Şub 14

Kültürümü Arıyorum

030810_la_cini3
 
 
 
Medeniyet yorganında
İstiklâli tarıyorum
Basın yayın organında
Kültürümü arıyorum
 
Düşmanını öldürsem mi?
Yeri, göğü dildir sem mi?
Karakola bildirsem mi?
Kültürümü arıyorum
 
İlgilenen gözün gersin
Gören, bilen haber versin
Öldü mü, kaldı mı dersin?
Kültürümü arıyorum
 
Böyle gidilir mi yola?
Caddelerde “market”,”cola”
“Show’lar”,”gateler” versin mola
Kültürümü arıyorum
 
Dilime konuldu diyet
Özü değiştirmek niyet
Şikâyetçi ekseriyet
Kültürümü arıyorum
 
Neme lazım uyum değil
Kültürsüzlük huyum değil
Hakikat bu duyum değil
Kültürümü arıyorum
 
Posted in Şiirlerim | Kültürümü Arıyorum için yorumlar kapalı
Şub 13

Niçin 5 yıl sonra?

5679a7bf300e45a0c996fd821229f586
 
Bir davanın “savcısı” olduğunu ifade ettiği Başbakan’ın 5 yıl sonra Kanal 24’te katıldığı programdaki açıklamaları herkesi şaşkına çevirmeye yetiyor. (KŞ)
 
“ Başbakan Erdoğan, Mustafa Karaalioğlu’nun sorusu üzerine bakın neler söylüyor:
Cezâevinde olan komutanlar, muvazzaf subaylar nedeniyle terörle mücâdelede zorluk çekiyoruz.
Bâzı medya organları, TSK’ya karşı çok haksız yere bir saldırının içine giriyorlar.
 
“Bakın şu anda içeride emekli, muvazzaf subay, astsubayımız var. (1056 subayımız KŞ) Bunların hemen hemen ağırlıklı kısmı tutuklu. Ve mağdur veya şüpheli şeklinde zaman zaman çağrılanlar oluyor. Bir ara bir ajan meselesi çıktı. Şimdi hele hele çok daha ağır olanı, yani örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan. Şimdi böyle bir şeyin delilleri kesinse ver hükmünü işi bitir. Ama elinde kesin hükümler yok da sen yüzlerce subayı astsubayı örgüt elemanı olarak veya örgüt kuran olarak hele hele Genelkurmay Başkanını kalkar da bu şekilde değerlendirirsen burası silahlı kuvvetlerin moral değerlerini alt üst eder. O zaman terörle nasıl mücadele edecek bu insanlar. TSK’nın terörle mücadelesine darbe vuruyor. Oralara gönderilecek subay kalmıyor.”
 
Bu, ordu içinde moral bozukluğuna neden oluyor. Canla başla terörle mücâdele edenlere örgüt elemanı dersen, bu yenilir yutulur bir şey değil. İster istemez, alttaki 232 kişi bu şekilde “şüpheli” sıfatıyla çağırılınca, üstteki kuvvet komutanları “Biz terörle mücâdele ederken ben bu 232 kişiyi nasıl oraya göndereceğim” diyor.
Cezâevinde -hasta olduğu için- mama ile beslenenler, bu duruma düşenler var. Hastânede bu kişiler ikinci bir cefâ çekiyorlar. Evde bakımı gerektiren bir konu. Ben bu ifâdeleri kullanırken yargıyı yargılama gayreti içinde değilim, fakat ATTIĞIMIZ BİR YANLIŞ ADIMIN çok daha dikkatle ele alınmasının gereğine inanıyorum. Biz bu insanlara moral değerler, motivasyon noktasında darbeyi vurursak, terörle mücâdelede çok büyük darbe yeriz. “
 
Galiba teröristleri ve cani elebaşını affetme çalışmaları hız kazanacağa benziyor. Ya da Başbakan’a10 yıldır “sindirme ve hazmettirme” işlemlerinin amacına ulaştığı bilgileri iletilmiş olabilir? “Türkiye teröre teslim olmuştur” diyenlerin haklı oldukları gün gibi ortaya çıkmıştır.
 
 
*Kaynaklar:
(Ahmet Takan-Muhsin Küçük Yeniçağ) http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=25790
 
Posted in Gündem | Niçin 5 yıl sonra? için yorumlar kapalı
Şub 12

Siz Hangi Güce Sahipsiniz?

