Ara 15

ATATÜRK’E SALDIRMAK TÜRK’E SALDIRMAKTIR?

ATATÜRK’E SALDIRMAK TÜRK’E SALDIRMAKTIR?

Millî Mücadele sırasında “Mustafa Kemal’in muzaffer olduğunu görmektense, memleketin Yunanlar tarafından alınmasını tercih ederim.” Diyenlerin torunları şimdilerde tarihin çöplüğünden Atatürk‘e saldırıyorlar.

Mustafa Kemal Atatürk‘ün kimlere karşı hangi mücadeleyi verdiğini de Sevr’in meşruiyetini savunmak için Amerikalı diplomatın söylediği şu sözlerden anlamak mümkündür: “Cinayet, Kur’an tarafından Muhammed dininin bir parçası olarak kabul edildiği sürece, Müslümanların Hıristiyanları ya da Yahudileri idare etmesine izin verilmemelidir”.

Atatürk işte bu zihniyete karşı Kur’an’ı bu topraklarda hâkim kıldı ve ona saldıranları geldikleri yerlere geri gönderdi.  

Atatürk, Türk Milletinin ve devletinin istiklal ve istikbali uğruna fedai can etmiş kurucu kahramanıdır. Şerefini ve unvanını oturduğu koltuktan değil savaş alanlarından almıştır.

Bu topraklarda yaşayan herkesin altında yaşadığı bayrağı en yüce yere diken kişidir. Devletin kuruculuğunu, milletin ve mabedin bekçiliğini yapmıştır.

Elbette onlar dün olduğu gibi bugün de Atatürk‘e saldıracaklardır.

Atatürk‘e saldıranlar aynı zamanda Türk, Türk Milleti ve Cumhuriyet’e de saldırmaktadırlar.

Atatürk takıntısının altında yabancıya duyulan gönüllü bağlılık sendromu vardır.

Bu hastalığı tedavisi yoktur!

 

 

Alıntı

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | ATATÜRK’E SALDIRMAK TÜRK’E SALDIRMAKTIR? için yorumlar kapalı
Ara 14

“ASİL TÜRK!”

“ASİL TÜRK!”

“İstanbul Bahçekapı’da meşhur bir terzihanenin sahibi olan Macar Mösyö BAK, aralarında İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, Rum, Ermeni ve Yahudi bulunan bir topluluğa şunları söylemiş:

“- Ticarethanemizde çalışan bir Türk, harbe giderken; daha evvel aldığı on, on beş lira borcu veremeyeceği için özür diledi. Fakat harpten sağ dönerse kendisinin, şehit düşerse ailesinin mutlaka bu borcu ödeyeceğini söyledi.”

Umumi Harp bittikten sonra bir gün bir delikanlı ziyaretime geldi. Bize borçlu Türk’ün oğlu olduğunu söyleyerek:
“- Babam harpte şehit oldu. Vasiyeti gereği borcunu getirdim. Paramız olmadığı için daha evvel getiremedim, kusura bakmayın!” dedi…
Ben parayı almamakta ısrar edince, delikanlı çok müteessir oldu. Ve:

“- Babamın vasiyetidir. Eğer almazsanız onun ruhu muazzep olur. Bu bir namus borcudur!” dedi.
Mösyö BAK, hadiseyi anlatırken gözleri yaşarmış ve sözlerini şu cümleyle bitirmiş:
“- Efendiler! Dünyanın en asil, en doğru, en namuslu milleti Türk milletidir.”

Alıntı: Haziran 1951 tarihli sayılı “Tarih Hazinesi” dergisinden

O DOĞRULUĞU, O NAMUSU, O ASALETİ ASLA KAYBETMEYİN!

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , | “ASİL TÜRK!” için yorumlar kapalı
Ara 13

HAİNLİĞİN RESMİ

HAİNLİĞİN RESMİ

 

Bin dokuz yüz on ikide Trablusgarp’ta İtalyan askeri ya da onların torunlarındansanız Mustafa Kemal’e saldırırsınız.

