Eyl 01

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Türkiye Türklerindir.” M. Kemal Atatürk

* “Başlamak için en uygun zamanı beklersen, hiç başlamayabilirsin. Şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden. Elindekilerle, başla.” Aldous Huxley

* “Gönlünü bu dünyaya kaptıran yorulur.” İbni Haldun

* “Dünya herkese yetecek büyüklüktedir, onun için başkasının yerini kapmaktansa. Çalışarak, gerçek yerinizi bulun.” C. Chaplin

* “Bir insanı, 2 şey ayakta tutar. Biri sağ ayak, diğeri sol ayak. Gerisi, hikâye. İlknur Yıldırım

* “Gölge etme, başka ihsan istemem.” Romen Diyojen

* “Bu dünya, menfaat dünyası. Menfaatini düşünmeyen insan olur mu? Eline fırsat geçirip de, çalmayan bir kişi göstersene bana.” Sabahattin Ali

* “İnsanı açlık değil alıştığı tokluk öldürür.” İbni Haldun

* “Dünyaya fakir olarak gelmek sizin suçunuz değil ama fakir olarak ölmek sizin suçunuz.” Bill Gates

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Ağu 31

ABD’NİN SİYASİ “SOYKIRIM”INA İTİRAZIM VAR..

ABD’NİN SİYASİ “SOYKIRIM”INA İTİRAZIM VAR..

 

Vakıfay kurucusu ve mali genel sekreteri Avedis Kevork Hilkat, yani bir Türkiye Ermenisi, facebook sayfasında yayınladığı “İtirazım var” başlıklı yazısında bakın nasıl mesajlar verdi:

*ABD Başkanı Biden’ın, bölge politikaları uğruna Ermeni meselesine karışması ve tarihte yaşanmış olayları ‘soykırım’ diye tanımlamasını son derece yersiz ve hatalı buluyorum. Biz Türkler ve Ermeniler; kendi özgün tarihi, kültürü ve medeniyeti olan iki halk olarak, binlerce yıl bu coğrafyada, tam bir dayanışma içinde, birbirine karışarak, birbirini etkileyerek ve birbirinden etkilenerek, siz emperyalist güçler olarak ortaya çıkana kadar barış içinde yaşadık.

*Tarih bize, bu iki bin yıllık süreçte Ermeni toplumunu kültürel ve dinsel olarak düşman görüp saldıranların, Ermenileri değiştirip dönüştürmeye çalışanların, Türkler olmadığını gösteriyor. Aksine iki toplum arasında kültürel ve dinsel bir kaynaşma olduğunu, sayıları binleri aşan Ermeni alfabesi ile Türkçe yazılmış kitapların varlığından anlıyoruz. Tersi de olmuştur.

*19. yüzyılın son çeyreğinde; Anadolu üzerinden sıcak denize inmek isteyen bir güç ile menfaatlerine halel getirecek bu olayı, bir tampon bölge yaratarak engellemek isteyen güçler arasında kirli ve kanlı bir tezgâh kuruldu. Son sahne, Birinci Dünya Savaşı esnasında yaşandı. Burada kurban olan masum halklardır. Dün olduğu gibi bugün de sürdürülen bu kanlı oyunda Ermeniler, Türkler ve bu coğrafyada yaşayan tüm halklar, bu kanlı ve kirli oyunun kurbanıdır. Hem tarih hem de coğrafya bunu böyle söylüyor.

*Sizler konuya siyaset olarak baktığınızdan, kendi çıkarlarınız doğrultusunda biz Ermeniler dahil olmak üzere bölgede yaşayan tüm halkları birbirine karşı kullandınız. Sizin menfaatleriniz için bedeli, yakın geçmişte olduğu gibi bölge halkları ödedi. Siz zenginliğinizi ve refahınızı masum halkların kanları ile elde ettiniz.

*Bizim kanımızdan zafer elde etmeye çalışmayın. Biz kardeş halklar olarak halkların masumluğu ile kendi yaralarımızı sarabiliriz. Bırakın saralım.”

