Mar 21

İmralı Neyin Süreci?

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 Bugünkü  iktidar Ümraniye, Balyoz v.s bahane ederek Türk milletinin askere olan güvenini bitirmeye çalışıyorlar. Başbakan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve bunu fırsat bilen BDP (“Barış Düşmanı Parti”) mensupları da konuşmalarında askeri itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.. AKP’li de buna katılıyor. AKP’li de, BDP’li de, terörist de aynı şekilde ifadeler sarf ediyorlar. Bu ifadeler Türk askerini yaralıyor, Türk milletini yaralıyor. Tanıdığımız Türk milleti buna sessiz kalmayacaktır.
 
Cumhurbaşkanı’nın sözde Ermeni ve Süryani soykırımını kabul eden İsveç’e hem de sözde soykırımın kabul edildiği gün gitmesi, nişanlarını takması, övgüler yağdırması neyin nesidir.
O İsveç ki; “saf bir ırk” yaratabilmek için İsveç Irksal Biyoloji Enstitüsü’nü kurmuş Vikinglerin torunları mert, kahraman, mücadeleci! Öyle mi?
Sayın Cumhurbaşkanı,
Size Vikinglerin,
Yasa çıkarıp 40 yılda 62 bin kişiyi kısırlaştırdığını
Sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli mükemmel ırka zeval gelmesin diye; melezlerin, düşük zekâlıların, sakatların kökünü kuruttuğunu,
Samileri imha metotlarıyla Hitler’e rahmet okuttuğunu, hatırlatan olmadı mı?
 
Sayın Cumhurbaşkanı “Ümit ederiz ki, bunlar Türkiye’nin milli birliğini, bütünlüğünü, üniter yapısını hiçbir şekilde zaafa uğratmayacak şekilde neticelenir” dediğiniz için CHP’li, MHP’li Milletvekilleri sizi tenkit ederek “süreci BDP ile terör örgütünün iradesi yürütüyor” iddiasında bulunmuşlardır?
O halde “İmralı süreci” dedikleri sürecin terör örgütünün “samimiyetine(!) dürüstlüğüne(!)” havale edildiği doğru mudur?
 
zeytinburnu-mansettt
 
21 Mart yaklaştığı için Nevruza gelelim; Nevruz asırlar öncesinden Türk dünyasına mal olan bir Türk bayramıdır. Her yıl Türk dünyasında uyanış bayramı olarak kutlanmaktadır. BDP ile terör örgütünün Nevruz’u etnik ve ayrıştırıcı amaçla kullanması, kullanmak istemesi bu gerçeği asla değiştirmez, değiştiremez. Siyasi iktidarın sağladığı imkânlarla Nevruz, terör örgütünün, onun elebaşlarının, uzantılarının siyasi söylemlerine alet edilmektedir. Bunları böyle yaptıran siyasi iktidardır. İnanıyorum ki necip Türk milleti eninde sonunda bunu görecek, günü geldiğinde hesabını soracaktır!
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , | İmralı Neyin Süreci? için yorumlar kapalı
Mar 20

Çanakkale İçin Söylenenler

images

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
M. Kemal ATATÜRK
 
“Harpte iki meş’um (uğursuz) şey vardır. Bunlardan biri taş duvara körükörüne yüklenmek, diğeri kuvvetleri birtakım ayrı ve bağlantısız harekata dağıtıp körletmektir. Biz bu iki ahmaklığı yapmanın tehlikesiyle karşı karşıyayız.”
İngiliz Başbakanı Asquith
 
“Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”
Churchill
 
“Avrupa’da hiçbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum, Türklierle mukayese edilebilsin. Almanların müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir. Fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas edilemez. Misal olarak Gelibolu’yu zikretmek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı. Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi. Halbuki, Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar.”
General Tawshend
 
“Çanakkale Seferi, Türk milletinin eski kudret ve kuvvetini muhafaza ettiğini, can çekişen bir imparatorluk içinde kahraman bir milletin varlığını meydana koydu.”
General Fahri BELEN
 
““… Türk askerinin savaş ve dövüş hususunda haiz bulunduğu evsafın bidayette layikiyle takdir edilmemiş olması, Ingilizler için felaket olmuştur…. Türk askerinin ne yaman muharip olduğunu, Ingilizler kendileriyle dövüştükten sonra bittecrübe anlamışlardır.”
Ingiliz Generali Oglander
 
“Çanakkale Savaşları, modern savaş tarihinde birleşik kara ve deniz savaşlarımn başlangıcı ve ilk örneğidir.”
Japon Prof. Dr. Em. Krg. Hideo MIKI
 
“Çanakkale Müharebelerinde Türk ordusunun başında daha başlangıçtan itibaren orayı, üç kez ve yalnız kendi inisiyatifiyle kurtarmış olan Türk Başbuğu (Atatürk) bulunmuş olsaydı, bu gün tarih, bir Çanakkale Savaşı yerine, karaya ayak basmasıyla beraber, akim kalan bir Çanakkale teşebbüsünden bahsederdi.”
M. Şevki YAZMAN
 
18 Martta mağlup olduk. Bu bapta tevile felana (başka anlam vermeye falan) hacet yoktur.”
İngiliz Yazar Ellis Ashmit BARTLETT
 
“Çanakkale müdafaası, üç mucizeler muharebesidir Hali kurtardı; maziye hamaset ve azametini iade etti; vatanımızı bir vatanı ebedi yaptı.”
Sami Paşazade Sezai
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | Çanakkale İçin Söylenenler için yorumlar kapalı
Mar 20

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Her ferdi kurban olur ovasına, dağına
Selam durur kâinat o kutsal bayrağına
Kanla yazdı şehitler bu vatan toprağına
Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!
 
Bu, kahraman bir ırkın, bir dinin ordusudur
Asırlara hükmeder, zalimin korkusudur
Cephede bile olsa barışların usudur
Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!
 
Garbın tüm cellâtları ordular kurdursa da
Silahları kuşanıp ırkıma saldırsa da
Beynime, yüreğime mermiler yağdırsa da
Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!
 
Hindu’su, Anzak’ı, yamyamı yurda doldu
Vatan ve bayrak için binlerce güneş soldu
Bu, imanlı göğsünde çelikler tuz-buz oldu
Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!
 
“Her an için cephede ölüm muhakkak, gerçek
Kimisi Kur-an okur, kimi dua ederek
Kimisi de bir yandan tekbirler getirerek” (*)
Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!
 
Dalgalanır her şafak bu bayrak asla inmez
Beş vakitte okunan bu ezanlar hiç dinmez
Ölü değil şehitler, şehitler asla ölmez
Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!
 
Çanakkale namustur, şereftir, ırka şandır
Bu vatan toprağına ekilen nice candır
Tarihin kaydettiği zafer dolu destandır
Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!
 
Geçilir elbet candan, seven yardan geçilir
Cehennemi andıran kızıl hardan geçilir
Vatan toprağı hariç her diyardan geçilir
Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!
 
(*)Çanakkale Savaşında Mustafa Kemal tarafından
söylenmiştir.
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | ÇANAKKALE GEÇİLMEZ! için yorumlar kapalı
Mar 19

BAŞIMI KIBLEYE DOĞRU ÇEVİR…

indir (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
3. Tümen 64. Alay 1. Bölük eri Mehmet, eniştesi recep’i çalılıkların üzerinde iki ayağı da kopuk vaziyette görünce ağlamaya başlar. Recep “Neden ağlıyorsun? Allah’ın verdiğine merhaba. O’nun emrine karşı gelinmez. Artık elden bir şey gelmez. Sen sağ kalırsan anamın elini benim için de öp. Sütünü helal etsin. Şimdi başımı kıbleye doğru çevir.” Dedi ve ruhunu teslim etti. Süngü hücumu başlamıştı Mehmet daha yerinden kalkamadan arkadaşı Halil yere düştü. Bu kez Halil “Ahretlik, ölüm yaklaştı. Beni buraya ellerinle göm. Üzerimde savaşınız ki, ayak seslerinizi ve Allah Allah diye bağırışlarınızı duyayım.” Dedi ve sonra da ruhunu teslim etti.
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | BAŞIMI KIBLEYE DOĞRU ÇEVİR… için yorumlar kapalı
Mar 18

AB RESMEN SEVR İSTEDİ…

akpliler-sevrle-gururlandi..-0210121200_m
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Tarih 24 Şubat 2005,
Türkiye-AB Karma Parlamento toplantısında Fransız milletvekili Jacgues Toubon (Okunuşu: Jak Düon) “Türkiye Sevr’i kabul etmelidir!” dedi.
Rum milletvekili Marios Matsakis de, Türkiye Ermenilere, Rumlara ve Kürtlere soykırım uyguladı” diyerek, Toubon ile aynı görüşte birleşti. Böylece soykırım yalanlarına ilk kez “Kürt soykırımı” yalanı da eklenmiş oldu.
Avrupa Birliği resmi toplantısının basına kapalı bölümünde konuşan iki AB milletvekiline, toplantıda bulunan CHP milletvekili Şükrü Elekdağ ve Türkiye’nin AB Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Demiralp sert tepki gösterdi.
 
“PARÇALAMA GAYRETİ VAR”…
 
AB’nin her isteğine “evet” diyen AKP Hükümeti’nin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan, bir buçuk ay sonra,16 Nisan 2005’te, toplumun hiç alışık olmadığı bir tepki verdi:
“Dayatmalar olduğu doğrudur. Hatta parçalamaya yönelik gayretler içerisinde tezler önümüze geliyor.”
 
“ALLAH BELANI VERSİN”…
 
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün tepkisi ise 2 ay sonra geldi. Çok sıkı bir AB taraftarı ve savunucusu olan Gül, şöyle demek zorunda kaldı:
“Allah belanı versin, dedirtmek istiyorlar!..”
Gül’e göre, AB konusunda karşımızda iki çevre var:
“Birinci gruptakiler bize ‘Allah belanı versin’ dedirtmek istiyor. İkinci gruptakiler de fırsattan istifade her şeyi sokuşturmak istiyor. Oysa biz AB yolunda üzerimize düşeni yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz.”
“AB perest” sözde aydınlar ise, bu istek karşısında “sessiz” kaldılar! Ama Türk halkı onların ne “düşündüğünü” geçmişten bu yana biliyordu… Devleti ve ülkeyi korur gibi gözüken Damat Ferit, Sevr Antlaşması’nı imzalamanın kaçınılmaz olduğunu düşünüyor ve bunu “millî çıkarımız”(!) olarak gösteriyordu:
“Kimdir ki, bugün cesaret edip de ‘bu devlet mahvolsun’ diyecek?
…Kuvvetli ellere düştük. İmza etmezsek dünkü tebaamız olan Yunanlılar işgal edecekler. İmza edersek, Yunan askeri gelmeyecek. Hep birden elbirliği ile çalışarak Anadolu’da isyanı (Yunan işgalini değil, millî direnişi kastediyor) bastıralım ve hemen de Cenabı Haktan ümit ederim ki bastırırız. Hiç değilse, böyle bir ümit kapısı açık bulunur.”
Daha sonra İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturacak olan “Ermeni’den çok Ermeni, bir Frenk’ten çok Frenklik eden” gazeteci Ali Kemal de Sevr’i savunmanın ötesine geçiyor, karşı çıkan milliyetçilere “Zirzoplar!” diyordu:
“Haydutların işi gücü savaş… Ellerinde derme çatma bir ordu, birkaç tane de düzmece kahraman. Dövüşüp duruyorlar. Hükümet ölçmüş, biçmiş, uygun görmüş, Sevr Antlaşması’nı imzalamış. Size ne oluyor, a zirzoplar? Öğrendiğime göre, Londra’da çocuk gibi, ‘İzmir’i isteriz, Edirne’yi isteriz,’hatta ‘Tam bağımsızlık isteriz’ diye tutturmuşlar. Mihran (odasındaki Ermeni konuklardan biri)bunlar çılgın!”
Milliyetçilerin telgraflarını engelleyen, hatta gizli şifreleri ele geçirmeye çalışan Posta- Telgraf Genel Müdürü, gazeteci-yazar Refik Halit (Karay)’da, şöyle yazıyordu:
“..Bir patırtı, bir gürültü. Beyannameler, telgraflar… Sanki bi şeyler oluyor, bir şeyler olacak… Ayol şuracıkta her işimiz, her kuvvetimiz meydanda. Dört tarafımız açık. Dünya vaziyetimizi biliyor. Hülyanın, blöfün sırası mı? Hangi örgüt, hangi kuvvet, hangi kahraman?
Hülyanın bu derecesine, uydurmasyonun bu şekline ben de dayanamayacağım. Bari Kavuklu gibi ben de sorayım:
—Kuzum Mustafa (Kemal), sen deli misin?
Refik Halit (Karay), daha sonra itirafta bulunarak “Bu kadar yanılmamam lazımdı” diyecektir.
 
  
 
*Hulki Cevizoğlu’nun “İşgal ve Direniş 1919 ve Bugün” adlı kitabından
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | AB RESMEN SEVR İSTEDİ… için yorumlar kapalı
Mar 18

Çanakkale Savaşları

indir (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çanakkale Savaşı, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir.[9] İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti konumundaki İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya’yla güvenli bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı’na girmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Savaş sonucundan iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.
Osmanlı İmparatorluğu, Almanya’nın Rusya’ya savaş ilan ettiğı 1 Ağustos 1914’ün hemen ertesi günü, Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamıştır. Bu antlaşma, İmparatorluk’un eninde sonunda Almanya’nın ana gücü oluşturduğu İttifak Devletleri safında fiilen savaşa gireceği anlamına gelmektedir. Enver Paşa, fiilen savaşa girmeyi, seferberliğin tamamlanmamış olması ve Çanakkale Boğazı savunmasının tamamlanmaması gibi gerekçelerle ertelemeye çalışmıştır. Ancak Almanya, bir an önce savaşa fiilen girilmesi için baskılarını sürdürmüştür. Bu baskılar, Akdeniz’de İngiliz donanması önünden çekilen Goeben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul’a gelmesiyle bir oldu bittiye getirilmişti. Daha sonra Osmanlı Donanması’na bağlı bir grup gemiyle Karadeniz’e açılan bu gemiler 27 Ekim 1914 tarihinde Rus limanlarını bombalayınca Rusya, Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etmiştir.
Birleşik Krallık Donanma Bakanı Winston Churchill, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı’nın donanmayla geçilerek İstanbul’un işgalini öngören bir planı Başbakan Herbert Asquith’e vermiştir. Plan, çeşitli evrelerden geçerek uygulamaya kondu ve Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanmanın Boğaz’a geniş çaplı ilk saldırıları 1915 Şubat ayında başlatıldı. En güçlü saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma ağır kayıplara uğradı ve deniz harekatından vaz geçilmek zorunda kalındı.
Deniz harekatıyla İstanbul’a ulaşılamayacağı anlaşılınca bir kara harekatıyla Çanakkale Boğazı’ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planı gündeme getirilmiştir. Bu plan çerçevesinde hazırlanan İngiliz ve Fransız kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadası’nın güneyinde beş noktada karaya çıkarılmıştır. İngiliz ve Fransız çıkarma kuvvetleri her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşları oluşturmayı başardılarsa da Osmanlı kuvvetlerinin inatçı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda Gelibolu Yarımadası’nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye edilmek için Arıburnu’nun kuzeyinde Suvla Koyu’na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma yapılmıştır. Ancak 9 Ağustos’ta Kurmay Albay Mustafa Kemal’in Birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen karşı taarruzunda İngiliz Komutanlığı ihtiyat tümenini ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmiştir. Mustafa Kemal ertesi gün Kocaçimentepe – Conk Bayırı hattında yeni bir karşı taarruz gerçekleştirmişti, bu hattaki Anzak birliklerini de geri atmıştır. İngiliz ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise Osmanlı savunmasını aşamamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonrasında İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde tahliye etmiştir.
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Çanakkale Savaşları için yorumlar kapalı
Mar 17

Domaniçli Habibe…

DOMANİÇLİ HABİBE

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir Yunan fırkası, Bursa’nın Gemlik Kazası’ndan geçti. Domaniç’ten, Sultan Dağları’ndan Kütahya üzerine doğru yürüdü. Karargâh Kumandanı Nâzım Bey şehit oldu. İnegöl halkı yediden yetmişine kadar düşmana karşı koymaya hazır. Silah bulamayanlar, taş, odun, demir parçalarıyla vatanı korumaya gidiyorlar!..
 
O sırada Domaniç Dağları’nın bu yiğit kadını da 20 yıl boyunca bütün bir gençliğini harcayarak yetiştirdiği oğlunun eline silahını veriyor. Ona aşıladığı vatan sevgisinden emin bir halde göğsünü gere, gere, İnegöl’e düş
manın karşısına gönderiyor.
 
Lâkin gel gör ki; dağdan inen bu saf köylü çocuğu, bize hıyânet eden bir jandarma onbaşısının oyuncağı oluyor. Yaptığı işin kötülüğünü fark etmeden düşmana haber taşıyor.
 
Bir gün, köyünde oğlunu, yurdunun kurtuluşu için dua ederek bekleyen bu talihsiz anaya, uğursuz bir haber veriyorlar:
 
” – Oğlun düşmana casusluk etti!”
 
Kadın bir an duraklamadan silahlarını kuşanarak atına binip yola düşüyor. Kuytu ormanlar, yalçın kayalar aşarak bir yıldırım hızı ile İnegöl’e iniyor. Aldığı adrese göre oğlunun bulunduğu yere varıyor. Kendisini görmek üzere geldiğini söylüyor.
 
Az sonra anasının gelişine sevinen genç, elini öpmek için koşa, koşa yaklaşırken atının üstünde dimdik bekleyen kadın, kara feracesinin yenine sakladığı silâhı çekerek tek kurşunla onu toprağa seriyor. Ve atın başını çevirerek arkasına bakmadan, bir kasırga hızıyla dönüp kayboluyor.”
 
 
Kaynak- Şükûfe Nihal’in “Domaniç Dağları’nın Yolcusu – Bir Yurt Gecesi” isimli eseri.
* http://nacipuskulcu.blogspot.com/2010/03/domanicli-habibe.html
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Domaniçli Habibe… için yorumlar kapalı
Mar 16

Bu garip kuşların da hayatlarını bağışladınız!

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu da, bir başka dalkavukluk hikâyesi: Ava olan merakı kadar
atıcılıktaki beceriksizliği ile de meşhur padişah günün birinde sürek avına
çıkmış. İleride havalanmış bir ördek sürüsü görmüş, hemen tüfeğini kapmış,
nişan alıp tetiğe basmış ama karavana! Sürü, tek bir noksan bile vermeden kanat
çırpmaya devam etmiş… Padişahın her an yanı başında duran dalkavuğu fırsatı
kaçırır mı? Hemen el kavuşturup boyun bükerek “Aman hünkârım!” demiş;
“Bu garip kuşların da hayatlarını bağışladınız!”… (Dalkavukluk
tarih boyunca işte böyle zarif, nükte ile dolu ve hem hazırcevaplık, hem de
parlak zekâ gerektiren bir meslek olmuştur. Bu özelliklere sahip olmayanlara,
yani “İddia ediyorum, Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra partide en güçlü
lider sayın Kılıçdaroğlu’dur” gibisinden bir söz edip ardından
“İnönü’den, Ecevit’ten ve Baykal’dan da güçlüdür” diyerek tüy
dikenler dalkavuk falan değil, eski tâbiri ile “kâselîs”dirIer.
 
“Kâselîs: Farsça birleşik sözcük; çanak yalayıcı, dalkavuk anlamında. Asıl yazılışı kâse-lîs şeklinde. Çoğulu kase – lisan’dır ki pek kullanılmaz.
 
*sonkale.org Murat Bardakçı
 
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Bu garip kuşların da hayatlarını bağışladınız! için yorumlar kapalı
Mar 15

Selam Size!

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Gönülleri sonsuz bir sabır gölü
Görenler sanıyor şakayık gülü
Sevenlerin kardeleni, sümbülü
Selam size;
Şifa hanesinde harman olanlar
Her türlü dertlere derman olanlar
 
Hastalığa müdahale anında
Huri, melek az kalıyor yanında
Altın, zümrüt, inci cevher kanında
Selam size;
Şifa hanesinde harman olanlar
Her türlü dertlere derman olanlar
 
Abidler safında en nurlu kişi
Size vermiş Lokman Hekim bu işi
Gözümde Ferhat’ın dağlar delişi
Selam size;
Şifa hanesinde harman olanlar
Her türlü dertlere derman olanlar
 
Olmasın yanlışlık, eksiklik kovun
Gönül incitmeyin okşayın ovun
Övün ey yüreğim daima övün
Selam size;
Şifa hanesinde harman olanlar
Her türlü dertlere derman olanlar
 
Hastalığı tutan eleksiniz siz
Mikroplara karşı yeleksiniz siz
Bugün de, yarın da meleksiniz siz
Selam size;
Şifa hanesinde harman olanlar
Her türlü dertlere derman olanlar
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Selam Size! için yorumlar kapalı
Mar 14

14 Mart Tıp Bayramı Kutlu Olsun

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bütün doktor ve sağlık çalışanlarımın Tıp Bayramını yürekten kutlar, bizleri sağlığımıza kavuşturmak için gösterdikleri gayretten dolayı takdir ve teşekkürlerimi sunarım.
 
14 Mart 1827’de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet’in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacıbaşı Konağı’nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye’de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, “Tıp Bayramı” olarak kutlanmaktadır.
İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart’ında işgal altındaki İstanbul’da gerçekleşmiştir. O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran’ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır.
1929-1937 yılları arasında 12 Mayıs günü Tıp Bayramı olarak kutlandı. Bu tarih, Bursa’daki Yıldırım Darüşşifası’nda ilk Türkçe tıp derslerinin başladığı tarih olarak kabul edildiği için Tıp Bayramı yapıldı. Ancak zamanla bu uygulamadan vazgeçildi, yeniden 14 Mart Tıp Bayramı oldu. 1976’dan bu yana 14 Mart’ın geçtiği hafta Tıp Haftası olarak kutlanmaya başlandı.
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | 14 Mart Tıp Bayramı Kutlu Olsun için yorumlar kapalı