışmaları yerlerinden kalkıp görseler, kahırlarından bir daha ölürlerdi herhâlde!..
Nihayetinde biz ise bir soruyla bitirmek istiyoruz:
Bilir-bilmez nicesinin sözde allâme kesilip bin yıllık vatanımızın bir bölgesine, özellikle Doğu ve Güneydoğu’suna “Kürdistan” damgası vurmaya yeltendikleri; hatta bu “hülya”yı hayata geçirmeye çalıştıkları, sonunun nereye varacağını bilerek-bilmeyerek bazı sözde siyasetçi ve devlet adamlarının dahî fütursuzca (daha doğrusu “sorumsuzca”) bu ismi kullandıkları bir zamanda, Mükrimin Halil Yinanç’ların kaygısına ve uyarısına kulak kabartabilecek sorumlu mevkilerde bulunan bilim adamları ve tarihçilerle bir kısım gerçek devlet adamlarında hakikati savunma inanç ve iradesi yok mu acaba?
Yoksa eğer, eminiz Mükrimin Halil Yinanç ve onun gibi düşünen ebediyet kervanının ruhları – ne yazık ki – muazzep olacaktır!..
Ve bin yıldan beri gerek Türk doğmuş, gerekse bu milletle hem-hâl olarak kendi iradeleriyle “Türk olmuş” insanların gözlerinin nuruyla aydınlanmış ve damarlarının kanıyla sulanmış aziz Anadolu toprakları bu meş’um süreçte bütünlüğünü fiilen kaybederse eğer, başata tarihçilerimiz ve devlet adamlarımız olmak üzere bütün gerçek aydınlarımızın o büyük insanların ruhaniyetlerinden af dilemeleri gerekecektir.
 
——————————————————————————–
[1] Biz bu tartışmaların somut örneklerini daha fazlasıyla geçen yılki benzer bir yazımızda ele almıştık: Bkz: “Mükrimin Halil Yinanç Uyarıyır: Mânasız Bir İsim Kürdistan”. Türk Yurdu, Aralık 2012 sayısı.
[2] Mükrimin Halil Yinanç, Yeni Türk, S: 16, s. 3, 16 Nisan (1925) 1341/23 Ramazan 1343 (Makale yakında Ö. Hakan Özalp’ın, merhum için çıkardığı – Tarihe Adanmış Bir Ömür, Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç, Elmuhay Vakfı Yay. 2012 İstanbul, s.48 vd. – biyografi kitabında özetlendi. Çevrim yazısı da kendisi tarafından yapılmış makalenin aslını bize gönderen sevgili Ö. Hakan Özalp’a müteşekkiriz.
[3] Mükrimin Halil Yinanç, a.g.m. s. 3.
[4] Heşt-Behişt, Bitlisli İdris’in, ilk sekiz Osmanlı Sultanının dönemini anlatan meşhur tarih kitabıdır. (MK)
[5] Mükrimin Halil Yinanç, Anadolu Türkleri Tarihi’ni bundan sonraki hayatında 18 el yazması defterden oluşan 4 cilt hâlinde planlamış, fakat ömrü içinde bunun sadece bir cildini yayımlayabilmiştir (Anadolu’nun Fethi -Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri, 1944). T.T. K. ise 2011’de – merhumun 50. Vefat yılı dolayısıyla – bütün eserlerini yayımlama kararı almış bulunmaktadır. İlki için bkz: Türkiye Tarihi Selçuklular Devri, Yay. Hazırlayan: Re’fet Yinanç, I. Cilt (aslı üzerinden I. ve II. cilt bir arada), T. T. K. Yay. Ankara 2013 (426 s.).
[6] Diyarbakır Tarihi, M. Halil Yinanç tarafından İslâm Ansiklopedisine (M. E. B. Yayını) mufassal bir madde hâlinde yazılmıştır (bütün eserleri içinde yeniden yayımlanacak). Bkz: Cilt: 3, s. 601-627.
[7] Bu kısım doğrudan Ö. Hakan Özalp’ın kitabından alınmıştır: Tarihe Adanmış Bir Ömür Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç, s. 51 vd. (Tarafımızdan sadeleştirilmiştir.)
 
Kaynak: Dr. MUSTAFA KÖK E. Öğretim Üyesi www.tarihgazetesi.net
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Anadolu’da “Kürdistan” Nasıl Uyduruldu? (4) için yorumlar kapalı