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Zilu, Kong Zi’ya sorar:
-“Öğretmenim! Lütfen bana ‘güçlü’ kelimesinin ne ifade ettiğini söyler misiniz?”
Kong Zi (Konfüçyüs):
-“Sen ‘güçlü’ kelimesinin Kuzey Çin’de, Güney Çin’de kullanılan anlamını mı, yoksa çalışmanda kullanılan anlamını mı sordun?” der.
Zilu şaşırır:
-“Herhangi bir farkı var mı?”
Kong Zi:
-“Tabii ki farklıdır. Diğerlerine ders verirken hem hoşgörülü hem nazik olmalısın ve şiddet kullananlardan intikam almamalısın. Güney Çinlilerin fikrine göre bunun gibiler güçlüdürler. Beyefendiler ekseriya bu karaktere sahiptirler. Bıçağını ve zırhını hep yastık gibi kullanan, ölümden korkmayan kişiyi Kuzey Çinliler güçlü diye düşünürler. Bu gruba ait insanlar serttir.” Diye cevaplar.
Zilu tekrar sorar:
-“Öğretmenim! Benim hangi güçlü türünü öğrenmem gerekir?”
Kong Zi:
-“Bir beyefendi yumuşak başlı olabilir ama akıntılarda sürüklenmez. Bu gerçek güçtür. Hükümeti cömertken yoksul zamanlardaki iyi karakterlerini aynen korumalıdır. Hükümeti zalim ve erdemsizken ölümle karşılaşsa bile inancını değiştirmemelidir. Gerçek güç budur!” der.
Kıssadan hisse: “Kişi akımlara göre değil, kendi görüş ve prensiplerine göre harekette ısrarlıysa güçlüdür. Ancak bu sayede hayattaki bütün zorlukları yenebilir ve cesaretli şekilde ilerler.”
 
 
 
