Eyl 26

NE HALLERE DÜŞTÜK?!

NE HALLERE DÜŞTÜK?!

 

Şaşırmış zamane, bataklık buldu

Her taraf acayip mahlûkla doldu

İtin sadakati aranır oldu

Böyle ne hallere düştük ya Rabbi!

 

Artık beyazlıkta islerle biriz

Tepeden tırnağa kokuşmuş kiriz

Her türlü naneyi iştahla yeriz

Böyle ne hallere düştük ya Rabbi!

 

Kin ve hırs bürümüş bütün gözleri

Koyduk ardımızda iğrenç izleri

Hiçbir ilaç temizlemez bizleri

Böyle ne hallere düştük ya Rabbi!

 

Medeniyet pusulasında yöndük

Bir zaman güneştik mum gibi söndük

Düşük ayardaki altına döndük

Böyle ne hallere düştük ya Rabbi!

 

Yalanlarla geçti gündüz gecemiz

Pisliğe batmakta her düşüncemiz

Bu çağda da para oldu ecemiz

Böyle ne hallere düştük ya Rabbi!

 

Şahbaz’ım da şaştı bu işe, fakat

Tükenmiş, kalmamış kimsede takat

Başlara inmekte balyozlu tokat

Böyle ne hallere düştük ya Rabbi!

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | NE HALLERE DÜŞTÜK?! için yorumlar kapalı
Eyl 25

Şanghay’a ortaklık demokrasiye veda demektir

Şanghay’a ortaklık demokrasiye veda demektir.

Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye 9 ülke’de yalnızca Hindistan’da kısmi demokrasi var. Diğer 8 ülkede demokrasi yoktur. Fredom house; siyasi haklar ve demokratik özgürlükler endeksinde bu 8 ülke ”özgür olmayan ülke” statüsündedir. Hindistan’da da kast sistemi olduğu için insan hakları konusunda Dünyanın en geri ülkesidir.

Rusya, geçmişte Sovyetler Birliğine dahil ülkeleri sömürdü. Eziyet etti. Kafkasya’da Ahıska Türkleri’ni ve Terekemeleri  Sibirya’ya sürdü. Şimdi de bu ülkeleri  arka bahçesi olarak görüyor. Demokratik ve bağımsız hareket edenlere saldırıyor. 2008 Güney Osetya savaşını çıkardı. Kazakistan’a silahlı kuvvetler göndererek müdahale etti. Bu günde Gürcistan’ın AB’ye girmesini engelliyor. Kırım’ı ilhak etti. Ukrayna toprakları bizim diyor.

ABD’de, 2016 seçimlerinin Trump lehine Rusya tarafından manüple edildiği iddiaları var. Bu olay acaba Rusya Türkiye’de  2023 seçimlerine de, bilgisayarlara virüs gönderip müdahale edebilir mi? sorusunu akla getiriyor.

Çin etnik temizlik yapıyor, Uygurları ve Kazakları imha ediyor.

İran’da ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra komaya giren 22 yaşındaki kadın vefat etti. İran’da seçim var ve fakat kimin aday olacağına mollalar karar veriyor.

Şanghay ülkelerinde halk denetimi olmadığı için dikta rejimleri birbirini korumak için her şeyi yapabilir.

Öte yandan Şanghay ülkeleri içinde gelişmiş ülke yoktur. Türkiye’de bu ülkelerle olan dış ticaretinden zararlı çıkıyor.

Söz gelimi; 2022’nin ilk 7 ayında Türkiye’nin dış ticaret açığı 62,2 milyar dolar oldu. Bu açığın yüzde 93,4’ünü (58,1 milyar dolarını) Şanghay ülkelerine verdi. Buna karşılık aynı 7 ayda AB ile olan dış ticaretten 7,5 milyar dolar fazla verdik.

AB’den kazanıp, Rusya ve Çin’e veriyoruz.

2021 yılında da Türkiye Rusya’dan 27,5 milyar dolarlık ithalat yaptı, 5 milyar dolarlık ihracat yaptı. 22,5 milyar dolar açık verdik.

Rusya’dan 2021 ithalatımız içinde 23,6 milyar dolar gizli veri olarak geçiyor. Bu kalem enerji ithalatını kapsıyor. Ayrıca Demirçelik, metal eşya, kömür ve kauçuk ithal ediyoruz.

Buna karşılık Rusya’ya, meyve-sebze, giyim eşyası, deniz mahsülü ve plastik eşya ihraç ediyoruz.