                Bin dokuz yüz on beşte Çanakkale’de Boğazı’nı geçmeye çalışan ANZAK askeriyseniz, onların akrabasıysanız adı Mustafa Kemal olan Atatürk‘e siz de saldırırsınız.

                Siz “Çanakkale Savaşı önemli bir savaş değildir” diyorsanız, “Çanakkale Şehitleri” için;

“Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.”

Diyen Mehmet Akif Ersoy’a da “serserinin teki” diye saldırırsınız!

İzmir’i işgal edip Polatlı önlerinden ters yüz edilen ve son darbeyi 30 Ağustos’ta yiyerek tık nefes kalmış Yunan askeriyseniz ya da hainseniz“keşke Yunan galip gelseydi!” dersiniz.

Sonuçta Mustafa Kemal Atatürk, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyor. Siz ise ünlü Shakespeare’in gerçek adının “Şeyh Pir” olduğunu tam bir ilmi (!) çalışma sonucunda açıklıyorsanız Atatürk‘e saldırırsınız.

 

Alıntı

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , | HAİNLİĞİN RESMİ için yorumlar kapalı
Ara 12

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Aklın süsü dil, dilin süsü sözdür” Yusuf Has Hâcib                                                                                          

* “Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır: Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum.” M. Kemal Atatürk

* “Akıllının uzun kulakları, kısa dili vardır.” İsveç özlü sözü.

* “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” M. Kemal Atatürk

* “Biz, düşmanlarımızdan bile öğrenebiliriz.” Ovidius

* “Şu dünyada güvenip de aldatılmayan var mı?” Eliza Cook

* “Bir ülke için en büyük felaket, cehaletin örgütlü şekilde eyleme geçmiş halidir” Goethe

* “Kelimelerini yükselt, sesini değil. Yağmurdur çiçekleri büyüten, gök gürültüsü değil.” Mevlana

* “Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir…” M. Kemal Atatürk

* “Kullandıkça keskinleşen tek alet, dildir.” W. Irwing

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Ara 11

SÖZDE DİN ADAMIYSANIZ!

SÖZDE DİN ADAMIYSANIZ!

Dinî kıyafetler içinde din düşmanı bir adamsanız Haçlıları Anadolu’nun bağrında durduran, İslam’ı da Avrupa’nın içine taşıyan Türklükten istifa edersiniz!

Bu durumda Anadolu’yu işgale yeltenen “Yunan ordusu halifenin ordusudur, asıl kafası kopartılacak mahlûkat Ankara’dadır.” dersiniz!

Bu cümleyi kuran bir mahlûkatın hangi millete hizmet edeceği ve kime saldıracağı belli değil midir?

                Böyle bir mahlûk Yunanistan’a sığınıp ve orada çıkardığı gazetede “Allah’ın huzurunda Türklükten istifa ediyorum, tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme, beni Türk Milletinden atfetme” diye yazması yadırganacak bir husus değildir.

Siz Şeyhülislam Mustafa Sabri iseniz elbette Atatürk‘e saldıracaksınız!

Çünkü O, Yunan’ı denize dökmüştür.

                Eğer  “DİNLER ARASI DİYALOĞCU” ya da FETÖCÜ’yseniz Amasya’da yayınladığı genelge ile “Vatanın bütünlüğü, Milletinin istiklali tehlikededir. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracak” diyerek milleti vatanını işgal etmiş düşmana karşı direnişe çağıran Atatürk‘e elbette saldıracaksınız!

                Çünkü FETÖ firarisi zat, “Vatanı satmanın” İslam’a göre günah olmadığını açıkça yazmıştı. O bunu şu cümlelerle ifade etmişti: “Mahşerde ‘kulum niye ya vatanını sattın?’ diye soru yok. Çünkü sorular Kur’an’dan çıkacak ve KUR’AN’DA ‘VATAN SATMAK’ diye 1 kavram yok.”

                CIA’nın emir erlerinden başka türlü bir tavır beklemek abesle iştigal olur!