***

Avedis Kevork Hilkat’ın sözlerine ilaveten, ABD Başkanı Wilson’ın, soykırım iddialarını araştırmak üzere Doğu Anadolu’ya gönderdiği General Harbord’un, “Ermenilerin katledildiği iddiası doğru değildir. Bölge, ABD mandasını gerektirecek kadar verimli değildir, yeteri kadar maden de yoktur. Türkler ise mücadelede kararlıdır” diye rapor verdiğini hatırlatalım. Yani olayın iç yüzünü ABD çok iyi biliyor ama şimdi Karadeniz’e girmek ve hâkim olmak için Türkiye üzerinde her türlü baskıyı kuracak; öyle görünüyor! Bu olay, Montrö tartışmasının ve Kanal İstanbul girişiminin de devamıdır! ABD, Karadeniz’e çıkmak için bu defa Ermenistan ve Ermeni diasporasını kullanıyor.

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ABD’NİN SİYASİ “SOYKIRIM”INA İTİRAZIM VAR.. için yorumlar kapalı
Ağu 30

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
30 Ağustos 1922’de kazanılan büyük zafer, şanlı milletimizin eşsiz destanlarından biri olarak tarihteki yerini almıştır. Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde kazanılan ve kurtuluş savaşımızın başarıya ulaşmasında en önemli etken olan bu büyük zaferin ardında milletimizin istiklal ve hürriyet aşkı ile kahraman ordumuzun cesaret ve fedakarlığı vardır.
Tarihin altın sayfalarındaki yerini alan ve bağımsız yaşamak isteyen birçok ulusa da yol gösteren Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin, ordusu ile birlikte yüce Atatürk’ün önderliğinde yazdığı kahramanlık destanıdır.
Bu zafer, vatan toprağı işgal altında bulunan bir milletin, yokluklara, rağmen azimle, inançla ve kararlılıkla toprağını nasıl müdafaa edebileceğini, büyük bedeller ödeyerek de olsa yedi düvele göstermiştir. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN için yorumlar kapalı
Ağu 29

GÜLENE HİÇ RASTLAMADIM…

GÜLENE HİÇ RASTLAMADIM…

Arkadaşı Temel’e merakla sordu;

-Biz doğarken dünyaya ağlıyarak geldik ya, gülerek mi gideceğiz acaba ?

-Zannettiğun gibi değil ağabey dedi, Temel;

-Ben çok ölmiş adam gördum ama gülene hiç rastlamadum, hepsinun surati bir kariş asukti…

 

NEYZEN TEVFİK’TEN

Ünlü hiciv şairi Neyzen Tevfik bir ara hükümetten belli bir tahsisat almaya başlar. O zamanki Cumhuriyet Halk Partisi’nin en etkili ve yetkili sözcülerinden biri olan Cevdet Kerim, Neyzen’in cebine giren bu 3–5 kuruştan rahatsız olur ve tahsisatın kesilmesi için harekete geçer. Bunu duyan Neyzen Tevfik şu iki mısra ile taşı gediğine kor:

‘Rızk için Allah Kerim,

Fısk için Cevdet Kerim!’

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | GÜLENE HİÇ RASTLAMADIM… için yorumlar kapalı
Ağu 28

BATININ MÜLTECİ SEÇİMİ

BATININ MÜLTECİ SEÇİMİ

 

Yusra Mardini…

23 yaşında.

Suriye’de doğdu.

Suriye’de büyüdü.

Üç yaşında yüzmeye başladı.

2012 Dünya Yüzme Şampiyonası’nda Suriye adına yarıştı.

Ülkesinden kaçarken geçtiği/sığındığı ülkelerden birinin bile masum olmadığı “Suriye’yi karıştırma operasyonu”nda evi yıkıldı. Gittiği okul, yüzdüğü havuz bombalandı.

Kendisi gibi yüzücü olan kardeşiyle birlikte ülkesinden kaçma kararı aldı.

Beyrut, İstanbul, İzmir derken…

O bilindik yolculuk başladı. İzmir’den Midilli’ye; Türkiye’den Avrupa’ya geçebilmek için 7 kişilik bir bota 20 kişi bindiler. Bir süre sonra arızalanan bot denizin ortasında mahsur kaldı.