Rusya ile olan dış ticaret açığını azaltmanın yolu, doğalgaz fiyatlarını ucuzlatmak olabilir. Türkiye Rusya’dan doğal gazı, daha pahalı alıyor. AB’nin alternatif doğal gaz arayışı ve Rusya’dan gaz ithalatını kesmesi Türkiye için bu imkanı verecektir.

Çin’e ihracatımız; demir ve demir dışı diğer metaller, yaş meyve ve sebze, mobilya kağıt ve orman ürünleridir. İthalatımız ise; elektronik ve elektrikli aletler, gemi ve deniz araçları, mobilya, tekstil, kauçuk eşya, bisiklet gibi, önemli kısmı Türkiye’de üretilen mallardır.

Eğer Çin’den ithalata kota ve vergi getirirsek, Rusya ile gaz fiyatlarını ayarlarsak, dış ticaret açığımız yarı yarıya düşer.

 

Özetle; Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye olması eksen değişikliği demektir. Dahası çok şaibe barındırıyor. Buna siyasi iktidar karar veremez. Halk oylaması ile halkın karar vermesi gerekir.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | Şanghay’a ortaklık demokrasiye veda demektir için yorumlar kapalı
Eyl 24

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Cehalet yenilmesi gereken en büyük düşmandır.” M. Kemal Atatürk

* “İnsan varoluşunun sırrı yalnız yaşamak değil uğrunda yaşanacak bir şeye sahip olmaktır.” Fyodor Dostoyevski

* “İnsanlar sadece bir şeyden yorgun düşerler. O da karasızlıktır.” Tolstoy

* “Ya Rabbi bize cahil yüzü gösterme diye kalem feryat eder, mürekkep ağlar.” Şair sözü

* “Cahillik ne güzel, her şeyi biliyorsun.” Albert Ainstein

* “Uğraşarak düzeltemediğin insandan vazgeçerek kurtul” Firdo Kahlo

* “Ben yalnız kalmayı öğrendiğim zaman olgunlaştım, başkaları ise insanlarla birlikte olma gereği duydukları zaman.” Cesare Pavese

* “Bin doğru yapsan da bir yanlışını konuşur tanıdığın insanlar” Sadi Şirazi

* “Şanslı olanın horozu da yumurtlar” Napolyon

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Eyl 23

“CENNET ÜLKENİN KIYMETİNİ BİLMİYORLAR, NANKÖRLER”

“CENNET ÜLKENİN KIYMETİNİ BİLMİYORLAR, NANKÖRLER”

 

Bir haber ajansının kameraları Kapıkule gümrük kapısında çekim yaptı.

Muhabirin Türkiye’yi nasıl bulduğunu sorduğu hemen hemen her gurbetçi aynı şeyi söyledi:

Cennet vatanımız! Bu ülkenin kıymetini bilelim. Avrupa’da hayat çok zor!

Dikkatimi çeken iki konuşma oldu.

Birincisi; Türkiye’de yaklaşık 3 milyon liraya satılan sadece yıllık vergisi ve kaskosu 50 bin lira civarında olan otomobilinde konuşan gurbetçinin şu sözleri oldu: “Avrupa’yı bir halt sanıyorlar ama göründüğü gibi değil. İşsizlik almış başını gidiyor. Son 2 yıldır işsizim. Burada insanlar domates satıyor yine para kazanıyor. Türkiye’nin kıymetini bilin. Burası cennet!”

Adamın durumuna çok üzüldüm. Yıllardır işsiz ve zor şartlarda Avrupa’da yaşıyor. İşi gücü olsa 3 bin devir motorlu, Türkiye’de 5 milyon lira olan binek otoya biner mi? Türkiye’ye muhteşem bir jeep ile gelir.

Türkiye’de herkesin altında lüks jeepler varken bu zavallı gurbetçimizin bindiği otomobile bakın Allah aşkına(!)

İkinci röportaj karı koca çiftle yapılmış.

Türkiye’de fiyatı yıl modeline göre 4 milyon ile 6 milyon lira arasında satılan bir jeepin direksiyonunda kadın sürücü.

Mikrofona öfke ile konuşuyor:

“Şu cennet ülkenin kıymetini bilmiyor burada yaşayanlar. Nankör bunlar nankör. Biz Almanya’da, elin Alman’ının b… pisliğini temizliyoruz. Buradaki insanlar çok rahat yine de ülkelerini şikâyet ediyorlar. Burada hiç aç var mı? Herkesin altında araba. Şu yollara bakın. Köprülere bakın.”

