Şub
23
Türk Milleti senin hoşgöründen ve iyi niyetinden yararlanan emperyalistler iradesi zayıf, mizacı kandırılmaya uygun, makam ve mevkiye düşkün olan insanları kendi ırkına yani Türk’e düşman etmiştir, etmektedir.
Tarihimizde bunun örnekleri sayılamayacak kadar çoktur. Aşağıda Göktürk Hakanlığı ve Selçuklu İmparatorluğu bugün yaşadıklarımıza benzer ihanetler yaşamışlardır. Pek çok devlet kurduğumuz halde bu yüzden yaşamalarını sağlayamamışız.. Şu anda birçok Türk devletleri bağımsız olmasına rağmen ilişkilerimizi yeterince geliştirilememişiz..
Göktürk Kağanlığı’nın (552-745)Büyük Başbuğu Atamız Bilge Kağan şöyle der:
“Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa kabilesine, milletine, akrabasına kadar barındırmaz imiş. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanırmış. Türk milleti öldün, öleceksin!”
Çin milleti hilekâr olduğu için, aldatıcı olduğu için, kardeşleri birbirine düşürdüğü için, beğlerle milletin arasına fitne soktuğu için Türk milleti, kurduğu devletini elinden çıkarmış, başına geçirdiği hakanını kaybetmiş. Beğ olmağa layık erkek evlâtları Çin milletine köle, hanım olmağa lâyık kız evlatları ise cariye olmuş. Türk beğleri Türk adını atmışlar; Çin’de Çin adları alıp Çin hükümdarına tâbi olmuşlar… Türk halk tabakası şöyle demiş: Devletli millet idim, devletim şimdi nerede?… Hakanlı millet idim hakanım nerede?.. Böyle diyerek Çin hükümdarına düşman olmuşlar… -Çin hükümdarı da- ‘Türk milletini öldüreyim, kökünü kurutayım dermiş.”
Anadolu fatihi Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Fars asıllı veziri Nizamülmülk, Siyasetnâmesi’nde şunları dile getirir:
“Aciz bir Yahudi Türklerin işini yürütmek üzere kâhyalığa gelir, layik denir. Hırıstiyan gelir, olur denir. Bir ateşperest gelir, beğenilir. Rafizi de, Harici de, Karmati de gelse makbuldür. Çünkü artık gaflet onları mağlup etmiştir. Halbuki onların ne Türklerin dinine saygısı, ne mallarına karşı koruma duygusu, ne de halka merhameti vardır. Devlet kemâle ulaştığı için, halk bu gün duyarlılığını kaybetmiştir. Bendeniz kötü bakışlardan korkuyorum, bu işin nereye ulaşacağını da kestiremiyorum.” Sanki bugünleri anlatıyor.
Bunları yazdıkça bunalıyorum. Türk insanının iradesi bu kadar zayıf mı diye hayıflanıyorum?
Türk’teki aklı, gücü gören düşmanların kesinlikle biz Türkleri rahat bırakmayacakları muhakkaktır.
Orhun Abidelerinden seslenerek “Ey Türk titre ve kendine dön!” diyerek, sağlıkla, sağlıcakla kalın! diyorum.
Şub
22

Sayıştay raporu kaçak elektrikteki acı tabloyu gözler önüne serdi.
Kaçak elektrik kullanımı yüzde 4.75 artarak yüzde 25.09′a ulaştı. Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman ve Siirt’te hizmet veren Dicle EDAŞ’ta kayıp kaçak oranı % 71.37 oldu.
Sayıştay raporu kaçak elektrikteki acı tabloyu gözler önüne serdi. TEDAŞ’a ait 2011 yılı raporuna göre Türkiye’de kaçak elektrik kullanımı bir önceki yıla göre yüzde 4.75 artarak, yüzde 25.09′a ulaştı.
Meclis KİT Komisyonu’na önceki gün ulaşan rapora göre, teknik kayıplar ve kaçak kullanılan enerji toplamının satın alınan enerji içindeki payı, Van, Bitlis, Hakkari, Muş’ta faaliyet gösteren Vangölü EDAŞ’ta yüzde 52.10 olarak gerçekleşti.
