Eyl 20

AZMAN DEDE – ÇANAKKALE SAVAŞI GAZİLERİNDEN

AZMAN DEDE – ÇANAKKALE SAVAŞI GAZİLERİNDEN

 

Azman Dede Balıkesir`de son gömdüğümüz Çanakkale gazisi İvrindi’nin Mallıca köyünden 104 yaşında idi. Gençliğinde iki metreyi aşkın boyu, dev görünümüyle insan azmanı sayılmış herkes ona azman demeye başlamış, soyadı kanunu çıkınca da Azman soyadını almıştı. Esas ismi adeta unutulmuştu. Yıllar önce bir yerel araştırma sırasında Mallıca köyü kahvesinde kendisiyle görüştüm. Kulakları ağır işitiyordu. Köylülerden biri yardımcı oldu. Benim sorduklarımı kulağına bağıra bağıra söyledi. Sorduklarımı cevapladı. Söz Çanakkale`ye geldiğinde o koca ihtiyar sarsıla sarsıla, hıçkırıklar içinde ağlamaya başladı. Kendi zor duyduğu için kan çanağına dönen gözleriyle bize de duyurmak için bağıra bağıra anlatmaya başladı:

-“Bir hücum sırasında bölük erimişti. Yüzbaşı telefonla takviye istedi. Gece yarısı siperleri takviye için istediğimiz askerler geldi. Hepsi askere alınmış gencecik insanlardı. Ama içlerinde daha çocuk denecek yaşta üç-dört asker vardı ki hemen dikkatimizi çekti. Bölüğü düzene soktum. Yüzbaşı gelenlerle tek tek ilgileniyor, karanlıkta el yordamıyla üstlerini başlarını düzeltiyor, sabah yapılacak olan süngü hücumuna hazırlıyordu. Sıra o çocuklara geldiğinde, o cıvıl cıvıl şarkı söyleyerek gelen çocuklar birden çakı gibi oldular. Yüzbaşı sordu; “Yavrum siz kimsiniz?”, içlerinden biri; “Galatasaray Mektebi Sultanisi talebeleriyiz Vatan için ölmeye geldik!..” diye cevap verdi. Gönlüm akıverdi o çocuklara. Bu savaş için çok küçüktüler. Daha süngü tutmasını bile bilmiyorlardı. Onlarla ilgilendim. “Mermi böyle basılır. Tüfek şöyle tutulur. Süngü böyle takılır. Düşmana şöyle saldırılır!..” diye. Onları karşıma alıp bir bir gösterdim. Siperlerin arkasında ay ışığında sabaha kadar talim yaptık. Gün ışımadan biraz dinlensinler diye siperlere girdik. Ortalık hafif aydınlanır gibi olunca hep yaptıkları gibi düşman gemileri gelip siperlerimizi bombalamaya başladılar. Yer gök top sesleriyle inliyordu. Her mermi düştüğünde minare gibi alevler yükseliyor bir gün önce ölenlerin kol, bacak, el, ayak parçaları havaya kalkan toprakla siperlere düşüyordu. Mermiler üzerimizden ıslık çalarak geçiyordu. Siperler toz duman içinde kalmıştı. Bir ara yüzbaşı “Azman yandık!..” diye siperin köşesini işaret etti. O şarkı söyleyerek sipere gelen, sanki çiçek toplarmış gibi neşeli olan o çocuklar siperin bir köşesinde sanki bir yumak gibi birbirine sarılmış tir tir titriyorlardı. Çocuklar harbin gerçeği ile ilk defa karşılaşıyorlardı. Ürkmüşlerdi. Yüzbaşı yandık demekte haklıydı. Muharebede bir ürküntü, panik meydana getirebilirdi. Tam onlara doğru yaklaşırken içlerinden biri avaz avaz bir marş söylemeye başladı!..

Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı.