Yusra, kardeşi Sarah ve iki Suriyeli daha, Midilli’ye varana kadar, üç buçuk saat boyunca hem yüzdüler, hem de aralarında yüzme bilmeyenlerin de bulunduğu mültecileri taşıyan botu ittiler.

Günlerce onları yazdı dünya basını; hikâyeleri manşetten anlatıldı.

Film gibiydi yaşadıkları; keza filmi çekiliyor yakında.

Tek film değil kitap da yazıyor Yusra.

Ülkesini terk ettikten sonra ilk kez 2016 Rio Olimpiyatları’nda yarıştı; “Mülteci Sporcular Takımı”nda.

Peki nerede yaşıyor Yusra?

Almanya’da.

***

Aloo Maso.

Suriye’de doğdu.

Suriye’de büyüdü.

4 yaşında yüzmeye başladı.

İlk antrenörü Suriye Ordusu’nda subay olan babasıydı.

2015’te bir bombalamada okulu hasar görünce, ülkesini terk etme kararı aldı.

O ağabeyiyle birlikte Türkiye üzerinden 18 kişiyle bindikleri bir botla Avrupa’ya kaçarken, ailesinin diğer üyeleri Suriye’de kaldı.

Suriye’de kalan ve triatlet olan kardeşi Muhammed Maso’yla yıllar sonra ilk defa Tokyo Olimpiyat Oyunları açılış töreninde karşılaştı. Muhammed Suriye Millî Takımı’nda, Aloo ise Mülteci Sporcular Takımı’nda yarışacaktı.

Peki, hikayesi bütün dünyanın gözlerini yaşartan Aloo nerede yaşıyor?

Almanya’da.

***

Aram Mahmoud.

24 yaşında.

Suriye’de doğdu.

Suriye’de büyüdü.

2013 ve 2014’ün Suriye badminton şampiyonu.

Arap Gençler Şampiyonluğu’nu kazandı.

2015’te o da Suriye’yi terk edenler kervanına katıldı.

2018 yılına kadar hiçbir uluslararası müsabakaya katılamasa da form grafiğini sürekli daha yukarıya taşıdı.

Peki nerede yaşıyor?

Hollanda’da.

Nisan 2018’den bu yana da Hollanda bayrağı altında katılıyor yarışmalara.

***

Wessam Salamana.

35 yaşında.

Suriye’de doğdu.

Suriye’de büyüdü.

Ülkenin başarılı boksörlerinden biriydi; iki kez olimpiyat elemelerine katıldı.

2012 Yaz Olimpiyatları’nda Suriye adına yarıştı.

O nerede yaşıyor şimdi?

Almanya.

***

Sanda Aldass.

21 yaşında.

Suriye’de doğdu.

Suriye’de büyüdü.

2015’te ülkesini terk etti; 9 ay bir mülteci kampında yaşadı. Antrenör olan kocası ve küçük oğlu ancak 6 ay sonra yanına gelebildi.

Uluslararası Judo Federasyonu’nun davetiyle, 2019 Dünya Şampiyonası’nda ve Grand Slam’de IJF Mülteci Takımı adına yarıştı.

Nerede yaşıyor şimdi?

Hollanda’da.

***

Ahmad Alikaj.

20 yaşında.

Suriye’de doğdu.

Suriye’de büyüdü.

2015’te ülkesinden ayrıldı.

2019 Budapeşte Grand Prixi, 2019 Dünya Şampiyonası ve 2020 Grans Slam’ınde IJF Mülteci Takımı’nda yarıştı.

Nerede yaşıyor?

Almanya’da.

***

Muna Dahouk.

21 yaşında.

Suriye’de doğdu.

Suriye’de büyüdü.

Altı yaşında judoya başladı; babası bir judo senseiydi; Suriye’de patlak veren kargaşada can verdi.

Babasının ölümünün ardından ailesiyle birlikte Suriye’yi terk etti.

Kendisi gibi judocu olan ablası Oulo’yla birlikte 2019 Grand Prixi ve 2020 Grand Slam’lerinde IJF Mülteci Takımı adına yarıştı..

