Nis 06

Müttefikimiz (!) ABD…

1364520006
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ABD ve Avrupa’nın asıl hedefi Türkiye’yi Hıristiyan eyaletlere dönüştürmektir. AKP iktidarının daha şimdiden, tehcirle ve mübadele ile giden Ermenilerin ve Rumların torunlarını Anadolu’ya yerleşmeye çağırması da bunun belirgin işaretleridir..
Emekli amiral İlker Güven’in ortaya çıkardığı, ABD Kongresi’nin 1896 tarihli gizli kararında, “Amerika’nın belirleyeceği bir Hıristiyan yöneticinin, Türkiye’nin başkanı olarak seçilmesini müteakip, Osmanlı İmparatorluğu’nun mevcut bölgelerinin sınırlarla ayrılması, bu bölgelerin Hıristiyan eyaletleri kabul edilip, Hıristiyan gücünün Utah Eyaleti yönetimi örnek alınarak Türkiye Birleşik Devletleri adında toplanması sağlanacaktır…” deniliyordu.
ABD, hedefinden hiç vazgeçmedi. PKK’nın Ankara’da bir istihbarat organizasyonu olarak kuruluşu ve bugüne kadar ayakta tutularak, Türkiye’yi eyaletlere bölmenin aracı olarak kullanılmasının asıl sebebi bu karardır. Başkanlık sistemi de bu projenin gereğidir.
 
***
Anadolu’da kurmayı planladıkları federe şehir devletlerinin adlarını ise 2001 yılında “Veneto’dan Batı Karadeniz Bölgesi’ne” sloganlı bisiklet gezisi sırasında açıklamışlardı.
Buna göre Anadolu şu devletlerden oluşacaktı:
“Trakya, Bitinya, Misiya, Lidya, Karya, Likya, Pamfilya, Firikya, Kilikya, Kapadokya, Galatya, Paflagonya, Pont, Ermeniya, Antakya, Mezopotamya.”
AB’nin İlerleme Raporu ve Başbakanlıktaki Azınlık Çalışma Grubu raporunun öngördüğü, Turgut Özal ve Cemalettin Kaplan’ın kurmak istediği “Anadolu Cumhuriyeti” de işte böyle bir devlet olacaktı!
Bu tabloya evet diyen, Türk de Kürt de olamaz. Bu projeye hizmet edenler, olsa olsa Büyük Ermenistan ve Büyük İsrail projelerine hizmet eden dönmelerdir.
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=26253
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | Müttefikimiz (!) ABD… için yorumlar kapalı
Nis 06

T.C. Siliniyor,”Akil(!)ler” Devrede

1365186628
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Görüyor, duyuyor fakat biliyor musunuz? Hiç zannetmiyorum. Bilmiş olsaydınız eğer AKP %50 ile iktidara gelemez, uydurma bahanelerle TSK mensuplarını tutuklayamaz, İmralı’daki caninin dediklerini yapma cesaretini gösteremez, cani terör örgütü ile işbirliği yapamazdı. Canileri överken vatanına, milletine, bayrağına kara sevdalılara “ırkçı, katil, dinsiz, şerefsiz” diyemezdi. Bir makama, bir mevkie endekslenmeyen ve “akli melekeleri ile bir sıkıntısı olmayan” bir insanın bu ifadeleri kullanmasının mümkün olmadığını söyleyen psikologlar var.
 
Görüyor ve duyuyorsunuz fakat Türkiye Cumhuriyeti’ne tahammül edemeyenlerin, kısaltmasına da tahammül edemediklerini biliyor musunuz? T.C. Ziraat Bankası’ndan T.C ifadesinin çıkartıldığını biliyor musunuz? Ayrıca Sağlık Bakanlığı da T.C.’yi çıkarma konusunda hızlı hareket etmektedir.
Önceleri Atatürk’e dil uzatanlar, sonra “Andımıza” dil uzatmaya, daha sonra da “Ne Mutlu Türküm Diyene!” ifadesine dil uzattılar. Hızlarını alamayarak “İstiklâl şairimiz” Mehmet Akif Ersoy’a bile dillerini uzattılar.
Oyun yavaş yavaş işliyor. Ancak emperyalistler bunda da başarılı olamayacaklar. Hesapları ters tepecek. Suriye konusunda yanıldıklarını anlayanlar İsrail’e Türkiye’den özür dileterek Türk Milletini kandırmaya çalışıyorlar.
 
