Oca 08

Altın Sözler

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* “Problemi yaratan beyinle o problemi çözemezsiniz” Albert Einstein
 
*“Bizim işimiz yaşayan budalalarla” Lenin
 
* Zaloğlu Rüstem Hazreti Ali’ye “Allah sana aslanım dedi, bana bir kedim deseydi, görürdün neler olacağını”.
 
* “Merhamet etmeyene, merhamet edilmez!” Hz. Muhammet
 
* “Nasıl yargılarsan öyle yargılanacaksın.” Hz. İsa
 
* Bir posta pulu gibi olun, hedefe varana kadar gayeye yapışın. Josh Billings
 
* Kriz kelimesi Çince yazılınca iki harften oluşur; biri tehlikeyi, diğeri fırsatı temsil eder.
John F.Kennedy
 
*Meşhur olmak sevdasıyla yanıp tutuşana doğruluk nasip olmaz. İbrahim Edhem Hz.
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Oca 07

Organik Bal

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bal hepimiz için vazgeçilmez besin ve şifa kaynaklarından biridir. Her yaşta insanın beslemede kullanabileceği ideal besin maddesi olan bal vazgeçilemez olmakla birlikte Hakk’ın biz insanlar için en güzel nimetidir. Bu konuda Yeniçağ gazetesi yazarı İsfender Korkmaz şunları anlatmaktadır.
“Kamuoyunda bal konusunda yanlış bir anlayış vardır… Kristalize olan, halk diliyle şekerlenen bala iyi bal gözüyle bakılmıyor. Gerçekte ise tam tersine, iyi ve katkısız bal şekerlenir. Balın kristalleşmesi içindeki dekstrozun tanecikler haline gelmesi sonucu balın akıcılığını az veya çok kaybetmesidir. Bu sonuç balın özelliğidir.
Eğer balı kristalize olarak yemek istemiyorsanız, bal kavanozunu sıcak su dolu kap içine koyun kendiliğinden şekeri çözülecektir. Dikkat edilmesi gereken, balın sıcaklığının 60 dereceyi geçmemesidir. Eğer 60 dereceyi geçerse ve kötü depolama şartları olursa, balın kimyasal yapısı bozulur, zararlı hale gelir.
Söz gelimi, ısıtılınca balın içindeki kimyasallardan diastas sayısı düşmektedir. Diastas sayısının mevzuat değeri, çiçek ballarında en az 8’dir. Bu değerin daha düşük çıkması dolum tesislerinin balı ısıtmasından ileri geliyor. Gerçekte bal petekten süzüldükten sonra, işlemeye gerek kalmadan doğrudan kavanoza konulabilen bir üründür. Fakat bal firmaları, özellikle balın içinde kalmış olan ince petek, polen vs.. leri ince filtreden geçirmek ya da balın donmasını engellemek için genellikle ısı işlemi uyguladıklarından diastas sayısı düşer.
Yine, bal ısıtılınca veya depo şartları kötü olunca içindeki kimyasallardan Hidroksi Metil Furfurol’un değeri artıyor. Bu kimyasalın mevzuat değeri en çok 40’tır. Bal 60 derecenin üstünde ısınırsa veya uzun süreli ısınırsa bu değer artıyor. Bu değerin artması balın besin değerinin düşmesi demektir. Ayrıca bal ısıtılınca, rengi de daha koyu olmaktadır.”
Yeni yılınızın ve her gününüzün bal güzelliğinde, bal tadında olması dileğiyle…
 
Posted in Yazılarım | Organik Bal için yorumlar kapalı
Oca 06

“Şeyini şey ettiğimin şeyi!”