Al sancağı teslim etti Allah’a ısmarladı

Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana

Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana

Baktım hemen biraz sonra ona bir arkadaşı daha katıldı. Biraz sonra biri daha… Marş bitiyor yeniden başlıyorlar. Bitiyor bir daha söylüyorlar. Avaz avaz!.. Gözleri çakmak çakmak… Hücum anı geldiğinde hepsi süngü takmış, tüfeklerine sımsıkı sarılmış, gözleri yuvalarından fırlamış dişler kenetlenmiş bekliyorlar dı . O an geldi. Birden yüzbaşı “Hücum!..” diye bağırdı. Bütün bölük, bütün tabur, bütün alay cephenin her yerinden fırladık. İşte tam o anda, o çocuklar kurulmuş gibi siperlerden fırlayıverdiler. İşte o an. Tam o an bir makineli yavruları biçiverdi. Hepsi sipere geri düştüler. Kucağıma dökülüverdiler. Onların o gül gibi yüzleri gözümün önünden gitmiyor. Hiç gitmiyor!.. İşte ben ona ağlıyorum, o çocuklara ağlıyorum!..”

Azman dede ağlıyordu. Ben ağlıyordum. Kahvede kim varsa ağlıyordu. Kahveci gözyaşları içinde bize çay getirdi. Eğildi; “Azman dede hep ağlar. Niye ağladığını bugün ilk defa anlattı .” Dedi.

 

Kaynak: Celal Bayar Üniversitesi Öğrenci Konseyi’nin hazırladığı Çanakkale adlı kitapçıktan

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , | AZMAN DEDE – ÇANAKKALE SAVAŞI GAZİLERİNDEN için yorumlar kapalı
Eyl 19

“İLAHİ ADALET”

“İLAHİ ADALET”

 Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut’un “İlahi adalet. Gazı kesilen AB vatandaşlarından en az 1 milyonu bu kışı Türkiye’de geçirecek, malınızı ucuza kaptırmayın, muhtaçlar!” sözlerine dikkat çeken Par, devamında şu ifadeleri kullandı:

“Alman siyasetçiler emekli vatandaşlarına bu kışı Antalya’da geçirmelerini tavsiye ediyor. Hatta Almanya’nın ucuzluk marketi Lidl müşterilerine Türkiye’de 5 yıldızlı otel için 22 gün her şey dâhil 599 Euro’ya tatil satıyor.

Bir Alman, üç öğün yemek ve her türlü imkâna sahip söz konusu otelde geceliği sadece 27 Euro ödeyecek. Üstelik bu paranın içinde gidiş dönüş uçak bileti de dahil. Dün bu ilan üzerine Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanlarından biri “İlahi adalet. Bize muhtaçlar” diye yazmış.

Gerçekten ilahi adaletten söz edeceksek şunu sormalıyız; bugün Türkiye’de kaç emekli Almanya’da 22 gün her şey dahil tatil yapabilir? Hadi Almanya’yı geçelim, kaç emeklimiz Antalya’da 22 gün tatil yapabilir? Sıktı dişini, gidecek diyelim…

Almanlara verilen fiyat 22 gün için 600 Euro. Yani bugünkü kur ile yaklaşık 11 bin TL. Peki, ilanda görülen otele Türkiye’den rezervasyon yapmaya kalkışsanız ne kadar? Bir haber sitesi test etmiş. 22 günlüğü 66 bin 978 TL! O ‘ilahi adalet’ten bize de lazım.”

 

 

Alıntı: Yeniçağ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “İLAHİ ADALET” için yorumlar kapalı
Eyl 18

DİLDE, FİKİRDE, İŞ DE BİRLİK

DİLDE, FİKİRDE, İŞ DE BİRLİK

 

Dünyanın kulağı Türk’ün sesinde

Gelir Türk yurduna düzenlik, dirlik

Sağlansın Türkçenin her lehçesinde

Hem dilde, fikirde hem iş de birlik

 

Sürmeli hürriyet bütün hızıyla

Halk âşıklarının çalan sazıyla

Şimşek gibi hem de ışık hızıyla

Hem dilde, fikirde hem iş de birlik

 

Yazılsın şimdiden toprağa, taşa

Muştular salınsın böceğe, kuşa

Paçayı sıvayın haydi uğraşa

Hem dilde, fikirde hem iş de birlik

 

Beş bin yıllık ata yurdu bu yerler

İnanmak istemez o bakar körler

Yüreklerde azim gözlerde ferler

Hem dilde, fikirde hem iş de birlik

 

Bulaşmasın nokta kadar bir hile

Zihinler kurulsun son bulsun çile

Söylemekte yer, gök, akarsu bile

Hem dilde, fikirde hem iş de birlik

 

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | DİLDE, FİKİRDE, İŞ DE BİRLİK için yorumlar kapalı
Eyl 17

“ABD MÜSAADE EDER Mİ” NE DEMEK?