Onlar nerede yaşıyor?

Hollanda’da.

***

Tek Suriyeli sporcular değil, aynı şey 2020 Tokyo Olimpiyatları’na katılan bütün Mülteci Sporcular/Olimpiyat Takımı oyuncuları için geçerli; Avrupa’nın milyonlarca mülteciyi en insanlık dışı yöntemlerle Kapıkule’den geri püskürttüğü, Yunan sahillerinden denize döktüğü veya “makbuzu karşılığında” yol açacağı bütün toplumsal sorunlarla birlikte Türkiye’ye postaladığı bir süreçte, olimpik sporcuların tamamının bir Avrupa ülkesine yerleşebilmiş olması tesadüf olabilir mi?

Mülteci Sporcular Takımı bayrağında imzası bulunan Suriyeli tasarımcı Yara Said bile Hollanda’da yaşıyor; öyle bir tesadüf yani!

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | BATININ MÜLTECİ SEÇİMİ için yorumlar kapalı
Ağu 27

BÜYÜK BİR MİLLETİN MÜBAREK TOPRAKLARINA GİRİNCE AYAĞA KALKMAMAK SAYGISIZLIK OLUR.”

“BÜYÜK BİR MİLLETİN MÜBAREK TOPRAKLARINA GİRİNCE AYAĞA KALKMAMAK SAYGISIZLIK OLUR.” Muhammed İkbal

Güney Afrika Müslümanlarından bir heyet 1933’te Muhammed İkbâl’e gelip, uzun ömürlü olması için dua ettiklerinde, İkbâl kendisine dua eden heyettekilere der ki;

‘’Ben yapacaklarımı yaptım. Artık benim için değil, İslâm coğrafyasının yegâne koruyucusu olan Mustafa Kemal için dua edin.”

Muhammed İkbâl, Atatürk’ü çok seven ve O’na çok büyük değer veren bir düşünürdü.

İKBÂL’İN TÜRKLERE SAYGI İÇİN UÇAKTA AYAĞA KALKIŞI.

Muhammet İkbâl ilk Türkiye seyahatine çıktığında, seyahat ettiği uçağın görevli hostesine “Türk hava sahasına girildiğinde kendisine mutlaka haber vermelerini” söyler.

Kabin görevlisinin kendisine uçağın Türk hava sahasına girmek üzere olduğu haberini vermesi üzerine Muhammet İkbâl hemen ayağa kalkar, anında hazır ol vaziyeti alır ve dakikalarca saygı duruşunda bekler.

Bunun üzerine yanındakiler İkbâl’e neden ayağa kalktığını sorduklarında, İkbâl’in cevabı aşağıda ki şekilde olur;

“Bu topraklar, yüz binlerce Türk evlâdının şahadet kanlarıyla yoğrulan mübarek topraklardır. Bu mukaddes mekânda yaşayan Türk milleti de Allah’ın sevip koruduğu mukaddes ve mübarek bir millettir. Türk milleti öyle bir millettir ki, yıllarca İslâm’ın muhafızlığını yapmış, tüm İslâm âleminin ırzını, namusunu, şerefini küffarın ayakları altında kalmaktan kurtarmıştır. Eğer Türk Milleti olmasaydı, İslam dini Arap yarım adasına hapsolunurdu. Bunun içindir ki gönlümde Hazreti Mevlâna’ya ve onun necip milletine karşı sonsuz bir saygım vardır. İşte bundan dolayı, yani onlara hürmeten ayağa kalktım. Böylesi büyük bir milletin mübarek topraklarına girince ayağa kalkmamak saygısızlık olur ”

Böyle bir millete düşman olmak ve böylesine muhteşem bir milletin ismini ağzına almamak, alçaklığın en alt seviyesi olsa gerek.

 

Alıntı: Orhan Kılıçoğlu

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , | BÜYÜK BİR MİLLETİN MÜBAREK TOPRAKLARINA GİRİNCE AYAĞA KALKMAMAK SAYGISIZLIK OLUR.” için yorumlar kapalı
Ağu 26

ZORDUR TÜRK OLMAK

ZORDUR TÜRK OLMAK

Türk olmak nasıl bir duygu okuyun siz karar verin. Bakın Türk olmak nasıl bir duyguymuş…

“Türk olmak nasıl bir duygudur?”