KAÇAK KULLANIMI YÜZDE 71′E YÜKSELDİ
Erzurum, Ağrı, Ardahan, Bayburt, Erzincan, Iğdır ve Kars’ta dağıtımı üstlenen Aras EDAŞ’ta yüzde 26.42 olan kaçak oranı, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak’ta hizmet veren Dicle EDAŞ’ta yüzde 71.37 oldu.
53 BİN 483 KAÇAK
Akşam gazetesinden Volkan Yanardağ’ın haberine göre; Raporda, TEDAŞ genelinde ortalama oranın önceki yılı göre yüzde 4.75 artarak, yüzde 25.09′a yükseldiği belirtildi. Raporda yer alan bilgilere göre, TEDAŞ, 2011 yılında 1 milyon 757 bin 256 abone üzerinden tarama yaptı. Bu abonelerden 101 bin 176′sına tutanak düzenlendi. Savcılığa bildirilen kaçak adedi TEDAŞ genelinde 53 bin 483 oldu. Taranan abonelere 235 milyon 770 bin TL tahakkuk yapıldı ancak bu tahakkukun sadece yüzde 14.5′i oranında tahsilat gerçekleştirildi.
GIRTLAĞINIZDAN HARAM GEÇMEZ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Aralık ayı sonunda Şanlıurfa’ya gitmiş, Viranşehir ilçesinde yaptığı konuşmada, ‘Benim yalnız sizden bir ricam var, herhalde elektriği kaçak kullanmayacağız değil mi? Çünkü siz haramı helali çok iyi bilirsiniz. Ben inanıyorum ki, Viranşehirli kardeşimin gırtlağından haram geçmez’ demişti.
*sözcü.com
Şub
21
* “Bunların boğazlarında üç tane çıngırak var. Birincisi Şaban Dişli, İkincisi ise Deniz Feneri’ dir. Üçüncüsü de 8’inci sınıf kitaplarında 1960 yılı darbesinin, Adnan Menderes’in kötü yönetiminin anlatılması olmuştur. Bunu da biz ortaya çıkarttık. Yuh olsun sana Başbakan yuh..” Süleyman Soylu
* “Kusura bakmayın ben siyaseti dolambaçlı bilen birisi değilim. Düz, ne biliyorsam söylerim. Bizim en büyük sıkıntımız aramızdaki gizli ve sinsi AKP’lilerdir” Süleyman Soylu
* “Harun gibi geldiler Karun oldular” Süleyman Soylu
* “Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ilelebet ve ebedi başkanıdır. Allah’a yemin ederim ki, Türkiye’deki bütün meselelerin çözülmesinde en yetkili lider Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu millet kararlıdır. Dün bu milletin Menderes’ini aldınız, dün bu milletin Özal’ını aldınız, Vallahi de, billahi de, tallahi de, bu millet size Erdoğan’ı vermeyecek, sahip çıkacaktır.” Süleyman Soylu AKP Genel Başkan Yardımcısı
* “Tayyip Erdoğan’a dokunmak ibadettir” Hüseyin Şahin AKP Bursa milletvekili
* “22 bin PKK’lı öldürüldü, yani 22 bin tane çocuğum öldürüldü. Hepsi benim çocuğum” Cuma İçten AKP Diyarbakır milletvekili
* “Biz doğrudan karşımıza muhatap alarak, hükümet, başbakan, bakan olarak ‘gel bakalım Öcalan seninle oturalım, pazarlık yapalım’ diyemeyiz. Bunu dersek millet bizi affetmez, böyle bir şey olmaz.” Bülent Arınç Başbakan Yardımcısı
Şub
20
Kırk Yıllık Kâni…
Kânî 1712 doğumlu Tokatlı bir şairdir. Mizahî ve nüktedan kişiliğe sahiptir. Bir ara Trabzon’dan İstanbul’a gelirken devrin tanınmış sadrazamlarından Hekimoğlu Ali Paşa’nın yolu Tokat’a düşmüş ve Kânî de “fırsat bu fırsatdır” diyerek yazmış olduğu bir kasideyi Paşaya takdim etmiştir. Hekimoğlu Ali Paşa şiirden anlayan biri olduğu için bu gencin sahip olduğu yeteneği farketmiş ve onu beraberinde İstanbul’a götürmüştür.