                Bu durumda CIA’nın emrindeki bir FETÖCÜ olarak “Vatanım; Ha ekmeğini aşını, ha uğruna kurşun yemişim.” “Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz” diyenler artık hedefinizdir. Zira vatansızın, milliyetsizin en büyük düşmanı vatanı savunanlardır!

 

Alıntı

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , | SÖZDE DİN ADAMIYSANIZ! için yorumlar kapalı
Ara 10

İstiklâl Güneşi

İstiklâl Güneşi

 

İstiklal güneşi gölgelendi dün

Hilali, yıldızı kara bağlandı

Varlığına sinsi tehdit var bugün

Sonsuzluk ülküsü zora bağlandı

 

Demokrasi ile ülke soyuldu

Helsinki sözüne harfen uyuldu

Peşmerge başıyla gurur duyuldu

Ülkenin her anı zara bağlandı

 

Dünyaya hükmetti hakanla, hanla

Göğsündeki kale gibi imanla

Hürriyet bedeli canla, cananla

Cehennem ateşi, kora bağlandı

 

Sanmayın ki bu yurt yiğitsiz, ersiz

Gönülleri suskun, gözleri fersiz

Korkular,  kaygılar gereksiz, yersiz

Gönüller İlahî yar’a bağlandı

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | İstiklâl Güneşi için yorumlar kapalı
Ara 09

OSLO MUTABAKATI DOLMABAHÇE MUTABAKATI (2)

OSLO MUTABAKATI DOLMABAHÇE MUTABAKATI (2)

 

  1. Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe mutabakatını kabul etti…

Tarih: 22 Mart 2015

Yer: Cumhurbaşkanlığı uçağı

Ukrayna gezisinden dönerken uçaktaki gazetecilerin Dolmabahçe mutabakatı sorusu üzerine Erdoğan özetle şöyle konuştu:

“Hükümet benimle mutabakata varmadan hareket etti. Bu metnin demokrasi adına nesini kabul edeceğim? Ben Dolmabahçe mutabakatı ifadesini asla kabul etmiyorum. Çünkü ortada bir hükümet var, öbür tarafta da grubu olan bir siyasi parti var. Burada neyin mutabakatını, kiminle niçin sağlıyorsunuz? Böyle bir şey olamaz. Mutabakatın yeri parlamentodur.”

 

  1. Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe mutabakatını kabul etti…

Tarih: 8 Ocak 2016

Yer: Sonsöz gazetesi

Yazar Tandoğan Uysal Leyla Zana’nın eşi ve Kürt Hareketinin liderlerinden Mehdi Zana ile yaptığı söyleşiyi özetle şöyle yazdı.

Soru: Kürdistan’ı bırakın Türkiye’de sınırına komşu bile kurdurtmayacağını açıkladı Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Mehdi Zana: Dünyada bir Kürdistan varlığı tanınıyor sadece Türkiye’de tanınmıyor. Dünya tarihinde Kürdistan’ın iyi araştırılması gerekir. Bu tespit edildiği zaman, Kürdistan da çözülmüş olacaktır.

Dolmabahçe görüşmelerinde verilen vaatlerde aslında Kürdistan tanınmıştır.

Erdoğan’ın oyunundan sonra çark edilse de bugün PKK’nın yaptığı onu dayatmaktır. Türkiye sonunda Kürdistan’ı verecektir. Şu an yapılan sadece ayak sürümektir, paniktir.”

 

Tarih: 27 Kasım 2018

Yer: Yeniçağ Gazetesi

Hüdavendigar Onur’un haberini özetleyeyim:

“Demokratik Gelişim Enstitüsü, Norveç’in başkenti Oslo’da “Kürt açılımı” için yine masa kurdu. Etrafında oturanlar, Diyarbakır AKP eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, siyasetçi Ufuk Uras, artist Kadir İnanır, gazeteciler Yıldıray Oğur ve Ali Bayramoğlu oldu.

AKP’li Efkan Ala, Mehdi Eker ve Taner Yıldız da Nisan ayında İngiltere Merkezli  DPI’yi ziyaret etmişti.”