Posted in Fıkralar | Siz Hangi Güce Sahipsiniz? için yorumlar kapalı
Şub 11

Üç Türk Büyüğünün Tarihe Geçen Vecizeleri

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
1-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül:
“Cumhuriyet döneminin sonu gelmiştir. Biz bu sistemi kesinlikle değiştirmek istiyoruz.” (27 Kasım 1995’de The Guardiyan Gazetesine verdiği demeç)
“Ne mutlu Türküm diyene! Lafı, fuzuli bir deyimdir. Bunu dağa, taşa her yere yazıyorlar.        Bu bir ilkelliktir.” (19 Aralık 1992)
“Cumhuriyetçilik, Laiklik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devrimcilik bu millete zorlamayla dayatılmıştır.”
“Türkiye’nin bütünlüğüne en fazla zarar veren sistem ilkelerinin birisi de laiklik ilkesidir.”
Gül, bunları yalanlıyor ama onun ilkellik olarak gördüğü “Ne Mutlu Türküm Diyene” deyiminin iktidarları döneminde her yerden sildirilmesi bu söylemlerinin doğru olduğunu kanıtlıyor.
2- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan:
“Elhamdülillah şeriatçıyız.” (21.11.1994 Milliyet)
“Her 10 Kasım’da yaygara kopartılıyor. Ata’ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok.’‘ (17.09.1994)
“Bütün okullar imam hatip yapılacak.” (17.09.1994 Cumhuriyet)
“Cumhurbaşkanı’nın imam hatipli olacağı günler yakındır.” (05.02.1996 Akit)
“Sadece imamlar resmi nikah kıysın.” (09.05.1995 Milliyet)
“Belediye meclisinin her açılışını İstiklal Marşı yerine Kur’an okuyarak yaptım”.
“Ben İstanbul’un imamıyım.” (08.01.1995 Hürriyet)
“Demokrasi bizim için bir amaç değil, amaca ulaşmak için araçtır.”
“Demokrasi bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.”
“Ya Müslüman olacaksın, ya laik. İkisi bir arada olamaz.”
“Ben laik değilim, olursa devlet olur”.
“Bizim için en üst belirleyici İslam devletidir.”
“29 Zilkade 1421.” (Nikah tarihi olarak Arap takvimindeki tarihi kullanıyor.)
“Çocuklarının düğün takılarıyla mal varlığını kapatıyor”
“Türkiye’yi pazarlıyorum. Bizim için para önemlidir. Her şeyi pazarlar satarız.”
“Bana verilen maaş çok düşük, yetmiyor. Sen ne kadar maaş alıyorsun?” (Almanya Başbakanı’na)
“Türklük bir alt kimliktir, Türk yok Türkiyelilik var”
“Yahu, bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak.” (Erzurum’da çiftçilere)
“Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku) karar verir.”
“Ben Ergenekon’un başsavcısıyım”
“Apo’yla görüştüğümüzü söyleyenler alçak, şerefsizdir. Ben değil devlet görüştü.”
Terbiyesizlik, Artistlik yapma ulan.”
“Hadi ananı da al git burdan” (Bir çiftçi vatandaşa)
“Ne konuşacam ben o kadınla yahu” (Şehit anasına)
“Söyleyin şu sahtekara ne istiyormuş” (Almanya’da işçi toplantısı)
“Al oyunu git.” (Atama bekleyen öğretmene).
3- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç:
23 Nisan Resepsiyonu’na katılanların eşli mi, eşsiz mi olacağı sorusuna verdiği yanıt  “Şeyini şey ettiğimin şeyi.”
“Türban ulusal namusumuzdur”
“Diyarbakır Emniyet Müdürü’nün ‘Dağdaki teröristlere ağlamayanlar insan değildir” sözünü destekliyor, takdir ediyorum.”
“BDP’li Gültan Kışanak’a hak veriyorum ben de olsam dağa çıkardım”
“Bizim camiayı iyi tanırım kadına ve paraya düşkündürler.”
“Laik Cumhuriyet miadını doldurmuştur.”
“Bana suikast tertiplediler, kozmik oda aransın.” 
Tüm bu tüyler ürperten söylem ve eylemlere karşı Türkiye’de başta medya, bilim adamları, aydınların gıkı çıkmıyor. Tüm Anayasal kurumlar, Anadolu baroları, sendikalar, “demokrasi, hukuk devleti laik Cumhuriyet’in hazin akıbetini” akıl almaz bir duyarsızlıkla göbeklerini kaşıyarak izliyorlar.
Tüm dünyanın asrın en büyük lideri, mucize adam olarak belirlediği Atatürk’e ve demokrasinin olmazsa olmazı laikliğe, renk, dil, ırk farkı gözetmeksizin vatan ve milletini yüceltmek olan ulusalcılığa karşı çıkmak ruhsal, zihinsel bir sapıklık ya da akıl tutulması değil de nedir?
Türkiye’de meydan bunlara kaldı. Bir Allah’ın kulu çıkıp da “Atatürk olmasaydı bugün ülke sathında ezan sesleri değil çan sesleri duyulacaktı”, “Osmanlı döneminde Müslüman adedi yüzde 65-70 arasında idi. Atatürk döneminde yüzde 85, şimdi yüzde 99,9.” Kimmiş İslam’a hizmet eden.
Dünya üzerinde şeriat ya da din devletiyle kalkınmış adam olmuş bir tek uygar devlete tanık olunuyor mu? “Siz neyin peşindesiniz. Aklınızı mı yitirdiniz?” diye sorgu, sual edemiyor.
Bir rektör Atatürk’ü övdüğü için Türkiye’deki tüm üniversite rektörlerinin onu dışladığını açıklıyor. Bu tüyler ürpertici ithamı yalanlayan bir rektöre de tanık olunmuyor.
168 üniversite rektörü, 114 hukuk fakültesi dekan ve profları cübbelerinden ve öğrencilerinden utanmıyorlar mı?
Tanrı bu ödlek ya da unvan ve para düşkünü çakma, kişiliksiz bilim adamı, aydınlardan ülkemizi korusun.*Kemal Baytaş Sözcü
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Üç Türk Büyüğünün Tarihe Geçen Vecizeleri için yorumlar kapalı
Şub 10

“Hayat bir kendin yap tasarımıdır”

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yaşlı bir marangozun emeklilik zamanı gelmişti. Patronu olan müteahhide, artık işten ayrılmak istediğinden bahsetti. Müteahhide bu iyi adamın ayrılmasına çok üzüldü. Ve ondan son bir ev daha inşa ettikten sonra işi bırakmasını rica etti. Marangoz kabul etti ve işe başladı ama çok isteksizdi. Baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzemeler kullandı. Evi bitirdikten sonra eve bakmaya gelen patronu dış kapının anahtarını marangoza uzattı. Ve “Artık bu ev senin” dedi. “sana benden hediye”
 
Marangoz öylesine şaşırmış ve utanmıştı ki İçinden, “keşke yaptığım evin kendi evim olduğunu bilseydim! Diye geçiriyordu. “Hayat bir kendin yap tasarımıdır” demiş biri. Bu günkü davranış ve seçimlerimiz yarın yaşayacağımız evi kurar.
 