Türk Olmak…
Aslında çok şeydir Türk olmak.
Türk olmak,
Osmanlı’nın borcunu ödemektir.
Kosova’da ve Bosna’da, Batı Trakya’da ve Makedonya’da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir.
Türk olmak;
Kıbrıs’ta,
Hocalı ’da,
Anadolu’da ve Balkanlar’da soykırıma uğrayıp
Karşılığında yapmadığın soykırımla suçlanmaktır.
Türk olmak;
Faşist olmaktır,
Vatanına, milletine, tarihine sahip çıktığında…
Demokrat ve çağdaş olmaktır vatanına, milletine, tarihine sövüldüğünde…
Türk olmak, lisanının Avrupa’da yasaklanmasıdır ve yine Türk olmak kendini ve derdini anlatamamaktır.
Avrupa’da hor görülmek Türk olmaktır,
Ataların bir çok asır önce Viyana’yı kuşattığı için hoş görülmemektir
Sadece kuşatıp; Napolyon gibi bütün Viyana’yı yakmadığı için.
Türk olmak;
Selanik’te Pontus Anıtı’nın,
Viyana’da çiğnenen yeniçeri minberinin ve
Malta’da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir.
Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir.
Üç kıtadan dönüp,
Bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir.
Sayısız imparatorluk kurmak Türk olmaktır.
Türk olmak;
Arabaya koşulan ilk atın vatanında,
İlk yazılı antlaşmanın imzalandığı yurtta,
Yazının bulunduğu,
Paranın icat edildiği
Her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta,
Kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir.
Türk olmak;
Truva’dan bu yana,
Sümer’den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda,
Bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen,
Bir haftalık hafıza ile yaşamaktır.
Doğu Roma’yı da, Batı Roma’yı da yıkıp,
Yeni Roma olan AB’ye girmeye çalışmaktır, Türk olmak.
Türk olmak;
Mostar’da köprüdür,
Kerkük’te kaledir,
İstanbul’da Kızkulesi’dir,
Anadolu’da buğdaydır,
Çukurova’da pamuktur,
Ege’de tütün,
Karadeniz’de fındık,
Trakya’da ayçiçeğidir.
Türk olmak;
Çanakkale’de ölmektir.
Çanakkale’de ölmeden önce düşmana su vermektir,
Onun yaralısını sırtında kendi hastanesine taşımaktır.
Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlısından helallik almaktır.
Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir.
Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır.
Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır.
Türk olmak;
Harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip,
Tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile, paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır.
Türk olmak;
Askere davul-zurna ile uğurlanmaktır,
Belki de dönmeyeceğini bilerek.
Türk olmak;
Annenin, şehit oğlunun ardından; ‘Bir oğlum daha olsun, onu da vatan için göndereceğim.’ demesidir.
Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken ‘Vatan Sağ olsun!’ demesidir.
Türk olmak;
Her hükümetin
Enkaz devraldığı, ama
Ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır.
Türk olmak;
Ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir.
Ayni nedenle Türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır.
Göz hakkına, diş kirasına saygıdır.
Türk olmak;
Evindeki bir kap aşın yarısını Tanrı misafirine vermektir.
Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır Türk olmak.
Türk olmak;
Milli maçta ağlamaktır.
Ayhan Işık’a, Belgin Doruk’a aşık olmaktır.
Türk olmak;
Aşkını ölesiye sevmektir.
Aşkı için ölmektir, öldürmektir.
Sevdiceğinin elini bir kez tutamadan, toprağa girmektir.
En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir.
Eşkıyaya türkü yakmaktır Türk olmak.
Türk olmak;
Yunus’u bilmektir,
Aşık Veysel’i sevmektir.
Mevlana’yı, Hacı Bektaş-i Veli’yi ve Hoca Yesevî’yi, tek bir satırını okumasa da yüreğinde taşımaktır.
Türk olmak;
Saz çaldığında,
Ney üflendiğinde,
Kös dövüldüğünde ve kaval çaldığında,
Yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir,
Bir de Yemen Türküsünde…
Hayatın sana verdiklerine ‘Nasip’,
Vermediklerine ‘Kısmet ‘demektir.
Her işin ‘Hayırlısına ‘inanmaktır ve
Ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.
Türk olmak;
Asya’da “Batılı”,
Avrupa’da “Doğulu” diye tepki görmektir.
Irk sözünü bilmeden yaşamak, Yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevmektir.
Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir.
Türk olmak;
En zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak,
En dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir.
Türk olmak;
Anadolu’da her düşen yağmur damlasına hamletmek,
Her çıkan başak için şükretmektir.
Türk olmak;
Medeniyetler mezarlığı Anadolu’da dik durabilmektir!
Zor iştir Türk olmak…

