“Üç maymun”
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit atarken eski hamam içinde; bir dağın, bir yamacında, zeki bir maymun kral, bir diğer yamacında ise şeytan yaşamaktaymış. Maymun krallığı bir gün felakete uğrarsa, bu, şeytanın görüldüğü günmüş; yani krallığın ancak bu şekilde lanetleneceğine inanılıyormuş…
Kralın üç danışman maymunu varmış. İşgüzarlık bu ya! Bir gün, biricik kralları için, dağ yamaçlarında, nadide çiçekler aramaya başlamışlar… Maksat, memnun edebilmekmiş…
Ne gelirse meraktan… Çalıları aralayıp baktıklarında şeytanla yüz yüze gelmişler. Nasıl çığlık ama! Şeytan ürkütmüş bunları…
3 ayrı davranış
Birincisi görmemek için gözlerini kapamış ama şeytanın sesini işitmiş, ikincisi kulaklarını kapamış ama o da şeytanı görmüş, üçüncüsü ise… Hiçbir şey yapamamış, şeytanı hem görmüş hem de sesini işitmiş. Fakat bu lanetleyici vaziyetten kimseye bahsetmemek için ağzını kapamış, âdeta dilini yutmuş…
Maymunlar, gördükleri ilk ağacın gölgesinde almışlar soluğu; gizlenmişler. Can tatlı ya! Bekleyiş saatlerce sürmüş. Tir tir titriyorlarmış…
Söz vermişler birbirlerine; krallarını ve halklarını tehlikeye atmamak için ellerini kapattıkları yerlerden çekmeyeceklermiş…
Görmedim, işitmedim, bilmiyorum!
“Hikaye bu günkü Türkiyeyi anlatıyor sanki…”
This entry was posted in
Hikayeler. Bookmark the
permalink.