 
Posted in Hikayeler | “Hayat bir kendin yap tasarımıdır” için yorumlar kapalı
Şub 09

Korkunç Plan!

Korkunç Plan 
Terör operasyonuyla birlikte çarpıcı bilgiler 12 Eylül öncesini hatırlatıyor…
 
İSTANBUL başta olmak üzere 7 ilde gerçekleştirilen ve 15’i avukat 95 kişinin gözaltına alındığı DHKP-C operasyonu, örgütün suikast hazırlığında olduğunu ortaya koydu.
 
İddialara göre geçtiğimiz haftalarda yapılan bir operasyonda yakalanan İ.Ö., örgütün, CHP’nin İstanbul’daki bir ilçe başkanına suikast yapacağı bilgisini verildi.
 
İmam da Öldürülecekti
İ.Ö.’ye göre, bu iş için CHP ilçe teşkilatına bir örgüt üyesi yerleştirilecek, başkanın giriş çıkışı da izlenecekti. İ.Ö., CHP’li başkanın ardından Nurtepe’de bir imamın da öldürülmesinin planlandığını öne sürdü. CHP’li başkan öldürüldükten sonra odasına bir MHP bayrağı bırakılacak, bu olayın gerçekleşmesinin ardından da intikam adı altında bazı MHP’li yöneticiler öldürülecekti. Zanlıların bu planı 2006’dan beri uygulamaya koymaya çalıştıkları öğrenildi.
 
İ.Ö. ifadesinde, suikast talimatını veren kişinin de kadın avukat E. olduğunu öne sürdü. Bu gelişmenin ardından Terörle Mücadele ekipleri, geçen hafta başka bir operasyon düzenleyerek suikast hazırlığında olduğu ileri sürülen Ş.K.’yı gözaltına aldı. Ş.K.’nın evinde yapılan aramalarda, 1 adet suikast silahı Glock ele geçirildi.
 
İddialara göre bu kişinin verdiği bilgiler doğrultusunda, avukatların örgüt yöneticisi ve üyesi gibi çalıştıkları bilgilerine ulaşıldı. Bazı avukatların, “Baş manav, manav 1, manav 2, manav 3, hala, yenge ve deniz” gibi kod adları kullandıkları tespit edildi.
 
*sonkale.org 
Posted in Yazılarım | Korkunç Plan! için yorumlar kapalı
Şub 08

Ülküler… Beyinler… Düşünceler…

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ülküler…
Beş bin yıllık tarihle gelecektiler
Umutla ve sabırla yıllarca beklediler
Neme lazımlar…
Bana neler…
Başıboş duygular…
Aklın göz bebeğine
Mil çektiler
 
Beyinler…
Küf tutmuş, eprimiş, çürümüş beyinler
Tükürük kadar değil gerçeğin hokkasında
Birer ceset beyinler kafatasında
İdamlık, kafatası mahkûmu
Kuş beyinler
 
Düşünceler…
Karanlık, karmaşık, bulanık düşünceler
Bazen bir ip cambazı
Bazen bir asi kaçak
Bazen isyankâr
Elinde kanlı bıçak
Çıldıran, kuduran, kof düşünceler
 
 
Posted in Şiirlerim | Ülküler… Beyinler… Düşünceler… için yorumlar kapalı
Şub 07

“Badem Bıyık Düzeni Kurulunca”