Bu haberin ayrıntılı bir şekilde ortaya koyduğu görüşmeler şu gerçeği ortaya çıkardı:

“Yeni Kürt süreci Cumhur İttifakı tarafından başlatılıyor.”

Hayırsız, uğursuz olur inşallah…

 

Alıntı:  Orhan UĞUROĞLU

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | OSLO MUTABAKATI DOLMABAHÇE MUTABAKATI (2) için yorumlar kapalı
Ara 08

Limoncu

Limoncu

Adamın biri “taşı toprağı altın” diyerek İstanbul’a göçer. Cebinde kalan son parayla bir sandık limon alır. İstanbul sokaklarında başlar bağırmaya; “Çaya çorbaya, sulu bunlar” yanına gelenler limonu yoklayıp uzaklaşır. Sıcak bir gündür. Hem acıkmış hem susamıştır, hem oruçtur.

İçinden duaya başlar, “bari bir tane satsam da su ve ekmek alsam” diye düşünür. Yaz günü, güneş beynine iyice geçmiştir. Dudakları bile çatlamaya başlamıştır. Yanına biri yaklaşınca yeniden ümitlenir. Adam limonlardan birini eline alıp yoklar. “Erkek bunlar” der ve bırakır. Arkasını döner dönmez Limoncu onun gırtlağına yapışır. Bir yandan da bağırmaya başlar, “Ulan sıkacan mı, yoksa yatacan mı?”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , | Limoncu için yorumlar kapalı
Ara 07

OSLO MUTABAKATI DOLMABAHÇE MUTABAKATI (1)

OSLO MUTABAKATI DOLMABAHÇE MUTABAKATI (1)

 

Tarih: 19 Eylül 2012

CHP sözcüsü Haluk Koç, Oslo mutabakatı metnini, “Taraflar, bugüne kadar Oslo ve İmralı süreçlerinde vurgulanan Kürt sorununun kalıcı çözümüne yönelik temasların sürdürülmesi ve yürütülecek çalışmaların Anayasal ve yasal çerçevede sonuçlandırılmasının esas alınmasının gerekliliği konusunda varılan mutabakatları teyit ederler” diye açıkladı.

Koç, Oslo görüşmelerinin İngiltere hakemliğinde yapıldığını ve mutabakat metninin İngiliz devlet arşivinde olduğunu da söyledi.

 

  1. Recep Tayyip Erdoğan bu görüşmeyi ve Oslo mutabakatını reddetti.

Tarih: 26 Eylül 2012

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kanal 7 televizyonunda yayınlanan İskele Sancak programında Mehmet Acet ile gazeteciler Fehmi Koru, Hasan Öztürk ve Salih Tuna’nın sorularını yanıtladı.

Erdoğan şöyle konuştu:

“Biz bir hukuk devletiyiz. Atacağımız adımları da hukuk çerçevesinde atacağız diyoruz. Ama hukuktan anlayamayana da, Şemdinli’de, Beytüşşebap’ta olduğu gibi gereği yapılacaktır. Bu süreç içerisinde bizim şahsen ben İspanya Başbakanı Zapatero ile olsun, İngiltere Başbakanı Blair ile olsun bunlarla bu görüşmeleri ben de yaptım. Beşir Bey’i (Devlet Bakanı Beşir Atalay) millî birlik ve kardeş projesi kapsamında oralara gönderdim. Kendisi de oralarda ilgili bakanlarla gerekli görüşmeleri o da yaptı.

Biz kimsenin adım atmakta tereddüde düştüğü, İmralı olsun, Oslo olsun çok açık net… Bu adımları da attık. Niye? Acaba nerede bir şey var, bunu görelim, bununla bunu yapalım. Oslo’da olacaksa, Oslo’yla bunu yapalım. Onun için de Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı olarak Emre Bey zamanından itibaren başlattık görüşmeleri. Sonra Hakan Bey geldi, Hakan Bey’le de aynı şekilde devam ettik.”