Bu kadın gurbetçimize o kadar üzüldüm ki!!! Gerçekten ona çok yazık. Elin Alman’ının b… pisliğini atıyor, Türkiye’ye ancak 5 milyonluk bir jeeple gelebiliyor. Oysa Türkiye’de herkesin altında lüks arabalar, jeepler ve ceplerinde milyonlar var(!)

İşin şakası bir yana son dönemde gurbetçilerle Türkiye’de yaşayanlar arasında bu tartışma o kadar büyüdü ki…

Hatta aileler arasında kavgalar ve küskünlükler bile yaşanıyor.

Lüks otomobili ile Kapıkule’den Türkiye’ye girdiği anda cebindeki parası 18 kat değerlenen gurbetçiler, maalesef Türkiye gerçeklerinden o kadar kopmuşlar ki!

Onlara ve bu düşüncelerine karşı tepkiler o kadar büyük ki!

Altındaki lüks aracına burada orta ölçekli bir iş adamı bile binemezken, kendisi elin Alman’ının b… pisliğini atarak o aracı alıyor ve Türkiye’ye geliyor, sonra burada asgari ücretle yaşamaya kalkanları nankörlükle suçluyor.

Üstelik asgari ücretin 1500 Euro‘nun üzerinde yani yaklaşık 27 bin lira olan bir ülkeden gelip, 5 bin 500 TL (300 Euro) olan bir ülkede fiyatları ucuz bulan bir kafaya ne diyebilirsin ki!

Senin, elin Alman’ın pisliğini atarak aldığın arabayı, seninle aynı işi yapan Türkiye’deki akraban ömrünün sonuna kadar çalışsa bile onun bir 20 yıl önceki modelini bile alamayacağını düşünemeyen bir zihniyete ne diyebiliriz ki?

AKP’nin en iyi başardığı icraatlardan biri de bu bence.

Bir onlarla bölünmemiştik onlarla da bu hale geldik. Bu kafa devam ederse emin olun ki, kardeş kardeşe düşecektir.

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “CENNET ÜLKENİN KIYMETİNİ BİLMİYORLAR, NANKÖRLER” için yorumlar kapalı
Eyl 22

VASİYET

VASİYET

Nasreddin Hoca bir gün evde otururlarken karısına:

– Hanım iyi dinle, size vasiyetimdir. Ben öldüğümde beni baş aşağı gömün, demiş.

Karısı şaşırmış:

– Hoca o ne demek? Neden böyle bir şey istiyorsun, demiş.

Hoca ciddi bir şekilde:

– Yarın öbür gün kıyamet koparsa her şey ters düz olacak. O zaman ben de düz olarak ayağa kalkabilirim, demiş.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | VASİYET için yorumlar kapalı
Eyl 21

BOP KANYONU MU, BOP BATAĞI MI? (KŞ)

BOP KANYONU MU, BOP BATAĞI MI? (KŞ)

 

Türkiye de son 20 yıldır, AKP iktidarıyla birlikte Büyük Orta Doğu Projesi kanyonuna girdi… Türkiye bu kanyona girsin diye, ekonomik kriz çıkarıldı, büyük depremler de krizi derinleştirdi ve iktidar değiştirildi. Ecevit, ABD’nin Körfez operasyonuna destek veremeyeceğini bildirdiği için düşürüldü. Yerine gelen AKP iktidarı, devlet yönetmeyi, ABD’nin bütün taleplerini karşılamak olarak gördüğü için, Irak’ta, Libya’da ve Suriye’de ABD operasyonlarının taşeronluğunu yaptı. IŞİD’i ABD kurdu ve militanlarını Türkiye üzerinden Suriye’ye nakletti. ABD, IŞİD ile mücadele bahanesiyle PKK’yı Suriye’ye nakletti. Bazı militanlar KDP şemsiyesinde, Türkiye üzerinden Suriye’ye geçirildi. Geçiş sırasında yedikleri lahmacunların parasını bile devlet ödedi! Sonunda ABD, Suriye’nin kuzeyinde 100 bin kişilik silahlı gücü olan bir PKK/YPG devleti kurdu. Bu kuvvetlere de “Bölgedeki kara kuvvetlerimiz” dediler.