Alıntı: Türkiye’nin ABD Seattle Fahri Konsolosu J. F. Gökçen

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | ZORDUR TÜRK OLMAK için yorumlar kapalı
Ağu 25

SEVGİDE CİMRİLİK ETME

SEVGİDE CİMRİLİK ETME

 

Yapsın gül gönüller sevgiye çağrı

Sevgisizlik, çöle döndürür bağrı

Tabiple, ilaçla gitmez bu ağrı

Sakın ha, sevgide cimrilik etme!..

 

Arı çiçek çiçek gezer bal için

Yiğitler can verir, hilal, al için

Barış için, sevgi için, yeşil dal için

Sakın ha, sevgide cimrilik etme!..

 

Kainatın özü sevgi değil mi?

Peygamberler sözü sevgi değil mi?

Cennet’in yol izi sevgi değil mi?

Sakın ha, sevgide cimrilik etme!..

 

Mutlu yaşamanın adıdır sevgi

Gönülde sevincin tadıdır sevgi

Her kalbin, her ruhun yadıdır sevgi

Sakın ha, sevgide cimrilik etme!..

 

Taşlaşan yüreğe can getirir o,

Durgun beyinlere kan getirir o,

Aşuka, maşuka şan getirir o,

Sakın ha, sevgide cimrilik etme!..

 

Cimri ile cömert harcı bir çıkar

Cimrilerden bütün canlılar bıkar

Cimrilik gönülü, dünyayı yıkar

Sakın ha, sevgide cimrilik etme!..

 

Sevgi hazinesi Hak’tan hediye

Sevgide cimrilik etmek ne diye?

Her tavır bağlıdır elbet bilgiye

Sakın ha, sevgide cimrilik etme!..

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | SEVGİDE CİMRİLİK ETME için yorumlar kapalı
Ağu 24

BAŞKOMUTAN

BAŞKOMUTAN

 

Tümgeneral Hasan Peker Günal’dan:

“Sevgili kardeşim, Ahmet Yavuz Paşam,

Başkomutan adlı kitabını birkaç gün içerisinde okudum. Kitabın, Atatürk hakkında yazılmış binlerce eser arasında, esas olarak onun başkomutanlık ve liderlik özelliğini işleyen nadir kitaplardan biri olarak edebiyat tarihinde yerini alacaktır. Kutluyorum. Bu vesileyle, senin de kitabında zaman zaman değindiğin, ancak önemli gördüğüm için birkaç hususu vurgulamak istiyorum.

Ağız alışkanlığı olsa gerek; seçilmiş/atanmış her yönetici veya komutana önder (lider) de deriz. Günlük konuşmada birbirinin yerine kullanmak yanlış sayılmaz. Ancak günümüzde yönetim artık ayrı bir bilim olarak ele alındığından, yönetim bilim dilinde yönetici/komutan ve önderin anlam boyutları farklıdır. Nasıl önder olunur?”, “Kime önder denir?”, “Önderliğin temel ölçütleri (kriterleri) nelerdir?” gibi soruların yanıtlarını bulabilmek için yıllardır çalışırım. Önderliğin olmazsa olmazı güvenirliktir; yönettiği kitlenin güvenini kazanmaktır. İnsanlar, ancak beklentilerini sağlayabileceğine güven duyduğu insanın peşinden giderler. Kitabında da belirttiğin gibi, Cumhuriyet ve laiklik konularındaki farklı düşüncelerinden dolayı Mustafa Kemal ile ayrı düşen Kurtuluş Savaşımızın diğer büyük komutanları -ki bazıları ondan kıdemlidir, hatta hocasıdır- savaşın kazanılmasını Mustafa Kemal’in önderliğine bağlamışlardır. Mustafa Kemal, hem bir komutan/başkomutan, hem de liderlik özelliklerini birlikte taşıyan tarihin gördüğü ender askerlerden biridir.