“ABD MÜSAADE EDER Mİ” NE DEMEK?

 

Suriye’de sorun, rejimin insanlara zulmetmesinden çıkmadı ki! Ben gazeteci olarak sonuncusu 2011’de olmak üzere Suriye’ye üç defa gittim. Bütün şehirlerde huzur vardı ama 2011’de Hama ve Humus’ta polis karakollarına saldırılar başlatılmıştı…

ABD, Suriye’nin kuzeyinde, Akdeniz’e kadar uzanan bir terör koridoru oluşturmak istedi… Bu sebeple Suriye’de iç savaş çıkardı. Bunun için de “Türkiye” demeye dilim varmıyor; AKP iktidarını kullandı. Muhalifler silahlandırıldı, Türkiye ve Ürdün’de eğitildi, donatıldı. Yetmedi, Türkiye’den de çok sayıda insan devşirildi, Batılı ülkelerde baş belası olarak görülen selefi İslamcılar, istihbarat organizasyonu ile Türkiye ve Ürdün üzerinden Suriye’ye gönderildi… IŞİD bayrağı altında hem kendilerini harcattılar hem de ABD müdahalesine gerekçe oluşturdular. ABD, kendi kurduğu IŞİD ile mücadele gerekçesiyle Suriye Demokratik Güçleri adı altında PKK’yı besledi, büyüttü… Kendisi de bölgede üsler kurdu. PYD/YPG’nin terörle Suriye’nin kuzeyindeki insanları Türkiye’ye sürmesini sağladı. Öyle ki Angelina Jolie‘yi bile Türkiye’deki sığınmacı kamplarına göndererek, bütün dünyaya sahte insancıl görüntüler verdi. Böylece Türkiye’yi de nüfus yapısını değiştirerek istikrarsızlığa sürüklemiş oldu.

***

Soylu, ABD’nin son 3 yılda PKK/PYD’ye 2 milyar dolar yardım ettiğini belirtti ama “Bunu orada rahat bırakır mı? Kendi kafasına koyduğu projeyi, kendi kafasına koyduğu oyunu kurmadan, bu insanların rahat bir şekilde kendi ülkelerinde yaşamasını temin etmeye yönelik adımları atmamıza müsaade eder mi?” diye sordu!

ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde kafasına koyduğu projeyi uygulamasına mutlaka engel olmak gerekir!

Soylu, aslında çok önemli bir itirafta bulundu! Türkiye’nin sığınmacıları Suriye’ye göndermek istediğini ama ABD’nin müsaade etmediğini söyledi!

Siz de Türkiye’yi yönetenler olarak, kendi oyununuzu kurarsınız, ABD’yi bölgeyi terk etmeye zorlarsınız… “ABD müsaade eder mi?” ne demek?

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “ABD MÜSAADE EDER Mİ” NE DEMEK? için yorumlar kapalı
Eyl 16

HAYIRLI CUMALAR ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Bir günlük adalet altmış yıllık ibadetten üstündür.” Hz. Muhammed (sav)

* “Yani, tanrıların nefesi yok mu, baba? Öyle de, nasıl nefes veriyorlar? Ve kendileri cansızken, nasıl can veriyorlar? Belli baba, bunlar tanrı değil. Baba, eğer tanrılar insanlara yardım ediyorsa, o zaman, nasıl olur da insan tanrı yapabilir? Ve eğer tanrılar odundansa, o zaman, odun yakmak büyük bir günahtır. Fakat söyle bana baba, sen nasıl bu kadar çok tanrı yapmış bulunuyorsun da, dünyanın en güçlü insanı olasın diye, pek çok çocuk meydana getirmen için neden tanrılar sana yardım etmedi?” Hz. İbrahim (as)

* “İlya zamanında bile Cizebel tarafından on bin peygamber katledilmiş, o kadar ki, yoksul Îlya güç belâ gizlenerek kurtulabilmiştir. Ve yedi bin peygamber oğlu da Ahab tarafından katledildi” Hz. İsa (as)

* “Allah’ın dünyaya gönderdiği (sayıları) yüzyirmidört bine varan tüm peygamberler” Hz. İsa (as)

* “İçinde sevgi hazinesinin yattığı ruhunuzu satın almak için, duyularınızı Allah’a vermezseniz deli olursunuz; çünkü sevgi, hiç bir şeyle mukayese edilemez bir hazinedir. Allah’ı seven içindir. Allah ve kimin Allah’ı varsa her şeyi vardır” Hz. İsa (as)

