Ara
30
Başbakan’ın kullandığı “Örtülü Ödenek” ten haberiniz var mı?.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Bütçesi’…
CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş millet adına işin peşini bırakmamakta karalı …
İki ay öncesine kadar harcanan parayla 100 hastane, 250 cami, 50 fabrika yapılabilirken, 10 bin aileye de konut sağlanabilir… Gizli hizmet gideri 994 milyon liraya ulaşmış. 2005 yılına göre tam 10 kat artarak neredeyse 1 milyar liraya dayanmış…
Başbakan Erdoğan’ın örtülü ödenekten harcanan paranın kime verildiğini açıklamayabileceğini, ancak hangi alanda kullanıldığını açıklaması gerektiğini belirten Güneş; “çünkü bu ödenek artık bazı Bakanlıkların bütçelerini yakaladı” diyor.
CHP milletvekili Hurşit Güneş’in verdiği bilgilere göre:
* Bu yılın Eylül sonuna kadar 870 milyon lira harcanmış. Örtülü ödenek ilk 9 ay itibarıyla MİT’in bütçesini geçmiş vaziyette.
* Başbakanlığın bütçesine yaklaşılmak üzere…. Koca Başbakanlık bütçesi 1 milyar 83 milyon lira, ilk 9 ayda örtülü ödenekten yapılan harcama başbakanlık bütçesine yaklaşmış, onuncu ayı da eklediğimiz an Başbakanlık bütçesi kadar bir örtülü ödenek çıkıyor ortaya….
* TBMM’nin bütçesi 2012 yılında 610 milyon liraydı, onu geçmiş. Bunlar olağanüstü akıl almaz rakamlar.
Devrildiğinde AKP iktidarının başına bela olacak bir konu. Birçok bakanlık bütçesini geçecek ölçüde bir örtülü ödenek harcaması ilk defa oluyor.
*Hasan Demir Yeniçağ (Yazısından alıntı)
Ara
30
Geçtiğimiz günlerde şehit haberleri yüreklerimizi dağlıyordu!
Hakkari’de üç vatan evladını şehit verdik
Kuzey Irak’ta askerimizin başına çuval geçirildi
Mavi Marmara gemisinde İsrail’in saldırısıyla 9 şehit verdik,
F-4 uçağımız Akdeniz’de düşürüldü iki şehit verdik,
7 Ekim 2007’de Gabar dağında 13 şehit verdik
21 Ekim 2007’de Dağlıca tabur baskınında 12 şehit verdik
27 Temmuz 2008’de İstanbul-Güngören’de bombalı saldırıda biri annesinin karnında 5 çocuk toplam 18 vatandaşı şehit verdik ve 150 vatandaş yaralı.
3 Ekim 2008’de Aktütün karakol baskınında 15 şehit verdik
18 Ekim 2011’de Çukurca’da 26 şehit verdik
14 Temmuz 2011’de Silvan’da 13 şehit verdik
20 Eylül 2011’de Ankara-Kumrular’da bombalı terör saldırısı sonunda 5 vatandaşı şehit verdik
22 Ağustos 2012’de Gaziantep’te bombalı saldırı sonunda 9 vatandaşı şehit verdik.
3 Eylül 2012’de Beytüşşebap şehir merkezine saldırıda 10 şehit verdik
Yunanistan Ege’deki adalarımızı tek tek işgal etti sesimizi çıkarmadık.
Başbakan Tayyip Erdoğan hala Suriye’ye, Esad’a karşı yapmamız gerekenlerden bahsediyor. Ancak terör yuvalarına operasyon düzenlenmiyor.
Yukarıda yüreğim kan ağlayarak yazdıklarım gündeme gelince “İmralı ile görüşülebilir” diyor. Yoksa bütün bunları terör örgütü değil de Suriye mi yapıyor? Açıklarlarsa bilgilenmiş oluruz.
Kan ağlamamak, şaşırmamak mümkün mü?