İstanbul’da çeşitli memuriyetlerde vazife alan Kânî, eskilerin tabiriyle serâzâd (kendi hâlinde takılan ve pek söz dinlemeye gelmeyen) biri olduğu için Silistire’ye gitmiştir. Öteden beri kâtiplik yaparak geçimini temin eden şair, Rumeli’de gezdiği birçok bölgede yüksek rütbeli beylerin kâtipliğini (bugün için özel kalem diyebiliriz) yaptı. Ulah beylerinin ve bazı voyvodaların yanında bulundu. Ve bir ara Bükreş’te iken gönlünü Hrıstiyan bir güzele kaptırdı…
Kırk Yıllık Kâni,olur mu Yani?
Gel zaman git zaman Kâni’nin başında kavak yelleri esedursun artık bu durum tahammül edilemez bir hâle dönüşmüştür. Ne yapıp edip Hrıstiyan güzele içini açmalı ve ardından sadede gelmeliydi. Şairimiz bu güzel ve genç kıza evlenme teklifi yapmaya karar verdi, bir fırsatını buldu ve mevzuya girdi…
Hrıstiyan güzel, böyle bir teklifi öteden beri bekliyor ve aslında kabul etmeye hazırlanıyordu. Fakat bir şarta bağlı idi… O da, kendisi gibi Kâni’nin de Hrıstiyan olmasıydı…
Sonunda Kâni teklifini yaptı ve ardından hiç beklemediği bir cevapla karşılaştı… Kız dedi, “Peki kabul ederim ama o zaman sen de Müslümanlığı bırakıp, Hrıstiyan olursun!” Bu şartın imkansızlığını bilen şairimiz, biraz da mizahla karışık işte o meşhur sözüyle karşılıkta bulundu: “Kırk yıllık Kâni, olur mu Yani…”
* tarihvemedeniyet.org
Şub
19
Tazı avı
Demir tavı
Vekil kıyağı sever…
Arsız dayağı
Akılsız bayağı
Vekil kıyağı sever…
Balıkçı ağı
Amir yağı
Vekil kıyağı sever…
Bulut dağı
Bağcı bağı
Vekil kıyağı sever…
Şair uyağı
Kayakçı kayağı
Vekil kıyağı sever…
Ayı malağı
Kurnaz salağı
Vekil kıyağı sever…
Bina saçağı
Terör kaçağı
Vekil kıyağı sever…
Ateş ocağı
Manken bacağı
Vekil kıyağı sever…
Kral otağı
Hasta yatağı
Vekil kıyağı sever…
Savaş tutsağı
Diktatör yasağı
Vekil kıyağı sever…
Bitki yaprağı
Ölü toprağı
Vekil kıyağı sever…
Şub
18
Milletvekillerine süper kıyak: 40 bin TL
Oybirliği ile alınan karara göre, milletvekili yanında çalıştıracağı danışman, sekreter ve şoför sayısını ve verilecek ücretleri ABD Kongresi’ndeki vekiller gibi kendisi belirleyecek.
Milletvekiline, TBMM’de çalıştıracağı personelin maaşlarını ödemesi için en az 25 bin, en fazla 40 bin TL özel bütçe ödenmesi için yasa değişikliği yapılacak.Bu rakamın 50 bin TL’ye kadar çıkarılabileceği tartışılıyor. Oybirliği ile alınan karara göre, milletvekili yanında çalıştıracağı danışman, sekreter ve şoför sayısını ve verilecek ücretleri ABD Kongresi’ndeki vekiller gibi kendisi belirleyecek.