 

 

 

 

 

 

 

“Şeyini şey ettiğimin şeyi!” B.Arınç

Öcalan’ı ve hem de PKK’yı, mağdur ve haklı bir mücadelenin insanları olarak gösterme çalışmaları yoğun bir şekilde sürüyor. Arınç şöyle diyor: “Size üç arkadaştan bahsedeyim; üç kişi Anadolu’dan gelmişler, birisinin adı Durmuş, birisinin adı Yakup, birisinin adı Abdullah. Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nde arkadaşlık yapıyorlar. Lise Ankara’da, Maltepe’de, Demirtepe tarafında bir yerde. Okulun karşısında da yurt var. Anadolu’dan gelen bu öğrenciler bu yurtta bir aradalar. Üçü namaz kılıyorlar, üçü de inançlı insanlar. Çok iyi arkadaşlıkları var, Maltepe Camisi’ne gidiyorlar, ders çalışıyorlar. Hepsi Anadolu’dan gelmiş, ailesinden bu eğitimi almış veya bu gelenekleri yaşatan insanlar. Sonra yıllar geçiyor; bunlardan birisi yurt dışında tahsil yapan, Hukuk’ta okurken benim de bir yıl arkadaşlığımı yapan Durmuş Yılmaz olarak Türkiye’de Merkez Bankası Başkanı oluyor. Uşaklı Durmuş Yılmaz, o üç arkadaştan birisi. İkincisi Yakup İnce, Konya’dan yetişmiş bir mühendis, 30 yıldır Medine-i Münevvere’de mühendis olarak çalışıyor. Üçüncüsü de Abdullah, Abdullah Öcalan. Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nin öğrenci yurdunda, birbirlerini çok seven, namazı beraber kılan, orucu beraber tutan, iftarlara, sahurlara beraber kalkan bu insanların hayatları hangi noktada kesişmiş, hangi noktada ayrılmış. Türkiye’nin son 50-100 yılını bu tablonun içinde görebilirsiniz.”

Hrant Dink’in eşinin; “Bir çocuktan, bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamamız gerekir” sözlerini hatırlatarak “İşte Abdullah Öcalan da öyle, belki bir karanlığın kurbanı olarak bu yollara götürülmüş içinde MİT’in parmağı da olabilecek şekilde şimdi İmralı’da tecritte yaşayan bir insan. Ama bir çocukluğu, bir gençliği var” Bülent Arınç

 

“Apo için hiç kimse 30 bin kişinin katilidir diyemez. Bunun ispatı mümkün değil. Çünkü Apo katil olarak yargılanmadı. Apo ve PKK olayı farklı şekillerde değerlendirilebilir. Güneydoğu’daki olaylardan dolayı Apo ne kadar suçluysa Teoman Koman da o kadar suçludur.” (Arınç’a Teoman Paşa Soruşturması “, Hürriyet, 7 Haziran 2002.) Arınç’ın hakkında bu açıklamasından dolayı soruşturma başlatılıyor. AKP iktidara gelince durduruluyor.

Özetle, Arınç, Türkiye Cumhuriyeti devletinden nefret ediyor.

*Gazetelerden

Posted in Gündem | “Şeyini şey ettiğimin şeyi!” için yorumlar kapalı
Oca 05

“ALDIĞIMIZ FİYATA”

 

1866 Mayıs’ında Girit Rumları (Avrupalılarında teşvikiyle) toplanıp padişah’a bir dilekçe gönderirler. Avrupalı Devletlerin garanti etmiş olduğu ıslahatların yapılmasını isterler. Bab-ı Ali yumuşak davranır; ancak önceden kararlı olan Rumlar Ağustos ayında isyan ederler ve Osmanlı hâkimiyetini tanımadıklarını, Yunanistan’a bağlanmak istediklerini ilan ederler.

Girit’te Hıristiyan ahali dağlara, Müslüman ahali kalelere çekilmeye başlar. Fransa ve Rusya isyanı desteklemekte, İngiltere uygun bulmamaktadır.

Fransa Girit’in artık kangren olduğunu ve kesilip atılmasını, yani Yunanistan’a bırakılmasını ısrarla istemektedir. Keçecizade Fuat Paşa ise, sivilce olduğunu söyler; “Bununla beraber sizde pekala bilirsiniz ki, Girit başımızdır. Baş, hiçbir vakit kesilmez. Başımızı kurtarmak için icabettiği vakit bütün vücudumuzu feda etmek hem hakkımız, hem de vazifemizdir. Biz hak ve vazifemize istimad eden encamı ne olursa olsun her fedakârlığı göze aldırmaya mecburuz”… Sultan Aziz de, Girit’ten vazgeçmeyeceğini; bunun için bir Navarin olması gerektiğini söyler. Avrupa seyahatinde Paris’te Fransız İmparatoru ile görüşürken şöyle der; Girit toprağı Osmanlının kanı ile yoğrulmuştur… Düvel-i Muazzama istifak ederek Yunanistan’a terkini notalarla teklif etseler bile teklifatı meyhumeyi ret ve askerimin son neferine varıncaya kadar cezireye sevk eder ve donanmamdan bir sandal kalıncaya kadar sebat eder ve çaresiz kalınır ise Girit’i o zaman terk ederim.” Bu kararlı tutum müdahaleci Avrupa devletlerini biraz geriletir.

Ömer Paşa Girit’e gönderilir. Asilere büyük darbeler vurur, fakat sonuç alınamaz. 1867’de Sadrazam Ali Paşa bizzat Girit’e gitmeye karar verir. Ali Paşa’da Girit’te kesin netice alamamakla beraber eşkıyanın belini kırar, eşkıyanın ümidi kalmaz. Ali Paşa 1868’de Dersaadet’e döner. Yunanistan’a tahrik ve teşviklerinden ötürü bir kesin uyarı verir. Sekiz gün tanır ve peşinden, Osmanlı donanması Girit’e gidecek yardımları önlemek üzere Yunan sahillerini abluka eder. Eşkıya durumun kötüye gittiğini görünce bir kısmı adadan kaçar. Diğerleri Sultan Aziz’in çıkaracağı affın şümulüne alınır, isyan filen biter. Ancak Girit Osmanlı’ya pahalıya mal olmuştur. Yabancı müdahalelerden ve Devlet-i Aliyye’nin zafiyetlerinden çekinilmektedir. Ve yabancı bir sefirin ALİ Paşa’ya “Bu yeri terk etmeniz gerekse kaça verirsiniz?” diye sorulduğunda, “Aldığımız fiyata!” cevabını vermiştir. Girit’in pahası pek ağırdır.

 

Posted in Hikayeler | “ALDIĞIMIZ FİYATA” için yorumlar kapalı
Oca 04

Caniyi Masumlaştırma Hareketi!

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 Hukukcular niçin sessiz! (K.Ş)
 
Eski Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz diyor ki;
“Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç suç işlemiştir. Suçu ve suçluyu övmüştür. Dağa çıkmak gerektiği yönünde beyanda bulunmuştur. Dağa çıkmak için öncelikle hain olmak gerekir.”
 
“Şimdi bakıyoruz, AKP iktidarı tahmin ediyorum tabana mesaj gönderiyor, terörist başını Müslüman gösteriyor, yarın genel af ilan ettiklerinde ‘Zaten fena çocuk değildi. İyiydi, bir zamanlar iyiydi ama kötü yola düştü’ gibi söylemlerle halkı kandırmaya çalışıyorlar.
Eski Genelkurmay Başkanı ise ‘terörist’ diye içeride. Bunu da halkımızın takdirine bırakıyorum. Çok vahim ve anlaşılmaz bir durum…
İlker Başbuğ’un durumu açısından yapacak bir şey yok. Bunu hiç bir zaman hukuki bir dava olarak görmedim. Siyasi bir davadır bu! Siyasilerin vereceği, mahkemelerin de onların söylemiş olduğu her şeye uyacaklarını tahmin ediyorum. Alacakları ceza da kesinleşecektir. Bunun alt yapısını zaten hazırlıyorlar. Cezalar Yargıtay’da onanacaktır. Ondan sonra af çıkarılacak ve herkes de buna rıza gösterecektir. Af geldikten sonra Türkiye’de buna rıza göstermeyecek bir kesim var. O da şehit aileleridir. Şehit aileleri de bedelli askerlikten alınacak parayla susturulmaya çalışılacaktır.”
Ayrıca;
“Bakanların soruşturulmaları sadece TBMM’ye aittir. Bundan dolayıdır ki; çoğunluğu elinde bulunduran herkes isteği gibi konuşmakta, hiçbir zaman soruşturma açılmamaktadır. Yasama, yürütme, yargı aynı elden kontrol altında bulunmaktadır. Türkiye’de hiçbir Cumhuriyet Savcısının, Başbakan ya da Bakanlarla ilgili soruşturma yapma yetkisi yoktur.
Benim vermiş olduğum bir karar vardı. “Şehit ve kelle” ile ilgili olarak. Başbakan, o zaman Belediye Başkanıydı… Daha önce işlemiş olduğu suçlardan fezleke olabilir… Başbakan iken ya da Bakan iken hiçbir şekilde Cumhuriyet Savcıları işlem yapamıyorlar. Ancak TBMM araştırmasıyla, soruşturmasıyla gündeme gelebilir. Çoğunluk elinizdeyse o da öyle kalıyor.”
 
*Yeniçağ
 
Posted in Yazılarım | Caniyi Masumlaştırma Hareketi! için yorumlar kapalı
Oca 03

RUHUN KUSAR…

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir yaz günüdür..
Sofra kurulmuş, yemek yenilecek vakittir. Her şey hazırdır. Merhum Necip Fazıl Kıskürek masanın üzerindeki içi su dolu ”viski şişesi”ni görünce sorar:
-”Bu ne?”
Cevap verir oğlu:
-”Baba! Soğuk su. Buzdolabına ancak bu şişeleri koyabiliyoruz da!”
İtiraz eder üstad:
-”Olmaz!”
İzaha çalışır oğlu:
-”Baba ‘İnan ki çok iyi temizledik, bol sabun ve kaynar suyla yıkadık!” Üstad yine:
-”Olmaz!” der ve şu ibretli izahı yapar:
-”O hâlde oğlum! Yarın lâzımlık satan bir dükkâna gideceksin ve oradan el değmemiş bir lâzımlık alacaksın. Çorbanı da bu lâzımlıktan içeceksin! İçebilir misin? Elbette içebilirsin. Hiçbir mahzuru da yok. Amma velâkin,mantığın kabul etse de o çorbayı ruhun kusar ….”
 
 
Posted in Fıkralar | RUHUN KUSAR… için yorumlar kapalı
Oca 02

“Fitneli” Sözler

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Bu faşizmi, bu zulmü, bu katliamcı anlayışı yeneceğiz. Ve bu ülkeye özgürlüğü getireceğiz. Halkımız özgür olacak, bunun başka çaresi yok. Herkes bunu böyle bilsin.”
– “Bugün ülke bölünmüştür. Artık emin oldum. 50 bin defa da öldürseniz bu toprakların adı Kürdistan’dır. Bunu basın yazamaz…Selahattin Demirtaş 
 
– “Bakanlar ve milletvekilleri bana can borçludurlar. Eğer o taziyeye inmiş olsalardı şimdi hiçbiri ayakta değillerdi.” Hasip Kaplan
– “Orada köylülerin 3 saat bekletilmesi, Heronların görüntülerinin Ankara’da kontrol edildikten sonra bombalama emri verilmesi bu işin planlı ve taammüden yapıldığının açık kanıtıdır. Ve orada hiçbir canlı bırakmamayı hedefleyen bir saldırıdır.” Hasip Kaplan
 
– “Bütün dünya, Türk devleti, Erdoğan bilsin ki Kürt halkına, baskılarla mücadelesinden geri adım attıramayacaklar.” Ahmet Türk
– “Soykırımdan bahsedenler bu soykırım değilse nedir. Soykırımdan bahsedilen nedir anlatsınlar bana. Sınırda masum köylülerin olduğu bilindiği halde, bombardımana tutularak 35 kişi şehit edildi. Esad’ı, Kaddafi’yi eleştirenlerin bugün yaptıkları, Esad ve Kaddafi’nin yaptıklarını katbekat geçmiştir. Onlar kendi halklarını bombardımana tutmuyorlar. Kaddafi ve Saddam’ı aratmayacak bu soykırım tarihte yerini bulacaktır. Başbakan Erdoğan da soykırımcı Başbakan olarak tarihte yerini alacaktır.” Ahmet Türk
 
* “Yakın gelecekte Barzani, Türk ordusuna meydan okuyacak!” diyen Amerikalı albaya Güneri Civaoğlu’nun, “Barzani’nin tankı mı, topu mu var?” sorusuna verdiği, “Tankı da olacak, topu da” cevabını
 
* “Ben bir tanrıya iman edeceksem kiraz ağaçlarını ve kadın memelerini yarattığı için iman ederim… / Kendi yarattığı kadınları örtülere ve evlere hapseden tanrılarla, savaşları çok ciddiye alan memleketlerle pek ilgim yok benim…”A.Altan (Sanem Altan, “İşte vatanı sattıran o memeler”, Vatan, 20 Mayıs 2012)
 
* “Nasıl ki Sovyetlere karşı Çin kozunu kullanarak Komünist Bloku böldük, onları da aynı şekilde böleceğiz. Kozumuz, güçlü ordusuyla laik Müslüman ülke olan Türkiye! Türkiye, kendi Kürt problemini, kendi payına düşen dilimde Kürdistan diye adlandırılan bir özerk bölge oluşturarak çözecektir” 5 Kasım 2001 tarihinde, The New York Times gazetesinde, Yahudi asıllı gazeteci William Safire’nin yazısından
 
* AKP Şanlıurfa Milletvekili Zeynep Karahan Uslu NTV canlı yayınında “Kadına yönelik şiddet” konusunda konuşurken, sözlerine “Türk kadını” cümlesiyle başladı. Başlamasıyla yüzünün hali değişti. Durgunlaştı. Düşündü. Az önce söylediklerinin pişmanlığı ile bir suç işlemiş tavrıyla sözlerini söyle “düzelttiyor”:
– Türkiye kadını…
 
 
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | “Fitneli” Sözler için yorumlar kapalı
Oca 01

ŞU DÜNYANIN CİLVESİNE BAK HELE!

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Her mevsimde allı pullu süslenir
Uzay denen bir gönülde üslenir
İlkbaharda sevenlere seslenir
Şu dünyanın cilvesine bak hele!
 
Yaz gelince açıldıkça açılır
Yaylalarda kâkülleri saçılır
Bu yosmadan bilmem, nasıl kaçılır
Şu dünyanın cilvesine bak hele!
 
Birde yürekleri yakar, kavurur
Ekin saçlarını yele savurur
Mehtabı, yüreği bir başka vurur
Şu dünyanın cilvesine bak hele!
 
Güz gelince başın, saçın çözüyor
Kışın gelinlikle güvey süzüyor
Altın suda cezp ederek yüzüyor
Şu dünyanın cilvesine bak hele!
 
Gündüzleri sere serpe can yakar
Geceleri bir tül ardından bakar
Samanyolu adlı gerdanlık takar
Şu dünyanın cilvesine bak hele!
 
Posted in Şiirlerim | ŞU DÜNYANIN CİLVESİNE BAK HELE! için yorumlar kapalı
Ara 31

Yeni Yılınız Kutlu Olsun!

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yeni yılın necip Türk Milletine, hepinize mutlu,sağlıklı ve huzur dolu günler getirmesini dilerim.
Sağduyu aklın kapısıdır. Bu kapı kuşkulu ve olumsuz fikirlerin içeri girmesine de dışarı çıkmasına da engel olmalıdır, olacaktır.  
Herkesin bildiği gibi hiçbir şey yapmayan insan hiç hata yapmaz. 2013 yılında hata yapma pahasına başarılarınızın devamlı,hatalarınızın az olması dileğiyle mutlu yıllar diliyorum.
Sahip olduklarımızla mutlu yaşamayı öğrenmek bir başarıdır. Gelecek varlığımızı ve düşüncelerimizi geliştirecek, zenginleştirecektir. Bu açıdan yeni yıl geleceğe atılan ilk adım gibidir.  
Bir gül için dikene razı olmak,  ya da dikeni de gülü de reddetmek gülü kaybetmenize sebep olacaktır. Bunun için güle razı olup dikenleri sizleri düşmanlardan koruyan birer mızrak olmasını dileğiyle… 
Dünyada çok şeyi değiştirmek istediğinizden emin olarak yüreğinize inanın diyorum. Yakınlarınıza, dostlarınıza güvenin, sevginize sarılın..  
Armağanını kalbi ile birlikte vermeyen insan makbul değildir. Yeni yıllar Tanrı’nın insanlara armağanlarından sadece biridir. Değerini bilmenizi ve mutluluğa yelken açmanızı diliyorum. MUTLU YILLAR!…
 
 
Posted in Gündem | Yeni Yılınız Kutlu Olsun! için yorumlar kapalı
Ara 30

Bölücü Sözler

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* “Bu tepenin arkası Kürdistan’dır. Bu tarafı da Kürdistan’dır. Ölenler Kürt’tür… Öldürenler Türk savaş uçaklarıdır. Kürdistan yok diye mi bize bu zulüm yapılıyor?.. O zaman Kürt halkının yapması gereken bir şey var… Adı ister özerk, ister federasyon, ister bağımsızlık olsun, Kürt halkı bu eksikliği tamamlamalıdır. Kürt’ün Kürdistan’ı olsaydı, olması gerekirdi, bunun hesabı sorulurdu…
“Bunları kaçakçı ve terörist olarak göstermeye çalışacaklar… Kaçak olan tek bir şey vardır, o da sınırlardır… Burada kaçakçılık yoktur… Roboski (Uludere) bir Kürdistan meselesidir… Roboski’de yapılmak istenen Kürdistan’ın önünü kesmektir… Kürt ulusal ittifakı buna cevap vermelidir…” BDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın Uludere’nin yıldönümüyle ilgili sarf ettiği sözler
 
*  “Yegâne yol, bütün Orta Doğu coğrafyasında, Irak’ta olduğu gibi Türkiye’de de özerk Kürdistan olacaktır. Yegâne yol, bütün Orta Doğu coğrafyasında, Irak’ta olduğu gibi ya da benzeri İran’da da özerk Kürdistan olacaktır, Türkiye’de de özerk Kürdistan olacaktır, Suriye’de de özerk Kürdistan olacaktır. Bunun başka bir yolu yoktur!”  Diyarbakır Belediyesi Başkanı Osman Baydemir
 
* “CHP yöneticisi Mesut Değer’in de katıldığı KDP kurultayında “Kerkük Kürdistan’ındır, bunu tartışmaya dahi açmıyoruz. Birleşik Kürdistan’ı oluşturmak istiyoruz. Kürtler parça parça olamazlar artık. Kürtler tek vücuttur ve dil ekseninde bölünemezler. Çok farklı lehçeler olsa bile, Kürtçe tek dildir” Barzani
 
* “Bu coğrafya, siyasi olarak da tek bir bölge olacak, Türk askeri işgal ettiği Kuzey Kürdistan’dan çekilecektir” Barzani’nin İnternet sitesinde
 
* “Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusu dahil Erzurum’dan Bağdat’a kadar uzanan toprakların tek bir ekonomik bölge olmalıdır.” ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Pearson
 
* “Kürtlerin artık Türkiye’nin her yerinde yaşadığını, bu sebeple yerel düzeydeki çatışmaların artabilecektir.” CIA danışmanı Yahudi kökenli Henri Barkey
Posted in Atasözleri Vecizeler | Bölücü Sözler için yorumlar kapalı