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir “badem bıyıklı”, seçimlerde yüksek oy alıp eline devlet gücünü geçirince “diğer badem bıyıklıyı” gözetiyor.
Kayırma ve kollama!
Badem bıyık düzeni kuruldu.
Dost, akraba, kardeş, partidaş, namazdaş, tarikattaş kim varsa; devlet kadrolarına, devlet şirketlerine sokuyorlar.
* * *
AKP Milletvekili ve eski Bakan Nimet Baş’ın kardeşi Hakan Baş:
TRT’ye atandı.
AKP Milletvekili Necdet Ünüvar’ın Kardeşi Hüseyin Ünüvar:
Sağlık Bakanlığı müşaviri oldu.
AKP’li Bakan Bülent Arınç’ın yeğeni İbrahim Arınç:
BOTAŞ’a müdür yardımcısı atandı.
AKP’li Bakan ve şimdiki Meclis Başkanı Cemil Çicek’in oğlu Ahmet Çiçek:
EPDK üyeliğine atandı.
AKP’li Bakan Selma Aliye Kavaf’ın eşi Alaeddin Kavaf:
Enerji Bakanlığı’na bağlı Eti Kimya’nın genel müdürü ve yönetim kurulu başkanlığına atandı.
AKP Milletvekili Fazilet Çığlık’ın eşi Muharrem Çığlık:
Başbakanlık Müşaviri yapıldı.
Başbakan’ı “o bir dahidir” diye anlatan AKP Milletvekili Aşkın Asan’ın eşi Habip Asan: Patent Enstitüsü Başkan Yardımcısı oldu.
AKP Milletvekili Gönül Şahkulubey’in eşi Mahmut Şahkulubey:
Bayındırlık Müşaviri oldu.
AKP eski Enerji Bakanı Hilmi Güler’in baldızı Sema Gezgincan:
Milli Eğitim müşaviri yapılmıştı.
* * *
Bu köşeye sığdıramam.
Liste böyle uzayıp gidiyor.
Son şu haberi de okuyun.
22 gün önce yayınlanmıştı: AKP Milletvekili Bilal Uçar’ın 10 yıllık imam kardeşi Mustafa Uçar, Denizli’nin travertenleriyle dünyaca ünlü turistik beyaz cenneti Pamukkale’de Ören Yerleri Kültür Turizm İşletmesi’ne müdür olarak atandı.
 
*Necati Doğru Sözcü
 
Posted in Gündem | “Badem Bıyık Düzeni Kurulunca” için yorumlar kapalı
Şub 06

Fitneli Sözler

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* Kürt halkının esir durumda yaşadığını öne sürerek, “Biz alimler ve Kürt düşünürleri olarak bu ‘Zulme dur’ demeliyiz… Biz çalışırsak bunu başarabiliriz ve tüm Kürtler olarak özgürlüğümüze kavuşabiliriz”DTK Genel Başkanı Ahmet Türk
 
*“Bizler artık Kürdistan’da bize zulüm edenlere göz yummamalıyız. Türk, Arap ve diğer halkların özgürleşmesi için Kürt halkının özgürleşmesi gerekir. Bir gün mutlak Kürt ve Kürdistan özgür olacaktır” Osman Baydemir
 
* İmralı’da yaptığı görüşmeden sonra “Ağabeyim 2013 yılında serbest kalacak” Mehmet Öcalan
 
 * “Bana kızacaksınız” ama Öcalan’ı TBMM’de göreceğiz”. Mehmet Ali Birand
 
*“Kendi halkını katleden yönetimler meşru değildir. Biz, seni, meşruiyetini tanımıyoruz. Senin Başbakanlığını, zihniyetini tanımıyoruz. Sen kendini ne zannediyorsun? Haddini bileceksin. Senin haddine değil BDP’den hesap sormak.” Selahattin Demirtaş Başbakan’a söylüyor.
 
 * “Yeni anayasada Kürtler için bireysel haklar olacağından söz ediyorlar. Biz de onlara, bireyler olmadığımızı, bir millet olduğumuzu söylüyoruz. Biz bir millette olması gereken hakları istiyoruz. Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye’de umut olmaz. Türkiye’deki bazı Kürtler özerklik istiyor. Mesele şu: 20 milyon Kürt’ten kaç tanesi özerklik talebinde bulunuyor? Bu konu da tartışılmalı. Bana kalırsa Kürtler kendi kaderlerini kendileri tayin etmeliler. İşin başında özerklik istediğimiz doğrudur; ama bugün Türkiye’deki Kürtler, özerkliğin yetersiz olduğunu düşünüyor.” Leyla Zana 

 
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Fitneli Sözler için yorumlar kapalı