1365033351
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 Şimdi birde “akil adamnlar” çıktı. Tıpkı  “İngilizler İstanbul’u işgal edince, işgale tepki gösterilmemesi için halkı ikna etmek üzere o dönemin sadrazamı Damat Ferit, “Heyet-i Nasiha” diye bir ikna grubu kurmuştu. Aynı bugünkü gibi…
 Oysa 

AKP Hükümeti 2004’te Türkiye’ye yönelik iç ve dış psikolojik operasyonları engellemek ve dış psikolojik operasyonları yapmakla görevli Milli Güvenlik Kurulu’nun Halkla İlişkiler Bölümü’nü  “Devlet kendi halkına psikolojik operasyon yapamaz”  diyerek kapatmıştı.

Millet bunları “akil adamlar” diye Ankara’ya göndermiş. Kendilerini “akil” görmemiş olacaklar ki “akil insanlar” bulmuşlar. Bu, halka, halkın aklına, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hakarettir.
 
Sen akıbetimizi hayreyle ya Rabbi!
 
Benim tanıdığım Türk Milleti son derece sabırlı bir millettir. Aynı su gibidir. Bulunduğu yere can verir, hayat verir. Yalnız önüne engeller çıkarırsanız da hemen parlamaz. Engeller önünde birikir… Birikir… Birikir… Ve sonunda engel ile birlikte engeli yapanları da alır götürür. Tarihte bunun örnekleri çoktur.
Türk Milleti’nin bunları bilmesini ve kendine güvenmesini istiyorum. Canilerle, katillerle işbirliği yapanları tarihin derinliklerine gömecektir diyorum.
 
Zorluklarda pişer Türk, çelik olur, tunç olur
“Türk’e kefen biçenin ölümü korkunç olur”
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | T.C. Siliniyor,”Akil(!)ler” Devrede için yorumlar kapalı
Nis 05

PARLAYAN KILIÇ

 
 Yavuz-Sultan-Selim-Venedik-Elcisi-parlayan-kilic
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Venedik’ten bir elçi gelmiştir. Herkesin cihanı titreten padişahı görmek isteyip de göremediği bir devirdir. Elçi, Koca Sultan’la görüşüp ülkesine geri döner. Ülkedeki üst düzey yöneticiler başta olmak üzere herkes bu heybetli sultanın nasıl birisi olduğunu öğrenmek istemektedir. Elçiye cihan sultanı Yavuz’un nasıl birisi olduğunu sorarlar.
 
– Göremedim, der elçi. Merak ederler:
 
– Huzuruna girdiğin, yanına kadar vardığın hâlde nasıl göremedin?
 
Bunun üzerine elçi şu müthiş itirafta bulunmak zorunda kalır:
 
– Kılıcı öyle parlıyordu ki, yüzüne bakamadım.
 
Kısa sürede Venedik elçisinin bu sözleri Osmanlı Sultanı’nın da kulağına gelir ve haşmetli Sultan şunları söyler:
 
– Paşalarım, der. Osmanlı Devleti’nin kılıcı parladığı müddetçe zalimlerin boynu daima eğik gezecektir. Ama Allah korusun, bu kılıç ne zaman ki kınına girer de paslanmaya başlarsa, işte o zaman kafalar yavaş yavaş dikilir ve bir gün bize yukarıdan bakmaya başlarlar.
 