* “Budala, her gün bir tanrı yapıyor ve ekmek almak için başkalarına satıyorum; sen ise, halâ tanrıların neye benzediğini bilmiyorsun!» O sırada bir put yapmaktaydı. “Bu” dedi, «palmiye odunundan, şu zeytin ağacından, şu küçük olan ise fildişinden; bak, ne kadar da güzel! Canlıymış gibi görünmüyor mu? Mutlaka (görünüyor), sadece nefesi eksik!” Hz. İbrahim’in Babası Azer

* “Günahkâr en kötü bir ölümle ölecektir” Hz. Davut (as)

* “Beden günahı çeker ve toprağın suyu emdiği gibi kötülükleri emer.” Hz Eyüp (as)

* “Yükselirken kırarak çıkarsan inerken tutunacak dal bulamazsın. Ey can kimseyi kırma, sözden ağırı yoktur… Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz.” Hz.Ömer

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , | HAYIRLI CUMALAR ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Eyl 15

İRAN FIKRASI

İRAN FIKRASI

İranlı bir genç yüksek tahsil için Paris’e gider.  O orada eğitimine devam ederken Humeyni rejimi gelir. Genç 5-6 yıl sonra ülkesine döner. Uçaktan inerek hava meydanına yakın bir büfeye gider ve sigara ister. Büfeci:

-Beyim kaçak Amerikan sigaraları şimdi camilerde satılıyor, der. Genç şaşkın:

-Ya sigara satışı camide olur mu? Camide hacı, hoca, inançlı insanlar olur.

-Haaa! Sen hacı, hoca mı soruyorsun, beyim?  Onların hepsi şimdi Tahran Üniversitesi’nde. Genç iyice şaşkın:

-Yahu Üniversitede bilim insanlarını olur. Hacının, hocanın ne işi var üniversitede.

-Haaa! Beyim sen bilim insanlarını mı soruyorsun? Ohooo! Onların hepsi şimdi Tahran cezaevinde.

-Hadi canım sende… Bilim insanının ne işi var cezaevinde. Cezaevinde hırsız, uğursuz, yolsuzlar, katiller olur. Büfeci acı acı gülümser:

-Beyim şimdi o dediklerinin hepsi Tahran Parlamentosu’nda…

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | İRAN FIKRASI için yorumlar kapalı
Eyl 14

YUNAN KATLİAMLARI

 

YUNAN KATLİAMLARI

 

Avrupa’nın da kışkırtmasıyla milliyetçilik akımından etkilenen Yunanistan, geçmişten gelen Türk düşmanlığı ile de 1821 yılında Osmanlıya karşı bağımsızlık savaşı başlattı.

Yaklaşık 10 yıl süren kan ve katliamlarla dolu sürecin ardından Fransa, İngiltere ve Rusya’nın da  baskısıyla köşeye sıkışan Osmanlı, dönemin Padişahı Sultan 2. Mahmud’un 1832 yılında imzaladığı İstanbul Antlaşması ile Yunanistan’ın bağımsızlığını kabul etti.

Olayların başlamasından önce, 1828’de yapılan nüfus tahminlerine göre, Mora ve Orta Yunanistan’da 63.615’i Türk olmak üzere toplam 938.765 insan yaşamaktaydı. 1821 yazına gelindiğinde Türklerin tamamı öldürülmüş veya yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda bırakılmışlardı. Yunan halkı neredeyse Türklerden kalan bütün dükkân ve özel mülkleri yağmalamıştı.

 

İNGİLİZ YAZAR: BEBEKLER KAYALARA VURULARAK ÖLDÜRÜLDÜ

Yunanlar kendi kapı komşularına kadar Navarin’in de içinde olduğu Mora Yarımadası’nda öldürmedik tek Türk bırakmadılar. Hatta İngiliz yazar William St Clair “That Greece Might Still Be Free” isimli kitabında bu katliamları şu sözlerle anlatmıştır:

“Onlar ansızın ve tamamen 1821 yazında yok oldular.
Bu yok oluş tüm dünyanın gözlerinden uzak oldu ve arkalarınca ağlanmadı.
20 binden fazla yaşlı, erkek, kadın, çocuk Türk; kendi komşuları Yunanlar tarafından birkaç hafta içinde öldürüldüler.
Bu katliam acımasızca ve tereddütsüz hayata geçirildi.
Yunan güçleri, kadınların üzerine ateş açtı.
Bebekler kayalara vurularak öldürüldü.
Üç-dört yaşındaki çocuklar denizde boğularak katledildi.
Ele geçirilen Türk erkekler derhal öldürülüyor, kadınlarla bazı çocuklar köle olarak âsilere dağıtılıyor, ama daha sonra onlar da öldürülüyorlardı.”

