
Dışişleri, Yunanistan sayfasını niçin kaldırdı?..

Irk, din, dil, cinsiyet ve cinsel yönelimle ilgili şiddet içeren eylemler ve buna yol açan söylemler suç olacakmış.
Söylemler, eylemlerin sebebi gösterilecekmiş. Bu karmakarışık bir durum. Kanun çıkmadı ama yapılan yorumlara göre mesela siz son derece bilimsel, nesnel bir eleştiri ve kişinin sıfatları, özellikleriyle ilgili bir tanımlama yaptınız. Ruh hastası biri de çıktı, bir eylem yaptı, birini öldürdü ve “ben şu yazıyı okudum, onun üzerine öldürdüm” dediğinde bilimsel eleştiri sahibi de suçlu olacakmış.
Nefret suçları kanunu diye garip bir kanun çıkarsa bunun amacı, tamamen Müslümanın Müslümanlığını, Türk’ün Türklüğünü ifade etmesi ve dinî ve millî değerlerini savunmasını engellemektir. Müslüman Türk’ün kendini ifade etmesi ve eleştirme hakkını kullanması yok edilmek isteniyor. Çünkü bu kanunun alt yapısını hazırlayanlar ve hükûmete dayatan çevreler, Türklükle ve Müslümanlıkla derdi olan çevrelerdir. Eğer hükûmet, bu kanunu çıkarırsa kendi ayağına kurşun sıkmış olacaktır. Zira kanun, Türkiye’de Müslüman Türk varlığını ve zihniyetini ortadan kaldırmaya matuftur.
Açıkça söylüyorum, bu kanun Kur’an-ı Kerim’i bile yasaklamaya dönük olarak işletilebilecek bir kanun olma potansiyeli taşıyabilecektir.
Mesela kanunla yasaklanacağı söylenen bazı kavramlara bakalım:
– Gâvur: Gâvura gâvur demek suç olacakmış. Tanzimat Fermanı ilan edildiğinde de tellallar sokaklarda “bundan sonra gâvura gâvur demek yasak haaa!” diye bağırtılmıştı. Öncelikle şunu vurgulayalım. “Gâvur” kelimesi, Arapça “kâfir” kelimesinin Türk halkı tarafından söylenmiş şeklidir. “Kafir” de Hakk’ı görmeyen ve örten, iyilik bilmeyen, Allah’ı inkâr eden, dinsiz, imamın esaslarına veya bunlardan birine inanmayan mülhid demektir. Esasen gâvur yani kâfir, son hak din olan İslam’ın üstünü örten, görmezlikten gelen, yok sayan Yahudi ve Hristiyanlar için kullanılır. Hocalar, alimler, aydınlar “kâfir”, halk da aynı manaya gelen “gâvur” der. Bu, İslam kültürüne ait Kur’an kaynaklı bir terimdir. Hiçbir kanun, bu terimi yasaklayamaz, yok edemez.
Kur’an-ı Kerim’de de kâfirle ilgili birçok ayet vardır. Bu ayetlerde nefret kanuncularının anladığı manada dinlerine, inançlarına, yaşam tarzlarına nefret ifadeleri, hatta ondan daha ileri ifadeler vardır. Mesela şu ayetlere bakalım:
“Yanlarındakini tasdik etmek üzere onlara Allah katından bir kitap gelince, daha önceleri inanmayanlara karşı onunla yardım isteyip durdukları halde, o tanıdıkları kendilerine gelince, bu sefer kendileri onu inkâr ettiler. İşte bundan dolayı Allah’ın laneti kâfirleredir.” (2-89)
Bu ayette geçen “Allah’ın laneti kâfirleredir.” ifadesini nefret kanuncuları, çıkarttıracakları kanuna göre nefret kapsamına alıp yargılatabilirler. Bu ayet, camide okunduğunda, mesela imam vaaz ederken bu ayeti okuduğunda ve tefsir ettiğinde camiyi basabilirler ve “burada inanmayanlara karşı nefret aşılanıyor, doğru kodese” diyebilirler.
Bir de şu ayete bakalım: “Her kim Allah’a, Allah’ın meleklerine, peygamberlerine, Cebrail ile Mîkâil’e düşman olursa, iyi bilsin ki, Allah da o kâfirlerin düşmanıdır.” (2-98)
Buradan hareketle Allah, gâvurlara (kâfirlere) kin, düşmanlık ve nefret besliyor diye hâşâ yargılanabilir. Çıkarılacak kanun, buna imkân verebilir. O zaman Müslüman ve Türk düşmanlarının dolduruşuyla kanun çıkaracak olan arkadaşlar, kendilerini nasıl savunacaklar merak ediyorum.
Kaynak: http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi79026-Kuran_i_Kerim_Nefret_Sucu_mu_Isliyor_I.html
Atatürk’ün Cumhuriyetle İlgili Sözleri:
• “Türkiye devletinin şekl-i hükûmeti cumhuriyettir.”
• Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. (1924)
• Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. (1933)
• Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. (1925)
• Bugünkü hükümetimizin, devlet teşkilatımızın doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki onun adı Cumhuriyettir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir. (1925)
• Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız. 1923 (Atatürk’ün S.D. III, S. 71)
• Bugünkü hükûmetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilâtı ve hükûmettir ki, onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır. 1925 (Atatürk’ün S.D. II, S. 230)
• Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, istidat, idrak, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.
• Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir. 1926 (Atatürk’ün S.D. III, S. 80)
• Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye’nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.
KaynakWh: http://www.webhatti.com/turkiye-ve-ulu-onder-ataturk/47801-ataturkun-cumhuriyetle-ilgili-sozleri.html