*sonkale.org
Şub
17
Şub
16

* “Şu anda Türkler, güney bölgelerinin tamamını CIA’ya devrettiler. Oralarda CIA başıboş, kontrolsüz dolaşıyor. İskenderun otellerinde CIA cirit atıyor. Oteller El-Kaide teröristleri ile dolu. CIA, Adana yakınlarındaki İncirlik Üssü’nden, bölgeye getirdikleri teröristleri kullanıyorlar. Ve bunun Türkiye’ye geri dönüşü feci olacak” ABD’li tarihçi Dr. Griffin Tarpley
* “Türkiye’yi ziyaret ettim, pek çok siyasi lider ile görüştüm. Türkler öncelikle Amerika ve İngiltere ile ittifakın, ” öldüren bir kucaklama “ olduğunu anlamalı; bir başka deyişle İngiliz-Amerikalılar Türkleri öldürene kadar sevecekler.” ABD’li tarihçi Dr. Griffin Tarpley:
* ABD’li tarihçi Dr. Griffin Tarpley, Türkiye hakkında şok bir analiz yaptı. Sosyal medyada videosu dolaşan tarihçi, “Obama, Erdoğan’ı aldatıyor, Türkler kaybedecek”
* “PKK, CIA’nın desteklediği bir örgüttür; CIA, PKK’yı İran’a karşı kullanmaktadır” Simon Hersh
* “Benim verdiğim tankları PKK ile mücadelede kullanamazsın” Almanya 1990’lı yıllarda TSK’ya
* “Kur’ân-ı Kerîm’de bütün ayrıntılarıyla izah edilen son derece ibretlik bir vakadır, Allah melekle Âdem’e secde edin dediğinde bütün melekler bildiğiniz gibi secde ettiler, ama şeytan secde etmedi, çünkü o çok kibirliydi ve kibirlendi. Şeytan, ben Âdem’den hayırlıyım, beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan dedi. İşte ırkçılık budur ve böyle başlamıştır ve böyle gidiyor. Irkçılık asabiyet, asabiyet ise şeytandandır. Irkını, kavmini, kafatasını övmek, onunla böbürlenmek, diğerlerini, diğer yaratılanları aşağılamak şeytandandır.” RTE
Şub
16
MetroPOLL araştırma şirketinin Şubat araştırmasına göre, Öcalan’la görüşme sürecinde ilginç sonuçlar çıktı.
Araştırma; İstanbul’un tümünü kapsayan 39 ilçesinde 26 Ocak – 1 Şubat 2013 tarihleri arasında toplam 2502 kişi ile gerçekleştirildi. Profesör Özer Sancar, araştırmayı şöyle değerlendirdi.
Şubat 2013’te gerçekleştirdiğimiz bu araştırmanın amacı; İstanbul’da yaşayan yurttaşların öncelikle Hükümetin İmralı ile görüşmeleri konusundaki kanaatlerini belirlemektir.
Konuştuğum, görüştüğüm pek çok duyarlı vatandaşın tepkileri geleceğin huzura koşan habercisine benziyor. Vatandaş; “Kardeşimiz, kanımız, canımız bildiğimiz, kız alıp kız verdiğimiz. Kanımızın canımızın karıştığı kendini Kürt olarak ifade eden insanımızı kan emici cani terör örgütünün ve terör örgütünün cani elebaşının kucağına atmak ‘intihar’ etmektir. Yeni değil federal Anayasa, Başkanlık, ileri demokrasi, barış ve kardeşlik diyerek artık bizleri kandıramayacaksınız. Orada durun! ABD ve AB ‘ın gayretleri ile Türkiye Cumhuriyeti’ nin bölünmesine, parçalanmasına asla müsaade edilemez.” demekte ve hatta haykırmaktadır. Duymak isteyenlere duyurulur.(KŞ)
Şub
15
“Türk Ocakları Derneği’nin kuruluşu sonrasında, Mehmet Emin Yurdakul başkanlığındaki kurucu heyetin ziyaret ettikleri Sultan Reşat, tek sıra halinde dizilmiş ve saygı ile bekleyen heyeti baştan sona dikkatlice süzdükten sonra bir soru sorar:
“ – Türk nedir?”.
Herkes yanındakinin daha bilgili ve yetkin olduğunu düşünerek, yanındakine bakıyor. Padişah göz ucuyla bakışları takip ediyor ve biraz sonra bu günün ifadesiyle,
“- Beyler, ülkemdeki azınlıklar kendilerini tarif ederek ayrıldılar. Sadece Türkler kaldı. Türk de kendisinin ne olduğunu tam olarak bilmiyor. Sizden rica ediyorum, Türklere, Türk’
ün ne olduğunu anlatınız!.” Der.
Şu anda da devlet erkanına ve vatandaşlara Türk’ün ne olduğunu anlatacak bilim adamlara ihtiyaç vardır.(KŞ)
*Abdulkadir Sezgin kutluyol.org
Adres:http://www.youtube.com/watch?v=Hw6yxYuYLtU