 
 
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , | PARLAYAN KILIÇ için yorumlar kapalı
Nis 05

Alparslan Türkeş’ten Özlü Sözler

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
• İdealler yıldızlar gibidir. Onlara belki ulaşamazsınız ama bakarak yönünüzü tayin edebilirsiniz.
• Dalından kopan yaprağın akibetini rüzgar tayin eder.
• Mücadeleniz zaferle sonuçlandı, gazânız mübarek olsun.
• Fikir, iman, ülkü aşkı … İnsanları güçlü yapan bunlardır.
• Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dâva başarıya ulaşamaz.
• Türkün en önemli vasfı teşkilâtçılığıdır.
• Zafer, asla mahvolduklarını zannedenler tarafından kazanılamaz.
• Ne mozayiği ulan! Mermer, mermer!
• Türklük bedenimiz islâmiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset gibidir.
• Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız.
• Hepiniz birer Türk Bayrağı’sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.
• Bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün halinde Büyük Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz.
• Emirlere mutlak itaat lâzımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle dâvamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lâzımdır.
• Millî kalkınmamızı gerçekleştirmek, her Türk ferdini hür yapabilmek için Türk Milletini yeniden kurmak zorundayız. Vatandaşlarımız arasında parti, mezhep, ırk ve bölge farkı gözetmeksizin karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bağlar dokuyacağız.
• Başarı için muntazam plânlı çalışma yapmak lâzımdır. Son nefesimizi verinceye kadar çalışacağız.
• Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dâva başarıya ulaşamaz.
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , | Alparslan Türkeş’ten Özlü Sözler için yorumlar kapalı
Nis 04

GÖKLER AĞLADI!

883700
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Aydınlık şafaktı, tandı yürekler
Ülküye nişandı, şandı yürekler
Milyonlarca kere yandı yürekler
Türk dünyası yüreğini dağladı
Dört Nisan da gökler bile ağladı!
 
Bu acıyla boyun büktü ufuklar
O gün söndü güneşteki ışıklar
Dünyada bilinen bütün varlıklar
Hepsi birden yüreğini dağladı
Dört Nisan da gökler bile ağladı!
 
Zulüm gördü, duymadı hiç pişmanlık
Başbuğ oldu, hız kesmedi bir anlık
Yediden yetmişe bütün insanlık
Genç, ihtiyar yüreğini dağladı
Dört Nisan da gökler bile ağladı!
 
O ikbal, istiklal canda var idi
Ülkü denen bu aşk sende har idi
Başbuğum, sensizlik ahu zar idi
Bozkurtların yüreğini dağladı
Dört Nisan da gökler bile ağladı!
 
Tanrı Türk’ü korusun, Türk güçlensin
Sevdan gönüllere Türkçe işlensin
Bu yüzyılda gerçek lider tek sensin
Ülkücüler yüreğini dağladı
Dört Nisan da gökler bile ağladı!
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | GÖKLER AĞLADI! için yorumlar kapalı
Nis 04

Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ’e

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Seni ilk gördüğümde liseli bir gençtim. Adının “Başbuğ” diye çığıranları görünce çok şaşırmıştım. Böylesine heybetli bir adın ve böylesine coşkulu karşılanan biri kim olabilir diye hep düşündüm. Sonra; adım attığım fikir otağında, ülkü Ocağında resimlerini gördüm… Kitaplarını okudum… Büyüklerimizden o yüce ülküyü dinledim. Ülkücü olmuştum.
 
“Tanrı dağı kadar Türk/Hira dağı kadar Müslüman’ız”
Türklük bedenimiz/İslamiyet ruhumuzdur” sloganları ile gençlik yıllarımı süsledim.
 