 

  1. Recep Tayyip Erdoğan Oslo görüşmelerini ve mutabakatını kabul etti…

DOLMABAHÇE MUTABAKATI

Tarih: 28 Şubat 2015

Yer: Dolmabahçe Sarayı

Erdoğan hükümetini temsilen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal ve Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammet Dervişoğlu katıldı

HDP’yi grup başkan vekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder temsil etti.

Toplantı sonunda Erdoğan Hükümeti ile Öcalan-PKK ve HDP tarafından kabul edilen 10 maddelik Dolmabahçe mutabakatı metnini Sırrı Süreyya Önder açıkladı

Önder, “Tarihî bir niyet beyanıdır” dedi…

Tarih: 28 Şubat 2015

Yer: İstanbul Atatürk Havaalanı VIP salonu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan özetle şu açıklamayı yaptı:

“Tabii silahların bırakılması çağrısı bizler için çok çok önemli bir beklenti idi. Bu demokratik açılım süreci ile başlayan bir çağrıdır. Millî birlik ve kardeşlik projesi ile başlayan bir şimdi de çözüm süreci ile devam eden ve bunu artık noktalayalım diye hasretle beklediğimiz bir çağrıdır.”

 

Alıntı:  Orhan UĞUROĞLU

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | OSLO MUTABAKATI DOLMABAHÇE MUTABAKATI (1) için yorumlar kapalı
Ara 06

ATATÜRK’TEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÜŞMANLARINA…

ATATÜRK’TEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÜŞMANLARINA…

 

Büyük önder Atatürk, büyük taarruzun ve Cumhuriyet’in ilanının yıldönümü olan 30 Ağustos 1925 tarihinde Kastamonu nutkunda sizler için şunları söyledi:

“Efendiler ve ey millet iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikatı medeniyedir.

Hissettiğim ve gördüğüm hususatı olduğu gibi söylemeyi tarih ve vicdan karşısında vazife bilirim.

Hükümeti Cumhuriyetimizin bir Diyanet İşleri Riyaseti Makamı vardır.

Ancak bu yolda vazifedar olmayan birçok insanlar da görüyorum ki, aynı kıyafet iktisasında berdevamdırlar. Bu gibiler içinde çok cahil hatta ümmi olanlarına tesadüf ettim. Bilhassa bu gibi cühela, bazı yerlerde halkın mümessilleriymiş gibi onların önüne düşüyorlar. Halkla doğrudan doğruya temasa adeta bir mani teşkil etmek sevdasında bulunuyorlar. Bu gibilere sormak istiyorum. Bu sıfat ve selahiyeti kimden, nereden almışlardır.

Millete hatırlatmak isterim ki, bu laubaliliğe müsaade etmek asla caiz değildir. Her halde sahibi salahiyet olmayan bu gibi kimselerin muvazzaf olan zevat ile aynı kisveyi taşımalarındaki mahzuru hükümetin nazarı dikkatine vazedeceğim.

Mesela karşımda kalabalığın içinde bir zat görüyorum. Başında fes, fesin üstünde yeşil bir sarık, sırtında bir mintan, onun üstünde benim sırtımdaki gibi bir ceket daha alt tarafını göremiyorum. Şimdi bu kıyafet nedir? Medeni bir insan alelacaip kıyafete girip dünyayı kendine güldürür mü? …Devlet memurları da, bütün millet de kıyafetlerini tashih edecektir. Fen, sıhhat noktainazarından ameli olmak itibariyle, her noktainazarından tecrübe edilmiş medeni kıyafet iktisa edecektir. Bunda tereddüte mahal yoktur. Asırlarca devam eden gafletin acı derslerini tekrarlamağa takat yoktur. Adam olduğumuzu, medeni insan olduğumuzu isbat ve izhar için icap edeni yapmakta taannüt (direnme) adamlıkla kabili telif değildir.”

Söylemem o ki o fesli ve sarıklı fotoğraftaki şahıslar Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlarıdır.

 

Alıntı:

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , | ATATÜRK’TEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÜŞMANLARINA… için yorumlar kapalı