Ana muhalefet partisi ben daha güzel açılım yaparım havasında. Milliyetçi olduğunu söyleyen parti ise salıdan salıya konuşmakla yetiniyor. Allah Türk Milleti’ne sabır, metanet, irade ve idrak versin!
Ara
29
* “Sovyetlere karşı Çin’i kullandık; Müslümanlara karşı Türkiye’yi kullanalım…” 5 Kasım 2001 tarihinde The New York Times gazetesi William Safire
*“Parti kararının aksi yönde kalkan el kesilir” Burhan Kuzu
*”ABD’nin Irak’ta savaşan kahraman bay ve bayan askerlerin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en az zamanda dönmeleri temennisi ile duacıyız” RTE
*“Türkiye’de devletin temel felsefesi olan Kemalist felsefe temelden değişmeli” 2003 yılında Hollandalı Parlamenter, AB raportörü Arie Oostlander
* Rusya ve Çin hakkında; “Rusya ve Çin bunun bedelini ödemelidir” ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton
* “ABD’nin 21. yüzyıldaki en büyük stratejisi İslam’ı dönüştürme stratejisidir” ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi, Edelman
*”Camileri ahır yaptılar” RTE
*“Parlamenter sistem her türlü sahtekârlığa izin veriyor” Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ
Ara
28
Bartın’da bir anaokulunda öğrencilere yerli malı haftası kapsamında AKP logolu meyve paketleri dağıtıldığı ortaya çıktı.
Kurtkaya’nın ve beraberindeki partililerin çocuklara dağıttığı meyve paketlerinde “AK Parti İl Kadın Kolları” yazdığı ve parti logosunu içeren kartların yer aldığı belirtirken, sonrasında da AKP’lilerin anaokulu öğrencileri, öğretmenleri ve okul müdürü Ali Kadıncı ile hatıra fotoğrafı çektirdikleri bildirildi.
Okul Müdürü Ali Kadıncı, meyve tabakları üzerinde “AK Parti Kadın Kolları ve parti logosunun olduğunun” hatırlatılması üzerine ise “Okulumuzu ziyaret etmek istediklerini söylediler. Bir parti olarak geliyoruz, demediler. Mahallenin bireyleri olarak geldiler” diye konuştu. Okul Müdürü, hatıra fotoğrafında yer almasını ise, “Siz de gelseniz sizinle de fotoğraf çektiririz” diyerek açıkladı. Kadıncı, “MHP, CHP veya başka bir siyasi parti böyle bir izin isteseydi verir miydiniz” sorusuna ise,”Partili olarak müsaade etmedim, izin vermedim” diyerek yanıt verdi.
*sonkale.org
Ara
28
Çağın güneşisin her an şüphesiz
Sen, aydınlatırsın bütün dünyayı
Gelmiş, geçmiş ve gelecek zamanlarda
Sensin, bilim okunun altından yayı
Katrandan karanlıkları yırtar
Keskin bir kılıca benzer ellerin
Cennet yarınları yine müjdeler
Yakuttan görkemli düşüncelerin
Cehaleti mıhlarsın hem de alnından
Kurşundan etkili hür fikirlerin
Lazerden etkili keskin bakışlarınla
Canına okursun tüm zehirlerin
Bu sensin kahraman yiğidim sen
Doğruluğuna aç asıl bu zaman
Haksızlıklar sarmış bütün dünyayı
Senin, adaletine muhtaçtır zaman
Çağın güneşisin her an şüphesiz
Sen, aydınlatırsın bütün dünyayı
Gelmiş, geçmiş ve gelecek zamanlarda
Sensin, bilim okunun altından yayı
Ara
27
Geçtiğimiz günlerde ABD’de bir Amerikalının bir okulu basarak 6-7 yaşındaki masum çocukları acımasızca katletmesi bütün dünyadaki insanları üzmüştür. İnsan olanın, insanlığını yitirmemiş olanın üzülmemesi asla mümkün değildir. Caniliği ancak caniler alkışlar.
Bu vahşet karşısında ABD Başkanı Barak Obama’ da üzüntülerini gizleyememiş ve kameralar karşısında gözyaşlarını tutamayarak ağlamıştır.
ABD Başkanı Obama’nın Irak’ın işgal edildiği dönemde onlarca Müslüman kızın, kadının ırzına geçilmesine; çocuğun, , erkeğin ölmesine karşılık Irak’taki askerlerini “Kahraman” ilan etmişti. Obama’nın ne kadar samimi olduğu(!) bu davranışından anlaşılmaktadır. Acaba “timsah gözyaşları” dedikleri bu mu dur?…
Batı ekonomik sıkıntılarını aşabilmek ve küresel gücünü daim kılabilmek için dünya üzerinde güçlenme eğilimi gösteren, petrol, maden ve su kaynaklarını elinde tutan devletlere-tabiri caizse-çökertmek düşüncesiyle her türlü fitneyi uygulamaktadır.
Libya’da, Suriye’de, Mısır’da, Sudan’da, İran’da ,Afganistan’da v.s. hatta Türkiye’de ne kadar insan ve çocuk ölürse ölsün, yeter ki kendi projeleri (BOP) işlesin!…
Yalnız o çocuklara değil, bütün hepsine ağlayabilmek insanlık gereğidir!
Ara
26
Erzurumlu, İstanbul’da bulunuyormuş bir sebeple. Bir balo davetiyesi vermiş bir dostu. Üstünde “Damsız girilmez” yazılıymış. Erzurumlu okumuş ya bu uyarıyı, bir şey anlamadığı için, hiç ciddiye almamış. Dayanmış balonun kapısına. Kapıdaki görevli “Damsız girilmez efendim, damınızı alın da öyle gelin” deyince, fena şaşırmış Erzurumlu. Nasıl şaşırmasın, Erzurum’da binalara dam derler. “Oğul demiş, benim damlarım Erzurum’da…”
Demiş ya, görevli yine uyarmış: “Beyefendi, ya buradan bir dam bulun, ya da olmaz giremezsiniz”. Eh artık bu kadarı da fazla… Fena celallenmiş dadaş: “Ola ne diyirsen yani! Bir baloya sebep mülk mü satın alak burdan, Erzurum’a gidip ahıra, merege (samanlıka) gındıllik (tekerlek) takıp burya mı getirek!”
Ara
25
Resmi ya da gayri resmi olaylar sonucunda ‘bize ne oluyor’ diye düşündüğünüz çok olmuştur. Olmaması zaten mümkün değildir!… Ülkemizdeki şiddet olayları artarak devam ederken ve buna rağmen siz aklınızı yitirmediyseniz, sinir krizlerine tutulmadıysanız şanslısınız demektir.
32 yıldır terörle uğraşan bir memlekette terörü önlemek için ciddi bir plan ve proje v.s. hazırlanmayışı, ‘akil adamlar’ denilerek toplanan kişilerin birilerinin fikirlerini finansa etmekle meşgul olduğu, medyayı takip eden herkes tarafından bilinmektedir.
Onlarca şehit gelirken, pek çok olayda insanımızın canına, kanına kastedilirken, kadınlarımız öldürülürken, dijital bahanelerle hükümet tarafından ‘Genel Kurmay Başkanı’ olarak atanan ve hükümetle ‘Millî Güvenlik toplantıları’ yapılan ‘Genel Kurmay Başkanı ‘tutuklanırken sevgili vatandaşa sana cinnetin adresi tarif edilmektedir.
Evinizden sokağa çıktığınız andan itibaren olumsuzluklarla yüz yüzesiniz demektir. ‘Ya havle’ çekmeden eve dönme ise gerçekten çok zor.
Yargıya başvurmayı düşündüğünüzde ise bu günkü adaletin şöhreti sizi engelleyecektir.
Bütün bunlara rağmen ‘enayi ya da avanak’ olmamak için ‘işini bilenlerden olmak’ en popüler davranışlardan biri olmaya devam ediyor. Haydi hayırlısı!…
Benzer olayların yaşandığı birçok ülkede sorumlular istifayı etmekte bu davranışı bir erdem olarak uygulamaktadırlar. ‘Enayiler… Enayiliklerine doymasınlar!…’ mı diyelim?
Ara
24
* “ İnsanların büyük çoğunluğu henüz bağımsız, akli, nesnel olma olgunluğuna ulaşmış değildir. Bu insanlar, insanın tek başına olduğu, insanın kendinden başka yaşama anlam veren hiçbir otoritenin bulunmadığı gerçeğine dayanabilmek için, mitlere ve putlara ihtiyaç duyarlar.” Fromm
* “İşleyebileceğiniz en büyük günah, başkasından nefret etmek değil, ona kayıtsız kalmaktır. İnsanlık dışı olmanın özü nefret değil kayıtsızlıktır.” George Bernard Shaw
* “İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama her zaman insan olabilirler.” Benjamin Franklin
* Şemsi Tebrizi’ye âlimin biri gelir, “Ben” der, “Allah’ın varlığını bin delille ispat edebiliyorum” Tebrizi öfkelenir, “Be salak” der, “Sen bin delille Allah’ı ispat etmesen de Allah’ın varlığı bir gerçek. Sen yiğitsen kulluğunu ispat et!”
*ABD Başkanı Ronald Reagan’ın hukuk danışmanlığını yapan Bruce Fein, “Beyaz Saray araştırma yaptı, Ermenilerin iki milyon Müslüman Osmanlı’yı katlettiği ortaya çıktı…” dedi.
*Bana Kelimelerle Anlatılmayan Fedakarlık ve Karşılıksız Sevgiyi Tarif Et Deseler Herhalde Sadece ”Annem” Derim..
Ara
23

“Bana ayıplarımı söylene kimse, Allah’ın(CC) rahmetine kavuşsun.” Hz. Ömer
Meşhur filozof Aristo’nun bilgin bir kızı varmış. Yüzden fazla kitap yazdığı ve Eflatun’un derslerine yirmi seneden fazla devam ettiği söylenen bu hanıma;”Kadınlarda en güzel ve sevilecek şey nedir ?” diye sormuşlar. O da verdiği cevapta: “Utanma duygusundan ötürü yüzde beliren kırmızılıktır!” demiş.
Bir ağacın üzerinde kabuğu bulunduğu sürece ağaç canlıdır, tazedir. Kabuğu soyulunca kısa zamanda o ağaç ölür. Birçokları utanma duygusunu ağacın kabuğuna benzetirler.
Dinimizde ise hayâ kelimesi ile anlatılan utanma duygusu, bir insanın en değerli varlıklarından biridir. Hayâ duygusunu bir yana atarak dilediğince yaşamaya kalkışanlar, kendilerine acaba nasıl bir değer kazandırıyorlar! Daha doğrusu nasıl bir değer ve üstünlüğe sahip olduklarını zannediyorlar! Hele bir kadın gümüş adını bakır etmemeli, kendisinin en tabi süsü olan utanma duygusundan asla kurtulmaya kalkmamalıdır. Sevgili Peygamberimizin “Hayâ imandandır” buyurduğunu, bizi hayâlı olmaya teşvik ettiğini hadislerinden bilmekteyiz. Hayâlı olmamızı Allah (CC) istediği için, bu duyguyu sevmeli ve benimsemeliyiz.
Her şeyde bir zarı vardır. Perdesiz(zarsız) bir varlık çabucak çürür, bozulur ve yok olur. İnsanın perdesi (zarı) utanma duygusudur. Ancak o duygudur ki insanı şerefli kılar. (K.Ş)