Hayatını, öğütlerini, çözümlerini, sevgini… Millet Sevgini, Türklük aşkını hissettim, yaşadım her defasında. Bir aşk olup yüreğime işledi birer birer…
O günlerden itibaren senin sayende ölüme seve seve gidecek kadar sevdim Milletimi, vatanımı, bayrağımı…
Kaç kere gördüm seni hatırlamıyorum.
Memleketin sokakları kan selinde boğuluyordu. Sen bu kanı durdurma çabasındaydın. Seni her gördüğüm de, sesinin tokluğunu, sert ama babacanlığını özlüyorum Başbuğum.
Artık pek çok yerde yan yanaydık sen beni pek fark etmesen de, Mitinglerde… Erciyeslerde… Türkmen şenliklerinde… beraber yaşlandık.
Bazen yakan güneşin altında haşlandık, bazen köpeklerce taşlandık.
Başbuğumuzdun. Sana gelecek bize gelsin dedik her defasında. Siper olduk, göğüs gerdik.
Yiğitlerimiz birer birer düştüler yere. Her yiğit cenazesi bizi biraz daha çoğalttı yüreğimiz yansa da. “Bir ölüp bin diriliyorduk.” “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye haykırıyorduk
Eylülde ezmeye, yok etmeye çalıştılar. Ancak yok olmadık sayende yeniden dirildik Başbuğum
Ve üzücü kabul ettiğimiz bir gün, bizi bırakıp; şehitlerin yanına uçtun. Oğuzlara, Alparslanlara, Ruhilere, Dursunlara, Özmenlere, Yusuflara kavuştun.
Yaşımız kırklara dayanmıştı sen gittiğinde.
Ama çocuklaştık.
Çocuklar gibi ağladık cenaze töreninde seni yolcu ederken.
 
Ülkü devlerini Başbuğsuz öksüz bırakan nisana kırgındık artık.
Şimdi ise;
Seni özlüyoruz Başbuğum. Ülkücüler öksüz ama davan öksüz değil!..
Aziz hatıran önünde saygıyla eğiliyor,Allah’tan rahmet diliyorum.
 
Ruhuna Fatiha…
 
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ’e için yorumlar kapalı
Nis 04

Caninin Yeni Unvanı; “Barış Adamı(!)”

images
 
 
 
 
 
 
  
 
 
 
 
Yayın organlarından aldığım haberlere göre; “Bundan sonra gazete haber ve köşe yazılarında Abdullah Öcalan’a ‘bebek katili’, ‘katil’, ‘terörist’, ‘terörist başı’, ‘cani’, ‘eşkıya başı’, ‘eşkıya’ denmeyecek. Bu tip ve benzeri sıfatlar gazete haber ve yazılarında, televizyon yayınlarında asla kullanılmayacak. Yazı ve haberler çok sıkı denetlenecek. ‘İmralı süreci’ denmeyecek yerine ‘çözüm süreci’ veya ‘süreç’ ifadeleri kullanılacak. ‘Terörist’ veya ‘terör örgütü militanları’ denmeden sadece ‘PKK’lılar’ denilecek.”
Dahası var;
Diğer teröristler için de, “ifadelerde dikkatli olunacak. Örneğin Murat Karayılan için ’KCK yöneticisi’ denilecek.” (Ahmet Takan Yeniçağ)
 
Diyebildiğiniz kadar deyin. Bundan (4. Yargı paketinden) sonra diyemeyeceksiniz.
 
“Dini bütün,” “Akil adam,” “Barış adamı” ve nihayet “Makul muhatap” sözlerini sarf etmeye alışın.
 
“Erdoğan ve Öcalan’ı birlikte kast ederek “Bu safhada güçlü iki liderin masaya oturması ülkeyi karaya çıkaracaktır.” Ezgi Başaran
 
Önceki siyasilerimiz “Kürt Gerçeğini” tanıyabildiler, Erdoğan’ın AKP’si ise süper bir hızla bir adım öne geçti ve “Kürt Sorunu” nu tanıma fırsatını yakaladı.
 
CHP’li Aygün, kendisini alı koyan ya da kaçıran (!) PKK’lılar için “iyi çocuklar” diyerek yol açtı. Ardından Arınç ve Diyarbakır Emniyet Müdürü “dağdaki PKK’lılar için ağlamayan insan değildir” deyiverdiler.
 
Nuray Mert ise “PKK bir terör örgütü değil… Devletler kendilerine baş kaldıranları ‘terör’ diye tanımlar” deyiverdi.
 
Duayen(!) olarak ün salmış yazarlar, terör örgütüne, terör örgütü demiyor, denmesini bile hoş karşılamıyor artık. terör örgütü militanlara, “gerilla” diye hitap ediyorlar. Neredeyse beş yıldızlı otellerde tatil yapmaları istenecek. Uyguladığı vahşi, kanlı ve acımasız caniliklerle binlerce insanın kanına giren terör örgütü, bir anda “barışçı” unvanını da kazanmış oldu.
 
Ne diyelim, Allah layığınızı versin!
 
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Caninin Yeni Unvanı; “Barış Adamı(!)” için yorumlar kapalı
Nis 03

Sorumlular Nerde, Nerde Bu Millet?

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Açılım” denilen kuyular dipsiz
Kudurmuş köpekler tamamen ipsiz
Herkeste endişe; vatan sahipsiz
Sorumlular nerde, nerde bu millet?
 
“Ana ağlamasın” diyen dil nerde?
Vatana can veren o asil nerde?
Asilden yetkili ya vekil nerde?
Sorumlular nerde, nerde bu millet?
 
Akıl mı kalmadı izan mı yoksa?
Hani nerde hukuk ve anayasa?
Malum kişilerse şimdi yarasa
Sorumlular nerde, nerde bu millet?
 
Gaflet ve delalet, hıyanet gende
“Sayınlar, kelleler” vallahi sende
Caniler kahraman oldu sayende
Sorumlular nerde, nerde bu millet?
 
Hainliğe, destek veren çok bu gün
Kahraman Atatürk, fakat yok bu gün
Şehitler, gaziler lafa tok bu gün
Sorumlular nerde, nerde bu millet?
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | Sorumlular Nerde, Nerde Bu Millet? için yorumlar kapalı
Nis 03

Âkil Adamlar ve Masonik semboller!

1347834563-sssss
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yeniçağ Gazetesi yazarı Hasan Demir’in yazısı sizin RTE’yi tanımanızı sağlayacaktır.
Terör elebaşı caninin isteğini yerine getirmeğe çalışan Başbakan Erdoğan, “akil adamlar” ilgili olarak televizyon programında şöyle açıklama yapıyor: “Toplumsal algıyı oluşturmak, geliştirmek için toplumda karşılığı olan kişilerden akil insanlar kadrosu kurulacaktır. Yani akil insanların görevi, toplumsal algıyı yönetmektir.”
 
Basına kapalı olarak yapılan ve beş saat süren MYK’da da bu hafta açıklanacak ve bir ay görev yapacak “Âkil Adamlar”ın yedi bölgeden 7’şer kişiden oluşacağı söylenmiş. Bu da pek çok kişide “Yedi Kollu Şamdan” çağrışımı yapmış.
Niye “7” diye soruyorlar?
Evet, biz de “Niye 7?” diye soracağız.
Onlar da bize “5 kişi olsaydı, niye 5 kişi diye soracaktınız?” tepkisi gösterecek. Hayır, yalnızca 7 bölge ve her bölgeden 7 kişi olduğu için bu soruyu soruyoruz.
Sayın Erdoğan, “Yahudi cesaret ödülü” almasaydı ve bu ödül kendi tarihinde ilk defa Yahudi ve İsrail kimliği olmayan tek kişi olarak Erdoğan’a verilmeseydi; Balgat’taki AKP Genel Merkezi “Osmanlı’da da var” bahanesi ile “Davud Yıldızı” sembolleri ile donatılmasaydı, böyle bir soru aklımızın ucundan bile geçmezdi.
Siz bütün bunlara Erdal Sarızeybek’in “Nil’den Fırat’a Devlet Oyunları” isimli kitabında kaleme aldığı aşağıdaki satırları da ekleyin, sonra yeniden konuşalım:
“Menorah desem belki hafızalarda bir şey çağrıştırmaz, ama Yedi Kollu Şamdan dersek, sanırım hepimizin aklına ilk İsrail gelir. Çünkü bu şamdan İsrailoğullarının kutsallarından, sembollerinden biri, belki de en önemlisidir. Ülkemizde de Menorah 2004 yılında ATV’den Ali Kırca’nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile başbakanlık konutunda yapmış olduğu söyleşide ekranlarda görüntülenmiştir.
Bu görüntüler halen ne suç işlediği dahi bilinmeyen gazeteci yazar Soner Yalçın’ın da dikkatini çekmiş olmalı ki kitabında bu konuya yer vermiş: ” Başbakan Erdoğan, Musa Peygamber soyundan geliyor. Abdullah Gül de yoldaşı ve iktidar paylaştığı kardeşi Harun’a benziyor (Milliyet, 30 Mayıs 2003). Ama danışman-yazara göre bu sadece benzetmeydi; kan bağı yoktu; karakteristik özellikleri ve hayat mücadeleleri birbirine benziyordu! Akif Beki’yi anlayabiliriz. 10 Eylül 2004 tarihinde, gazeteci Ali Kırca, başbakanlık konutunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la bir röportaj yaptı. ATV’den yayınlanan röportaj esnasında ekranda bir görüntü dikkati çekiyordu; Başbakanın oturduğu koltuğun hemen yanında, Atatürk tablosunun altında bulunan sehpa üzerinde Yahudilerin kutsal Yedi Kollu Şamdan’ı vardı. Yahudilerin kutsal Yedi Kollu Şamdanı’nı başbakanlık konutuna kim, neden koymuştu? Yahudilerin kutsal Yedi Kollu Şamdanı’nın gösterilmesinin nedeni dekor değildi herhalde. Mutlak bir nedeni olması lâzım. Ama ne? Başbakanlıktan bu konuda hiçbir açıklama gelmedi…
Şimdi soru şu:
“Bu kadar tesadüf, tesadüf müdür?”
 ***
Gelelim, Türkiye’nin ne zaman ve niçin yedi bölgeye ayrıldığına… Ülkeyi “7’ye bölme” işi, 1941 yılında gerçekleştirilen “Birinci Coğrafya Kongresi’nde, ülkenin iklim özelliklerine göre yapılmıştır.”
Resmî bilgi böyle.
İnşallah öyledir.
Yalnız biz şunu biliyoruz.
Atatürk, 1935 yılında Mason localarını kapatmıştı. Bu locaları açan İnönü’dür. Atatürk rahmetli olunca, bir ihtimale göre de İsrail’in, devletinin kurulması önünde engel gördükleri için “Masonlar tarafından öldürülünce” Türkiye’de, neredeyse her şey, Masonlar eliyle dizayn edilmiştir.
Coğrafya Kongresi’nde de ülke “iklim kılıfı” altında fizikî olarak “Menorah” laştırılmış olamaz mı?
Atatürk’süz Türkiye için, “İkinci İsrail” diyenlerin en kuvvetli dayanaklarından biri de “İsrail devletini ilk tanıyan İslâm ülkesi Türkiye (28 Mart 1949)” gerçeği değil midir?
 
Seçilenlerin nesi “akil” onu da anlamak mümkün değil!
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=26301
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | Âkil Adamlar ve Masonik semboller! için yorumlar kapalı
Nis 02

Altın Sözler

ataturk-zamaninda-basilan-bozkurt-resimli-para_149712_m● Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.
 
● “Bizim milletimiz vatanı için, özgürlüğü ve egemenliği için özverili bir halktır; bunu kanıtladı. Milletimiz, yaptığı devrimlerin kıskanç savunucusudur da. Benliğinde bu erdemler yerleşmiş bir milleti, yürümekte olduğu doğru yoldan hiçbir kimse, hiçbir kuvvet alıkoyamaz.” Atatürk
 
● “Adımlarını, attığımız uygarlık ve yenilik adımlarına uydurmak istemeyenler ne talihsizdirler! Bu gibiler hâlâ milleti aldatacaklarını ümit ediyorlarsa bu ümitleri, kendilerinin zarara uğramalarından başka bir sonuç vermeyeceğine şimdiden emin olabilirler.”
 
● “Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.”
 
● Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.
 
● Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak
olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
 
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı