Yüzyıl öncesini düşünmelidir akıl. Hele ki; devlet yönetimi gibi yüksek sorumluluğu varsa kişinin… Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı ile birlikte sınırları içerisinde bulunan bütün etnik ırklar ayrılmış devlet kurmuşlardır. Sadece Türkler Osmanlı bakiyesi toprakları korumak uğruna çöllerde şehit olmuşlar, her yerde adeta soykırıma uğramışlardır. Çünkü Osmanlı yönetiminde Türkler görevlendirilmemiştir. Osmanlı’da Türk, “Edrakı bi idrak” (idraksiz Türk) olarak ifade edilmekteydi.
Evet, yüzyıl önce Anadolu’da bir Ermeni devleti kurmak isteyen batılı devletler (ABD, İngiltere, Fransız vb.) Anadolu’ yu kan gölüne çevirdiler. Türkler kanı, canı pahasına Atatürk’ün önderliğinde kahramanca direnerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ ini kurdu.
Birinci Dünya Savaşında “hasta adam, tükendi, bitti, silahları yok, aç sefil bıraktık” dedikleri ve Orta Asya’ya sürmek istedikleri Türklerin bu zaferini asla kabul edemediler.
Atatürk’ün “Misakı Millî” olarak işaret ettiği Musul, Kerkük konusu gündeme geldiğinde sahte şeyhlerle, aşiret ağalarını kullanarak Türkiye’de ayaklanmalar çıkaran emperyalistler Türkmenlerin yaşadığı bu yerleri Türkiye’nin elinden aldılar.
Meşhur “Hizmet Hareketi” dedikleri siyasal İslamcı paralel yapı dinci anlayış yüzünden devleti ele geçirmek isteyen FETÖ kalkışmasını yaşadık. Hoca Efendimiz diye öven siyasiler müthiş bir dönüş yaparak hepsi de masumluk maskesini takınıverdiler… Türkiye Cumhuriyeti’nin kozmik odasına girilerek bütün gizli devlet projeleri ifşa edildi. Şerefli Türk ordusunun Genel Kurmay Başkanı terör örgütü lideri iddiasıyla tutuklandı. Generallerinin pek çoğu tutuklandı. Şanlı Türk tarihinin efsane destanı “ERGENEKON” adı kullanılarak “FETÖ” kumpasları ile TSK’nin subay kadrosu tasfiye edildi.
Gelelim bugüne. Bugün Atatürk’ün övgü ile ifade ettiği “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!” yazısı her yerden kaldırıldı. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri okutulan “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” ifadesini içine sindiremeyenler eliyle ANDIMIZ yasaklandı. Hatta Anayasa’dan Türk’ün çıkarılması bile konuşulur tartışılır duruma geldi. Ayrıca okul kitaplarından Atatürk ve millî konular tamamen çıkartıldı. Arif Nihat Asya’nın “BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR” şiiri yasaklandı.
Ben Türk’üm diyen bir kişinin Güney Doğu Anadolu bölgesine giderek yerleşmesi, bir işle meşgul olması mümkün değildir? Kürt sorunu var diyen dönmeler Türk’ü orada barındırmazlar. Ama ben Kürt’üm diyenlerin hepsi de Türkiye’nin her yerinde her türlü haktan yararlanmaktadırlar. Bütün şehirlerde çalışmaktalar. Hatta milletvekili, Cumhurbaşkanı, Vali, Kaymakam, doktor, mühendis, öğretmen vb. olabilmekteler.
TÜRKİYE’DE TÜRK SORUNU VAR, “KÜRT SORUNU” YOK.