Risk almak komutanlık/liderlik sanatının önemli bir unsurudur. Risk almak demek, kumar oynamak demek değildir. İnsan ve ülke hayatıyla kumar oynanmaz. Pek yazılmış değil ama, Mustafa Kemal’in Büyük Taarruz planında almış olduğu risk olumsuz gerçekleseydi, yani Yunan ordusu ihtiyat kolordusuyla zayıf tutulan kuzey kanadımıza taarruz etseydi, Başkomutan taarruza devam ederek Yunan ihtiyat kolordusunu arkadan çevirmek suretiyle imha etmeyi düşünmüş olmalıdır. Nitekim kitabınızda belirttiğiniz gibi, Halide Edip’in Sakarya savunmasında “Cephe yarılır da düşmanın Ankara’ya girmesi halinde ne yaparız?” sorusuna verdiği yanıtta “İyi yolculuklar baylar, derim. Arkalarından vurarak onları Anadolu’nun boşluğunda yok ederim.” deyişinde bunun ipuçlarını bulabilirsiniz.

Sıradan komutanlar, güncel veya kısa vadeli hedefler peşinde koşarlarken; önderler daha ilerilere, daha ötelere bakarlar. Mustafa Kemal daha Samsun’a ayak bastığında, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurgulamıştı bile.

Sezgi: Bizim talimnamelerimizde pek vurgulanmayan, ancak kitabınızda hak ettiği yeri bulan sezgi, en önemli önderlik özelliklerinden biridir.

Şans: Önderde olması gereken doğa üstü bir özelliktir şans. Savaş hakkında en büyük eserlerden birini yazmış olan Prusyalı general-düşünür Clauzeviç, “Savaş şans ve rastlantılar alanıdır” diyor. Bir konferansta dinlemiştim. Napolyon, ölen Genelkurmay Başkanının yerine bir yenisini aramaktadır. Çevresindekiler bir aday generali çok överler; şöyle akıllı, şöyle bilgili, şöyle stratej falan diye. Napolyon sorar “Peki… şansı da var mı?” Ömrünün 11 yılını savaş meydanlarında geçirmiş Mustafa Kemal’in şansı çoğu kez yaver gitmiştir. Tabi Türk ulusunun en büyük şansı da Mustafa Kemal olmuştur.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | BAŞKOMUTAN için yorumlar kapalı
Ağu 23

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin. Hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek. O hedefe

yürüyeceksin, herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır, önüne sayılamayacak kadar güçlükler yığılacaktır.

Kendini büyük değil küçük, zayıf. vasıtasız, hiç telakki ederek. kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak, bu güçlükleri aşacaksın. Sonra sana

büyüksün derlerse, bunu diyenlere de gülüp geçeceksin.” Mustafa Kemal Atatürk

* “Allah’a ulaşan yol, aklın sevgi ile bütünleştiği istikamette olur.”

* “Merhamet masum olduğu için her kalbe misafir olmaz.” İbni Haldun

* “Ateş ile suyun bir kap da toplanması mümkün olmadığı gibi, hem dünya hem de ahret sevgisinin bir gönülde toplanması mümkün değildir.” Hz. Musa

* “Barış sağlayan tek silah, sevgidir.” David Hume

* “Bazen sevgiyi, nefretten ayırmak güçtür.” Graham Greene

* “Bedensellik kokan bir sevgi, er geç bitmeye mahkûmdur.”

* “Ben bu dünyaya kin değil, sevgi paylaşmaya geldim.” Sofokles

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı