Haz 22

Temizlikçi Tahir…

Temizlikçi Tahir…

Onu hiçbir sınıf arkadaşı sevmiyordu. Çünkü derslerine asla çalışmayan, tembel ve bön bir çocuktu. Özellikle öğretmeni “beni delirtiyorsun” diye hep kızıyordu Tahir’e.
Bir gün Tahir’in annesi okula geldi. Öğretmeni ile görüştü. Öğretmen dürüstçe “çocuğunuz ders çalışmayan aptalca şeyler yapan bir çocuk, notları da düşük, hayatımda bunun kadar tembel çalışmayan bir öğrenci görmedim” dedi.

Annesi çok şaşırdı, Tahir’i okuldan aldı ve Kayseri’ye taşındılar.

Aradan 25 yıl geçti. Öğretmen de Kayseri’ye tayin olmuştu. Bir gün öğretmen ağır bir kalp krizi geçirdi. Bütün doktorlar ameliyat olması gerektiğini söylediler. Bu zor bir ameliyattı ve Kayseri’de ameliyatı yapabilecek tek bir cerrah vardı.
Öğretmen ameliyat oldu. Gözünü açtığında karşısında yakışıklı cerrah ona gülümsüyordu. Öğretmen tam teşekkür edecekti ki suratı morarmaya başladı. Bir şey söylemek için elini kaldırdı ama söyleyemeden küt diye öldü.

Çünkü o anda öğrencisi Tahir odayı temizlemek için gelmişti

Doktor şaşırdı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bir baktı ki o da ne?

Odaları temizleyen Tahir, solunum cihazının fişini çekip elektrik süpürgesini takmış.

İşte o temizlikçi Tahir öğretmenini bu dünyadan temizlemişti…

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | Temizlikçi Tahir… için yorumlar kapalı
Haz 21

“MURSİ ŞEHİT… ! …ÖYLE Mİ… ?”

“MURSİ ŞEHİT… ! …ÖYLE Mİ… ?”

 

Müslüman Kardeşler’in aslında asıl kurucusu Raşit Nida adındaki bir cami hocasıydı. Çıkardığı ilk dergi “Işık Evi”’dir. (Işık Evlerinden size tanıdık gelebilir. FETÖ’nün can damarıydı). Hemen onun yerine gelen Hasan El Banna ise Müslüman Kardeşler’in sonraki dönemine imza atmış kişidir. Süleymaniye’deki İngiliz petrol şirketine ait bir camide ilk propagandasında; “Allah hedefimiz, peygamber liderimiz, Kuran anayasamız, Cihad yolumuz ve Allah davasında ölmek en büyük ülkümüzdür” demiştir. Banna; yaşamı boyunca verdiği tüm derslerde; “Cihad terörizmi meşru kılar” diyerek örgütün silahlı kanadının kurulmasına fikir babalığı yapmıştır.

Şimdi lütfen dikkatle okuyun bazı bölümleri (FETÖ’yü hatırlayın) mutlaka size tanıdık gelecektir…!

“1938’de Müslüman Kardeşler  üyeleri taburlar halinde örgütlendi. Her tabur işçiler,öğrenciler, iş adamları ve serbest meslek mensupları olmak üzere üç bölümden oluşuyordu. Her grup haftada bir gün gizli olarak bir araya geliyordu. 1943 yılında taburlar 10 kişilik aileler halinde örgütlendi. Evli çiftlerden sadece biri örgüte katıldıklarında kabul edilmiyorlardı. Aileler taburlara, taburlar da merkez karargaha bağlıydılar. Kendierine birader adını verenler; her caminin yanına bir kız ve erkek okul, öğrenci yurdu açıyorlardı. İşçiler için gece okulları, öğrenciler için özel dershaneler açmışlardı. Kendi öğrencilerini her türlü yöntemi kullanarak sınavlardan geçiriyor ve devlet kademelerine yerleştiriyorlardı. Merkezlerde hastaneler, kırsal bölgelerde klinikler açmışlardı. Kendi işçi sendikalarını, fabrikalarını, matbaalarını, dokuma, inşaat ve mühendislik işletmelerini kuruyorlardı. 1943 yılında bin kişilik vurucu güç oluşturuldu. Sinema ve tiyatroları bombalıyor, Yahudi ve solculara saldırıyorlardı. 1948’de ünlü bir yargıç olan Ahmetel Hazidar ve ardından başbakan Muhammet Nukraşi öldürüldü. Yapan Müslüman Kardeşlerdi. Noel’de Kıpti kiliselerini yaktılar, turistlere bombalı saldırılar düzenlediler”.

Bizdeki Siyasal İslamcıların çok sevdiği Muhammed Mursi’den önce Banna’dan sonra ilgi çekici bir isim daha vardı; “Seyyid Kutub”. Siyasal İslamcı ve Müslüman Kardeşler’in takipçisi AKP’lilerin başucu kitaplarından biri olan “Yoldaki İşaretler”’in yazarı. Sonunda idam edilmişti.

Kutub’un yazdıklarında, “cahil” olarak adlandırdığı Batı’ya ve radikal bir toplumsal ıslaha ihtiyaç duyduğunu savunduğu “sözde İslami” topluluklara (yani laik islam ülkelerine) karşı cihat ilan edilmesi gerektiği belirtiliyordu. Özellikle 1964’te yayımlanan “Yoldaki İşaretler” adlı eseri ve düşünceleri, İslami Cihad ve El Kaide gibi radikal İslamcı gruplara ilham kaynağı oldu.

Muhammed Mursi Cumhurbaşkanı olur olmaz ilk olarak ne yaptı biliyor musunuz; Anayasayı değiştirdi. Kurucu Meclis’in yeni anayasayı hazırlamasının sekteye uğramamasını hedefleyen Mursi, geçici bir anayasal deklarasyon yayımlayarak yetkilerini artırdı.

Yani rejimi değiştirmeye çalıştı…!

Ne kadar tanıdık değil mi…!

Ancak Mısır’ın; “bana ne kardeşim bana dokunmayan yılan bin yaşasın” demeyen laik ve aydın halk kesimi “şeriat” rejimine adım adım devletin kurullarını ve aygıtlarını kullanarak geçmeye çalışan Mursi’ye başkaldırdı. 

Mısır halkı hem 1954’te Cemal Abdülnasır’a hem de 1970’li yıllarda Enver Sedat’a suikast düzenleyen bu örgütü asla affetmemişti.

Kurucu Meclis tarafından hazırlanan anayasa taslağının Aralık 2012’de referanduma götürülmesi sürecinde Mursi, silahlı güçlere ulusal kurumları ve seçim yerlerini koruma görevi verdi. Bu süreçte yaşananlar, muhalefet tarafından bir sıkıyönetim sürecine benzetildi.

Aynı ayın sonunda ordu, ülkedeki durumun “devletin çöküşüne yol açabileceği” uyarısında bulundu.

Yine tanıdık geldi değil mi…!

Anayasa onaylandızktan sonra ordu kışlasına çekildi fakat Ocak 2013’te Mursi’nin muhalifleri ile destekçileri arasında çıkan çatışmalarda çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Ardından darbe geldi. Mursi ve üç üst düzey Müslüman Kardeşler lideri, “Mısır’da istikrarı bozmak için yabancı terör örgütleriyle komplo kurmak” suçlamasından Mayıs 2015’te ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış, davada 16 kişi de idam cezası almıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İhvanı Müslimin” lideri, Mısır’daki binlerce kişinin kanını dökülmesine yol açan bu isme söylediklerine bir bakalım;

Ben öncelikle Mursi kardeşimize, şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. 5 yıldır Mursi kardeşimiz cezaevinde ve binlerce arkadaşıyla beraber orada mahkum ve bugün de şüpheleri bir kenara koyuyorum, emrihak vaki olmak suretiyle şehit oldu. Dualarımız Onunla beraber. Tüm Onunla aynı yolu yürüyen kardeşlerimin başı sağolsun”.

 

Alıntı: Fatih Ertürk

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “MURSİ ŞEHİT… ! …ÖYLE Mİ… ?” için yorumlar kapalı
Haz 20

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Sağlığında nice ehl-i hünerin // Bir tutam tuz bile yoktur aşına // Öldürürüz onu önce açlıktan // Türbe diktiririz sonra başına.” Ferit  Kam                                                         

* “Özgürlük, kendimizden sorumlu olma iradesidir.” F. Wilhelm Nietzsche

* “Kâmil ile yoldaş olan, yorulmaz.” Hataî

* “Vefa gölü kurudu” Edip Ahmet

* “FIFA’nın taktiği; “Böl ve Yönet”…” Andrew Jennings

* “Milliyetçiliğe muhalefet, kesinlikle eski veya yeni emperyalizmleri desteklemek demektir…”  Tom Nairn                      

* “İyilik ettiğinden sakın kendini.” Köroğlu

* “Gücümüzü hırlaşmak için değil, birleşmek için harcamalıyız.”  Malcolm X                                                            

 * “Zenginliğin ve güzelliğin kazandırdığı ün geçici ve kırılgandır; erdem ise ünün ta kendisidir ve bedidir.”  Sallustius                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                 * “Gerçek, göz ardı edilince ortadan kalkmaz.” Aldous Huxley       

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Haz 19

KÜLTÜR AŞ’DEN ADRESE TESLİM İHALELER

KÜLTÜR AŞ’DEN ADRESE TESLİM İHALELER

 

İhale Numarası 2018/562797. İhale konusu ”İstanbul Geneli Muhtelif Org. ile Tanıtım Duyuru Çalışmaları ve Baskılı İşlerin Hizmet Alım İşi”.. İhale tutarı 181 Milyon TL. İhaleyi düzenleyen kurum İstanbul Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Şube Müdürlüğü, İhaleyi alan kurum ise Belediyenin iştiraki İstanbul Kültür ve Sanat Ürünleri Tic. A.Ş.

Ne var bunda diyebilirsiniz…

Anlatayım.

İstanbul Kültür ve Sanat Ürünleri Tic. A.Ş ihaleyi aldıktan sonra işi kendisi yapmıyor. İşi alt taşeron firmalara veriyor. Peki, bu ihaleyi dağıttığı firmalar kim?..

AKP’nin miting organizasyonlarını yapması ile tanınan Fikret Karadeniz’in sahibi olduğu YRD İstanbul Reklamcılık, Serdar Haydanlı’nın sahibi olduğu DörtbuçukG Ajans, Fatih Işık’ın sahibi olduğu RTS Prodüksiyon, defalarca yazdığım Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatipten arkadaşı olan ve Kartal Eğitim Vakfı Derneğinin Yönetiminde görev alan M. Raif İnan’ın sahibi olduğu PlanB Organizasyon, Emin Akkaya ‘nın sahibi olduğu Görsel C Ajans..

Tabii ki her iş insanı, sahibi olduğu  firması ile ihaleye girer ve işi alıp yapabilir. Buna sözüm yok. Ancak benim sizlere aktarmak istediğim durum farklı. Anlatmak istediğim Kültür A.Ş.’nin adrese teslim ihaleleri ve bu beş firmaya tanınan ayrıcalıklar.

Nasıl mı?

İhaleler 4734 sayılı ihale kanunun belirlediği usullere göre yapılır. Bazı durumlarda ise istisna maddeleri uygulanır. Kültür A.Ş. ihalelerini 4734/3-g maddesine göre veriyor. Bu ihale usulünde belirli bir parasal eşik değerler sınır vardır. Bu sınır 10 Milyon 300 Bin TL’dir. Bu eşik değer sınırı aşılamaz. Kültür A.Ş. ona da çözüm bulmuş. Şayet yapacağı ihale belirlenen parasal eşik değer miktarını aşıyor ise ihaleyi farklı isimlere ve parçalara bölüyor.

Hemen örnek verelim ..

İhaleyi alan firma  YRD İstanbul Reklamcılık, İhale numarası 2019/4931 ihale tutarı 9 milyon 116 Bin TL ve 2019/4936 İhale tutarı  9 Milyon 066 Bin TL. Bu iki ihalenin yapıldığı tarih 07.01.2019, ilk ihalenin yapıldığı saat 10:00, diğer ihale ise 10:30’da yapılmış. İhale aslında tek ancak toplam tutar 3-g usulünde belirtilen rakamları aştığı için ihale ikiye bölünmüş durumda.

Başka bir örnek daha verelim.

İhaleyi alan firma  PlanB Organizasyon, İhale numarası 2019/6574 ihale tutarı 8 milyon 920 Bin TL ve 2019/6435 İhale tutarı  7 Milyon 920 Bin TL. Bu iki ihalenin yapıldığı tarih 08.01.2019, il ihalenin yapıldığı saat 11:00, diğeri ise 15:00’de.

Peki bu beş firma Kültür A.Ş.’den alt taşeron işleri hariç ihale yolu ile sadece 2019 yılı içerisinde 4734/3-g usulü ile ne kadarlık ihale almış dersiniz ?

Görsel C, aldığı ihale sayısı 5 ve tutarı 52 Milyon TL,

YRD İstanbul Reklamcılık, almış olduğu ihale sayısı 2 ve tutarı 18 Milyon TL,

DörtbuçukG Ajans, almış olduğu ihale sayısı 5 ve tutarı 39 Milyon TL,

RTS-Fatih Işık, almış olduğu ihale sayısı 6 ve tutarı 50 Milyon TL,

PlanB Organizasyon, almış olduğu ihale sayısı 10 ve tutarı 78 Milyon TL,

Bu beş firmanın sadece 6 ay gibi kısa bir süre içerisinde küsuratlar da dahil aldıkları ihaleler toplamı 239 Milyon TL!

239 Milyon TL sadece 4734/3-g usülü ile aldıkları rakam. Peki 2019 yılı ilk altı ayında aldıkları tüm ihaleler toplamı ne kadar dersiniz?

329 Milyon TL!

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | KÜLTÜR AŞ’DEN ADRESE TESLİM İHALELER için yorumlar kapalı
Haz 18

ESMAÜ’L HÜSNA – 99 HAZiNE

ESMAÜ’L HÜSNA – 99 HAZiNE

“En güzel isimler (Esmaü’l Hüsna) Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin.” [ ArafSuresi,180 ]
“Allah’ın 99 ismi vardır, Kim bunları sayarsa [Ahsaha] cennete gider” [ Buhari, Müslim ]

Bütün Âdemoğlu kâinatta müşahit                                                                                                                                                                                                                              Akl’eder, hisseder tektir El-Vâhid
67- El-Vâhid: “Zat, sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayan, tek olan.”

 

Mevcuttur hayata cezir ile med                                                                                                                                                                                                                           Gönüller duada çeker Es-Samed
68- Es-Samed: “Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, herkesin muhtaç olduğu.”

Olmaz hiç canlıya asla bir gadir                                                                                                                                                                                                                            Muktedir her şeye sonsuz El-Kâdir
69- El-Kâdir: “Dilediğini dilediği gibi yaratmaya muktedir olan.”

 

Kâinatı anlamak her âdem de uktedir                                                                                                                                                                                                                    Her şeyin sahibi O, El-Muktedir
70- El-Muktedir: “Dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi kolayca yaratan kudret sahibi.”

 

Her hali her zaman eyledi takdim                                                                                                                                                                                                                        Kendi bilir, diler, O, El-Mukaddim
71- El-Mukaddim: “Dilediğini, öne alan, yükselten.”

 

Sende ol her canlı gibi mutahhir                                                                                                                                                                                                                        Mutlak hakimdir O, El-Muahhir
72- El-Muahhir: “Dilediğini sona alan, erteleyen, alçaltan.”

 

İnsanlık vahşi cemaziyülevvel*                                                                                                                                                                                                                             Ezeli varlığı, önsüz El-Evvel
73- El-Evvel: “Ezeli olan, varlığının başlangıcı olmayan.”

 

İmanlı bir insan olmalı tahir                                                                                                                                                                                                                              Şüphesiz tek ilah sonsuz El-Âhir
74- El-Âhir: “Ebedi olan, varlığının sonu olmayan.”
Her canlı bir uzman hepsi da mahir                                                                                                                                                                                                                        Beceri yaratmış adil El-Zâhir

75- El-Zâhir: “Varlığı açık, aşikâr olan, kesin delillerle bilinen. “

 

Elbette cüzidir aklı her zatın                                                                                                                                                                                                                                        Hiç görebilir mi idrak El-Bâtın?
76- El-Bâtın: “Akılların idrak edemeyeceği, yüceliği gizli olan. “

 

Korkutur insanın yaşayış hali                                                                                                                                                                                                                         Kâinatın sahibi adil El-Vâlî
77- El-Vâlî: “Bütün kainatı idare eden.”

 

Şerefli insan arar helali                                                                                                                                                                                                                                       Şeref kazandırır El-Müteâlî
78- El-Müteâlî: “Son derece yüce olan.”

 

Tam iman var iken olur mu keder?                                                                                                                                                                                                                         Yardıma koşmakta her zaman El-Berr
79- El-Berr: “İyilik ve ihsanı bol, iyilik ve ihsan kaynağı.”

 

Ağır gelmeli mizanda sevap                                                                                                                                                                                                                                Tövbeleri kabul eder Et-Tevvâb
80- Et-Tevvâb: “Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayan.”
Yaratılmış canlı cansız nitekim                                                                                                                                                                                                                    Mahşerde sorgular tek El-Müntekim

81- El-Müntekim: “Zalimlerin cezasını veren, intikam alan.”

 

Kulların hakkıdır yapmalı sehiv                                                                                                                                                                                                                         Şükürde, zikirde her dem El-Afüvv
82- El-Afüvv: “Affı çok olan, günahları affetmeyi seven.”

Sonsuzdur rahmeti sonsuzdur lütuf                                                                                                                                                                                                                         İki cihanda da daim – Er-Raûf
83- Er-Raûf: “Çok merhametli, pek şefkatli.”

 

Bilinir dünyada gayrı menkul mülk?                                                                                                                                                                                                                             Her şeyin sahibi Mâlik-ül Mülk
84- Mâlik-ül Mülk: “Mülkün, her varlığın sahibi.”

 

Şüphesiz eylemiş en evvel ikram                                                                                                                                                                                                                         Ebet müddet Zül-Celâli vel ikrâm
85- Zül-Celâli vel ikrâm: “Celal, azamet ve pek büyük ikram sahibi.”

 

İnsanoğlu için geçerli taksit                                                                                                                                                                                                                              Kâinata düzen veren El-Muksit
86- El-Muksit: “Her işi birbirine uygun yapan.”

 

Mutlu olmak için yaşa nizami                                                                                                                                                                                                                              Sorar ahirette toplar El-Câmi
87- El-Câmi: “Mahşerde her mahlükatı bir araya toplayan.”

 

Geldi insanlara en kutlu vahiy                                                                                                                                                                                                                              Kudretinden sual olmaz El-Ganiyy
88- El-Ganiyy: “Her türlü zenginlik sahibi, ihtiyacı olmayan.”
Kulun günahları gelmeli yeğni                                                                                                                                                                                                                                Her canlıya her şey verir El-Mugnî                                                                                                                                                                                                                            89- El-Mugnî: “Müstağni kılan. İhtiyaç gideren, zengin eden.”

 

Değildir ki yalnız insan cismani                                                                                                                                                                                                                          Dilemediği her şeye engel El-Mâni
90- El-Mâni: “Dilemediği şeye mani olan, engelleyen.”

 

Ancak Hak aşığı olur alemdar                                                                                                                                                                                                                                   Çeker zalimleri sığaya Ed-Dârr
91- Ed-Dârr: “Elem, zarar verenleri yaratan.”

 

Saymakla biter mi, nimetler safi                                                                                                                                                                                                                     Bedelsiz nimetleri sunmuş En-Nâfi
92- En-Nâfi: “Fayda veren şeyleri yaratan.”

 

Kişide servettir gerçek bir onur                                                                                                                                                                                                                              Her şeye güzellik verendir En-Nûr
93- En-Nûr: “Âlemleri nurlandıran, dilediğine nur veren.”

 

Yapmalı her insan mutlak vaadi                                                                                                                                                                                                                                  O zaman ödülü verir El-Hâdî
94- El-Hâdî: “Hidayet veren.”

 

Ezelden mevcuttur elbet ebedi                                                                                                                                                                                                                            Bütün âlemlere hâkim El-Bedî
95- El-Bedî: “Eşi ve benzeri olmayan güzellik sahibi, eşsiz yaratan.”

 

Ebedilik şerbeti içiremez hiç saki                                                                                                                                                                                                                          Yaramış sonsuzu, sonsuz El-Bâkî
96- El-Bâkî: ”Varlığının sonu olmayan, ebedi olan.”

İnsanım diyene yakışmaz haris                                                                                                                                                                                                                                  Ezelden ebede asıl El-Vâris
97- El-Vâris: “Her şeyin asıl sahibi olan.”

 

Yollar insan için hep çeşit çeşit                                                                                                                                                                                                                                    Hakikat yokunu bilen Er-Reşîd
98- Er-Reşîd: “İrşada muhtaç olmayan, doğru yolu gösteren.”  

 

Fil ordusu vardır bil tabur tabur                                                                                                                                                                                                                        Hesabı mizanla sorar Es-Sabûr
99- Es-Sabûr: “Ceza vermede acele etmeyen.”

 

*Cemaziyülevvel (Hicri 5. Ay) : Geçmiş olarak da kullanılmaktadır

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , | ESMAÜ’L HÜSNA – 99 HAZiNE için yorumlar kapalı
Haz 17

BELEDİYESİ İSTANBUL’U “KONSTANTİNAPOLİS” YAPTI!

BELEDİYESİ İSTANBUL’U “KONSTANTİNAPOLİS” YAPTI!

 

Erdoğan,miting meydanlarında bu konuşmaları yaparken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın rezalet ötesi bir skandala imza attığından haberi olan var mı?.. Fotoğraflı belgeleriyle anlatayım;İstanbul’da hava alanlarına yolcu taşıyan HAVABUS firması yolculara ücretsiz olarak “skyroad” adlı dergi dağıtıyor. Bu dergiye ilave olarak” Şehr-i keşfet, EXPLORE the city” broşürü de ücretsiz olarak sunuluyor. “Ee, ne mi var bunda?”..

Skandal ötesi broşürün arka yüzündeki haritada Fener Rum Patrikhanesi “ECUMENICAL PATRIARCHATE” (EKÜMENİK PATRİKHANE) olarak yazılmış. Daha ne olsun?.. Broşürün ön yüzünde de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin nal gibi imzası var!.. HAVABUS firmasına ait otobüsleri, Türk vatandaşları ile birlikte yabancı ülkelerin vatandaşları da kullanıyor. AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fener Rum Patrikhanesini bütün dünyaya “Ekümenik Patrikhane” olarak tanıtıyor ve sözde Konstantinopolis Patrikhanesi’ne açık destek veriyor.Rezalete büyük tepki gösteren Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, “Somut örneklerden anlaşılacağı üzere Erdoğan, ‘İstanbul’u Konstantinopolis yapamayacaksınız’ derken İstanbul, Konstantinopolis olma yolunda hızla ilerliyor” dedi.

Ümit Yalım, “Peki Erdoğan, Fener Rum Patrikhanesi’nin kullandığı Konstantinopolis ismini nasıl izah edecek” diye sorduktan sonra peş peşe örnekler sıraladı:

“Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 3 Ocak 2011’de Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu da 3 Mart 2012’de  Fener Rum Patrikhanesini ziyaret etti. Ziyaret fotoğrafının yayınlandığı internet sitesinde Constantinople-Konstantinopolis yazılmış. İstanbul, Konstantinopolis yapılmış.Patrikhane’nin internet sitesinde Bartholomeos’un biyografisi (özgeçmişi) yayınlanmış. Özgeçmiş sayfasında Bartholomeos’un unvanı, Konstantinopolis Başpiskoposu – Yeni Roma ve Ekümenik Patrik olarak yazılmış.Erdoğan, ‘İstanbul’u Konstantinopolis yapamayacaksınız’ diyor ama Fener Rum Patrikhanesi İstanbul’u Konstantinopolis yapmış. Erdoğan, sözde Konstantinopolis Başpiskoposu Bartholomeos ile değişik zamanlarda bir araya geldi. Erdoğan ve AKP Hükümeti bugüne kadar Bartholomeos ve Fener Rum Patrikhanesi’nin Konstantinopolis ismini kullanmasına engel olmadı. Erdoğan, sözde Konstantinopolis Başpiskoposu unvanını kullanan Bartholomeos’u, 25 Nisan 2018’de, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul ederek Konstantinopolis’i zımnen ve hukuken tanımış oldu.Fatih Sultan Mehmet‘in 1453 yılında tarihe gömdüğü Bizans/Konstantinopolis bayrağı Erdoğan’ın iktidarı döneminde Türk topraklarında dalgalanmaya başladı. Erdoğan, İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içinde dalgalanan  Bizans/Konstantinopolis bayraklarını nasıl izah edecek? Rum cemaatin olmadığı İznik ve Bursa‘da 2004’de kurulan Konstantinopolis Metropolitliklerini nasıl izah edecek?Rum cemaatin olmadığı İzmir‘de 2016’da kurulan Konstantinopolis Metropolitliğini nasıl izah edecek?.”

Atalar ne güzel demiş ya;

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!..

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | BELEDİYESİ İSTANBUL’U “KONSTANTİNAPOLİS” YAPTI! için yorumlar kapalı
Haz 16

Kim lan bu Türkiye’den katılan adam?

 

 

Kim lan bu Türkiye’den katılan adam?

  • Pamuk prenses, süpermen ve pinokyo yürüyüşe çıkmışlar…
    Yürürlerken önlerine bir tabela çıkmış.” Dünyanın en güzel kadını” yarışması…yazıyormuş üstünde.

    – Bu yarışmaya katılıyorum, demiş pamuk prenses..
    Yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen Pamuk prenses’e sormuş
    Süpermen ve Pinokyo.
    – Eeee, nasıl gitti?
    – Birinci oldum, demiş pamuk prenses.

    Yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış.
    “Dünyanın en güçlü adamı” yarışması…yazıyormuş üstünde.
    -Bu yarışmaya katılıyorum, demiş Süpermen.
    Yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen süpermen’e sormuş
    Pinokyo ve Pamuk prenses.
    – Eeee, nasıl gitti?
    – Şüpheniz mi vardı?, demiş Süpermen.

    Yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış.
    “Dünyanın en yalancı insanı” yarışması…yazıyormuş…
    -Bu yarışmaya katılıyorum, demiş pinokyo.
    Yarım saat sonra arkadaşlarının yanına gözyaşları içinde dönen pinokyo’ya sormuş süpermen ve pamuk prenses.
    – Ne oldu?
    Pinokyo sormuş bu defa ” kim lan bu Türkiye’den katılan adam?!?

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , | Kim lan bu Türkiye’den katılan adam? için yorumlar kapalı
Haz 15

ARAPLARDA NUMARALI ADLAR.

ARAPLARDA NUMARALI ADLAR.

 

Rabia Arapça’da “dördüncü” demektir.
Öyle sanıldığı gibi mübarek ve anlamlı bir isim değildir.
Çünkü Arap kültüründe, kız çocukları insandan sayılmadığı için, kızı olanlar isim vermez numara verirlerdi.

Vahide isim değildi, birinci demekti. İlk doğan kıza verilen numaraydı.

Saniye ikinci demekti, ikinci kızı olana verilen numaraydı.

Selase ve Bite isimleri üçüncü demekti, üçüncü doğan kızlara verilen numaraydı.

Rabia da dördüncü demekti, dördüncü doğan kıza verilen numaraydı.
Bizimkilerde Rabia’yı çok mübarek ve çok dini içerikli bir isim zannederler, bilmiyorlar ki Araplar, insandan saymadığı ve isim vermeye lüzum görmediği kız çocuklarına işte böyle numara takarlardı, tıpkı otomobillere takılan plakalar gibi.!

Dünya kurulduğundan beri kız çocuklarını, diri diri toprağa gömen kültüre sahip tek millet Araplardı.
Bunun esas sebebi ise, tefecilik yapan, fahiş faizlerle verdikleri paraları ödeyemeyen kişilerin kızlarına, karılarına el koyup pazarlayan insafsız ve ahlaksız, Arap egemenlerinin eline düşmesinden korkan Araplar, yeni doğan kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek bu akıbetten koruduklarını zannederlerdi..

Peki, o çağlarda Türk’ler nasıldı?
Türk’ler kız çocuklarına, hatunlarına değer veren, onları önemseyen, insan yerine koyan, komutanlar ve hakanlar gibi yetiştiren tek tanrılı dine mensup bir milletti.
Ve insan hakları açısından da çağdaş kültürün örneklerini vermiş önder uluslardandı.

Eski Türkçe’de “namus” sözcüğü yoktu çünkü namussuzluk nedir bilmezlerdi!

Türk geleneğinde kadın arkadaştı, kadın anneydi, kadın sevgiliydi, tek başına bir devletti.

Ne zaman ki Türkler Müslüman oldu, Arap kültürü geldi, kadın, kadın olduğuna bin pişman oldu.!
Kadın dövmek maalesef Türklerin Arap kültürüyle tanıştıktan sonra başlayan bir olaydır.
Eski Türk kültüründe, örfünde kadın her zaman el üstünde tutulurdu.
Tarihe geçmiş Cengizhan’ın eşi için söylediği
“Ben sizin Hanı’nızım, bu da benim Han’ım” sözleriyle dilimize yerleşen “hanım” kelimesi de bunu göstermektedir!

Yani KADIN EVİN HANIYDI.

 

(*Mustafa Durmuş’ un Tomris’ ten Rabiya’ a adlı kitabından)

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , | ARAPLARDA NUMARALI ADLAR. için yorumlar kapalı
Haz 14

BEHLÛL DÂNÂ’NIN HALİFE HARUN REŞİT’E HİTABEN YAZDIĞI MEKTUP

BEHLÛL DÂNÂ’NIN HALİFE HARUN REŞİT’E HİTABEN YAZDIĞI MEKTUP

Leyse’l-‘îdü li-men lebise’l-cedîd/İnnemâ’l-‘îdü li-men emine mine’l-va’îd//Leyse’l-‘îdü li-men yetebahharu bi’l-‘ûd//İnnemâ’l-‘îdü li-men tâbe ve lâ-ye’ûd//Leyse’l-‘îdü li-men zeyyene’l-kusûr//İnnemâ’l-‘îdü li-men zeyyene’l-kubûr//Leyse’l-‘îdü li-men rakibe’l-metâyâ//İnnemâ’l-‘îdü li-men tereke’l-hatâyâ//Leyse’l-‘îdü li-men ânese bi’l-gılmân//İnnemâ’l-‘îdü li-men ânese bi’l-Kur’ân//Leyse’l-‘îdü li-men celese ‘ale’l-bisât//İnnemâ’l-‘îdü li-men câveze’s-sırât…

TERCÜMESİ

Yeni elbiseler giyen, güzel kokular sürünen, evlerini ve villalarını donatan, lüks araçlara binen, ay yüzlü güzellerle gezen ve nefis yemeklerin bulunduğu sofralara oturan kişiler için değildir bayram…

Azaptan emin olan, bir daha yapmamak üzere günahlarına tövbe eden (töbe-i nasuh), kabrini mâlî ve bedenî ibadetlerle süsleyip hazırlayan, hatalarını terk eden, dâimâ Kur’ân’ın hükmüyle amel eden ve sıratı şimşek hızıyla geçecek olan sâlih kulların hakkıdır bayram…

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | BEHLÛL DÂNÂ’NIN HALİFE HARUN REŞİT’E HİTABEN YAZDIĞI MEKTUP için yorumlar kapalı
Haz 13

ADI MİLLÎ, ADALAR İŞGAL ALTINDA

ADI MİLLÎ, ADALAR İŞGAL ALTINDA

 

Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım der ki;

“Hürriyet Gazetesi Yazarı Fatih Çekirge bir yazısında önemli bir noktaya değindi ve dedi ki;

-Av sezonu açılınca elbette bizim balıkçılar balığın en verimli olduğu yerleri seçiyorlar. Bunlardan birisi de Didim açıklarıdır. İşte orada da Bulamaç Adası diye bir ada var. Yunanlılar nedense bu adaya takık. Onların generalleri, sahil güvenlik botları, gemileri oraya yaklaşınca. Biz de boş durmuyoruz elbette. Geçenlerde bizden en üst düzeyde komutan oradaydı.

Yazıda bahsedildiği şekilde Türk Deniz Kuvvetleri’nin Türk balıkçılarına sahip çıkması son derece memnuniyet vericidir.

Bulamaç Adası, 6 millik Türk karasuları içinde olup 2004’den beri, yani tam 14 yıldır Yunan işgali altındadır. Adaya Yunan askerleri ile birlikte top, uçaksavar ve tanksavar silahları yerleştirilmiş ve namluları Türkiye’ye çevrilmiştir.

Bulamaç Adası’na Yunan Savunma Bakanı, Hollandalı Bakanlar, Yunan Genelkurmay Başkanı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları, hiçbir engelle karşılaşmadan gelip gitmektedir.

İngiliz ve Amerikan haritaları ile Türk Deniz Kuvvetlerinin haritalarına göre Bulamaç Adası Türk Adası olup, adanın egemenliğinden Ege Ordu Komutanlığı, adadaki kamu düzenini sağlamaktan Jandarma Genel Komutanlığı, adanın karasularında kamu düzenini sağlamaktan da Sahil Güvenlik Komutanlığı sorumludur.

SORU 1: Bulamaç Adası’na giden en üst düzey komutan Genelkurmay Başkanı mıdır? Anılan komutan Bulamaç Adası’na çıktı mı, yoksa adanın etrafında tekne ile gezinti mi yaptı?

SORU 2: Yunan Sahil Güvenlik Botlarının Türk karasularında ne işi var? Anılan botların Türk karasularına girişi neden engellenmiyor?”

Ümit Yalım bu durumda birçok adanın olduğunu ve hepsinde de işgalin sürdüğünü belirtiyor..

Ümit yalım devam ediyor: “Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Harp Okulları mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, “Bazıları ‘askeri okullar kapatıldı’ diye propaganda yapıyor. Halbuki burada olduğu gibi harp okullarımız, astsubay meslek yüksek okullarımız, enstitülerimiz faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak günümüz şartlarında ihtiyaç kalmadığı için Askeri LİSELER kapatıldı” dedi.

Şimdi biz de Erdoğan’a soralım, Askeri Liseler ihtiyaç kalmadığı için kapatıldıysa, “İzmir, Aydın ve Muğla’daki Yunan Liseleri ihtiyaçtan mı açıldı?” Eğer böyleyse, bu neyin ihtiyacıdır..”

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ADI MİLLÎ, ADALAR İŞGAL ALTINDA için yorumlar kapalı