Türk kamuoyu ise Suriye’nin kuzeyine düzenlenen askerî harekâtlarla ikna edildi. ABD, Türk Ordusu’nun ancak 30 kilometre derinliğe kadar girmesine izin verdi. Daha güneyde kurulan PKK/YPG devleti, zaman zaman Türkiye’nin elindeki bölgelere saldırı düzenliyor. Türk ordusu, 30 kilometreden daha güneye inmesine izin verilmediğinden bu saldırılara yeterli cevap veremiyor…

***

Sorun bununla bitmiyor. Yine ABD istediği için, Suriye’nin kuzeyinden çıkarılan milyonlarca insan, ayrıca Afganistan ordusunun askerleri, Türkiye’ye kabul edildi. 10 milyon civarında yabancı ile Türkiye’nin nüfus yapısını değiştirme girişimi başlatıldı. Süreç devam ediyor, sırada Pakistan’dan, Afrika’dan gelecekler var…

Kısacası, Türkiye öyle bir kanyona sokuldu ki bir adım ileri gidemiyor, geri de dönemiyor…

Valla Kanyonu’na giren 17 kişiden 6’sı profesyonel olduğu için yola devam ediyor ama Türkiye, Türk aklı ile yönetilmediği için Suriye’de çakıldı kaldı. 15 Temmuz bahanesiyle silahlandırılmış gruplar da zaman zaman, halka silah gösteriyor…

Türkiye’yi bile bile, tehlikelerle dolu BOP kanyonuna sürükleyen AKP de millet ile birlikte kanyonda kaldı. Şimdi Suriye kanyonundan çıkmaya çalışıyorlar ama beceremiyorlar. Besledikleri Suriyeliler, Türk bayrağını yakıyor… Milleti bu kanyondan çıkaracak profesyonel bir kadro gerekiyor.

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | BOP KANYONU MU, BOP BATAĞI MI? (KŞ) için yorumlar kapalı
Eyl 20

AZMAN DEDE – ÇANAKKALE SAVAŞI GAZİLERİNDEN

AZMAN DEDE – ÇANAKKALE SAVAŞI GAZİLERİNDEN

 

Azman Dede Balıkesir`de son gömdüğümüz Çanakkale gazisi İvrindi’nin Mallıca köyünden 104 yaşında idi. Gençliğinde iki metreyi aşkın boyu, dev görünümüyle insan azmanı sayılmış herkes ona azman demeye başlamış, soyadı kanunu çıkınca da Azman soyadını almıştı. Esas ismi adeta unutulmuştu. Yıllar önce bir yerel araştırma sırasında Mallıca köyü kahvesinde kendisiyle görüştüm. Kulakları ağır işitiyordu. Köylülerden biri yardımcı oldu. Benim sorduklarımı kulağına bağıra bağıra söyledi. Sorduklarımı cevapladı. Söz Çanakkale`ye geldiğinde o koca ihtiyar sarsıla sarsıla, hıçkırıklar içinde ağlamaya başladı. Kendi zor duyduğu için kan çanağına dönen gözleriyle bize de duyurmak için bağıra bağıra anlatmaya başladı:

-“Bir hücum sırasında bölük erimişti. Yüzbaşı telefonla takviye istedi. Gece yarısı siperleri takviye için istediğimiz askerler geldi. Hepsi askere alınmış gencecik insanlardı. Ama içlerinde daha çocuk denecek yaşta üç-dört asker vardı ki hemen dikkatimizi çekti. Bölüğü düzene soktum. Yüzbaşı gelenlerle tek tek ilgileniyor, karanlıkta el yordamıyla üstlerini başlarını düzeltiyor, sabah yapılacak olan süngü hücumuna hazırlıyordu. Sıra o çocuklara geldiğinde, o cıvıl cıvıl şarkı söyleyerek gelen çocuklar birden çakı gibi oldular. Yüzbaşı sordu; “Yavrum siz kimsiniz?”, içlerinden biri; “Galatasaray Mektebi Sultanisi talebeleriyiz Vatan için ölmeye geldik!..” diye cevap verdi. Gönlüm akıverdi o çocuklara. Bu savaş için çok küçüktüler. Daha süngü tutmasını bile bilmiyorlardı. Onlarla ilgilendim. “Mermi böyle basılır. Tüfek şöyle tutulur. Süngü böyle takılır. Düşmana şöyle saldırılır!..” diye. Onları karşıma alıp bir bir gösterdim. Siperlerin arkasında ay ışığında sabaha kadar talim yaptık. Gün ışımadan biraz dinlensinler diye siperlere girdik. Ortalık hafif aydınlanır gibi olunca hep yaptıkları gibi düşman gemileri gelip siperlerimizi bombalamaya başladılar. Yer gök top sesleriyle inliyordu. Her mermi düştüğünde minare gibi alevler yükseliyor bir gün önce ölenlerin kol, bacak, el, ayak parçaları havaya kalkan toprakla siperlere düşüyordu. Mermiler üzerimizden ıslık çalarak geçiyordu. Siperler toz duman içinde kalmıştı. Bir ara yüzbaşı “Azman yandık!..” diye siperin köşesini işaret etti. O şarkı söyleyerek sipere gelen, sanki çiçek toplarmış gibi neşeli olan o çocuklar siperin bir köşesinde sanki bir yumak gibi birbirine sarılmış tir tir titriyorlardı. Çocuklar harbin gerçeği ile ilk defa karşılaşıyorlardı. Ürkmüşlerdi. Yüzbaşı yandık demekte haklıydı. Muharebede bir ürküntü, panik meydana getirebilirdi. Tam onlara doğru yaklaşırken içlerinden biri avaz avaz bir marş söylemeye başladı!..

Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı.

Al sancağı teslim etti Allah’a ısmarladı

Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana

Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana

Baktım hemen biraz sonra ona bir arkadaşı daha katıldı. Biraz sonra biri daha… Marş bitiyor yeniden başlıyorlar. Bitiyor bir daha söylüyorlar. Avaz avaz!.. Gözleri çakmak çakmak… Hücum anı geldiğinde hepsi süngü takmış, tüfeklerine sımsıkı sarılmış, gözleri yuvalarından fırlamış dişler kenetlenmiş bekliyorlar dı . O an geldi. Birden yüzbaşı “Hücum!..” diye bağırdı. Bütün bölük, bütün tabur, bütün alay cephenin her yerinden fırladık. İşte tam o anda, o çocuklar kurulmuş gibi siperlerden fırlayıverdiler. İşte o an. Tam o an bir makineli yavruları biçiverdi. Hepsi sipere geri düştüler. Kucağıma dökülüverdiler. Onların o gül gibi yüzleri gözümün önünden gitmiyor. Hiç gitmiyor!.. İşte ben ona ağlıyorum, o çocuklara ağlıyorum!..”

Azman dede ağlıyordu. Ben ağlıyordum. Kahvede kim varsa ağlıyordu. Kahveci gözyaşları içinde bize çay getirdi. Eğildi; “Azman dede hep ağlar. Niye ağladığını bugün ilk defa anlattı .” Dedi.

 

Kaynak: Celal Bayar Üniversitesi Öğrenci Konseyi’nin hazırladığı Çanakkale adlı kitapçıktan

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , | AZMAN DEDE – ÇANAKKALE SAVAŞI GAZİLERİNDEN için yorumlar kapalı
Eyl 19

“İLAHİ ADALET”

“İLAHİ ADALET”

 Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut’un “İlahi adalet. Gazı kesilen AB vatandaşlarından en az 1 milyonu bu kışı Türkiye’de geçirecek, malınızı ucuza kaptırmayın, muhtaçlar!” sözlerine dikkat çeken Par, devamında şu ifadeleri kullandı:

“Alman siyasetçiler emekli vatandaşlarına bu kışı Antalya’da geçirmelerini tavsiye ediyor. Hatta Almanya’nın ucuzluk marketi Lidl müşterilerine Türkiye’de 5 yıldızlı otel için 22 gün her şey dâhil 599 Euro’ya tatil satıyor.

Bir Alman, üç öğün yemek ve her türlü imkâna sahip söz konusu otelde geceliği sadece 27 Euro ödeyecek. Üstelik bu paranın içinde gidiş dönüş uçak bileti de dahil. Dün bu ilan üzerine Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanlarından biri “İlahi adalet. Bize muhtaçlar” diye yazmış.

Gerçekten ilahi adaletten söz edeceksek şunu sormalıyız; bugün Türkiye’de kaç emekli Almanya’da 22 gün her şey dahil tatil yapabilir? Hadi Almanya’yı geçelim, kaç emeklimiz Antalya’da 22 gün tatil yapabilir? Sıktı dişini, gidecek diyelim…

Almanlara verilen fiyat 22 gün için 600 Euro. Yani bugünkü kur ile yaklaşık 11 bin TL. Peki, ilanda görülen otele Türkiye’den rezervasyon yapmaya kalkışsanız ne kadar? Bir haber sitesi test etmiş. 22 günlüğü 66 bin 978 TL! O ‘ilahi adalet’ten bize de lazım.”

 

 

Alıntı: Yeniçağ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “İLAHİ ADALET” için yorumlar kapalı
Eyl 18

DİLDE, FİKİRDE, İŞ DE BİRLİK

DİLDE, FİKİRDE, İŞ DE BİRLİK

 

Dünyanın kulağı Türk’ün sesinde

Gelir Türk yurduna düzenlik, dirlik

Sağlansın Türkçenin her lehçesinde

Hem dilde, fikirde hem iş de birlik

 

Sürmeli hürriyet bütün hızıyla

Halk âşıklarının çalan sazıyla

Şimşek gibi hem de ışık hızıyla

Hem dilde, fikirde hem iş de birlik

 

Yazılsın şimdiden toprağa, taşa

Muştular salınsın böceğe, kuşa

Paçayı sıvayın haydi uğraşa

Hem dilde, fikirde hem iş de birlik

 

Beş bin yıllık ata yurdu bu yerler

İnanmak istemez o bakar körler

Yüreklerde azim gözlerde ferler

Hem dilde, fikirde hem iş de birlik

 

Bulaşmasın nokta kadar bir hile

Zihinler kurulsun son bulsun çile

Söylemekte yer, gök, akarsu bile

Hem dilde, fikirde hem iş de birlik

 

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | DİLDE, FİKİRDE, İŞ DE BİRLİK için yorumlar kapalı
Eyl 17

“ABD MÜSAADE EDER Mİ” NE DEMEK?

“ABD MÜSAADE EDER Mİ” NE DEMEK?

 

Suriye’de sorun, rejimin insanlara zulmetmesinden çıkmadı ki! Ben gazeteci olarak sonuncusu 2011’de olmak üzere Suriye’ye üç defa gittim. Bütün şehirlerde huzur vardı ama 2011’de Hama ve Humus’ta polis karakollarına saldırılar başlatılmıştı…

ABD, Suriye’nin kuzeyinde, Akdeniz’e kadar uzanan bir terör koridoru oluşturmak istedi… Bu sebeple Suriye’de iç savaş çıkardı. Bunun için de “Türkiye” demeye dilim varmıyor; AKP iktidarını kullandı. Muhalifler silahlandırıldı, Türkiye ve Ürdün’de eğitildi, donatıldı. Yetmedi, Türkiye’den de çok sayıda insan devşirildi, Batılı ülkelerde baş belası olarak görülen selefi İslamcılar, istihbarat organizasyonu ile Türkiye ve Ürdün üzerinden Suriye’ye gönderildi… IŞİD bayrağı altında hem kendilerini harcattılar hem de ABD müdahalesine gerekçe oluşturdular. ABD, kendi kurduğu IŞİD ile mücadele gerekçesiyle Suriye Demokratik Güçleri adı altında PKK’yı besledi, büyüttü… Kendisi de bölgede üsler kurdu. PYD/YPG’nin terörle Suriye’nin kuzeyindeki insanları Türkiye’ye sürmesini sağladı. Öyle ki Angelina Jolie‘yi bile Türkiye’deki sığınmacı kamplarına göndererek, bütün dünyaya sahte insancıl görüntüler verdi. Böylece Türkiye’yi de nüfus yapısını değiştirerek istikrarsızlığa sürüklemiş oldu.

***

Soylu, ABD’nin son 3 yılda PKK/PYD’ye 2 milyar dolar yardım ettiğini belirtti ama “Bunu orada rahat bırakır mı? Kendi kafasına koyduğu projeyi, kendi kafasına koyduğu oyunu kurmadan, bu insanların rahat bir şekilde kendi ülkelerinde yaşamasını temin etmeye yönelik adımları atmamıza müsaade eder mi?” diye sordu!

ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde kafasına koyduğu projeyi uygulamasına mutlaka engel olmak gerekir!

Soylu, aslında çok önemli bir itirafta bulundu! Türkiye’nin sığınmacıları Suriye’ye göndermek istediğini ama ABD’nin müsaade etmediğini söyledi!

Siz de Türkiye’yi yönetenler olarak, kendi oyununuzu kurarsınız, ABD’yi bölgeyi terk etmeye zorlarsınız… “ABD müsaade eder mi?” ne demek?

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “ABD MÜSAADE EDER Mİ” NE DEMEK? için yorumlar kapalı