 

İLK KATLİAM NAVARİN

Mora’daki katliamdan sorumlu Yunan komutan Teodoros Kolokotronis, anılarında 20 bini Türk olmak üzere 35 bin kişinin katledildiğini yazdı.

Kolokotronis, katledilen Türklerin cansız bedenleri yüzünden atının nallarının toprağa değemediğini söyledi.

Mora’daki katliamların ilki ise Nevarin’de yaşandı. 19 Ağustos 1821 günü 4 bin 951 kişilik Türk vahşice katledildi.

Bununla birlikte tüm Mora’ya yayılan katliamlar dizisinde tüm Mora’da Türk adı yarımadadan silindi.

Kayıtlara göre katliamlarda binlerce Yahudi’de katledildi.

 

23 EYLÜL 1821 TRİPOLİÇE KATLİAMI

Yunanlar Mora’da son kale olan Tripoliçe’de 10 bin Türk’ü katletti.

Tarihçi William St. Clair Tripoliçe’deki katliamı ise şu sözlerle anlatıyor:

“10 bin üzerinde Türk öldürüldü.
Tutsaklara işkence edildi.
Kolları ve bacakları kesildi.
Hamile olan kadınların karınları kesildi.
Bir Yunan, “90 kişiyi öldürdüm” diye övünüyordu.
Kasıtlı ve acımasızca öldürüldüler, hiçbir zaman pişmanlık gösterilmedi.”

 

Anadolu’nun işgalinde de vahşice katliamlar yaptılar.

UNUTMA, UNUTTURMA EY TÜRK EVLADI!

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | YUNAN KATLİAMLARI için yorumlar kapalı
Eyl 13

TÜRK PRENSESİ LOLAN

TÜRK PRENSESİ LOLAN

Asya’nın binlerce yıl öncesine uzanan gizemli geçmişine ışık tutan bir mumya, Çin’in politik engelleri nedeniyle ABD’de gösterileceği sergiden aniden çıkartılmıştı. Bu gelişme, Asya’nın kökenleri hakkında büyük sırlar saklayan mumyanın üzerindeki tartışmaları tekrar gündeme de getirmiş oldu.

Pekin’in sergilenmesinden rahatsız olduğu mumya 3800 yaşında. Buna rağmen yarı açıkgözlerindeki uzun kirpikleri düzgün biçimde korunmuş ve çok iyi durumdaki uzun saçları omuzlarına düşüyor.

 

DNA TESTİ %100 TÜRK OLDUĞUNU KANITLADI!

Üzerinde bulunan Türklere ait olan kılık kıyafeti ve şaman gelenekleri ile gömüldüğünü kanıtlayan şaman ayinlerinde kullanılan gereç ve simgelerin mezardan çıkması da çok net bir sonuç olarak bu mumyanın % 100 Türklerin Atası olduğunu göstermektedir.

 

DOĞU TÜRKİSTAN’DA BULUNDU

Üstelik Lolan Güzelinin yakınında bulunan birçok mumya da yine tıpkı onun gibi özellikler taşıyor. Birçok arkeolog mumyanın Avrupa kökenli olduğunu söylerken, Pekin yönetimine karşı bağımsızlık mücadelesi veren Uygurlara göre hem Lolan Güzeli, hem de civarında bulunan mumyalar Türk kökenli.

 

Kaynak: Yeniçağ

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , | TÜRK PRENSESİ LOLAN için yorumlar kapalı
Eyl 12

OKUL BAŞARISI

OKUL BAŞARISI

Bütün öğretmenlerimize, öğrencilerimize başarılı bir eğitim-öğretim diliyorum.

Öncelikle çocuklarımız için kullanılan “aptal, tembel, kafası bu kadar çalışıyor veya kapasitesi bu kadar” Vb. Sözler kesinlikle kullanılmamalıdır.

Aşağıdaki tavsiyeleri uyguladığınızda sadece okul başarısında değil, davranışlarında da daha yumuşak ve uyumlu olduğunu göreceksiniz.

  1. Fiziksel sağlığına özen gösterin. Çocuğun düzenli olarak görme, işitme ve diğer rutin kontrollerinin yaptırılması, sağlıklı beslenmesi, bol su içmesi, yaşına göre ihtiyacı olan uykuyu uyuması, bol bol hareket edip, açık havada da zaman geçirmesi okul başarısının temeli.
  2. Aranızdaki duygu bağını sağlam tutun. Çocuğunuzla aranızdaki ilişkinin sağlamlığı ve sıcaklığı, onunla zaman geçirmeniz, dokunmanız, öpmeniz, dinlemeniz, sohbet etmeniz, gülmeniz, zaman zaman baş başa kalmanız, onun sevildiğini ve kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.

Kendini duygusal olarak güvende hisseden çocuk çok daha etkili öğrenir.

  1. Düzenli duygu deşarjı sağlayın. Çocuklarımızın kendilerine göre hayatlarında yaşadıkları birçok çok stres kaynağı var, büyümek ve okul hayatı kolay değil. Bu stres çok yoğun duygular yaratabiliyor ve öğrenmeyi olumsuz etkiliyor.

Bu stresi yönetmenin en etkili yolu çocuğumuzun duygularını her fırsatta ifade etmesine teşvik etmek ve bu duyguları onaylamak. Örneğin “Bugün okulda arkadaşınla kavga etmek seni çok üzdü değil mi? gibi.

  1. Kimlik duygusu kazandırın. Her çocuk farklı bir birey. Kendine göre güçlü yönleri, yetenekleri, beğenileri, öğrenme stili ve geliştirilmesi gereken yönleri var.

Onu kendimize veya başkalarına benzetmeye çalışmadan, olduğu gibi sahiplenmek, bol bol seçme şansı vermek, güçlü yönlerinin farkında olmasını sağlamak özgüvenini ve okul camiasında ayaklarının daha sağlam yere basmasını sağlayacaktır.

  1. Olumlu yönlerine odaklanın ve takdir edin. Çocuğunuzla ilgili neye odaklanırsanız, o artar. Sürekli yanlışlarına ve eksiklerine odaklanmak yerine, onun çabalarına ve olumlu yönlerine odaklanın. Daha fazla görmek istediğiniz davranışı takdir edin.

Ne yaparsa yapsın ailesine yaranamadığını hisseden çocuğun ders çalışma motivasyonu düşük olacaktır.

  1. Kendi sorumluluğunu taşıma fırsatı verin. Kendi sorumluluğunu taşıyan çocuk kendisi için çalışır, sizin polislik yapmanıza gerek kalmaz, sadece gözlemlemeniz yeter.

Giyinme, banyo, ödev, yatak toplama gibi kendi başına yapabileceği işlerin sorumluluğunu ona vermek, sürekli onu korumak yerine arada sırada küçük hatalar yapmasına da müsaade etmek, okul başarısı ve özgüveni için kritiktir.

  1. İçsel motivasyonunu canlı tutun. Öğrenmeyi sevdirmek için, öğrenmeyi sıkıcı ve yapılması zorunlu bir aktivite halinden eğlenceli ve çocuğun hayatıyla ilişkili hale getirin.

Örneğin, kesirleri öğrenmekte zorlanıyorsa beraber bir pizzayı dilimleyerek ona sıkıcı gelen bu bilgiyi ilginç ve kullanılır hale getirebilirseniz, konuya olan ilgisi artar.

  1. Düşünmeye teşvik edin. Beyin gelişimi ve öğrenme okul ders saatleri dışında da devam edebilir. Çocuğun evde bol bol kitap okuması ve sizinle sohbet etmesi onun düşünme ve dil gelişimini en çok etkileyen faktörlerdir. Size bir soru sorduğunda ona hemen doğru cevabı vermek yerine önce “Sen ne düşünüyorsun bu konuda?” diye sormanız, beynini zorlamasına ve öğrenme potansiyelinin artmasına neden olacaktır.
  2. Her gün mutlaka serbest zamanı olsun. Serbest zaman boşa geçen zaman değildir. Çocuğun her gün okul aktiviteleri, TV izleme ve bilgisayar oyunları ile geçirdiği zaman dışında yaratıcılığını kullanacağı, hiçbir yetişkin yönlendirmesi olmadan kendi kendine kararlar verip, problem çözme fırsatının olacağı ortamlar beyin gelişimini ciddi ölçüde destekler.
  3. Çocuğun takip edebileceği bir düzen kurun. Her gün okuldan geldikten sonra belli bir oyun, ders, yemek ve uyku saati olsun. Düzen içinde yaşayan çocuk kendini daha güvende hisseder.

Kendi sorumluluklarını daha rahat taşır ve okul yaşamını daha etkili yönetir.

  1. Teknolojiyi bilinçli kullanmasını sağlayın. Özellikle hafta içi günde 30 dakikadan fazla kullanılan televizyon, bilgisayar ve ipad oyunları, çocukların beyin gelişimleri için çok önemli olan çocukların aile ile geçirdiği zamanı, sosyal zamanını, kitap okuma zamanını, oyun/serbest zaman dilimini ve hareket etme fırsatını elinden alıyor.
  2. Sosyal zekâsının gelişmesine yardımcı olun. Çocuğun okulda mutlu olabilmesi için en önemli faktörlerden biri, okulda arkadaşlarıyla mutlu olabilmesi ve sosyal ilişkilerini iyi yönetebilmesi.

Onun bol bol arkadaşlarıyla zaman geçirmesi ve bu zamanın televizyon ve bilgisayar oyunlarıyla boşa geçirilmemesi sosyal becerilerini geliştirmesi açısından önemli.

  1. Okul ve öğretmeni ile takım olun. Öğretmen ile sürekli iletişim halinde olmak, çocuğun karşısında birtakım olarak görünmek ve karışık mesajlar vermemek açısından önemli.
  2. Çocuğunuzun okuldaki mutluluğunu gözlemleyin. Çocuğunuzun okul başarısını etkileyecek en önemli faktörlerden biri okulunu ve öğretmenini sevmesi.

Eğer çocuk okula sürekli olarak isteksiz gidiyorsa, eve genelde mutsuz ve heyecansız dönüyorsa, altında yatan nedenleri sorgulamak önemli.

  1. Evdeki çalışma saatlerinin verimli olmasını sağlayın. Ödev saatinden önce dinlenip, özellikle hareket halinde olacağı oyunlar oynaması, ders saatlerinde televizyonun kapalı olması, çalışma alanında bol ışık bulunması ve çalışma malzemelerinin önceden hazır olması çalışma saati verimi için kritik faktörler.

 

Alıntı

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | OKUL BAŞARISI için yorumlar kapalı
Eyl 11

KARA EYLÜL!

KARA EYLÜL!

 

Her Türk kahraman devdi, hem de Türk’e âşıktı

O, ezelden ebede hiç sönmeyen ışıktı

Türk’ün Turan ülküsü en ideal öz şıktı

Hep bir olup hainler çullandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Hainlerdi, idamlık o sehpayı kuranlar

Türk’ün aziz yurdunda hem de Türk’ü, vuranlar

Zeytinyağı misali hep üstlerde duranlar

Ne kadar dönme varsa yollandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Tertemiz alınlara kara yazı yazdılar

Kahraman evlatları sıra, sıra dizdiler

Adice, vicdansızca nice mezar kazdılar

Darbe giyotin oldu, sallandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Her şey Türklük içindi, Türk’e göreydi hem de

Ay yıldızlı al bayrak başını eğdi hem de

Bu öz, millî ülküye bir nazar değdi hem de

O mübarek kanımız allandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Ne ABD, ne Rusya, ne de sömürgeci Çin

Hepsi de emperyalist, hepsini de bir geçin

Dedik ki; Türkçülüğü, Türk ülküsünü seçin

Kanser mikrobu gibi abandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Türk ülkesinde Türk’e çattılar utanmadan

En kutsal değerleri sattılar utanmadan

Yiğit Türk’ü zindana attılar utanmadan

Vahşice saldırarak dadandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

 

Gözyaşıyla birlikte kanımız aktı o gün

Nice yiğit canları zalimler yaktı o gün

Türk’ün öz evladına urganlar taktı o gün

O gün Türk’ün bekası adandı üstümüze

Bir Sonbahar Eylül’ü kara ettiler bize…

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , | KARA EYLÜL! için yorumlar kapalı